News - Haberler
Valilik yasaklayınca Boğaziçili eylemi Güney Kampüsü’nden Kadıköy’e geçti
Valilik yasaklayınca Boğaziçili eylemi Güney Kampüsü’nden Kadıköy’e geçti figure > İstanbul Valiliği’nin “salgın” gerekçesiyle Beşiktaş ve Sarıyer’de gösterileri yasaklamasının ardından Boğaziçi ve diğer üniversitelerden binlerce öğrenci Kadıköy’de buluştu. Öğrenciler, “Üniversitede partili kayyım değil, demokrasi ve özgürlük istiyoruz”, “Arkadaşlarımız bırakılsın” çağrısı yaptı. ODTÜ’de de destek eylemi yapıldı. AKP’li Prof. Dr. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör ataması tepkiler sürüyor. Boğaziçili öğrenci gruplarının eylem çağrılarının ardından İstanbul Valiliği, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin kayyum rektörü protesto edecekleri eylemi dün salgın gerekçesiyle yasakladı. Bunun üzerine öğrenciler eylemlerini Kadıköy’e taşıdı. Sabah saatlerinden itibaren ise Boğaziçi Üniversitesi’nin çevresine ve kapısına çevik kuvvet polisleri yerleştirildi. Üniversite çevresinde toplanmaları engellenen öğrenciler, Güney Kampusu’nda bulunan rektörlük binası önünde toplandı. Öğrenciler alkışlarla ‘Kayyım rektör istemiyoruz’ ‘Melih istifa’ sloganları atarken, bu sırada gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube canlı yayınına bağlanan Melih Bulu, camdan öğrencilere el salladı. Bu sırada dışarıdan ‘yuh’ sesleri duyuldu. Bulu, “Bu gösterileri nasıl yatıştıracaksınız?” sorusunu “Birazdan çay-kahve içeceğiz öğrencilerimizle. Boğaziçi'nin demokratik olarak kendini ifade etme şeyi var. Birbirimizi anlayacağız” diye yanıtladı. “Ben hard rock, Metallica dinleyen bir rektörüm” diyen Melih Bulu’yu öğrenciler Metallica’nın “Sad But True” (Acı Ama Gerçek) parçasını çalarak protesto etti.‘ÇAY DEĞİL, İSTİFA’“Eyleme katılanlar Boğaziçili değil” söylemlerine tepki için öğrenci kartlarını gösteren Boğaziçili öğrenciler rektörün kendileriyle çay içme talebine ise “Çay değil istifa” diyerek bu talebi kabul etmedi. Arkadaşlarının serbest bırakılmasını isteyen Boğaziçililer gözaltında arkadaşlarına çıplak arama dayatması yapıldığını belirterek “Arkadaşlarımız serbest bırakılsın”, “Çıplak aramaya hayır” sloganlarını attılar.‘UTANMANIZ YOK MU?’Bulu, günlerdir süren protestoların ardından dün ilk kez öğrencilerin arasına güvenlik görevlileriyle indi. Öğrenciler Bulu’yu “Seni istemiyoruz”, “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganlarıyla karşıladı. Öğrencilerden biri Bulu’ya “Hocam hiç utanmanız yok mu?” diye sordu. Bulu bu sloganlar karşısında zoraki bir gülümsemeyle etrafına bakınmakla yetindi. Öğrencilerin “İstifa edecek misiniz?” şeklindeki sorusu üzerine Bulu, “Rektörlerin nasıl atanacağı belli. Dünyada rektörün seçimle olduğu örnekler çok az” ifadesini kullandı. Bulu’ya yöneltilen sorular ve bunlara verdiği yanıtlar, tepkiler sırasında sık sık kesildi. Öğrencilerden biri, Prof. Bulu’ya “Hocam gelin hep birlikte fotoğraf çekilelim Instagram’da paylaşın. Orada istifa mektubunuzu bakanlarımız gibi yayımlayın” teklifinde bulundu. Sorularına yanıt alamadıklarını ifade eden öğrenciler, istifa çağrılarını yineledi ve “Aynı cevapları verecekseniz biz arkamızı dönelim” diyerek tepki gösterdi.‘ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ’Cumhuriyet’e konuşan Boğaziçili bir Fizik bölümü öğrencisi “Boğaziçi öğrencileri olarak özgürlük istiyoruz. Özgür düşünce olmadan bilim asla ilerlemiyor. Bilimsiz SİHA’ları ve İHA’ları nasıl yapacağız? Biz, rektörümüzü kendimiz seçtiğimiz zaman Boğaziçi’nin başarısı gayet ortadır” şeklinde konuştu. “Melih Bulu rektörümüz değildir” diyen öğrenciler, üniversitede bir süre bekledikten sonra okuldan çıkarak sahilden Beşiktaş’a kadar yürüyüşe geçti. Polisin tüm engellemelerine rağmen öğrenciler, Kadıköy’e geçerek eylemlerine devam ettiler. Öğrencilerin Kadıköy’e gidişi sırasında yoldan geçen sürücüler, arabalarının kornalarıyla destek verdi.KAYYIMLAR GİDENE KADAR MÜCADELEValiliğin Sarıyer ve Beşiktaş’ta eylem yasağı kararı almasının ardından öğrenciler Kadıköy Rıhtım Meydanı’nda toplandı. Eylem öncesi Kadıköy rıhtımda geniş güvenlik önlemleri alan polis meydanı çember altına aldı. Meydana ilk olarak CHP Kadıköy Gençlik Kolları “Gençlik gelecek, gelecek özgürleşecek #BogaziçiDireniyor” pankartı açarak giriş yaptı. Daha sonra birçok öğrenci kurumu, sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti üyesi meydanı doldurdu. “Kayyım rektör istemiyoruz” sloganlarının atıldığı meydanda yurttaşlar “Kayyımla gelen direnişle gider”, “tek terörist sizsiniz”, “gözatılar serbest bırakılsın” dövizleri taşıdı.RIHTIM DOLDUBoğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin Beşiktaş’tan vapurlarla gelmesiyle birlikte Rıhtım Meydanı doldu. “Direnişimiz biter mi sandın” pankartı arkasında “Seni rektör yaptırmayacağız” sloganıyla alana giren öğrenciler coşkuyla karşılandı. Yapılan açıklamada, “Çevremiz polislerle dolu. Gözaltına alınan arkadaşlar yanımızda değil. Şimdi hep beraber buradayız. Kayyım rektörün iddialarının aksine biz burada üniversitenin azınlığını değil, tümünü temsil ediyoruz. Biz kayyım atamalarına karşıyız. Kayyım uygulamalarının bizi geri götüreceğini biliyoruz. Vazgeçmeyeceğiz. Sadece üniversiteler değil hem STK’ler hem belediyeler bu uygulamayla karşı karşıya. Kayyımlar gidene kadar, gözaltına alınan arkadaşlar bırakılana kadar konu kapanmayacaktır” ifadeleri kullanıldı. Öğrenciler taleplerini şöyle sıraladı: “Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın. Kayyım olarak atanan Melih Bulu ve tüm rektörler acilen istifa etsin. Tüm üniversitelerde rektörlük için üniversite bileşenlerinin rızası gözetilerek demokratik seçimler düzenlensin. ” Boğaziçili öğrencilerin ardından çeşitli üniversiteden gelen öğrenciler tek tek söz alarak, dayanışma çağrısı yaptı ve gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını talep etti. Eylem Bandista Müzik Topluluğu’nın dinletisiyle son buldu.HER GÜN EYLEMÖte yandan eylemde Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, yarından itibaren her gün saat 11.00 ile 16.00 arasında üniversite önünde kesintisiz eylem yapacaklarını duyurdu. İzmir, Ankara, Muğla, Aydın ve Manisa’da dün düzenlenen eylemler de Boğaziçi Üniversitesi’ne “kayyum rektör” atanması ve öğrencilerin gözaltına alınması protesto edildi.HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ EYLEMİAnkara’da bulunan Boğaziçi üniversitesi öğrencileri Milli Kütüphane önünde toplanarak Eser Parkı’na yürümek istedi. Ancak salgın gerekçesiyle eyleme izin vermeyen polis, “Yapmış olduğunuz eylem Ankara Valiliği’nce yasaklanmıştır, dağılın” çağrısının ardından öğrencilere müdahale etti. 4 öğrencinin gözaltına alındığı belirtildi. Eylemlere ODTÜ’den de ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ diyerek destek geldi. ODTÜ Fizik çimleri önünde toplanan öğrenciler, ODTÜ Rektörlüğü’ne yürüdü. Eylem öncesinde ise üniversitenin giriş-çıkış kapılarını çok sayıda polis ablukaya aldı. Okula, dışarıdan giriş-çıkışlara izin verilmedi. “Verşan Kök ODTÜ’ye rektör olamaz” ve “AKP üniversitelerden elini çek” sloganları atan öğrenciler, rektörlük önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Atamanın, “iktidarın üniversiteleri kendi politik ihtiyaçları ve sermayenin çıkarlarına göre dönüştürme gayesiyle yapıldığı” kaydedilen açıklamada, rektör atamaları, baskılar ve saldırılar ile üniversitelerin özgür düşünceden ve demokratik yapıdan uzaklaştırıldığı vurgulandı. Açıklamada, “Üniversiteliler ses çıkarmayan, iktidarın emrinde, biat eden, tek tipleşmiş bir kalıba sokulmaya çalışılıyor. Üniversitelere yapılan topyekûn saldırıların bir parçası olan atanmış rektörlere karşı durmak, özgür ve demokratik üniversiteyi savunmaktır. ODTÜ Öğrencileri olarak üniversiteleri arka bahçesine dönüştürmeye çalışan iktidara ve yaptıklarına karşı mücadele edeceğiz, kayyımyandaş rektörlere geçit vermeyeceğiz” denildi. Öğrencilerin ardından Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi de açıklama gerçekleştirdi.ŞARKI HAZIRLADILARÖte yandan ODTÜ Marksist Fikir Topluluğu üyesi öğrencilerin, Boğaziçi öğrencilerine destek için şarkı hazırladı. Şarkı “Bak bir varmış bir yokmuş OHAL’de yine, yeni kayyım atanmış Boğaziçi’ne. İşte bir gece vakti kâbus böyle başlamış. Ertesi gün tüm okul direnişe başlamış” sözleriyle başlıyor.‘BİLİM İÇİN ATAMADAN VAZGEÇİLMELİ’ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği de yazılı açıklama yaparak rektörlerin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanmasının akademik özerkliği tamamen ortadan kaldırdığı vurgulandı. Açıklamada, “Atama yoluyla bu görevlere gelen meslektaşlarımız, zorunlu olarak öncelikle kendilerini atayan makamlara karşı sorumlu olurlar. Ancak bilim insanları bilime karşı sorumludur. Boğaziçi ve benzeri üniversiteleri hâlâ başarılı kılan ve saygınlıklarının sürdürülmesini sağlayan temel unsur, bu üniversitelerin çalışanlarına ve öğrencilerine bilimsel ideallerini gerçekleştirebilecekleri özerk bir akademik ortam sağlayabilmiş olmalarıdır. Ülkemizin kalkınması ve demokratikleşmesi için elzem olan bilimsel gelişmenin sağlanması için sorumlu olan yöneticiler, bu itiraza saygı duymalı ve akademik özerkliğin bilimsel üretim için zorunlu olduğu bilincindeki bütün bilim insanlarını rahatsız eden bu atama sisteminden vazgeçmelidir” ifadeleri kullanıldı. Kayhan Ayhan / Çağatan AkyolTakiptençıkan borçlarödenmişgibi görünüp yüksek faizle yapılandırılıyor
Takipten çıkan borçlar ödenmiş gibi görünüp yüksek faizle yapılandırılıyor figure > Üreticinin borçlarının faizsiz olarak uzun vadeye yayılması talep edildi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, “Bankalar ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin takipteki borçlu sayısı az gösteriliyor, çiftçinin önemli bir kısmının borcunu ödediği söyleniyor. Gerçek şu ki çiftçimiz kredi verilen kuruluşa çağrılmakta, borcunun faizi alınarak borcu devam ettirilmektedir” dedi. Kredi kuruluşlarının kendi bünyelerinde bu borçları yüksek faizlerle yapılandırdığına dikkat çeken Bayraktar, “Takipten çıkan bu borçlar ödenmiş gibi görünüyor. Halbuki borç ödenmemiştir. Çiftçimizin üretimden elde ettiği geliri dikkate aldığımızda, yüksek faizlerle yapılandırılan bu borçların geri ödenmesi mümkün de değildir” diye konuştu. Bayraktar, çiftçinin ödeyemediği için takibe düşen borçları ile yüksek faizle yapılandırdığı borçlarının faizsiz olarak uzun vadeye yayılmasını talep etti.‘ZİRAAT KARŞILASIN’“Çiftçinin yüksek faizle borçlanmadığı özel banka kalmadı. Çiftçi borçları, 2019 Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla değerinin yüzde 50’sine yaklaştı” diyen Bayraktar, şu taleplerde bulundu: “Aile işletmelerinin ayakta kalabilmeleri için pozitif ayrımcılık yapılmalı, daha düşük faizle kredi kullanması sağlanmalı. Bu işletmelerimiz destekleme bütçesinden daha fazla pay almalı. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçimizin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılamalı. Tarım Kredi Kooperatifleri faizlerini Ziraat Bankası seviyelerine çekmeli. Kredi kullanımında bankalar, masraf, komisyon, ipotek, hayat sigortası, tarım sigortası gibi çiftçinin maliyetini artıran taleplerde bulunmamalı.”‘ÜRÜN BULAMAYACAĞIZ’Tarım sektörünün 2020 değerlendirmesini yapan Bayraktar’ın konuşmasındaki diğer satırbaşları şöyle:- Salgının gölgesinde geçen 2020, çiftçi için zor bir sınav yılıydı. Pandemi sürecinde diğer sektörlere sağlanan desteklerden mahrum olunmasına rağmen bu sınav başarıyla verildi. Tarım sektörü, işsizliği 2.2 puan düşürerek yüzde 14.9’dan yüzde 12.7’ye çekti. - Enflasyonun yüzde 14 olduğu bir ortamda yüzde 41’leri geçen girdi fiyat artışları kabul edilebilir olmadığı gibi sürdürülebilir de değil. - Kuraklık böyle devam ederse ilkbaharda ekilecek, suya daha çok ihtiyaç duyan ürünlerde de sıkıntı yaşanacak. - Kuraklığın boyutları artarsa paramız olsa bile tarlada ve marketlerde ürün bulamaz hale gelebiliriz. - Artan elektrik fiyatları üretimin sürdürülebilirliği için büyük bir tehdit unsuru halinde geldi. Devam eden kuraklık nedeniyle cazibe suya ulaşması mümkün olmayan çiftçilerimiz daha çok yeraltı suyunun daha derinden çekilmesine ihtiyaç duyacak, bu da elektrik maliyetini çok fazla yükseltecek. Zaten elektrik fiyatlarının yüksekliği nedeniyle üretimde zorlanan çiftçiler üretimden tamamen uzaklaşabilir. - Toprağın düşük maliyetli suyla buluşması sağlanmalı. cumhuriyet.com.trMarketlerde fiyatlarürüne değil, gelir durumuna göre belirleniyor
Marketlerde fiyatlar ürüne değil, gelir durumuna göre belirleniyor figure > Aynı markanın aynı gramaja sahip ürünlerinin, farklı semtlerdeki marketlerde farklı fiyatlara satılması tepki çekmeye devam ediyor. Geçen yıl Cumhuriyet olarak İstanbul’un farklı semtlerindeki marketleri gezerek bu durumu tespit etmiştik. Örneğin, geçen sene aynı markanın 250 gram tereyağı bir markette 18, diğerinde 13 TL’den satılırken 2 litre zeytinyağı da bir markette 40 liradan, diğerinde 65 liradan satılıyordu. Tüketici dernekleri ise bu durumun fark edildiği anda il ticaret müdürlüğüne şikâyet edilmesini tavsiye etmişti. Aynı durum, bu kez DHA muhabirlerinin market incelemesi yapmasıyla bir kez daha ortaya konuldu. Ayşegül Küçük isimli bir yurttaş, “Bir ürün bir markette 20 lira, diğer markette 40 liraya satılıyor. İki üç gün içerisinde fiyatlarda değişiklikler söz konusu oluyor. Bizler de en ucuzunu bulmak için market market geziyoruz. Marketçiler ürünleri kafalarına göre satıyor” dedi. Her ürün arasında neredeyse 7 lira fark olduğunu belirten Emel Öztürk ise “Her üründe 5 liralık farklar bizleri büyük zarara sokuyor. Ben 5 liralık farkla gider ekmeğimi alırım” diye konuştu.YÜKSEK ENFLASYON SÜRECEKÖte yandan Altınbaş Üniversitesi’nin düzenlediği “2021’de bizi neler bekliyor?” toplantısında konuşan ekonomist Mahfi Eğilmez, bu yıl da enflasyonun çift hanelerde seyredeceğini söyledi. Eğilmez, “Tarım gittikçe önem kazanacak. Önümüzdeki dönemde iş insanlarının tarımsal üretime yatırım yapacaklarını düşünüyorum” diye konuştu. cumhuriyet.com.trTartışmalı“Büyük Kadın Sanatçılar”kitabınıkadın sanatçılarımız yorumladı
Tartışmalı “Büyük Kadın Sanatçılar” kitabını kadın sanatçılarımız yorumladı figure > Ünlü kadın sanatçılarımız Alev Ebuzziya, Füsun Onur ve Fulya Erdemci, “Büyük Kadın Sanatçılar” kitabıyla ilgili görüşlerini bildiriyor. İngiliz editörlerin seçip sanat eleştirmenlerine yazdırdığı 400 kadın sanatçının hayatının paylaşıldığı, Hasan Bülent Kahraman’ın çevirisini yapıp önsözünü yazdığı ve Türkiye’de de referans kitap olarak bastırılıp armağan yapılan “Büyük Kadın Sanatçılar” kitabının tanıtımını dün yapmıştık ve bir soru sormuştuk: Bu kitapta niye hiç Türk kadın sanatçı yok? Türk kadın sanatçılar yeterince “büyük” mü değil, büyük kadın sanatçı ne demek, bunu kadın sanatçılara soracağız. Tabii ki kitabın çevirmeni Hasan Bülent Kahraman ve yayıncılarına da sayfamız açık. İlk aşamada kültür sanat yazarı Serfiraz Ergun’un aldığı üç görüşü paylaşıyoruz. Ergun, dünyaca ünlü sanatçımız Alev Ebuzziya’ya Paris’te ulaştı; yine ünlü sanatçımız Füsun Onur ve küratör Fulya Erdemci’den görüş aldı. Pandemi olmasaydı 2021 yılında 59. Venedik Sanat Bienali Türkiye Pavyonu’nda Türkiye’yi temsil edecek olan, Altan Gürman’la birlikte Türkiye’de çağdaş sanatın öncüsü Füsun Onur: “Büyük kadın sanatçı ne demek, küçük kadın sanatçı da mı var? Büyüklük nasıl bir kavram? Anlamamışlar kadın sanatçıları ya da bizleri sanatçıdan saymamışlar. Umurumda da değil.” Paris’te yaşayan ve Danimarka Kraliyet Porselen Fabrikası’nın bile “Bizi biz yapan 5 kadın sanatçıdan biridir” dediği seramik sanatçısı Alev Ebüzziya: “Fahrelnissa Zeid tabii ki bir Türk sanatçıdır ama onu da koymasalardı bari başka bir Türk kadın sanatçı da yoksa. Saçma sapan bir iş yapmışlar. Sonra ‘Büyük Kadın Sanatçı’ da ne demek. Sanatçının iyisi olur, kötüsü olur, uluslararası olur, yerlisi olur ama büyük ve küçüğünü hiç duymadım.”KÜRATÖR GÖRÜŞÜ2008 Yeni Zellanda Bienali küratörü, 2011 Venedik Bienali Türk Pavyonu küratörü, 13. İstanbul Bienali küratörü, Danimarka’nın Kos Museum of Art in Public Spaces direktörü Fulya Erdemci ise şunları söyledi: “Hasan Bülent Kahraman, çok bilgili ve entelektüel bir yöneticidir ama çağdaş sanat konusunda bilgisi derin değildir. Küratör değil, idarecidir o. Bir Ayşe Erkmen, Nil Yalter, Füsun Onur, Nilbar Güreş, Hera Büyüktaşçıyan neden yok kitapta? Neden kütüphanelere girecek kalıcı bir sanat kitabı değil de çeviri bir kitap yapmaya karar vermişler? 2017 yılında Alman Dışişleri Bakanı, Venedik Bienali sanatçımız Ayşe Erkmen’le bizzat görüşmek istedi. Çünkü Münster Limanı projesiyle şehir planlaması sorununa dikkat çekip ödül almıştı. Nil Yalter, video sanatını gündeme getiren ilk sanatçılardandır. Henüz 1969’da Fransa Çağdaş Sanat arşivine girdi. MOMA, Nil Yalter sergisi yaptı. Nilbar Güreş, dünyanın ünlü kurumları tarafından sürekli davet ediliyor. Hera Büyüktaşçıyan’ın eseri Paris’te Tuileries Sarayı’nda sergileniyor. Hasan Bülent Kahraman yıllar önce küratörlerle ilgili yazdığı bir kitapta da bana yer vermemişti, beni arkadaşlarım arayıp bilgilendirdiler. Burada ben tabii bir kadın düşmanlığı (misogyny) da seziyorum. Hasan Bülent Kahraman, kendisi iyi bir yönetici olabilir ama elindeki maddi gücü iyi kullanmamış. Yazık kaç kitap basılıyor ki zaten.”AKBANK SANAT’TAN AÇIKLAMAAkbank Sanat, gazetemize kitapla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Akbank Sanat olarak konserlerimiz, etkinliklerimiz, seminerlerimiz ve sergilerimizin yanı sıra her yılın başında sanatın farklı dallarında bilgilendirici ve aynı zamanda görsel zenginliği olan kaynak bir kitabı da yayımlıyoruz. Yayımladığımız kitabı da yeni yıl vesilesiyle dostlarımıza ve gençlerin faydalanabilmesi için de üniversite kütüphanelerine armağan ediyoruz. 2004 yılından bu yana Türkiye’de çağdaş sanattan mimariye, fotoğraftan resme kadar sanatın faklı disiplinlerinde 16 kitap yayımladık. 2014 yılında yayımladığımız ‘Contemporary Art in Turkey’ kitabımızda birbirinden değerli çağdaş sanata emek veren 200’ü aşkın Türk sanatçı ve eserlerine yer verdik. Her bir kitabı belirlerken de çağdaş sanata hizmet eden, daha önce Türkçe yayımlanmamış, görsel dünyası zengin bir eser olması konusuna hassasiyet gösterdik. Bu yıl yayımladığımız ‘Büyük Kadın Sanatçılar’ kitabı da 2019 yılında yayımlanmış bir çeviri kitap. Sizin de çok iyi bildiğiniz üzere kurum olarak bir müdahalemiz olamıyor. Her sene yayımladığımız söz konusu kitaplarımız ile ilgili bizim için çok değerli olan farklı görüş ve yorumları titizlikle değerlendiriyor, özgün, daha önceden yayımlanmamış eserleri sanatseverler ile buluşturmak için özenle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” Serfiraz ErgunSiyanürlüaltına karşıbaşlatılan okuma eyleminin 100. günüydü
Siyanürlü altına karşı başlatılan okuma eyleminin 100. günüydü figure > Fatsa’da siyanür kullanılarak altın çıkarılmasına tepki olarak başlatılan kitap okuma eylemi 100. gününe girdi. Eylemin 100. günü dolayısıyla yaklaşık 500 Fatsalı yarım saat süresince kitap okudu. Fatsa Meydanı’ndaki eyleme yurttaşların yanı sıra sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri destek verdi. Eyleme öncülük eden Onur Güngör, “Bugün meydanda toplumun her kesiminden insan vardı. Ve artık yetkililerin bu çığlığı duyma zamanı çoktan geldi” dedi. Eylemi değerlendiren CHP Fatsa İlçe Başkanı Murat İnanlı, “Katılım müthişti. Bir kez daha gördük ve gösterdik ki bu işin herhangi bir parti veya ideolojik görüşle alakası yok. Bu tamamen memleketimiz, topraklarımız, suyumuz, havamız, çocuklarımız, torunlarımızla ilgili. Bugün meydanda toplumun her kesiminden insan vardı. Ve artık yetkililerin bu çığlığı duyma zamanı çoktan geldi. İzinsiz ve hukuksuz bir şekilde işlemeye devam eden maden alanı bir an önce kapatılsın. Fatsa, asıl sahiplerine yani çocuklarımıza, torunlarımıza bırakılsın. Çok geç olmadan. Bitsin bu iş. Çocuklarımıza emanetlerini sağlıklı bir şekilde bırakalım” dedi. Cemil CiğerimTürk Toraks Derneği uyarıyor: Veremdenölümler artacak
Türk Toraks Derneği uyarıyor: Veremden ölümler artacak figure > Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) çalışmaları başta olmak üzere farklı araştırmalar, Covid-19 salgınının verem hastalığı ile savaşı olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Son 1 yılda verem nedeniyle tanı konulan hasta sayısı azaldı. Bunun nedenlerinin başında ise hastaların sağlık kurumlarına Covid-19 nedeniyle başvurmaması ya da sağlık kurumlarının Covid-19 dışındaki hastalara yeterli zaman ayıramaması geliyor. Türk Toraks Derneği, 2021 yılında tüberküloz nedeniyle ölümlerin dünya genelinde 200 bin ile 400 bin artacağını belirtti. Dernek, “Bu konuda her türlü yetersizlik ve başarısızlık uzun dönemde olumsuz etkiler doğuracaktır. Özellikle tüberküloz hasta yükü fazla olan ülkelerde Covid-19 salgınının etkisinin kalıcı olacağı düşünülmektedir. Dünyada son yıllarda verem savaşında başarılı bir çizgi izlenmektedir. Covid-19 salgını ise bu mücadelede 5-8 yıllık bir gerilemeye neden olabilir” dedi.SOLUNUMLA BULAŞIYORTüberküloz, bulaştırıcı bir hastalıktır. Tüberküloz hastasının solunum yoluyla havaya saçtığı mikroplar, sağlıklı kişiler tarafından nefes ile alınarak akciğerlerine yerleşebilir. Akciğere gelen mikrop ya vücutta hapsedilir ve sessiz bir enfeksiyon olarak kalır ya da hastalık yapar. Sessiz enfeksiyon olanların onda biri ileri bir tarihte hastalanabilir. En sık akciğerleri tutar. Diğer organlarda da hastalık yapabilir.MUAYENE AZ2020 yılı verileri ile 2019 yılı verileri karşılaştırıldı. Buna göre verem savaş dispanserlerinde yapılan muayene sayısı, korumaya alınan kişi sayısı, yapılan temaslı muayene sayısı ve bakteriyolojik inceleme sayıları yaklaşık yüzde 40 azaldı. Yeni kaydedilen tüberkülozlu hasta sayısı yüzde 26 azaldı.11 BİN VAKA Dünyada her yıl 10 milyon kişi tüberküloz tanısı alırken Türkiye’de ise 2019 yılında yeni vaka sayısı 11 bin 401 olarak tespit edildi. Sibel BahçetepeMemurlar, 2021 yılının ilk altıayıiçin verilen yüzde 7.36’lık zamma tepkili
Memurlar, 2021 yılının ilk altı ayı için verilen yüzde 7.36’lık zamma tepkili figure > Yoksulluk sınırının 8 bin lira civarında olduğunu hatırlatan memurlar, 2021 yılının ilk altı ayı için verilen yüzde 7.36’lık zamdan şikâyetçi oldu. Birlik Sağlık-Sen üyeleri, memur maaşlarına yapılan zammı protesto etmek için semaverde çay demleyip yurttaşa çay ve simit ikram ederek “İktidarın verdiği zamla ancak çay ve simit alabiliyoruz” dedi. Hükümetin verdiği zam oranlarının düşük olduğunu ifade eden Birlik Sağlık-Sen üyeleri Basmane PTT önünde çay ve simit ile yapılan zam oranını protesto etti. Birlik Sağlık-Sen Başkanı Ahmet Doğruyol, “Zamanında asgari ücretlilerimiz için yapılan çay simit hesapları maalesef bugün memurlarımız için yapılır olmuştur. Bundan dolayıdır ki bize verilen ilk maaş zamlarımızın bordrolarını yakarak, semaverde çay demleyip katılımcılara çay-simit ikram ediyoruz” dedi. Ahmet Doğruyol, “2021 yılı ocak ayından itibaren memura yüzde 7.36, memur emeklisine yüzde 7.36, İşçi Bağ-Kur emeklisine yapılan yüzde 8.36 zammı kabul etmiyoruz. En azından asgari ücretlilerimize yapılan yüzde 21.56’lık zammın memur ve emeklilerimize de uygulanması gerekirdi. Yapılan hesaplamalara göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırının yaklaşık 2 bin 600 TL, yoksulluk sınırının yaklaşık 8 bin 500 TL civarında olduğu ortamda, emeklilerimiz açlık sınırında, ya da altında, çalışan memurlarımız ise açlık-yoksulluk sınırları arasında sıkışıp kalmışlardır” diye konuştu. Mehmet İnmezCumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 07 Ocak 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları
Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 07 Ocak 2021 tarihli okur dayanışması ilanları figure > Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/1/7/050508112-ana.png/Archive/2021/1/7/050525487-3.png/Archive/2021/1/7/050524971-2.png/Archive/2021/1/7/050524455-4.png/Archive/2021/1/7/050523440-5.png/Archive/2021/1/7/050523174-15.png/Archive/2021/1/7/050523081-10.png/Archive/2021/1/7/050523065-14.png/Archive/2021/1/7/050522955-13.png/Archive/2021/1/7/050522831-12.png/Archive/2021/1/7/050522690-11.png/Archive/2021/1/7/050522565-9.png/Archive/2021/1/7/050522440-6.png/Archive/2021/1/7/050522424-8.png/Archive/2021/1/7/050522315-7.png/Archive/2021/1/7/050522143-1.png cumhuriyet.com.trABD'deki Kongre işgalini dünya işte böyle gördü
ABD'deki Kongre işgalini dünya işte böyle gördü figure > ABD Başkanı Donald Trump'ın bugünkü mitinginde, 3 Kasım 2020'deki başkanlık seçimlerini Demokrat Partili Joe Biden'ın kazandığını reddederek, asıl kazananın kendisi olduğunu iddia etmesinin ardından destekçilerinin Kongre'yi basması üzerine dünya kamuoyundan tepkili mesajlar geldi. VENEZÜELLA HÜKÜMETİNDEN AÇIKLAMA: WASHİNGTON DC'DEKİ ŞİDDET OLAYLARINDAN DOLAYI ENDİŞELİYİZ, SİYASİ KUTUPLAŞMAYI KINIYORUZVenezüella hükümeti, yaptığı açıklamada Caracas'ın Washington DC'deki şiddet olaylarından endişe duyduğunu belirtti.Siyasi kutuplaşmanın kınandığı açıklamada, Amerikan halkının istikrar ve sosyal adalete giden yeni bir yolu arzulamalarının temenni edildiği kaydedildi.Almanya Dışişleri Bakanı Maas: Demokrasiyi ayaklar altına almaya son verinAlmanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, açıklamasında "Artık Amerikalı seçmenlerin kararını kabul edin. Demokrasiyi ayaklar altına almaya son verin" ifadelerini kullandı.Demokrasi düşmanlarının Washington'daki inanılmaz görüntüleri görmekten mutlu olduğunu belirten Maas, "Kışkırtıcı kelimeler Federal Meclis basamaklarında olduğu gibi şimdi de Kongrede şiddet eylemlerine dönüşüyor. Demokratik kurumlara yönelik küçümsemelerin etkisi yıkıcıdır" değerlendirmesinde bulundu.Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian: Amerikan kurumlarına yönelik şiddet, demokrasiye ciddi saldırıdırFransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada "Amerikan kurumlarına yönelik şiddet, demokrasiye ciddi saldırıdır. Bunu kınıyorum" ifadelerini kullanarak, ABD halkının iradesine ve oyuna saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti."ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ"İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, ABD'de çıkan olayları "endişeyle" takip ettiğini belirterek, Amerika demokrasisinin gücüne güvendiğini bildirdi.Sanchez, Twitter hesabından, ABD Başkanı Donald Trump destekçilerinin Kongre binasına girmesine ilişkin açıklamada bulundu.İspanya Başbakanı, "Washington'daki Kongre binasından gelen haberleri endişeyle takip ediyorum. Amerika demokrasisinin gücüne güveniyorum. Yeni Başkan Joe Biden, Amerikan halkını birleştirerek, gerilimi aşacaktır." ifadesini kullandı.İspanya Dışişleri Bakanı Arancha Gonzalez Laya ise, Twitter'dan yazdığı iletisinde, "Demokrasi barışçıl güç aktarımına dayanır: Kim kaybederse yenilgiyi kabul etmek zorundadır. Halkın iradesini yerine getirmek için senatörlere ve temsilcilerine tam güven. Başkan seçilen Joe Biden'e tam güven." görüşünü paylaştı.AVRUPA ÜLKELERİNDEN ORTAK TEPKİİngiltere, İtalya, Avusturya, İsveç, Litvanya, Danimarka, Yunanistan ve İspanya'nın aralarında bulunduğu Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, ABD'nin başkenti Washington'da ABD Başkanı Donald Trump destekçilerinin Kongre binasına girmesiyle çıkan olaylara tepki gösterdi.İngiltere Başbakanı Boris Johnson olaylara ilişkin "ABD'de iktidarın düzenli ve barışçıl bir şekilde devri hayati öneme sahip" açıklamasında bulundu.İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Washington'da yaşananları büyük bir endişeyle takip ediyorum. Şiddet, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılmasıyla bağdaşmaz. ABD kurumlarının gücüne ve sağlamlığına güveniyorum." ifadelerini kullandı.İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, yaşananların ABD halkının özgürlüklerine saldırı olduğunu belirterek, "Bir an önce düzenli, barışçıl, görev devir tesliminin olması ümidiyle her türlü şiddeti güçlü şekilde kınıyoruz." yorumunu yaptı.Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz da Twitter hesabından, Washington'dan gelen görüntülerin şok edici olduğuna işaret ederek, "Bu, demokrasiye yönelik kabul edilemez bir saldırıdır. Barışçıl ve düzenli bir şekilde gücün devredilmesi sağlanmalıdır." paylaşımında bulundu.Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ise Washington'daki Kongre binasının ABD demokrasisinin sembolü olduğuna dikkati çekerek, bu sembole şiddet, nefret ve kaosla saygısızlık yapılmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda da yönetimin el değiştirmesinin olgun demokrasilerin en önemli göstergelerinden biri olduğunu dile getirerek, "Hukukun üstünlüğü, sokak kanunları değildir. Müttefik ülkede demokratik değerlerin üstünlüğüne olan inancımız tamdır." görüşünü paylaştı.İsveç Başbakanı Stefan Löfven ise "Washington'daki olayları büyük endişeyle takip ediyorum. Şu anda gördüğümüz şey, demokrasiye bir saldırıdır. Başkan Trump ve birçok Kongre üyesinin olanlardan büyük sorumluluğu var. Başkanlık seçimleri sonrası demokratik sürece saygı duyulmalıdır. Amerika Birleşik Devletleri güçlü bir demokrasiye sahiptir. Umarım barışçıl bir düzen yeniden tesis edilir." değerlendirmesinde bulundu.İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde de Washington'daki miting sonrası gelişmelerden dolayı derin endişe duyduklarını ifade ederek, "Demokrasiye yönelik bir saldırıya tanık oluyoruz. Demokratik sürece saygı gösterilmeli ve düzen barışçıl bir şekilde yeniden tesis edilmelidir. ABD demokrasisi güçlüdür. Başkan Trump, demokratik sürece destek verme sorumluluğuna sahiptir." yorumunu yaptı.Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise Twitter'den yaptığı paylaşımda, "Ekstremizm, şiddet, kutuplaşma ve kaos asla doğru bir yol değil. Washington'da yaşananlar korkunç. Demokrasinin yeniden işe yaraması dileğiyle." ifadelerini kullandı.Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, "Washington'da meydana gelen şiddet ve korkunç olaylardan son derece rahatsızız. Amerikan demokrasisi, dirençlidir, güçlüdür ve bu krizin üstesinden gelecektir." değerlendirmesinde bulundu.AGİT'TEN 'DEMOKRATİK SÜRECE SAYGI' ÇAĞRISIAvrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT),ABD’nin başkenti Washington’da ABD Başkanı Donald Trump destekçilerinin Kongre binasına girmesiyle yaşanan olaylara ilişkin "barışçıl bir şekilde düzenin sağlanması ve demokratik sürece saygı gösterilmesi" çağrısında bulundu.AGİT’ten yapılan yazılı açıklamada, AGİT Dönem Başkanı ve İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde'nin yanı sıra Genel Sekreter Helga Schmid’in açıklamalarına yer verildi.Açıklamada, Linde ve Schmid’in Kongre binası ve çevresindeki gelişmelere yönelik barışçıl bir şekilde asayişin sağlanması ve Washington’da süren demokratik sürece saygı gösterilmesi çağrısında bulunduğu vurgulandı.İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, "Demokratik seçim sonuçlarına ve anayasanın temel değerlerine saygı gösterilmelidir." ifadesini kullandı.AGİT Genel Sekreteri Helga Schmid de gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, "Washington’da demokratik kurumlara ve ilkelere yönelik bu saldırılara şahit olmaktan rahatsızlık duydum." görüşünü paylaştı."OLAYLAR DEMOKRASİYE İNANAN HERKESİN YÜREĞİNİ ACITTI"İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, ABD Kongresindeki olayların demokrasiye inanan herkesin yüreğini acıttığını belirtti.Savunma Bakanı Gantz, Twitter hesabından paylaştığı mesajında, ABD'nin başkenti Washington'da ABD Başkanı Donald Trump destekçilerinin Kongre binasına girmesiyle çıkan olaylar hakkında değerlendirmelerde bulundu."Dünyanın en güçlü demokrasisi" olarak tanımladığı ABD'den bu tür fotoğrafları görebileceğine inanamadığını dile getiren Gantz, "Washington'dan gelen fotoğraflar demokrasiye inanan herkesin yüreğini acıtıyor. Bu, siyasi rekabetten önce oyunun kuralları üzerinde anlaşmamız gerektiğinin kanıtı: Hukukun üstünlüğünü sürdürmek, demokratik prosedürlere saygı göstermek ve saygılı söylem." ifadelerini kullandı.ÜLKEDEKİ FARKLI KESİMLERDEN BASKINA ORTAK TEPKİABD Kongresinin Başkan Donald Trump'ın destekçileri tarafından baskına uğramasına, siyasilerin yanı sıra iş dünyası, sivil toplum örgütleri ve sanatçılar gibi toplumdaki değişik kesimler de tepki gösterdi.General Motors, Apple, JPMorgan Chase ve Johnson & Johnson gibi ABD merkezli büyük şirketlerin üst yöneticilerinden oluşan İş Dünyası Masası (The Business Roundtable) Kongreye yapılan baskını eleştirdi.Yapılan açıklamada, kaosa son verilmesi istenerek, "Ülkenin başkentinde ortaya çıkan kaos, demokratik bir seçimin meşru sonuçlarını altüst etmeye yönelik hukuksuz çabaların sonucudur." ifadelerine yer verildi.GÜNEY AMERİKA ÜLKELERİNDEN KINAMAGüney Amerika ülkeleri Kolombiya, Arjantin, Şili, Ekvador, Uruguay ve Venezuela, ABD'nin başkenti Washington'da ABD Başkanı Donald Trump destekçilerinin polis barikatını aşarak Kongre binasına zorla girmesiyle meydana gelen olayları kınadı.Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "ABD'de oyların sayılma sürecinde yaşanan şiddet olaylarını reddediyoruz. Kongrenin saygın üyelerine ve tüm kurumlara dayanışmamı ve desteğimi belirtiyorum. Kolombiya, demokrasi hayatımızın başlangıcından bu yana ülkelerimiz tarafından paylaşılan hukukun üstünlüğüne, ABD kurumlarının sağlamlığına ve demokrasiye tam güven duymaktadır. " ifadelerini kullandı.Arjantin Devlet Başkanı Alberto Fernandez, Twitter hesabından Joe Biden’ın fotoğrafı ile yaptığı paylaşımda, "Washington’da meydana gelen ciddi şiddet eylemlerini ve Kongreye yapılan baskını kınıyoruz. Halkın iradesine saygı duyulduğu barışçıl bir geçiş olacağına inanıyor ve yeni Başkan Joe Biden'a en güçlü desteğimizi ifade ediyoruz." açıklamasında bulundu.Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, sosyal medya hesabından, "Şili, ABD’deki demokratik süreci değiştirmeyi amaçlayan eylemleri reddediyor, şiddeti ve anayasal kurumlara uygunsuz müdahaleyi kınıyor. Şili, hukukun üstünlüğünü garanti altına almak için ABD demokrasisinin gücüne güveniyor." paylaşımı yaptı.Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno ise "Bugün Washington'da işlenen şiddet eylemlerini kabul etmiyoruz. Geleneksel ABD hukukunun üstünlüğüne, kurumsal çerçevesine ve yasal süreç garantilerine saygı gösterilmelidir. Bir demokraside, vatandaşların iradesinin tanınması elzemdir." yorumunda bulundu.Uruguay Devlet Başkanı Luis Lacalle Pou da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "ABD Kongresinde meydana gelen şiddet eylemlerini en derin bir şekilde kınıyor ve bu ulusun demokratik değerlerinin, kurumlarını baltalamaya yönelik her türlü teşebbüse galip geleceğine güveniyoruz." değerlendirmesini yaptı.NE OLMUŞTU?Beyaz Saray önündeki mitingden sonra ABD Kongresine yürüyen binlerce gösterici, Kongre binasının önündeki barikatları aşarak binaya girmeye çalışmıştı.Polisle yaşanan çatışmalardan kısa süre sonra bazı göstericiler Senatoya girmişti.Kongredeki Başkanlık Seçimi Seçiciler Kurulu Oylaması'nın onay oturumuna ara verilmiş, oturuma başkanlık eden Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Kongre üyeleri binadan çıkarılmıştı.ABD Başkanı Trump ise Twitter hesabından Kongre binası önünde gösteri düzenleyen destekçilerine "itidal" çağırısında bulunmuştu.Kongre binasında çıkan olaylarda yaralanan bir kadın hayatını kaybetmiş, birçok polis yaralanmıştı. cumhuriyet.com.trEge Denizi'nde 4.1 büyüklüğünde deprem
Ege Denizi'nde 4.1 büyüklüğünde deprem figure > Ege Denizi'nde Gökçeada açıklarında 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, saat 03.58'de merkez üssü Çanakkale'nin Gökçeada açıklarında Richter ölçeğine göre 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 36.83 kilometre derinlikte gerçekleşen depremin Gökçeada'ya 41.33 kilometre uzaklıkta olduğu ölçüldü. Gökçeada'da kısmen hissedilen deprem, ilk belirlemelere yıkıma yolaçmadı.Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin büyüklüğünü 4.2 olarak açıkladı. DHAABD Kongresi 200 yıl sonra ilk kez saldırıya uğradı, bu tarihi günde neler yaşandı?
ABD Kongresi'nin bugüne kadar genellikle formaliteden ibaret olan seçim sonuçlarını tescil için yaptığı oturum bu yıl tarihi bir nitelik kazandı. Trump yanlısı protestocular Kongre binasını işgal etti, çıkan olaylarda bir kişi yaşamını yitirdi.Habere Gitmek için Tıklayın