News - Haberler
Çelik: 'Gömün, yakın bu evi”gibi sözler adamöldürmeye teşebbüstür'
Çelik: 'Gömün, yakın bu evi” gibi sözler adam öldürmeye teşebbüstür' Çubuk’ta şehit cenazesine katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi davasının ikinci duruşması yarın görülecek. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, davanın eninde sonunda ağır ceza mahkemesine gönderileceğini belirterek, sanıkların “Gömün, yakın bu evi” gibi sözlerinin adam öldürmeye teşebbüs suçunun göstergesi olduğunu söyledi. Çukurca'da şehit düşen Piyade Er Yener Kırıkçı'nın 21 Nisan 2019 Pazar günü Akkuzulu Köyü'ndeki cenaze namazına katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyetine yönelik "linç girişimi"ne ilişkin 21 kişi hakkında hazırlanan ikinci iddianame Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.İlk iddianamedeki 36’sı yetişkin hakkındaki davaya bu 21 kişi daha eklendi. Linç girişimine ilişkin 10 çocuğun yargılaması ise ayrı yürütülüyor. Son eklenen 21 kişiyle beraber Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminden yargılanan sanık sayısı 67 kişiye çıktı.Çubuk’taki davanın ilk duruşması yarın görülecek ve 30 Kasım 2020 tarihindeki ilk duruşmaya mazeret bildirerek katılmayan sanıklar savunma yapacak. Ayrıca müşteki sıfatıyla CHP Genel Başkan Başdanışmanları Deniz Demir, Kenan Nuhut, CHP Ankara Milletvekilleri Yıldırım Kaya, Murat Emir ve CHP çalışanı Barış Bozkurt dinlenecek.Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, davanın ‘adam öldürmeye teşebbüs’ suçundan ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Yargılama eni sonunda ağır cezaya gidecek. Bu talepten azla vazgeçmeyeceğiz. 21 kişiyle ilgili iddianamede de açığa çıktı.Sanıklardan biri ‘Gömün’ diyor. Gömün ne demektir? Önceki iddianamede de insanların ‘Yakın bu evi’ diye bağrıştıkları bir ortamda, genel başkanımıza 2 saatlik linç girişiminin olduğu aşamada, siz kalkıp bu eyleme adam öldürmeye teşebbüs diyemezsiniz” diye konuştu.‘PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’Çelik, geçen duruşmada asliye cezaya yaptıkları görevsizlik talebinin mahkeme tarafından ‘şimdilik’ reddedildiğini söyleyerek, “Siyasi baskı azalırsa ya da siyasi baskının üzerinden gelecek yargı iradesi ortaya konabilirse, elbette görevsizlik verilecek. Ama şu an vermeseler bile istinaftan bunun dönme olasılığı olacak. İstinafa gittiğinde yargılamanın ağır ceza mahkemesinde yapılması gereği yine ortaya konursa, dosya ağır ceza mahkemesine gönderilecek. Biz bunun peşini bırakmayacağız” dedi.‘AKP’Lİ SİYASİYE YAPILMIŞ OLSA, TUTUKLANIRLARDI’Çelik soruşturma savcısının ‘etkin ve düzgün’ bir soruşturma yürütmediğini ifade ederek, 21 kişi hakkındaki yeni iddianamenin de kendilerini ısrarlı takibi sonucu hazırlandığına dikkat çekti. Çelik, Kılıçdaroğlu’na saldıran kişilerle ilgili tek tek bilgi elde ederek savcılığa sunduklarını belirterek, şöyle dedi:“Saldırının üzerinden bu kadar süre geçtikten sonra ek iddianame düzenleniyorsa, ilk iddianamenin tek başına etkin bir iddianame olmadığı açığa çıkıyor. Bu linç girişimi AKP’li bir siyasiye yapılmış olsaydı, yer yerinden oynardı. O savcı derhal her türlü davayı açmış olur, bütün kolluk güçleri çaba içinde bulunurdu. Bütün sanıklar hakkında dava açılır, o insanların tamamı tutuklanırdı.” cumhuriyet.com.trSMA hastasıMehmet Ayaz tedavi için yardım bekliyor
SMA hastası Mehmet Ayaz tedavi için yardım bekliyor SMA Tip 2 ile mücadele eden Halide Zeynep Sındıraç ve Ali Sındıraç çiftinin çocuğu Mehmet Ayaz'ın, SMA tedavisinden kullanılan Zolgensma ilacına ulaşabilmesi için Kasım ayından bu yana başlattıkları kampanyaları devam ediyor. Mehmet Ayaz'ın Instagram hesabı: @mehmetayaz.icin.el.eleİzmir Tire’de yaşayan Halide Zeynep Sındıraç ve Ali Sındıraç çiftinin ikinci çocuğu Mehmet Ayaz şu an 20 aylık ve SMA Tip 2 hastalığı ile mücadele ediyor.15 aylıkken SMA tanısı konulan Mehmet Ayaz, ilk Spinraza iğnesini 17 aylık iken aldı. Şimdiye kadar ise Türkiye’de uygulanan tek tedavi olan Spinraza ilacının ilk 4 dozunu aldı.Aile, ilacın 5. dozunu alabilmek için Nisan ayında tekrar başvuru yapacak. Eğer Mehmet Ayaz, Spinraza tedavisi için istenen ölçütleri yerine getirebilirse 5. dozunu Mayıs ayında alabilecek. Her gün fizik tedavisi gören Ayaz bebek, bedensel hareket gelişimi gösteremez ise ilacını alamayacak. Böyle bir durumda ise Ayaz'ın öncesinde aldığı 4 doz zamanla etkisini yitirecek.Spinraza ilacı, bu hastalığa karşı kesin bir tedavi yöntemi olmazken sadece hastalığın ilerlemesini geciktiren işlev görüyor.Cumhuriyet.com.tr'ye konuşan Sındıraç çifti Ayaz'ın tedavisinde FDA onaylı Zolgensma ilacını kullanabilmek için geçtiğimiz Kasım ayında kampanya başlattıklarını söyledi.Ayaz bebeğin tedavi kampanyasına ilişkin detayları anlatan Sindıraç çifti, şunları kaydetti:"Yurt dışında gen tedavisinde uygulanan Zolgensma ilacı, 2019 yılında FDA onayı almış bir ilaç olup şimdiye kadar tedavisine kavuşan çocuklarda yüzde 96 oranında olumlu sonuç verdi. SMA hastalığı 4 tipi bulunan bir hastalık. Her tipinde farklı ayırt edici özellikleri bulunuyor.Kasım ayında başlatmış olduğumuz bu kampanya, 31 Aralık tarihinde getirilen yasaklarla beraber durma noktasına geldi. Şu an kampanyamızın yüzde 13’lüik bir kısmını tamamlayabildik. Süremiz gittikçe azalıyor ve Ayaz 2 yaşına gelmeden bu tedaviyi alması gerekiyor.Aynı Spinraza ilacı gibi Zolgensma tedavisinin de belirli ölçütleri bulunuyor. Ve bu tedaviyi uygulayan ülkelere göre de değişiklik gösterebiliyor. Belirli bir kilo ve yaş sınırı Zolgensma ilacının en başta gelen ölçütleri arasında yer alıyor. Başvurulan hastanelere gönderilen tüm gen raporları, sağlık detaylarının değerlendirmeye alınması sonucunda, yurt dışındaki hastanelerden tedavi ücreti ile teklif gelmesinin ardından eğer kampanya tamamlanma aşamasına geldiyse diğer süreçler başlıyor.Zolgensma gen tedavisinin maliyeti 2.4 Milyon dolar ve bu meblağ bağış kampanyası düzenlemeden toplanması mümkün değil. Ayrıca bu maliyet sadece ilacın fiyatı. Gidilen ülkede konaklama vb. masraflar bu ücrete dâhil değildir."/Archive/2021/2/28/122516279-whatsapp-image-2021-02-24-at-18.08.42.jpegAyaz'ın kriterleri aşması durumunda kapmanyada istenen tutara ulaşılamadığı takdirde aile, toplanan tüm parayı SMA tedavisi için kampanya yürüten ve sonuca en yakın olan aileye vereceklerini belirtti.Ayrıca çift, Ayaz'ın hastalığı öğrenilmeden önce çalıştıklarını ancak çocuklarının yoğun geçen tedavi süreçleri nedeniyle işlerinden ayrılmak zorunda kaldıklarını da söyledi. Zeynep ÇamÇip krizi Tesla’yıvurdu:Üretime ara verildi
Çip krizi Tesla’yı vurdu: Üretime ara verildi Pandemi döneminde çip üreticileri hızlı tüketim elektronik sektörüne yönelirken, dijitalleşen otomotiv sektörüne stok yetiştiremez hale geldi. Bu durumdan etkilenen şirketler kervanına Tesla da katıldı. Elon Musk’ın sahibi olduğu elektrikli otomobil üreticisi, Model 3’ün üretimine 2 hafta ara verdi. Pandemi nedeniyle dünya genelinde 2.5 milyonun üzerinde insan hayatını kaybetti. Pandemi insan sağlığının dışında bir çok farklı krizi de beraberinde getirdi.Pandemi döneminde çip üreticileri hızlı tüketim elektronik sektörüne yönelirken, dijitalleşen otomotiv sektörüne stok yetiştiremez hale geldi.Çip krizi sebebiyle dünyada fabrikalar birbiri ardına üretimi yavaşlatırken, elektrikli otomobil üreticisi Tesla’dan oldukça kritik bir hamle geldi.Electrek’te yer alan habere göre, söz konusu tedarik sorunları nedeniyle şirket Model 3’ün üretim bandını 2 haftalığına kapatma kararı aldı.Bloomberg’in ulaştığı bilgiye göre, şirket söz konusu kararı geçtiğimiz günlerde çalışanlarını bildirdi.Söz konusu mesajda üretim bandının 7 Mart’ta kadar çalıştırılmayacağı bilgisinin altı çizildi.SEKTÖR MUZDARİP OLDUYeni model otomobillerde 100'den fazla mikroişlemci yer alıyor ve imalatçılan bunların hepsini tedarik edemiyor.Son dönemde önde gelen çip üreticileri TSMC ve Samsung, son teknoloji ürünleri için bir hayli karmaşık yeni 5 nanometre çip üretim süreci için milyarlarca dolar harcadı.Ancak uzmanlar, genel anlamda sektörün az yatırım yapılmasından muzdarip olduğunu belirtiyor.Counterpoint Araştırma'nın geçtiğimiz günlerdeki raporunda, "İkinci sınıf üreticiler son birkaç yılda, düşük kazanç, az kar marjları ve yüksek borçluluk bildirimi yaptı. Karlılık anlamında küçük kuruluşlar için yeni tesisler açılması zor" denildi.Ve bu çip üreticilerinin bir çoğu, ek talebe üretimi değil, fiyatlarını artırarak yanıt verdi. cumhuriyet.com.trEski ABD Dışişleri BakanıPompeoİran konusunda Biden'a yüklendi
Eski ABD Dışişleri Bakanı Pompeo İran konusunda Biden'a yüklendi Eski ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Biden yönetiminin İran'la nükleer anlaşmaya dönme çabasını, "Biden yönetimi yeniden İran'ı memnun etme yoluna girmiş gözüküyor. Bu, ABD için de bölge için de bir felaket olacaktır." sözleriyle eleştirdi. Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, bu yıl Florida eyaletinde yapılan ve Cumhuriyetçileri bir araya getiren en önemli organizasyonlardan biri olan 2021 Muhafazakar Siyasi Eylem Konferansına (CPAC 2021) katılarak Joe Biden yönetimine eleştirilerde bulundu.İran'la nükleer anlaşmadan ayrılan ve "maksimum baskı" politikasını hayata geçiren Donald Trump'ın dışişleri bakanı olan Pompeo, Biden yönetiminin yeniden nükleer anlaşmaya dönme arzusunun çok yanlış olduğunu savundu.Pompeo, "Biden yönetimi yeniden İran'ı memnun etme yoluna girmiş gözüküyor. Bu, ABD için de bölge için de bir felaket olacaktır." ifadelerini kullandı.İran'a yaptırım uygulamaları durumunda savaş çıkabileceği yönünde kendilerine uyarılar yapıldığını anlatan Pompeo, "Biz İran'a yaptırımlar uyguladık ve savaş olmadı." dedi.Benzer şekilde ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması veya Golan Tepelerinin "İsrail'e ait olduğunu tanıması" halinde savaşın çıkabileceği uyarılarının yapıldığını ancak kendilerinin bunları gerçekleştirdiğini ve savaş olmadığını söyleyen Pompeo, "ABD'nin ve İsrail'in çıkarlarını sonuna kadar savunduk ve savaş çıkmadı." diye konuştu.Pompeo ayrıca, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında imzalanan İbrahim Anlaşmalarının "gerçek bir barış" olduğunu ileri sürdü.Paris İklim Anlaşması'ndan ayrılmalarının da haklı gerekçelere dayandığını savunan Pompeo, "Paris Anlaşması, duyar kasmak isteyen elit diplomatlar için bir fanteziydi. Biden yönetimi anlaşmaya yeniden döndüğünde eminim Şi Cinping her dakika buna gülümsemiştir." yorumunu yaptı.Eski ABD Başkanı Trump'ın da pazar günü CPAC 2021'e katılarak görevden ayrılmasından sonra ilk kez kapsamlı bir konuşma yapması bekleniyor. AAHep para konusuyla gündeme geldi:İşte AKP'li Tamer'in hastaneşeceresi
Hep para konusuyla gündeme geldi: İşte AKP'li Tamer'in hastane şeceresi AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, tepki toplayan asgari ücret açıklaması ve ardından yaptığı ilginç savunması "Ben o sözleri apartman görevlileri için söyledim" sözleriyle gündem oldu. 2012 yılında ABD’de FETÖ terör örgütü lideri Fethullah Gülen’i ziyaret eden siyasetçilerden biri olan AKPli Tamer’in hastane şeceresi ortaya çıktı. AKP Milletvekili İsmail Tamer, çıktığı bir televizyon programında, “Bakıyoruz, eleştiren insanlar cep telefonlarını altı ayda bir değiştiriyorlar, arabalarını yılda belki de ikinci yılda değiştiriyorlar. Artık asgari ücretlinin evinin önünde arabası mevcut” ifadelerini kullanmış, bu sözler tepkilere neden olmuştu.Tamer tepkilerin ardından yaptığı yeni açıklamada “İnanın o sözleri hangi televizyon kanalında ne zaman söylediğimi bile hatırlamıyorum. Ama ben esas o sözler Apartman görevlileri için söylemiştim” dedi. Odatv’de yer alan habere göre; Peki, kimdir bu İsmail Tamer?HASTANE SAHİBİ DOKTOR1956 yılında Sivas- Şarkışla-Maksutlu Köyünde doğdu. Babasının adı Namık Kaya, annesinin Fatma idi. Sakamet Hanım ile evli ve iki çocuğu var. İlköğretimini Şarkışla’da, ortaöğretimini Kayseri’de tamamladı...Ardından Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Artvin Sağlık Müdürlüğünde ve Atatürk Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi Genel Cerrahi İhtisası yaptı. 1994 yılında Kayseri Tabipler Odası Başkanıydı. Aynı yıl Özel Güneş Hastanesini kurdu.ÖZEL GÜNEŞ HASTANESİ1994 yılında Kayseri Düvenönü’nde kuruldu. Daha sonra İnönü bulvarındaki yeni binasına taşındı.. Kurucuları: İsmail Tamer, Hüseyin Darçın, Ömer Akbeyaz, Kübra Darçın, Sevil Kaya Sarıpınar, Fikret Erdal idi.. Fakat hastane 2009 yılında Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Ali Özışık tarafından 8 milyon (O dönem parası ile 8 trilyon) TL’ye satın alındı. Satış iki aşamalıydı... İlk önce Hastane hissesinin yüzde 51’i 4 milyona, kalan yüzde 49’u da İsmail Tamer’den 4 milyona satın alındı...Dr. İsmail Tamer, AKP iktidarıyla yöneticiliği başladı:2003 yılında Kayseri Devlet Hastanesi Başhekimliği görevine getirildi. Sağlıkta dönüşüm projesi çerçevesinde Kayseri, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Aksaray, Nevşehir ve Niğde illeri koordinatör Başhekimliği yaptı. Ardından hastane patronluğu bitmedi.MEMLEKET HASTANESİ“Memleket Hastanesi” 1910 yılında Kayseri’de çıkarılan ilk Türk gazetesinin Erciyes’in imtiyaz sahibi Turanlı Yunus Bekir tarafından halktan toplanan paralarla inşa edilmeye başlandı. Birinci katı 1924 yılında tamamlanan hastane 14 Ekim 1924 tarihinde Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal tarafından “Memleket Hastanesi” olarak hizmete açıldı. 1943 yılında devlet hastanesi yapılıncaya kadar hizmet veren bu bina, daha sonra uzun zaman tekel deposu olarak kullanıldı. 1996 yılında Büyükşehir Belediyesi’ne devredildi.Belediye binayı yeniden hastane yapılması şartı ile Dedeman grubuna sattı. Onlar da Dr. İsmail Tamer başkanlığındaki Güneş Hastanesine devrettiler. Onarım projeleri yapılırken 3 Şubat 1998 günü sebebi bilinmeyen bir yangında bina tamamen harap oldu. Bunun üzerine İsmail Tamer, Acıbadem Hastanesi ile anlaşarak arsaya modern bir hastane binası yaptırdı. Bugün Acıbadem Hastanesi adıyla sağlık hizmeti veriyor… BATAKLIĞA YAPILAN HASTANEYıl 2015... 2011 yılında ihalesi yapılan, 2014 yılında inşaatının tamamlanarak Sağlık Bakanlığı’na teslim edilmesi gereken Kayseri Şehir Hastanesi bir türlü bitirilemeyince AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Türk Tabipler Birliği'ni (TTB) suçladı...Şehir Hastanesinin inşaatının bitmemesinin sebebinin TTB’nin açtığı davalar olduğunu ileri sürdü... Hatta... "Bu hastanenin metrekare kirası boş bir AVM'den daha ucuz” dedi.Bunun üzerine TTB de basın açıklaması yaptı:-“... Kayseri Şehir Hastanesi için belirlenen alanın gölete yakınlığına dikkat edilmeden, zemin etütleri yapılmadan tahsis işlemi yapıldığı ve alanın bataklık olduğu, arazi üzerinde kişilerin mirasçılık iddiaları olduğu, paydaşlar tarafından davalar açıldığı bilinmektedir...”-“... Ülkemizde Şehir Hastaneleri ile ilgili en başta gelen sorun hastane binalarının ve donanımının kamuya yüksek maliyetidir. Milletvekili Dr. İsmail Tamer hastane maliyetinde abartılacak bir durum olmadığını belirterek bu hastanenin metrekare kirası boş bir AVM'den daha ucuz açıklamasını yaparak maliyetler hakkında şeffaf olmayan, kafa karıştırıcı bir açıklama da yapmıştır. Oysa şehir hastaneleri için yapılan ihalelerde Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen sabit yatırım tutarı ile yıllık kira bedelleri incelendiğinde; çok yüksek tutarların ödeneceği anlaşılmaktadır. Örneğin:Kayseri ihalesinde (toplam 1583 yatak) sabit yatırım tutarı 427 milyon TL olan Şehir Hastanesi için 25 yılda toplam olarak 3 milyar 443 milyon TL ödenmesiöngörülmektedir. Kayseri’de yaklaşık üç buçuk yıllık kirası ile sabit yatırım tutarıkarşılanabilen şehir hastanesi için neden 25 yıl boyunca böylesine fahiş kiraödenecektir?”Tartışmalar sürerken ortaya bir fotoğraf çıktı.../Archive/2021/2/28/113717542-kapak111620akpli-vekil-o-pozu-icin-kendini-boyle-savundu.jpgGÜLEN'LE FOTOĞRAFİsmail Tamer 2012 yılında ABD'de FETÖ terör örgütü lideri Gülen'i ziyaret eden politikacılardan biriydi... Hatta fotoğrafta hemen F. Gülen'in sağındaydı...Sonradan sorulduğunda; “Bizi Meclis Amerika'daki Türk günlerine gönderdi” dedi.Güya...TBMM, ABD’de Boston’da FETÖ’nün düzenlediği “Türk Günü Etkinlikleri ve Yürüyüşüne” katılmak için bir grup göndermişti...Ancak... Bu 12 AKP’li programdan sonra ayrı bir program da yaparak Pensilvanya’ya gitti ve Fetullah Gülen'i çiftliğinde ziyaret etti...CHP'li Mahmut Tanal bir soru önergesi verdi:-“Kültür Günleri” programına katılan ve Pensilvanya'da örgüt lideri Fetullah Gülen ile görüşen 12 AKP Milletvekili, TBMM Başkanlığı tarafından mı görevlendirilmiştir? TBMM Başkanlığı hangi gerekçe ve yasal dayanakla milletvekillerini FETÖ'nün etkinliğine göndermiştir? ABD'ye giden AKP Milletvekillerinin masrafları TBMM bütçesinden mi karşılanmıştır? Ne kadar harcanmıştır? TBMM bütçesinden karşılanmasının yasal dayanağı var mıdır?”TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç sorulara yanıt verdi:- “Söz konusu yazılı soru önergesinde belirtilen hususlar, Dış İlişkiler ve Protokol Başkanlığının kayıtlarına bakılarak araştırılmış olup 2012 yılında bahse konu ziyaret ile ilgili herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Bu kapsamda sorunuzda bahsi geçen milletvekilleri hakkında TBMM Başkanlığı tarafından iddia olduğu şekilde bir görevlendirme yapılmamıştır.”Ekledi Bilgiç:“Milletvekillerinin 2012 yılındaki ABD ziyareti, TBMM Başkanlığının bilgisi dahilinde değildir. TBMM Başkanlığı, milletvekillerinin sadece resmî ziyaretlerini takip etmektedir. Bu kapsamda, ilgi önergenize konu milletvekilinin beyanları, kişisel görüşlerini içermekte olup milletvekilinin bu beyanları hangi saikle yaptığı konusunda TBMM Başkanlığının bilgisi bulunmamaktadır”Tüm bunlara İsmail Tamer'in yanıtı ne oldu; "Mahmut Tanal FETÖ’cüdür!"Bu arada İsmail Tamer aslen Sivaslı olmasına rağmen Kayseri'deki Sivaslı Dernekler Federasyonu F. Gülen ile fotoğraf çektirdiği için hemşehrilerini protesto etti, AKP'den atılmasını istedi. Ki bir dönem İsmail Tamer bu platformun başkanıydı...AKP milletvekiline sahip çıktı.OĞLUNUN MARİFETİMart 2020... Korona salgını ilk günleri... İsmail Tamer’in oğlu Namık Tamer Twitter hesabından, "Covid-19 Rapid Test için ön sipariş alınır. Lütfen iletişime geçiniz" yazınca ortalık karıştı... Öyle ki... Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz gibi çok isimden sert itirazlar geldi:-"Ak Parti Kayseri Milletvekili @mvitamer'in (İsmail Tamer)'in oğlu Namık Tamer, doktorlarımızın bile bulamadığı bu korona test kitlerini nereden buldu? Hem cevabını istiyoruz hem de hesabını...” deyip #fakiretestyokmu etiketiyle paylaştı.Twitter’da gündem-TT oldu!Önce oğul Namık Tamer açıklama yaptı; "Dün paylaştığım görüntüde Covid-19 testi ön sipariş alınır ibaresini son anda fark ettim. Böyle bir ‘corona’ testini aldığım veya sattığım, ticaretini yaptığım bir durum yoktur."Sonra baba İsmail Tamer açıklama yaptı; “Oğlum Namık Tamer’in WhatsApp durumuna koyduğu Covid-19 testiyle ile ilgili paylaşımında ön sipariş alınır gibi ifadenin yanlış, asılsız gerçek dışı olduğu böyle bir ticaretinin olmadığını bu kitlerin Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde olduğunu belirtir kamuoyunun bilgilerine sunarım...” dedi.Sonuçta:Kayseri Devlet Hastanesi ve SSK Hastanesi’ni birleştirip altyapısı hazır olmadan eğitim hastanesi yaptıran, ikinci basamak sağlık hizmetlerinin özel hastanelere kaymasının yolunu açan eski Özel Güneş ve Kayseri Acıbadem Hastanesi ortağı İsmail Tamer hep tartışmaların odağında oldu. Görünen o ki; asgari ücretliler ile ilgili vahim açıklama yapan AKP Milletvekili İsmail Tamer hep para konusuyla gündeme geliyordu. cumhuriyet.com.trUkrayna’yla‘askeri istihbarat’anlaşması
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Ukrayna’yla ‘askeri istihbarat’ anlaşması Türkiye ve Ukrayna arasında ekim ayında imzalanan “Askeri Çerçeve Anlaşması”, askeri eğitimin yanı sıra askeri istihbarat değişimini de kapsıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin ziyareti sırasında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Ukraynalı mevkidaşı Andriy Taran, 16 Ekim’de anlaşmayı imzalamıştı. Yasa teklifinin hafta içinde TBMM’ye sunulmasıyla ayrıntılar ortaya çıktı. Anlaşma, iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında askeri eğitim ve öğretim, savunma sanayii, askeri tıp ve sağlık hizmetleri ile siber savunma gibi alanlarda işbirliğinin artırılmasını amaçlıyor. Anlaşmayla iki ülke silahlı kuvvetleri personeli ve askeri öğrencileri, askeri eğitim ve öğretim için ülkeler arasında ziyarette bulunabilecek. İşbirliği alanları arasında askeri istihbarat değişimi de bulunuyor. Askeri istihbarat maddesi, “tarafların karşılıklı menfaatlarına halel getireceği düşünülen ve birlikte kararlaştırılacak ülkelerle ilgili, öncelik askeri faaliyetlerde olmak üzere, tarafların silahlı kuvvetlerinin ilgi alanındaki gelişmeleri ve bu ülkelerin Türkiye ve Ukrayna’daki faaliyetleri ile ilgili askeri istihbarat bilgilerinin mübadelesini” kapsıyor. ‘GİZLİLİK’ MADDESİ Mübadele edilecek bilgi, belge, malzeme ve teçhizata ait tüm bilgilerin korunmasını sağlayacak, gizlilik dereceli bilgi ve malzeme, diğer tarafın onayı olmadan üçüncü bir tarafla paylaşılmayacak. Anlaşma sona erse dahi bilgi ve malzemenin korunması üzerindeki sorumluluk devam edecek. Hüseyin Hayatsever‘25 yıllık sorunlar artıkçözülüyor’
‘25 yıllık sorunlar artık çözülüyor’ Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, 25 yıldır ilçenin sorunlarının çözülemediğini belirterek “Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanı seçilmesi ile birlikte ilçede kangren haline gelen altyapı sorununun çözümü için düğmeye bastık” dedi. Yüksel, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Altyapı için ciddi bir çalışma başlattınız, hedefiniz nedir? Biz, Kartal’ı canlandırmak için yola çıktık. Yıllarca anakentten alacağı olan ilçemizi, geleceğe taşımak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile omuz omuza verdik. Kartal’da 25 yıldır ihmal edilen altyapı sorunları hem kentin hem de vatandaşların kanayan yarasıydı. Su baskınlarının sıklıkla yaşandığı sahil kesimindeki esnafımızın her yağmur yağdığında kafasını kurcalayan ‘işyerimi su basacak mı?’ kaygısının ne kadar yıpratıcı olduğunu biliyorum. İlçemizin en büyük ve trafik yönünden en hareketli bölgelerinden Tecerdağı ve Köroğlu caddelerinde ve Dikey/Atılgan Sokak, Cengiz Topel, Spor, Üsküdar, Hükümet, Savarona, Şehzade ile Çırçır caddelerinde; Egemenlik Bulvarı, Neyzen Tevfik Meydanı ve Kartal Meydanı’nda; Soğanlık Yeni Mahalle’de bulunan 14 sokak ve caddede çok kısa bir süre içinde çalışmalarımızı tamamladık. Yağmur suyu ve atık suyu borularının çapını artırırken, su hatlarını uzattık. Yoğun bir mesai ile ilçemiz genelinde asfaltlama çalışmaları, cadde ve sokak aydınlatmaları ile kentimizi daha modern ve canlı bir görünüme kavuşturduk. Kısaca daha dirençli ve daha canlı bir Kartal meydana çıkıyor.Komşu İletişim Merkezi’ni (KİMER) kurdunuz. Neler yapılıyor? Kartal’da yaşayan yurttaşlar, istek, öneri ve şikâyetlerini 7/24 görev yapan Çağrı Merkezi ekibimiz ile aracısız olarak kayıt altına alıyor ve sonuçlandırıyoruz. Acil kodlu talepler dışında kalan şikâyetlerin çözümü veya akıbeti konusunda vatandaşa ortalama geri dönüş süremiz 48 saat. Özellikle pandemi döneminde sürekli artan binlerce çağrı, komşularımızla olan iletişimde KİMER’in ne denli büyük bir ihtiyaca cevap verdiğini gösterdi. Pandemi döneminde bu merkezden gelen talepler doğrultusunda ilçede yaşayan on binlerce yurttaşa dokunduk.Aşevi projeniz var mı? Esentepe Mahallemizde yer alan ve yakın zamanda hizmete sunulacak olan “Aşevi ve Gıda Bankası” projemiz ile bir yandan Kartal’da sıcak yemek ihtiyacı duyan komşularımızın ihtiyaçlarını karşılayacağız, bir yandan da depolanan gıdaların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlayacağız. Aşevimiz açıldığında günlük 10 bin kişiye yemek verme kapasitesine sahip olacak ama acil durumlarda bu sayı 20 bin kişiye kadar çıkabilecek. Gıda bankasıyla da aylık 2 bin 500 kişiye kuru erzak yardımı yapabileceğiz. Hiçbir komşumuzu yalnız bırakmayan dayanışma kültürümüzü yaşatarak daha dirençli ve canlı bir Kartal’ı var etmek için attığımız önemli bir adım olacak bu. cumhuriyet.com.trCumhurbaşkanıErdoğan’ın AKM’yle ilgili sözlerine büyük tepki var: Hesaplaşma derdinde
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKM’yle ilgili sözlerine büyük tepki var: Hesaplaşma derdinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Taksim’in simgesi olan Atatürk Kültür Merkezi’ne (AKM) ilişkin açıklamaları tepki çekti. AKM’nin isminin değiştirileceği sinyali veren Erdoğan’ın “Artık Atatürk Kültür Merkezi (AKM) demiyorum, biz orayı opera binası olarak hazırladık” sözlerini değerlendiren sivil toplum örgütü temsilcileri ve sanatçılar, Erdoğan’ın Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşma peşinde olduğunu söyledi. ESİN KÖYMEN (Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı)“Atatürk ve Cumhuriyetin kuruluşu itibarıyla oluşturulan ve Atatürk’ün isminin verildiği aslında her yere müdahale ediyor. Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşıyor. Kendi muhafazakâr düşünce yapısını ve davranış biçimini doğrudan doğruya kent mekânları üzerine nakşediyor. Yaptığı, kent mekânlarında Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşmak. Türkiye’deki bireylerin sosyokültürel düzeyini, kentleşme bilincini arttırabilmek için bir dizi çalışmanın parçasıdır kültür merkezleri. Cumhuriyet değerleridir. Aslında aydınlanmanın öncüsü olarak bu kültür merkezleri kullanılmıştı. Aydınlanmayla ilgili bir derdi var. İsim üzerinden de bunu yapıyor. Atatürk Kültür Merkezi, doğrudan doğruya Atatürk’ün devrimci duruşu ve sanata verdiği önemin bir yansımasıdır. Bununla da hesaplaşmaya çalışıyor.”AKİF BURAK ATLAR (Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı)“AKM, simgelediği modernite ve Cumhuriyet değerleriyle birlikte Taksim Meydanı’nın tamamlayıcı bir parçası. Sadece yapısı ve işleviyle değil, ismiyle de İstanbul’un hafızasında ve kimliğinde tartışılmaz bir konumda. Bu konumdaki bir kent simgesinin ismini değiştiremezsiniz. Toplumsal bir kabul olmadan bu tür bir değişikliğin karşılığı yoktur, tartışmaya bile gerek yok.”ŞENAL SARIHAN (Cumhuriyet Kadınları Derneği Kurucu Genel Başkanı)“Atatürk Kültür Merkezi aslında Atatürk’ün adını silme tavrının bir devamı olarak ortaya çıkıyor. Atatürk’ün isminin Türkiye’nin yapısal görüntülerinden de silinmeye çalışılması, Cumhuriyetle hesaplaşmanın bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Cumhuriyetin bütün değerlerini ve bütün kazanımlarını ortadan kaldırmaya doğru tırmanan bir politika ile karşı karşıyayız. Ankara’da her türlü olumsuzluğa karşın Anıtkabir dolar ve taşar. Herkes buradadır. Bu gösteriyor ki bir ülkenin kaderini tayin etmiş, bir ülkeyi demokratik bir yapıya kavuşturmak için emperyalizme karşı mücadele etmiş ve oradan bir Cumhuriyet, bir ülke yaratmış olan Mustafa Kemal ve arkadaşları ve onun kazanımlarını unutturmak olanaksız. Bunu birtakım yerleri tırpanlayarak başaramazsınız, başaramayacaklar.”İLHAN GÜLEK (ADD Genel Yönetim Kurulu üyesi ve İstanbul sorumlusu):Atatürk’le Taksim özdeşleşmiştir. Çağdaş uygarlığı sanatla bütünleştiren Atatürk adına bir kültür merkezinin olması da İstanbul’un olmazlarındandır. İstanbul’a sembol olmuş bir merkezden, havaalanından, spor sahalarından Atatürk adının silinmesi bir projeninin devamından başka bir şey değil. Çağdaşlık, uygarlık ve sanat Türkiye’de Atatürk devrimleriyle başlamıştır. Bu yüzden Atatürk adı oraya en çok yakışacak ve değiştirilmeyecek addır. Bu adın değiştirilmek istenmesi karşıdevrim sürecinin durakları, adımlarıdır. Atatürk’ten uzaklaşırsanız laiklikten, çağdaş eğitimden ve dünyadan uzaklaşırsınız. YEKTA KARAOpera sanatçısı “Dünyanın bütün büyük başkentlerinde opera binalarında sadece opera ve bale sergilenir. Ankara’da da ilk yapıldığında böyleydi. Doğrusu budur, ben de böyle olmasını tercih ederim. İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi bir opera binası değildi, burada opera ve balenin yanı sıra konserler de düzenlenirdi, zaman zaman tiyatro eserleri de başka etkinlikler de. Eğer gerçekten sadece opera ve bale için bir merkez hazırladılarsa itirazım olmaz. Ama o kadar büyük bir inşaat ki, otoparkı da içine aldılar, mimari detaylarını bilmiyorum ama sadece operaya ayrılacağını hiç sanmıyorum. Yine çeşitli kültürel etkinliklerin yapılacağı bir merkez olacaksa ismini niye değiştiriyorlar, bilmiyorum.”RENGİM GÖKMENCumhurbaşkanlığı Devlet Senfoni Orkestrası Şefi“Cumhurbaşkanının o sözü benim de dikkatimi çekti. Ama pek anlamadım. Bundan sonra oraya Atatürk Opera Binası dememiz mi isteniyor, bilmiyorum!”MESUT İTKUEmekli opera müdürü“İçinde sadece opera oynanacak bir bina olmasını gönlüm isterdi. Ama proje yine çok amaçlı olarak tasarlandı. O zaman isminin de Atatürk Kültür Merkezi olarak kalması gerekir. Opera Merkezi denilince içinde sadece opera oynanmalı. Burası öyle bir yer olmuyor ki?” Hazal Ocak / Kayahan AyhanKaş’ta AKP’liler ormanıtalan etmekten yargılanıyor
Kaş’ta AKP’liler ormanı talan etmekten yargılanıyor Kaş’ın Ova Mahallesi yakınlarında bulunan orman alanında tahribat neden olarak toprak ve kum hırsızlığı yaptıkları gerekçesiyle aralarında 4 AKP’linin bulunduğu 6 kişi hakkında dava açıldı. AKP’li büyükşehir meclis üyesi Tevfik Taner, Kaş Belediye Meclisi üyesi Nihat Uçar, mahalle temsilcisi Osman Deniz Karataç ve Mustafa Bahar, orman arazisinden çıkardıkları kumları kamyon başına 250-750 TL arası bedelle satmakla suçlanıyor. CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar, “ ‘Ne götürebilirsek kârdır’ mantığıyla hareket edip her yeri talan ediyorlar” dedi. 6 kişinin temmuz ayından itibaren toplamda 3 bin ile 5 bin kamyon (60 bin ile 100 bin metreküp) kumu çeşitli yollarla kendi menfaatları için kullandıkları öne sürülüyor. CHP’li Bayar, “Ne doğa ne tabiat ne kamu yararı. Hiçbir şey umurlarında değil! Tek düşündükleri kendi menfaatları” diye tepki gösterdi. Bülent EcevitKumpasçılara‘tele kulak’mahkûmiyeti
Kumpasçılara ‘tele kulak’ mahkûmiyeti Yargıtay, FETÖ üyesi savcıların 2009 yılında dönemin CHP Grup Başkanvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu ile gazeteci İlhan Taşcı’yı usulsüz dinleyip, tapelerini ise Ergenekon dosyalarına koymalarına ilişkin işlemin yasadışı olduğuna hükmetti. Taşcı’ya 10 bin TL tazminat ödenecek. Yargıtay, FETÖ üyesi savcıların 2009 yılında dönemin CHP Grup Başkan Vekili olan Kemal Kılıçdaroğlu ile o dönem gazetecilik yapan, şimdi ise RTÜK Üyesi İlhan Taşcı’yı usulsüz dinleyip, dinleme tapelerini ise Ergenekon kumpas dosyalarına koymalarına ilişkin yapılan işlemin yasa dışı olduğuna hükmetti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Balyoz, Ergenekon gibi kumpas davalarının özel yetkili savcısı olan Mehmet Murat Yönder’in, Kılıçdaroğlu ve Taşçı’yı dinlemesinin hukuka uygun olmadığını ve dinlemenin keyfilikle yapıldığı belirterek maliye hazinesinin Taşçı’ya tazminat ödemesine hükmetti. Eski 5 savcının ise yaptıkları hukuka aykırı dinlemeler yönünden dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verildi. TAPELER ERGENEKON DOSYASINA GİRDİİlhan Taşcı 2009 yılında gazetecilik görevini sürdürürken, Kemal Kılıçdaroğlu ile bir telefon görüşmesi yaptı. Kılıçdaroğlu, dönemin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluklara ilişkin Sayıştay raporlarını yazan Taşcı’ya telefonda, haberlerin çarpıcılığını anlatmak için “bombaları patlatıyorsunuz” ifadesini kullandı. Daha sonra bu telefon görüşmesinin Ergenekon soruşturma dosyasının ekleri arasında yer aldığı ortaya çıktı.YASA DIŞI DİNLEMEDE SAKINCA GÖRMEDİLERYaşanan bu durum üzerine Taşcı, 2009 yılında dönemin kumpas davalarına bakan savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve Mehmet Murat Yönder hakkında Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 20 bin TL’lik tazminat davası açtı. Haklarında tazminat davası açılan 6 savcı o dönem mahkemeye gönderdikleri ortak dilekçede, yaptıkları yasadışı dinlemeyi “…İlhan (Taşcı) ve Kemal (Kılıçdaroğlu) isimli şahıs arasında yapıldığı belirtilen 4 Şubat 2009 tarihli telefon görüşmesinde ‘bombaları patlatıyorsunuz’ şeklindeki şüpheli sözlerin bu nedenle iddianame ekindeki klasörde yer almasında bir sakınca görülmemiştir” sözleriyle savundular.12 YILLIK HUKUK MÜCADELESİYaşanan 12 yıllık hukuki süreç sonunda dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gitti. Genel Kurul ise Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın’ın hukuka aykırı telefon dinlemeleri nedeniyle tazminat talebinin maliye hazinesine karşı açılması gerektiğini ve görevli mahkemenin ağır ceza mahkemesi olması gerektiğini belirtti. Kurul, eski 5 savcının usulsüz dinlemelerine ilişkin dosyanın ayrılarak görevli ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Mehmet Murat Yönder’in ise Yargıtay üyeliği yaptığını hatırlayan Genel Kurul, Yöner’e fiil ve kararlarından dolayı açılan davanın ise Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nde görüleceğine karar verdi. ‘KEYFİ BİR DİNLEME’Bunun üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla Mehmet Murat Yönder’in dosyasını inceledi. Yönder’in usulsüz dinleme yaptığını belirten Daire, maliye hazinesinden Taşçı’ya 10 bin TL. tazminat ödemesine hükmetti. Kararın gerekçesinde ise Kılıçdaroğlu ve Taşçı’nın dinlenmesinin hukuka uygun olmadığı, kamuoyunun dikkatini çeken bir habere ilişkin olduğu ve keyfi bir dinleme olduğu kaydedildi. Ayrıca dava dışı kişilerin görüşme içeriklerine iddianamede yer verilmesinin, suçun kanıtlanmasıyla bir ilgisinin bulunmadığı vurgulanan kararda, “Bir mahkeme kararına dayanmadığından açıkça hukuka aykırı bir biçimde özel hayatın ve hayatın gizli alanının ihlali kapsamında, ilgililerin kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilmiştir” denildi.‘HAYSİYET CELLATLIĞININ TESCİLLENMESİ’İlhan Taşcı ise kararı gazetemize şu sözlerle değerlendirdi: “Bir dönemin karanlık dehlizlerindeki işbirliğinin, Türkiye’ye ve ülkenin saygın insanlarına, aydınlarına dönük haysiyet cellatlığının tescillenmesi anlamına geliyor. Hukuktan, adaletten uzak bir dönemin utanç vesikasıdır bu karar. Ne benim ne de Sayın Kılıçdaroğlu hakkında herhangi bir yasal dinleme kararı yokken yapılan bu hukuksuzluk, bu keyfilik 12 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından somutlaşmış oldu. Anayasayla güvence altına alınan haberleşme özgürlüğümüzün ihlal edildiğini ispat etmek ancak, 12 yıl hukuk mücadelesi vermek; pek çok yasa değişikliğine karşı yeni duruş geliştirmek ve farklı mahkemelerde dert anlatmakla mümkün olabildi.” HUKUKSUZLUK TESCİLLENDİTaşcı’nın avukatı Mutluhan Karagözoğlu ise dairenin bu kararının yasadışı dinlemenin yanında, bu kişilerin savcılık görevini yaparken açıkça hukuka aykırı davrandıklarının tescil edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Karagözoğlu, “Murat Yönder Yargıtay Üyesi olduğu için daire onun yönünden karar verdi. Yargıtay’ın bu kararı ışığında mahkemelerin diğer savcılar hakkında da hükme varmasını bekliyoruz” dedi. Seyhan Avşarİktidarın hamleleri kulislerde,‘HDP’ye alternatif bir parti’iddialarınıgündeme getirdi
İktidarın hamleleri kulislerde, ‘HDP’ye alternatif bir parti’ iddialarını gündeme getirdi İktidarın, HDP’ye yönelik hamlelerini gerek fezlekeler üzerinden gerekse Hazine yardımı ve “terör örgütü odağı olan partilerin kapatılması” üzerinden sıklaştırırken, “bölgede Kürt seçmenlerin oyunu alabilecek HDP’ye alternatif bir partinin kurulabileceği” de tartışılıyor. Cumhur İttifakı bileşenlerinden MHP’de, “HDP’nin kapatılması ve terör örgütleriyle arasına mesafe koyamayan siyasetçilerin ‘siyasetten ömür boyu men edilmesi’ yönünde kesin bir görüş hâkim. AKP’de de MHP’nin bu tutumuna sıcak bakılıyor. “Bölgedeki Kürt seçmenleri konsolide edebilecek, seçmenlere yönelik demokratik, terörle arasına mesafe koyabilen, gerektiğinde Cumhur İttifakı bileşenleriyle gerektiğinde de muhalefetle bir araya gelebilecek bir oluşumun olabileceği” değerlendiriliyor. Özellikle terörle mücadelede Cumhur İttifakı’na destek verebilecek ve “terörle arasına net bir çizgi çekecek” siyasi bir oluşumun siyaset açısından “kazançlı olabileceği” konuşuluyor. Bunun için de “HDP’nin tek seçenek olmadığının yurttaşlara iyi anlatılması gerektiğine” dikkat çekiliyor. “Bölgede Kürt seçmenlerin oyuna talip olabilecek yeni bir partinin de HDP’den ayrılıp yeni parti kuracağı söylenen eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ile eski HDP’li Altan Tan “öncülüğünde kurulabileceği” ifade ediliyor. “HDP içinde yer alan sol seküler kesimin Bilgen etrafındaki bir yapılanmada birleşebileceği” değerlendiriliyor. Bununla birlikte “muhafazakâr-milliyetçi Kürt seçmen kesiminde de bölgede bir hareketlenmenin yaşandığına” dikkat çekiliyor. Bu kesimin başını da eski HDP’li Altan Tan’ın çekebileceği konuşuluyor. Kulislerde, “HDP’ye alternatif kurulacak bir partinin ‘HDP ile yol yürüyebilecek DEVA ve Gelecek partilerini de saf dışı bırakabileceği, böylece AKP’nin bölgedeki oylarını konsolide edebileceği” de konuşuluyor. DEVA ve Gelecek partilerinin “bölgedeki AKP oylarını hedeflediğine” işaret edilirken, “yeni kurulacak bir partiyle bu durumun ortadan kalkabileceği” değerlendiriliyor. MESELE İŞİN HİLESİZ YAPILMASIDIRKonuyla ilgili Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan eski HDP’li Altan Tan ise şu an için kendisinin yeni bir parti kurma gibi bir girişiminin olmadığını belirtti. Ancak “ilerki günlerde konjenktürün değişebileceğini” de ifade eden Tan, “Benim şu an için bir parti kurma gibi girişimim yok. Çünkü değirmenimde su yok. Hayatım boyunca, siyasette de hileli, hurdalı işlere bulaşmadım çünkü ben. Yeni bir parti kurmak için bazı şartların olması gerekiyor. Hiç kimse bugün yeni kurulan DEVA, Gelecek, Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce’nin kurduğu partilerin kaynaklarını sormuyor? Bu kaynaklar nereden geliyor? Ancak Türkiye’de demokratik, liberal, Kürtlerin hak ve hukukunu gözetecek, tarihi geçmişine ve kültürüne dayalı, tutarlı bir parti kurulursa, bölgede yeni parti tutar. Burada asıl soru şu: Hileli mi olacak hilesiz mi? HDP’yi çatlatma üzerinden bir hamle olursa, bunu bölgede benimseyecek bir Kürt yok. Mesele bu işin hilesiz yapılmasıdır” görüşünü dile getirdi. Selda Güneysu