Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 06.24.2025, 06:00 AM (GMT)

News - Haberler

Gökçeada’ya yarınki tüm feribot seferleri iptal

Gökçeada’ya yarınki tüm feribot seferleri iptal figure > Çanakkale’de, olumsuz hava koşulları nedeniyle Gökçeada’ya yarın yapılması planlanan tüm feribot seferleri iptal edildi. Çanakkale Boğazı ve adalar hattında deniz ulaşımını sağlayan GESTAŞ A.Ş., Kuzey Ege’de meydana gelebilecek olumsuz hava koşulları nedeniyle yarın Kabatepe-Gökçeada hattındaki tüm feribot seferlerini iptal ettiğini duyurdu.GESTAŞ’tan yapılan yazılı açıklamada, “08 Ocak Cuma günü Kabatepe-Gökçeada hattında, olumsuz hava şartlarından dolayı tüm seferler iptal edilmiştir” ifadelerine yer verildi. İHA

“Sevdamız daha yeşilÇeşme”

“Sevdamız daha yeşil Çeşme” figure > Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, Alaçatı’da dut fidanı dikerek sokakları mis kokulu, yemyeşil bir Alaçatı’da yaşamanın önemine dikkat çekti. Çeşme Belediyesi ile Alaçatı Turizm Derneği işbirliğiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden temin edilen dut fidanları Alaçatı pazaryerinde bulunan sokak üzerine dikildi. Törene Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran da katıldı. Oran, eskiden dut ağaçlarıyla bezenmiş bu sokaktaki ağaçların zamanla kuruyarak yok olması nedeniyle, yeniden erkek dut ağaçları dikimi gerçekleştirildiğini söyledi. Dut ağacını dikerek, can suyu veren Başkan Oran, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e teşekkür etti. Daha yeşil, daha güzel bir Çeşme için gece gündüz çalıştıklarını dile getiren Oran, “Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en güzel miras ağaçtır” dedi.Cahit Sıtkı gibi “Memleket isterim gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; kuşların çiçeklerin diyarı olsu” diyen Oran, sokakları mis kokulu, yemyeşil bir Alaçatı’da yaşamanın önemine dikkat çekti. cumhuriyet.com.tr

ABD'deki olaylardaölüsayısı4'e yükseldi

Türkçe Haberler En Son Başlıklar ABD'deki olaylarda ölü sayısı 4'e yükseldi figure > AP, Kongre binasına baskın sırasında hayatını kaybedenlerin sayısının 4'e yükseldiğini açıkladı. AP, Kongre binasına baskın sırasında hayatını kaybedenlerin sayısının 4'e yükseldiğini açıkladı.AYRINTILAR GELİYOR... cumhuriyet.com.tr

Trump'ın azledilmesi içinçağrılar yapıldı

Trump'ın azledilmesi için çağrılar yapıldı figure > Trump yanlılarının Kongre binasını işgali sonrası Trump'ın azledilmesinin düşünüldüğü iddia edildi. ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim sonuçlarını tanımaması sonucu Trump destekçilerinin Kongre binasını işgali sonrası, Trump'ın azledilmesi ya da görevden alınması için çağrılar da yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.Bu anlamda anayasanın 25'inci maddesinin işletilmesine dönük çağrılar ön plana çıkıyor. Anayasanın 25'inci maddesi, Başkan Yardımcısı ve kabinenin çoğunluğunun, başkanın görevlerini yerine getirmediğine karar verirse, başkan yardımcısının vekaleten başkanın görev ve yetkilerini üzerine almasına olanak tanıyor.Bu durumda başkanın Kongre'ye itiraz hakkı bulunuyor ve itirazın geçersiz olması için ise Kongre'nin her iki kanadından da mutlak çoğunluğun başkanın görevden alınmasını desteklemesi gerekiyor.25. EK MADDESİNE BAŞVURULABİLİRCBS News'te yer alan haberde, Trump'ın kabinesinden isimlerin, Başkan'ı azletmek için anayasanın 25. ek maddesine başvurmayı düşündüğü kaydedildi.Haberde, söz konusu teklifin henüz Başkan Yardımcısı Mike Pence'e sunulmadığı ifade edildi.Bununla birlikte 36 Temsilciler Meclisi üyesinden 'Trump azledilsin' talebi de geldi.İŞ DÜNYASINDAN DA TEPKİLER GELDİ14.000 farklı firmayı temsil eden Ulusal İmalatçılar Birliği, Başkan Donald Trump’ın 20 Ocak günkü devir teslim törenini beklemeden görevden uzaklaştırılmasını istedi. cumhuriyet.com.tr

ABD Kongresi 200 yıl sonra ilk kez saldırıya uğradı, bu tarihi günde neler yaşandı?

ABD Kongresi 200 yıl sonra ilk kez saldırıya uğradı, bu tarihi günde neler yaşandı? figure > ABD Kongresi'nin bugüne kadar genellikle formaliteden ibaret olan seçim sonuçlarını tescil için yaptığı oturum bu yıl tarihi bir nitelik kazandı. Trump yanlısı protestocular Kongre binasını işgal etti, çıkan olaylarda bir kişi yaşamını yitirdi. EPAABD Kongresi'nin bugüne kadar genellikle formaliteden ibaret olan seçim sonuçlarını tescil için yaptığı oturum bu yıl tarihi bir nitelik kazandı.Seçimlere usulsüzlük karıştığı yönündeki asılsız ve doğru olmayan iddiaları ortaya atan Başkan Donald Trump'ın çağrısıyla başkent Washington DC'de binlerce kişi toplandı.Trump, Beyaz Saray önünde destekçilerine yaptığı konuşmada, "Asla vazgeçmeyeceğiz, yenilgiyi asla kabul etmeyeceğiz" dedi.Daha sonra kalabalık, Senato ile Temsilciler Meclisi'nin ortak oturumunun başlamasından kısa bir süre sonra bina çevresindeki güvenlik bariyerlerini aşarak, Kongre binasına ulaştı.Güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığı görülürken, protestocular camları ve kapıları kırarak içeri girdi.ReutersBazı protestocular Senato genel kurul salonuna ulaştı. Temsilciler Meclisi'nde ise kapılar kapatıldı, kapıların önüne barikatlar kuruldu ve güvenlik güçleri içeri girmek isteyenlere ateş açtı. Bu sırada göğsünden vurulan bir protestocu kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.Başkan Yardımcısı Mike Pence ve senatörlerin, polis ve güvenlik güçleri tarafından Kongre binası içerisinde gizli ve güvenli bir yere götürüldüğü ve olaylar yatışana kadar da burada tutuldukları açıklandı.Polis göstericilere zaman zaman biber gazıyla müdahalede bulunurken, olayların yatıştırılması için Ulusal Muhafızlar konuşlandırıldı. Ayrıca Başkent Washington DC'de 24 saatlik sokağa çıkma yasağı ilan edildi.Trump, destekçilerinin Kongre binasını işgal ettiği sıralarda attığı Twitter mesajında eylemlerini barışçıl bir şekilde sürdürmeleri çağrısında bulundu. Yardımcısı Pence ise protestoculardan Kongre binasından ayrılmalarını istedi.ReutersABD Başkanı seçilen Joe Biden da geçiş dönemi çalışmalarını sürdürdüğü Delaware'de kameraların karşısına geçti.Biden, "Başkan Trump'tan şimdi ulusal televizyona çıkarak yeminini ve anayasal görevini yerine getirmesini ve bu işgale son verilmesi çağrısında bulunması istiyorum. Bu bir protesto değil, başkaldırıdır. Bütün dünya bizi izliyor" dedi.Bu açıklamadan kısa bir süre sonra Trump, Twitter hesabından bir dakikalık bir video yayımladı. Trump, bu videoda seçimlere usulsüzlük karıştığı yönündeki asılsız iddialarını yinelerken, destekçilerine de eve dönmeleri çağrısı yaptı.Daha sonra güvenlik güçlerinin de müdahalesiyle kalabalık binadan uzaklaştırıldı ve Kongre binasında yeniden güvenliğin sağlandığı açıklandı. Bu açıklamanın ardından Kongre'nin seçim sonuçlarını tescil etme süreci de kaldığı yerden tekrar başladı.ReutersABD'DE YAŞANANLARA BÜYÜK TEPKİTarihçiler, Kongre binasının 1812 yılından bu yana ilk kez işgale uğradığını belirtiyor. Kongre binası, 1814 yılında Koramiral Sir Alexander Cockburn ve Tümgeneral Robert Ross önderliğindeki İngiliz kuvvetler tarafından ateşe verilmişti.ABD Kongresi Tarih Topluluğu'un websitesinde, "ABD Kongre binası, bir yapıdan çok daha fazlasını temsil ediyor. Burası Amerikan demokrasisi ve yaşam tarzının bir simgesi konumunda" ifadeleri yer alıyor.ABD yönetim sistemi içerisinde oldukça büyük bir sembolik öneme sahip olan Kongre binasına yapılan saldırıya birçok kesimden sert tepki geldi.Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler, yaptıkları açıklamalarla yaşananlardan Trump'ı sorumlu tuttu. Yaşananları "darbe girişimi" olarak nitelendiren siyasetçiler ve basın kuruluşları da oldu.ReutersEski ABD Başkanları Bill Clinton, George Bush ve Barack Obama, yaptıkları yazılı açıklamalarla yaşananlara tepki gösterdi.Ayrıca Trump döneminde yönetimde görev yapmış bazı isimler de tepki gösterenler arasında yer aldı.Washington Post gazetesi, Trump'ı ABD demokrasisine yönelik bir tehdit olarak tanımladı ve görevden alınması çağrısında bulundu.New York Times gazetesi de yaşananları "otoriter ülkelerde yaşanan darbe ve ayaklanma görüntülerini anımsatan olağanüstü sahneler" olarak tanımladı.Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan analizde, yakın dönemde "iki başkanlığı, iki partiyi ve bir ülkeyi bu kadar derinden yaralayan bir 24 saatin hiç yaşanmamış olduğu" yorumu yapıldı.ReutersBUNDAN SONRA NE OLACAK?Kongre'de seçim sonuçlarının tescil edilmesiyle ilgili süreç yeniden başladı. Daha önce sonuçlara itiraz edeceğini açıklayan bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, yaşananlar ışığında bu kararlardan vazgeçtiklerini ilan etti.Bu itirazların sonuçların onaylanmasını etkilemesi beklenmiyor ancak sürecin gecikmesine neden olabilir.Diğer yandan Beyaz Saray'da görevli bazı isimler, yaşananlara tepki göstererek görevlerinden istifa etti.ReutersABD basınında yer alan haberlere göre, First Lady Melania Trump'ın genel sekreterliğini yürüten Stephani Grisham, Beyaz Saray sözcü yardımcısı Sarah Matthews ve Beyaz Saray sosyal işlerden sorumlu sekreter Rickie Niceta görevinden istifa eden isimler arasında yer alıyor.Trump yönetiminden başka isimlerin de istifa edeceği öne sürülüyor.Ayrıca Trump'ın azledilmesi ya da görevden alınması için çağrılar da yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.Bu anlamda anayasanın 25'inci maddesinin işletilmesine dönük çağrılar ön plana çıkıyor. Anayasanın 25'inci maddesi, Başkan Yardımcısı ve kabinenin çoğunluğunun, başkanın görevlerini yerine getirmediğine karar verirse, başkan yardımcısının vekaleten başkanın görev ve yetkilerini üzerine almasına olanak tanıyor.Bu durumda başkanın Kongre'ye itiraz hakkı bulunuyor ve itirazın geçersiz olması için ise Kongre'nin her iki kanadından da mutlak çoğunluğun başkanın görevden alınmasını desteklemesi gerekiyor.25'inci maddenin işletilebileceğine dair çeşitli iddia ve çağrılar ortaya atılmış olsa da bu konuda henüz kamuoyuyla paylaşılan resmi bir girişim yapılmış değil. BBC Türkçe

ABDİşDünyası:“Trump’ıHemen Görevden Alın”

ABD İş Dünyası: “Trump’ı Hemen Görevden Alın” figure > ABD’nin Exxon Mobil, Pfizer, Toyota gibi önde gelen şirketlerinin yer aldığı ve 14.000 farklı firmayı temsil eden Ulusal İmalatçılar Birliği, Başkan Donald Trump’ın 20 Ocak günkü devir teslim törenini beklemeden görevden uzaklaştırılmasını istedi. Trump’ın destekçilerinin ABD Kongre binasını işgal etmesinin ardından kurumun başkanı Jay Timmons tarafından yapılan açıklamada Trump’ın iktidarını korumak için şiddeti teşvik ettiğine dikkat çekildi. Trump’a destek veren Kongre üyelerinin de anayasaya bağlılık yeminlerini ihlal etmiş oldukları ve anarşiyi demokrasiye tercih ettikleri kaydedildi. Açıklamada ‘‘Kongre binasından tahliye edilen Başkan Yardımcısı Mike Pence, Kabine ile birlikte çalışarak Anayasa’nın 25’inci Ek Maddesini yürürlüğe koymayı ciddi şekilde düşünmeli’’ denildi.Anayasa’nın 25’inci Ek Maddesi, başkanın görevini yerine getiremeyeceği durumlarda görevi kısa süreliğine başkan yardımcısının devralmasını öngörüyor. Trump’ın 3 Kasım seçimlerinin galibi Joe Biden’dan görevi devralana kadar iktidarda 14 günü daha var.Diğer iş örgütlerinden de çeşitli açıklamalar geldi. Amerika’nın en büyük şirketlerinin yöneticilerinden oluşan Business Roundtable adlı grup Trump’a ve ilgili yetkililere kaosu sona erdirmeleri ve iktidarın barış içinde transfer edilmesi çağrısı yaptı. Açıklamada başkentte yaşanan kaosun demokratik bir seçimin sonuçlarını değiştirmek için yapılan gayrimeşru çabalardan kaynaklandığı belirtildi.JPMorgan Chase yöneticisi Jamie Dimon, ‘‘Liderlerimizin şiddeti sona erdirme, seçim sonuçlarını kabul etme ve 400 yıllık demokrasi geleneğimiz gereği iktidarın barış yanlısı el değişimini destekleme sorumluluğu vardır. Şimdi biraraya gelerek bu olağanüstü birliğimizi güçlendirmenin zamanı ’’ diye konuştu.Merkezi Beyaz Saray yakınında bulunan güçlü iş örgütlerinden biri olan ABD Ticaret Odası’nın Başkanı Thomas Donohue da ‘‘Ulusumuzun Kongre binasına ve demokrasisine yönelik saldırılar derhal son bulmalı’’ dedi ve Kongre’ye yaşanan şiddete rağmen göreve devam etme çağrısı yaptı.Donohue, ‘‘Kongre bu gece yeniden toplanmalı ve anayasal sorumluluğunu yerine getirerek Seçici Kurul oy sayımını onaylamalı’’ dedi.IBM şirketinin müdürü Arvind Krishna da başkentte yaşanan şiddeti kınadı. Krishna, ‘‘IBM olarak bugün yaşanan benzeri görülmemiş kanun tanımazlığı kınıyoruz. Bu eylemlerin toplumumuzda yeri yok. Bunlar sona ermeli ki demokrasi sistemimiz işlemeye devam etsin’’ dedi.Alphabet ve Google CEO’su Sundar Pinchai, ABD Kongresi’nde yaşananları ‘‘kanunsuzluk ve şiddet’’ olarak değerlendirdi.Pinchai, ‘‘Özgür ve güvenli seçimler düzenlemek ve farklılıklarımızın üstesinden barış içinde gelmek demokrasinin temelini oluşturur. ABD’nin bu konuda uzun ve gurur dolu bir geçmişi var’’ dedi.Pinchai, ‘‘Bugün başkentte ortaya çıkan kanunsuzluk ve şiddet demokrasinin karşıtıdır, bunu kınıyoruz’’ diye konuştu cumhuriyet.com.tr

Emniyet toplumsal olaylarda TSK'ya ait silahlarıve taşıtlarıkullanabilecek

Emniyet toplumsal olaylarda TSK'ya ait silahları ve taşıtları kullanabilecek figure > Rektör protestosuna yönelik polis müdahalesi tartışılırken TSK, MİT ve Emniyet Taşınır Mal Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı. Değişikliğe göre “terör ve toplumsal olaylar”da TSK’ye ait silah ve taşıtlar, bakan onayıyla Emniyet ve MİT’e devredilebilecek. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki rektör atamasına yönelik protestolara polisin müdahalesi üzerindeki tartışmalar sürerken Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Taşınır Mal Yönetmeliği’nde tartışma yaratacak bir değişiklik yapıldı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan “Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Taşınır Mal Yönetmeliği” adlı değişiklikle “milli güvenlik, kamu düzeni ve kamu güvenliğini ciddi şekilde tehdit eden terör, toplumsal olaylar ve şiddet hareketlerinin meydana gelmesi durumunda” TSK, Emniyet ve MİT, taşınır mallarını herhangi bir şarta bağlı olmadan birbirine devredebilecek. Böylece TSK’ye ait silah ve taşıtların “terör, toplumsal olaylar ve şiddet hareketleri” gerekçesiyle Milli Savunma Bakanı’nın onayıyla Emniyet ve MİT’e devredilebilmesinin önü açıldı. Ayrıca yönetmelikteki “Taşınır mal işlem belgesi düzenlenmeyecek mallar” maddesine “Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nca uluslararası anlaşmalara dayanılarak dost veya müttefik ülkelere ve bu ülkelerde bulunan kamu veya özel nitelikli kurum ve kuruluşlara mal ve hizmetin yardım olarak verilmesi maksadıyla tedarik edilecek taşınırlar” bendi eklendi. Böylece uluslararası anlaşmalara dayanılarak “dost ve müttefik” ülkelere taşınır mal işlem belgesi olmaksızın taşınır malların sevkıyatı yapılabilecek. Hüseyin Hayatsever

Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen: "Toplu hâkim/savcıalımısorun yarattı"

Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen: "Toplu hâkim/savcı alımı sorun yarattı" figure > Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, 2000 yılında 9 bin 4 olan hâkim/savcı sayısının 2019 sonunda yüzde 127 artışla 20 bin 629’a ulaştığına işaret ederek aktif görevde olan hâkim ve savcıların 10 bin 600’ünün yani yarısından fazlasının 2016’dan sonra mesleğe kabul edildiğini belirtti. Esen, kısa sürede yapılan toplu alımların, meslek mensuplarında kıdemsizlik sorununa yol açtığını vurguladı. Esen, “Toplu hâkim/savcı alımları ve yargıda kıdemsizlik sorunu” başlığıyla hazırladığı çalışmasının sonuçlarını Cumhuriyet ile paylaştı. Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının henüz sağlanamadığını belirten Esen, yargıyı, yasama ve yürütmenin işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyebilecek ve gerektiğinde onları frenleyebilecek hale getirebilmek gerektiğine işaret etti.ALIM, İHTİYACIN ÜZERİNDE2016-2019 yıllarını kapsayan dönemde toplam 10 bin 600 hâkim/savcı adayının mesleğe kabul edildiğini kaydeden Esen, “Bu rakam, 2019 sonu itibarıyla görevli toplam 20 bin 629 hâkim/savcı sayısının yarısından fazladır. 2019 sonu itibarıyla iki görevliden birinin bu yıllar arasında atamasının yapıldığı, dolayısıyla meslekteki kıdemlerinin 4 yılın altında kaldığı anlaşılmakta” ifadelerini kullandı. Hızlı ve yoğun personel alımlarında 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle 3 bin 932 hâkim/savcının görevine son verilmesinin etkili olduğunu kaydeden Esen, “Toplu alımların sadece görevlerine son verilenlerden doğan personel açığının kapatılması veya yeni faaliyete geçirilmiş mahkemelerdeki personel ihtiyacını karşılamaya ilişkin olmadığı görülmekte. Zira personel ihtiyacının üzerinde alımlar yapılmıştır” dedi. Esen, şunları kaydetti: “Yapılacak toplu alımların meslek mensupları arasında olması gereken kıdem farkını ortadan kaldıracağı, aynı kıdemde olan personelin görevlendirilmelerinde güçlüklerle karşılaşılacağı, bu suretle çalışma barışının olumsuz etkileneceği göz ardı edilmemeli. Yapılacak sınavlarla hukuk fakültelerinin en iyi mezunlarının mesleğe kazandırılması sağlanmalı. Hâkim/ savcı yardımcılığı kurulması ve hizmet içi eğitime ağırlık verilmesi gerekmekte.” Sefa Uyar

Zayıflayan iktidar ve ortağışiddet ve baskılarınıartırıyor

Zayıflayan iktidar ve ortağı şiddet ve baskılarını artırıyor figure > Zayıfladıkça baskı ve şiddeti artıran iktidar ve ortağı, demokratik itirazını kullanan öğrenciler için ‘başları ezilmeli’ diyor, ‘darbe’ tartışmalarını ısrarla büyütmek istiyor. Boğaziçi Üniversitesi protestosu nedeniyle öğrencilere yönelik operasyonlar dün de devam etti. Uzun namlulu silahlar kullanan özel harekât polislerinin katıldığı operasyonlarda 14 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların sayısı 36’ya yükseldi. Boğaziçi’ndeki pretostoların ardından haklarında “2911 sayılı Kanun’a muhalefet” ve “görevli memura mukavemet” suçlamalarıyla yakalama kararı çıkarılanlara yönelik dün sabah 33 adrese baskınlar düzenlendi. Şişli ve Maltepe’deki ev baskınlarında 14 kişinin gözaltına alındığı açıklandı.BULU’DAN POLİSE TEŞEKKÜRBoğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, dün bir canlı yayına katılarak, kendisine yöneltilen eleştirileri yanıtladı. Öğrencilerin eylemine sert müdahalede bulunan polislere teşekkür eden Bulu, “İtiş kakış yapanlar Boğaziçililer değil, dışarıdaki unsurların içeri girmeye çalışmasında oldu. Polis inanılmaz bir ajitasyon olmasına rağmen en ufak bir şey yapmadı. Türk polisini ben bir kez daha tebrik etmek istiyorum. Emniyet müdürümüzle sürekli iletişim halindeyiz” diye konuştu. Üniversite kampüsünde düzenlenen devir teslim törenini cüppelerini giyip arkalarını dönerek protesto eden akademisyenlere ilişkin ise Bulu, “Sırtını dönen hocalarla yavaş yavaş konuşacağım. Beni tanıyanlar orada yoktur diye düşünüyorum. Ama Boğaziçi’nin kültürü, isteyen sırtını döner isteyen elini sıkar” dedi.YANLIŞ EVLERİ BASTILARKadıköy ve Okmeydanı’nda iki evin yanlışlıkla basıldığı ortaya çıktı. Öğrenci avına çıkan polisler, Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi Muhtarı Sultan Aksu’nun evini bastı. Aksu yaptığı açıklamada, “Yaklaşık 10 polis evimizi bastı. Eşim zorla yere yatırıldı, beni de yere yatmam için çok defa uyardılar. o sırada çocuğum (7 yaşındaki kızı) uyanmış, yataktan ağlayarak olup bitenleri izliyordu. Buna rağmen yanına yaklaşmama izin verilmedi. O sırada ekiplere mahallenin muhtarı olduğumu söyledim. Polisler, muhtar olduğumu duyduktan sonra eşimin yerden kalkmasına ve hareket etmemize izin verdiler. Durumla ilgili tutanak tutup, bizlerden özür dileyerek evimizden ayrıldılar” dedi. Okmeydanı’nda ise Rüstem K. isimli yurttaş polisin yanlış ev baskınını şöyle anlattı: “Sabaha karşı büyük bir gürültü, patırtı ve hışımla çelik yelekli, uzun namlulu silahlarıyla polis evimizi bastı. Kapıyı açar açmaz yüksek sesle ve namlularını bize doğrultarak ‘yere yatın’ diye bağırarak çamurlu ayakkabılarıyla içeri daldılar. Bir kadının ismini vererek ‘hanginizsiniz’ diye sordular. Kendisini tanımadığımızı söyleyince, yanlış bir yer bastıklarını anlayınca tutanak tutup evden ayrıldılar.”ÇIPLAK ARAMA DAYATMASIBir grup Boğaziçili öğrenci, gözaltındakilerin durumuna ilişkin İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) bir açıklama yaptı. Gözaltına alınan arkadaşlarının çıplak arama dayatmasına maruz kaldıklarını belirten öğrenciler, “Artık gizlenemeyen çıplak arama, devlet yetkilileri tarafından kabul edilmemekte, gündeme geldiğinde iftira olarak nitelendirilmekte ve çıplak arama işkencesini uygulayan polisler hakkında işlem yapılmamakta, işkenceciler korunup kollanmaktadır” dedi. Öğrenciler, gözaltına alınan arkadaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını istedi.İŞKENCE İDDİASI ARAŞTIRILMALIBoğaziçi Üniversitesi’ndeki protestolara katıldıkları gerekçesiyle yapılan ev baskınlarıyla en az 30 kişinin gözaltına alınmasının ardından Af Örgütü Türkiye Şubesi yazılı bir basın açıklama yaptı. Açıklamada, “Yetkililere, anayasal haklarını kullandıkları için gözaltında tutulan protestocuların derhal serbest bırakılması; protestolar ve gözaltı sürecinde gerçekleştiği iddia edilen işkence ve diğer türde kötü muamele iddialarının hızlı, bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturularak, sorumluların adil şekilde yargılanması çağrısında bulunuyoruz” denildi.‘TERÖR’ BENZETMESİMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanması ile başlayan tepkilere ilişkin “Kanuna uygun bir atamaya terör yöntemleriyle karşı çıkmak, bu vesileyle Boğaziçi Üniversitesi’nden bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmaya niyetlenmek başı ezilmesi gereken bir komplodur” dedi. Bahçeli, yazılı açıklama ile yargıdaki kadrolaşmaya dikkat çeken CHP’li Fikri Sağlar’a “Başörtüsü meselesinin mutabakatla çözülmesini hala kabullenemeyen, bir türlü hazmedemeyen çorak ve çürük siyasi zihniyetlerin inanç ve insan haklarına tahammülsüzlükleri maalesef yeniden nüksetmiştir” tepkisini gösterdi. Bahçeli, medyayı hedef alarak, “Zillet ittifakının söylemleri, siyaset metotları, kamuoyuyla ilişkileri ve irtibat kanalları sakat ve sancılıdır. Bunların medyaya yuvalanmış çıkarcı yandaşları da Türkiye’nin kazanımlarını, diriliş ve yükseliş çabalarını karalamak ve kötü göstermek için faaliyet halindedir” dedi.‘SAKINCALI VE SORUNLU’Bahçeli, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, gazetemizde yayımlanan söyleşisini anımsatarak, Başbuğ’un “düşünce ve kanaatlerinin her zaviyeden sakıncalı ve her cepheden sorunlu” olduğunu savundu. Bahçeli, “‘27 Mayıs 1960 darbesinden önce şayet bir erken seçim tarihi açıklansaydı darbe önlenebilirdi’ demek tam bir gaflet, tam bir garabettir. CHP’nin başını çektiği zillet ittifakının erken seçim dayatması ve zorlamasıyla Sayın Başbuğ’un sözleri üst üste konulduğunda, muhtemel gelişmelerle ilgili tuhaf ve düşündürücü bir illiyet bağının kurulması abartılı ve afaki bir değerlendirme olmayacaktır” dedi.KOKTEYL İTHAMLARTürk gençlerine “terör örgütlerinin kışkırtmalarına kapılmaması ve uyanık olması” çağrısında bulunan Bahçeli, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanmasına ilişkin şunları kaydetti: “Kanuna uygun bir atamaya terör yöntemleriyle karşı çıkmak, bu vesileyle Boğaziçi Üniversitesi’nden bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmaya niyetlenmek başı ezilmesi gereken bir komplodur. CHP’nin, İP’nin, HDP’nin provoke ettiği, PKK, MLKP, DHKP-C’nin alevlendirdiği protestoları bir sokak hareketine dönüştürme ısrarları ateşle oynamaktır. Darbe imaları, erken seçim dayatmaları, ekonomik sorunlardan siyasal sonuç elde etme gayretleri ortadayken, bunun üstüne üniversitelerde öğrenci olaylarının fitilini tutuşturma arayışları vatana ihanettir. Boğaziçi Üniversitesi’ne yasal yollardan rektör atanmış ve konu kapanmıştır. MHP, üstünlerin ve elitlerin hukukuna değil, hukukun üstünlüğüne inanmaktadır.”ÖĞRENCİLERDEN YANIT: BİZİM İÇİN KONU KAPANMADIMHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “Boğaziçi Üniversitesi’ne yasal yollardan rektör atanmış ve konu kapanmıştır” açıklamasına Boğaziçili öğrenciler tepki göstererek, yanıt verdi. “Bahçeli’nin söylediğinin aksine bizim için konu kapanmadı” diyen Boğaziçili öğrenciler şu açıklamalarda bulundu: “Kayyımlar gidene kadar ve gözaltındaki arkadaşlarımız bırakılana kadar da konu kapanmayacaktır. Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın. Kayyım olarak atanan Melih Bulu ve tüm rektörler acilen istifa etsin.” cumhuriyet.com.tr

Hatipoğlu’nun yönettiğiüniversitede kişiyeözel kadro iddiası

Hatipoğlu’nun yönettiği üniversitede kişiye özel kadro iddiası figure > Televizyondaki vaazlarıyla tanınan Nihat Hatipoğlu’nun rektör olduğu Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne kişiye özel ilanla KPSS’den en düşük puan alan kişinin alındığı öne sürüldü. Yetkililer, “Biz de şaşkınız” dedi. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde kişiye özel ilan verilerek kadrolu büro personeli alındığı öne sürüldü. 13 kişinin başvurduğu ilana KPSS’den en düşük puan alan kişi seçildi. AKP’ye yakınlığıyla bilinen Nihat Hatipoğlu’nun rektör olduğu Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde 11 Aralık 2020 tarihinde bir kişinin alınacağı sözleşmeli büro personeli ilanı açıldı. İlandaki özel şartlar arasında “En az önlisans mezunu olup, üniversitelerin Gazetecilik, Medya ve İletişim, Basın veya Basın ve Yayıncılık bölümü mezunu olmak” şartının yanı sıra “Muhabir kursu eğitim belgesine ve diksiyon eğitimi katılım belgesine sahip olmak” da yer aldı. 13 kişinin başvurduğu ilanda, en düşük KPSS puanını alan M.K isimli kişi önceki gün personel seçildi.‘BİZ DE ÇOK ŞAŞKINIZ’Üniversitenin Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Kara, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada “Rektör hocamız Nihat Hatipoğlu bu konularda çok hassas bir insan. Bize özellikle ‘Şeffaf olun’ uyarısı yapıyor. Aranan şartlar, daha vasıflı ve kaliteli eleman almak için. Biz de çok şaşkınız bu duruma. Bizi de tatmin etmedi” dedi. Çağatan Akyol

Teröre destek vermekle suçlanan Katar ile körfezülkelerinin arasıyumuşuyor

Teröre destek vermekle suçlanan Katar ile körfez ülkelerinin arası yumuşuyor figure > Körfez İşbirliği Konferansı’nda “Körfez ülkelerinin birbirleriyle bağları sıkılaştırma kararı” alındı. Katar’a Suudi Arabistan öncülüğünde uygulanan ambargo kaldırıldı, ülkeyle yeniden diplomatik ilişki kuruldu. Küçük ada devleti Suudi Krallık’ı gerileterek “Körfez’e önemli bir aktör” olarak döndü. Bunun birkaç nedeni var. Suudi Arabistan ile Katar arasındaki buzlar Körfez ülkeleri arasında nasıl biteceği belli olamayan rekabete aracılık eden Kuveyt ile ABD sayesinde erimiş görünüyor. Katar’a ne suçlamalar yapılmıştı oysa; terörü finanse ediyor iddiası en bilineni tabii. Hatırlayalım, ambargocu Körfez ülkeleri Katar’dan El Cezire televizyonunu kapatmasını, İran’la, Müslüman Kardeşlerle ilişkilerini kesmesini, nihayet Türkiye’nin Katar’da bulunan bir askeri üssünün faaliyetlerine son vermesini istemişlerdi. Tabii ki tüm bunları “egemenliğine saldırı” gerekçesiyle reddetmişti Katar.Şimdi, Mısır ile Birleşik Arap Emirlikleri hala Katar’a soğuk olsalar da Körfez ülkelerinin çoğunluğu ile Katar arasındaki buzlar eriyor.  Bu her şeyden önce ABD’nin ya da daha doğru bir ifadeyle Donald Trump’ın çok istediği bir gelişme. Trump’ın giderayak bir “zafere” ihtiyacı var, öte yandan ABD uzun zamandan beri Körfez ülkeleri arasında var olan rekabeti, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, kendi eksenine yönelik çözme politikasından vazgeçmiş değil. Sonuç o nedenle ABD açısından sevindirici.  PEKİ NEDEN ŞİMDİ?Trump’ın, sonuçlarını reddetse de Başkanlık seçimini kaybettiği Joe Biden ile ABD kamuoyu üzerinde “barıştıran” Başkan izlenimi bırakmak için Suudi Arabistan’a uzun zamandır Katar’la anlaşma konusunda baskı yaptığı biliniyor. (Ambargo sonrası Katar’a milyon dolarlık silah satışı yapan kendisi değilmiş gibi).  Yemen’de girdiği bataklıktan çıkamayan, insan hakları ihlalleri nedeniyle ciddi bir itibar kaybı yaşayan Suudi Arabistan’ın bir de Körfez’de kendisine cephe açmanın tehlikelerini fark etmesi yumuşama adımı atmasında etkili oldu kuşkusuz. Ambargoyu başlatan o, dolayısıyla sona erdiren de o olursa liderliğini pekiştirmiş olacak kendince. KATAR’IN YÜKSELEN ROLÜKaldı ki abluka başarılı da olamadı. ABD’nin hem de Körfez ülkelerinin ambargosundan hemen sonra silah sattığı Katar, Türkiye ile İran’ın yardımları sayesinde ablukayı aşabildi. Suudi Arabistan ambargonun uzun süremeyeceğini görebildi. Daha önemli bir neden var Suudi krallığının tutum değiştirmesinde. Katar, Suudilerden daha çok bölgesel meselelerde arabuluculuk rolü üstlendi. Taliban ile ABD arasındaki görüşmelerdeki rolünü hatırlayalım. Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin ardından Katar Emiri Tamim bin Hamad el Tani’nin gerginliği önleme amacıyla İran’a gittiği, ABD’nin de Katar’ın bu konuda arabuluculuğundan memnun olduğu ABD medyasında yazılmıştı. Bu pozisyonu Katar’ı ABD ile Türkiye arasında da arabulucu yapabilir. Katar’ın Suriyeli muhaliflerle de BM’nin tanıdığı Libya hükümeti ile de iyi ilişkileri var. Bu onu bölgesel sorunlarda Suudi Arabistan’dan daha önemli bir ülke haline getiriyor. Dün sonuçlanan Körfez İşbirliği Konferansı (KİK) bu nedenle çok önemliydi. Katar'ın konferansa çağrılması önceleri reddedildiği Körfez bölgesine güçlü dönmesi demek.  Katıldığı konferansta karşılaşacağı tek zorluk Mısır ile BAE’nin “Katar’la ilişki kurma” konusunda ikna edilmelerinin zor olmasıydı ki bunun aşıldığı görülüyor. Mısır da BAE de Katar’ı, Türkiye ile İran’a bırakmayı göze alamazlar. Sonuçta, Suudi Arabistan, liderliğini yaptığı blokun Katar’la ilişkileri düzeltmesinin kendi yararına olacağını fark etmeseydi, bu buzların erimesi daha yıllar alabilirdi. Mustafa K Erdemol

CHP’nin‘Adaletsizlik Envanteri’raporunda, gazetemize verilen ilan kesme cezalarına dikkatçekildi

CHP’nin ‘Adaletsizlik Envanteri’ raporunda, gazetemize verilen ilan kesme cezalarına dikkat çekildi figure > CHP’nin 2020 yılında yaşanan hukuk dışı uygulamaları sıraladığı raporunda; basın özgürlüğü, ifade hürriyeti ve gösteri hakkı başta olmak üzere birçok alanda özgürlüklerin sınırlandırıldığı gözler önüne serildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 2020 yılında Covid-19 salgınıyla birlikte Türkiye’de büyük bir adaletsizlik pandemisi yaşandığını belirterek, geçen yıl ülke genelinde yaşanan hukuk dışı uygulamaları “Adaletsizlik Envanteri” adıyla raporlaştırdı. Erkek, şu tespitlerde bulundu:İLAN YASAKLARICumhuriyet, Sözcü, Birgün, Korkusuz ve Evrensel gazeteleri, Basın İlan Kurumu tarafından verilen ilanların kesilmesi cezalarıyla ekonomik açıdan zor durumda bırakıldı ve adeta onlara “gerçekleri yazma” denildi. RTÜK CEZALARI2020 yılı boyunca “yandaş” kanallara yalnızca 400 bin lira para cezası verilirken, iktidarın eleştirildiği kanallarda bunun tam 25 katına denk düşen 10 milyon liralık ceza kesildi. Halk TV ve TELE 1 ekranlarının uzun süre karartılması 2020’nin bu alandaki karanlığını yansıttı. GAZETECİLERE DAVALARGazetecilik yaptıkları için ve yalnızca haberleri nedeniyle çok sayıda gazeteci cezaevine atıldı. Gazeteciler; askeri ve siyasi casuslukla suçlandı. Ömrünü FETÖ ile mücadeleyle geçirmiş Sözcü ve Cumhuriyet Gazetelerinin yazarları ve yöneticileri kumpas davalarıyla yargılandı.CHP’NİN YAYINLARI TOPLATILDICHP’nin “21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı”, “Arpalık Aile Şirketi” ve “10 Maddede Kıdem Tazminatında Fon Aldatmacası” yayınlarına basım, dağıtım ve satış yasağı getirildi. Yalova Gençlik Kolları üyelerimiz hakkında, “15 Temmuz’dan Sonra AKP, FETÖ’ye Selam OHAL’e Devam” adlı kitapçığı dağıttıkları için dava açıldı.AİHM VE AYM KARARLARI UYGULANMADIAYM tarafından verilen karar yerel mahkeme tarafından uygulanmadı. AİHM’nin Türkiye hakkında verdiği karar da anayasa aykırı bir şekilde yok sayıldı.CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇLAMALARIAKP Genel Başkanı’na hakaret iddiasıyla 10 binlerce yurttaş yargılandı. Partili Cumhurbaşkanı’na yönelik yapılan her eleştiri hakaret sayıldı.PANDEMİ YASAKLARA GEREKÇE OLDUTürkiye’nin dört bir yanında önlem alınması koşuluyla kutlanmak istenen milli bayramlar, iktidar tarafından pandemi gerekçesiyle engellendi. Yine haklarını savunmak için yürüyüş yapan madenciler, baro başkanları, çeşitli STK ve sendika temsilcilerine aynı gerekçelerle yasak getirildi. Ancak AKP’nin siyasi faaliyetleri ve kalabalık mitingleri engellenmedi.ÖRTÜLÜ AF, EŞİTLİĞİ İHLAL ETTİİnfaz düzenlemesi adı altında getirilen teklifle koşullu salıverme ve denetimli serbestlik sürelerinde değişikliğe gidildi. Kabul edilen teklif, örtülü bir af düzenlemesi niteliğinde olurken; şiddet içermeyen eylemler kapsam dışında tutularak eşitliğe aykırı bir düzenleme yapıldı.BAROLARA BÖLME, STK’LERE KAYYUMBağımsız ve tarafsız yargıyı yok eden, baroları siyasallaştıran, bölen ve Barolar Birliği delege sistemini temsilde adalete aykırı biçimde değiştiren yasa kabul edildi. Dernek ve STK’lerin başına kayyım atanmasına olanak veren, sivil toplum üzerindeki vesayeti ağırlaştıran teklif de hayata geçti.BERBEROĞLU’NA HUKUKSUZLUKCHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında AYM’nin oybirliği ile aldığı karara karşın hak ihlalleri devam etti. İlk derece mahkemesi tarafından AYM kararı uygulanmadı ve yeniden yargılama başlamadı. Seçilmiş bir milletvekili olarak Meclis’te görevini yapamadı.İSTANBUL SÖZLEŞMESİ TARTIŞILDIİstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açarak zayıflatan AKP döneminde kadına şiddet ve kadın cinayetleri sürekli artış gösterdi. 2020 yılında en az 300 kadın katledildi. Mahmut Lıcalı




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter