News - Haberler
Mehmet Ali Erbil açıkladı: Ekranlara geri dönecek mi?
Mehmet Ali Erbil açıkladı: Ekranlara geri dönecek mi? İki yıl önce evinde geçirdiği kaza sonrası aylarca yoğun bakımda yatan Mehmet Ali Erbil, verdiği röportajda ekranda olmayı çok özlediğini ancak bunun için henüz kendisini hazır hissetmediğini söyledi. İki yıl önce evinin banyosunda düşerek hastaneye kaldırılan Mehmet Ali Erbil, yıllardır mücadele ettiği kaçış sendromu nedeniyle aylarca yoğun bakımda tedavi gördü.Şimdilerde evinde kalan Erbil, ekranlara geri dönüp dönmeyeceğine ilişkin Posta'ya yeni açıklamalarda bulundu."EKRANA DÖNMEK İÇİN HAZIR DEĞİLİM"Uzun yıllar ekranda program sunuculuğu yapan Erbil, "Ekrana geri dönecek misiniz? sorusuna "Çok teklif de geliyor ama henüz hazır hissetmiyorum. Bakalım, ilerleyen zamanlarda o da olur inşallah" yanıtını verdi. cumhuriyet.com.trWhatsApp grup sohbetlerinin 'karanlık yüzü'
WhatsApp grup sohbetlerinin 'karanlık yüzü' WhatsApp gibi uygulamalarda grup sohbetleri, birçoğumuz için salgın döneminde iletişimin başlıca unsurlarından biri oldu. Ancak uzmanlar bu grupların, kaygı ve strese de yol açtığını söylüyor. BBC'den Bryan Lufkin inceledi. Getty ImagesKoronavirüs salgınıyla birlikte Mart ayında ilk kısıtlamalar başladığında, bu grup sohbetleri benim yaşamla bağlantımdı.Mesajlaşma sohbetleri, iş arkadaşlarıyla, New York'taki arkadaşlarla, eski dostlarla ve akrabalarımla, bir kuşakta bir görülen kriz sırasında bağlantıda kalmama yardımcı oldu.Ancak salgın devam ettikçe grup sohbetlerimin stresimi iyileştirmek bir tarafa, daha da kötüleştirdiğini fark ettim.Telefonum haber bildirimleriyle sürekli ışıldıyor ve herhangi bir grup sohbetinden gelebilen, telefonumu bıraktığımda görmediğim 50 ya da 60 mesaj kaygı yaratıyordu. Bir mesaja anında yanıt vermediğim ya da grupta neler konuşulduğunu takip etmediğim için suçlu hissettim.İyi bir bahane de bulamadım. Ne diyecektim ki. "Üzgünüm, mesajınızı görmemiştim. 'Üst üste sekiz aydır evde oturup hiçbir şey yapmamakla meşguldüm' mü diyecektim?"Grup konuşmaları bazı insanlarda her zaman kaygı yaratmıştır, salgından önce bile. Pandemiden önce bunları benimsemiş biri olarak, sosyal mesafe çağında, fazla sosyal yüklenmeden muzdarip olabileceğinizi görmek şaşırtıcı. Grup sohbetleri, bir kriz durumunda bize avuntu ve bağlanma hissi veriyorsa, neden bazılarımız artık bunlardan bıkmış hissediyoruz?'İletişim borcu'Kısıtlamalarla birlikte çok daha fazla sayıda insan mesajlaşma uygulamalarını kullanmaya başladı. Mesajlar daha rahat ve anında iletiliyor, araştırmalar da bunları e-postalardan daha çok sevdiğimizi gösteriyor.Örneğin WhatsApp, Mart sonunda kullanıcı sayısının yüzde 40 arttığını bildirdi. Eylül'de ABD'de 1300'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, Covid önlemleri sırasında dijital iletişim yöntemlerinin kullanımı artarken, mesajlaşma yüzde 43'lük sıçramayla başı çekti.Böyle teknolojilere sahip olduğumuz için şanslıyız. Zoom, Slack ve WhatsApp olmadan, salgın dönemi çok daha yalnız bir deneyim olurdu. Ancak grup sohbeti platformları, katılımı daha stresli hale getiren, çok hızlı olma hali ve yakınlıkla birlikte geliyor.Stanford Üniversitesi'nden teknolojinin psikoloji üzerindeki etkileri konusunda uzman psikiyatrist Elias Aboujaoude, "Bizde stres yaratmalarının bir nedeni, zaten var olan mesajları hemen okuma isteği. Hemen yanıt vermemek kaygı yaratıyor. Bize bir geride kalmışlık ve internet iletişiminin büyük bir kuralını ihlal etmiş olma hissi yaşatıyor" diyor.Dahası, bir grup sohbetinde geride kalırsanız, mesajlar kısa sürede birikebiliyor. Ve daha sonra fark etmeden, mesajlaşmak, iş e-postalarına bakmak kadar sıkıcı bir şeye dönüşüyor. Oxford Üniversitesi Internet Enstitüsü'nden Bernie Hogan "Anında mesajlaşma şu anda eş zamanlı olmayan mesajlarla oluşabilecek, korkulan bir iletişim borcuna dönüştü" diyor.Salgından önce, bir mesajı ya da tüm bir sohbeti kaçırmamızı yoğun hayatlarımızla açıklayabiliyorduk. Yorgun olduğunuzda ya da sosyalleşmek istemediğinizde bunu doğrudan söyleyebiliyordunuz. Ancak, sosyal faaliyet seçenekleri kısıtlandığından bu yana, grup sohbetleri birçoğumuzun yaşamında çok daha büyük bir rol oynamaya başladı. Alışkın olduğumuzdan daha hızlı ve daha büyük boyutlarda gelse de, bu etkileşimlere değer vermemiz gerektiğini hissediyoruz.Getty ImagesAboujaoude, Covid öncesi ne yapıyorsak onu bırakıp bu gerçek zamanlı okuma ve yanıt verme ritüelini yönetebildiğimizi, ancak sayısı ve miktarı arttıkça bunun imkansız hale geldiğini belirtiyor.Hemen yanıt verme kaygısıMesele sadece grup sohbetleri de değil, teknolojinin kendisi. Telefonlarımıza ve bilgisayarlarımıza yapışık yaşamanın sağlığımız için kötü olduğunu zaten biliyoruz. Tüm sosyal iletişimimiz için teknolojiye bağımlı olmak, pandemi öncesi zaten yükselen bir baskı altına giren bilişsel yükümüzü daha da artırabilir.Hogan "Her bir grup sohbetinin kendi duygusal karakteri olabilir. Bunların arasında gidip gelmenin hem psikolojik hem de entellektüel anlamda maliyeti olabilir" diyor. Özellikle de mesajlaşma platformları arasında gidip geldikçe. "Şahsen benim Facebook Messenger, WhatsApp, Signal ve eski usul SMS'te en az birer grup sohbetim var."Bir de moral bozucu salgın haberlerinin yarattığı bıkkınlık gerçeği var. Başlarda, Covid-19'un etkilerini anlayabilmek için arkadaşlarımızın paylaşımlarını memnuniyetle karşılarken, daha sonra bu kaygı dolu güncellemeler akışından bıktık.Aboujaoude "Pandeminin başlarında grup sohbetleri aynı anda birçok kişiyle kaygıları paylaşmak için iyi bir yol gibi gözükmüş olabilir. Daha sonra netleşen sorunsa, stres ve kaygının grup sohbetlerinde bire bir mesajlaşmaya kıyasla çok daha büyümesi oldu" diyor.Tabii bir de her bir mesaj ya da son dakika haberiyle gelen bildirimler sorunu var. Grupta maymun resimleri yollanıyor olsa bile, bu ortamda telefonumuzun ışığı her yandığında kaygılanıyoruz.Amerikan Psikoloji Birliği'nden Vaile Wright "Farklı bildirim seslerini ayırt etmeniz bile, Pavlov'un köpeği deneyinde olduğu gibi sadece o bip sesi bile kaygı yaratmaya başlayabilir" diyor.Sohbetin dışında kalmakTabii grup sohbetlerini tolerans göstermekabiliyetiniz, hayatınızda başka nelerle uğraşmak zorunda olduğunuzla da doğrudan bağlantılı. Wright herkesin aynı stres düzeylerini yaşamadığına dikkat çekiyor:"Büyük halanız emekli, yalnız yaşayan ve grup sohbetlerini tek hayata bağlanma yöntemi olarak gören biri olabilirken, üniversite arkadaşlarınız evden çalışan, Zoom toplantılarından bıkmış, evde çocukların eğitimiyle ilgilenen ve bir grup sohbetine yetecek bant genişliği kalmamış insanlar olabilir. Çok sayıda insanın deneyimlediği yorgunluk düzeyleri, grup sohbetlerine girmelerini pratik bir şey haline getirmeyebilir."Valie Wright ayrıca, birinin mesajına hemen yanıt vermemek için herhangi bir bahaneniz olması gerekmediğini de ekliyor.Uzmanlar, grup sohbetleri fazla gelmeye başlıyorsa, bu önemli bağlantı yönteminden bazen uzak durmanız gerektiğini vurguluyor.Getty ImagesSesli arama tavsiyesiWright, bildirimleri kapatmayı tavsiye ediyor. Bazılarının buna kırılabileceğini ama sınırları koymanın da çok önemli olduğunu kaydediyor.Aboujaoude de, grup sohbetlerinden duyulan bıkkınlığın sesli aramalara yönelmek için iyi bir neden olabileceğine dikkat çekiyor. Sesli aramayla, fazla rahatsız edilmeden, daha derinlemesine bir iletişimin mümkün olduğunu söylüyor.Wright da buna katılıyor ve "Grup sohbetleri, hızlı güncellemeler ya da komik videolar paylaşmak için harika platformlar. Ama bunlar hayatımızın önemli boyutlarını paylaşmak, duygusal destek sağlamak, bir mutluluğu ya da üzüntüyü paylaşmak için uygun yerler değil. Sesli aramalar, duygusal düzeyde bağ kurmak için daha fazla fırsat sunuyor" diyor.Yani gerçekten konuşmak istiyorsanız, telefonu kaldırın. Arkadaşlarınıza grup sohbetlerini sessize aldığınızı söylemeniz gerekiyorsa, bunu anlayacaklardır. Aboujaoude "Sağlam bir ilişki, dijital ayrılığa dayanacaktır" diye konuşuyor. BBC Türkçeİran'da ikinci yerli aşıilk insanlıdeneyini gerçekleştirdi
İran'da ikinci yerli aşı ilk insanlı deneyini gerçekleştirdi İran, ikinci yerli aşısı "Razi Cov Pars"ın insan üzerindeki ilk denemesini yaptı İran, yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı geliştirdiği ikinci yerli aşı Razi Cov Pars'ın insan üzerindeki ilk denemesini gerçekleştirdi.İran'da 90 yıldır serum ve aşı üreten Razi kurumu tarafından geliştirilen Cov Pars'ın insan üzerindeki ilk denemesi Tahran'da Tarım Bakanı Kazım Havazi'nin katılımıyla yapıldı.Razi Kurumu Başkanı Ali İshaki, bugün 2 kişiyle başlayan denemenin ilk aşamasında aşının 133 gönüllüye vurulacağını ve birinci dozun ardından vücuda enjekte edilen ikinci dozun 21 gün sonra uygulanacağını, burundan verilen dozun da 51 gün sonra verileceğini söyledi.İran, ilk yerli aşısı "COVIRAN Bereket"i klinik deneme aşamasında 29 Aralık 2020'de ilk defa insan üzerinde test etmiş ve başarılı sonuçlar alındığını açıklamıştı.Bilim adamları heyetinin başında yer alan Muhammed Muhbir'in kızı Tayyibe Muhbir, aşıyı vurulan ilk gönüllü olmuştu. AABilim Kuruluüyesi Prof. Yavuz'dan 'İstanbul' için kritik uyarı
Bilim Kurulu üyesi Prof. Yavuz'dan 'İstanbul' için kritik uyarı Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, koronavirüs pandemisinde “yerinde karar" döneminin başlamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İstanbul'daki son durumu değerlendiren Yavuz, “Son bir haftadır test pozitiflik oranları ve vaka sayısında bir artış gözlüyoruz. Bu nedenle İstanbul'da tam açılma için henüz erken” dedi. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, illere göre vaka oranlarının açıklanmasının ardından yerinde yönetim dönemine geçilen Türkiye'de, il pandemi kurullarının gözeteceği kriterleri anlattı. İl pandemi kurullarının birtakım eşik değerlere göre açılma ya da kısıtlama kararlarına gideceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, “100 bin nüfusta son 7 günde görülen enfeksiyon insidansına (yeni olguların nüfusa oranı) bakılacak. Bu insidans belli eşik değerlerin altına düştüğü zaman açılmaya gittiğinizde riski de düşürmüş oluyorsunuz. Daha güvenli bir yöntem. Şu an Türkiye'de o eşik değerlerin altında olan 10-20 kadar il var mesela. Buralar hem okullar, hem diğer kapalı olan yerlerin açılması anlamında daha güvendeler. Yalnız sadece oranlardaki düşüş değil, bu düşüşün süreklilik göstermesi de gerekiyor. Yani il pandemi kurullarının bakması gereken bir diğer parametre de tabii ki infeksiyon hızının haftalar boyunca düşüş trendi içinde gitmesi, yani artmaması. Düşüş olmuş ama artışa geçtiği bir ortamda açılmalara giderseniz o da sıkıntı yaratabilir” dedi.‘TEST POZİTİFLİK ORANLARI DA ÖNEMLİ’Sadece nüfusa göre oranlar değil test pozitiflik oranlarının da önemli bir parametre olacağına işaret eden Prof. Dr. Yavuz, “Test pozitif oranlarının artması da istenmeyen bir durum. Yani salgının kontrolü açısından olumsuz bir durum. Ayrıca açılma olduğunda da (okul, kafeler vb), enfeksiyon kontrol önlemlerinin sıkı kurallarla belirlenmiş olması gerekiyor. İl pandemi kurulları bunların hepsini bir arada değerlendirerek kararlarını verecek" diye konuştu.‘YERİNDE YÖNETİMDE İSTANBUL FARKLI DEĞERLENDİRİLMELİ’Yerinde yönetim kararlarında İstanbul gibi büyük şehirlerin farklı bir pozisyonda değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, bunun nedenini ise şu şekilde açıkladı: “İstanbul gerçekten hem iş akışı açısından hem de nüfus hareketliliği açısından farklı bir durumda. İlçeler arası hareketliliği çok fazla olan bir il. Onun için İstanbul'da il bazında kararlar alınmalı. İl pandemi kurulu burada ilçe ilçe de tespit edebiliyor enfeksiyon oranlarını ama bu şekilde çok geçiş olduğu için il bazında değerlenmek daha sağlıklı olur. Küçük yerlerde belki il pandemi kurulları diyelim bir köyde çok düşük bir enfeksiyon oranına göre açılma ya da bir köyde çok yüksek oralar nedeniyle kapanma kararı alabilir ama İstanbul'un bu anlamda diğer illere göre gerçekten daha farklı değerlendirmesi gerekir.”‘TEST POZİTİFLİK ORANLARI ARTIYOR’İstanbul'daki oranların bir önceki haftaya göre yükselme eğiliminde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bu nedenle tam açılma için henüz erken olduğunu belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bir önceki haftaya göre artış var. Bizim kendi hastanemizde ya da arkadaşlarımızla konuştuğumuzda, hafif bir kıpırdanma olduğunu söyleyebiliriz hem test pozitifliği oranları hem de vaka sayısı anlamında. Bu da biraz alarmda olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Demin söylediğim o azalma trendinin görülmesi ve devam etmesi gerekiyor. Şu anda henüz bu durum yok, hatta biraz yukarı doğru gidiyor test pozitifliği olarak da vaka sayısı olarak da. Her ne kadar hastanelerde bir kapasite sıkıntısı, yoğun bakım kapasitesinde bir doluluk olmasa da ki açılma kararlarında bunlar da önemli kriterler arasında yer alıyor, ağır hasta sayısının çok fazla olmaması iyi bir şey ama test pozitifliği oranlarında ve vaka sayısındaki yukarı doğru gidiş düşündürüyor. Bence İstanbul için tam açılma konusu şu an biraz erken gibi duruyor."‘UMARIM BU ARTIŞ MUTANT SUŞA BAĞLI DEĞİLDİR’İstanbul'daki artış eğiliminin mutant suşa bağlı olma riski olduğuna da değinen Prof. Dr. Yavuz, “Umarız ki bu artışın nedeni mutant suş değildir. Çünkü o zaman bu önlemler altında hız kesmemiz mümkün olmayacak ve önlemleri arttırmamız gerekebilecek demektir. Ama mutant suşun da özellikle V1'in (İngiltere varyantı) Türkiye'de yayıldığını biliyoruz. Bu nedenle temkinli olmakta çok fayda var. Ayrıca aşı sırası gelen herkesin bir dakika bile kaybetmeden aşısını olması, burada kritik önem taşıyor. Mutant suşun yayılmasını engellemek açısından da bir an önce aşılanmak çok büyük önem taşıyor" dedi.‘ÇOCUKLARIN EĞİTİME DÖNMESİ GEREKİYOR’Okulların açılmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yavuz, şu uyarılarda bulundu: “Belli eşik değerlerin altına düşülse bile okullar açıldığında alınması gereken önlemlere dikkat edilmesi gerekiyor. Aileler çocuklarının maske kullanımına dikkat etmeli. Sınıfların kalabalık olmaması, öğrencilerin belli günler gitmesi, bu tip önlemlerin alınıp alınmadığını aileler de takip etmeli. Çocukların gerçekten artık eğitime dönmesi gerekiyor. Çok büyük öncelik haline geldi bu. Çünkü eğitimden eksik kalmaları, Kovid'in yarattığı tehlikelerden daha büyük bir hale geldi. Bu nedenle aslında her yerde eğitimi öncelemek gerekiyor. Çocukların da aileleri tarafından hem maske kullanımı, hem arkadaşlarıyla mesafelerini korumaları ve el temizliği ile hijyen konusunda eğitilmelerini tavsiye ediyorum. Ayrıca çocuk hastayken kesinlikle okula gönderilmemeli. Bu özellikle önemli. Çünkü çocuklar aslında hastalıktan çok etkilenmese de hastalığın yayılımı açısından risk yaratıyor bu. Ayrıca evde riskli biri varsa (komorbit hastalığı olan biri ya da risk grubu bir yaşlı), eğer mümkünse okula giden çocukla aynı evde kalmamalı. Ayırma şansı yoksa da aynı odada ikamet etmemeli."65 YAŞ ÜSTÜ İÇİN SERBESTLEŞMEBüyük çoğunluğu aşılanan 65 yaş üstü vatandaşlar için serbestleşmenin de işaretlerini veren Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: “Hastalıktan koruduğu düşünülen aşıların ülkemizdeki Faz 3 sonuçlarını kısa bir sürede görmeyi umuyoruz. Eğer 65 yaş üstünde korunma oranları da beklediğimiz yönde çıkarsa, onlara da gevşetmeler getirilebilecek. Tabii ki gene maskelerini bırakmayacaklar. Ama onların aşı olduktan sonra ağır hastalık geçirmeyeceklerine tam olarak ikna olmamız gerekiyor. Önümüzdeki 1 ay içinde de bunları çok daha net bir şekilde görebileceğiz. Kısaca 1-2 ay daha temkinli davranıp aşı sonuçlarını da bekleyecek şekilde hareket etmekte fayda var." cumhuriyet.com.trKoronavirüsçetesiçökertildi: Sahte test sonucu ile milyonlarca liralık vurgun
Koronavirüs çetesi çökertildi: Sahte test sonucu ile milyonlarca liralık vurgun İstanbul'da para karşılığı sahte covid-19 negatif test sonucu belgesi satan şebekeye yönelik düzenlenen operasyonda, aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu 12 şüpheli yakalandı. Şebekenin sokak ortasında test yaptıkları görüntüler ortaya çıktı. İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, para karşılığı sahte covid-19 negatif test sonucu belgesi üretip, bu sahte belgeleri 150 ile 300 dolar arasında paraya satan bir şebeke tespit etti. Sahte covid-19 negatif test sonucu belgesi düzenleyen şebeke üyelerini adım adım izleyen polis, İstanbul genelinde yurt dışı bağlantılı sahte covid-19 raporu düzenlendiğini, farklı ülkelerden şüphelilerin de aralarında olduğu bir yapılanmayı deşifre etti.Liderliğini dünya genelinde milyonlarca takipçisi olan Gürcistan uyruklu N.M. adlı sosyal medya fenomeninin yaptığı belirtilen şebekenin, sahte belgelerini 'doktor' rolündeki Suriyeli M.T.'nin düzenlediği belirlendi.ÇOK SAYIDA ADRESE PEŞ PEŞE BASKINSuç şebekesine yönelik yapılan teknik ve fiziki takibin ardından operasyon kararı alan İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Polisi, önceki gün 8 ayrı adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Çok sayıda dijital materyal, cep telefonları ile test kitleri, binlerce sahte covid-19 raporu ve yabancı şahıslara ait pasaport fotokopilerinin ele geçirildiği operasyonlarda N.M., M.T., E.F., Y.B., N.A., E.B., Ş.Y., Ş.D., S.D., M.B., A.A. ve A.A. isimli 12 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Elebaşı N.M. ile 'doktor' rolü yapan M.T.'nin de aralarında olduğu 12 şüpheli sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.ÇÖPE ATMIŞLARYakalanan zanlıların sorgusu sürerken, polisin deşifre ettiği şebekenin akıl almaz yöntemleri de ortaya çıktı. Buna göre suç örgütünde 'yönetici' konumda bulunan Suriyeli M.T., beyaz önlük giyerek 'doktor' rolü yapmak suretiyle covid testi için gelen 'müşterileri' sokak ortasında ya da turizm acentelerinde muayene ediyordu. Sözde doktor M.T., ayaküstü muayene ettiği kişilerden süprüntü örneği alarak herhangi bir laboratuvara, sağlık merkezine ya da ve hastaneye göndermeden çöpe atıyordu. Şebeke, aşama aşama düzenledikleri sahte covid belgelerinin hızlı şekilde yapılması ve sonrasında online olarak karekod sistemiyle teyit alınabilmesi amacıyla bir web sitesini faaliyete geçirdi.BAKANLIĞIN AMBLEM VE BAŞLIKLARINI TAKLİT ETMİŞLERŞebeke yöneticileri, bu web sitesinde özel bir ekrandan giriş yaparak bilgilerini girdikleri müşterilerine sahte negatif covid raporu çıkardıkları belirlenirken, bu sahte raporun karekod ile doğrulanması yapılmak istendiğinde ise yine aynı web sitesine yönlendirilerek teyit yapılabildiği saptandı. Hazırlanan sahte raporlarda Sağlık Bakanlığı'nın amblem ve başlıklarını taklit ettikleri belirlenen suç şebekesinin, müşterilerine sundukları belgelerde gerçek bir raporda olması gerektiği gibi dizayn ederek, imza ve kaşe kısmında aktif olarak görev yapan doktor isimlerini kullandıkları anlaşıldı.SAHTE RAPORLA MİLYONLARCA LİRA VURGUNŞebeke tarafından kullanılan söz konusu internet sitesine turizm acente sahibi ve çalışanı olan örgüt üyelerine verilen özel şifre ile giriş yapıldığı kaydedilen dolandırıcılık olayında, düzenlenen sahte Covid-19 raporu karşılığında kişilerden 150 ile 300 dolar arasında para alındığı, bu sahte belgelerin ise müşterilere haberleşme programları üzerinden gönderildiği tespit edildi. Bu yöntemle milyonlarca lira vurgun yapan şebekenin, ayrıca şahısların yurtdışına çıkış yapabilmeleri ve uçak veya otobüslerle seyahat edebilmeleri için binlerce kişiye sahte olarak negatif covid-19 raporu düzenlendiği belirlendi.4 KİŞİYE TUTUKLAMABinlerce kişiye sahte covid-19 raporu düzenleyen şebeke üyelerinin emniyetteki sorguları tamamlandı. Mali Suçlarla Mücadele Şubesi'nden adliyeye sevk edilen şebeke lideri Gürcistanlı N.M. ile sahte doktor Suriyeli M.T.'nin de aralarında olduğu 12 şüpheliden 9'u adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Şebeke lideri N.M. ile sahte doktor rolündeki M.T. ile birlikte 3 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi. İHAYunanistan’da‘Osmanlıdefinesi’furyasıbaşladı, cihazıalan kazıya koştu
Yunanistan’da ‘Osmanlı definesi’ furyası başladı, cihazı alan kazıya koştu Yunanistan'da Kiato kenti sakinleri, 1800 tarihli Osmanlı belgelerine dayandırdıkları bilgilere göre, bölgede Osmanlı İmparatorluğu’na ait 500 milyon dolar değerinde “define var” söylentisine inanıyor. Yunanistan'da son iki yılda 2 bin 440’ın üzerinde define arama cihazı olarak bilenen metal dedektörü satılırken, Atina hükümetinin, aynı zaman diliminde 126 adet hazine arama ruhsatı verdiği belirtildi. Gümüş işçiliği ile ünlü ve 1913 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun elinden çıkan Yanya kentinde ise halk arasında en çok yaygın olan Ali Paşa’nın Hazinesi’. Öte yandan Kiato kenti sakinleri ise, 1800 tarihli Osmanlı belgelerine dayandırdıkları bilgilere göre, bölgede Osmanlı İmparatorluğu’na ait 500 milyon dolar değerinde “define var” söylentisine inanılıyor. Halk arasında dillendirilen bir başka Osmanlı hazinesi ise, Osmanlı imparatorluğu’nun son yıllarında Mora Yarımadası’nın en zengini sayılan Kamil Bey’in hazinesi oldu. Birçok Yunanlı altın arama cihazı ile bölgeyi tararken, şu ana kadar yapılan kazılara rağmen hazine bulunamadı. Hazine avcılığına meraklı olan çoğu kişi de, Halkidiki Yaramıdası’nın Holomonta köyündeki define varlığına inanıyor. İnanışa göre, Homonta köyü sakinleri 1944-1948 yılları arasındaki iç savaştan kalma altın İngiliz liraraları için kazılar yapıyor. Rivayete göre, Rus uçakları iç savaş sırasında Yunanlı komünistlere yardım amacıyla paraşütle içi İngiliz liraları dolu sandıklar atıyorlardı. Türk Azınlığın yoğun yaşadığı Batı Trakya’nın Şapçı ilçesinde ise “Bulgar hazinesi” söylentileri oldukça yaygın olduğu belirtiliyor./Archive%5C2021%5C2%5C28%5C120130342-yunanistanda-osmanli-definesi-furyasi-basladi-cihazi-alan-kaziya-kostu_4.jpgSELANİK’TE KAÇAK AVCIYA SUÇÜSTÜSelanik Emniyet Müdürlüğü Kültür Varlıkları ve Eski Eserler Dairesi’ne bağlı polis memurları, Serez kentinde 68 yaşındaki bir kişinin arkeolojik sit alanında yasadışı kazı yaptığını tespit ettiklerini açıkladı. Yetkililer, kaçak hazine arayan 68 yaşındaki kişinin tutuklandığını ifade ederken, kaçak kazı yapan kişinin evinde yapılan aramada Helenistik döneme ait 10 adet sikke, Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait altın işlemeli birden fazla tasın ele geçirildiğini ifade etti. Selanik Emniyet Müdürlüğü Kültür Varlıkları ve Eski Eserler Dairesi’ne bağlı polis ekipleri, Aralık 2020’den bu yana bölgede yasadışı hazine arayan 102 kişi hakkında rapor tutulduğunu, 45 kişinin ise tutuklandığını açıkladı. DHAKazım Kazımİngiltere'de ikinci baharınıyaşıyor
Kazım Kazım İngiltere'de ikinci baharını yaşıyor Deneyimli futbolcu Kazım Kazım, İngiltere Championship ekiplerinden Derby County'de son dönemde gösterdiği üstün performansla adından sıklıkla söz ettiriyor. İngiltere Championship ekiplerinden Derby County'de forma giyen Kazım Kazım, son dönemde gösterdiği üstün performansla takımını sırtlıyor.Eski İngiliz yıldız futbolcu Wayne Rooney'nin Derby County'de teknik direktörlüğe getirilmesiyle kariyerinde yeniden çıkışa geçen 34 yaşındaki Kazım, son maçlarda attığı kritik gollerle takımının ligde kalma mücadelesine önemli katkı sağlıyor.Son olarak bu hafta Derby County ile Nottingham Forest arasında oynanan "Doğu Midlands" derbisinde takımı 1-0 gerideyken 84. dakikada attığı golle skoru 1-1'e getirerek maçın skorunu belirleyen Kazım Kazım, takımının maçta puan elde etmesinde başrolü oynadı.WAYNE ROONEY'NİN GÜVENİNİ KAZANDIBir dönem Fenerbahçe'yi de çalıştıran teknik direktör Philip Cocu'nun tavsiyesiyle geçen yıl ekim ayında Derby County'nin kadrosuna katılan Kazım Kazım, Hollandalı teknik adamın aldığı kötü sonuçlar nedeniyle görevine son verilmesinin ardından yerine getirilen Wayne Rooney'nin gelişiyle kariyerinde çıkışa geçti.Kariyerinde ilk kez teknik direktörlük görevi üstlenen Rooney'nin tercihiyle aralık ayından itibaren maçlara ilk 11'de başlayan Kazım Kazım, bugüne kadar 7 gole imza atarak takımının en skorer oyuncusu konumuna geldi.Üstün performansıyla taraftarın en güvendiği oyuncular arasına kısa sürede adını yazdıran Kazım Kazımlı Derby County, 24 takımın yer aldığı ligde 38 puan toplayarak küme düşme hattından 18'inciliğe kadar yükseldi.KAZIM KARİYER REKORUNU KIRABİLİRKazım Kazım, bu sezon kariyerinin en iyi performanslarından birine şimdiden imza attı.Kariyerinin en iyi performansını Hollanda temsilcisi Feyenoord'da 2014-15 sezonunda ligi 11 golle tamamlayarak elde eden Kazım, bu sezon 5 gol daha atması halinde kariyer rekorunu kıracak.YENİ SÖZLEŞME İMZALANDIÜstün performansının ardından taraftarın, teknik ekip ve yönetimin tam desteğini alan Kazım'ın sezon sonunda bitecek sözleşmesi de uzatıldı.Nottingham Forest maçı öncesinde Derby County yönetimiyle anlaşmaya varan Kazım, İngiltere temsilcisinde gelecek sezon da forma giyecek.Kazım'ın performansından övgüyle bahseden Rooney, "Bizimle bir sezon daha kalmayı hak etti. Performansı gerçekten mükemmel. Karakteri ve lider özelliğiyle soyunma odasında takımını da ateşliyor. Sözleşme yenileme konusunda elimizi çabuk tuttuk çünkü onun burada kalması, bizim için çok önemli. Oyuncuların farklı karakter ve yetenekleri olmasını anlıyorum. Kazım, performansının yanı sıra liderlik özelliğiyle de bizim için çok anlam ifade ediyor." değerlendirmesinde bulundu.KARİYERİNE İNGİLİZ TAKIMLARININ ALTYAPISINDA BAŞLADITürk futbolseverlerin yakından tanıdığı oyuncular arasında yer alan Kazım Kazım, Fenerbahçe'de 2007-2011, Galatasaray'da 2011-2013, Bursaspor'da ise 2013-2014 sezonlarında forma giydi.Türk anne ve İngiliz babanın çocuğu olarak 26 Ağustos 1986'da Londra'da dünyaya gelen o zamanki adıyla Colin Kazım-Richards, futbol kariyerine 1995 yılında Interwood takımının altyapısında başladı.Yüksek tekniği ve gol yollarındaki becerisiyle kısa sürede dikkati çeken Kazım, Queens Park Rangers ve Arsenal altyapılarında eğitimini tamamlamasının ardından Bury takımıyla profesyonel sözleşme imzalayarak yeşil sahalara adım attı.Henüz 18 yaşındayken 2005'te Brighton & Hove Albion'a, bir sezon sonra ise Sheffield United'a transfer olan Colin Kazım-Richards'ın yolu, Türkiye ile ilk kez 2007 yılında kesişti.Avrupa'nın en yetenekli genç oyuncuları arasında gösterilmesinin ardından Fenerbahçe, 2007 yılında 1,90 milyon avro bonservis bedeli karşılığında Türk oyuncuyu kadrosuna kattı.Sarı-lacivertli kulüpte 104 maçta 11 kez ağları sarsan ve ismini değiştiren Kazım, ilk kez 2007 yılında formasını giydiği milli takımda ise 37 karşılaşmada görev aldı.FENERBAHÇE'NİN ARDINDAN GALATASARAY İLE ANLAŞTIFenerbahçe'nin 2010'da Fransa temsilcisi Toulouse'a kiralamasının ardından 2011 yılında ikinci kez Türkiye'ye dönen Kazım Kazım, bu kez Galatasaray ile sözleşme imzaladı.Kazım Kazım, inişli çıkışlı form grafiği nedeniyle bu dönemde Yunanistan'ın Olympiakos ve İngiltere'nin Blackburn Rovers takımlarına kiralandı.Sarı-kırmızılı ekipte 35 karşılaşmada 7 kez ağları sarsan Kazım'ın Süper Lig'deki son durağı ise Bursaspor oldu. Yeşil-beyazlı ekipte 21 maçta 2 gole imza atan Kazım, kariyerinin sonraki yıllarında da birçok kez takım değiştirdi.Avrupa'da Hollanda'nın Feyenoord ve İskoçya'nın Celtic takımlarında görev almasının ardından kıta değiştiren Kazım, 2016 yılında Güney Amerika ülkesi Brezilya'nın Coritiba ve sonrasında Corinthians takımlarının kadrosunda yer aldı.Brezilya'nın ardından Kuzey Amerika'daki Meksika kulüplerinin ilgisini çeken deneyimli futbolcu, 2018 yılından itibaren Lobos BUAP, Tiburones Rojos ve Pachuca takımlarında forma giydi.Kazım Kazım'ın kariyeri boyunca forma giydiği kulüpler ve attığı gollerin sayısı şöyle:KulüpMaç sayısıGol sayısıFenerbahçe10411Feyenoord4914Brighton & Hove Albion456Galatasaray357Blackburn Rovers315Tiburones Rojos309Bury303Sheffield United291Derby County257Coritiba253Bursaspor212Toulouse182Corinthians181Pachuca166Celtic132Lobos BUAP103Olympiakos91 AAHevesle ilk kez otomobil aldı, hayatınınşokunu yaşadı
Hevesle ilk kez otomobil aldı, hayatının şokunu yaşadı Bağcılar'da, intertnet sitesinden beğenerek aldığı otomobilin hasarlı olduğunu öğrenen kadın "Bize göstermiş oldukları ekspertiz raporunu gördükten sonra güvendik kendilerine. Aracı 3 Şubat'ta aldım ama maalesef araç değil hurda almışım, dolandırılmışım "dedi. Bağcılar'da yaşayan ve özel bir şirkette çalışan Ayşegül Kızılkaya, 3 Şubat'ta bir internet sitesinde bulduğu otomobili, ilan sahibi Mahmut B., ile iletişime geçtikten sonra kredi çekerek 69 bin liraya satın aldı. Araçtan sürekli beyaz duman çıkması üzerine Kızılkaya, ekspertiz firmasına inceleme için götürdüğü otomobilin motorunun satılmadan önce değiştirildiğini ve başka birçok hasarının olduğunu öğrenerek büyük şok yaşadı."EŞİM KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYOR, PARAYA İHTİYACIM VAR' DEDİ"Ayşegül Kızılkaya, yaşadıklarını şu şekilde anlattı:"Bir internet sitesinde aracın ilanını görerek, ilan sahibini aradım. Eşinin kanser tedavisi gördüğünü söylediği için kendisiyle Çapa'da buluştuk. Paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Biz de üzüldük kendisine ve aracı almaya gittiğimizde aracın başında bir kişi daha vardı. Muhtemelen işbirliği yaptılar. Çünkü galerici olduğunu, aracın bize uygun ve almamız gerektiğini söyledi. Araçta bir şey olmadığını sağlam olduğunu söyledi. Birkaç gün önce yapılmış ekspertiz raporunu gösterdiler bana. Bunlar da bizi gerçekten etkiledi. Saat 15.00 sıralarıydı, noter kapanacak diye biraz acele ettik. Ben de kendim eksperti'e götürmek istedim, satıcı bana dün yaptırdığını söyledi. Eşi de kanser tedavisi gördüğü için ve bize göstermiş oldukları ekspertiz raporunu gördükten sonra güvendik kendilerine. Aracı 3 Şubat'ta aldım. Ama maalesef araç değil hurda almışım ve dolandırılmışım. Bunu da ekspertiz'e getirince öğrendim. "/Archive%5C2021%5C2%5C28%5C132919851--hevesle-ilk-kez-otomobil-aldi-hayatinin-sokunu-yasadi_8.jpg"BÜYÜK BİR HEVESLE ALDIM"Kızılkaya, "Araç beyaz bir duman çıkarıyordu. İlk başta satıcı bunun bana normal olduğunu söyledi. Fakat sürekli beyaz duman çıkarıyordu. Ekspertize gelince motor kapağındaki contanın yandığını ve motorun değiştiğini öğrendik. Ve motoru da bize satmadan bir gün önce değiştirmiş. Aracın kapıları değişmiş. Araba bayağı bir hasar almış. Sağında solunda eklemeler ve düzeltmeler var. Satıcıya durumu izah ettik. Kendisi aracı sattığını ve geri alamayacağını, aracın bu sorunlarının olduğunu kendisinin de bilmediğini söyledi. Ben ilk defa bir araç alıyorum. Büyük bir hevesle aldım. Çocuklarıma bir yatırım olsun diye aldım" dedi. /Archive%5C2021%5C2%5C28%5C132918538--hevesle-ilk-kez-otomobil-aldi-hayatinin-sokunu-yasadi_2.jpgGÜVENDİĞİNİZ FİRMALARA GÖTÜRÜP GÖSTERİNEkspertiz firması yetkilisi Uğur Çiftçileli, "Araç bize geldiğinde, araçta sadece yüzeysel bir boya olduğunu ve herhangi bir hasar olmadığını söylediler. Aracı detaylı bir şekilde incelediğimizde aracın sağ arka direğinde, tavan iç sacında, orta direğinde işlemlerin olduğunu gördük. Ve sağ ön podyesinde, sağ ön çamurluk bağlantı sacında, sağ arka şasesinin bağlantı saçlarında işlemler olduğunu gördük. Aracın motor testlerine baktığımızda conta yanığının olduğunu tespit ettik. Motor alt yağ kartelinin kırık ve onarımlı olduğunu fark edip hanımefendiye bütün raporlarımızı sunduk. Kim ekspertiz yaptırırsa yaptırsın bildiğiniz ve güvendiğiniz firmalara götürerek daha güvenli bir araç alabilirsiniz" diye konuştu. DHACHP'de 'onlineüyelik' başvurusu 156 bini geçti
CHP'de 'online üyelik' başvurusu 156 bini geçti CHP’yi ‘Online Üyelik Sistemi’ üzerinden başvuruda bulunanlardan 62 bin 265'i asıl üye olarak kütüğe kaydolurken, partinin 26 Şubat 2021 itibarıyla üye sayısı 1 milyon 252 bin 122'ye ulaştı. İstanbul, İzmir ve Ankara ise en fazla üyenin bulunduğu iller oldu. CHP'nin Online Üyelik Sistemi üzerinden partiye 156 bin 140 kişi başvuruda bulunurken, bunlardan 62 bin 265'i asıl üye olarak kütüğe kaydedildi.AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 18. Olağanüstü Kurultay kararıyla tüzükte yapılan değişiklik sonrasında partide, elektronik yolla üyelik başvurusu alınıyor.Bu kanalla başvuranlardan, kabulünde engel olmayanların üyeliklerine ise Merkez Yönetim Kurulunca karar veriliyor.CHP'ye Online Üyelik Sistemi üzerinden 8 Temmuz 2014'ten itibaren 156 bin 140 kişi üyelik başvurusu yaptı, bunlardan 62 bin 265'i asıl olarak üye kütüğünde kayıt altına alındı.Üyeliğe başvuran 8 bin 225 kişi ile üyelik süreçlerinde bu aşamada eksiklikler bulunan 69 bin 236 kişinin ise üyelik işlemleri sürüyor.Üyelik başvurusunda bulunup üyelikleri çeşitli nedenlerle düşenlerin sayısı ise 16 bin 414 oldu.EN ÇOK ÜYESİ OLAN İLÇE ÇANKAYAYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklanan rakamlara göre, vefat ya da istifa gibi nedenlerle üye kütüğünden kaydı silinenler düşüldükten sonra 26 Şubat 2021 itibarıyla CHP'nin üye sayısı 1 milyon 252 bin 122 oldu.Üyelerin illere dağılımına göre, 277 bin üye ile İstanbul ilk sırada yer alırken, İzmir 161 bin üye ile İstanbul'u takip etti.CHP'nin Ankara'da 83 bin, Adana'da 45 bin, Mersin'de 42 bin, Muğla'da 35 bin, Aydın'da 35 bin, Hatay'da 31 bin, Bursa'da ise 31 bin üyesi bulunuyor.Partinin en az üyesi 470 ile Bayburt'ta kayda geçerken, bu ili 602 üyeyle Siirt, 751 üyeyle Iğdır, 868 üyeyle Kilis, 978 üyeyle de Çankırı izledi.CHP'nin ilçe bazında en çok üyesi ise 22 bin ile Ankara'nın merkez Çankaya ilçesi oldu. Çankaya'yı 19 binle İzmir'in Buca, 18 binle Adana'nın Seyhan, 17 binle Ankara'nın Mamak, 16 binle İstanbul'un Kartal, 15 bin 500 üye ile de İzmir'in Bornova ilçesi takip etti.Ülke genelinde 973 ilçeden 43'ünde üye sayısı 50'den düşük olan CHP'nin, Siirt Tillo'da 2 üyesi kayıtlıyken, Sivas Doğanşar'da 7, Çankırı Yapraklı'da 10, Konya Yalıhüyük'te 12, Erzurum Uzundere'de 19 üyesi bulunuyor.CHP'nin 50 ve üzeri üyesi olan ilçe sayısı 130, 100 ve üzeri üyesi olan ilçe sayısı 407, 500 ve üzeri üyesi olan ilçe sayısı 131, 1000 ve üzeri üyesi olan ilçe sayısı 193, 5 bin ve üzeri üyesi olan ilçe sayısı 48, 10 bin ve üzeri üyesi olan ilçe sayısı ise 21 olarak kayda geçti. cumhuriyet.com.trTrabzonspor-Fenerbahçe maçına flaşVAR ataması
Trabzonspor-Fenerbahçe maçına flaş VAR ataması Trabzonspor-Fenerbahçe maçının VAR hakemi Cüneyt Çakır oldu. Süper Lig'in 27. haftasında bugün oynanacak Trabzonspor-Fenerbahçe maçında Video Yardımcı Hakem (VAR) görevini Cüneyt Çakır üstlenecek.Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Medical Park Stadı'nda oynanacak ve saat 19.00'da başlayacak mücadelede Cüneyt Çakır, VAR hakemi olarak görevlendirildi.Mücadelede, Video Yardımcı Hakem Asistanlığı (AVAR) görevini ise Halil Umut Meler ve Mustafa Emre Eyisoy yapacak. AAÇelik: 'Gömün, yakın bu evi”gibi sözler adamöldürmeye teşebbüstür'
Çelik: 'Gömün, yakın bu evi” gibi sözler adam öldürmeye teşebbüstür' Çubuk’ta şehit cenazesine katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi davasının ikinci duruşması yarın görülecek. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, davanın eninde sonunda ağır ceza mahkemesine gönderileceğini belirterek, sanıkların “Gömün, yakın bu evi” gibi sözlerinin adam öldürmeye teşebbüs suçunun göstergesi olduğunu söyledi. Çukurca'da şehit düşen Piyade Er Yener Kırıkçı'nın 21 Nisan 2019 Pazar günü Akkuzulu Köyü'ndeki cenaze namazına katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyetine yönelik "linç girişimi"ne ilişkin 21 kişi hakkında hazırlanan ikinci iddianame Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.İlk iddianamedeki 36’sı yetişkin hakkındaki davaya bu 21 kişi daha eklendi. Linç girişimine ilişkin 10 çocuğun yargılaması ise ayrı yürütülüyor. Son eklenen 21 kişiyle beraber Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminden yargılanan sanık sayısı 67 kişiye çıktı.Çubuk’taki davanın ilk duruşması yarın görülecek ve 30 Kasım 2020 tarihindeki ilk duruşmaya mazeret bildirerek katılmayan sanıklar savunma yapacak. Ayrıca müşteki sıfatıyla CHP Genel Başkan Başdanışmanları Deniz Demir, Kenan Nuhut, CHP Ankara Milletvekilleri Yıldırım Kaya, Murat Emir ve CHP çalışanı Barış Bozkurt dinlenecek.Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, davanın ‘adam öldürmeye teşebbüs’ suçundan ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Yargılama eni sonunda ağır cezaya gidecek. Bu talepten azla vazgeçmeyeceğiz. 21 kişiyle ilgili iddianamede de açığa çıktı.Sanıklardan biri ‘Gömün’ diyor. Gömün ne demektir? Önceki iddianamede de insanların ‘Yakın bu evi’ diye bağrıştıkları bir ortamda, genel başkanımıza 2 saatlik linç girişiminin olduğu aşamada, siz kalkıp bu eyleme adam öldürmeye teşebbüs diyemezsiniz” diye konuştu.‘PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’Çelik, geçen duruşmada asliye cezaya yaptıkları görevsizlik talebinin mahkeme tarafından ‘şimdilik’ reddedildiğini söyleyerek, “Siyasi baskı azalırsa ya da siyasi baskının üzerinden gelecek yargı iradesi ortaya konabilirse, elbette görevsizlik verilecek. Ama şu an vermeseler bile istinaftan bunun dönme olasılığı olacak. İstinafa gittiğinde yargılamanın ağır ceza mahkemesinde yapılması gereği yine ortaya konursa, dosya ağır ceza mahkemesine gönderilecek. Biz bunun peşini bırakmayacağız” dedi.‘AKP’Lİ SİYASİYE YAPILMIŞ OLSA, TUTUKLANIRLARDI’Çelik soruşturma savcısının ‘etkin ve düzgün’ bir soruşturma yürütmediğini ifade ederek, 21 kişi hakkındaki yeni iddianamenin de kendilerini ısrarlı takibi sonucu hazırlandığına dikkat çekti. Çelik, Kılıçdaroğlu’na saldıran kişilerle ilgili tek tek bilgi elde ederek savcılığa sunduklarını belirterek, şöyle dedi:“Saldırının üzerinden bu kadar süre geçtikten sonra ek iddianame düzenleniyorsa, ilk iddianamenin tek başına etkin bir iddianame olmadığı açığa çıkıyor. Bu linç girişimi AKP’li bir siyasiye yapılmış olsaydı, yer yerinden oynardı. O savcı derhal her türlü davayı açmış olur, bütün kolluk güçleri çaba içinde bulunurdu. Bütün sanıklar hakkında dava açılır, o insanların tamamı tutuklanırdı.” cumhuriyet.com.tr