News - Haberler
Zam talep eden Baldur işçileri, yüz kızartıcısuçtan atıldı. Grev 30. gününde: Tazminatsız kovulmaçığgibi
Zam talep eden Baldur işçileri, yüz kızartıcı suçtan atıldı. Grev 30. gününde: Tazminatsız kovulma çığ gibi Kocaeli’nde, Mercedes ve İsuzu gibi firmaların makas tedarikçisi olan İspanyol sermayeli Baldur Süspansiyon fabrikasında, sendikaya üye oldukları için “yüz kızartıcı suçtan” işten atılan 21 işçinin grevi, bugün 30. gününe girdi. Kod29 olarak adlandırılan yüz kızartıcı suçlar, işten çıkarma yasağının kapsamı dışında. Söz konusu fabrikada asgari ücrete çalışan ve hiçbir sosyal hakkı olmayan toplam 114 çalışandan 80’i, Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye oldu. Aralık ayından bu yana toplam 21 işçi Kod29’dan işten atıldı. Grev kararı alınmadan önceki hak edişler dahi hâlâ ödenmedi. Kod29’dan atıldıklarından, tazminat hakkını almak için bile 3 yıllık bir dava süreci gerekiyor.Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın, “Şu an Türkiye’de korkunç bir şekilde tazminatsız işten çıkış var. İşveren, İş Kanunu’nun 17. maddesine göre işten atarsa suç işlemiş oluyor ama 25. maddeye göre yani Kod29’a göre çıkarırsa suç teşkil etmiyor. Bu da yüz kızartıcı suçu içeren ağır bir madde. Şu an tüm fabrikalardaki işçiler bu şekilde kovuluyor” dedi.‘ATILANLAR GERİ ALINSIN’Oysa, Baldur’daki işçilerin tek istekleri, artan hayat pahalılığı karşısında zam alabilmek, sosyal haklar kazanmak ve yemekhane ile giyinme odalarının şartlarının iyileştirilmesi...Aydın, bu sürece nasıl gelindiğini şöyle anlattı: “4 yıldır Baldur’da yaptığımız sendikalaşma çalışmalarına işveren hep itiraz etti. Uzun davalar sonucunda mahkeme lehimize karar verdi. İşvereni toplu sözleşmeye çağırdık. Ancak işveren hiçbir talebe karşılık vermedi. Daha sonra arabulucuyla bir araya geldik. Orada da anlaşmaya varılamadı. “Sadece asgari ücret veririz, onun dışında enflasyon artışı neyse onu veririz” denildi. Grev kararı aldık. İşveren bu kez de grev oylaması istedi. İşçilerin çoğunluğu da “greve evet” dedi. 25 Aralık’tan bu yana grevdeyiz.”Aydın, “Talebimiz, atılan işçilerin bir an önce işe alınması; işverenin toplusözleşmeyi imzalaması. Yüzde 20 zam, ikramiye ve olmayan bayram-doğum-ölüm parası istiyoruz. Yüksek bulunursa pazarlık yaparız” dedi. Gamze BalKadıköy'de Kalamışalarmı
Kadıköy'de Kalamış alarmı Hükümetin 2011’den beri özelleştirmeye çalıştığı Kalamış Yat Limanı’nda karşı çıkanların elinde bir tek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı kaldı. Ancak bu, özelleştirmeye mani değil. Kadıköy Belediyesi ve sivil toplum kuruluşları alarmda. Hükümet 19 yılda kamuya ait Türk Telekom’dan Seka’ya, Tekel’den Erdemir’e satılmadık değerli fabrika, şirket, arazi bırakmadı. Vitrinde birkaç liman, birkaç şeker fabrikası, çoğunlukla gayrimenkul kaldı. İşte bu varlıkların en değerlilerinden biri Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı. Koç Grubu’nun turizm şirketi Setur’un 1998’den beri işlettiği liman, 2011’de özelleştirme kapsamına alındı. Ardından marina kapasitesi ve alanını genişleten yeni bir imar planı hazırlandı. Yeni plana göre 115 bin 821 metrekarelik dolgu alanı ve 319 bin 306 metrekarelik iki yat limanı olmak üzere toplam 435 bin 128 metrekare yüzölçümlü alan özelleştirecekti. Yapılaşmaya açılacak alan daha sonra 2018’de plan tadilatı ile 478 bin 507 metrekareye çıkarıldı. Böylece yat limanına otopark haricinde 15 bin metrekareye turizm tesis alanı ve 2 otel inşaatı eklendi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 2013’te planı onayladı. 2014’te ilk ihale yapıldı ve Koç Grubu 664 milyon dolar teklif verdi. Kadıköy Belediyesi’nde dönemin Başkanı Aykurt Nuhoğlu ve sivil toplum örgütlerinin itirazı işte o tarihte başladı. Belediyeye göre yeni plan yapı, nüfus ve trafik yoğunluğunu artıracak, kıyı silueti bozulacaktı. Belediyenin dava açması üzerine Koç Grubu ihaleden çekildi. Mimarlar Odası, Kadıköy Kent Konseyi gibi sivil toplum örgütlerinin de açtığı davalar sürerken Özelleştirme İdaresi plan tadilatı yaparak 2017’de tekrar ihaleyi gündeme getirdi. 27 Nisan 2018’de yeni ihale günü verildi ancak yeterli talip çıkmadığı için geri çekildi. Özelleştirme süreci davaların sonucundan sonraya bırakıldı.AYM’YE BAŞVURACAKLARİşte dört gün önce Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun oyçokluğuyla özelleştirmenin iptali için açılan davaları hükme bağlayan kararı, yeni bir sürecin başlangıcı demek. Danıştay bu kararla çevre etki değerleme (ÇED) raporu bile olmayan planlarda hukuka aykırılık bulmadığını bildirdi.Online haber sitesi Diken’de yer alan haberde üç üyenin karşı oy verdiği belirtiliyor. Haberde Kadıköy Kent Konseyi Başkanı mimar Saltuk Yüceer’in de 33 kişinin açtığı “hemşeri davasına” dayanarak karara karşı bireysel olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağı bilgisi yer alıyor. Kabataş Yat Limanı projesi Kadıköylülerin hep takibindeydi. Kadıköylüler şimdi de yeni sürece hazırlanıyor.PROJE YENİLENMEZSE EYLEMLERİMİZ SÜRERYeni durumu Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’na sordum. Odabaşı, 8’e yakın davanın hepsinin reddedildiğini ve hukuki sürecin sonuna gelindiğini söylüyor. Bundan sonrası için ise şöyle konuşuyor:- Artık salgınla birlikte yeni bir döneme girdik. Büyük alışveriş merkezleri anlamını yitirdi. Popülaritesi kalmadı. Kapalı mekanlar bundan sonra tercih edilmeyecek.- Fenerbahçe Kalamış Yat Limanı artık Anadolu bölgesinin tek limanı değil. Kartal, Tuzla, Pendik açıldı. Yalova’da yapılıyor. Ataköy doldurularak büyütüldü. Yani ihtiyaç kalmadı. Projede iki büyük otel yer alıyor. Bölgenin bu otellere de ihtiyacı yok. - Proje değişir ve bu yoğunluktan vazgeçilirse, alacak işletmeciye Kadıköy Belediyesi olarak her türlü katkı vermeye hazırız. Bodrum’da olduğu gibi çekeklerde konserler organize ederiz. - Kadıköylüler Kalamış konusunda hassas. Eğer inatla bu proje uygulanmaya kalkarsa Kadıköy’ü hatırlatırız kamuoyuna. cumhuriyet.com.trBir efsanenin hikâyesi: Pink Floyd
Bir efsanenin hikâyesi: Pink Floyd Pink Floyd yalnızca bir müzik grubu değil, bir yaşam biçimi ve felsefeydi. Sadece müzikte çığır açmadı, baskıya ve dayatmalara direnç gösterenlerin kalbinde, hayallerinde, isyanlarında ve itirazlarında yepyeni ufuklar açtı. Hafızalardan silinmeyen parçaları ve unutulmaz sahne şovlarıyla müzik tarihine adını yazdıran efsane grup Pink Floyd’un yolculuğu, “Pink Floyd - Kilidi Açamazsan Kır Kapıyı” başlığıyla kitap oldu. Fatma Berber ve Sümeyra Teltik tarafından kaleme alınan kitap, Destek Yayınları biyografi serisinden okuyucuyla buluştu.Kitapta yaptıkları müzikle felsefeye dönüşen Pink Floyd’un müzik yolculuğu on bölümde anlatılıyor. Bölümlerin başında ve sonunda grubun şarkı sözleri ve grup üyelerinin söyledikleri yer alıyor. Kitapta Pink Floyd’un hikâyesi, 2 Temmuz 2005’te Hyde Park’ta verdikleri konserle başlıyor.Pink Floyd, o akşam Hyde Park’ta 3. dünya ülkelerindeki açlık ve fakirliğe karşı Live 8 konserleri kapsamında sahne alan isimlerden biriydi ama hayranları için o gecenin farklı bir anlamı vardı. Yirmi dört yıl önce gruptan ayrılan Roger Waters, grubun diğer üyeleriyle ilk kez bir araya gelecekti. Bu konser bir milat olabilir, grup tekrar bir araya gelebilirdi. 140 TV ve 200 radyo kanalından canlı yayımlanan konser, ülkemizde de büyük yankı uyandırmıştı.SAVAŞ İSTEMEYEN GENÇLERİN AKIMIKitabın Hyde Park’ta başlayan birinci bölümü, grubun o gece sahneden selam gönderdiği Pink Floyd’un isim babası Syd Barrett’in inzivaya çekildiği evinde sona eriyor. Okuyucu ikinci bölümden itibaren kendini 1950’li yılların sonunda Cambridge’de buluyor, böylece grup üyelerinin hikâyelerine henüz kolej yıllarından itibaren tanıklık edilebiliyor.Kitabın üçüncü bölümünde, İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD ve Avrupa’da yaygınlaşan toplumsal hareketliliğin sanat akımlarına yön vermesine değinilmiş. Grubun sancılı kuruluş süreci, soykırımlara itiraz edip sevgi ve barış talep eden yeni neslin itiraz sesleri ve bu itirazlarla şekillenen müzik akımları üzerinden anlatılmış.Kitabın ilerleyen bölümlerinde pek çok Pink Floyd hayranı tarafından grubun beyni kabul edilen Syd Barrett’in gruptan çıkarılmasıyla değişen dinamikler, bugün bile dinlenmeye devam eden albümlerin oluşum süreçleri, albüm kapaklarının ve albümdeki parçaların anlattıkları, grubun Roger Waters ile yollarını ayırması üzerinde durulmuş.Okuyucu, kitabın sonunda Hyde Park’ta gerçekleşen o muhteşem buluşmaya bir kez daha dönüyor. O geceye şahitlik edenler, çeyrek yüzyıl sonra grubu ilk ve son kez sahnede birlikte görmüş oluyor. 2008’de grubun klavyecisi Rick Wright’ın yaşamını yitirmesi, bu umutları sonsuza dek yok etti ama “Bu efsane topluluk insanlık yaşadıkça var olacak.” Sümeyra GümrahFenerbahçe’de yönetim ve taraftar ortaya konan oyunu tartışıyor: Sorun kötüfutbol
Fenerbahçe’de yönetim ve taraftar ortaya konan oyunu tartışıyor: Sorun kötü futbol Haftalar geçti, F.Bahçe henüz istenilen futbolu ortaya koyamadı. Hiç keyif vermiyor. Bu nereye kadar böyle devam edecek? Başkan Ali Koç da defalarca takımın iyi oynamadığından söz etmişti. Takım çıktığı ilk maçında neyse, bugün de aynı. Sezon başından bu yana başta stoperler olmak üzere savunma sorununu çözemeyen, orta sahası hem pasla hem kontrayla rakip kaleye gidemeyen, gol pozisyonu üretmekte zorlanan takımın çok net görülüyor ki, büyük psikolojik sorunları var. Erol Bulut’un yerinde olsam futbolculara F.Bahçe’nin büyüklüğünü anlatan, tarihini gösteren, taraftarın aşkını dile getiren filmler izletirim. Tabii önce Bulut’un izlemesi lazım. Tek umut Mesut Özil’in takıma katılması. SERVİS BEKLEYECEK OYUNCULAR VAR Fenerbahçe kadrosu içerisinde Mesut’tan servis bekleyecek oyuncular var. Mesut’tan maksimum seviyede fayda almanın yolu, takıma bağlantı kuracak santrfor da olsa, Mesut yürüyerek de oynasa gerekeni yapar. Herkesin koşusuna da yön verir. Lazio’da mutsuz olan ve F.Bahçe’ye döneceği konuşulan Muriç, aslında Mesut ile tam bir bağlantı oyuncusu. Birçok şeyi değiştirebilir. Özil’in karantinası yarın sona erecek. BAZI İSİMLERLE YOLLAR AYRILACAK Kadroda düşünülmeyen isimlerle yollarını ayırmak isteyen yönetim, böylelikle harcama limitlerini de azaltmış olacak. Sözleşmesi sezon sonunda bitecek Dirar için teklif gelmesi halinde kolaylık sağlanacak. Ameliyatı sonrası sezonu kapatması beklenen Perotti’nin sözleşmesinin feshedilmesi söz konusu. Ademi’nin ise sezon sonuna kadar başka bir takıma kiralanabileceği gündemde. Lemos’un durumu ise belirsiz. Hilmi TürkayAFAD'dan deprem sorusuna garip yanıt: Elazığ’da ne gizleniyor?
AFAD'dan deprem sorusuna garip yanıt: Elazığ’da ne gizleniyor? Elazığ depremi sonrası konteynır kentte yaşayan yurttaşlar, 1 yıldır hiçbir adım atılmadığı gerekçesiyle “Bitirin evimize geçelim desek de sesimizi duymuyorlar. Depremde ölmedik ama yaşamıyoruz” diyor. Elazığ depreminin üzerinden 1 yıl geçerken bölgede yaşayan depremzedelerin durumuna ilişkin verileri öğrenebilmek için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yaptığımız başvurunun ardından yönlendirildiğimiz Elazığ Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, “Her bilgi paylaşılmaz” diyerek sorularımıza yanıt vermedi. SORUYA KARŞI SORU“24 Ocak’ta meydana gelen Elazığ depremi sonrasında bölgede mağdur olan kaç depremzede vardır”, “Konteynırlarda yaşayan depremzedeler için hangi ilçelerde TOKİ evleri yapılmıştır ve yapılacaktır”, “Depremzedelere yaşamlarını sürdürebilmeleri için nakdi yardım düzenli olarak yapılıyor mu” yönündeki sorularımıza ne için istediğimiz sorularak dilekçe talep edildi. Bilgi almak için telefonla ulaştığımız görevli memura neden yanıt verilmediğini sorduğumuzda ise “Sizin gazeteci olduğunuzu anlamıştık zaten. Her bilgi paylaşılmaz. Bana şefim ne söylediyse CİMER’e de yanıt olarak onu gönderdik. Dilekçe verseniz bile verileri paylaşmayacağız” yanıtı verildi. ‘KİMDEN NE BEKLEYELİM’Depremzedelerle ilgili bilgiler kamu kurumlarınca saklanırken Elazığ’da konteynır kentte yaşayan yurttaşların mağduriyeti sürüyor. Sivrice Gölbaşı Mahallesi Muhtarı Bedri Saygılı ailesiyle birlikte konteynır kentte yaşayanlardan biri. Nisan 2021’de TOKİ evlerinin teslim edilmesi gerektiğini anlatan Saygılı, “Muhtemelen teslim tarihini uzatacaklar. Yetişmesi imkânsız. Hiçbir bina bitmedi. Yıkılmayan evler var. Temeli atılmayan binalar var. 100’ün üzerinde aile burada konteynır kentte kalıyoruz. Kaldığımız konteynırlar birbirine yapışık. Dışarıda koronavirüs var. Bu da bizi kaygılandırıyor” dedi. BUNA YAŞAMAK DENİRSEGüner Saygılı isimli yurttaş ise “Sivrice ilçesinde yaşıyordum şu an konteynır kentteyim. 3 çocuk babasıyım. Bir çocuğum yeni doğdu. Konteynırda kışın yaşam zor. Elektrik yoktu ben yaptım, musluk yoktu ben taktım, kapı kolu yoktu ben aldım. Hiçbir yardım yok. Bir odada yaşıyoruz. Nisanda herkese evi teslim edilecekti güya ama bu yavaşlıkla imkânsız. Bitirin evimize geçelim desek de sesimizi duymazlar. Depremde ölmedik ama yaşamıyoruz da” ifadelerini kullandı. Deprem sonrası evi ağır hasarlı olduğu için kira yardımı alarak başka bir ev tutan Zeynep Demir de “Çalışmıyorum, tek başıma yaşıyorum. Öksüz, yetimim. Fevzi Çakmak Mahallesi’nde oturuyordum. Bizim mahallede 18 bina var yıkılması gereken. 1 yıl oldu hiçbiri yıkılmadı. Evimi boşalttım bana 11 bin TL kira yardımı yaptılar. Belediyeye kalsa evim ekimde kasımda yıkılacaktı. Milleti kandırıyorlar. 1 yıldır git gel yapıyorum hâlâ bir gelişme yok” diye tepki gösterdi. Leyla KılıçFay hattına yakın, deprem riski var, denetim belirsiz: Akkuyu’nun notu kırık
Fay hattına yakın, deprem riski var, denetim belirsiz: Akkuyu’nun notu kırık Enerji ve altyapı yatırımlarından sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, patlamayla gündeme gelen Akkuyu Nükleer Santralı hakkında bilgi notu hazırladı. Notta, santralın kurulacağı alanın 30 kilometre yakınından geçen Ecemiş fay hattına dikkat çekilerek “deprem riski”nin altı çizildi. Mersin’de yapımı süren Akkuyu Nükleer Santralı’nın inşaatında “yol açma çalışması sırasında” meydana geldiği belirtilen patlama, santral henüz faaliyete geçmeden yurttaşların kaygılarını artırdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Akkuyu Nükleer Santralı’yla ilgili hazırladığı bilgi notunu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sundu. Akın’ın hazırladığı bilgi notunda olası risklerle ilgili şu tespitler yer aldı:- Soğutmada sıcaklık sorunu Türkiye’nin ilk nükleer santralı olacak santralın soğutma sistemine ilişkin başta meslek örgütleri olmak üzere bilim insanları çeşitli eleştirileri dile getirmektedir. Soğutma sisteminde kullanılacak deniz suyunun ortalama sıcaklığı; bölgedeki nem oranı ve ortalama sıcaklık değerlerinin santralda kullanılacağı belirtilen tek yönlü soğutma sistemine uygun olmadığı kaydedilmektedir. Ayrıca soğutma amacıyla kullanılacak deniz suyunun buharlaşmasından arta kalan tuz oranının çok yüksek olacağı yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır.- Deniz canlılığına zarar Doğu Akdeniz’de var olan binlerce deniz canlısının yaşamının zarar göreceği Akkuyu Nükleer Santral konusunda öne çıkan eleştirilerin başında gelmektedir. Soğutma amacıyla denizden çekilecek suyun içinde yer alan canlılığın süreç içerisinde tamamen yok olacağına yönelik görüşler bulunmakla birlikte, bilim insanları dünya örneklerinden hareketle bölgedeki biyolojik çeşitliliğin zarar göreceği görüşünde birleşmektedir.- Fay hattı yanı başında Santralın kurulduğu bölgedeki zeminin uygun olmadığı yönündeki eleştirilerin yanı sıra inşaat sürerken temelde çatlaklar oluştuğu kamuoyuna yansımaktadır. Nükleer santralın kurulacağı alanın 30 kilometre yakınından geçen yaklaşık 300 kilometre uzunluğundaki Ecemiş fay hattının çok uzun süredir suskun olmasının; fay hattında enerji birikiminin olduğu ve deprem riskinin bulunduğu değerlendirmeleri yapılmaktadır.ELEKTRİK PAHALIYA MAL OLACAKAkkuyu Nükleer Santralı’nın faaliyete geçmesiyle Türkiye, santralda üretilecek elektriğe alım garantisi vermektedir. Türkiye, 15 yıl boyunca Akkuyu’dan satın alacağı elektriğin yüzde 50’sine 12.35 ABD doları senti alım garantisi verecektir. Bu durum elektriğin oldukça pahalı alınacağı eleştirilerini beraberinde getirmektedir. Yüksek maliyetle alınacak elektrik, vatandaşa da yüksek fatura olarak yansıyacaktır. SANTRALDAKİ HER TÜRLÜ YETKİ RUS ŞİRKETİNE AİTRusya’nın üssü mü ?- Yapım modeli tercih edilmiyorAkkuyu Nükleer Santralı’nda dünya genelinde neredeyse hiç tercih edilmeyen bir yapım modelinin benimsenmesi itirazlara neden olmaktadır. Santralın Türkiye sınırları içerisinde yer almasına karşın mülkiyeti ve her türlü yetki yüzde 99 hissesi Rusya’ya ait bir şirkette olacaktır. Bu durum, Rusya’nın santralı adeta bir üs gibi kullanacağı eleştirilerine de neden olmaktadır. Akkuyu Nükleer Santralı’nda kullanılacak reaktöre Avrupa’da lisans verilmediği ve dünya üzerindeki kullanımının da sınırlı olduğu belirtilmektedir. - Hem pahalı hem riskliAkkuyu, risklerin yanı sıra verilen alım garantisi nedeniyle elektriğin pahalıya üretilerek vatandaşın faturasını da artıracak. Hem riskli hem pahalı olan nükleer enerji yerine; ülkemizin yüzde 30 oranında enerji verimliliği potansiyeli ve yenilenebilir enerji politikalarıyla güvenli, ucuz ve temiz enerjiyi üretmek mümkün. Santralın denetiminin nasıl ve hangi kurum tarafından yapılacağı da belirsiz. Tüm dünyada yeşil enerji alanında atılımlar yapılırken dünyanın vazgeçtiği nükleer santralda ısrarcı olmak mantıklı değil. Sarp SağkalCumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 22 Ocak 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları
Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 22 Ocak 2021 tarihli okur dayanışması ilanları Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/1/23/024605082-day1.jpg/Archive/2021/1/23/024610160-day2.jpg cumhuriyet.com.trS&P Türkiye'nin kredi notunu teyit etti, görünümü değiştirmedi
Türkçe Haberler En Son Başlıklar S&P Türkiye'nin kredi notunu teyit etti, görünümü değiştirmedi S&P, Türkiye'nin kredi notunu "B+", görünümünü ise "durağan" olarak teyit etti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, Türkiye'nin yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin dört kademe altında “B+” olarak belirlerken; not görünümünü değiştirmeyerek “durağan”da bıraktı. AAFransa'da Covid-19 vaka sayısı3 milyonu geçti
Fransa'da Covid-19 vaka sayısı 3 milyonu geçti Fransa'da son 24 saatte 23 bin 292 kişiye yeni tip koronavirüs (Covid-19) tanısı konuldu, böylece virüs tespit edilen kişi sayısı 3 milyon 11 bin 257'ye yükseldi. Fransa Halk Sağlığı Kurumu'ndan yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte hastanelerde 323 ve son 3 günde yaşlı bakımevlerinde 330 kişi hayatını kaybetti. Yeni tip koronavirüs (Covid-19) kaynaklı toplam can kaybı 72 bin 647'ye çıktı.Virüs tespit edilen kişi sayısı 23 bin 292 artışla 3 milyon 11 bin 257'ye, günlük ortalama vaka sayısı 18 bin 364'e yükseldi. 2 bin 912'si yoğun bakımda olmak üzere 25 bin 908 kişinin tedavisi sürerken hastanelerde bulunanların sayısı da artmaya devam ediyor. İyileşenlerin sayısı 1284 artışla 215 bin 822'ye ulaşırken Kovid-19 testlerinin pozitif çıkma oranı yüzde 7'ye yükseldi.Fransa Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı verilere göre, 27 Aralık 2020'den bu yana Kovid-19 aşısı yapılan kişi sayısı 963 bin 139'a çıktı. cumhuriyet.com.trGalatasaray transfer açıkladı
Galatasaray transfer açıkladı Halil Dervişoğlu'nu İstanbul'a getiren Galatasaray, Henry Onyekuru'ya da kavuşuyor. Sarı-kırmızılı ekip, Nijeryalı futbolcunun transferi için Monaco ile görüşmelere başlandığını duyurdu. /Archive/2021/1/23/004540544-henry-onyekuru-kapak.jpgGalatasaray, Henry Onyekuru'nun kiralık olarak transferi için Fransız ekibi Monaco ile görüşmelere başlandığını borsaya bildirdi.Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar AŞ'den Borsa İstanbul'a gönderilen ve Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) da yer alan açıklamada "Profesyonel futbolcu Henry Chukwuemeka Onyekuru'nun kulübümüze geçici transferi konusunda futbolcu ve kulübü AS Monaco Football Club SAM ile resmi görüşmelere başlanmıştır" ifadeleri kullanıldı.Galatasaray'ın üçüncü kez kadrosuna katacağı Henry Onyekuru, sarı-kırmızılı formayla 56 maçta 18 gol attı, 8 asist yaptı. Nijeryalı futbolcu, Galatasaray'da 1 Süper Lig şampiyonluğu yaşadı.Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) haberine göre; Henry Onyekuru gece saat 04.00’te İstanbul’da olacak. cumhuriyet.com.trCovid-19 hamilelerde daha mıağır seyrediyor?İşte pandemide hamilelerin ençok sorduğu 6 soru
Covid-19 hamilelerde daha mı ağır seyrediyor? İşte pandemide hamilelerin en çok sorduğu 6 soru Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sinem Demircan, pandemi sürecinde hamilelerin en çok sorduğu 6 soruyu yanıtladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. /Archive/2021/1/22/160136784-16112384583.jpgHer geçen gün yaygınlaşan Covid-19 enfeksiyonuna, kış aylarıyla birlikte mevsim hastalıkları riskinin de eklenmesi anne adaylarını bir başka endişelendiriyor.Zira olası bir enfeksiyonda hem bebeklerinin hem de kendi sağlıklarının tehlikeye gireceğinden endişe edebiliyorlar.Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sinem Demircan, hamilelik döneminde bağışıklık sistemi bir miktar baskılandığından anne adaylarının grip, influenza gibi solunum yolu enfeksiyonlarına daha fazla yakalanabildiğini belirtti.Ancak alınacak basit ama etkili tedbirlerle hem Covid-19 hem de mevsim hastalıkları risklerinden uzak durmanın mümkün olduğunu ifade eden Dr. Demircan "Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni koronavirüs hastalığı, solunum yolu enfeksiyonu dışında anksiyete, depresyon gibi psikolojik problemleri de beraberinde getirmektedir. Anne adayları da bu gibi psikolojik problemlere hamileliğin getirdiği fizyolojik ve ruhsal değişiklikten dolayı zaten yatkındır. Bu nedenle anne adayları Covid-19’dan korunmak için tedbirler alırken, psikolojik açıdan ihtiyaçları varsa destek almayı da ihmal etmemelidirler" dedi.Dr. Demircan, pandemi sürecinde hamilelerin en çok sorduğu 6 soruyu yanıtladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu./Archive/2021/1/22/160214393-heather-mount-h2pmhssyom8-unsplash.jpgSORU: Hamilelikte Covid-19 enfeksiyonu hamile olmayanlara göre daha mı ağır seyrediyor? CEVAP: Şu ana kadar yapılan bilimsel çalışmalar, hamilelikte yeni koronavirüs hastalığının seyrinin, hamile olmayan kadınlarla benzer olduğunu ortaya koyuyor. Yani hamile olmak tek başına kişiyi riskli gruba dahil etmediği gibi, mevcut çalışmalara göre Covid-19 enfeksiyonunun seyrini de kötüleştirmiyor. Covid-19 pozitif olan kadınların çoğunun hastalığı hafif geçirdiği tespit edilmiştir. Bu da hastaların yaklaşık yüzde 85’ini oluşturur. SORU: Covid-19 enfeksiyonu hangi gruptaki hamile kadınlarda daha ağır seyredebilir?CEVAP: Anne adayının eğer hamilelikten bağımsız kronik hastalıkları varsa, enfeksiyon ağır seyredebilmektedir. Bu hastalıkları sıralayacak olursak; diyabet, hipertansiyon, ileri evre astım, kalp hastalıkları, kanser, orak hücreli anemi, kronik karaciğer hastalıkları ve kronik böbrek hastalıklarını sayabiliriz. Bu gibi kronik hastalıkları olan hamilelerde Covid-19 enfeksiyonu ağır seyredebilmektedir.SORU: Covid-19 enfeksiyonu düşüğe neden olur mu?CEVAP: Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sinem Demircan “Yeni bir hastalık olduğundan dolayı elimizdeki veriler kesin konuşmak için yeterli sayılmaz. Ancak şu ana kadar yapılan araştırmalar Covid-19 enfeksiyonunun hamilelikte düşük nedeni olduğunu göstermemiştir.” diyor.SORU: Hamilelerde hangi şikayetler varsa Covid-19 pozitif olacağından şüphelenilmelidir?CEVAP: Covid-19 enfeksiyonu bulguları tüm toplum için hamile olsun ya da olmasın benzerdir. Yani; belirtiler arasında ateş, nefes darlığı, öksürük, yaygın kas ağrısı, yorgunluk gibi semptomları sıralayabiliriz. Hamilelerde Covid-19 enfeksiyonu için farklı bir bulgu tanımlanmamıştır. Üstelik ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi bulgular, hamile olmayan kişilere göre hamile kadınlarda daha az görülmektedir.SORU: Covid-19 pozitif hamilelerde doğum şeklinde değişikliğe yol açar mı? CEVAP: Covid-19 enfeksiyonu doğum şeklini değiştirmez. Covid-19 enfeksiyonu olan hamileler normal doğum ya da sezaryen ile doğum yapabilir. Doğum şekline tıbbi gereklilik durumuna göre karar verilir. Covid-19 pozitif hamilelerde, epidural analjezi ile ağrısız doğum da yapılabilir. Bu sayede ağrıya bağlı oluşan sık soluk alıp verme engellenerek enfeksiyonun sağlık çalışanlarına bulaşma ihtimali de azaltılmış olur.SORU: Hamilelikte akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi çekilebilir mi? Bebeğe zarar verir mi?CEVAP: Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sinem Demircan “Covid-19 enfeksiyonunda, akciğer bulgularını değerlendirmek için hamile kadınlarda da akciğer grafisi ve düşük dozlu bilgisayarlı tomografi çekilebilir. Çekim esnasında anne adayının karın bölgesi kurşun plaklarla korunarak çekim güvenle gerçekleştirilir.” diyor. cumhuriyet.com.tr