Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 07.19.2025, 12:43 AM (GMT)

News - Haberler

ORSAM'dan Covid-19 araştırması: 'Türkiye'de yaşan Arapların devlete güveni arttı'

ORSAM'dan Covid-19 araştırması: 'Türkiye'de yaşan Arapların devlete güveni arttı' Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) tarafından yayımlanan "Arap Dünyasında Covid-19 pandemisinin Sosyo-Ekonomik Etkileri" başlıklı raporda, Covid-19'un Arap ülkelerini etkileme şekli incelendi. Rapora göre; devlete güvenin en zayıf olduğu ülkeler, Irak, Yemen ve Libya iken, güvenin en çok arttığını söyleyenler ise Ürdün ve Türkiye'de yaşayan Araplar oldu. Araştırma kapsamında Irak, Mısır, Cezayir, Ürdün, Libya, Tunus, Fas, Lübnan, Yemen ve Filistin ile Türkiye'de yaşayan Araplardan olmak üzere toplamda 1535 kişiden internet üzerinden çevrim içi anket tekniği ile veri toplandı.Covid-19 salgınının Arap toplumlarındaki etkilerini ölçmek üzere katılımcılara "devlete, devlet başkanlarına, dine ve bilime olan güveninin" ve çeşitli değişkenlerin etkisini tespit etmeye yönelik sorular yöneltildi.Salgın sürecinde Arap halklarının devlete olan güveninde büyük oranda düşüş kaydedildiği gözlemlendi. Ankete katılanların yüzde 67,4'ü salgın sonrası devlete olan güveninin azaldığını belirtirken, güveninin arttığını söyleyenlerin oranı yüzde 15,5'te kaldı.KAOSUN DEVAM ETTİĞİ ÜLKELERDE DEVLETE GÜVEN ZAYIFDevlete güvenin en zayıf olduğu ülkeler, diğer sorunların yanında kaos ve iç çatışmaların halen devam ettiği Irak, Yemen ve Libya iken, güvenin en çok arttığını söyleyenler ise Ürdün ve Türkiye'de yaşayan Araplar oldu.Devletlere en az güvenenlerin 30 yaş ve altı gençler olduğu görülürken, erkeklerin kadınlara oranla devlete daha az güvendiği tespit edildi. Gelire göre, devlete en az güvenenler işsizler, düşük gelirliler, en çok güvenenler ise emekliler ve yüksek gelirliler olarak belirlendi.Araştırmada, "devlet sistemleri ve kurumlarının yöneticiler ile özdeşleşmiş" olması nedeniyle, devlet başkanlarına olan güvende de benzer şekilde bir yansıma tespit edildi.DEVLET BAŞKANLARINA GÜVEN AZALDIAnketi cevaplayanların yüzde 54,3'ü salgın sürecinde devlet başkanlarına güvenlerinin azaldığını ifade etti. Arttığını söyleyenler ise sadece yüzde 22,7'de kaldı.Erkeklerde devlet başkanına güven düşüşü kadınlardan daha fazla olurken, devlet başkanına güvenleri artanlar sırasıyla Türkiye'de yaşayan Araplar, Ürdün, Tunus ve Fas olarak sıralandı. Bu konuda en çok güvensizliğin olduğu ülkeler ise benzer şekilde devlete olan güvenin en az olduğu Irak, Yemen ve Libya'da ortaya çıktı.Anket sorularını cevaplayanların yüzde 84,1'i dine olan güveninin salgın sonrası arttığını belirtirken, azaldığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 5,4 olarak kayıtlara geçti. Rapora göre, dine güvende yaş, cinsiyet, hanenin gelir durumu, yapılan iş ya da eğitim gibi çeşitli değişkenlerde anlamlı bir farklılaşma bulunamadı.LİBYA VE MISIR’DA DİNE GÜVEN ARTTIDine güveninin arttığını söyleyenlere en fazla iç savaş ve yakın dönemde darbe yaşayan Libya ve Mısır'da rastlandı. Öte yandan, dine en az güven Irak'ta görüldü.EĞİTİM SEVİYESİ YÜKSELDİKÇE BİLİME GÜVEN ARTIYORAnketi cevaplayanların yüzde 64,8'i salgın sonrası bilime olan güveninin arttığını belirtirken, yüzde 13,8'lik bir kesim ise, güveninin azaldığını kaydetti.Erkekler arasında "bilime güvenim arttı" diyenlerin oranı kadınlara göre daha fazla bulundu. Bununla beraber, eğitim seviyesi arttıkça bilime duyulan güvenin de arttığı belirlendi. Buna göre, ilköğretim mezunlarının yüzde 31,3'ü bilime güveninin arttığını belirtirken, yüksek lisans ve üstü eğitime sahip olanlarda bu oran yüzde 74,4 olarak kayıtlara geçti. cumhuriyet.com.tr

Çiğli Belediyesi'ne Avrupa’dan 'Yerel demokrasi'ödülü

Çiğli Belediyesi'ne Avrupa’dan 'Yerel demokrasi' ödülü Çiğli Belediyesi, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi tarafından verilen “Avrupa Yerel Demokrasi Sertifikası” ödülünü 2020 yılının ardından 2021 yılında da kazandı. Çiğli Belediyesi, 47 ülkenin üye olduğu Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi tarafından verilen Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden biri olan Avrupa Yerel Demokrasi Sertifikası ödülünü ikinci kez kazandı. 2020 yılı içerisinde hayata geçirilen İşte Çiğli projesi, Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında düzenlenen online spor ve konser etkinlikleri, sportif yatırım ve planlamalar ile katılımcı demokrasi uygulamaları ödülün kazanılmasında etkili oldu. Çiğli Belediyesi Avrupa Konseyi tarafından 26 Mart tarihinde düzenlenecek koordinasyon toplantısının ardından ödülünü alacak.Ortak akılla hayata geçirildikleri hizmet ve projelerin ödülün Çiğli’ye ikinci kez gelmesi noktasında fark yarattığını ifade eden Başkan Utku Gümrükçü, “Göreve gelirken ‘yaptım oldu’ zihniyetini kaldırarak kentimizin geleceği için alınacak her kararı istişare ve iş birliği içerisinde alacağımızın sözünü vermiştik. Düzenlediğimiz 500 gün sunumlarımızla da bu sözümüzü yerine getirdik. Çiğlimize kazandırdığımız hizmet ve projeleri tüm detaylarıyla siyasi parti örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına, muhtarlarımıza, dernek ve vakıf temsilcilerine, Belediye personellerimize anlattık. Görüş, öneri ve şikayetlerini dinledik. Gelen bu önerileri dikkate alarak hizmet etmeye devam ettik” dedi. Çiğlili çocuk ve gençlerin kaliteli eğitim alması amacıyla yoğun mesai yaptıklarını belirten Başkan Gümrükçü, “Covid-19 salgını toplum sağlığımızı olduğu kadar, çocuklarımızın eğitimini de olumsuz etkiledi. Bu süreçte öğrencilerimizin derslerinden geri kalmaması adına okul aile birliği yöneticileriyle düzenli olarak toplantılar yaptık. Atılması gereken adımları kararlaştırdık. Bunun yanı sıra ilçemiz sınırları içerisindeki okullarımızın fiziki ihtiyaçlarını belirleyerek bir an önce karşılanması noktasında çalışmalarda bulunduk. Çocuklarımızın geleceğe rahat, güvenilir ve huzurlu bir ortamda hazırlanması adına çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu. Temel Belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra yerel anlamda istihdama destek olmak adına İşte Çiğli ofisini kurduklarını söyleyen Gümrükçü, “En önemli toplumsal sorunlarımızın başında gelen işsizlik sıkıntısı pandemi süreciyle birlikte iyice arttı. Çiğli Belediyesi olarak, ilçemiz sınırları içerisinde yer alan Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin potansiyelini de doğru değerlendirmek için işverenler ile işbirliği yaparak İşte Çiğli istihdama destek ofisimizi kurduk. AOSB’nin yanı sıra çevre ilçelerden ve kentlerden firmlarla görüşmelerde bulunuyoruz. İşverenler ile iş arayan vatandaşlarımızı Pandemi koşullarına da uygun olarak online platformda bir araya getiriyoruz. İş arayan vatandaşlarımıza CV hazırlama eğitimleri veriyoruz. Üniversite öğrencilerini iş yaşamına hazırlayacak eğitimler düzenliyoruz. Kentimizin genç nüfusu ile iş potansiyelini üretim kapasitesine doğru yansıtabilmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.  İZMİR / Cumhuriyet

Trabzon'da, cezasıkesinleşen eski Emniyet Müdürleri yakalandı

Trabzon'da, cezası kesinleşen eski Emniyet Müdürleri yakalandı Trabzon’da düzenlenen operasyonda, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında kesinleşmiş 7 yıl 6 ay hapis cezası bulunan eski emniyet müdürleri A.U. ve C.P. gözaltına alındı. Trabzon Emniyet Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan haklarında kesinleşmiş 7 yıl 6 ay hapis cezası bulunan eski emniyet müdürleri A.U. ve C.P.'yi teknik takibe aldı. Düzenlenen operasyonda biri saklandığı evde, diğeri ise arabasında yakalanarak gözaltına alındı. Trabzon Emniyet Müdürlüğü sosyal medya hesabından operasyonu "Kaçamayacaksınız" başlığı ile paylaştı./Archive/2021/2/25/125122531-7646f1e78297ffa7f4b0226e36ac8b74.jpg (DHA)

Çin lideri "Aşırıyoksulluk bitirildi" dedi

Çin lideri "Aşırı yoksulluk bitirildi" dedi Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ülkede aşırı yoksulluğun bitirildiğini açıkladı. Kırsal bölgelerde geçen 8 yılda yaklaşık 100 milyon kişinin "aşırı yoksulluk” seviyesinden kurtarıldığını belirten Çin lideri Şi, aynı dönemde yoksullukla mücadele çalışmaları çerçevesinde yaklaşık 1,6 trilyon yuan (yaklaşık 246 milyar dolar) tutarında yatırım yapıldığını aktardı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ülkede aşırı yoksulluğun bitirildiğini açıkladı.Xinhua ajansının haberine göre Şi, başkent Pekin’de yaptığı açıklamada "Aşırı yoksulluğun kökünün kazındığını" duyurdu. Kırsal bölgelerde geçen 8 yılda yaklaşık 100 milyon kişinin "Aşırı yoksulluk” seviyesinden kurtarıldığını belirten Çin lideri Şi, aynı dönemde yoksullukla mücadele çalışmaları çerçevesinde yaklaşık 1,6 trilyon yuan (yaklaşık 246 milyar dolar) tutarında yatırım yapıldığını aktardı."Kırsal bölgelerde yoksulluğu yok etmek, tüm taraflarıyla orta seviyeli bir refah toplumu inşa etme hedefinin başarılmasına kilit önemde katkıda sağlar." ifadesini kullanan Şi, yoksulluğun bitirilmesinde ÇKP’nin liderliği ve ülkenin sosyalist yönetim sisteminin getirdiği avantajlardan övgüyle bahsetti.Çin’de aşırı yoksulluk sınırında yaşayan insanların yıllık geliri 4 bin yuandan az (yaklaşık 620 dolar) olarak tanımlanırken Dünya Bankası tanımlamasına göre yıllık geliri yaklaşık 694 dolar altında bulunanlar aşırı yoksul kabul ediliyor.Çin Başbakanı Li Kıçiang, Mayıs 2020'de yaptığı açıklamada nüfusun yaklaşık 600 milyonunun aylık gelirinin 1000 yuanın (yaklaşık 155 dolar) altında olduğunu açıklamıştı. AA

Guardian'danÇakıcıanalizi: Erdoğan'ın başkaçaresi yok

Guardian'dan Çakıcı analizi: Erdoğan'ın başka çaresi yok İngiliz Guardian gazetesinde Bethan McKernan imzasıyla çıkan "Türk gangsterler gölgelerden sıyrılıp kamusal alana çıkıyor" başlıklı makalede, "Türkiye'nin en kötü şöhretli gangsteri" şeklinde tarif edilen suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın cezaevinden çıkışıyla birlikte Türkiye'de, "karanlık figürlerin kucaklandığı yeni bir siyasi iklimin ortaya çıktığı" öne sürüldü. MHP lideri Devlet Bahçeli ve Çakıcı'nın dostluklarına ilişkin tarihsel anektodların paylaşıldığı makalede, "Geçmişin oyuncuları hapiste ya da dışarıda saklanarak onlarca yıl geçirdikten sonra kamusal alana cesur bir şekilde yeniden giriyorlar..." ifadeleri yer aldı."TÜRK SAĞININ HALK İDOLLERİ""Eroin, Organize Suçlar ve Modern Türkiye'nin İnşası" kitabının yazarı, California Donanma Yüksek Lisans Okulu'ndan Profesör Ryan Gingeras'ın sözlerine de yer verilen makalede Gingeras'ın, "Çakıcı gibi gangsterlerin yeniden ortaya çıkması, mafyanın geri dönüşünü değil, bu adamların Türk sağında halk idolleri haline gelme şeklini temsil ediyor" ifadelerine yer verildi."ERDOĞAN'IN BAŞKA ÇARESİ YOK"McKernan, siyasal İslamcı Erdoğan'ın 'sorunlu müttefiki' olarak nitelendirdiği Bahçeli'nin, seküler tarzda bir milliyetçiliğe inandığını ve bu durumun, önemli iç ve dış politika meselelerinde Erdoğan ile arasında anlaşmazlık yarattığının altını çizdi.McKernan'a göre, "Son 20 yılda diğer bütün potansiyel siyasi ortaklarını yabancılaştıran Erdoğan'ın, AKP'nin popülaritesinin azaldığı bu günlerde, iktidarda kalmak için MHP'ye bağlı kalmaktan başka çaresi yok." cumhuriyet.com.tr

Araştırma: Hangi meslekler içki tüketimine dahaçok meyilli?

Araştırma: Hangi meslekler içki tüketimine daha çok meyilli? Liverpool Üniversitesi’nin araştırması fazla içki tüketimine daha meyilli olan meslekleri ortaya çıkardı. Britanya’da 40-69 yaş aralığındaki insanların incelendiği araştırmada imalat ve inşaat endüstrilerinde çalışan nitelikli işçilerin içki tüketmeye daha meyilli olduğu sonucuna ulaşıldı.Buna karşılık öğretmenlik ve din insanı gibi mesleklerin ağır içici olmaya daha az meyilli olduğu görüldü.Araştırmaya göre bar sahipleri ve işletmecilerinin neredeyse üç kat daha fazla ağır içici olma ihtimali var.Ağır içici olma ihtimali en düşük olan meslek grupları din insanları, fizikçiler, jeologlar, meteorologlar ve sağlık çalışanları olarak sıralandı.Araştırmacılar 100 binin üzerinde yetişkinin 2006-2010 yılları arasında haftalık ya da aylık içki tüketimlerini analiz etti.17 bin 907 kişi ağır içiçi olarak kategorize edildi.Araştırmacılar bulgularının, halk sağlığına yönelik politikaların belirlenmesi ve içki tüketimin azaltılmasında meslek temelli uygulamalar için kullanılabileceğini belirtti.Kaynak: Diken cumhuriyet.com.tr

Kılıçdaroğluçiftçilere seslendi: Ne yaparlarsa yapsınlar inandığım yoldan bizi döndüremeyecekler

Kılıçdaroğlu çiftçilere seslendi: Ne yaparlarsa yapsınlar inandığım yoldan bizi döndüremeyecekler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilere seslenerek, “Sözüm var, o faizlerin tamamını sileceğim. Ne yaparlarsa yapsınlar inandığım yoldan bizi döndüremeyecekler. Halk için çalışacağım, millet için çalışacağım, alın teri döken için çalışacağım, emek harcayan için çalışacağım, çoluk çocuğunun rızkını emeğiyle kazanan insanın hakkı için çalışacağım” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilerin çok zor şartlarda üretim yaptığını dile getirerek, çiftçilerin sorunlarına yönelik çözüm önerilerini sıraladı.Kılıçdaroğlu, Aksaray programı kapsamında ilk olarak Yeşiltepe beldesini ziyaret etti.Belediye Başkanı Tahsin Çelik ile makamında bir süre görüşen Kılıçdaroğlu, daha sonra belde meydanında çiftçilerle bir araya geldi.‘ÇİFTÇİ 20 KAT FAKİRLEŞTİ’Kılıçdaroğlu, çiftçinin 20 kat fakirleştiğini dile getirerek, "Araban olmayabilir ama günde 3 öğün yemek yemek zorundasın. Bizi besleyecek olan kim? Çiftçiler. Her alanda üreten çiftçilere destek olmak zorundayız. Eğer bir ülke buğdayını, arpasını, mercimeğini, nohudunu, baklasını, canlı hayvanını, etini dışarıdan ithal ediyorsa o ülke iflah olmaz" diye konuştu.Çiftçinin çalışmak, üretmek, ürettiğinin karşılığını almak, huzur içinde yaşamak istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu imkanın sağlanmadığını, bundan sonra da sağlanmayacağını ifade etti.Kılıçdaroğlu, çiftçinin önce Allah'a sonra kendisine, en sonda da CHP'ye güvenmesi gerektiğini belirterek, CHP'nin bunların tamamını sağlayacağını kaydetti. 2006'da çıkan kanun gereği çiftçiye her yıl milli gelirin en az yüzde 1'i oranında destek verilmesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:‘İNANDIĞIM YOLDAN BİZİ DÖNDÜREMEYECEKLER’"Sizin devletten 210 milyar lira alacağınız var. Eski parayla 210 katrilyon lira. Bankalara borçlusunuz, Tarım Krediye borçlusunuz. Üstüne faizi bindirdiler, bedel ödeyeceksiniz. Nasıl ödeyeceksiniz? Sözüm var, o faizlerin tamamını sileceğim, sadece anaparayı ödeyeceksiniz. Ne yaparlarsa yapsınlar inandığım yoldan bizi döndüremeyecekler. Halk için çalışacağım, millet için çalışacağım, alın teri döken için çalışacağım, emek harcayan için çalışacağım, çoluk çocuğunun rızkını emeğiyle kazanan insanın hakkı için çalışacağım, adalet için çalışacağım."Kılıçdaroğlu, hükümetin çalışana 2 bin 890 lira asgari ücret verdiğini ancak Yeşiltepe Belediyesinde asgari ücretin 3 bin 500 lira olduğunu aktardı.En çok mağdur edilenlerden birinin de esnaf olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:"Dükkanı kapattın, kahveyi kapattın, pastaneyi kapattın, her tarafı kapattın. Peki bu insan nasıl geçinecek? Bu sosyal devlet nerede? Kim esnafın, çiftçinin, üretenin hakkını savunacak. Ben sadece bir şey istiyorum, bu memlekete huzur gelsin. 10 milyonun üzerinde işsizimiz var. Eğer patates üreticisi ektiği patatesi satamıyorsa, eğer buğday üreticisi ürettiği ektiği buğdayın karşılığını alamıyorsa nasıl geçinecek bu insanlar? Görev kime düşüyor? Bana düşen görevi ben elimden geldiği kadarıyla yapmaya çalışıyorum. Size de görev düşüyor. Oturup hepimizin düşünmesi lazım. 19 yıldır memleketi yönetenler nasıl bu hale getirdiler Türkiye'yi?"Kılıçdaroğlu, daha sonra üretim merkezlerini ziyaret etti. AA

Bakan Selçuk: Okullarıpeyderpey açma kararımız devam ediyor

Bakan Selçuk: Okulları peyderpey açma kararımız devam ediyor Edirne'de 6 okul ve 156 tasarım beceri atölyesinin açılışını gerçekleştiren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, koronavirüs tedbirleri kapsamında okulların peyderpey açılacağını belirterek, "Okulun, çocukların şahsiyetinin gelişmesinde, çocukların sosyalleşmesindeki etkisi asla yadsınamaz ve bu çerçevede de sağlık anlamında herhangi bir riske girmeksizin, sadece bilimin verileriyle hareket ederek, okullarımızı peyderpey açmak noktasında kararımız da devam ediyor" dedi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yapımı tamamlanan eğitim tesislerini açılışı ve okul ziyaretlerinde bulunmak için Edirne'ye geldi. Vali Ekrem Canalp'ın karşıladığı Selçuk, ilk olarak Tayakadın köyünde bulunan Şehit Cem Havale İlk ve Ortaokulu'nu ziyaret ederek, öğrenci ve öğretmenlerle bir araya geldi. Sınıfları gezen Selçuk, okul bahçesinde öğrencilerin sosyal mesafeli oyununa eşlik etti. Edirnespor Başkanı Savaş Üner'in Edirnespor forması hediye ettiği Selçuk, okul ziyaretinin ardından köylülerle sohbet etti.'OKULLARI PEYDERPEY AÇMA KARARIMIZ DEVAM EDİYOR' Okulların çocukların şahsiyetinin gelişmesinde, sosyalleşmesindeki etkisinin yadsınamayacağını da belirten Bakan Selçuk, "Okulları sadece fiziksel binalar olarak ya da sadece derslerin işlenip de hemen dışarı çıkıldığı bir ortam olarak elbette görmüyoruz. Okul bir hayat sahnesidir, bir yaşam alanıdır. Okulun, çocukların şahsiyetinin gelişmesinde, çocukların sosyalleşmesindeki etkisi asla yadsınamaz ve bu çerçevede de sağlık anlamında herhangi bir riske girmeksizin, sadece bilimin verileriyle hareket ederek, okullarımızı peyderpey açmak noktasında kararımız da devam ediyor. Bunu elbette öğretmenlerle, okul yöneticileriyle yapıyoruz. Hepsine teşekkür borçluyum. Bu zor zamanda, salgın zamanında hiç kimseyi çaresiz bırakmadan, ne yapacağı sorusuyla karşı karşıya bırakmadan ellerinden gelen desteği fazlasıyla gösterdiler. Yüz yüze eğitimden çok daha meşakkatlidir uzaktan eğitim, çok daha zordur. Bu zorluğu gönülden destek vererek, yukarıya taşıyan tüm arkadaşlarımın emekleri için tekrar teşekkür ediyorum. Bir millet ödevi olan, ülke ödevi olan eğitimde işbirliğimizin, beraber hareket etmemizin ne kadar önemli olduğunu tekrar vurgulamakta fayda var" dedi. DHA

Liverpool kalecisi Alisson Becker’in babasıhayatınıkaybetti

Liverpool kalecisi Alisson Becker’in babası hayatını kaybetti Liverpool’un Brezilyalı kalecisi Alisson Becker’in babası Jose Becker yüzmek için girdiği barajda boğularak hayatını kaybetti. İngiltere Premier Lig ekiplerinden Liverpool’un Brezilyalı kalecisi Alisson Becker’in babası Jose Becker yüzmek için girdiği barajda boğularak hayatını kaybetti.Liverpool’un başarılı file bekçisi Alisson Becker, acı bir olayla sarsıldı. Becker’in babası 57 yaşındaki Jose Becker yüzmek için bir baraja girdi. Baba Becker’den bir süre haber alınamayınca güvenlik güçleri arama başlattı. Aramalar neticesinde Jose Becker’in cenazesine ulaşıldı. Polis ekiplerinden yapılan açıklamada Alisson Becker’in babasının boğulma sonucu hayatını kaybettiği belirtildi.Alisson Backer’in formasını giydiği eski kulüpleri Internacional ve Fluminense, "Alisson ve Muriel’in babası Jose Agostinho Becker’in ölüm haberini aldığımız için büyük üzüntü duyuyoruz. Sabır diliyoruz" ifadelerine yer verdi. İHA

Salda Gölüiçin korkutan açıklama:Çekilmeyi gözlerimizle gördük,önlem almak zorundayız

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Salda Gölü için korkutan açıklama: Çekilmeyi gözlerimizle gördük, önlem almak zorundayız Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Salda Gölü'ne ilişkin yaptığı açıklamada "Salda Gölü ve diğer doğal güzelliklerimiz bizim için çok kıymetli. Göldeki çekilmeyi gözlerimizle gördük, önlem almak zorundayız" ifadelerini kullandı. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Yeşilova Belediye Başkanı Mümtaz Şenel, Belediye Başkan Yardımcısı Ali Say, CHP Merkez İlçe Başkanı Serkan Şimşek ve İl Genel Meclis Üyesi Nurettin Korkmaz ile birlikte Türkiye’nin Maldivleri Salda Gölü'nü gezdi."ENDİŞE VERİCİ"Göldeki çekilmeyi inceleyen Başkan Ercengiz, vatandaşların su kullanımına dikkat etmesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Yağışların az olması nedeniyle çekilmeler meydana gelen Salda Gölü ile alakalı tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Başkan Ercengiz, taban sularının göle kavuşması için elinden geleni yapacağını söyledi.Ercengiz, “Bugün Yeşilova ilçemizdeyiz. Geçtiğimiz günlerin ana gündem maddelerinde birisi de Salda Gölü'ndeki çekilme idi. Bugün başkanımızı ziyaret ederken Salda Gölü'nü de görmeden gitmek istemedik. Mevsimsel kuraklığın artmış olması bu yıl kar yağışının bugün itibariyle istediğimiz oranda olmaması özellikle taban suyu ile beslenen Salda Gölü'müzün bu yıl bir miktar çekilmesine sebep olmuş gibi gözüküyor. Bu bizim için endişe vericidir. Suyumuzu her fırsatta daha iktisatlı daha doğru kullanmamız gerektiğini gösterir” diyerek bölgedeki suların göle kavuşması için yapılacak adımları dikkatle takip edeceğini ifade etti."ÜZÜLÜYORUZ ONUN İÇİN DE ÖNLEM ALMAK ZORUNDAYIZ"Salda Gölü ve diğer doğal güzelliklerin önemli olduğunu dile getiren Ercengiz, “Göldeki çekilmeyi gözlerimizle gördük, üzülüyoruz onun için de önlem almak zorundayız. Tabi ki yağmurun yağmasına ve karın yağmasına etki etme şansımız yok, ama biraz önce ifade ettiğim gibi göle kavuşan yüzey sularının ve taban sularının göle kavuşmasın da elimizden geleni yapmak zorundayız” diye konuştu. Başkan Ercengiz daha sonra Beyaz Adalar'daki esnafa hayırlı işler diledi. (İHA)

Kaçakçılık operasyonunda 5 aydır kayıp olan 17 yaşındaki kayıpçocuk bulundu

Kaçakçılık operasyonunda 5 aydır kayıp olan 17 yaşındaki kayıp çocuk bulundu İzmir'in Ödemiş ilçesinde, polisin bir iş yerine yaptığı kaçakçılık operasyonunda, 5 aydır kayıp olduğu öğrenilen C.A. (17) bulundu. Operasyonda ayrıca çok sayıda ruhsatsız silah ele geçirildi. Ödemiş İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, sanayi sitesindeki bir iş yerinde kuru sıkı silahların uç kısımlarının açıldığı bilgisini aldı. Söz konusu iş yerini bir süre teknik ve fiziki takibe alan polis ekipleri, dün öğle saatlerinde adrese operasyon düzenledi. Ekipler, iş yerinde bulunan V.S. ve B.A.'yı gözaltına alırken, iş yerinde bulunan 17 yaşındaki çocuğun da kimlik sorgusu yapıldı. Sorgulama neticesinde, kız çocuğunun 5 aydır aranan C.A. olduğu belirlendi. C.A ve 2 şüpheli emniyete götürülürken, adreste yapılan aramalarda, kuru sıkıdan bozma çok sayıda ruhsatsız silah bulundu. Soruşturma sürüyor. DHA

Cumhurbaşkanlığıdoğrulama platformu kuruyor: Uzmanlar 'Doğru Mu' için ne diyor?

Cumhurbaşkanlığı doğrulama platformu kuruyor: Uzmanlar 'Doğru Mu' için ne diyor? Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Doğru Mu adında bir doğrulama platformunun kurulacağını açıkladı. Uzmanlar ise doğrulama platformlarının temelinde şeffaflık ve bağımsızlık kriterlerinin olduğunu, hükümet tarafından kurulan bir kuruluşun bunu yerine getiremeyeceği görüşünde. Doğrulama platformlarının sayısı, Türkiye'de son yıllarda dünyadakine paralel olarak arttı.En son Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Doğru Mu adında bir doğrulama platformunun kurulacağını açıkladı.Devlete bağlı bir doğrulama platformunun kurulduğu tek ülke Türkiye değil.Ancak uzmanlar, doğrulama platformlarının temelinde şeffaflık ve bağımsızlık kriterleri olduğu için bu durumun bilgi kirliliğinin artmasına yol açabileceği görüşünde.ABD merkezli The International Fact-Checking Network (Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı) Direktörü Baybars Örsek'e göre böyle bir platformun kurulması, Türkiye'de medya ve siyasi atmosferdeki kutuplaşmanın derinliğine dair bir gösterge.Sürecin buraya evrilmesinin talihsiz bir durum olduğunu söyleyen Örsek, "Bizim ağımız içinde bulunan doğrulama kurumlarının siyasi aktörlerden bağımsız editoryal çalışmalarını gerçekleştirmelerini, bağımsızlık ve şeffaflık kriterlerine uymalarını savunuyoruz. Hükümetlerin bu tarz projelerinde bunun karşılanması pek mümkün değil" diyor.Siyasal iletişim ve gazetecilik üzerine dersler veren iletişim akademisyeni Dr. Sarphan Uzunoğlu da, "İletişim Başkanlığı'nın bu alana adım atması Türkiye'nin hakikatini belirleyebilecekleri anlamına gelmiyor. Zira doğrulama kuruluşları güçlerini tarafsızlıkları ve yöntemlerinden alıyor" yorumunda bulunuyor.Türkiye'de ilk doğrulama platformu 2009'da kurulduDoğrulama platformlarının sayısı son 10 yılda bütün dünyada arttı.Doğrulama platformları, yanlış bilgi ve sahte habere karşı farklı yöntemler kullanarak doğru bilgiyi ortaya çıkarmaya çalışan kurumlar olarak tanımlanabilir.Kadir Has Üniversitesi'nden Doç. Dr. H. Akın Ünver, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) için kaleme aldığı "Türkiye'de Doğruluk Kontrolü ve Doğrulama Kuruluşları" adlı araştırmasında Türkiye'deki ilk doğrulama platformunun Yalan Savar olduğunu belirtiyor:"2009 yılında bir grup bilim insanı ve bilim meraklısı tarafından kurulan platform, web ve sosyal medyadaki domuz gribi ile ilgili yanlış iddiaları ve sahte bilimsel içeriği çürüterek yayın hayatına başladı."O günden beri Türkiye'de Malumatfuruş, Evrim Ağacı, Doğruluk Payı, Teyit.org, Günün Yalanları, Fact Checking Turkey, Doğrula gibi doğrulama platformları faaliyete geçti.Siyasete ve medyaya duyulan güvenin azalmasıSiyasal iletişim ve gazetecilik üzerine dersler veren iletişim akademisyeni Dr. Sarphan Uzunoğlu, son yıllarda Türkiye'de doğruluk platformlarının çoğalmasını küresel trendin bir parçası olarak görüyor.Uzunoğlu, 2016 yılında ABD'de Donald Trump'ın başkan seçilmesinin ve İngiltere'de Brexit referandumunun siyasi bir kırılma olduğunu vurguluyor."Bazıları bu kırılmadan, politik aktörler ve medyanın güvenilirlik krizinden kaynaklanan dezenformasyonu sorumlu tutarken bazıları da mevcut siyasi kurumlara olan genel güvensizliğin buna neden olduğunu söylüyor" diyen Uzunoğlu'na göre Türkiye'de de son 20 yılda kurumlara olan inanç yok oldu.Böylece doğrulama platformları, medyanın ve siyasetin güvenilirlik krizine karşı çare olma ümidiyle ortaya çıktı.Hangi doğrulama platformlarına güvenmeli?Ancak bütün doğrulama platformlarının bu amacı taşıdığı söylenemez.Peki doğrulama platformlarının yanlış bilgiyi yaymadığına ve doğru bilgiyi verdiğine nasıl güvenilebilir?Uzunoğlu, "Aslında kolay yanıtlar var. Örneğin IFCN diye bir ağ var ve küresel olarak doğrulamacıların kullanabilecekleri metodolojik bir yapı öneriyor" cevabını veriyor.Halka açık internet siteleri, finansmanları, yönetimleri, içeriklerin yapılış şekilleri ve metodolojileri gibi 32 farklı kriterde değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra doğrulama platformları IFCN (International Fact-Checking Network - Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı) bünyesine dahil olabiliyor.55 ülkeden 92 ayrı kurum IFCN'in bir parçası.Türkiye'de sadece Doğruluk Payı ve Teyit.org, IFCN üyesi.IFCN, 2015 yılında medya çalışmaları yapan ABD merkezli Poynter Enstitüsü'nün bünyesinde kuruldu.Doğruluk Payı'nın kurucularından olan Baybars Örsek ise 2019 yılında IFCN'in direktörlüğüne geçti.'Dünyadaki muadillerinden kaliteli içerik üretiyorlar'Kendisine her doğrulama platformu diyeni IFCN'e kabul etmediklerini vurgulayan Örsek, "İnternette zaten büyük bir bilgi kirliliği var, herhangi bir kurum kendini doğrulama platformu olarak tanıtıp güveni suistimal etmeye çalışabilir" açıklamasında bulunuyor.Örsek'e göre Türkiye'deki doğrulama platformlarının en büyük sorunu geniş kitlelere ulaşmakta sıkıntı yaşamaları.Bunun nedenini de Türkiye'deki kutuplaşma ve medyayı elinde tutan sermaye yapısındaki tekelleşme olarak açıklıyor.Finansman ve sürdürülebilirlik açısından da doğrulama platformlarının sıkıntıları olduğunu belirten Örsek, "Her şeye rağmen Türkiye'deki doğrulama kurumları dünyadaki muadillerinin üstüne çıkan kalitede işler yaparak önemli bir rol üstleniyorlar" sözlerini sarf ediyor.Etkililer mi?Diğer yandan Dr. Sarphan Uzunoğlu doğrulama platformları için, "Tabii ki ideolojiler yokmuş gibi, dünyada tek bir hakikat varmış gibi davranmak da hatalı. Çoğu zaman bir doğrulama ya da yanlışlamayı görmek insanların fikrini değiştirmiyor" saptamasında bulunuyor.Kadir Has Üniversitesi'nden Akın Ünver de EDAM için kaleme aldığı raporda çeşitli araştırmalara dayandırarak, "Doğruluk kontrolünün hedef kitlenin inanç ve görüşlerini değiştirdiği iddiasını destekleyecek yeterli kanıt yoktur" ifadesini kullanıyor.Ancak Ünver yine de araştırmasında Türkiye'deki doğrulama platformlarının başarılı olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'deki deneyimden de görüldüğü üzere bilgi kısıtlaması, kutuplaşma ve sansür eğiliminin ön plana çıktığı siyasi sistemlerde bile doğruluk kontrolü faydalı olabilir" sonucuna varıyor."Endişe verici"Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, hafta sonu attığı tweetinde Doğru Mu platformu için, "Şu anda test aşamasında. Çok ama çok yakında yayına geçecek, hakikat mücadelemizin güçlü aygıtlarından biri olacak" ifadesini kullandı.Bu haber için bağlantı kurduğumuz İletişim Başkanlığı, uygulama faaliyete girdiğinde detaylı bilgilendirme yapılacağını aktardı.Dünyanın birçok farklı ülkesinde de devletlerle bir şekilde ilişkili olan doğrulama platformları var.Güneydoğu Asya'da bunun çok fazla örneğinin görüldüğünü söyleyen IFCN Direktörü Örsek ise, "Türkiye'nin daha demokratikleşme sürecini tamamlayamamış Singapur, Tayland gibi ülkelerle benzerlik göstermesi bunun çıktıları konusunda beni bireysel olarak endişelendiriyor" açıklamasında bulunuyor.Örsek, bağımsız doğrulama kuruluşları ve hükümetler arasında işbirliği kurulmasının daha iyi bir yöntem olduğu görüşünde:"Bunun yerine gelişmiş demokrasilerde gördüğümüz gibi, bağımsız doğrulama kurumlarının, hükümet ya da devlet kurumlarıyla, gerek koronavirüs gerek ulusal felaketler gibi konularda işbirliği yaparak bilgi kirliliğine sivil toplum ve medyanın desteğiyle çözüm üretmesi daha güzel olurdu."https://www.youtube.com/watch?v=XFGpNBhuNeE&feature=youtu.be"Görev okuyucuya düşüyor"Sarphan Uzunoğlu, devletlerle bağı olan doğrulama kuruluşlarının doğrulama platformu olarak tanımlanmaması gerektiği görüşünde.Uzunoğlu, "Uluslararası meselelere odaklanıyorlar ve özellikle hedefledikleri coğrafyaların dillerinde yayın yapıyorlarsa kamu diplomasisi için kurulmuş kuruluşlar, ulusal kamuoyuna sesleniyorlarsa propaganda kuruluşları oldukları görüşündeyim" diyor.Örsek ise asıl görevin okuyucuya düştüğünü vurguluyor.Doğrulama platformlarını doğrulayacak otoritenin yine okuyucu olduğunu aktaran Örsek, şu tavsiyede bulunuyor:"Eğer bir doğrulama kurumuyla karşılaşıyorlarsa mutlaka bu kurumun metodolojisine, yönetimine, finansmanına, kullandıkları kaynakların kamuya açık olup olmamasına dikkat etmelerini ve doğrulama kurumlarını kendilerinin de doğrulamasını tavsiye ediyoruz." BBC Türkçe




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter