Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 05.17.2025, 08:37 AM (GMT)

News - Haberler

Kaçakçılardan kurtarılan 'Arinna'nın GüneşTanrıçası' heykelciği sergileniyor

Kaçakçılardan kurtarılan 'Arinna'nın Güneş Tanrıçası' heykelciği sergileniyor Polisin, tarihi eser kaçakçılarından kurtardığı altın ve gümüşten yapılmış 2,7 santimetre boyundaki "Arinna'nın Güneş Tanrıçası" heykelciği, ait olduğu topraklarda, İzmir Arkeoloji Müzesi'nin özel hazine odasında ziyaretçileriyle buluşuyor. "Bin Tanrılı Halk" olarak adlandırılan Hititler için büyük önem taşıyan ve bir şehrin ana tanrıçasını simgeleyen 3 bin 500 yıllık Arinna'nın Güneş Tanrıçası heykelciği, İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekiplerince, 2015'te Çiğli ilçesinde tarihi eser kaçakçılarının elinden kurtarıldı.İzmir Arkeoloji Müzesi'ne teslim edilen heykelcik, Kültür ve Turizm Bakanlığının "Göremediklerinizi Göreceksiniz" projesi kapsamında müzenin deposundan gün yüzüne çıkarıldı.Altın ve gümüş karışımı ince bir levhadan kesilerek şekillendirilen, hale biçimli başlık taşıyan tanrıça heykelciği, aslan pençeli kolçakları ve ayakları olan taht üzerinde oturur vaziyette özel hazine odasındaki ziyaretçilerini karşılıyor.Heykelciğin bir benzerinin Anadolu topraklarından ABD'ye götürülerek New York Metropolitan Museum Art'ta sergilendiği biliniyor.Arinna'nın Güneş Tanrıçası'nı simgeleyen diğer 3 örneğinden ikisi Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde, 1'i de Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde bulunuyor.GÜNEŞ TANRIÇASI FİGÜRÜNÜN TARİH BOYUNCA DEĞİŞEN YÜZÜİzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hünkar Keser, müzedeki 180 bin eserin ancak yüzde 5'ini sergileyebildiklerini, çok değerli birçok parçayı ise depoda koruduklarını söyledi.Van bölgesine ait 2 bin 800 yıllık Urartu kültürünü yansıtan prenses kemerini ocakta, 2 bin 600 yıl önce Atina'daki Çömlekçiler Çarşısı'nda işlenen parfüm şişelerini şubatta müzede ziyaretçileriyle buluşturduklarını ifade eden Keser, martta da ziyaretçilerini Arinna'nın Güneş Tanrıçası ile karşıladıklarını dile getirdi.Tanrıça heykelinin Hitit İmparatorluğu'ndan kaldığına dikkati çeken Keser, "Eski Anadolu'ya ait bir kült olan Arinna'nın Güneş Tanrıçası'nın, Hepat, Kubaba ve sonrasında Kybele adıyla günümüze kadar uzanan izlerini hala görmekteyiz. Eski Yunan ve Roma uygarlıklarında, ismi farklı bile olsa, görünüşte güneş tanrıçası özelliklerini anımsatan, tanrıça heykellerindeki ışınlı taçlar; Bizans dönemine gelindiğinde Meryem Ana'nın başındaki ışık halelerine dönüşecektir. New York'taki Özgürlük Heykeli'nin, ışınlı bir taç taşıyan kadın şeklinde temsil edilmesi, sanki, Arinna'nın Güneş Tanrıçası'nın günümüze uzanan izlerini taşır niteliktedir." dedi.Keser, nazara ve kötü düşüncelere karşı insanları koruduğuna inanılan heykelciğin değerinin paha biçilemez olduğunu kaydetti.Eserin kazı yoluyla değil polisin özenli çalışması sonucu Müzeye kazandırıldığını vurgulayan Keser, "Emniyetin takibi, gizli operasyonu olmasa belki biz bu eseri göremeyecektik." ifadesini kullandı.12 AYDA 12 ESER"Göremediklerinizi Göreceksiniz" projesi çerçevesinde, nisanda da Arkaik dönemden kalma törensel kaplar sergilenecek.Müzenin mayısta ziyaretçileriyle buluşturacağı eser Orta Kalkolitik döneme ait Kilia Tipi İdol-Stargazer (Tepegöz-gökyüzü gözlemcisi) olacak.Projenin haziran ayı konuğu Helenistik döneme ait Artemis'in Tapınak Modeli, temmuz konuğu yine aynı dönemden bronz strigilis (Temizlenme kaşığı) olacak.Helenistik dönemden kalma ruha eşlik eden figürinler ağustos, Arkaik döneme tarihlenen Mısır kökenli figürinler eylül, aynı dönemden Akhelous tasvirli yağ kabı ekim, Klasik dönemden Kadın Protomu mezar hediyesi kasım, Tunç Çağı'ndan çivi yazılı tablet ise aralıkta sergilenecek. AA

İngiltere'de hemşire krizi:İşbırakabilirler

İngiltere'de hemşire krizi: İş bırakabilirler İngiltere'de hükümetin sağlık çalışanlarına yüzde 1'lik zam teklifini yetersiz bulan "önemli sayıda" hemşirenin yeni tip Corona virüs (Covid-19) salgını sona erdiğinde iş bırakabileceği bildirildi. İngiltere'de hükümetin sağlık çalışanlarına yüzde 1'lik zam teklifini yetersiz bulan "önemli sayıda" hemşirenin yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sona erdiğinde iş bırakabileceği bildirildi.BBC'ye konuşan hemşire sendikası Royal College of Nursing (NRS) Güneydoğu İngiltere Bölge Sorumlusu Patricia Marquis, hükümetin bütçe düzenlemeleri kapsamında sağlık çalışanlarına sunduğu zam teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Hemşirelere sunulan yüzde 1'lik zam teklifini eleştiren Marquis, zam önerisini yetersiz bulan önemli sayıda hemşirenin Covid-19 salgını sona erdiğinde iş bırakabileceği, bu durumun salgın başladığında 40 bin hemşire açığı bulunan Ulusal Sağlık Servisi'ni (NHS) daha fazla zorlayabileceği uyarısında bulundu.Marquis, "Hükümetten yedikleri bu tokat hemşirelerin hükümetin ve halkın bir kısmının kendilerine yeterince değer vermediği yönündeki hislerini güçlendirdi." ifadesini kullandı.Kent şehrinde yaşayan hemşire Susan Graham, Covid-19 salgını boyunca yoğun mesai baskısı altında çalışan NHS görevlilerine teklif edilen zammın "rezalet olduğunu" kaydetti."Hükümet hayatımızı riske atarak çalışmamızdan memnun fakat işimizin karşılığında yeterli bir ücret almamıza karşı." ifadesini kullanan Doğu Sussex bölgesindeki hastanede hemşire olan John Anderson, önerilen zammın "büyük bir hayal kırıklığına" yol açtığını söyledi.İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, dün Başbakanlık Ofisi 10 Numara'da düzenlediği basın toplantısında sağlık çalışanlarına sundukları yüzde 1'lik maaş zammını savunmuştu.Hancock, "Maaş zammı, salgın nedeniyle ülkenin içinde bulunduğu zor mali koşulları yansıtıyor. NHS çalışanlarının zam almasını sağlamak için uygun olduğunu düşündüğümüz şeyleri önerdik." ifadelerini kullanmıştı. AA

Sergen Yalçın: Zor günler geliyor

Sergen Yalçın: Zor günler geliyor Sergen Yalçı, "Şu anda ilk yarıya göre puan olarak önde gidiyoruz. İlk devrede Konya ve Gaziantep'e kaybetmiştik. Onları kazandık. Zor maçlar geliyor. Milli maç arasının öncesinde 2 Başakşehir ve 1 Fenerbahçe derbisi var. Kolay değil, iyi hazırlanacağız" dedi. /Archive%5C2021%5C3%5C6%5C213842846-besiktas-gaziantep-futbol-kulubu-fotograflar_4.jpgBeşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 kazandıkları Gaziantep FK maçının ardından yaptığı açıklamada, "İnşallah bundan sonra aynı şekilde emin adımlarla yolumuza devam ederiz" dedi.Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Yalçın, zorlu bir rakibe karşı 3 puan aldıkları için mutlu olduklarını belirterek, "Hedefte olan takımlardan ilk maçı biz oynadık. Takımın oyunu, bireysel performanslar, takım savunması beni çok mutlu etti. İyi bir oyun oynadık. Alınan skor ve oyundan memnunum. Oyunun kontrolü bizdeydi. 2'nci golden sonra 3-4 net pozisyon var, daha farklı olabilirdi. Rahat davranınca istediğimiz gibi sonuçlandıramadık. Bugün için en üzücü taraf oydu. 90 dakikanın tamamında tek pozisyon bile vermedik. Oyuncular nasıl oynadığımızın tamamıyla farkında. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde emin adımlarla yolumuza devam ederiz" diye konuştu.Oyuncularının çok iyi mücadele ettiğini ifade eden Yalçın, "İyi bir birliktelik yakaladık. Oyuncular çok mücadele ediyor. Son 5 maçta 15 puan aldık ve sadece 1 gol yedik. Hedefe giderken gol yememek, pozisyon vermemek çok değerli şeyler. Bazı maçlarda 1 tane pozisyon veriyoruz, sanki 15 pozisyon vermişiz gibi anlatılıyor. Bizim takımın büyüklüğü buralarda belli oluyor. 7-8 tane de yüzde yüz pozisyonda gol atamadık. Pozisyona da giriyoruz. Rakip alanda iyi pozisyon yaratıyoruz. Oyuncular sahada savaşıyor ve bu da onların en büyük artısı" şeklinde konuştu."PERFORMANSLARIN ORTAYA ÇIKMADIĞI MAÇLARI KAZANMAK ÇOK ÖNEMLİ"Bazı maçların sonuç odaklı oynanabileceğini söyleyen Sergen Yalçın, "Mesela geçen haftaki Malatya maçı. Malatya'da 1-0 öne geçtikten sonra çok iyi oyun olmadı. Bir takım her zaman iyi olmaz. Futbol sonuç oyunudur. Performansların ortaya çıkmadığı maçları kazanmak çok önemli. 3 puanın değerini hepimiz biliyoruz. Gaziantep, ligin en iyi kadrolarından birine sahip. Böyle bir rakibe karşı pozisyona girmek, takımın agresif oynaması, mücadele etmesi bizim için çok sevindirici. İnşallah bunu devam ettiririz" ifadelerini kullandı.Zor bir sürece gireceklerini söyleyen teknik adam, "Şu anda ilk yarıya göre puan olarak önde gidiyoruz. İlk devrede Konya ve Gaziantep'e kaybetmiştik. Onları kazandık. Zor maçlar geliyor. Milli maç arasının öncesinde 2 Başakşehir ve 1 Fenerbahçe derbisi var. Kolay değil, iyi hazırlanacağız" dedi.4'üncü sarı kartı görmesiyle cezalı duruma düşmesi hatırlatılan Yalçın, "Herkesi şaşırttım. Herkes oyuncuları bekliyordu. Ben 4'ledim, bazen agresif oluyoruz. Bugün itiraz ettik. Mete hoca rahatsız oldu galiba. Zor bir iş yapıyoruz. 90 dakika konsantre olmak gerekiyor. Rakip hoca benden daha çok itiraz etti ama ona göstermedi. Kötü bir yönetim olmadı. Gördüğünü çaldı. Bütün hakemlerden gördüklerini çalmasını istiyoruz. Biz VAR'dan bir şey alamadık. 12, 13 haftadır lehimize 1 tane penaltı çalınmadı. Bunların hiçbiri çalınmadı. Demek ki biz penaltı atamayacağız. Kalemizde penaltı pozisyonları ortaya çıkıyor. Bunu Gaziantep'in pozisyon için söylemiyorum. O penaltıydı. Bizimkileri de zahmet olmazsa çalarlarsa iyi olur" ifadelerini kullandı. DHA

Kulüpler Birliği'nden MHK açıklaması:Şeffaf olsunlar!

Kulüpler Birliği'nden MHK açıklaması: Şeffaf olsunlar! Kulüpler Birliği, "Federasyonumuzun bu çözümsüzlüğü sürdürmesi halinde kulüplerin hak ve hukuklarını eşit bir şekilde savunma kararlılığı içinde olan Kulüpler Birliği, bu konunun alternatifli çözüm önerileri ile takipçisi olacaktır" açıklamasını yaptı. Kulüpler Birliği Vakfı, Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) yapısının Avrupa örneklerindeki standartlara çekilmesinin, hakemlerin atamalarından puanlama yöntemlerine kadar şeffaf ve hesap verilebilir bir yapıya kavuşturulmasının ve hakemlerin eğitim seviyelerinin iyileştirilmesinin gerektiğini belirtti.Yazılı bir açıklama yapan Kulüpler Birliği Vakfı Yönetim Kurulu, Türkiye Futbol Federasyonu'ndan (TFF) beklentilerini şöyle ifade etti;"Kulüpler Birliği Vakfı olarak Türkiye Futbol Federasyonu`ndan beklentimiz, Merkez Hakem Kurulu yapısının Avrupa örneklerindeki standartlara çekilmesi, hakemlerin atamalarından puanlama yöntemlerine kadar şeffaf ve hesap verilebilir bir yapıya kavuşturulması ve hakemlerin eğitim seviyelerinin iyileştirilmesi yönündedir. Hakemlik organizasyonu, hakem seçimlerinin yetenek ve bireysel üstünlüklere bakılarak yapıldığı, her zaman daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçildiği, ilerleme ve yükselmelerinin liyakata göre yapıldığı, gruplaşmalara engel olunan üst düzey bir organizasyon haline getirilmesi ile gelişecektir. Dolayısıyla çoğunluğunun Süper Lig kulüp üyelerinden oluşan genel kurul tarafından seçilen Türkiye Futbol Federasyonunun , tüm masraflarının Süper Lig kulüplerinin karşıladığı Merkez Hakem Kurulu yapısını modern futbol seviyesine getirmeye yönelik gerekli yaptırım ve uygulamaları yapmasını beklemekte ve talep etmekteyiz. Bu talepleri sadece Süper Lig kulüplerimizin değil alt ligde mücadele eden kulüplerimizin de dile getirdiği bir gerçektir. Hal böyle iken maç sonuçlarını etkileyecek hatalar yapan hakemlerin hiçbir şekilde karşılık görmemesi, standart olması gereken kararların maçlara göre değişkenlik göstermesi, eğitim masraflarına kadar tüm giderleri tarafımızdan ödenen VAR`ın bir çok şüpheyi barındıran yanlış uygulamaları, hakemlerimizin eğitimlerini, bilgilerini ve tarafsızlıklarını tartışılır hale getirmiştir. Bu doğrultuda Federasyonumuzun bu çözümsüzlüğü sürdürmesi halinde kulüplerin hak ve hukuklarını eşit bir şekilde savunma kararlılığı içinde olan Kulüpler Birliği, bu konunun alternatifli çözüm önerileri ile takipçisi olacaktır.  Kamuoyuna saygıyla duyurulur." DHA

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'ın 'seçim barajı' stratejisine ilişkin açıklama

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'ın 'seçim barajı' stratejisine ilişkin açıklama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim barajı stratejisine, açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı'na, HDP'nin kapatılması yönündeki tartışmalara ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ittifaktaki pozisyonuna ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde 3 kadın gazeteci; Zeynep Gürcanlı, Yıldız Yazıcıoğlu ve Nergis Demirkaya'nın sorularını yanıtlıyor./Archive/2021/3/6/221451309-kk.jpgKılıçdaroğlu'nun canlı yayında dile getirdiği açıklamalar şöyle:'DAMAT NEREDE' KAMPANYASIDamat nerede diye toplum soruyor. Bunu espri ile sormaya başladık, damat dava açtı. Espriden anlamayan bir kişinin devleti yada belli bir yeri yönetme şansı yoktur. O at gözlüğü takmış gibi belli bir noktaya bakar ve o çerçevede hareket eder. Oysa çok geniş bir toplumsal alan var, o alan içerisinde Türkiye var. Bütün bunlara baktığınız zaman göremiyorsanız, espriden de, nükteden de anlamazsınız, hayattan da zevk almazsınız. Doğrularınız var, başkalarının doğruları olamaz ve herkes sizin doğrularınızı kabul etmek zorunda, onun dışına çıkamaz diye düşünürseniz toplumu dar bir çerçeveye koymuş olursunuz.İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜErdoğan'ın belli bir konuyu derinlemesine düşünüp analiz ettiğine inanmıyorum. Bugüne kadar hiç inanmadım. Erdoğan malum prompterdan konuşuyor, önüne konan metni okur, içeriğine bakmaz. İnsan Hakları Eylem Planı zaten daha önce Avrupa Birliği'nin çalışma yapılmasını istediği, ödeneğini ayırdığı, Erdoğan'ın önüne konulan ve çıkıp okuduğu bir çalışma. İçeriğine baktığınız zaman Erdoğan okuduğu metne katılıyor mu? Hayır katılmıyor. Çünkü uygulamaları var. Twitter veya sosyal medya üzerinden insanların Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklanması, hapse atılması, cezalandırılması gibi pek çok uygulama var. İnsan hakları diyorsunuz, düşünce özgürlüğünü sınırlıyorsunuz, medya üzerinde baskı kuruyorsunuz, gazeteciler işsiz, kadın cinayetleri var. Bununla ilgili hükümetin aldığı herhangi bir önlem yok. Kaldı ki, kadınlar bizim ülkemizde ciddi bir örgütlenme süreci başlattılar. Türkiye'de 306 kadın örgütü var. Ben online bir görüşme yaptım bu örgütlerle, taleplerini aldım, değerlendireceğiz. Erdoğan bu 306 kadın örgütü ile bir görüşme yapsa, kadınlar düşüncelerini aktarabilseler keşke. Üniversite mezunu bir kadın vardı, iki çocuğu var, temizlik işine gidiyor, boyun fıtığı var, merdivenleri temizlemek için diz çöküyor, ayaklarında sorun var ve çalışmak zorunda. Çünkü çalışmasa, eşi işsiz olduğu için çocukları aç kalacak. Bu kadının sorunlarını iktidar biliyor mu acaba? Sorumlu olan bu tabloyu biliyor mu?İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI Cumhurbaşkanına hakaret diye açılan davaların tamamından vazgeçilmesi lazım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının derhal uygulamaya konması lazım. Selahattin Demirtaş'ın, Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılması lazım. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan yargıçların derhal görevlerinden alınmaları lazım. Bunlar yargıç değil. Bunlar, siyasi otoritenin talimatını yerine getirdiler. Erdoğan samimiyse, bu hakimleri yargının tamamen dışına çıkarması lazım. Bu davranışları yaparsa, biz de samimi adımlar atıldığını düşünebiliriz."BAHÇELİ ERDOĞAN'I TESLİM ALDI"Bahçeli, Erdoğan'ı bir anlamda teslim almış durumda. Erdoğan kendi koltuğundan korkuyor. Koltuğunu korumak için de dayandığı tek kişi sayın Bahçeli.Bahçeli'nin Anayasa Mahkemesi kapatılsın demesi, Erdoğan'ın da bu konuda hiçbir yorum yapmaması ilginç. Neden Anayasa Mahkemesi kapatılsın? Erdoğan'ın 'Bu asla söz konusu olamaz' demesi lazım. Partilerinin yetkili kurulları yada sözcülerinden de böyle bir açıklama gelmedi. Bahçeli'nin Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ile ilgili çok sert söylemleri, 'Bunlar içeride kalmalı' gibi açıklamaları da var. AİHM kararlarının uygulanamayacağı görüşü ve Anayasa Mahkemesi kararının eleştirisini Anayasa Mahkemesinin kapatılması görüşüne kadar götürdü Bahçeli'yi.Cumhur İttifakı aslında bir düşünce ittifakı değil. Bir koltuğun korunmasına yönelik bir araya gelen bir ittifak. Erdoğan'ın koltuğu korunmalı ve Erdoğan burada kalmadı. Cumhur İttifakı'nın ve Başkanlık Sistemi'nin güçlendirilmesini istiyor Bahçeli. Söylemlerinde farklılıklar olmakla beraber, olay bir koltuğun korunması olayıdır. HDP'NİN KAPATILMASIHDP 6.5 milyon oy aldı. Siz HDP'yi kapatarak, 6.5 milyon insanı cezalandıracaksanız, bunun adı demokrasi değil. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsunları ise, Anayasa böyle tanımlıyorsa, tüzel kişilik suç işlemez, içindeki insanlar suç işlerler. Varsa onunla ilgili bir şey, davalar açıyorsunuz zaten, hapse atıyorsunuz, kayyumlar atıyorsunuz zaten. Haklı mısınız, haksız mısınız, o da belli değil çünkü netleşmiş bir yargı kararı yok. HDP üzerine olağanüstü bir baskı uygulanıyor.Gördüğüm tablo şu; iktidar kendisine oy vermeyen bütün Kürtleri cezalandırmak istiyor. 'Siz nasıl bana değil de başka bir partiye oy verirsiniz' şekliyle cezalandırmak istiyor. Muhafazakar Kürtler de buna karşılar. 'Siz bir partiyi neden kapatıyorsunuz, Kürtleri neden cezalandırmak istiyorsunuz? Biz de bu ülkenin asli unsurlarıyız, biz de bu ülkede yaşıyoruz, Ankara'da, Diyarbakır'da, Rize'de, Trabzon'da her yerde biz de varız. Bizler de Kurtuluş Savaşı'nı birlikte verdik, Çanakkale'de de biz varız, Gaziantep'te de, Kahramanmaraş'ta da bizler varız' diyerek haklı olarak tepki gösteriyorlar.Samimi inancım şu; Bahçeli kesinlikle HDP'nin kapatılmasını istiyor ama gelen bilgiler Ak Parti'nin bu kadar sert çıkışın doğru olmadığını düşünüyor. Biz parti kapatarak ne elde ettik bugüne kadar? Parti kapatarak Türkiye'yi daha modern bir demokrasiyle mi buluşturduk?İnsanlar düşüncelerini ifade edecek ve o parti oy alamıyorsa kendiliğinden yok olup gidecek. Siyasi parti tarihimizde yüzlerce parti kurulmuş, yüzlercesi de belli zaman dilimi içerisinde yok olup gitmiştir. HDP de eğer görevini yapmazsa, başarılı olmazsa bir müddet sonra yok olacaktır. SEÇİM MEVZUATI  VE BARAJ KONUSUSayın Orhan Uğuroğlu bir yazısında aldığı bilgiyi paylaştı; Erdoğan'ın yüzde 10 seçim barajından vazgeçmeyeceği, MHP'nin bu talebine sıcak bakmadığını yazdı. Sayın Bahçeli ne kadar bastırır, Erdoğan'ı ne kadar ikna edebilir bilmiyorum ama dar bölgenin MHP'nin aleyhine olacağını MHP de biliyor. Seçim yasasında değişiklik yapılacağı kanısında değilim; Erdoğan varolan sistemle seçime gidecektir. Bizim görüşümüze göre; biz seçim barajının makul bir düzeye indirilmesini isteriz. Hatta, yüzde 1 oy alan partinin Genel Başkanının da Meclise gelmesini isteriz. Seçmenin yüzde 1'inin oyunu alan Genel Başkanın parlamentoya gelip, kendine oy vermiş insanların sorunlarını dillendirmesi, çözümleri üretmesi parlamentoya değer katar.Erdoğan darbe hukukuna sığınmış durumda, o darbe hukukunun getirdiği seçim yasasını aynen uygulayacaktır gibi bir düşüncem var.YENİ PARTİLER, YENİ HAREKETLERHem demokrasiden söz edip, hem de yeni partiler ortaya çıktığında onlara karşı durmak samimi olmadığınızı gösterir. Bir insan bir partinin içinde beklediğini bulamıyorsa ayrılır, kendi partisini kurar, sorun yok. Bizden de ayrılıp parti kuran arkadaşlar var, İyi Parti'den de ayrılıp parti kuran arkadaşlar var. Kurabilirler. Ama tabi ülkenin geleceği konusunda sorumluluk hisseden herkesin oturup düşünmesi gerekiyor. Parti kurmanın tamamen dışında, sade vatandaş yada siyasetçi olarak oturup düşünmesi gerekiyor. İnsanlar nefes alamaz durumda, gazeteciler yazamaz - haber yapamaz durumda. Türkiye'nin demokratikleşmeye ihtiyacı var. Bu demokratikleşme sürecinin yerel yönetimlerle atılan adımları var. Bu adımların güçlü olarak 2023'te yapılacak ikinci adımı var. Türkiye'nin ayrışmaya değil, bölünmeye değil, güçbirliğine ihtiyacı var. Saray tarafından şöyle bir stratejinin izlendiğini biliyorum: Önce CHP'nin içini bir karıştıralım, olmadı. CHP'yi bölebilir miyiz, istediklerini ne ölçüde gerçekleştirdiler bilemiyorum. İyi Parti ile HDP'yi yanyana getirip zor durumda bırakmak, parlamentoda zorlamak, algıyı tabana vermek ve Millet İttifakı'ndan çatlamaya yol açmak için uğraşıyorlar. Saadet Partisi'ni Millet İttifakı'ndan koparabilir miyiz diye bir arayışa girdiler. Gördüğümüz tablo şu; Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ile oynamaya çalışıyor. Devletin içindeki bütün kurumları harekete geçirmiş vaziyette. Gerek mali açıdan, gerek diğer açılardan her türlü destek veriliyor. Burayı biz nasıl dağıtabiliriz, nasıl bölebiliriz, nasıl kavga eder hale getirebiliriz diye çalışma yapıyorlar. Vatandaş o kadar bilinçli ki, vatandaş demokrasiye o kadar susamış ki, ne yaparlarsa yapsınlar sandığa gidip bunları göndereceğiz diyorlar. Bu bizim tarihimizde bir ilk. Belki dünya tarihinde de bir ilk. Özellikle gençlerimiz 2023'te sandığa gidecekler, bu ülkeye gerçek anlamda oylarıyla demokrasiyi getirecekler. Z kuşağı dediğimiz gençler Türkiye'nin geleceği açısından en kritik hamleyi yapmış olacaklar 2023'te.MİLLET İTTİFAKI'NIN YOL HARİTASIBizim Millet İttifakı dediğimiz 4 partimiz var; Demokrat Parti, Saadet Partisi, İyi Parti ve biz CHP. Seçim döneminde oldu. Yerel yönetimlerde böyle bir ittifak olmadı ama vatandaşın tabanda ittifakı oldu. Yeni partiler kuruldu, Gelecek Partisi sayın Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu, Deva Partisi sayın Ali Babacan'ın kurduğu. Biz demokrasiyi istiyoruz ama demokrasinin iskeleti ne olacak? Bunu 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' olarak dillendiriyoruz. Aşağı yukarı bugün ittifakın içinde olmayan, Deva ve Gelecek Partileri de diyorlar ki, evet güçlendirilmiş parlamenter sistem olmalı, Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, Başbakan olmalı, Bakanlar parlamentodan seçilmeli, Bakanlar hesap verebilmeli, yargı bağımsız olmalı, bir partinin Genel Başkanı mahkemeye hakim tayin etmemeli, gazeteciler üzerinde baskı olmamalı, düşünce özgürlüğü olmalı, hapishaneler düşünce suçlularıyla dolu olmamalı, din ve vicdan özgürlüğü olmalı, insanlar inançları dolayısıyla hapislere atılıp ötekileştirilmemeli, farklı kimlikler bizim zenginliğimiz olarak kabul edilmeli, herkes eşit haklara sahip olmalı diyorlar.Bu çalışmayı biz yapıyoruz, İyi Parti, Gelecek Partisi, Deva Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti yapıyor. Önce her partinin kendi içinde çalışma yapması lazım haklı olarak. Genel Başkan düzeyinde değil de, Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde arkadaşlar görüşüyorlar. Önce ilkeler üzerinde anlaşmamız lazım. Bu ilkeler netleştikten sonra da oturulur bir metin hazırlanır, 'Evet biz bu ilkelere uyuyoruz' derler. Vatandaş şunu görecek; biz Millet İttifakı olarak bir araya geldik, millete neyi vaadediyoruz... Bir de takvim vermemiz lazım. Samimi bir şekilde takvim vereceğiz ve şu süre içerisinde Türkiye'yi gerçek anlamda bölgenin yıldızı yapacağız, demokrasiyi getireceğiz diyeceğiz. Nasıl Mustafa Kemal Atatürk Milli Kurtuluş Savaşı'nı verdiğinde bütün mazlum milletlere örnek olduysa, demokrasi konusunda da biz örnek olacağız. Otoriter rejime son verdik, ülkemize demokrasiyi getirdik diyeceğiz. Düşünebiliyor musunuz, çok farklı siyasi görüşü olan bir çok parti bir araya gelip demokrasi konusunda uzlaşıyoruz. Kafamdaki düşünce bu, bunu paylaşıyorum siyasi parti liderleri ile. Onlar da aşağı yukarı aynı görüşteler. Vaktimiz var. İki ayağı bir pabuca sıkıştırmak gibi bir düşüncemiz yok. Daha sağlıklı, daha sakin, daha samimi oturup konuşmamız lazım. Millet İttifakı'nı oluşturan siyasi partilerin topluma karşı sorumlulukları var. Biz bir parti mücadelesinden, partinin kazanmasından çok demokrasinin kazanmasını istiyoruz. Demokrasiyi getirdikten sonra zaten hepimiz güçlü olacağız. ELEŞTİRİLERE YANITİttifak sürecini yürütmek benim için Türkiye'ye karşı duyduğum sorumluluk. Kadınların yüzü gülmüyor, çocuklar yatağa aç giriyor ve bu ülkede insanlar pazar artıklarından besleniyorlar. O fotoğrafların yüzde 100'ü kadınlar. Konteynerden çöp toplayan da, pazar artıklarını toplayan da kadınlar. Türkiye bu fotoğraflara layık mı? 21. yüzyılın Türkiyesinde insanların pazar artıklarından beslenmemesi lazım. Böyle bir Türkiye'de siz bütün partileri dışlayarak 'Ben demokrasiyi getireceğim' dediğiniz zaman aslında söylemlerinizde samimi olmadığınızı itiraf etmiş olursunuz. Demokrasi sadece benim sorunum değil. Bu ülkede siyaset yapan herkesin sorunu. Saadet Partisinin de, İyi Partinin de Gelecek'in de sorunu... Bütün partilerin sorunu demokrasi. Demokrasiden ne anlıyoruz? Sürekli gelişen kavram olmakla birlikte, yargı bağımsızlığını anlıyoruz, düşünce özgürlüğünü anlıyoruz, din ve vicdan özgürlüğünü anlıyoruz, özel hayatın gizliliğini anlıyoruz. Bütün bunlara baktığımız zaman, demokrasisi gelişmiş bütün ülkelerdeki standartları kendi ülkemize getirmek istiyoruz. Ortak paydayı oluşturduktan sonra onun üzerinde siyaset yaparız. Görüş ayrılıkları olur, insanlar birbirlerini eleştirirler, bunların hepsi olur. Ben bu sorumluluğu hissederek siyaset yapıyorum. Olay bir CHP olayı değil, olay bir Türkiye olayıdır. Partimizin tabanı, Milletvekillerimiz bu gerçeği çok iyi biliyorlar. En küçük ilçemizden en büyük ilimize kadar örgütlerimiz böyle çalışıyor. Onlar benim ne yapmak istediğimi gayet iyi biliyorlar. Ben bu ülkeye demokrasiyi getireceğim. Bu ülkeye demokrasi gelecek. Bu ülkede kadın - erkek eşitliği olacak. Bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkede vatandaşa hakça davranacak. Bir siyasi parti liderini eleştirdi diye insan hapse atılır mı Allah aşkına? Sabahın 6'sında 50 tane polisle kapıyı kırıp içeri mi girilir? Öğrenciler 'Bu rektörü istemiyoruz' dediklerinde gözaltına alınıp çıplak aramadan geçirilir mi? Anlatmakta bile zorlanıyorum. Bunlar olmamalı. Bunların olduğu bir Türkiye'de biz kalkıp parti kavgası içerisine girersek büyük yanlış yapmış oluruz. Dikta heveslilerinin bir anlamda amacına ulaşmalarına yol vermiş oluruz. Böyle bir tabloyu asla kabul etmiyoruz. Ne olursa olsun Türkiye'ye demokrasiyi mutlaka getireceğiz. Emin olun, demokrasiyi getirdiğimiz andan itibaren de hepimiz rahatlayacağız, güleceğiz, sokaklarla caddelerde gezeceğiz, konuşacağız, espriler yapacağız, fıkralar anlatacağız, eleştireceğiz. 13. yüzyıldaki Anadolu aydınlanmasına bakın, geldiğimiz günün Türkiye'sine bakın. Olacak şey değil, akıl alacak şey değil ama çözeceğiz. cumhuriyet.com.tr

Kadın cinayetleri bitmiyor! Boşanma aşamasında olduğu kadınıöldüren erkek kaçtı

Kadın cinayetleri bitmiyor! Boşanma aşamasında olduğu kadını öldüren erkek kaçtı Denizli’nin Çal ilçesinde boşanma aşamasında olduğu kadını evinin önünde av tüfeğiyle vurduktan sonra otomobille kaçan erkek, jandarma ve polis ekipleri tarafından arama çalışması başlatıldı. Olay, Çal ilçesi Sazak Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; boşanma aşamasında olduğu belirtilen Fatma K.’nin  (26) yanına akşam saatlerinde, çocuğunu görmek için eve giden (27) Osman A. tartıştı. Osman A., Fatma K.’yi evin önünde rastgele ateş ederek vücudunun çeşitli yerlerinden vurdu. Sesi duyan yurttaşlar olay yerine geldiğinde yerde yatan Fatma K.’yi görmesi üzerine ihbarda bulundu. İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından ağır yaralı olarak Çal Devlet Hastanesine kaldırılan Fatma K. yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.Jandarma ekipleri çevrede güvenlik önlemleri alırken, olay yeri inceleme ekipleri 9 adet boş kovan buldu. Osman A.’nın otomobille kaçtığı ve en son Uşak il sınırında görüldüğü iddia edildi. (İHA)

1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketi ABD Senatosu'nda kabul edildi

1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketi ABD Senatosu'nda kabul edildi ABD Başkanı Joe Biden'ın yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının etkilerine yönelik istediği 1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketi Senato'da kabul edildi. Söz konusu tasarı, Senato Genel Kurulu'nda dün gece geç saatlere kadar süren görüşmelerin ardından 49'a karşı 50 oyla kabul edildi."Uzlaşma" olarak adlandırılan yasal bir düzenlemenin daha önce devreye sokulmasıyla önü açılan tasarı, Cumhuriyetçilerin desteğine ihtiyaç olmadan Senato'dan geçirildi. Tasarının oylaması için Senato'da yapılan oturum 11 saat 50 dakikalık süresiyle de rekor kırdı. Tasarı, üzerinde yapılan düzenlemeler nedeniyle yeniden Temsilciler Meclisine gönderilirken kabul edilmesi halinde yasalaşması için Biden'ın imzasına sunulacak. Biden yönetiminin Kovid-19'un ekonomik etkilerine karşı üzerinde çalıştığı en büyük paket olarak nitelendirilen tasarıda, kişi başına 1400 dolarlık nakit yardımının yanı sıra eyaletler ile yerel yönetimler için 350 milyar dolarlık kaynak yer alıyor. Daha önce haftalık 400 dolar olarak belirlenen işsizlik yardımının ise yapılan müzakerelerin ardından 300 dolar olarak sağlanması ve süresinin 6 Eylül'e kadar da uzatılması öngörülüyor.  AA

Beşiktaş, zirve yarışınısürdürdü

Beşiktaş, zirve yarışını sürdürdü Siyah-beyazlılar, Gaziantep'i 2-1 yenerek galibiyet serisini 5 maça çıkardı, Teknik direktör Sergen Yalçın, gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştü. Beşiktaş, Süper Lig'in 29. haftasında Gaziantep'i 2-1 mağlup ederek zirveye yerleşti.Gaziantep karşısında aldığı galibiyetle puanını 60'a yükselten siyah-beyazlı üst üste beşinci galibiyetini aldı.GALİBİYET SERİSİ 5 MAÇA ÇIKTIGaziantep'i 2-1 yenen siyah-beyazlılar ligde üst üste 5. galibiyetini aldı.Trabzonspor ve Fraport TAV Antalyaspor'a puan kaybettikten sonra oynadığı İttifak Holding Konyaspor, Gençlerbirliği, Yukatel Denizlispor ve Yeni Malatyaspor maçlarının tamamını kazanan siyah-beyazlılar, Gaziantep'i de mağlup ederek bu süreçte 15 puan topladı.Ligde oynadığı son 4 maçta gol yemeyen Beşiktaş, Gaziantep maçında kalesinde gol gördü.Karşılaşmanın 89. dakikasında kaleci Ersin Destanoğlu'nun Dicko'ya ceza sahası içinde yaptığı müdahalenin ardından hakem Mete Kalkavan penaltı noktasını gösterdi.Penaltı vuruşunda topun başına geçen Dicko, meşin yuvarlağı ağlara göndererek siyah-beyazlıların 4 maçlık gol yememe serisine nokta koydu.GAZİANTEP DİREĞE TAKILDIDicko'nun penaltıdan attığı golün ardından beraberlik için Beşiktaş kalesine yüklenen Gaziantep son dakikalarda direği geçemedi.Gelişen atakta ceza sahası sol çaprazında topla buluşan Ribeiro De Souza'nın dar açıdan vuruşunda meşin yuvarlak üst direkten oyun alanına geri döndü.ABOUBAKAR GALİBİYETİ GETİRDİYeni Malatyaspor maçında suskun kalan Vincent Aboubakar, 15 ve 72. dakikalarda attığı gollerle Beşiktaş'a galibiyeti getiren isim oldu.Gol sayısını 15'e yükselten Kamerunlu futbolcu, siyah-beyazlı ekibin diğer golcüsü Cyle Larin'in önüne geçerek takımın en golcü ismi konumuna yerleşti. AA

Kadınlar Kadıköy'den seslendi: "Özgürlüğümüz için bir aradayız,özgürlüğümüzükazanacağız"

Kadınlar Kadıköy'den seslendi: "Özgürlüğümüz için bir aradayız, özgürlüğümüzü kazanacağız" 8 Mart Kadın Platformu, ‘Büyük Kadın Buluşması’ sloganıyla Kadıköy Beşiktaş İskelesi’nde bir araya geldi. Türkçe, Kürtçe ve Arapça seslenen kadınlar, "Yıllardır kayyumların kadın kazanımlarına karşı erkek-devlet şiddeti icraatlarını yürütmesine karşı kentlerimizi savunan kadınlarız. Özgürlüğümüz için bir aradayız, özgürlüğümüzü kazanacağız. Yaşamımızı, kampüsümüzü, kentlerimizi bizler yöneteceğiz" dedi. Çok sayıda kadın ve sivil toplum örgütü üyeleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi İstanbul Kadıköy'de 'Özgürlüğümüzü Kazanacağız' yazan pankartlarıyla bugün toplandı. Alkışlar ve şarkılar eşliğinde mesaj veren kadınlar renkli görüntüler oluşturdu.Kadıköy sokaklarından alkışlarla eylemin yapılacağı alana gelen yüzlerce kadın, “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmeyeceğiz”, “Neredesin aşkım, buradayım aşkım” sloganları atarak, “Ayaktayız”, “Özgür bir gelecek, özgür kadınlarla gelecek”, “Kalplerimiz özgürlük için atıyor” pankartları taşıdı. Gelen kadınlar aramadan geçirilerek alana alındı.Polis, mitinge katılmak için gelen kadınların ve kortejlerin alana girişte taşıdığı LGBTİ+ sembolleri ve gökkuşağı desenli şemsiyelerin alana alınmasına engelledi. İstanbul Valiliği’nin kararıyla LGBTİ+ bayrakları ve gökkuşağı sembollerinin alana alınmayacağı daha önceden duyurulmuştu.8 Mart Kadın Platformu adına yapılan ortak açıklama Kürtçe, Türkçe ve Arapça olarak okundu. Kürtçe açıklamayı Şenay Kumuz, Türkçe açıklamayı Nazlı Andan, Arapça metni ise Cemile Baklacı okudu.“YAŞAMIMIZI, KAMPÜSÜMÜZÜ, KENTLERİMİZİ BİZLER YÖNETECEĞİZ”Pandemi sürecinde evlere kapatılmayı, isyanlarını dile getirmeyi, dayanışmayı bir kenara bırakmadıklarını ifade eden kadınlar, açıklamalarında şunları ifade etti:"Ekonomik ve siyasal krizin faturasının biz kadınlara kesilmesini, salgında evlere kapatılmayı kabul etmedik. Sokaklara aktık, meydanları doldurduk. Özgürlüğümüz kazanacağız! Direncimizi ve ısrarımızla, eşit ve özgür bir yaşam için birlikte seslenelim, yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışmamız! Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Güney Asya’dan Ortadoğu’ya dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak isyanımız pandemiye rağmen devam ediyor. Bugün Boğaziçi’nde 'atanmış değil seçilmiş' diyerek kayyımlara karşı üniversitelerimizi savunan kadınlarız! Yıllardır kayyımların kadın kazanımlarına karşı erkek-devlet şiddeti icraatlarını yürütmesine karşı kentlerimizi savunan kadınlarız! Özgürlüğümüz için bir aradayız, Özgürlüğümüzü kazanacağız!. Yaşamımızı, kampüsümüzü, kentlerimizi bizler yöneteceğiz."EMEĞİ, İŞ GÜVENCESİ VE HAKLARI İÇİN MÜCADELE EDEN KADINLARIZ"Pandeminin derinleştirdiği ekonomik krizi üstümüze yıkmaya çalışanları; ‘üretim devam etsin’ diye fabrika karantinalarında çalışmayı, çocuk işçiliğin gizlenmesi için 20 yaş altı yasaklarından işçi gençlerin ve çocukların muafiyetini, esnek çalışmayı, evden çalışmayı, güvencesizliği biz kadınlara lütuf gibi sunanları unutmadık. Ne ‘en az 3 çocuk’u kabul ettik ne de ev işlerinin tek sorumlusu olmayı. Kod-29’a, ahlak safsatasıyla işten atılmalara, ücretsiz izine karşı direnen kadınlarız! İnsanca yaşayacak ücret talep ettiği için düşmanlaştırılan, grev hakkı gasp edilen belediye işçisi kadınlarız! Evden çalışma adı altında sınırsız ve ücretsiz mesaiye karşı 'Hayatımız bizimdir' diyen kadınlarız, pandemide çalıştığımız evlere hapsedilen, bazımız aylarca işsiz bırakılan ev işçisi kadınlarız; İstanbul’un her yerinde emeği, iş güvencesi ve hakları için mücadele eden kadınlarız! Özgürlüğümüz kazanacağız! Çünkü bizlere dayatılan işsizlik ve yoksulluğa karşı biz emeğimize sahip çıkıyoruz ve ekonomik özgürlüğümüzü istiyoruz!" "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR DEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ"Geçtiğimiz yıl boyunca ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ demekten vazgeçmedik, her bulduğumuz fırsatta da söylemekten vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 Sayılı Kanun’u, önleme ve koruma kararlarını uygulamayan erkek-devlete 'Suçlu sensin!' diyen kadınlarız! Şiddet faili erkeklerin cezasız bırakıldığını, devlet eliyle kadınların kaybedildiğini gören ve birbirinden asla vazgeçmeyen kadınlarız!“DEVLETİN LGBTİ+FOBİYİ VE KADIN DÜŞMANLIĞINI BÜYÜTTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ”Andan, "Devlet eliyle yok sayılmaya, hedef gösterilmeye çalışılan ama “Alışın, buradayız, her yerdeyiz!” demekten bir an olsun vazgeçmeyen LGBTİ+’larız! Atanmış kimliklere karşı seçilmiş aşklarımızla heteropatriyarkaya karşı mücadele eden LGBTİ+larız, bir aradayız. Hayatlarımızı birlikte savunmak, özgürlüğümüzü birlikte kazanmak için dayanışmamızın esas olduğunu gösteriyoruz. Özgürlüğümüzü kazanacağız! Çünkü biz nefretin hedefi olmadığımız, özgürce kendimiz olabildiğimiz bir dünyayı kazanacağız!" Tutsak edilmekten, çıplak arama işkencelerinden korkmadıklarını dile getiren kadınlar, şunları söyledi:"Teşhir ediyoruz! İnfaz ve katliamlarla; erkek-devlet şiddetiyle sinmedik. Hayatın her alanında, her biçimiyle mücadele eden biz kadınlar, bizlere dayatılan kuşatmalara boyun eğmedik. Gökçe Kurban’a yapılan işkencenin insanlık suçu olduğunu biliyoruz. Hayatımıza dayattığınız iki kötüden birini seçmeyi kabul etmedik, biz özgürlüğümüze giden yolu dayanışmamızla örgütlüyoruz! Hayatına savaş, tecrit, sömürü, işkence dayatılan kadınlarız ve birlikteyiz. 100. gününde açlık grevlerine ses olmak, dayanışmayı büyütmek için, çocuklarıyla tutsak edilen kadınlar için, hala tahliye edilmeyen hasta tutsaklar için mücadelemizi büyütüyoruz! Özgürlüğümüzü kazanacağız, biliyoruz!” ANKA

Efes Selçuk’ta eşitlik birimi kurulacak

Efes Selçuk’ta eşitlik birimi kurulacak Efes Selçuk Belediyesi Mart Ayı Meclis Toplantısı’nda Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlıklarının tamamlanarak hayata geçirilmesi amacıyla Eşitlik Birimi kurulması kararı oy birliğiyle kabul edildi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği başta olmak üzere her türlü toplumsal eşitsizlik başlığında kentteki dezavantajlı kesimlerin yaşamlarının iyileştirilmesi ve kolaylaştırılması amacıyla, Efes Selçuk Belediyesi Mart Ayı Meclis Toplantısı’nda Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlıklarının tamamlanarak hayata geçirilmesi amacıyla Eşitlik Birimi kurulması kararı oy birliğiyle kabul edildi.BÜTÜNSEL VE KAPSAYICI BİR TOPLUMSAL EŞİTLİK STRATEJİSİ Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in hayata geçirdiği Engelsiz Yaşam Merkezi, Kadın Danışma Merkezi ve çocuklara Masal Evi gibi projeleri geliştirerek ve yaygınlaştırarak kentteki toplumsal eşitsizlikleri azaltmayı amaçlayan Yerel Eşitlik Eylem Planı ve Eşitlik Birimi kararları, Efes Selçuk’a bütünsel ve kapsayıcı bir toplumsal eşitlik stratejisi sunuyor.Efes Selçuk Belediyesi Mart Ayı Toplantısı’nda kabul edilen karar ile birlikte, eğitim, sağlık,  istihdam, yönetim mekanizmalarına katılım, kadına yönelik şiddet ve kentsel hizmetler başlıklarında, kadınların günlük yaşamlarını etkileyen, kentsel hizmetlere erişimlerini kolaylaştıran ve yerel mekanizmalara kadın katılımın arttırılması için belediye hizmetlerinden yararlanmanın bir harcama yapılmasını (maliyet) gerektirdiği hallerde özellikle düşük ve orta gelir düzeyine sahip ailelerde kadınların ve kız çocuklarının gereksinimlerinin göz önünde bulundurularak alınacak hizmet bedellerinde indirim yapılmasını mümkün kılıyor. Söz konusu kararlar gereğince; tapuya Aile Konutu Şerhi için alınan belgelerden bazı ücretler alınmayacak, kadın pazarcılara %25 ücret indirimi sağlanacak ve yeni işletme açacak kadınlardan alınacak çeşitli ücretlerde indirim yapılacak.YEREL EŞİTLİK EYLEM PLANI HAYATA GEÇİYOREfes Selçuk Belediye Meclisi Mart Ayı Toplantısı’nda Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlanması ve Eşitlik Birimi kurulmasına oy birliğiyle karar verildi. Belediye meclisinden çıkan kararla kentin tüm paydaşlarıyla, sivil toplum örgütleri ve üniversiteler ile birlikte bir Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlanacak. Çocukları, gençleri ve tüm dezavantajlı grupları kapsayacak planın en önemli parçası kadınlar olacak. Bu plan kadınlara ve dezavantajlı gruplara eğitim, sağlık, istihdam, yönetim mekanizmalarına katılım, kentsel hizmetler başlıkları anlamında katkı sunacak. Kadınların ve tüm dezavantajlı grupların hayatına pozitif ivme kazandıracak, yaşam standartlarını yükseltecek. Belediye bünyesinde Yerel Eşitlik Eylem Planı’nın hazırlanması amacıyla bir Eşitlik Birimi kurulacak.SÖYLEMLERİ EYLEME DÖNÜŞTÜRECEĞİZEfes Selçuk Belediye Meclisi Mart Ayı Meclis Toplantısı’nda alınan kararların özellikle kadınlara yönelik söylemlerin ötesinde eylemlere yönelik kararlar olduğunun altını çizen Başkan Sengel; “Kadına pozitif ayrımcılığı içeren bir maddeyi mali hizmetler alanında oy birliği ile meclisten geçirdik.  Aldığımız bu kararlar gerçekten birçok belediyeye örnek olacak nitelikte. Alınan bu kararların devamında sivil toplum örgütleriyle, meslek odalarıyla oturup konuşacağız. Kadınların çalışma şartlarını daha iyi hale getireceğiz. Bunları yapmak zorundayız. Efes Selçuk’ta bir şeylerin başlangıcını yapmak zorundayız.  Çünkü ilk defa Efes Selçuk Belediyesi’nde bir kadın belediye başkanı ve ilk defa kadın popülasyonu bu kadar yüksek bir meclisimiz varken “kadına pozitif ayrımcılık” , “kadına şiddete hayır” demenin haricinde söylemlerin haricinde eylemsel olarak biz ne yapabiliriz diye düşünmemiz lazım” dedi. KADINLAR VİTRİN OLMANIN ÇOK ÖTESİNİ HAK EDİYORKadın kent Efes Selçuk’ta ilk kez kadın bir belediye başkanı olmasının ve belediye meclisinde kadın üye sayısının en yüksek olduğu dönem ile alınan kararları ilişkilendiren Başkan Sengel; Kadınların siyasette ve sosyal hayatta vitrin olmanın ötesinde gerçekten kadınların bir şeyler yapabileceğini gösteren yegâne belediye biziz, yegâne ilçe de Efes Selçuk. Çünkü Efes Selçuk çağdaş, demokrat aynı zamanda belli değerlere sahip olan insanların yaşadığı bir kenttir” dedi. Kadınların hayatın her alanında donanımlı olması gerektiğine dikkat çeken Başkan Sengel; “İZAV (İzmir Avukatları 100. Yıl Hukukun Üstünlüğü Derneği)  ile bir protokol imzalayarak, kadınlara hukuk okuryazarlığı öğreteceğiz. Kadınlara, eşitliğe yönelik eylemsel planlar yapmak istiyoruz. 8 Mart’ta, kadınlara ilişkin söylemlerimizin hepsini Efes Selçuk Belediyesi’nin sözde değil özde de yerine getireceğini düşünüyorum.” dedi. Başkan Sengel, meclis toplantısının sonunda tüm kadınları 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Efes Selçuk Belediyesi tarafından düzenlenecek “Kadın İnsanlığın Kanatlarıdır” temalı etkinlik programına davet etti. cumhuriyet.com.tr

Gaziantep’te 3 farklınoktada yangın

Gaziantep’te 3 farklı noktada yangın Gaziantep’in İslahiye ilçesindeki ormanlık alanda 3 farklı noktada çıkan yangın, itfaiye ekiplerinin 1 saatlik çalışmasıyla söndürüldü. Yangınında, 7 dönüm alan zarar gördü. İslahiye'ye 12 kilometre uzaklıktaki Koçcağız Mahallesi’ndeki ormanlık alanın 3 farklı noktasında akşam saatlerinde yangın çıktı./Archive/2021/3/6/210538241-a6870fdc332dae643c20691b4c11f06c.jpgAlev ve dumanı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye 4 arazöz, 2 su tankı ve 2 iş makinesi sevk edildi. Alanın sarp bölge olması nedeniyle ekipler, alevlere müdahale etmekte zor anlar yaşadı. Belediye hoparlöründen de yapılan anonslarla mahalleliden de yangına destek istendi. Vatandaşların da destek verdiği yangın, ekiplerin 1 saat süren müdahalesiyle kontrol altına alındı. Soğutma çalışmalarının sürdüğü yangında, 7 dönüm alan zarar gördü. Yangının çıkış nedeni araştırılıyor. (DHA)

Salgında yaşamınıyitirenlerin sayısı28 bin 965'e yükseldi

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Salgında yaşamını yitirenlerin sayısı 28 bin 965'e yükseldi Sağlık Bakanlığı güncel koronavirüs tablosunu açıkladı. Açıklanan tabloya göre son 24 saatte 702 yurttaş yaşamını yitirdi, 11 bin 770 kişinin de testi pozitif çıktı. İlk günden bu yana salgın nedeniyle yaşamını yitirtenlerin sayısı 28 bin 965 oldu. /Archive/2021/3/6/193227171-cov.jpgAYRINTILAR GELİYOR... cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter