Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 11.09.2025, 10:18 PM (GMT)

Tarihi dayanışmaya teşekkürler

Tarihi dayanışmaya teşekkürler figure > Belgeseli haberlerimiz nedeniyle gazetemize resmi ilan cezası verenler, hukuka aykırı yollarla gazetemizi baskı altına almak isteyenler, Cumhuriyet’in Atatürkçü, sadık okuyucusunu hesaba katmadı. 17 Kasım’da başlayan ve daha da süreceği anlaşılan bu hareket, bir halk direnişidir ve tarihe geçecektir. Tarihe not düşmek amacıyla dayanışmanın başladığı günden 31 Aralık 2020’ye kadar dayanışma ilanı verenlerin listesini yayımlıyoruz. Teşekkürler Cumhuriyet okurları… Teşekkürler Türkiye… Değerli Cumhuriyet dostları, Sevgili okuyucularımız... Cumhuriyet’i susturmak istiyorlar... Yazarlarımıza davalar açıyorlar, yetmiyor, Basın İlan Kurumu aracılığıyla milyonlarca liralık cezalar kesiyorlar... Oysa Cumhuriyet gazetesini hiç tanımıyorlar... 96 yıllık bir çınar olan Cumhuriyet gazetesinin köklerinin cumhuriyet felsefesi, laik toplum anlayışı, çağdaş topluma saygı ve inanç olduğunu bilmiyorlar. Cumhuriyet gazetesinin savunduğu değerlerle birlikte sadık okuyucusuna dayandığını ise hiç bilemiyorlar, anlayamıyorlar. Kurulması Atatürk’ün isteği ile gerçekleşen Cumhuriyet gazetesi, cumhuriyet rejiminin, cumhuriyete dayalı yönetim modelinin temel ilkelerinin yılmaz savunucusudur.AYDINLANMA DEVRİMLERİCumhuriyet’in, 29 Ekim 1923’te ilanından 6 ay sonra yayın yaşamına başlayan Cumhuriyet gazetesi, tek kelime ile Atatürkçüdür. Cumhuriyet gazetesi, sadece cumhuriyet yönetim biçiminin ilkelerini değil, Çağdaş bir toplum yaratılması amacıyla gerçekleştirilen aydınlanma devrimlerinin de ödünsüz savunucusudur. Çok partili sisteme geçtiğimiz günden bugüne Cumhuriyet gazetesi evrensel demokrasinin, kuvvetler ayrımına dayalı parlamenter demokrasinin ve hukuk devletinin ödünsüz savunucusudur. Cumhuriyet gazetesi, laik toplumsal ve hukuksal düzenden yanadır. Kadın haklarının, milli gelirin adil dağıtımının, sosyal adaletin, emekçi ve çalışanların haklarının her gün ödünsüz savunulduğu bir yayın organıdır.TEK ADAM REJİMİCumhuriyet, her türlü yolsuzluk, kanunsuzluk, partizanlık, kamu yönetiminde liyakate dayanmayan atamalar ve talan ekonomisine karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunur. Partili cumhurbaşkanlığı ve dünyada bir benzeri olmayan tek adam rejimine karşıdır.KORKUTMAK, SİNDİRMEK İSTİYORLARBu yayın çizgisi ve toplumsal yaşam anlayışı nedeniyle, AKP siyasal iktidarı, başından beri Cumhuriyet gazetesinden rahatsızlık duymaktadır. Korkutmak, sindirmek ve yıldırmak için gazeteye karşı sürekli davalar açılmakta iken, bu kez, Basın İlan Kurumu (BİK) aracılığıyla gazetemiz ekonomik baskı altına alınmak istenmiştir. Gazetemize milyonlarca liralık cezalar BİK kanalıyla verilmekte, anayasa ve yasalara aykırı olan bu kararları İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi de hemen onaylamaktadır. Oysa, davalar, hapisler, ekonomik cezalar, Cumhuriyet gazetesini susturamaz. Gazetenin tarihi, yapısı ve Kuvayi Milliyeci karakteri, bu gibi baskıları reddeder. Cumhuriyet gazetesinin susmayacağını, yolundan dönmeyeceğini, AKP siyasal iktidarı bilmiyor, anlamıyor.KİM SUSTURABİLDİ?96 yıllık saygın bir geçmişe sahip olan Cumhuriyet gazetesini bugüne kadar kim susturabildi? Kim yolundan döndürebildi? Cumhuriyet, tek parti döneminde kapatılmış ama susmamış... DP zamanında Cumhuriyet’e cezalar yağdırılmış, onun kâğıdını, mürekkebini kesmişler, susmamış... Askeri darbeler zamanında, örfi idare komutanları gazeteyi kapatmış, Cumhuriyet gazetesi yılmamış... Yazarlarımızı; Uğur Mumcuları, Ahmet Taner Kışlalıları, Bahriye Üçokları, Onat Kutlarları, Cavit Orhan Tütengilleri, Muammer Aksoyları öldürmüşler, Cumhuriyet yolundan dönmemiş... Cumhuriyet gazetesi her daim şunu söyledi: “Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan...”FETÖ’YE GERÇEKTEN KARŞI DURAN GAZETECumhuriyet gazetesi, sözde değil gerçekte FETÖ hareketine karşı olan gazetedir. Cumhuriyet gazetesi, Türk toplumuna karşı uygulanan uluslararası casusluk teşkilatlarının tuzaklarını bozan, onları deşifre eden bir gazetedir. Cumhuriyet gazetesinin bu karakterini anlayamıyorlar... Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi fesatlar ve tuzaklarla dolu FETÖ girişimlerine ilk teşhisi koyan, FETÖ’yü ilk deşifre eden Cumhuriyet gazetesi olduğunu unutuyorlar... “Ne istediler de vermedik” politikasının çok tehlikeli olduğunu, Türkiye’yi felakete götüreceğini ilk gören, ilk yazan, ilk eleştiren gazetenin Cumhuriyet olduğunu bilmek istemiyorlar. Cumhuriyet gazetesini susturmak için FETÖ casusluk örgütünün gazetenin bahçesine üç kez bomba attığını unutuyorlar. Görmezden geliyorlar... Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerini savunduğu için gazetenin başyazarı İlhan Selçuk FETÖ tuzaklarıyla gözaltına alınmış, 80 yaşını aşan bu Atatürkçü, emekçiden yana bilge kişi, bu manevi işkencelere dayanamamış, hayatını kaybetmiştir. Onun için de basın şehididir. Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay Silivri’de zindanlara atıldı. Ama ne oldu? Cumhuriyet’i susturabildiler mi? İşte tam bu dönemde Cumhuriyet’in içine sokulan nifak tohumunu yaşatmak için gayret gösterenler, başarılı olabildiler mi? Bugün FETÖ hareketinin uluslararası bir casusluk teşkilatı olduğunu açıkça yazan ve FETÖ hareketine gerçek anlamda karşı çıkan tek gazete Cumhuriyet’tir. İşte zaten onun için Cumhuriyet’i sevmiyorlar. Eziyet ediyorlar, baskı altına almak istiyorlar.GERÇEĞE DAYALI HABERGerçeğe dayalı haberleri halka duyurmak bizim temel görevimizdir. Gerçeğe dayalı haberleri kamuoyuna verdiğimiz için önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, onu izleyen, Ankara’daki gökdelenleri diken Nelt Level’in sahipleri Pasifik İnşaat A.Ş, aleyhimize davalar açtılar. Ardından Basın İlan Kurumu aracılığıyla Cumhuriyet gazetesini ekonomik kuşatma ve baskı altına alma yoluna gittiler. BİK’in mali baskılarıyla gazeteyi milyonluk zararlara soktular, resmi ilan cezaları verdiler. Ancak bu hukuka aykırı yollarla Cumhuriyet gazetesini baskı altına almak isteyenler, Cumhuriyet’in Atatürkçü, sadık okuyucusunu hesaba katamadı.OKUYUCU HAREKETE GEÇTİOkuyucular bir anda Kuvayi milliye ruhuyla duruma el koydu. Kişisel olarak, gruplar oluşturarak, kurumsal olarak dayanışma ilanları verdi. Bu ilanlar 17 Kasım 2020 tarihinden itibaren her gün gazetemizde yer alıyor. Bu dayanışma hareketini bugün Türkiye’de ve dünyada hangi gazete yapabilir? Bu hareket içten istek olmadan gerçekleşemez. Bu hareket Türk siyasal tarihine geçecektir. Bu hareket “kendine özgü” bir direniştir. Kendi kendine oluşan toplumsal, dinamik bir örgütlenmedir. Siyasal iktidarın basın özgürlüğüne karşı yaptığı hukuk dışı girişimlerine bir yanıttır. Temelde toplumsal ve siyasal bir harekettir. Açıkça bir Kuvayi Milliye ruhunu taşıyan bir harekettir. 17 Kasım’dan 31 Aralık 2020’ye kadar tam 45 gündür süren ve daha da süreceği anlaşılan bu hareket, basit bir dayanışma ilanını aşan anlam taşımaktadır. Açıkça bir halk direnişidir. Öte yandan da Cumhuriyet gazetesinin toplum katmanları içinde, özellikle aydın kesimde ne derece köklü ve güçlü olduğunu gösteren ve kanıtlayan, çok önemli sosyolojik bir göstergedir.BASIN TARİHİNE GİRECEKGazetesini desteklemek amacıyla, okuyucu dayanışma ilanları tam 45 gündür aksamadan sürüyor. Bu sürede kişisel ilanlar 264; gruplaşarak, örgütlenerek kurumsallaşan ilanlar 487’yi bulmuştur ve toplamda 750’yi geçmiştir. Buna göre günde ortalama 16 dayanışma ilanı yayımlanmıştır. Hareketin devam edeceği anlaşılıyor. Bu okuyucunun büyük direnç hareketi ve dayanışması dünya basın tarihine geçecektir.TARİHE NOT DÜŞMEKBugünlerin siyasal tarihi kuşkusuz bir gün yazılacaktır. Bu halk direnci, bu karşı koyma, bu dayanışma hareketi de tarihte altın sayfa ile parlak yerini alacaktır. Tarihe not düşmek amacıyla dayanışmanın başladığı ilk günden (17 Kasım 2020), 31 Aralık 2020 tarihine kadar dayanışma ilanı verenlerin listesini soyadı alfabe sırasına; kurumsal ilanları da yine alfabetik sıraya göre yayımlıyoruz. Teşekkürler Cumhuriyet okurları... Teşekkürler Türkiye...(NOT: 31 Aralık 2020’den sonraki dayanışma ilanları ileride ayrıca yayımlanacaktır.)DAYANIŞMA İLANI VEREN KİŞİLERl A. Kadir İpekdal l A. Mete Tuncoku l A. Sedat Doğan l Abdullah Coşkun l Abdurrahman Sarvan l Abdurrahman Tutdere l Abdüllatif Şener l Acar Savacı l Adalet ve Bora Makar l Adnan İTÜ/69 l Adnan Keskin l Adnan Özbay Sabak l Agah Dikmen l Ahmet Akın l Ahmet Akgün l Ahmet Ataç l Ahmet Beştaş l Ahmet Cevdet ve Bircesu Mert Kaya l Ahmet Çavdar l Ahmet Çelik l Ahmet Çimer l Ahmet Ferit Kaşıkçı l Ahmet Güryüz Ketenci l Ahmet Haluk Koç l Ahmet Nedret Eraslan l Ahmet Şenol l Ahmet Toptaş l Ahmet Ünal Çeviköz l Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu l Akil Tayyareci l Alaattin Yüksel l Alaettin Bahçekapılı l Albert Baran l Ali Aydın l Ali Demirçalı l Ali Harmaoğlu l Ali Haydar Hakverdi l Ali İhsan Köktürk l Ali Kavak l Ali Keven l Ali Muhsin Sözer l Ali Osman Odabaş l Ali Özgündüz l Ali Öztunç l Ali Rıza Kural l Ali Rıza Öztürk l Ali Sarıbaş l Ali Serindağ l Ali Sungur l Ali Şeker l Ali Taştan l Alpay Antmen l Ankara’dan bir Cumhuriyet okuru l Arslan Bulut l Arzu Gelgeç l Aşkın Toktaş l Ataol Behramoğlu l Atila Sertel l Atilla Kart l Avniye Özyurt, Deniz-Devrim ve Ufuk Mavi l Aydan Tüzün l Aydın Hakaramaz l Aydın Özer l Aydın Şimşek l Ayhan Akyüz l Ayhan Barut l Ayhan Gülsoy l Ayla Akbal l Ayla Alemdar l Aylin Keriş l Aylin Nazlıaka l Aylin Ünaldı l Aysu Bankoğlu l Ayşe - Rabia Atalay l Ayşe Eser Danışoğlu l Ayşe Gülsün Bilgehan l Ayşe Nedret Akova l Ayşe Yüksel l Ayten ve Aydın Özakın l Aytuğ Atıcı l Aytun Çıray l Bahar Algon l Bahattin Akbağ l Barış Azapçı l Bayram Yılmazkaya l Bedii Süheyl Batum l Bedri Serter l Bekir Başevirgen l Bekir Güneşhan l Bekir Vural l Berfu Salıcı Yakıt l Beyazıt Fazlı Tümer l Bihlun Tamaylıgil l Bilge Aras l Binnaz Toprak l Bir öğretmen l Birol Başaran l Buket ve Mehmet Berke Merter l Burcu Köksal l Burhan İper l Burhanettin Bulut l Bülent Akköse l Bülent Avcı l Bülent İlik l Bülent Kuşoğlu l Bülent Tezcan l C. Deniz Bayraktar l Can Ataklı l Can İnalöz l Canan - Olgun Güven l Canan Alioğlu l Canan Kaftancıoğlu l Candan Yüceer l Cavit Özsoy l Celal Dinçer l Celal Yılmaz l Cemil Deveci l Cihan Demirci Tansel l Coşkun Özdemir l Coşkun Tecimer l Cumhur Mamoğlu l Ç. Dinçer Pelenk l Çağla Kurtuluş Selçuk l Çetin Bozkurt l Çetin Osman Budak l Çiğdem - Mustafa Torun l Çiğdem Bayraktar Ör l Çiğdem Önat l D. Garip Yılmaz l Demet Işık l Deniz Ünal l Deniz Yavuzyılmaz l Devrim Savran l Devrim Üstünkol l Dilek Akagün l Dinç Yazıcıoğlu l Dinçer Erdem l Doğan Albayrak l Doğan Altun l Doğan Soysüren l Doğan Şafak l Durdu Özbolak l Durmuş Muslu l Dursun Sarı l Duygu Gürer l Duygu ve M. Tuncay Özer l Dünya Kerimoğlu l Ece Toprak l Ece ve Osman Kemal Kadiroğlu l Ednan Arslan l Elif İris Kerimoğlu l Emel Başar l Emel Yücel l Emine Gülizar Emecan l Emre Köprülü l Engin Altay l Engin Turan l Engin Ünsal l Enis Öksüz l Enis Tütüncü l Ensar Aytekin l Ensar Öğüt l Enver Turhan l Enver Yücesan l Ercan Kocamaz l Erdal Aksünger l Erdal Karademir l Erdal Tunca l Erdal Tüt l Erdal Atalay l Erdoğan Karaküçük l Erdoğan Kaynak l Erdoğan Toprak l Erhan Alınmaz l Erkan Aydın l Erkan Çongar l Erol Çevikçe l Erol Yeşilpınar l Ersan Ekmekçi l Ertan Taşkın l Ertuğrul Gönenç l Ertuğrul Kumcuoğlu l Esfet Korkmaz l Esin Emin Üstün l Esra Levent Doğanay l Eveay ve Ataman Tomruk l F. Nur Gerçel l Fahrettin Yağcı l Fahri Yıldırım l Faik Öztrak l Fatma Nur Serter l Fatma ve Haydar Altunoğlu l Ferda Göçener l Ferhat Tuncer l Feriha ve Orhan Altan ve ailesi l Fethat Farhan l Fethi Açıkel l Fevzi Durgun l Feyza Mertkan l Feyzi Sunar l Feza ve Ceyhan Demir l Fikret Şahin l Filiz Otyam l Fügen ve Mehmet Aykut Vural l Füsun ve Yener Gültekin l Gamze Akkuş İlgezdi l Gamze Taşcıer l Gani Aşık l Garip Başakçı l Gökhan Günaydın l Göksel Kalaycıoğlu l Gönül Aykuter l Gönül Saray l Gönül ve Eşat Eşkazan l Gül Bicioğlu l Gül ve Kerem Kuzey l Gülay - Ergun Elgin l Gülbin Uğur Üremek l Güldem-Eray Erdoğan l Gülizar Biçer Karaca l Gülnaz Kocabaş l Gülsen Akbulak l Gülşah Tayyareci l Günay Paker Ağaya l Gürayten ve Mustafa Özyurt l Gürhan Çetinkaya l Gürkut Acar l Gürsel Erol l H. Ufuk Söylemez l Habip Aydoğdu l Hakan Ertem l Hakkı Çarpa l Hakkı Ülkü l Halil Özbek l Haluk Ahmet Gümüş l Haluk Ander l Haluk Bilgesay l Haluk Dural l Haluk Eyidoğan l Hami Yıldırmış l Hamza Parıltı l Hasan Akgöl l Hasan Çelebi l Hasan Kütük l Hasan Ören l Hasan Pekmezci l Hasan Ünal l Hayat Güzin Önsoy l Hayati Misman l Hazeri Çölkuşu l Hikmet Baykal l Hikmet Urgancı l Hikmet ve Azmi Özler l Hulusi Güvel l Hurşit Güneş l Hülya-Çetin Aktürk l Hürcan Türkmen l Hürriyet Altın l Hüsamettin Cindoruk l Hüseyin Aygün l Hüseyin Bölükbaşı Ünan l Hüseyin Çamak l Hüseyin Çorlu l Hüseyin Karataş l Hüseyin Yıldız l İbrahim Bircan l İbrahim Çakmak l İbrahim Karaoğlu l İbrahim Özdiş l İbrahim Öztürk l İdris Yıldız l İlhami Özcan Aygun l İlhan Cihaner l İlhan Demirgöz l İlhan Kesici l İlhan Yıldırım l İlksel Aktagel l İmdat Şimşek l İncilay Eralp l İncilay Kılıç l İrfan Kaplan l İrfan Öztop l İsa Gök l İsmail Ekeroğlu l İsmail Erten l İsmail Güneysu l İsmail Ulusoy l İsmet Akdeniz l İsmet Tokdemir l İsmet Vursavuş l İzzet Çetin l Jale - Ali Esin l Jale Nur Süllü l Kadim Durmaz l Kadir Gökmen Öğüt l Kadri Aslandoğan l Kadri Atabaş l Kamil Mustu l Kamil Okyay Sındır l Kamil Özoğul l Kamuran Küçük l Kani Beko l Kasım Kolcuoğlu l Kazım Kurt l Kemal Akkurt l Kemal Alemdaroğlu l Kemal Anadol l Kemal Aydın l Kemal Ceylan l Kemal Değirmendereli l Kemal Ekinci l Kemal Kılıçdaroğlu l Kemal Kınaş l Kemal Yazar l Kemal Zeybek l Kortay Hira l Kudret Karatepe l Kudret Pehlivan l Sedef Küçük l Lale Afrasyap l Lale Arslan l Lale Karabıyık l Lale Pilatin l Levent Akça l Levent Alemdar l Levent Gök l Levent Tosun l M. Akif Hamzaçebi l M. Sait Yücel l M. Ziya Yergök l Mahir Aydın l Mahir Gencer l Mahir Polat l Malik Ecder Özdemir l Malik Şat l Mehmet Akif Gülersoy l Mehmet Akyüz l Mehmet Ali Çelebi l Mehmet Ali Ediboğlu l Mehmet Ali Susam l Mehmet Balık l Mehmet Baykara l Mehmet Bekaroğlu l Mehmet Büyükyılmaz l Mehmet Güzelmansur l Mehmet Haberal l Mehmet Hilal Kaplan l Mehmet Kaban l Mehmet Kuşçu l Mehmet Özgül ve ailesi l Mehmet Siyam Kesimoğlu l Mehmet Şevki Kulkuloğlu l Mehmet Şilli l Mehmet Tulay Kozacıoğlu l Mehmet Ünal l Mehmet Yeşildağ l Mehtap Palacı l Melda Onur l Melek Evin ve Naci Şen l Memnune - Selçuk Apak l Meral Muğaloğlu l Merhum H. Suat - Sevda Tunçel l Merhum İshak - Nermin - Erol - Handan - Nuray - Billur Turan l Merhum Rahmi - Necla - Tülay - Tuncay Pulcu l Mesut Ay l Mete Akalın l Mete Alioğlu l Metin Arifağaoğlu l Metin Bildirici l Metin Ersöz l Metin Lütfi Baydar l Metin Öney l Metin Özkur l Metin Somuncu l Metin Türkmen l Metin Yurdanur l Mevlüt Dudu l Mevlüt Uzun l Mine Berkoğlu l Muammer Aydın l Muammer Çetinoluk l Muhammet Rıza Yalçınkaya l Muharrem Erkek l Muharrem Işık l Muharrem İnce l Muharrem Toprak l Murat Bakan l Murat Balkan l Murat Emir l Murat Hızarcıoğlu l Murat Molu l Murat Özdabak l Musa Çam l Mustafa Ali Balbay l Mustafa Altıntaş l Mustafa Arslan l Mustafa Aslan l Mustafa Dinçoğlu l Mustafa Emirlioğlu l Mustafa Gazalcı l Mustafa Moroğlu l Mustafa Özyürek l Mustafa Serdar Soydan l Mustafa Timisi l Mustafa Üngör l Mücahit Dede l Müge ve Sahir Köksoy l Müjde Ar ve Ercan Karakaş l Mürsel Alban l Mürsel İnanç l Müslim Sarı l Müyesser - Ali Aslanbay l Naciye İsmet Kadiroğlu l Namık Havutça l Namık Tan l Nasuh Mahruki l Nazife Işık l Necla Arat l Nedime ve Birol Özbay l Nedret Ergüven l Nefes Kerimoğlu l Nejat Şentürk l Neslihan Hancıoğlu l Neşet Aytekin l Nevin Gaye Erbatur l Nihal ve Zekeriya Kızıl l Nihan Aras l Nihat Ersoy l Nihat Kahraman l Nihat Taner l Nihat Yeşil l Nilay - Armağan Özel l Nilgün Polat l Nurdan Tözün l Nurettin Demir l Nurettin Tokuç l Nurhan Çetinkaya l Nuri Çağatay l Nursel - Ahmet Karslı l Oğuz Anter l Oğuz Kaan Salıcı l Oğuz Oyan l Oktay Ekşi l Olcay Balcı l Onursal Adıgüzel l Orhan Düzgün l Orhan Sandallı l Orhan Sarıbal l Orhan Sümer l Osman Aydın l Osman Çeteci l Osman Gökçe l Osman İnci l Osman Kaptan l Osman Kocaoğlan l Osman Taney Korutürk l Oya Otyıldız l Oya - Mehmet Boran l Ömer Bayrak l Ömer Fındıkgil l Ömer Süha Aldan l Ömür Akman l Önay Alpago l Önder Kayhan l Övgün Ahmet Ercan l Özcan Purçu l Özden Gönül l Özgür Ceylan l Özgür Karabat l Özgür Özel l Özkan Yalım l Polat Şaroğlu l R. Mustafa Ayan l Rafet Akalın l Rafet Zeybek l Rahmi Aşkın Türeli l Ramazan Kerim Özkan l Ramis Topal l Recep Erdoğan l Recep Gürkan l Recep Okyay l Refik Eryılmaz l Reha Eroğlu l Remzi Çiçek l Remzi Tözün l Rıfat Güney l Rıfat Nalbantoğlu l Rıza Mahmut Türmen l Sabahat Akkiraz l Sabiha Edison ve Perran Edison Öztopçu l Sabiha-Ömer Gemici l Sabri Ünlütürk l Sabriye Demirci l Sadık Karaçam l Sakin Bardız l Sakine Öz l Salih Dayıoğlu l Sami Paslı l Sami Pekdemir l Sedat Durna l Sedat Güçlü l Sedat Turkan l Selahattin Balta l Selahattin Karaahmetoğlu l Selin Sayek Böke l Sena Kaleli l Sena Tunçalp ve Taşkın Oran l Serap - Ömer Kuleli l Serdal Kuyucuoğlu l Serkan Topal l Serpil Çakmak l Serpil Yazoğlu l Servet Ünsal l Sevda Erdan Kılıç l Sevgi ve Asker Kartarı l Sevim Orkun l Sevinç Dalyan l Seyit Torun l Sezer Erdem l Sezgin Tanrıkulu l Sibel Özdemir l Sinan Toroğlu l Suat Özcan l Suna ve Mahir Tevrüz l Suzan Şahin l Sühendan Türkmen l Süleyman Bülbül l Süleyman Çelebi l Süleyman Girgin l Süleyman Sencer Ayata l Sünter Özyürek l Ş. Ramis Savaş l Şadi Barış l Şafak Demircioğlu l Şahin Mengü l Şahin Yıldız l Şefik Kahramankaptan l Şeref Alpago l Şükran Güldal Mumcu l Şükrü Efe l Tacettin Bayır l Taha Ünal l Tahir Dinçer l Tahsin Suyun l Tahsin Tarhan l Tamer İnce l Tanju Özcan l Tanzer Boğan l Tarık Altınok l Tekin Bingöl l Temel Kitapçı l Tevfik Dalgıç l Teyfik Perkkaya l Timurçin Savaş l Tjien Mergen l Tolga Çandar l Tolga Yarman l Tufan Köse l Tuğrul Atatüre l Tuna Kerimoğlu l Tuncay Özer l Tuncay Özkan l Tuncay ve Turgay Özbakır l Türabi Kayan l Turan Aydoğan l Turan Sezen l Turgay Develi l Turgay Korkmaz l Turgut Dibek l Turgut Tavşanoğlu l Turhan Tayan l Türkan Miçoğulları l Türker Ertürk l Türköz Türkay l Ufuk Ataç l Ufuk Marangozoğlu l Uğur Bayraktutan l Uğur Erhan l Uğur Polat l Ulaş Karasu l Ulgar Mete Kerimoğlu l Uluç Gürkan l Ulviye Etaner l Umman Hamidoğulları l Umut Akdoğan l Umut Oran l Umut, Emine ve Adnan Kaplan l Utku Çakırözer l Ümit Özgümüş l Ümit Ülgen l Ümit Zileli l Ümmühan Mavuk Yılmaz l Ünal Atıcı l Ünal Demirtaş l Vahap Seçer l Vedat Özerdoğan l Veli Ağbaba l Yakup Çölkesen l Yaşar Evcen l Yaşar Okuyan l Yaşar Yılmaz l Yaşar Yücel l Yener Temelli l Yıldırım Kaya l Yıldız Camcıoğlu l Yıldız Köker Yenen - Osman Şadi Yenen l Yılmaz Ayata l Yılmaz Büyükerşen l Yunus Emre l Yusuf Civelek l Yüksel Atik l Yüksel Ayer l Yüksel Mansur Kılınç l Yüksel Özkan l Zafer Kaplan l Zafer Karakulak l Zafer Karataş l Zekeriya Beyaz l Zeki Karpat l Zergün Utku l Zerrin Tunç l Zeynel Emre l Ziya Gökalp Mülayim l Zülfikar İnönü TümerDAYANIŞMA İLANI VEREN KURUM VE GRUPLAR- 1962 girişli Dz. Harp Ok. mezunu 2000’ler sınıfından bir grup- 1967 Hava Harp Okulu gönül dostları- 1967’li Harbiyeliler- 1970-1980 dönemi bir grup atlet- 1970’lerin Ankara Gençlik Korosu- 1979 Deniz Lisesi Giriş ve 1987 Deniz Harp Okulu mezunu öğrencilerden bir grup- 3M Pazartesi Grubu / İZMİR- 40 yıllık, Ankara Koleji mezunu bir grup- 67’li Harbiyeliler- A.D.M.M.A 72 girişli mimarlar- AAAL’83 mezunlarından bir grup- ACG 67’li bir grup- ACG ‘71 den bir grup- ACI 64- ACI72 mezunları- Adalet İsteyen Çağdaş Cumhuriyetçiler- ADAM-DER- ADD Genel Yönetim Kurulu- ADD Giresun Şubesi- ADD İstanbul Şubeleri- ADD Küçükkuyu Şubesi- ADD Ordu Şubesi- ADD Sarıyer Şubesi- ADD Zonguldak Şubesi- ADMMA Mimarlık 77 girişliler- Ahmet Akgün - Burhan İper - Erdem Atalay - Fahrettin Yağcı - Halil Özbek - Hüseyin Bölükbaşı Ünan - Mehmet Kuşçu - Metin Ersöz- Selahattin Balta - Zafer Karakulak ve 6 dayanışmacı- Ahmet Yorgun ve arkadaşları- Akademi Klasik Türk Müziği Grubu- Aldoğan Ekmekçi ve kızları- Akhisar AL 6 FEN A 1970 mezunları- Akkiraz ailesi- Almanya Köln Bektaş-i Veli Vakfı Yönetim Kurulu Adına Güllizar Cengiz- Almanya’dan bir grup Cumhuriyet okuru- Almanya’dan Cumhuriyet okurları- Anadolu Üniversitesi Öğrenci Derneği (1986-90)- Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi 83 giriş ve/veya 89 mezunlarından ‘Dayanışma Yaşatır Grubu’- Anadoluhisarı Gençlik ve Spor Akademisi 81 mezunlarından Cumhuriyet sevdalısı bir grup- Ankara Atatürk Anadolu Lisesi 83 mezunu bir grup- Ankara Atatürk Lisesi 1973, 6-FEN-D mezunları- Ankara Atatürk Lisesi 1978 mezunlarından bir grup- Ankara Cumhuriyet Lisesi 6FenD 1969 Mezunları- Ankara CUMOK- Ankara Fen Lisesi 1967 mezunlarından Akgül, Gülter, İltirge, Leyla, Mefharet, Nedret, Rüçhan, H. Suzan- Ankara Hukuk Fakültesi 71 mezunlarından bir grup- Ankara Koleji 1965 Mezunu 6-F “Ayvacılar” Sınıfı- Ankara Lisesi 1985 mezunu bir gruh arkadaş- Ankara Tevfik Fikret Lisesi 74 mezunları- Ankara Tıp 88 girişlilerden bir grup- Ankara Tıp Fakültesi 74 mezunlarından bir grup- Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi 84 mezunlarından bir grup- Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi 1970 Mezunu Cumhuriyet Okurları- Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Mühendisliği 68 Yılı Mezunları- Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 1977 mezunları- Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 84 Mezunlarından bir grup- Ankara’dan bir grup Cumhuriyet okuru- Ankara’dan bir grup ziraat mühendisi- Arnavutköy Amerikan Kız Koleji 1966 Mezunu bir grup- Avusturya Lisesi 1968 mezunlarından bir grup- Avusturya Lisesi 69 mezunlarından bir grup- Aydın Aybay’ın anısına eşi ve çocukları- BAKEMEK- Belçika Limburg Bölgesi’nden Ali Saatçi, Erdoğan Sezen, Enis Cengiz, Muhittin Dursun, Ahyan Karakaya- Berivan - Göloğlu ailesi- BİLAY’lı Mülkiyeliler- Bir grup 1973 Mezunu Emekli Jandarma Astsubay- Bir grup cam işleme çalışanı- Bir grup Cumhuriyet okuru, cumhuriyet ve demokrasi sevdalısı Boğaziçi Üniversitesi mezunu- Bir grup Cumhuriyet okuru, cumhuriyet ve demokrasi sevdalısı Hacettepe Tıp Fakültesi 1978 mezunu- Bir grup ODTÜ mezunu- Bir grup sanayici- BİT 74- Bodrum Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunları- Boğaziçi Üniversitesi 1974 mezunlarından bir grup- Boğaziçi Üniversitesi 76 Mezunlarından bir grup- Bolu Kız İlköğretmen Okulu 1974 mezunları- Bornova Anadolu Lisesi 1975 Mezunları- Bornova Anadolu Lisesi 1977 mezunları- Bornova Anadolu Lisesi 1982 mezunları- Bornova Anadolu Lisesi 84 mezunu bir grup- Bornova Anadolu Lisesi 87-Yatılılar- Brüksel’den Cumhuriyet okurları ve dostları- Buca Lisesi 75/76 Mezunu Parasız Yatılılar- Bursa Anadolu Lisesi 84’lü Cumhuriyet okurları- Bursa CUMOK- Bursa Erkek Lisesi 1970 mezunu bir grup- Bursa Erkek Lisesi 5/A FEN 1958-1959 döneminden bir grup- Bursa Kız Lisesi 1964 mezunlarından bir grup- Bursa Kız Lisesi 70-71-72-73 mezunlarından bir yatılı grubu- Bursa Memleket Hastaneli bir grup emekli doktor- Bursa Yabancı Diller Yüksekokulu 1976-1977 girişliler ve öğretim üyeleri- Büro-İş Sendikası’na Gönül Verenler- Cerrahpaşa 85 Mezunları Mini Grubu- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1969 mezunlarından bir grup- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 67’liler grubu- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 76 mezunu bir grup- CHP 24. Dönem Milletvekilleri- CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı- CHP Bavyera Münih Birliği- CHP İsviçre Birliği- CHP İzmir İl Başkanlığı- CHP Kadın Koyu Yönetimi Adına Yasemin Özsaraç- CHP Karşıyaka Bostanlı Mahallesi Calışma Grubu- CHP Karşıyaka Meclis üyeleri- CHP’li İzmir Karşıyakalı avukatlar- CTF 88’li bir grup hekim- Cumartesi Topçuları ve Denizgücü Veteranları- Cumhuriyet İçin Birlik- Cumhuriyet Sevdalısı Saint Benoit’lılar (SB 87E Grubu)- Cumhuriyet Sever Yelkenciler- Cumhuriyet’i Seven Cumhuriyetçi Eczacılar- Cumhuriyetin Milli Mankenleri- Çarşambacılar-Güneş 2 Adana- Çaycuma Ortaokulu 1963 mezunlarından bir grup- ÇKDD Genel Merkezi ve Göl Yolcuları- ÇKK 66 mezunları- Çukurova Üniversitesi TIP Fakültesi 88 mezunlarından bir grup- Darkalı Gençler- Darüşşafaka 1980 mezunu bir grup Cumhuriyet okuru- Darüşşafaka 63-64 mezunları- Darüşşafaka’da yetişen bir grup Cumhuriyet okuru- Demokrasi İçin TAC Mezunları- Deniz Harp Okulu 1970-1976 Mezunları Yüzler Sınıfı- Deniz Harp Okulu 1977 girişli bir grup- Deniz Harp Okulu 1979 Mezunu 2000’ler Sınıfı- Deniz Harp Okulu 1989 mezunu 3000’ler sınıfı- Deniz Harp Okulu 6000’ler sınıfı 1966-1972- Deniz Harp Okulu 7000’ler Sevgibirliği Sınıfı 1967-73- Deniz Lisesi 1975 girişli bir grup- Denizli Lisesi - Koca Mektep 1968/1969 Mezunları Dostlar Grubu- Deniz-Melike-Nazmi-Ayşe-Duru-Ada Özçakır- Derin, Deniz, Aren, Deniz, Mercan, Ender, Aras, Zahide Eve, Atlas- DEÜ Hukuk Fakültesi 1987 girişli hukukçular- Devlet Güzel Sanatlar Akademisi 1965 Yılı Girişli Mimarlık Bölümü Mezunlar Grubu- DGSA 76 Mimarlık girişliler / Bebek Şehircilik Grubu- DGSA Mimarlık Bölümü 1976 girişlilerden bir grup- Dil Derneği- Diyarbakır Maarif Koleji 1972 mezunları- Diyarbakır Maarif Koleji 64 girişliler- Dokuz Eylül İşletme Fakültesi 1984 Mezunları Grubu- Dr. İlterhan Argüden, Dr. Cevdet Top Bolu- Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı- Ege Ecza 1976 girişliler- Ege Tıp 80 Mezunları- Ege Tıp 82 Mezunları- Ege Tıp 99 Mezunları adına Özgür Gençler- Ege Üniversitesi İzmir DMMA Mezunlarından bir grup- Ege Üniversitesi Makine Mühendisleri Buca 77 Mezunları- Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 1976 mezunları- Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 78 mezunları- Ege Üniversitesi Top Fakültesi 1977 mezunları- Ege Ünv. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi 86 Mezunlarından bir grup- Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi / Demokrat Mühendisler- Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi / Demokrat Mühendisler- Emektar Dayanışmacı Eğitimciler- Eski Dragoslular- Eskişehir CUMOK- Eskişehir Maarif Koleji ve Eskişehir Anadolu Lisesi 1977 mezunları- Fikret Çamlı anısına eşi ve kızları- FOKAİ Yelken Grubu / FOÇA- Galatasaray Liseli Tıp doktorları- Galatasaray Lisesi 101. Dönem- Galatasaray Lisesi 104. dönem- Galatasaray Lisesi 105. Dönem- Galatasaray Lisesi 106. Dönem- Galatasaray Lisesi 107. Dönem- Galatasaray Lisesi 109. Dönem- Galatasaray Lisesi 112. Dönem mezunları- Galatasaray Lisesi 113. Dönem- Galatasaray Lisesi 114. Dönem- Galatasaray Lisesi 119. Dönem- Galatasaray lisesi 120. Dönem- Galatasaray Lisesi 121. devre mezunlarından bir grup- Galatasaray Lisesi 96. dönem- Galatasaray Lisesi 97. dönem- Galatasaray Lisesi 98. Dönem- Galatasaray Lisesi 99., 100., 102., 103. dönemler- Gaziantep ODTÜ 79 girişliler- Geleceğin Cumhuriyet okurları- Genç Ankara Cumhuriyetliler 1969- Genç KTÜ’lüler- Gülden Uğur Dizdar, Tunç Dizdar, Yıldız Erhan, Altınay Bilgiç- Hacettepe Tıp 1977 Mezunları- Hacettepe Tıp Fakültesi 1975 Mezunlarından bir grup (75AA)- Hacettepe Tıp Fakültesi 1981 mezunları- Hacettepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü 1974 mezunları- Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi 1979 H Kodlu İstatistik mezunları- Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü 1977 yılı mezunlarından bir grup- Hacettepe Üniversitesi Maden-Jeoloji Bölümü 1979 Mezunu bir grup okur- Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 1982 mezunları- Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 1984 mezunları- Handan, Sezer, Bülent ve Ayfer- Hava Harp Okulu 1969 Mezunları Dayanışma Grubu- Hava Harp Okulu 1974 mezunu bir grup emekli subay- Hava Harp Okulu 1976 Mezunları- Haydarpaşa Lisesi 1973 Mezunları HL73 Grubu- “HEF” Cumhuriyet Sevenler- Isparta Ş.A.İ.K. Nostalji Grubu 66-67-68-69 mezunları- İ. Üniversitesi İktisat Fakültesi 1972 girişliler- İ.Ü. Eczacılık Fakültesi’nden Cumhuriyet okurları- İ.Ü. Hukuk Fakültesi 1968 girişlilerden bir grup- İ.Ü. Hukuk Fakültesi 59 Mezunları- İ.Ü. İktisat Fakültesi 1961 mezunlarınran bir grup- İ.Ü. İktisat Fakültesi 1964-65 girişli bir grup- İ.Ü. İktisat Fakültesi 1970 mezunları- İ.Ü. İktisat Fakültesi Karında 1968-72 grubu- İ.Ü. İŞL. Fak. İşletme İktisadı Enstitüsü 18. dönem 1975 yılı mezunlarından bir grup- İ.Ü. İşletme Fakültesi 1970 girişlilerden bir grup- İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi 1979 ilk öğrencileri (Kılıç Artıkları Grubu)- İ.Ü. Tıp Fakültesi 1964 girişli Atatürkçü doktor kızlar- İbrahim Ethem Torunları- İDMMA 76-77 girişli Süleyman, Levent, Suat, Ertan,,,,,- İDMMA Harita Kadastro Müh. Gündüz 76 - 77 girişliler- İEL’den bir grup emekli kadın öğretmen- İktisat / 71- İST. ÜNİV. İŞL. FAK. İşletme İktisadı Enstitüsü 18. Dönem 1975 Yılı Mezunlarından bir grup- İstanbul Alman Lisesi 66-67 girişliler- İstanbul Erkek Lisesi’nden bir grup mezun- İstanbul Masterleri- İstanbul Rize Masası adına Necati Ekşi- İstanbul Robert Koleji Yüksekokulu 1969 yılı mezunlarından bir grup- İstanbul Robert Koleji Yüksekokulu 1970 mezunu bir grup- İstanbul Tıp Fakültesi (ÇAPA) 74 Mezunları- İstanbul Tıp Fakültesi 1979 mezunları- İstanbul Tıp Fakültesi 1983 Mezunlarından bir grup- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1980 mezunları- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 81 mezunları- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Tek Numaralı 1977 Girişliler- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 1970 girişliler- İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi 1973 Mezunlarından bir grup- İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi 1969 girişliler- İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 78 mezunlarından bir grup- İTÜ - 7369 Cumhuriyet Candostları- İTÜ - 7369 Cumhuriyet Dostları- İTÜ - MMF İnşaat Mühendisliği 1973 girişliler- İTÜ 1969-73 dönemi Kimya Fakültesi mezunlarından bir grup- İTÜ 7375’li Cumhuriyetçiler- İTÜ Elektrik 89 ve 90 girişli 7 Prochkalar- İTÜ Elektrik Fakültesi 1966 girişlilerden bir grup- İTÜ Elektrik Fakültesi 1966 girişlilerden bir grup- İTÜ Elektrik Fakültesi 1975 girişliler- İTÜ Elektrik Prochkalar- İTÜ İnşaat 62 mezunu Cumhuriyet okurları- İTÜ İnşaat 70 mezunlarından “Bizbize” grubu- İTÜ İnşaat Fakültesi 1972 Mezunları- İTÜ İnşaat Fakültesi 1973 Girişliler- İTÜ İnşaat Fakültesi 1986 mezunu bir grup arkadaş- İTÜ İnşaat Fakültesi Taşkışla 1972 girişli arkadaşlar- İTÜ İnşaat Fakültesi Taşkışla 70 girişliler- İTÜ Maçka 79 Devrimci İnşaat Mühendisleri- İTÜ Maçka Maden Fakültesi 1973-74-75 girişliler- İTÜ Mak. 68/69 mezunlarından bir grup- İTÜ Mak. 68/69 mezunlarından bir grup- İTÜ Makina Fakültesi 1972 mezunları- İTÜ Makina Fakültesi 1977 Girişliler- İTÜ Metalurji Mezunlarından 76-77-78 Girişli bir grup- İTÜ Mimarlık Fakültesi 59-60 girişli bir grup- İTÜ MMF 1971 Girişliler Dostluk Grubu- İTÜ’lü 173’ler- İzmir AKL 81 dönem mezunu bir grup arkadaş- İzmir Atatürk Lisesi 1977 mezunlarından bir grup- İzmir Atatürk Lisesi 1979 yılı mezunları- İzmir atatürk Lisesi 1987/80 Basketbol Takımı- İzmir Atatürk Lisesi 80 Yatılı mezunları- İzmir Atatürk Lisesi’87 Mezunu 50’lik Gençler- İzmir Bornova Anadolu Lisesi Denizli Grubu- İzmir Hava Lisesi 1970 2. Sınıf girişliler- İzmir Hava Lisesi 1970 Girişliler- İzmir Hava Lisesi 1973 girişliler- İzmir Koleji (Bornova Anadolu Lisesi) 71 mezunları- İzmir Maarif Koleji (BAL) 70 mezunları- İzmir Maarif Koleji (BAL) 74 mezunları- İzmir Maarif Koleji (BAL)’66 mezunları- İzmir Maarif Koleji 63-64 mezunlarından bir grup- İzmir-Aliağa emekli öğretmenlerinden bir grup- Kabataş Erkek Lisesi 3 FEN G mezunları- Kadıköy Anadolu Lisesi 1979 Mezunları- Kadıköy Maarif Koleji 1962 Hazırlık A Sınıfından bir grup- Kadıköy Maarif Koleji 1973 mezunları- Kadıköy Maarif Koleji 1975 mezunları- Kadıköy Maarif Koleji 1977 mezunları- Kadıköy’den bir grup Cumhuriyet okuru- Kandilli Kız Lisesi 1970 yılı mezunlarından bir grup- Kara Harp Okulu 1965 mezunları- Kara Harp Okulu 1973 mezunları- Kara Harp Okulu 1973 mezunu bir grup emekli subay- Kara Harp Okulu 1975 mezunlarından bir grup- Kara Harp Okulu 1976 mezunları- Kara Harp Okulu 1978 Mezunları- Karaman Cumhuriyet okuru ve dostları- Karşıyaka Cumhuriyet İlkokulu 1970 sınıf arkadaşları- Kasımpaşa FYO mezunlarından bir grup- Kayseri’den Cumhuriyet Dostları- Kenthaber- Kepirtepe İlköğretim Okulu 1974 mezunlarından bir grup- Kepirtepe İlköğretmen Okulu 1972 mezunlarından bir grup- Kepirtepeliler Eğitim Vakfı- Kocaeli CHP Siyaset Üretim Grubu adına Sait Aydın- Kocaman, Ebeperi, Açıkel ve Erdem aileleri- KOOP-C Yönetim Kurulu- Köy Enstitüleri Araştırma ve Eğitimi Geliştirme Derneği (KAVEG)- Kuleli 79- Kumpas davalarında özgürlükleri gasp edilen Türk askerleri adına KUMPASDER- Kültür Sanat Ortamı SergiOdası- Kütahya Tavşanlı Cumhuriyet okurları- Latife Hanım Grubu- Manisa Lisesi’nin (yatılı) 50 yıllık mezunları- Milli Merkez Yönetim Kurulu ve Yürütme Kurulu Üyeleri- MİYO mezunu bir grup- Muğla EDTO Hekimleri- Mülkiye 1961 girişliler- Mülkiye 1978 mezunları- Mülkiye 68 Kuşak- Mülkiye 76- Mülkiye 85 Mezunları Çınaraltı Grubu- Nazilli Yenimahalle Ortaokulu emekli öğretmen ve mezunları- NDS 1973-1974 mezunlarından bir grup- Neslisu-Zeynep-Aliye-Haluk Onat ve KerimanErdoğan-Kenan-Neriman’ın (1943’ten bu yana) adadıkları davalarının anısına- Niğde ÇYDD’li Cumhuriyet okurları- Notre Dame De Sion Lisesi 1965 mezunlarından bir grup- ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü 1976, 1978, 1979 mezunlarından bir grup- ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü 1980 civarı mezunlardan bir grup arkadaş- ODTÜ Endüstri Mühendisliği bir grup 1982 mezunu- ODTÜ Gaziantep- ODTÜ İdari İlimler Fakültesi 1970 Mezunları- ODTÜ İdari İlimler Fakültesi İşletme Bölümü 1972 mezunlarından bir grup- ODTÜ İdari İlimler Fakültesi İşletme Bölümü 79-80 Mezunları- ODTÜ İnşaat 1968-1969 mezunları- ODTÜ İnşaat 78-79-80 mezunlarından bir grup- ODTÜ İnşaat Müh. 1994 Mezunları’ndan bir grup- ODTÜ İnşaat Mühendisliği 1969 - 1970 mezunları- ODTÜ İnşaat Mühendisliği 84-85-86-84 mezunu bir grup- ODTÜ İnşaat Mühendisliği 87-88-89 mezunlarından bir grup- ODTÜ İşletme 1974 mezunlarından bir grup- ODTÜ İşletme 1985 ve 1986 mezunları- ODTÜ İşletme 1987-1988 mezunları- ODTÜ İşletme 78 Mezunları- ODTÜ Kimya Mühendisliği 1978-1979 mezunları- ODTÜ Makina 1976 Mezunları- ODTÜ Makina 1978 Mezunları- ODTÜ Makina 1982-83-84 mezunları- ODTÜ Makina 1991 yılı mezunları- ODTÜ Makina 75-76 girişlilerden bir grup- ODTÜ Makina 79 Mezunları- ODTÜ Makina 79/1 Mezunları- ODTÜ Makina mühendisleri 71 mezunları- ODTÜ Makina Mühendisleri 72-73-74 Mezunları- ODTÜ Metalurji Mühendisliği 1983 mezunları- ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği 1979-82 mezunları- ODTÜ Mezunları “Şerefli’den Vişnelik’e” Whatsapp grubu- ODTÜ mezunları Almanya- ODTÜ Mimarlık 1978-1979 mezunları- ODTÜ Mimarlık 70-72 Mezunlarından Ayşe, Cansen, Çiğdem, Eser, Fahriye, Füsun, Gönül, Güncü, İlhan, Leyla, Rengin, Şirin, Tomris, Tülin, Yıldız- ODTÜ Mimarlık 70-74 mezunlarından bir grup- ODTÜ Mimarlık 79-80-81 mezunları- ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 75 girişliler- ODTÜ Petrol Mühendisliği 1982-83-84 mezunları- ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 1980 Mezunları (CP’80)- ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu mezunu bir grup- ODTÜ-EE 76/1 mezunları Whatsapp grubu- Okan Yaşar Elebaşı ve Yozgat Boğazlıyan Uzunlu Belediyesi çalışanları- Özden-Sıtkı ve Aysel - Mecdi ve Emel, Sabri ve Merih, Nedret, Lütfiye, Sibel ve Utku, İbrahim, Vicdan Ergüneyler- Özel İzmir Amerikan Koleji (ACI 79) Mezunlarından bir grup- Özel Moda Lisesi mezunlarından küçük bir grup- Özgür Basın Destekçileri- Pendik Lisesi 6FENB 1972- Perihan Özdizdar anısına Hale, Ayça ve Ceren Ögel- RC Yüksek 1967 Mezunları- Recep Kartal adına Gökçeada Öğretmen Okulu 1972 6-E sınıfı- Robert College (lise) 65-66 mezunlarından bir grup- Robert Koleji 1971 mezunları- Robert Lisesi 1969 mezunları- S.G. Avusturya Lisesi 1972-1973 mezunları- Saint Joseph Lisesi 100. yıl mezunlarından bir grup- Samsun 19 Mayıs Lisesi 1980 mezunları- Samsun Maarif Koleji 1975 mezunları- SDMMA mezunları- Sosyal Demokrasi Derneği- Sülerya Özoğul ve torunları Ata, Deniz, Ayda- Şebinkarahisarlı 68 Kuşağı- Şişli Lisesi 1973 mezunlarından bir grup- TAC 66 lise mezunları- Talaş ve Tarsus Amerikan Koleji Mezunları- Tarsus Amerikan Koleji 1968 mezunları- Tarsus Amerikan Koleji 88 mezunlarından bir grup Cumhuriyet okuru- TED Ankara Koleji 1965 6 FEN E - TED Ankara Koleji 1965 mezunu 6G fen sınıfı- TED Ankara Koleji 1972 Mezunları- TED Ankara Koleji 63 C Şubesi mezunları (kızlar)- TED Ankara Koleji 64 mezunları- TED Ankara Koleji 65 İ Şubesi mezunları- TED Ankara Koleji 66 Mezunları- TED Ankara Koleji 69 mezunları- TED Ankara Koleji 70 mezunları- TED Ankara Koleji 71 mezunları- TED Ankara Koleji 73 Mezunları- TED Ankara Koleji 79 mezunları- TED Ankara Koleji 84 mezunlarından bir grup- TED Ankara Koleji 88 mezunlarından bir grup- TED Ankara Koleji 89 mezunlarından bir grup- TED Ankara Koleji 93 mezunlarından bir grup- TED Ankara Koleji İlkokul 3F 1960- Telli Kavak Gezi Grubu- TEMA İstanbul Sitesi Cumhuriyet Gönüllüleri- TODAİE-SİYO mezunları- Trabzon CUMOK- Turhan Bulut ve Mengen Belediyesi çalışanlar Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi 1986-1987 mezunları- Üsküdar Kız Lisesi’ 63 Mezunlarından bir grup- WBF Ankara’dan Bir Grup Cumhuriyet Dostu- Yaşar Tekin, Ali Aluç ve arkadaşları- Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği (YKKED) Genel Merkezi ve Şubeleri- Yeniden CHP Grubu’nun Dayanışması- Yıldız Makina 76-77 girişli mezunlardan bir grup- YTÜ 1985 Endüstri Mühendisliği mezunları- Zonguldak “Eylül” grubu adına Tunç Çelebi  cumhuriyet.com.tr

Menderes erken seçim tarihini açıklasaydı27 Mayısönlenebilirdi

Menderes erken seçim tarihini açıklasaydı 27 Mayıs önlenebilirdi figure > Neden İlker Başbuğ? Önce Osmanlı’dan Cumhuriyet’e 600 yıllık tarihsel kesitte yaşanan güç mücadelelerini, büyük çarpışmaları, taht kavgalarını yazdı. Sonra 1923’ten 1961’e kadar geçen 38 yılda, yaşananlara ışık tuttu. Hangi tarihsel kesitte, hangi güçler ve temsilcileri nasıl karşı karşıya geldi, kimler kazandı, kimler kaybetti? 26. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, okullarda ders kitabı olarak okutulabilecek nitelikteki “Türkiye Cumhuriyeti’nde Güç Odaklarının Mücadelesi” serisinin üçüncüsünde Türkiye ve dünya için çok önemli bir dönem olan 1961-1980 dönemini anlattı. Darbeler, terör, kontrgerilla ve daha fazlası... Başbuğ ile buluştuk, bugün yaşananların tohumlarının atıldığı o döneme gittik. -  27 Mayıs darbesi, toplumun bugün de şahit olduğumuz kesin çizgilerle bölünmüş bir yapıya dönüşmesinin başlangıcı olmuştur. - Osmanlı İmparatorluğu’nu çöküşe getiren ana neden ekonominin iflas etmesiydi. Demokrat Parti döneminde 1958 yılı ekonomik çöküşün başlangıcıdır.- Anarşi ve terör aylarını planlayan ve icra eden örgütlerin, 12 Eylül günü yakalanmamak için, eylemlerine son vererek, yeraltına girmeye çalıştığı söylenebilir.- Türkiye Masası Sorumlusu Henze’nin “Müdahale bizim için iyidir. Bir şey yapılmasına gerek yok” demesi ABD’nin 12 Eylül’ün arkasında olduğunu gösteriyor. - 3 Aralık 1990 günü Özel Harp Dairesi’nin bünyesinde “kontrgerilla” diye bir kuruluş bulunmadığı açıklanmıştır. Ben de, öyle bir yapılanmayı ne gördüm, ne de şahit oldum. - Yeni kitabınızda bu kez de Türkiye’nin çalkantılı 1961-1980 yıllarını kaleme aldınız. Üstelik öyle bir dönem ki hâlâ aydınlatılamamış pek çok karanlık olay var. Söyler misiniz, bugün yaşananların tohumları aslında o yıllarda mı atıldı?  Kısa bir cevap: Evet…  - Ne açıdan?Özellikle toplumun bölünmüşlüğü açısından…  - “Güç Odakları’nın Mücadelesi kitaplarından çıkabilecek genel bir tespit şu olabilir: “Ekonomik çöküntüyle siyasal çöküntü arasında direkt ilişki vardır” görüşündesiniz.. Açar mısınız? Osmanlı İmparatorluğu’nu çöküşe getiren ana neden imparatorluğun ekonomisinin iflas etmesiydi. Yakın tarihe gelirsek, Demokrat Parti döneminde 1958 yılı, ekonomik çöküşün başlangıcıdır. Dış ödemeler dengesi bozulmuş, döviz darlığı ortaya çıkmış ve enflasyon artmıştır. Ağustos ayında IMF denetimini hükümet kabul etmiştir. Ekim 1959’da ABD, Türkiye’nin istediği 300 milyon dolarlık yardımı vermemiştir. 1970’li yılların sonuna gelinirken, 1978’de enflasyon oranı yüzde 44’e, 1979’da yüzde 68’lere tırmanmıştır. GSMH yıllık artışı 1978’de yüzde 2.9, 1979’da ise yüzde 0.4’e düşmüştür. Geçmişte yaşananlar, ekonomik istikrarın olmadığı bir dönemde siyasal istikrarın da olmadığını bize gösteriyor. 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nin açılış konuşmasında Atatürk bunu açık olarak söylüyor: “Tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken, birçok siyasi, askeri ve sosyal nedenler saymaktadır. Fakat bir milletin yükselmesiyle ve düşmesiyle ilgili olan milletin ekonomisidir.” -  Menderes 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’deki konuşmasında “Yolumuz serbest seçim yoludur. Memleketimizde demokrasinin yerleştirilmesinin yolu budur. Fakat her şeyden önce düzenin korunması kati bir zorunluluktur” diyor. Konuşmasının demokrasi açısından bir bedeli oldu mu? 23 Mayıs 1960 günü  DP Genel İdare Kurulu toplantısında Sıtkı Yırcalı, “Derhal seçimleri yapacağımızı açıklayayım” deyince, Adnan Menderes’in cevabı “derhal” olmuştu. Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi. Çünkü erken seçim kararı almış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi, açıkça milletin siyasi iradesine de vurulacak bir darbe olurdu. - Yine öngörünüz üzerinden gitmek istiyorum: Diyorsunuz ki: “27 Mayıs darbesi önlenebilirdi”. Varsayalım ki önlendi, bugün ortaya daha farklı bir tablo mu çıkardı? 27 Mayıs askeri müdahalesi Cumhuriyetin getirdiği siyasal sisteme vurulan ilk darbenin adıdır. Elbette DP iktidarının, son yıllarında anayasayı ihlal eden, Tahkikat Komisyonu’nun kurulması ve yetkilerle donatılması gibi uygulamaları olmuştur. Ama çözüm askeri darbe olmamalıydı. İşin diğer bir önemli noktası ise ABD CIA Başkanı’nın, 28 Nisan 1960 günü yaptığı bir konuşmada söylediği gibi, “Türkiye’de seçimler yapılacak olursa, CHP bu seçimleri kazanabilecektir” diye bir değerlendirme yapmış olmasıdır. Yani seçimler erkene alınabilseydi, iktidar seçim yoluyla değişebilecekti. 27 Mayıs darbesi, kendinden sonra gelen askeri müdahaleler üzerinde de önemli tesirler yaratmıştır. Siyasi tecrübeye ve olgunluğa sahip kişilerin siyaset sahnesinden uzaklaşmasına neden olmuştur. Daha da önemlisi, toplumun bugün de şahit olduğumuz kesin çizgilerle bölünmüş bir yapıya dönüşmesinin de başlangıcı olmuştur. -  27 Mayıs darbesinde neredeydiniz? Kuleli Askeri Lisesi’nde son sınıf öğrencisiydim. O yıl sonunda Kara Harp Okulu’na gittik. - 22 Şubat 1962’de de darbe girişimi oluyor, ancak öncesinde, 5 Şubat’ta Başbakan İnönü Kara Harp Okulu’na geliyor. Siz de kendisini karşılayan merasim bölüğündesiniz ve 22 Şubat’ta öğle saatlerinde bir emir veriliyor...Evet, 22 Şubat öğle saatlerine doğru depolardaki silah ve teçhizatımızı alma emrini aldık. Ortada olağanüstü bir durum olduğu belliydi. Tabur Komutanımız Kur. Bnb. Bahtiyar Yalta idi. Yalta, hepimizin örnek aldığı, değerli ve karizmatik bir subaydı. Talat Aydemir’e yakındı. Yemekhanelerde her an göreve hazır olarak bekliyorduk. Gece yarısını geçmişti. Tabur komutanımız geldi. Ordu içinde silahlı bir çatışmaya neden olunmaması için harekâttan vazgeçildiğini söyledi. Toplum psikolojisinin hâkim olduğu bir yerde, genç ve tecrübesiz bireylerin, “bireysel davranması” mümkün değildir. Böyle bir davranış şekli de bu bireylerden pek beklenmemelidir. Olayların değerlendirilmesi ve yargılanmasında bu nokta dikkate alınmalıdır.  - Talat Aydemir’in 22 Şubat darbe girişimi niye tutmadı? 22 Şubat darbe girişiminin en kritik anı saat 16.00 civarlarında yaşandı. Binbaşı Fethi Gürcan, Muhafız Alayı’nın komutasını eline geçirmiştir. O anda, Cumhurbaşkanı, Başbakan, hükümet üyeleri ve komutanlar Çankaya’da toplantı halindeydi. Gürcan, Talat Aydemir’e telefon ederek, durum hakkında bilgi verdikten sonra, “Hepsini enterne edeyim mi” diye, Aydemir’in emrini sorar. Aydemir, “Hayır. Serbest bırakacaksınız, çıkacaklar” der. İnönü daha sonra o anı “Şimdi kaybettiler” diyerek değerlendirmiştir. 15 TEMMUZ İLE KIYASLANAMAZ- Talat Aydemir ve Seyhan’ın darbe girişiminin planlı ve hazırlıklı olmadığını söylüyorsunuz. Birçok yanıyla bu kalkışma 15 Temmuz ile çok kıyaslandı; katılır mısınız? Hayır, katılmıyorum. Elbette ikisi de darbe girişimi. Fakat aralarında dağlar kadar fark var. Her şeyi bir tarafa bırakın, 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963’te darbe girişimlerinde, Talat Aydemir ve arkadaşları Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içinde olabilecek çatışmaları önlemek için darbe girişimlerine son verdiler. Hatta 21 Mayıs’ta Aydemir, ölüme gideceğini bile bile bu kararı aldı. 15 Temmuz darbe girişiminde ise FETÖ’cüler bırakın TSK içindeki çatışmayı, Türk milleti üzerine ateş açmaktan bile çekinmediler. Bu iki darbe girişiminin kıyaslanmasının doğru olmadığını düşünüyorum. - Asıl sorun “Türkiye’nin bir türlü burjuva demokrasisine geçememesi” midir? Diyelim ki “bir milli burjuvazi” tarih sahnesinde yerini aldı, ne değişirdi? Türkiye’de arzu edilen milli burjuvazi oluşabilseydi, Batı modellerinde olduğu gibi, bu burjuvazi toplumun demokratikleşmesi sürecine olumlu katkılar yapabilecekti. Ekonomik gücü, siyasal irade üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanabilecekti. O zaman da ortada farklı karmaşık bağlantılar, vesayet ve temsil ilişkileri de olmayacaktı. Ama eğer bir ülkede burjuvazi devletin kendisine sağladığı imkânlarla gelişiyorsa, bu burjuvazinin demokratikleşme yönünde bir baskı unsuru olması söz konusu olamaz. İNÖNÜ’NÜN BAŞBAKAN OLMASI TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK ŞANSTI- Kitapta “22 Şubat darbe girişiminden sonra ordu içindeki gizli yapılanmaların faaliyetlerine devam ettiğini” okuyoruz. Niye önlenemedi? 27 Mayıs askeri darbesi Türk ordusunun komuta kademesini siyasetin içine bulaştırmıştı. Ordunun üst komuta kademeleri alt kademelerin üzerinde bir türlü kontrol sağlayamadı. Hatta alt kademelere taviz verildiği durumlar bile oldu. Türkiye ancak 1965 seçimlerinden sonra siyasal istikrara kavuşabildi. 1961-1965 sürecinde, bu kaotik ortamda, İsmet İnönü’nün başbakan olması Türkiye için büyük bir şanstı. - Ve günlerden 21 Mayıs 1963… O gün tabur nöbetçi subayısınız... O gece İstanbul’da 2. Zırhlı Tugay 22. Mekanize Taburu’nda nöbetçi subayı idim. Gece yarısını geçmişti. Telefonum çaldı. Telefonun karşısında tugay nöbetçi amiri vardı. Tabura alarm vermemi söyledi. Taburu hemen harekete geçirdik. Bölükleri toplamaya başladık. O esnada tabur komutanı geldi. Kendisini karşıladım. Ben bu durumun “normal bir alarm” tatbikat olduğunu sanıyordum. Bunu tabur komutanına söyleyince, “Oğlum ne alarmı, ihtilal, darbe oluyor” dedi. Tugay nöbetçi amiri beni 5-7 devriyesi ile görevlendirmişti. Saat 12.00’ye doğru ben de biraz istirahata çekilmiştim. O saatten sonra, darbeciler tugayın kontrolünü ele geçirmişler. Daha sonra da kontrolü kaybetmişlerdi. Ben alarm emrini darbecilerden değil de esas nöbetçi amirinden almıştım. Bu, genç ve tecrübesiz bir teğmen olarak benim için şanstı. - “1961-1965 dönemi, Türkiye’nin ideolojik olarak sağ ve sol diye iki kutba ayrılmasının başlangıcını oluşturdu” görüşündesiniz. Peki, bugünün Türkiyesi’nde nasıl bir kutuplaşma var? 1961 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin kurulmasından iki yıl sonra Komünizmle Mücadele Derneği kuruldu. 1952 yılında kurulan Türk-İş’in karşısına da 1966’da DİSK çıktı. Bütün bu gelişmeler toplumdaki bölünmeyi pekiştirdi. Bugünün kutuplaşmasının temelinde ise yargı ve adalet sistemine olan farklı bakışların olduğunu düşünüyorum. - 12 Mart’tan sonra Fethullah Gülen ve arkadaşlarını yargılayan İzmir Sıkıyönetim Mahkemesi hâkimlerinden Albay Kaya Alpkartal, “Ben komünistleri mahkûm etmeden, Nurcuları mahkûm etmem” diyor. Ardından sıkıyönetim mahkemesindeki görevinden alınmasını düşündürücü buluyorsunuz. Ne açıdan düşündürücü? Yargının içinde bulunduğu acı durum nedeniyle düşündürücü. ÖCALAN CEZAEVİNE GİRMESEYDİ…. - 12 Mart sonrası Abdullah Öcalan cezaevine girmeseydi, PKK yine de kurulabilir miydi? Bu soruya kesin cevap verilmesi zor. Ancak, Öcalan’ın Mamak Askeri Cezaevi’nde geçirdiği yaklaşık altı ayın onun düşünceleri üzerinde büyük etki yarattığı da ortada. Kendi anlatımıyla Öcalan o süreci şöyle tanımlıyor: “…Okuldan kopmuştuk. Ütopyadan kopmuştuk. Benim profesyonel devrimciliğe girişimdir. Mamak’ta ilk defa tutuklu olan devrimcilerle kaldım. Bu tutukluluk döneminden çıkarsak, neyi nasıl organize edeceğiz diyorduk?” ILIMLI İSLAM PROJESİ ÖNEMİNİ KAYBETTİ - Siyasal İslama epey geniş yer ayırmışsınız. Laikliğin önemine de vurgu yapıyorsunuz. Laiklik tehdit altında mı?Kitapta “Dünden 1970’lere siyasal İslam” hareketlerini incelemeye çalışıyoruz. Siyasal İslamın ana hedefi; dini değerlerle siyasal alanın yönünü değiştirmektir. Elbette bu düşünce laik düşünceye aykırıdır. - Siyasal İslamın yükselişiyle ABD’nin dünya siyaseti arasında nasıl bir ilişki var? ABD, 2000’li yılların başında, şeriat sistemi ile yönetilen ülkeleri İslam ülkelerini “Radikal İslam” modelini uygulayan ülkeler olarak görüyordu. Bu ülkelerde İslami hukuk kuralları yanında, demokratik bazı kurumları, yasal uygulamaları da gerçekleştirerek “Ilımlı İslam” modelini yaratmayı düşündüler. Ancak 2010’lu yıllarda bunun uygulanabilme olanaklarının olmadığını gördüler. “Ilımlı İslam” projesi biraz önemini kaybetti. ECEVİT’İN İSTİFASI DOĞRU OLMAMIŞTIR - Tarih 18 Eylül 1974… Ecevit başbakanlıktan istifa ediyor, bu siyasal bir gaf mı? İlgili bölümün başlığı; Ecevit’in başbakanlıktan istifası: Bir siyasal gaf mı? Kıbrıs Barış Harekâtı Ecevit’i ulusal kahraman haline getirdi. Erbakan ile koalisyon hükümetini sürdürebilmek pek kolay değildi. Bu gerçek. Erken seçime gidilmesi halinde CHP’nin çoğunluğu sağlama şansını ele geçirebileceğini Ecevit düşünmüş olabilir. Bu nedenlerle Ecevit 18 Eylül 1974’te başbakanlıktan istifa etti. Ancak erken seçim kararının alınması için Meclis’te çoğunluğun sağlanması gerekiyordu. Diğer hiçbir muhalefet partisinin CHP’nin kesin kazanacağı bir erken seçimi desteklemesi düşünülemezdi. 31 Mart 1975’e kadar Meclis’ten güvenoyu alabilecek bir hükümet çıkmadı. Türkiye yedi ay güvenoyu alamayan Sadi Irmak hükümeti tarafından yönetildi. İşin ilginç yönü; Ecevit’in istifa etmesinden bir gün önce, 17 Eylül 1974’te ABD Kongresi “Türkiye’ye Yapılan Silah Satışlarının ve Askeri Kredilerin Durdurulması” kararını aldı. Bu kapsamda, Ecevit’in 18 Eylül 1974’te istifa etmesi pek doğru olmamıştır. KONTRGERİLLAYI NE GÖRDÜM NE ŞAHİT OLDUM - 5 Temmuz 1972… Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan, ayağında prangayla sorguya götürülür. Sorgulayan, “Burası Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Kontrgerilla Örgütü’ diyor. Siz Genelkurmay Başkanlığı yaptınız. Kontrgerilla var mıydı? Kontrgerilla konusu da kitapta detaylı olarak incelenmektedir. 3 Aralık 1990 günü Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan meşhur Özel Harp Dairesi’ne ilişkin basın toplantısında, Özel Harp Dairesi’nin bünyesinde “kontrgerilla” diye bir kuruluş veya böyle bir görevin bulunmadığı net olarak açıklanmıştır. Ben de öyle bir yapılanmayı ne gördüm ne de şahit oldum. - Peki, Ecevit, neden kontrgerilla tartışmasını Türkiye’nin gündemine getirme gereksinimini duydu? Bu kontrgerilla konusu, Demirel ile Ecevit arasında bir tartışma konusuna dönüştürülmüştür. Türkiye, 1970’li yıllarda çok karanlık, hâlâ tam olarak çözülememiş olaylar yaşamıştır. 3 Şubat 1978 günü Ecevit, yaptığı bir açıklamada, şunları söylemiştir: “Yaptığım araştırmalara göre, Türkiye’de devletçe düzenlenmiş kontrgerilla resmen yoktur.” Ancak buna rağmen, Ecevit’in de dediği gibi, “gayri nizami harp eğitimi” almış, halen devlet kurumlarında görev yapan veya devlet kuruluşlarından ayrılmış bazı kişiler, herhangi bir şekilde yasadışı eylemlere karışmış ve kullanılmış olabilirler. Bu ihtimal toptan reddedilemez. Bu konuya ilişkin, soruları olup bu sorulara cevap arayanlara bu kitabı dikkatle okumalarını öneririm. - Erenköy/Ziverbey’de sorgulamayı yapan 1. Ordu personeli niye kendisini kontrgerilla örgütü olarak tanıtıyor o halde? O kişiler, sorguladıkları kişilerin Türkiye’de Marksist/komünist bir rejimi kurmaya çalıştıklarını düşünmektedirler. Ayrıca, kendilerine bir paye ve görev yüklemeye çalışmaktadırlar. Ama aslında, Erenköy-Ziverbey sorgulaması TSK içindeki güç odaklarının bir iktidar mücadelesiydi. Türk kamuoyu “kontrgerilla” sözcüğünü Talat Turhan’dan duydu. Talat Turhan’da daha sonra yazdığı kitabında, “kontrgerilla diye elbette bir örgüt bulunmamaktadır” diye yazmıştır. - 12 Mart muhtırasından önce ve sonraki olayların arkasında gizli güçler var mıydı? 12 Mart muhtırasının arkasında, ABD’nin olduğuna ilişkin bazı somut nedenler var. TSK komuta kademesinin “tam ve doğrudan bir askeri rejim” kurma isteğine sahip olmaması, böylece Türkiye’nin Yunanistan ve Pakistan gibi askeri diktatörlük rejimine dönüşmemesi, ordu içindeki sol kanatın tasfiye edilmesiyle, Türkiye’de Irak, Suriye ve Mısır’da olduğu gibi “Baas Tip” bir rejimin kurulması risk ve tehdidinin ortadan kalkması gibi… Detayını kitaba bırakalım. - 2009’un son günlerinde yargı kullanılarak TSK’yi ve özellikle Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı hedef alan olayların yaşanmasında kontrgerilla tartışmalarının etkisi var mı?  Belirli ölçüde geçmişte yapılan kontrgerilla tartışmalarının etkisi olduğu ileri sürülebilir. Orada, “faili meçhul bazı cinayetlere” ilişkin bazı bilgilerin bulunması ve bulunamazsa da fırsat yaratıp bazı hazırladıkları komploları oradaki bilgisayarlara yerleştirmeyi düşünmüşlerdi. 24 OCAK İLE 12 EYLÜL ARASINDAKİ İLİŞKİ - Çöküşün başlangıcı olarak 1979’u gösteriyorsunuz. Türkiye’nin de zor yılları… “Türkiye’de ‘muhafazakâr devrim’ sürecinin başlamasına mı karar verilmiştir?” diye soruyorsunuz.6. Demirel hükümeti 12 Kasım 1979’da kuruldu. Üç hafta sonra da, Turgut Özal Başbakanlık Müsteşarlığı’na getirildi. Bence, bu Türkiye’nin “muhafazakâr devrim” sürecine girişinin başlangıcıdır. 24 Ocak 1980’de de Özal’ın hazırladığı 24 Ocak kararları açıklandı. Özal, ekonominin sağlığına kavuşturulması için en az beş yıllık bir süre verilmesini istemişti. ABD, 24 Ocak Kararları’nın hayata geçirilmesinden fazlasıyla memnundu. 24 Ocak kararları ile 12 Eylül Darbesi arasında bir ilişki olduğu açıktır. Beyaz Saray’da Türkiye Masası Sorumlusu olan, Paul Henze’nin askeri darbeyi öğrendiğinde, “Bu müdahale bizim için iyidir. Herhangi bir şey yapılmasına gerek yok” şeklindeki ifadesi de ABD’nin 12 Eylül Darbesi’nin arkasında olduğunu göstermektedir. - 12 Eylül askeri müdahalesi engellenebilir miydi? Demirel ile Ecevit, son olarak 24 Temmuz akşamı Çankaya Köşkü’nde bir araya geldiler. Eğer o akşam, AP ile CHP’nin bir koalisyon hükümeti kurulması konusunda anlaştıkları açıklanabilseydi, ne olurdu? Ayrıca Cumhurbaşkanlığı sorunu da uzlaşma ile çözülebilseydi, Türkiye 12 Eylül Darbesi’ni yaşar mıydı? Bu sorular haklı sorulardır. Üzerinde ciddiyetle düşünülebilir, değerlendirilir. Tabii kesin hüküm verilmesi zor. - 11 Eylül günü devam eden anarşi, 12 Eylül sabahı nasıl bıçak gibi kesildi?  Zor ve çok tartışılan bir konu. Çok şey söylenebilir. Bu konuda kitapta bütün boyutlarıyla inceleniyor. Şimdilik burada sadece şunu söyleyeyim: Anarşi ve terör olaylarını planlayan ve icra eden örgütlerin, 12 Eylül günü yakalanmamak için, eylemlerine son vererek yeraltına girmeye çalıştıkları söylenebilir. Aksini söylemek pek rasyonel gözükmüyor. Ama yine de tartışmaya açık bir konu.  İpek Özbey

Artan fiyatlar ithalatla terbiye edildi. Tüccarın insafına bırakılançiftçi yine yoksullaştı

Artan fiyatlar ithalatla terbiye edildi. Tüccarın insafına bırakılan çiftçi yine yoksullaştı figure > Kredi kullanmazsa üretim yapamayacak hale getirilen çiftçinin, şimdi de traktörünü, hayvanını haczetmeye başladılar. Hacizlerin 3 ay ertelenmesi ise yeterli değil. Ana paranın 5 yıla kadar ötelenmesi talep ediliyor. Bankalara olan 128.7 milyar TL’lik borcuyla yeni yıla giren çiftçinin, batık kredi miktarı ise 5 milyar TL’ye dayandı. TMMOB Ziraat Mühendisler Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Öz sermayesi yetersiz olan çiftçi, uzun yıllardır uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu bugün dışarıdan kredi kullanamazsa üretim yapamayacak duruma geldi” dedi. Çiftçinin bankalar dışında kooperatifler ve özel sektöre olan toplam borcunun ise 180 milyar TL’ye ulaştığına dikkat çeken Suiçmez, “Çiftçilerimizin 128 milyar TL krediye karşılık 200-225 milyar TL civarında teminat göstermesi sonucu traktörü, hayvanı, evi, arsası üzerine ipotek konuldu. Amasya’da traktörüne, Kars’ta hayvanına icra gelen çiftçilerimiz var” dedi. Henüz 4 gün önce, Tarım Kredi Kooperatifi’ne olan borcu nedeniyle koyunlarını, ineklerini satmak zorunda kalan Malatyalı bir çiftçi, traktörü de satışa çıkarılınca çaresizlikten ağlamıştı.BORÇ FAİZLERİ SİLİNSİNÇiftçilerin Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası borçlarının yeniden yapılandırılması ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmediğine dikkat çeken Suiçmez, “Çiftçi kuruluşu olan Tarım Kredi Kooperatifleri, maalesef bankaların üzerinde faiz ile kredi verip, mazot dahil temel girdileri daha pahalıya satıyor. Pandemi sürecinde yeterli desteği zamanında alamayan, sürekli artan üretim maliyetlerini karşılayamayan çiftçimizin, ipotekli malları üzerinde Tarım Kredi Kooperatifleri haciz işlemine başladı” dedi. Kısa dönemli faiz ertelemelerinin ya da haciz işlemlerinin 3 ay ertelenmesi çiftçinin borç batağında yaşadığı kısırdöngüyü aşabilmesi için yeterli olmadığının altını çizen Suiçmez, “Çözüm, özellikle takipteki çiftçi borçlarının derhal yapılandırılması, borç faizlerinin silinmesi, aldığı yıl koşulları üzerinden ana para ödemelerinin 5 yıla kadar ötelenmesidir” diye konuştu.ÜRETİCİ YOKSULLAŞTISon 10 yılda mazottaki fiyat artışın yüzde 216, gübrelerden ürede yüzde 292, DAP’ta yüzde 262 olurken, ürün fiyatlarındaki artışların çok daha düşük düzeyde kaldığına vurgu yapan Suiçmez, üreticinin yoksullaştığına dikkat çekti. Zaten yetersiz olan tarımsal destekler de zamanında ödenmiyor. 2006’da AKP’nin kendi çıkardığı Tarım Kanunu’na göre, çiftçiye verilmesi gereken destek 2019 ve 2020’de en az 43 milyar TL olmalıyken, 2019’da 16.1 milyar TL, 2020’de 22 milyar TL ödendi.TARIMDA KRİZ YILIZMO Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Pandemi sürecinin belirsizliği ve ülkemizde yaşanan ciddi kuraklık sorununun da etkisiyle 2021 yılı genel ekonomi ve de tarım sektörü için kriz yılı olmaya devam edecek” dedi. 2020’de yapılmaya devam eden hatalardan birinin ithalat politikası olduğuna vurgu yapan Suiçmez, “Buğday, arpa, mısır gibi pek çok üründe gümrük vergileri düşürüldü ya da sıfırlandı. Gıda fiyatları yükseldi diye gümrük vergisi düşürülür veya sıfırlanırsa tarımda dışalım artar ve Türkiye açık pazar haline gelir” dedi.PAHALILIK SÜRECEKÇiftçi yeni yıla ödeyemediği borçlarıyla girerken, yurttaş da 2021’i yıllık yüzde 21’i aşan gıda enflasyonuyla karşıladı. Bu oran, TÜİK’ten değil de çarşı pazardaki net zamlarla hesaplandığında yıllık gıda zamları yüzde 80’i buluyor. Tarımsal üretim maliyetlerinde dışa bağımlı olunduğu ve bu konuda çiftçiye destek olunmadığı için, bu yıl da benzer maliyet artışlarının sürmesi, pahalılığın devam etmesi bekleniyor. Bu yıl ayrıca, alarm veren kuraklık nedeniyle tarımdaki krizin derinleşmesi öngörülüyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı Hüsetin Demirtaş, gıda enflasyonunun nasıl kısırdöngü haline geldiğini, fahiş gıda zamlarına rağmen üreticinin neden kazanamadığını şöyle anlattı: “Yeterli kazanç sağlayamayan çiftçi üretimden çekiliyor. Bu, tarım ürünlerinin fiyatını artıran bir sorun. Bu kez ürün ucuzlasın diye ithalat yapılıyor. Bu da fiyatları aşağı çekemeyince gümrük vergileri sıfırlanıyor. Bu durum karşısında ithal ürünle rekabet edemeyen üreticilerin üretimden çekilmesi hızlanıyor ve döngü böyle devam edip gidiyor. Öte yandan, gıda fiyatlarındaki fahiş zamlardan üreticinin hiçbir kârı yok. Çiftçi, ürününü çoğunlukla mal ettiğinden düşüğe satmak zorunda kalıyor. Çünkü çiftçi, aracı tüccarların ya da büyük marketlerin insafına bırakıldı. Bu yüzden bir tarım ürününün, tarladan alındığı fiyatla markette satıldığı fiyat yüzde 100 zamlı. Tüm bunlar tarımı bırakan çiftçilerin artmasına, yine aynı sorunların tekrarlanmasına yol açıyor.” Gamze Bal

Tüketiciyi Koruma Derneği köprüve otoyollardaki zamma tepkili

Tüketiciyi Koruma Derneği köprü ve otoyollardaki zamma tepkili figure > Tüketiciyi Koruma Derneği, köprü ve otoyollara gelen yüzde 25 zamma tepki gösterdi. Dernek Başkanı Koçal, “Hangi hizmetin girdisi arttı da bu kadar zam geldi?” dedi. TESK Başkanı da icraların durdurulmasını ve zamların geri çekilmesini istedi. Tüketiciyi Koruma Derneği, dövize endeksli köprü ve otoyollara yapılan ortalama yüzde 25 zamma tepki gösterdi. Zamların geri çekilmesini isteyen Tüketiciyi Koruma Derneği Genel Başkanı Aziz Koçal, “83 milyon tüketici adına soruyoruz: Köprü ve otoyollarda verilen hangi hizmetlerin girdilerine fahiş artış gelmiştir de yüksek oranda zam yaptınız?” dedi.HANİ DOLARLA İŞİMİZ YOKTUYeni yıla girerken otoyol ve köprü geçiş ücretlerine yaklaşık yüzde 25 oranında zam yapıldı. Bir otomobilin geçiş ücreti 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde 10.50 TL’den 13.25 TL’ye, Osmangazi Köprüsü’nde 117.90 TL’den 147.50 TL’ye yükseldi. “Yeni yıla girerken; harçlar, vergiler, doğalgaz, elektrik köprüler, otoyollar gibi yapılan zamlar nedeniyle alım gücü düşen vatandaşın dayanma gücü kalmamıştır” diyen Koçal, şunları söyledi:- Zam gerekçesi olarak dolar kur farklı kaynaklı olduğunun kamuoyuna yansıması bir garabettir. Hani dolarla işimiz yoktu? - Ulaşım sağlanması için gerekli altyapı olan yol, köprü ve tünel gibi hizmetlerin bir kamu hizmeti olarak verilmesi gerekmektedir. - Özelleştirme veya yap işlet devret modelinden vazgeçilmeli, geçiş garantileri kaldırılarak Türk Lirası’na çevrilmeli, ulaşım hizmeti ücretsiz sağlanmalıdır.TESK: İCRALAR DURDURULSUNTürkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, hem zamlara hem de salgından etkilenen esnafa elektrik ve doğalgaz borcu nedeniyle gelen icralara tepki gösterdi. İcraların durdurulması gerektiğini söyleyen Palandöken, zamların geri çekilmesini istedi. Salgın sürecinde geliri düşen fakat borçları ve ödemeleri devam eden esnaf ve sanatkârlara elektrik ve doğalgaz faturalarından dolayı gelen icraların durdurulması gerektiğini vurgulayan Palandöken, “Kira, telefon, sosyal güvenlik primi, kredi borçları gibi birçok kalemde borcu olan esnafımız bu şekilde mağdur edilmemeli” dedi. cumhuriyet.com.tr

İstanbul’un Renkleri:İnsanın rengi, kültürüdür

İstanbul’un Renkleri: İnsanın rengi, kültürüdür figure > İstanbul’un renkleri mor, yeşil ve mavi değil sadece, İstanbullu hemşerileri, sayıları çok azalmış olmasına karşın, Rumu, Yahudisi, Ermenisi, Levanteni, Polonyalısı. Bu zenginlik günümüzde ne yazık ki sayıları çok azalan nüfuslarıyla kaybolmaya yüz tutuyor. Geçen yılın son günlerinde Malta Köşkü’nün bahçesinde küçük bir kalabalığa tanıtımı yapılan bir kitaptan bahsetmiş, daha sonra yazma sözü vermiştim. İBB Kültür AŞ’nin prodüksiyonu olan kitabın adı İstanbul’un Renkleri. Söz konusu renkler, erguvanın moru, manolyanın yeşili, Marmara’nın mavisi, Boğaz’ın hırçın dalgaları değil. İstanbul’un insanları! Bir şehrin rengi, insanları ve onların kültürü değil midir? İki kıtanın ayrıştığı İstanbul, tarihi boyunca farklı toplulukların, farklı dinlerin, farklı dillerin insanlarının gelip geçtiği, kalıp yerleştiği, büyüyüp çoğaldığı, kaçıp gittiği için azaldığı, ama iç içe yaşadıkları dönemlerin izlerini taşıyan bir şehir olmuş hep. İşte İstanbul’u İstanbul yapan güzelliklerden biri de bu: farklı insanları. İstanbul’u fethederek Fatih önadını alan Sultan Mehmed’in hoşgörüsüyle başlayan çok dinli hayatın zaman zaman sekteye uğrayan dönüm noktaları olmasına karşın İstanbul’un hemşerilerini konu alan kitabın yazarları da bu dinlerin temsilcileri. Saro Dadyan, Püzant Akbaş, Rinaldo Marmara, Ari Çokona, Sait Süsin, İvo Vedat Molinas ve Altan Öymen, Nazım Alpman, Mehmet Yüce, Cengiz Özkarabekir, Sevecen Tunç.İSTANBUL VE ŞİİRLERCengiz Özkarabekir’in proje yönetiminde kitapta yer alan konular İstanbul’daki Ermeniler, Bulgarlar, Levantenler, Polonyalılar, Rumlar, Süryaniler, Yahudiler. Bu toplulukları anlatırken Altan Öymen İstanbul’u ve insanları şiirlerle anlatıyor, Mehmet Yüce, sporla, son sözü de Cengiz Özkarabekir ve Sevecen Tunç söylüyor. Bir kısmı bestelenmiş şarkıların güfteleri olmuş İstanbul’u anlatan şiirlerden en çok hangisini seversiniz? Heybeli’de her gece mehtapa çıkmayı mı, Kalamış’tan bir huzur almayı mı? Ben en çok “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda, ne sen bunun farkındasın, ne de polis farkında!”yı severim, Nâzım Hikmet tutkumdan ve Cem Karaca da ne güzel söyler! Şiirleri Altan Öymen anlatmış. İstanbul’un Bulgarlarını Saro Dadyan yazmış, Eminönü civarında yaşayan ve ticaretle uğraşan Bulgarların kentteki imzası, Balat’taki Demir Kilise. Aznavur’un projesinin hikâyesi çok uzun, yapımı da, üç yıl boyunca Viyana’da dökülen kilisenin parçaları 1895’te tamamlanarak İstanbul’a getirilip monte ediliyor. Artık çok azı burada ama yaşayan eserleri İstanbul’da. İstanbul’un Ermenileri’ni Püzant Akbaş kaleme almış. II. Mehmed tarafından Anadolu’dan getirilen Ermeniler İstanbul’da Samatya, Kumkapı, Gedikpaşa, Galata gibi semtlere yerleştirilip sanat ve zanaatla uğraşmış; özellikle Balyan ailesinin mimarları İstanbul’a Kuleli, Dolmabahçe Sarayı gibi çok büyük eserler bırakmış. Dünyaca ünlü fotoğrafçı Ara Güler’den de söz etmeden olmaz. Ermeniler İstanbul mutfağına da büyük katkılar yapmış. İstanbul’un en önemli renklerinden biri de Rumlar. Ari Çokona tarafından yazılan Rumlara kitapta ayrılan yer kattıkları değerler kadar uzun. Tarihteki yerlerinden bugünkü ağırlıklarına kadar, Patrikhane’den Pera Palas’a, Çiçek Pasajı’na, anlatılacak o kadar şey var ki ben sadece sizde merak uyandırıyorum! Gerisi kitapta.OSMANLI KUCAK AÇMIŞİstanbul’un Yahudilerini İvo Vedat Molinas anlatmış. İspanya’dan kovulan Yahudilerin büyük kısmı gittikleri yerlerde de sıkıntı çekmiş ama Osmanlı kucak açmış onlara. Yavuz Sultan Selim’in doktoru Josef Hamon, sarayın doktorluğuna kadar yükselmiş. Yahudiler ticaretin yanında hekimlikte de ün yapmış. Fatih Sultan Mehmed, diğer cemaat üyelerine yaptığı gibi fetihten sonra Yahudileri de İstanbul’a davet ederek burada dinlerinde özgür ve işlerinde serbest kalmaları sözü vermiş. O gün bugündür huzurla yaşıyorlar diyemeyeceğim. Varlık Vergisi’yle başlayıp 6-7 Eylül Olayları’na ve sonrasında kanlı sinagog baskınlarına kadar yaşanan pek çok olay Rumlar ve Ermeniler gibi onların da çoğunun İstanbul ve Türkiye’den gitmesine neden olmuş, bugünkü sayıları ne yazık ki çok az. Geldiklerinde de çok küçük bir grup olan ve yerleştikleri köyde kalıp oraya isimlerini veren Polonyalıların Polonez Köyü ise Nazım Alpman’ın imzasını taşıyor. İstanbul’un kültür çeşitliliğini anlatan bu insanların içinde Dario Moreno’dan, Marc Aryan’a, Charles Aznavour’dan Hayko Cepkin’e, Lefter’den Şirinyan’a hepimizin tanıdığı sevdiği çok ünlü var. Kitapta sadece öyküler yok, çok da güzel, tarihi değeri büyük fotoğraflar var. Daha önce de Atatürk Fotoğraflarının Öyküsü kitabını sizinle buluşturduğumuz Kültür AŞ’nin tarihe ve değerlerimize ışık tutan kitapları İstanbul Kitapçıları’nda satılıyor. Baskı kalitesi de iyi. Yazgülü Aldoğan

Sanatta bu hafta

Sanatta bu hafta figure > Sanatta bu hafta ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN SANAL SERGİAnkara Büyükşehir Belediyesi, yeni yılı evlerinde geçiren sanatseverlere yönelik yeni bir sanal sergi daha hazırladı. Koronavirüs salgını nedeniyle geçici süreyle kültür ve sanat etkinliklerine ara veren Büyükşehir Belediyesi, “Savaştan Dostluğa Uzananların Hikâyesi” konulu Ankara Rüzgârı Kültür Sanat ve Yaşamı Destekleme Derneği üyesi sanatçıların eserlerinin yer aldığı sanal sergiyi resmi internet sayfasında sanatseverlerle buluşturdu. “Savaştan Dostluğa Uzananların Hikâyesi” başlıklı Çanakkale Savaşı’nı anlatan sanal sergi, Büyükşehir Belediyesinin internet adresinde sergilenmeye başladı. Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı ile Ankara Rüzgârı Kültür Sanat ve Yaşamı Destekleme Derneği’nin işbirliğiyle hazırlanan sergide 31 eser yer alıyor. Büyükşehir Belediyesi, elektronik ortama taşıdığı sergiyle bir yandan pandemi sürecinde insanların sanattan mahrum kalmamasını amaçlarken, bir yandan da sanat ve sanatseverler arasında köprü vazifesi görüyor.İŞ SANAT MASAL TİYATROSU İNTERNETTEN ÜCRETSİZ İş Sanat Masal Tiyatrosu, dünyaca ünlü klasik masalları minik sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. 10 Ocak’ta 80 Günde Devr-i Alem, 17 Ocak’ta Uyuyan Güzel ve 24 Ocak’ta Fındıkkıran saat 15.00’ten itibaren yayında olacak. Lerzan Pamir’in yönetmenliğinde, Aslı Tandoğan, Anıl Altınöz ve Mert Aydın tarafından canlandırılan tüm masallar, İş Sanat’ın sosyal medya hesaplarından ve internet sitesinden sezon boyunca ücretsiz izlenebilir. Yelda Bayramoğulları, Aslıhan Güngör ve Nurdan Küçükekmekçi’den oluşan Trio Patara 8 Ocak’ta sahne alacak. Şiir ve hikâye tutkunlarının yıllardır büyük bir ilgiyle takip ettiği dinleti serisinde 18 Ocak’ta Gülten Akın’ın şiirleri yer alacak. İş Sanat ve Milli Reasürans işbirliğinde düzenlenen, şef Hakan Şensoy yönetimindeki Milli Reasürans Oda Orkestrası’nın konseri de 21 Ocak’ta yayımlanacak.‘BİR HAYAL BİR OYUN’ HİKÂYELERİ YOUTUBE’DA‘Bir Hayal Bir Oyun’ Projesi’nde ilkokul 3. ve 4. sınıf öğrencileri tarafından yazılan hikâyeler Youtube’da mini çizgi film olarak yayımlanacak. Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Zorlu PSM ve BantMag işbirliğiyle gerçekleştirilecek projede 2020 senesinde düzenlenen yarışmada dereceye giren ilk on hikâye sesler ve çizgilerle hayat bulacak.PANDEMİ ORKESTRASI YİNE SAHNEDEPandemi sürecinde geliri olmayan müzisyenlere destek olmak amacıyla kurulan Kadıköy Belediyesi Pandemi Orkestrası 4 Ocak’ta saat 18.00’de Oğuzhan Balcı ile Gökhan Aybulus ile Süreyya Operası’nda seyircili ikinci konserini verecek. Öznur Oğraş Çolak

2020’de en iyi gelişim gösteren ve geleceğeışık tutacak 10 teknoloji

2020’de en iyi gelişim gösteren ve geleceğe ışık tutacak 10 teknoloji figure > Scientific American ve Dünya Ekonomik Forumu işbirliği ile oluşturulan seçici grup, 75’ten fazla aday teknoloji arasından bir seçim yaptı. İşte 2020’de en iyi gelişim gösteren ve geleceğe ışık tutacak 10 teknoloji. 1 - MİKROİĞNELERMikroiğneler, ağrısız enjeksiyon ve kan alımlarını mümkün kılabilir. Buna bağlı olarak da tıbbi laboratuvarlara daha az gitmeyi sağlar, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir hale getirebilir. Zar zor görülebilen bu iğneler, ağrısız enjeksiyon ve kan testi çağını başlatmaya hazır. Yaklaşık bir kâğıt yaprağının derinliği diyebileceğimiz 50 ila 2000 mikron uzunluğunda, yaklaşık insan saçı genişliği denebilecek 1 ila 100 mikron genişliğindeler. 2020’de araştırmacılar, sedef hastalığı, siğil ve belirli kanser türleri gibi cilt rahatsızlıklarını tedavi etmek için bu tekniği kullanmaya başladı bile. İğneler biyosensörlere bağlanırsa dakikalar içinde sağlık veya hastalık durumunu gösteren biyolojik belirteçleri de doğrudan ölçebiliyorlar.2 - GÜNEŞ ENERJİLİ KİMYAYeni bir yaklaşıma göre, karbondioksit atığını gerekli kimyasallara dönüştürmek için güneş ışığını kullanmak mümkün. Bu yaklaşım emisyonları iki şekilde azaltma potansiyeline sahip: İstenmeyen gazı hammadde olarak kullanmak ve üretim için gerekli enerji kaynağı olarak fosil yakıt yerine güneş ışığını kullanmak. Araştırmacılar, karbondioksitteki karbon ve oksijen arasındaki dirençli çift bağı kıran fotokatalizörler geliştirdi. Kaliforniya’dan Almanya’ya kadar birçok enstitü bu teknoloji üzerine çalışıyor. Karbondioksidin kimyasallara dönüştürülmesinde meydana gelen gelişmeler, önümüzdeki yıllarda özel şirketler tarafından ticarileştirilecek ve daha da geliştirilecek.3 - SANAL HASTALARTıpta devrimin adı, sanal hastalar olabilir. Bazı yeni algoritmalar, bilgisayarların bir hastalığı eşi görülmemiş bir doğrulukla teşhis etmesini sağlayarak bilgisayarların yakında doktorların yerini alacağı tahminlerini yeniliyor. Peki, ya bilgisayarlar da hastaların yerini alabilseydi? Örneğin, bir koronavirüs aşısı denemesinin bazı aşamalarında sanal insanlar, gerçek insanların yerini alabilseydi, önleyici bir aracın geliştirilmesini hızlandırabilir ve pandemiyi yavaşlatabilirdi. Benzer şekilde, işe yaraması muhtemel olmayan potansiyel aşılar da erken tespit edilebilir, bu da deneme maliyetlerini düşürür ve zayıf aşı adaylarını yaşayan gönüllüler üzerinde test etmeye gerek kalmazdı.4 - UZAMSAL BİLGİ İŞLEMYalnız yaşayan ve tekerlekli sandalye kullanan Martha adında birini düşünün. Evindeki tüm nesneler dijital olarak kataloglanmıştır. Martha yatak odasından mutfağa geçerken ışıklar açılır. Kedisi önünden geçerse sandalye yavaşlar. Mutfağa ulaştığında buzdolabına ve ocağa erişimini kolaylaştırmak için masa hareket eder, ardından yemek yemeye hazır olduğunda masa yeniden döner. Martha yanlış bir hareket sonucu yatağa girerken düşecek olursa mobilyası onu korumak için yer değiştirir ve ailesine bir uyarı iletilir. Uzamsal bilgi işlem Bu senaryonun merkezinde yer alıyor. Microsoft ve Amazon dahil olmak üzere büyük şirketler, bu teknolojiye yoğun bir şekilde yatırım yapıyor.5 - DİJİTAL TIPDoktorunuzun bir sonraki reçetesi bir mobil aplikasyon sayesinde olabilir mi? Kullanımda olan veya geliştirilmekte olan bir dizi aplikasyon artık zihinsel ve fiziksel bozuklukları özerk olarak algılayabiliyor veya izleyebiliyor. Dijital ilaçlar olarak bilinen yazılımlar, hem geleneksel tıbbi bakımı geliştirebilir hem de sağlık hizmetlerine erişim sınırlı olduğunda hastaları destekleyebilir. Bu tespit veya “dijital fenotipleme” yardımcıları, yakın zamanda bir doktorun yerini almayacak tabii ama takip edilmesi gereken endişelerin göz önünde bulundurulmasına yardımcı olabilir. Dijital tıppın uygulayıcısı olan tespit yardımcıları ayrıca mikrobiyoelektronik cihazlar adı verilen yutulabilir, sensör taşıyan haplar şeklinde de olabiliyor.6 - ELEKTRİKLİ HAVACILIKHava yolculuğunun karbondan arındırılmasına olanak sağlamak için büyük bir adım niteliğindeki elektrikli havacılık, düşündüğümüzden daha yakın bir gelecekte mümkün olabilir. Bu çok önemli. Çünkü 2019’da hava yolculuğu, küresel karbon emisyonlarının yüzde 2.5’ini oluşturuyordu. COVID-19 nedeniyle uçuşlar azalsa da halen önemli kesintilere ihtiyaç var. Elektrikli uçaklar, gereken dönüşüm ölçeğini sağlayabilir ve bugün birçok şirket bunları geliştirmek için yarışıyor. Elektrikli itiş motorları yalnızca doğrudan karbon emisyonlarını ortadan kaldırmakla kalmıyor, aynı zamanda yakıt maliyetlerini de yüzde 90, bakım maliyetlerini yüzde 50 ve gürültüyü yaklaşık yüzde 70’e kadar azaltıyor.7 - DÜŞÜK KARBONLU ÇİMENTOİklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olabilecek başka bir teknoloji ise düşük karbonlu çimento. En yaygın olarak kullanılan insan yapımı malzeme olan beton, dünyamızı şekillendiriyor. Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’a göre, hayatın temel bileşenlerinden biri olan çimentonun üretimi, insan tarafından üretilen karbondioksitin azımsanmayacak bir miktarını açığa çıkarıyor; küresel toplamın yüzde 8’i kadar! Yani çimento üretimi bir ülke olsaydı, Çin ve ABD’den sonra üçüncü en büyük sera gazı salan ülke olurdu. Şu anda her yıl dört milyar ton çimento üretiliyor, ancak artan kentleşme nedeniyle bu rakamın yakın zamanda beşe katlanması bekleniyor.8 - KUANTUM SENSÖRLERİOtonom araçlar düşünün ki köşeleri görsün ona göre yanıt versin; atom altı dünyanın özelliklerine dayalı yüksek hassasiyetli teknolojiler yakında... “Görebilen” otonom araçlar, su altı navigasyon sistemleri, volkanik aktivite ve depremler için erken uyarı sistemleri ve bir kişinin beyin aktivitesini izleyen taşınabilir tarayıcılar, kuantum sensörler sayesinde mümkün. Kuantum sensörleri, maddenin kuantum doğasından yararlanarak, örneğin farklı enerji durumlarındaki elektronlar arasındaki farkı, temel birim olarak kullanarak aşırı hassasiyet düzeylerine ulaşıyor. Yani kuantum sensörler bütün yanılmaları ortadan kaldırmaya geliyor.9 - YEŞİL HİDROJENBildiğimiz hidrojen yandığında, tek yan ürünü su. Bu nedenle de hidrojen, onlarca yıldır çekici bir sıfır karbonlu enerji kaynağı oldu. Yine de fosil yakıtların buhara maruz kaldığı geleneksel hidrojen üretme süreci, sıfır karbonlu değil. Bu şekilde üretilen hidrojene gri hidrojen deniyor; CO2 yakalanıyor ve tutuluyorsa buna mavi hidrojen deniyor. Yeşil hidrojen ise farklı. Makinelerin başka hiçbir yan ürün olmadan suyu hidrojen ve oksijene böldüğü elektroliz yoluyla üretiliyor. Tarihsel olarak, elektroliz o kadar çok elektrik gerektiriyordu ki bu şekilde hidrojen üretmek pek mantıklı değildi. Durum değişiyor. Yeşil hidrojen, yenilenebilir enerjide büyük bir boşluğu dolduracak gibi görünüyor.10 - TÜM GENOM SENTEZİSentetik biyolojide büyük ilerleme olarak nitelendirilen tüm genom sentezi, hücre mühendisliğini dönüştürecek. COVID-19 salgınının başlarında, Çin’deki bilim insanları virüsün genetik dizisini, genetik veritabanlarına yüklemişti. İsviçreli bir grup daha sonra tüm genomu sentezledi ve virüsü üretti; esas olarak virüsü fiziksel numuneleri beklemek zorunda kalmadan çalışmak için laboratuvarlarında yarattılar. Bu hız, tüm genom baskısının tıbbı ve diğer çabaları nasıl ilerlettiğinin bir örneğiydi. Tüm genom sentezi, sentetik biyolojinin hızla büyüyen bir uzantısı. Araştırmacılar, ürettikleri ve bir mikrop içine yerleştirdikleri genetik dizileri tasarlamak için bir yazılım kullanıyor. Böylece mikrobu istenen işi yapacak şekilde yeniden programlıyorlar, tıpkı yeni bir ilaç üretmek gibi. Batuhan Sarıcan

Cumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 04 Ocak 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları

Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 04 Ocak 2021 tarihli okur dayanışması ilanları figure > Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/1/4/042550440-ana.png04 OCAK 2021 TARİHLİ CUMHURİYET GAZETESİ'NDE YAYIMLANAN DAYANIŞMA İLANLARI/Archive/2021/1/4/042603393-4.png/Archive/2021/1/4/042602893-5.png/Archive/2021/1/4/042602847-2.png/Archive/2021/1/4/042602378-6.png/Archive/2021/1/4/042602347-3.png/Archive/2021/1/4/042601909-1.png cumhuriyet.com.tr

Ankara'da kadın cinayeti: Sevgi, sevgilisi tarafından vurularaköldürüldü

Ankara'da kadın cinayeti: Sevgi, sevgilisi tarafından vurularak öldürüldü figure > Ankara'da sevgilisi Gökhan A. tarafından sol göğsünden ve sağ kolundan vurulan Sevgi T.(32) kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olay, saat 02.00 sularında Başkent'in Mamak ilçesi Mutlu Mahallesi 706'ncı Sokakta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre 50 numaralı binanın 6 numaralı dairesine gelen Gökhan A., sevgilisi Sevgi T.'nin kapısını çaldı. Sevgi T.'nin kapıyı açmaması üzerine evin camını kıran Gökhan A., camdan içeri girerek Sevgi T. ile tartışmaya başladı. Tartışma kısa sürede yerini kavgaya bıraktı. Yanında getirdiği silahı Sevgi T.'ye doğrultan Gökhan A., iki el ateş etti. Mermilerden biri Sevgi T.'nin sağ kolunu sıyırırken, diğeri sol göğsüne isabet etti.'ODAYA GEÇ ORADA VURACAĞIM SENİ'Öğrenilen bilgiye göre Gökhan A., Sevgi T.'ye "diğer odaya geç, seni orada vuracağım" diyerek bağırdı. Daha sonra Gökhan A., Sevgi T.'nin 5 ya önce boşandığı kocasından olan kızları Seda ve Sedef'i ayrı bir odaya kitledi. Sevgi T.'nin evde bulunan kızlarının ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve 112 Acil Sağlık ekibi sevk edildi. Sevgi T., olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Sevgi T., hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatanı kaybetti.Olaydan sonra camdan kaçarak kayıplara karışan Gökhan A.'yı arama çalışmaları devam ederken, polis olayla ilgili soruşturma başlattı. DHA

ABD'de eski 10 savunma bakanından ortak mektup

ABD'de eski 10 savunma bakanından ortak mektup figure > ABD'de görev yapmış 10 eski savunma bakanı ortak bir mektuba imza atarak, 'Başkanlık seçim sonuçlarına ordunun karışmaması uyarısında' bulundu. Washington Post gazetesinde yayımlanan ortak mektuba ABD'li eski savunma bakanları Ashton Carter, Dick Cheney, William Cohen, Mark Esper, Robert Gates, Chuck Hagel, James Mattis, Leon Panetta, William Perry ve Donald Rumsfeld imza attı.Mektupta, 3 Kasım'da yapılan tartışmalı başkanlık seçim sonuçlarının ordunun pozisyonunu ilgilendirmediği uyarısında bulunan eski bakanlar, 'aksi durumun ulusal güvenliği tehlikeye sokacağına' işaret etti.Mektupta, "İç ve dış düşmanlara karşı Anayasa'yı korumak üzere yemin ettik. Yeminimiz bir kişi veya partiye değildir" ifadelerini kullanan bakanlar, barışçıl bir şekilde yetki devrinin önemine dikkat çekti.ABD Savunma Bakan Vekilliği görevini yürüten Christopher Miller'a çağrıda bulunan eski bakanlar, seçimleri kazanan Joe Biden yönetimine yetki devrinin barışçıl ve yasalara uygun şekilde yapılması gerektiğini dile getirdi."ABD ordusunu seçim tartışmalarının içine çekmek bizi tehlikeli, yasa dışı ve Anayasal sınırların dışında bir alana iter" değerlendirmesini yapan bakanlar, seçimler ve yetki devri konusunda demokratik teamüllere ve ilgili yasalara uygun hareket edilmesinin elzem olduğuna vurgu yaptı.ABD'de 3 Kasım'da yapılan tartışmalı başkanlık seçimlerini Demokrat aday Joe Biden kazanmıştı. 6 Ocak'ta Kongre'de yapılacak ortak oturumda delege oylarının sayılarak Biden'ın kazandığının resmen tescil edilmesi bekleniyor. cumhuriyet.com.tr

Tartıştığıdini nikahlıeşiniöldürdü

Tartıştığı dini nikahlı eşini öldürdü figure > Çorum’da Polat H. (31), tartıştığı dini nikahlı eşi Aslıhan Dal'ı (29) boğarak öldürdü. Olaydan sonra polisi arayan ve cinayeti itiraf eden Polat H., gözaltına alındı. Olay, saat 21:30 sıralarında Gülabibey Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Polat H. ile dini nikahlı eşi Aslıhan Dal arasında bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Polat H., eşini elleriyle boğdu. Olaydan sonra polisi arayan Polat H., eşini boğduğunu itiraf ederek, evden ayrıldı. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Daireye gelen polis ekipleri kapıyı kırarak içeri girdi. Sağlık ekipleri yerde hareketsiz şekilde yatan Aslıhan Dal’ı ilk müdahalenin ardından Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. Aslıhan Dal, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Polat H. ise polise teslim oldu. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. DHA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter