Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Friday, 06.27.2025, 07:30 PM (GMT)

News - Haberler

CHP'li Murat Bakan'dan Menemen yorumu: Halkın iradesi gasp edildi

CHP'li Murat Bakan'dan Menemen yorumu: Halkın iradesi gasp edildi CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, partisinin kazandığı kuranın mahkeme kararıyla tekrarlatılmasıyla AKP'ye geçen Menemen Belediyesi başkan vekilliği seçimini ve kura sürecini değerlendirdi. Bakan, "Menemen'de yargı kararı ile halkın iradesi gasp edildi" dedi. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un tutuklanması sonrası yenilenen kura çekimi ve sonrasındaki süreci "Türkiye’de bugüne nazaran geçmişte siyasi etik, siyasi nezaket ve halkın iradesine saygı vardı. Bunun örneği, rahmetli İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Piriştina’nın vefatı üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde yaşamıştık. Dönemin AKP Grup Başkanvekili Yusuf Kenan Çakar’ın ‘halkın iradesine saygılıyız, aday göstermeyeceğiz’ dediğini dün gibi hatırlıyoruz. 2004’ten bugüne, siyasal yozlaşmanın her alandaki yozlaşmanın önünde gittiğinin göstergesidir Menemen. Siyasette; halkın iradesine uygun olarak ‘aday göstermeyeceğiz’ noktasından, seçilmiş meclis üyelerini devşirmek için yapılan gizli görüşmelere, araçsallaştırılmış yargı kararlarıyla halkın iradesinin gasp edildiği bir noktaya gelindi. Belediye Başkanının geçici tedbir ile görevden uzaklaştırılmasının ardından yaşananlar ibretlik. " sözleriyle değerlendirdi.İlk yapılan seçimin hukuka uygun ve şeffaf bir şekilde yapıldığını ifade eden bakan, "Kura aşaması AKP’nin talebi üzerine, onların getirdiği kavanoz ve toplarla yapıldı. Kuraya kendileri de itiraz etmedi ve kazanan arkadaşımızı tebrik ettiler. Onların istediği koşullarda yapılan ve itiraz etmedikleri kura çekimine karşı iptal davası açan Aydın Pehlivan’ın dava açma konusunda taraf ehliyeti yok! Üstelik dava açması özel hukukta iyiniyet, doğruluk ve dürüstlük ilkesi olarak tanımlanan ve kamu hukukunda da kısmen yerini bulan evrensel hukuk kuralına da aykırı. Ayrıca, bu tip bir işlemde yürütmenin durdurulmasına karar verilemez. Zira yürütmenin durdurulması halinde yapılacak işlem geriye dönülmez sonuçlar doğurur. Yürütmenin durdurulmasına karar verildi diyelim, bu durumda da işlem bölünemez. Yani seçim baştan yapılmalıdır. Sadece kura yenilenemez; seçim işlemi bir bütündür." ifadesini kullandı."Sadece kurayı yenilemek demek, bir maratonun son metrelerinin yeniden koşulmasını istemek gibidir." diyen Bakan şunları kaydetti:Yargı kararı siyasidir. Davacı, açtığı davada sonuç ve istem olarak işlemin iptalini istemişken mahkeme kuranın yürütmesini durdurmuş dava dilekçesi düzeltmesini istememiş, buna gerek dahi duymamıştır!Bu karar bize, Nazi Almanya’sının binlerce kişiyi delilsiz ölüme mahkûm eden Halk Mahkemesi yargıcı Roland Freisler Hitler’e yazdığı mektubu hatırlatıyor: “Führer’im; halk mahkemeleri bundan böyle bir karar verirken, o karara konu olan olayı siz değerlendiriyor olsaydınız, nasıl karar vereceğinize inanıyorsa, o yönde bir karar vermeye çalışacaktır.” Menemen konusunda verilen mahkeme kararı; seçim sonucunu etkilemeyen, davacının önerisi ile yapılan bir şekli eksikten dolayı, dava açma hakkı da olmayan biri tarafından açılan davada, istemediği ve hukuken de veremeyeceği bir kararı vererek kendisini Führer yerine koyan ve ona göre karar veren yargıçları hatırlatıyor.Belirtmek isterim ki; biz her zaman hukukun üstünlüğüne inanan, bunu savunan bir partiyiz. Hukukta ‘suçun şahsiliği ilkesi’ vardır ve bu, adaletin tesisi açısından hava gibi, su gibi hayatidir. Aydın Pehlivan’ı, ağabeyinin darbe davasında yargılanması üzerinden değerlendirecek değiliz. Bu bizim ideolojimize, bizim siyasetimize aykırıdır. Ancak şunu da yüksek sesle söylemek gerekir: bir yandan Cumhurbaşkanı’nın iltifatlarına ve övgülerine bakarak bir şekilde Gülen’in çevresinden geçen, sendikasına üye olan veya bankasına maaşı yatan sade bir vatandaşın tüm ailesiyle topyekûn vatan haini ilan edildiği, sivil ölüme terkedildiği bir düzende; AKP elitlerinin saraya danışman olması, ülkeye Bakan olması, büyükelçi atanması yani kariyer basamaklarını hızla çıkmaya devam etmesi iktidarın ‘FETÖ ile mücadele’ iddiasının kokuşmuşluğunun göstergesidir. İZMİR / Cumhuriyet

Sağlık-Sen: 2020'nin son 6 ayında sağlıkçalışanlarına yönelik 117şiddet olayıyaşandı

Sağlık-Sen: 2020'nin son 6 ayında sağlık çalışanlarına yönelik 117 şiddet olayı yaşandı Sağlık-Sen, geçen yılın son altı ayında sağlık çalışanlarına yönelik kamuoyuna yansıyan 117 şiddet olayı yaşandığını duyurdu. Sağlık-Sen tarafından hazırlanan ve Temmuz-Aralık 2020 dönemini kapsayan Sağlıkta Şiddet Raporu'nda, sağlık çalışanlarının yıl boyunca hem salgın hem de şiddetle mücadele ettiğine dikkat çekildi.Bu dönemde sağlık birimlerinde, kamuoyuna yansıyan 117 şiddet olayının meydana geldiği belirtilen raporda, şu bilgiler paylaşıldı:"Altı aylık zaman diliminde 117 şiddet olayı yaşandı. Bu olaylarda 361 saldırgan yer alırken 231 sağlık emekçisi bu saldırganların gösterdiği şiddetin kurbanı oldu. Bu rakamlar her şiddet olayında ortalama 3 saldırganın yer aldığını ortaya koymaktadır. Olayların 19'u sözlü, 94'ü fiili ve sözlü, 4'ü ise taciz şeklinde gerçekleşti. 117 şiddet olayının 41'inde hastalar, 51'inde hasta yakınları, 8'inde yöneticiler, 17 vakada ise kendini bilmez kimseler yer aldı."Olaylar nedeniyle 82 kişinin tutuklandığı ve bir saldırganın bulunduğu kamu görevinden el çektirildiği kaydedilen raporda, "Buna karşın 115 kişi ifadeleri alınıp serbest bırakılırken 160 saldırgan hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Saldırganlardan 3'ü hakkında da yakalama kararı verilmiştir." ifadeleri yer aldı."ASIL AMAÇ ŞİDDETİ ÖNLEYECEK TEDBİRLERİN HAYATA GEÇİRİLMESİ"Raporda değerlendirmelerine yer verilen Sağlık-Sen Genel Başkan Semih Durmuş, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda Nisan 2020'de çıkartılan yasayla cezaların artırıldığına işaret ederek gelinen noktada sağlıkta şiddet olaylarında herhangi bir azalma görülmediğini vurguladı.Asıl amacın şiddeti önleyecek tedbirlerin hayata geçirilmesi olduğunun altını çizen Durmuş, şunları kaydetti:"Şiddeti önlemek ve toplumu bilinçlendirmek için çalışmalar yapılmalı. Şiddet hastanede bir yere kadar önlenir. Ailelere, okullara, medyaya, kurumlara büyük görevler düşüyor. Çok geç olmadan bu olaya radikal bir şekilde herkes el atmalıdır. Sağlık çalışanlarının fedakarlığı, hayati mücadeleleri şiddetle gölgelenmemeli." AA

Tuğrul Türkeş'ten 'azgın milliyetçilik'çıkışı: Tehlike görüyorum,ıslah ihtiyacıortayaçıkmıştır

Tuğrul Türkeş'ten 'azgın milliyetçilik' çıkışı: Tehlike görüyorum, ıslah ihtiyacı ortaya çıkmıştır MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in oğlu, AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, yükselen "azgın milliyetçiliğe" karşı uyarı yaptı. Türkeş, "Toplum tabanında bu yönde birtakım düşünce kusurlarının, kimi reflekslerin olması, azgın milliyetçiliğe karşı yeni bir metot ve ıslah ihtiyacını ortaya çıkarmıştır" dedi. MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in ilk eşinden dünyaya gelen oğlu, MHP eski genel başkan yardımcısı ve AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, "azgın milliyetçilik" konulu dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı (TÜDEV) Yönetim Kurulu Başkanı olan Tuğrul Türkeş, vakfın internet sitesindeki yazısında Alparslan Türkeş'in "milliyetçilik" tanımına yer verdi. Babası Türkeş'in “Milliyetçilik kendi milletini sevmektir. Onların iyiliğini ve refahını gözetmektir. Onların iyi bir geleceğe sahip olmasını temin için gayret göstermektir" sözünü hatırlatan AKP'li Türkeş "Yeni başlayanlar için sade ve güzel bir tarif olduğunu düşünüyorum" dedi."Milliyetçiliğin iyisinin iyisiyle mi yoksa kötüsünün kötüsüyle mi karşılaşılaşılacağının hiçbir garantisinin bulunmadığını" belirten Türkeş, "Vaziyet buyken, Türk milliyetçilerinin de kendi entelektüel hazırlıklarını yapmaları, geçmişte olduğu gibi “tarihi gerileticilerden” değil, “tarihi ilerleticilerden” olmanın kavgasını vermeye yönelik bir anlayışla kuşanmaları elzemdir" dedi."AZGIN MİLLİYETÇİLİK TEHLİKESİ YAKIN, ISLAH EDİLMELİ""Kısır popülizme, pratikte hiçbir karşılık üretemeyen kaba sloganlara ve salt hamasetten beslenmeye muhtaç bir milliyetçilik şablonunun dünya genelinde alan kazandığı aşikârdır" diyen Türkeş, "Maalesef ki Türkiye’de de bu tip hamaset eksenli bir milliyetçiliğin – ki ben buna “azgın milliyetçilik” demeyi uygun görüyorum – sosyolojik tabanda kök salmaya yakın olabileceği tehlikesini görüyorum" uyarısı yaptı."Türkiye’de Kürtler üzerinden ayrımcılık güden, Alevîler üzerinden mezhepçilik örgütleyen, Hristiyanlar ve diğer azınlıklar üzerinden dışlayıcılık geliştiren ve/veya Avrupa’daki popülist üstüncülüğün farklı bir varyantı üzerinden hesaplar yapan bir milliyetçilik, Türk milliyetçiliği olamaz. Olsa olsa, “azgın milliyetçilik” olur" ifadelerini kullanan Türkeş, "Toplum tabanında bu yönde birtakım düşünce kusurlarının, kimi reflekslerin olması, azgın milliyetçiliğe karşı yeni bir metot ve ıslah ihtiyacını ortaya çıkarmıştır" diye devam etti."Azgın milliyetçilik bilime aykırıdır. Teknolojik dönüşümü kötüye kullanır. Her şeyin ötesinde bilginin, bilgi birikimin karşısında ve muhalifidir. Azgın milliyetçiliğin mahir olduğu tek şey şiddetli yıkımdır" diye yazan Türkeş, "filizlenen bu azgın milliyetçiliğe karşı olduğunu” vurgulayarak “Gerçek milliyetçiler olarak biliyoruz ki, azgın milliyetçiliğin gücü blöften ibarettir. Sözleri ve hareketleri palavradır. Azgın milliyetçiliğin hiçbir fikrî derinliği bulunmaz. Yarının Türkiye’siyle ilgili hiçbir fikri yoktur. Sözü de hareketi de salt kaba kuvvettir. Bu nedenle de milleti temsil edemez” ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

CHP’li Sertel:“3 bakan, 3 karayollarımüdürüdeğişti 'ölüm yolu' bitmedi”

Türkçe Haberler En Son Başlıklar CHP’li Sertel: “3 bakan, 3 karayolları müdürü değişti 'ölüm yolu' bitmedi” CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, dört yıldır yapımı bitirilemeyen İzmir, Tire - Belevi yoluna ilişkin, “3 bakan ve 3 Karayolları Müdürü değişti ama bu yol bitmedi. Ölüm yolu olarak bilinen bu yolun bitirilmesi için gayret gösterilmemesi iktidarın çok büyük ayıbıdır” dedi. CHP İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Sertel, dört senedir yapımı bitirilemeyen İzmir, Tire - Belevi yolu hakkında konuştu. Atila Sertel, dar ve virajlı olması nedeniyle çok sayıda kişinin trafik kazaları sonucunda yaşamına mal olan, ölüm yolu olarak anılan ve dört yıldır bitirilemeyen 20.5 kilometrelik Tire-Belevi yolu için 2021 yılında 2 milyon 995 bin 2 lira ödenek ayrılmasını eleştirdi.Cumhurbaşkanlığı saraylarına ayrılan bütçenin yıllardın can kayıplarına neden olan bu yola ayrılmadığını belirten Sertel, “Cumhurbaşkanlığı’na ait yapımı devam eden ve yeni yapılacak saraylar, ek binalar için 448.6 milyon TL ödenek ayıracaksınız ama yıllardır can alan Tire-Belevi yolu için 3 milyon lira dahi ayırmayacaksınız. Bu yol, ölüm yolu olmaya devam edecek ve bundan sonra ölecek her vatandaşımızın sorumluluğu bu iktidarın olacaktır” dedi.“BU İKTİDARIN AYIBIDIR”Yapımı tamamlanamayan yolun toplam maliyetinin 315 milyon 188 bin 742 TL olduğunu belirten Atila Sertel şunları söyledi:“3 bakan ve 3 Karayolları Müdür eskitti o yol. Ama bir arpa boyu anca yol alındı. Ölüm yolu olarak bilinen bu yolun bitirilmemesi ve bitirilmesi için gayret gösterilmemesi iktidarın çok büyük ayıbıdır. Yolun toplam maliyeti 315 milyon 187 bin 742 lira. 2021 yılında bu yol için 2 milyon 995 bin 2 lira ayrılmış. Trajikomik bir rakam. 3 milyon dahi ayırmamışlar. Ama öte yandan Cumhurbaşkanlığı’nın yapımı devam eden sarayları için 250 milyon, yeni projeler için 198.6 milyon olmak üzere toplamda 448 milyon 600 bin TL para ayırmışlar. Marmaris Okluk koyundaki yazlık saray için 20 milyon ayırmışlar. Yazlık saraya 2018’de başlandı. 150 milyon liraya mal olacağı söylenmişti. Ancak proje genişledi genişledi 640.5 milyona ulaştı. Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı için de bugüne kadar harcanan paranın 3 milyar 53 milyon 800 bin olduğu söylenmişti. Bu yıl da bütçeden ek inşaatlar için 81 milyon ayrıldı. Öte yandan 47 yeni araç alınacakmış Saray’a. Ek araç alımı ve diğer araçların bakımı için 183 milyon lira ayrılmış. Yani Tire – Belevi yoluna 3 milyon dahi ayırmıyorsunuz Saray’ın ek inşaatlarına, araçlarına milyonlarca lira ayırıyorsunuz. Bu iktidarın ayıbıdır. Bu yapılanları halkımızın vicdanına bırakıyorum.” ANKA

14Şubat'aözel 'bedava boşanma davası'

14 Şubat'a özel 'bedava boşanma davası' ABD'nin Tennessee eyaletinde bir avukatlık bürosu, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde sıra dışı bir teklifte bulundu. Crossville şehrindeki The Powers Hukuk Bürosu, Facebook sayfasından bir duyuru yaptı.Paylaşımda boşanmak isteyen kişilerin büroya başvurup uygun görülmesi durumunda, tüm dava sürecinde kendilerine ücretsiz hizmet verileceği belirtildi.Independent Türkçe'nin CNN'e dayandırdığı haberine göre, firmadan avukat Timothy Sexton, açıklamasında şöyle konuştu:"Boşanma davası açmayı maddi olarak karşılayamadıkları için evli kalmak durumunda olan birçok çift var. Boşanma davaları gerçekten çok maliyetli. Genellikle masraflar bin 150 dolardan başlıyor. Herkesin böyle bir süreçte bu kadar para verebilecek durumu yok."Covid-19 pandemisi ve 2020 ABD seçimlerindeki gerginliklerin kişisel ilişkilere de yansıdığını belirten Sexton, bu durumdakilere yardımcı olmak istediklerini söyledi.Kampanyaya yalnızca Tennessee eyaletindekiler katılabiliyor. Adayların ilişki hikayelerini ve neden ayrılmak istediklerini anlatan kısa bir yazıyı 15 Şubat'a kadar firmaya e-mail üzerinden göndermeleri gerekli. Bedava boşanma davasına hak kazanan çiftse 19 Şubat'ta açıklanacak.Firmanın ilanında çiftlerden her iki tarafın da boşanma konusunda anlaşmış olması gerektiği belirtildi. cumhuriyet.com.tr

Erdoğan Bayraktar 'haram mal' ve 'itibar'öğütleri verdi, DilekÖzçelik hatırlatılınca açıklama yaptı

Erdoğan Bayraktar 'haram mal' ve 'itibar' öğütleri verdi, Dilek Özçelik hatırlatılınca açıklama yaptı Eski Şehircilik ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar, sosyal medya hesabı üzerinden "haram mal" uyarısı yapıp, "parasız pulsuz, yurtsuz ve itibarsız kalmayın" öğütleri verdi. Bayraktar, mesajı üzerine, kendisine kanserden ölen Dilek Özçelik'i hatırlatan takipçisine de yıllarca unutulmayan o görüntülerle ilgili bir açıklama yaptı. Eski Şehircilik ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar, sosyal medya hesabından manidar paylaşımlarda bulundu.Erdoğan Bayraktar, takipçilerine "Akrabalık haklarını gözetin, yoksula, kimsesize, yolda kalmışa yardım edin. Verecek bir şeyiniz yoksa en azından  güler yüzle davranın! Eli sıkı olmayın!" diye "öğüt"lerde bulundu. Bayraktar daha sonra da "Ancak mallarınızı haram yollarda har vurup harman savurarak, zamanı gelince, parasız pulsuz, yurtsuz ve itibarsız kalmayın" diye de ekledi./Archive/2021/1/17/132451631-ebayraktar.jpgEski AKP'li bakan, paylaşımı üzerine kendisine 27 yaşında kanserden ölen Dilek Özçelik'i hatırlatan bir takipçisine de yanıt verdi. Bayraktar, o dönem büyük tepki çektiği olayla ilgili "Edirne Belediyesi’nden çıktık. Dilek'in Bana dediği şu 'Kanser hastasıyım, ilaçlarımı alamıyorum'. Ben de yanımdaki Vali’ye talimat verdim 'Kızımızla ilgileneceksin' ve cebimdeki yaklaşık üçbin kirayı verdim. Sağlık Bakanından takip edeceğimi söyledim. Daha sonra parayı iade etti" açıklaması yaptı./Archive/2021/1/17/134248888-ebayraktar-.jpgTekirdağ'ın Saray ilçesinde yaşayan ve Trakya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencisi Dilek Özçelik, 15 Nisan 2013 günü dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın iki günlük Trakya gezisi kapsamında geldiği Edirne'de kanser ilaçlarının temini için yardım istemişti.Bakan Bayraktar'ın cebine koyduğu parayı "Ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" diyerek iade etmiş ve ağlayarak uzaklaşmıştı.Lenf kanseri hastalığı nedeniyle eğitimine devam edemeyen ve yıllardır kanserle mücadele eden Dilek Özçelik, 2018 yılında, Tekirdağ'ın Saray ilçesinde ailesi ile birlikte yaşadığı evinde durumu ağırlaşınca hastaneye kaldırıldı. Ancak Özçelik, yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. cumhuriyet.com.tr

Rusya’dan TBB BaşkanıFinancı’ya aşımektubu

Rusya’dan TBB Başkanı Financı’ya aşı mektubu Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Türk Tabipler Birliği’ni Covid-19'a karşı uygulanan aşıların hastalığı önleme etkinliklerine ilişkin verilerin değerlendirildiği makalede, Sputnik V aşısının yer almaması nedeniyle eleştirdi. TBB tarafından hazırlanan ‘Aşılar Tüm Canlıların Ortak Değeridir' başlıklı makalesinde, Covid-19’la mücadele için uygulanan koronavirüs aşılarının etkinliklerine ilişkin veriler değerlendirildi. Rus Büyükelçi Yerhov, değerlendirmede Sputnik V aşısına ilişkin verilerin yer almamasıyla ilgili, Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'ya mektup gönderdi.Söz konusu makaleyi ilgiliyle okuduğunu ve başlıktaki teze tümüyle katıldığını ifade ederen Yerhov şunları söyledi:“Okuduğum değerlendirmenizde, genel olarak 'Sputnik V' olarak bilinen Gamaleya Merkezince geliştirilerek dünyada ilk milli tescil işlemini görmüş 'Gam-Kovid-Vak' aşısının yer almadığı hususu açıkçası hafif bir şaşkınlık yaratmıştır. Böyle bir derleme hangi listeler ve reytingler esas alınarak yapıldığı muallakta kalmıştır."“KLİNİK ÇALIŞMALARLA KANITLANMIŞTIR”"Makalede anılan diğer ürünlerde olduğu gibi 'Sputnik V'nin etkinliği de yüzde 90'ın üzerinde olup, Rus aşısı koronavirüs hastalığının ağır vakalarına karşı aynı şekilde tam bir koruma sağlamaktadır" diyen Yerhov, “Denetlenmiş ve kapsamlı bir şekilde incelenmiş insan adenovirüs vektörleri bazında geliştirilen Sputnik V'nin olduğu gibi adenovirüs aşılarının güvenliği, etkinliği ve kalıcı yan etkilerinin olmaması, son 20 sene içerisinde yürütülen 250’den fazla klinik çalışmalarla kanıtlanmıştır” dedi.Yerhov Sputnik V’nin sağladığı avantajlara da değinerek ifadelerini şu şekilde sürdürdü:“Bununla birlikte Sputnik V'nin saklanması için +2 ile +8 Co şartlarının yeterli olması, soğuk depolama zinciri yatırımlarına gerek kalmadan sıradan bir buzdolabında saklanabiliyor olması tartışılmaz avantajlarının bir tanesidir.”AB NEZNİNDE TESCİL SÜRECİ BAŞLADISputnik V aşısını 13 Ocak’tan itibaren 1.5 milyon kişinin olduğunu belirten Yerhov mektubunda ifadelerini, “Aşının kendisi Rusya ile beraber Beyaz Rusya, Sırbistan, Arjantin, Bolivya, Cezayir ve Filistin’de tescil edilmiştir. Avrupa Birliği nezdinde tescil süreci başlatılmış, Ocak ayı içerisinde 9 ülkede daha sertifikasyonun tamamlanması öngörülmektedir. Aşının seri üretimi Rusya’nın dışında ürüne güvenin göstergesi olarak birkaç ülkede daha başlatılmıştır. Geçen yılın Aralık ayında DSÖ nezdinde tescil başvurusu yapılmıştır. Listenizde adı geçen AstraZeneca şirketinin, Rus menşeli ürüne güven duyduğunun açık ifadesi olarak, kendi aşısının etkinliğini artırmak amacı ile Sputnik V aşısını geliştirmiş uzmanlarla bir işbirliği içerisinde olduğunun altını çizmek isbetli olacağı görüşündeyim” şeklinde sürdürdü.SAĞLIK MENFAATLERİ ÖNCELİKLİDİR“Tüm bu sıralanan hususlar, Sputnik V'nin dünyadaki uzmanlar tarafından kabul ve takdir edildiğini teyit ettiğinin” altını çizen Yerhov, mektubu şu şekilde sonlandırdı:“Diğerleri arasında telaffuz edilmemesi doğru olmadığı aşikardır. Siyasi konjonktürün ve ticari kıstasların vatandaşların sağlık menfaatlerinin korunmasının üstünde tutulmamalıdır. Samimi temennimiz şudur ki, Türk Tabipleri Birliği’nin dünya geneli aşı geliştirme 'kumbarasına' ülkemizin kayda değer katkılarına önem vermek için kendine imkan yaratmasıdır."Kaynak: Sputnik Türkçe cumhuriyet.com.tr

Araştırma:Çevrimiçi toplantılarda kamera açık mı, kapalımıolmalı?

Araştırma: Çevrimiçi toplantılarda kamera açık mı, kapalı mı olmalı? Katılacağınız bir sonraki sanal toplantıda, kamerayı kapalı tutma sebeplerine dağınıklığı gizlemeye ek olarak “gezegeni kurtarmayı” da ekleyebilirsiniz. Popular Science'da yer alan makaleye göre, yapılan yeni bir çalışma, 2020’de küresel karbon yayılımlarında rekor bir düşüş yaşanmasına karşın; salgının yön verdiği uzaktan çalışmaya geçiş ve ev eğlencesindeki artış sebebiyle (internet verilerinin depolanma ve dünya çapında aktarılma biçimi yüzünden), çevresel yönden hâlâ önemli bir etki oluştuğunu belirtiyor.Örneğin sadece bir saatlik video toplantısı veya yayını gerçekleştirmek, 150-1000 gram karbondioksit yayıyor (bir arabanın yaktığı bir litre benzin, yaklaşık 2,347 gram yayıyor), 2-12 litre su gerektiriyor ve hemen hemen bir iPad Mini boyutuna ulaşan karasal alan talep ediyor.Fakat internette yaptığınız bir görüşme sırasında kameranızı kapalı tutarak, bu ayak izlerini yüzde 96 oranında azaltabilirsiniz. Araştırmacıların tahminine göre, Netflix veya Hulu gibi uygulamaları kullanırken içerikleri yüksek çözünürlük yerine standart çözünürlükte oynatmak da yüzde 86’lık bir düşüş getirebilir.Purdue Üniversitesi, Yale Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde çalışan araştırmacıların yürüttüğü bu çalışma, internet altyapısıyla ilişkili karbon ayak izlerine ek olarak, su ve arazi ayak izlerini de analiz eden ilk araştırma olma özelliğini taşıyor. Bulgular Resources, Conservation & Recycling bülteninde yayımlandı.Purdue Üniversitesi’nde endüstri mühendisliği profesörü olan ve enerji araştırmalarında iklim değişiminin etkilerinin hafife alınmasına yol açmış boşluklar ile varsayımları ortaya çıkarmaya çabalayan çalışmalar yürüten Roşanak Nategi, “Eğer sadece tek tik ayak izine odaklanırsanız, çevresel etkiye yönelik daha bütüncül bir bakış sağlayabilen diğerlerini ıskalayabilirsiniz” diyor. cumhuriyet.com.tr

Bartın’da Rus bandıralıbir kuru yük gemisi battı

Bartın’da Rus bandıralı bir kuru yük gemisi battı Bartın İnkum beldesi açıklarında bir geminin battığı ihbarı üzerine çevresinde bulunan gemilere yardımcı olunması için talimat verildi. Karadeniz'de kötü hava şartları ve denizin dalgalı olması geminin bulunduğu bölgeye ulaşımı güçleştirdi.Bartın Valisi Sinan Güner olayla ilgili olarak, “Şu anda böyle bir ihbar var. Deniz çok kötü. Geminin yanında bulunan gemilere talimat verdik yardımcı olsun diye. Gelişmeleri takip ediyoruz, şu anda geminin battığına veya yan yattığına dair herhangi bir bilgimiz yok.” dedi.  (DHA)

CHP'li Tanal, Erkan Tan'ışikayet etti, savcılık takipsizlik verdi

CHP'li Tanal, Erkan Tan'ı şikayet etti, savcılık takipsizlik verdi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, A Haber’de Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin cenazesini “Terörist cenazesi” diye sunan Erkan Tan hakkında takipsizlik kararı verdi. CHP’li Mahmut Tanal’a tebliğ edilen kararın gerekçesinde, “basının geniş bir ifade özgürlüğüne sahip olduğu, eleştirel görüşlerin şiddeti övmediği sürece sert, agresif ve düşmane bir üslupla kaleme alınabileceği” belirtildi. CHP'li Tanal, A Haber’de sunduğu “Sabah Ajansı” programında Tahir Elçi’nin cenazesini, “PKK’lı teröristin cenazesi” gibi sunarak, kendisini de “PKK’lı teröristin cenazesine katıldığı” iddiasıyla hedef gösteren Erkan Tan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.Tanal, şikayet dilekçesinde, program sunucusu Erkan Tan’ın, Elçi’nin cenaze törenine ait fotoğraf karesini, “…sonra ikinci fotoğraf, yine bir PKK’lı teröristin cenazesinden. Burada da CHP’li vekiller… Mahmut Tanal var…” şeklinde sunduğunu hatırlatmıştı.SAVCILIKTAN TAKİPSİZLİK KARARICHP’li Tanal’ın şikayetini değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, A Haber sunucusu Erkan Tan hakkında takipsizlik kararı verdi.Tanal’a tebliğ edilen kararın gerekçesinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklama üzerine A Haber’de yapılan haber içeriğinde, Tanal’ın da yer aldığı ikinci fotoğrafa ilişkin olarak ‘PKK'lı teröristin cenazesinde Tanal’ın da bulunduğunun’ belirtildiği, bunun dışında Tanal’ın adının zikredilmediği ve Tanal’a yönelik herhangi bir suç isnadında bulunulmadığı savunuldu.Basının kamuyu ilgilendiren konularda geniş bir ifade özgürlüğüne sahip olduğunun belirtildiği Başsavcılık kararının gerekçesinde, “eleştirel görüşlerin silahlı direnişe teşvik etmediği ve şiddeti övmediği sürece sert, agresif ve düşmane bir üslupla kaleme alınabileceği” dile getirildi.Gerekçede, “İfade özgürlüğünün yalnızca lehte olduğu kabul edilen veya zararsız ya da ilgilenmeye değmez görülen bilgi veya düşünceler için değil, aynı zamanda devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de geçerli olduğu” belirtildi.İFADEYE GEREK YOKTanal tarafından sunulan manevi tazminata ilişkin mahkeme kararının da atılı suçun oluşumu ve Ceza Hukuku yönünden emsal ve bağlayıcı yönünün bulunmadığının ileri sürüldüğü gerekçede, AİHM kararı hatırlatılırken, “gazetecinin yapmış olduğu haber ve yazmış olduğu yazının açıkça basın özgürlüğü kapsamında kalıp suç unsuru içermemesi halinde, ifadeye çağırılmasının bile basını ve basın mensuplarını baskı altına alacağı, bu nedenle suç unsuru içermeyen habere dayalı olarak şüphelinin ifadesine başvurulmasına gerek görülmediği” dile getirildi.ŞİKAYET HAKKI ELÇİ’NİN AİLESİNİNDİRTanal’ın şikayet dilekçesinin içeriğinde yer verdiği “haber ile Tahir Elçi'nin cenaze töreninin terörist cenazesi gibi gösterilmeye çalışıldığına” ilişkin beyanına yönelik olarak ise Başsavcılık kararının gerekçesinde, “eylemin TCK'nın 130. maddesinde düzenlenen kişinin hatırasına hakaret suçuna vücut verebileceği, ancak bu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının TCK m. 131/1-2.maddesi gereğince şikayete bağlı olduğu ve şikayet hakkının ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından kullanılabileceği, müştekinin (Tanal) şikayet hakkının olmaması ve şikayet hakkına sahip olanlar tarafından yapılmış usulüne uygun şikayetin bulunmaması nedeniyle TCK m. 73/1 uyarınca soruşturma ve kovuşturma imkanının olmadığı” aktarıldı./Archive/2021/1/17/124736091-56373687e50aab22f425768e.jpgTANAL KARARA İTİRAZ ETTİTanal, verilen kararın ardından itiraz etti. Tanal itiraz dilekçesinde, A Haber’deki programda gerçeğe aykırı ifadeler kullanıldığını belirterek, söz konusu yayınla, izleyicilerde algı yaratmak suretiyle onurunu, şerefini ve saygınlığını rencide etmenin amaçlandığının açık olduğunu kaydeden Tanal, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ifade etti.İtiraz dilekçesinde, şahsını terör örgütüyle ilişkilendirmeye yönelik özel bir çabanın sarfedildiğini belirten Tanal, onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek ‘olgu isnadının’ olmasının hakaret suçunun oluşabilmesi için yeterli olduğunu vurguladı. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter