News - Haberler
DSÖ: Covid-19 son salgın olmayacak
DSÖ: Covid-19 son salgın olmayacak figure > Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Ghebreyesus, koronavirüsün (Covid-19) karşılaşılan son pandemi olmayacağı uyarısında bulunarak, "İklim değişikliği ve hayvan hakları için mücadele edilmediği sürece insan sağlığının salgınlara mahkum olacak" dedi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, salgın hastalıklara ilişkin kritik uyarı geldi. Uluslararası Salgın Hazırlık Günü için hazırlanan etkinliğe online katılan ilk Ghebreyesus, koronavirüsün insanlığın karşılaştığı son salgın olmayacağını söyleyerek, bu nedenle ülkeleri sağlık sistemlerini güçlendirmeye çağrısında bulundu."SALGINLAR HAYATIN GERÇEĞİ"“Tarih bize koronavirüsün son salgın olmayacağını söylüyor, salgınlar hayatın gerçeği” diye konuşan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Ghebreyesus, iklim değişikliği ve hayvan hakları için mücadele edilmediği sürece insan sağlığının salgınlara ‘mahkum’ olacağına dikkat çekti. “Hükümetler ve toplum tarafından halk sağlığının daha iyi yatırımlarla desteklenmesi durumunda çocuklarımıza ve onların çocuklarına daha güvenli, daha dirençli ve daha sürdürülebilir bir dünya bırakabiliriz" diyen Ghebreyesus, “Salgın sürecinde ülkeler olarak sağlık için para harcıyoruz ancak salgın bittiğinde ise bir sonraki olası salgını engellemek için hiçbir şey yapmıyoruz. Bu tehlikeli bir bakış açısı ve anlaşılması zor” ifadelerini kullandı.DÜNYA SALGINLARA HAZIRLIKLI DEĞİLDSÖ ve Dünya Bankası'nın ortak bir kolu olan Küresel Hazırlık İzleme Kurulu'nun, pandemiden birkaç ay önce ilk kez Eylül’de yayınladığı yıllık raporu, dünyanın potansiyel olarak yıkıcı pandemiler için hazırlıksız olduğunu ortaya çıkarmıştı. cumhuriyet.com.trİran’daçığfelaketi: 10ölü, 7 kayıp
İran’da çığ felaketi: 10 ölü, 7 kayıp figure > İran’ın başkenti Tahran'ın kuzeyindeki Elbruz Dağları’nda çığ düşmesi ve kar fırtınası nedeniyle 10 dağcının hayatını kaybettiği, 7 kişinin ise kayıp olduğu açıklandı. İran'ın başkenti Tahran yakınlarında yer alan Elbruz Dağları’nda çığ düşmesi sonucu 10 dağcının hayatını kaybettiği bildirildi. Bölgede bir yandan çığ felaketi yaşanırken, diğer yandan da kar fırtınasının etkisini hissettirdiği ifade ifade edildi. Bölgeye giden Kızıl Haç görevlileri, 30'un üzerinde dağcının bulunduğu bölgede, 10 dağcının hayatını kaybettiği, 14 dağcının kurtarıldığını, en az 7 dağcını için arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü açıkladı. Öte yandan bölgede geçtiğimiz cuma, kayak merkezinde teleferik arızası sebebiyle yaklaşık 100 kişinin mahsur kaldığı da ifade edildi. cumhuriyet.com.trDerneklere kayyım yasası: Kaplan "Çok tehlikeli, felaket olur" dedi, Soylu 'İslâmîçalışmalar' için garanti verdi
Derneklere kayyım yasası: Kaplan "Çok tehlikeli, felaket olur" dedi, Soylu 'İslâmî çalışmalar' için garanti verdi figure > İçişleri Bakanlığı'nın derneklere kayyım atamasının önünü açan düzenleme olarak eleştirilen teklif yasalaştı. Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, yasaya dair "sonuçları ortam değiştiğinde felaket olabilir" şeklinde uyarı yaptı. Bunun üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisini aradığını belirten Kaplan, "STK'ların İslâmî çalışmalarını engellemesinin sözkonusu olmayacağını, buna ilk önce kendisinin karşı duracağını söyledi" dedi. Derneklere kayyım atanmasının önünü açacak düzenleme, TBMM Genel Kurulu'ndan geçti.İktidarın istediği tarzda hareket etmeyen dernek ve vakıfların kapatılmasının önünü açabileceği yönünde eleştiri yapılan yasa tepki çekerken, AKP’ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan’dan da ‘felaket’ uyarısı geldi.Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “uyarıyorum” diyen Kaplan, “STKlar terör bahanesiyle kapatılacak. Kolayca kayyum atanabilecek! Teröre karşı bir adım gibi bu. Ama sonuçları ortam değiştiğinde felaket olabilir! Her İslâmî çalışma irtica/terör yaftasıyla engellenebilir! Çok tehlikeli bu! Bu yasa girişimi derhal durdurulmalı!” ifadelerini kullandı./Archive/2020/12/27/104833477-yusufstk-.jpgPaylaşımının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisini aradığını belirten Kaplan, "Yarım saat konuştuk. STK yasasının aslâ sivil toplumu zayıflatmayacağını, STK'ların İslâmî çalışmalarını engellemesinin sözkonusu olmayacağını, buna ilk önce kendisinin karşı duracağını söyledi" diye yazdı./Archive/2020/12/27/104833477-yusufstk-.jpg cumhuriyet.com.trCumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 27 Aralık 2020 tarihli okur dayanışmasıilanları
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 27 Aralık 2020 tarihli okur dayanışması ilanları figure > Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2020/12/27/021442456-1.jpg/Archive/2020/12/27/021442253-2.jpg/Archive/2020/12/27/021525346-3.jpg/Archive/2020/12/27/021511956-4.jpg/Archive/2020/12/27/021514331-5.jpg/Archive/2020/12/27/021523846-6.jpg/Archive/2020/12/27/021521674-7.jpg/Archive/2020/12/27/021516221-10.jpg/Archive/2020/12/27/021524127-13.jpg/Archive/2020/12/27/021522799-14.jpg/Archive/2020/12/27/021522846-12.jpg/Archive/2020/12/27/021518034-11.jpg/Archive/2020/12/27/021516799-9.jpg/Archive/2020/12/27/021523174-8.jpg cumhuriyet.com.trİşverenlerin işçi talebini gösteren açık işsayısı11 ayda yüzde 65 azaldı: Antalya’da‘iş’kalmadı
İşverenlerin işçi talebini gösteren açık iş sayısı 11 ayda yüzde 65 azaldı: Antalya’da ‘iş’ kalmadı figure > Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) güncel verileri, yaşanan istihdam krizinin büyüdüğünü gösterirken, il bazındaki detaylar ise durumu daha çarpıcı şekilde ortaya koyuyor: - İşverenlerin eleman talebini ifade eden “açık iş” sayısı, ülke genelinde ilk 11 ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 33.4 azalışla 1.3 milyon adede indi.- İl bazında ise en yüksek oranlı düşüş, bir turizm kenti olan Antalya’da yaşandı. Bu ildeki açık iş sayısı yüzde 64.9 azalarak 26 bin 602 adede indi.- Bu ili yüzde 56.3 düşüşle 253 bin 484’e inen ekonominin kalbi İstanbul, yüzde 54.4 düşüşle 4 bin 119’a inen Batman, yüzde 53.6 düşüşle 3 bin 78’e inen Giresun ve yüzde 53.4 düşüşle 11 bin 66’ya inen Diyarbakır izledi.- Buna karşın, en çok artış özellikle kamu kaynaklı olarak Konya ve Ankara’da. Sayı Konya’da yüzde 31 artarak 40 bin 965, Ankara’da yüzde 28.7 artarak 124 bin 775 adet oldu.KONYA’NIN YÜKSELİŞİ- Yine yılın ilk 11 ayında, istihdamı ifade eden “işe yerleştirme” de ülke genelinde yüzde 42.8 düşüşle 792 bin kişiye indi.- İl bazında en yüksek düşüş yüzde 71 ile 328 bin 492 kişiye inen İstanbul. Bu ili yüzde 68.5 düşüşle 124 bin 287’ye inen İzmir ve yüzde 67.3 düşüşle 46 bin 170’e inen Antalya izledi.- En çok artış ise yüzde 65.4 ile 19 bin 848 kişiye çıkan Konya. Bu ili yüzde 61.8 artışla 806 kişiye çıkan Ardahan ve yüzde 57.6 artışla 1201 kişiye çıkan Kilis izledi.Öte yandan hizmetler, açık iş sayısının yüzde 43 (606 bin 710 adet), işe yerleştirmenin yüzde 49 (376 bin 511 kişi) ile en çok düştüğü sektör oldu. Serhat AlıgilToparlanma ancak 2022’de
Toparlanma ancak 2022’de figure > Euler Hermes, Covid-19 aşılarının dünyaya etkisini ortaya koyan güncel bir rapor yayımladı. Rapora göre, aşı cephesindeki son gelişmelerle, 2021 için küresel ekonomik büyüme tahmini 0.2 puan artışla yüzde 4.6’ya yükseltilse de tamamen toparlanma 2022’den önce tamamlanamayacak. Ayrıca Covid-19 vakalarının yeniden artışa geçmesi ve yeni karantina önlemleri ise küresel ekonomik faaliyetleri yeniden durma noktasına getirecek ve 3. çeyrekte yüzde 7.3 olan büyüme oranı 4. çeyrekte yüzde 0.1’e gerileyecek. Avrupa’daki çift dipli durgunluk ve ABD ekonomisindeki belirgin yavaşlama da toparlanma yaşanmadan önce işlerin daha da kötüye gideceği anlamına geliyor.Ayrıca raporda, konaklama, yeme-içme ve ulaşım gibi salgına duyarlı sektörlerin 2021 yılının ikinci yarısından itibaren belirgin şekilde daha iyi performans göstereceği vurgulanıyor.İFLASLAR ARTACAKYine rapora göre, pandeminin 2020 yılında cirolar ve kârlılık üzerinde açtığı yaraların iyileşmesi zaman alacak. Sektörlerin çoğunun kriz öncesi ciro ve kârlılık seviyelerine ancak 2022 yılının başlarında dönmesi bekleniyor. Politika desteklerinin aşamalı olarak geri çekilmesiyle gecikmiş bir iflas dalgasının da su yüzüne çıkma ihtimali bulunuyor. 2021 yılında iflaslarda yıllık yüzde 25’lik belirgin bir artış bekleniyor. İflaslarda 2022 yılında ise yüzde 13’lük bir artış öngörülüyor. cumhuriyet.com.trDaha az et dahaçok bitki dönemi
Daha az et daha çok bitki dönemi figure > Dünyada 2 milyar kişi fazla kilolu, buna karşın 1 milyar kişi açlık sınırında yaşıyor. Küresel sera gazı salımının yüzde 20’sinden fazlası gıda endüstrisi tarafından gerçekleştiriliyor ve üretilen tüm gıdaların üçte biri çöpe gidiyor. Gıda sisteminde ciddi aksaklıklar yaşanırken şirketler de değişime gidiyor. Unilever, adil bir küresel gıda sistemi için “Yarının Gıdaları İnisiyatifi’ni başlatıyor. Unilever Türkiye Gıdadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu üyesi Özgür Kölükfakı, Yarının Gıdaları İnisiyatifiyle “Ürünlerimizde sürdürülebilir tarımsal hammaddeler kullanımını ve bitkisel temelli gıda seçeneklerini artıracağız. 2025’e kadar yeterli ve dengeli beslenmeye katkı sağlayan ürünlerimizi iki katına çıkaracağız. Tüm ürün gruplarımızda kalori, tuz ve şeker miktarını azaltacağız. 2025’e kadar gıda atığını yarıya indireceğiz” dedi.Kölükfak, gelecek beş ile yedi yıl içinde, et ve süt ürünlerine seçenek olarak bitkisel temelli gıdalardan oluşan 1 milyar Avro’ya ulaşacak yeni bir gıda işkolu geliştirmeyi planladıklarını söyledi.TÜRKİYE BİRÇOK ÜRÜNDE İTHALAT YAPIYORDünya genelinde yiyeceklerin yüzde 75’inin 12 bitki ve 5 hayvan türünden geldiğini ve bitkisel gıda tüketiminin yüzde 60’ı sadece buğday, pirinç ve mısırdan elde edildiğini vurgulayan Kölükfak, “‘Geleceğin Gıdası’ olarak tanımlanan 50 hammaddenin yer aldığı bir rapor hazırladık. Türkiye zengin bir tarım geçmişine sahip olmasına rağmen birçok üründe ithalat yapıyor” diye konuştu.Özgür Kölükfakı online ortamda yaptığı basın toplantısında gıda endüstresi ve Unilever'in Yarının Gıdaları İnisiyatifi ile ilgili şu bilgileri paylaştı: * 1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliğini iyileştirmek, çevresel etkisini yarıya indirmek ve milyonlarca insanın geçim kaynaklarını iyileştirmek için uzun dönemli bir plana odaklandı. Nitekim Unilever, geçtiğimiz on yılda önemli adımlar attı, başarılar elde etti. Sadece sözlerle değil, eylemlerle iyiliğin itici gücü olabileceğini ispatladı. * Dünya gıda sisteminde ciddi aksaklıklar var ve bu durum, herkesi değişim için zorluyor. * Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada hala 2 milyar insan vitamin ve mineral eksikliği yaşıyor.* Gıda sistemi çevreye büyük zarar veriyor. Küresel sera gazı salımının yüzde 20'sinden fazlası gıda endüstrisi tarafından gerçekleştiriliyor, buna karşılık üretilen tüm gıdaların üçte biriyse çöpe gidiyor. 10 MİLYAR İNSAN NASIL BESLENECEK?* Dünya, önümüzdeki yılarda 10 milyar insanın nasıl besleneceğine sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor.* Sürdürülebilir bir gıda sistemine geçişe öncülük etmek için ölçeğimizi, markalarımızı ve yeteneklerimizi kullanacağız. Önümüzde uzun bir yol var. Ancak ortak çabalar ile daha sağlıklı bir dünya yaratıp daha sürdürülebilir ve besleyici gıdaları beslenmeye dahil edebileceğimize inanıyoruz.* 2010 yılından bu yana sürdürülebilir kaynaklar kullanan tarımsal ham maddelerimizin miktarını yüzde 14’ten yüzde 62’ye yükselttik; öncelikli 13 sebze ve baharatımızın yüzde 86’sini sürdürülebilir kaynaklardan elde etmeyi başardık. * Türkiye’de domateslerimizin yüzde 100’ünü Bursa, Karacabey’den geleceğe dost tarım yapılan tarlalardan sağlıyoruz. Nanemiz, Manisa Salihli ve Gaziantep Nizip’ten gelen yüzde 100 sürdürülebilir ürünler. * 2012 yılında WWF ile başlattığımız ‘Sürdürülebilir Tarım Programı’ ile bugüne kadar birlikte çalıştığımız 4 bin çiftçiye geleceğe dost tarım uygulamaları konusunda eğitimler verdik. YEME ALIŞKANLIĞIMIZI DEĞİŞTİRMELİYİZ* Gıda çeşitliliğimizi artırarak yeme alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Knorr ve WWF bu amaçla, globalde farklı üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile çalışarak, ‘Geleceğin Gıdası’ olarak tanımlanan 50 ham maddenin yer aldığı bir rapor hazırladı. Geleceğin 50 Gıdası listesinde Türkiye’de kolayca bulabileceğimiz gıdalar var.ŞEKER, TUZ VE KALORİ AZALTILACAK* 2019 sonu itibarıyla, gıda ürünlerimizin yüzde 70'i, küresel olarak günlük 5 gram olan bu tuz alımı standartlarını karşılamakta.* Dondurma kategorisinde son 3 yılda ortalama yüzde 10-15 oranında şeker azaltımı gerçekleştirdik.* Global olarak 2015 itibarıyla ambalajlı dondurma ürünlerimizin kalorisinin porsiyon başına 250 kcal seviyesini aşmayacağına karar verdik ve bunu başardık. 2019 yılında global portföyümüz, yüzde 93 oranında bu hedefi tutturdu. Şu an kalori kararımızı, 2025 itibarıyla ambalajlı dondurma portföyümüzün yüzde 95'ini kapsayacak şekilde genişletmiş bulunuyoruz. Ambalajlı dondurma portföyümüzün yüzde 95’i, 2025 itibariyle en fazla 22 gram şeker ve 250 kcal içerecek.* 2021’de tüm poşet ambalajlarda yüzde 100 geri dönüştürülebilir olacağız.* 2013’ten beri hızlı tüketim ürünleri sektöründe, Türkiye’deki 7 fabrikamız ve 2015 yılından beri ofislerimiz, depolarımız ve Ar-Ge merkezlerimiz ‘çöplüğe sıfır atık’ statüsünde çalışıyor. Şehriban KıraçFethiye Körfezi’ne yapılacak marina,çevre felaketine yol açacak
Fethiye Körfezi’ne yapılacak marina, çevre felaketine yol açacak figure > Fethiye Körfezi’nde deniz dolgusu, alışveriş merkezi, restoran, otel ve yüzlerce tekne için bağlama yeri yapılmasını içeren marina projesi için çevresel etki değerlendirme (ÇED) toplantısı yapılması çevrecilerin tepkisine neden oldu. Muğla’nın Fethiye ilçesinde kıyıları betonlaşma ve rant tehdidiyle karşı karşıya bırakan ve 5 yıl önce tepkiler üzerine iptal edilen Akmarin Marina Yat Limanı projesi yeniden hayata geçirildi. Firma, proje alanını ve kapasitesini büyüterek çalışmalara tekrar başladı. Fethiye Körfezi’nin deniz ve kıyı yapısını tamamen bozacağını, kıyı ekosisteminin geri dönülemez şekilde tahrip olacağını belirten çevre örgütleri ve yurttaşlar projenin durdurulmasını istedi.Çevre örgütleri, körfezin yat kapasitesinin hesaplanmadığını, her istenen yere marina izni verilmemesi gerektiğini ifade etti. Toplantıda bulunan kaptan ve yat sahipleri ise Fethiye Körfezi’nin en işlek kısmını daraltacak bu liman projesinin deniz trafiğini olumsuz yönde etkileyeceğini dile getirdi.‘KAHVERENGİ DEĞİL, MAVİ’Denize yapılacak her türlü müdahalenin körfezi geri dönüşü olmayan bir yıkıma sürükleyeceğini savunan Muğla Çevre Platformu’ndan Kamil Ovacık, “Fethiye Körfezi’nde geçen yıl alg patlaması yaşadık. Bize yüzünü ciddi biçimde gösteren çevre felaketi için üzerinden geçen zamana karşı hiçbir önlem alınmadığını görüyoruz. Bu tür yapılaşma kararları alınması bilimsellikten uzak ve körfezde geri dönülmesi imkânsız hasarlara sebebiyet verecek. Kahverengi bayrak değil, mavi deniz için yat limanı yapımı girişimlerinden vazgeçilmeli. Fethiye’nin doğal yapısını bozacak her türlü girişime karşı, itirazlarımızı dile getirmeye devam edeceğiz” dedi. Salgın döneminin hiçe sayılarak yangından mal kaçırırcasına proje yürütüldüğünü dile getiren CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yat limanı yapımı girişimlerinden vazgeçilmesi için çağrıda bulundu. Girgin, “Uzmanlar, körfezin kirlilik ve yapılaşma baskısı açısından yükünü daha da artırıcı faaliyetlerden vazgeçilmesi çağrısı yapıyor. Turizm de olumsuz etkilenecek, doğal güzelliklerin ve arkeolojik değerlerin gelecek nesillere aktarılması engellenecek” ifadelerini kullandı. Muhammed ÖzmenAile hekimleri: "Buzdolaplarımız dolu"
Aile hekimleri: "Buzdolaplarımız dolu" figure > Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yarın gelecek koronavirüs aşılarının aile sağlık merkezleri, kamu üniversite hastaneleri ve özel hastanelerde yapılacağını açıkladı. Aşılama sürecinin planlanmasında aile hekimlerinin de yer alması gerektiğini söyleyen Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Özlem Sezen, “Aşıların Aile Sağlığı Merkezi’ne getirilmesi süreci önemli. Aşı çok özel bir ürün ve buzdolaplarında saklanması gerekir. Bizdeki buzdolaplarının kapasitesi dolmuş durumda. Talebe göre merkezlerden aşı gönderilmesi daha doğru olur. Aşı yapacak aile hekimi sayısı az, desteklenmeli” diye konuştu. Sarp SağkalŞeref aylığında soy adıyetti
Şeref aylığında soy adı yetti figure > Muttalip Yerlikaya’nın başvurusu üzerine mahkeme, şeref aylığından yapılan kesintinin başvuru tarihinden işletilerek yasal faiziyle ödenmesi ve şeref aylığı üzerindeki kesintinin kaldırılmasına karar verdi. Kesinti yapılan ve ret kararı verilen sporcular duruma tepki gösterdi. Dünya şampiyonluğu başarısı elde etmiş olan sporculara devlet tarafından şeref aylığı bağlanıyor. Yasada yer alan düzenlemeye göre şeref aylığı; dünya şampiyonluğunda başarı derecesine göre asgari ücret tutarının yüzde 140 ile yüzde 100 arasında değişen tutarlarda sporculara veriliyor. Ancak geçen yıl itibarıyla dünya şampiyonluğuna sahip pek çok sporcuya ödenen asgari ücret seviyesindeki tutar 900 TL’ye indirildi. Sporcular; hangi gerekçeyle şeref aylığının tutarının 900 TL’ye indiği konusunda Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla iletişime geçmeye çalışsalar da bir sonuç elde edemedi. Derece alarak Türkiye’yi uluslararası müsabakalarda temsil eden ve şeref aylığı kesilen yaklaşık 60 sporcuya adres olarak mahkeme gösterildi. Bunun üzerine pek çok sporcu konuyu yargıya taşımak zorunda kaldı. Sporcular, şeref aylığının mevzuatta belirtilen tutarlar üzerinden ödenmesi talep edildi. Mahkemeye başvuran sporculara art arda “ret” kararları gelirken; sahte diploma skandalıyla gündeme gelen Cumhurbaşkanı danışmanı Hamza Yerlikaya’nın kardeşi Muttalip Yerlikaya hakkında farklı bir karar çıktı. 1993’te İran’da yapılan Ordulararası Dünya Güreş Şampiyonluğu’nda birinci olan Muttalip Yerlikaya’nın şeref aylığındaki kesinti üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu’na açtığı davada mahkeme, şeref aylığından yapılan kesintinin başvuru tarihinden işletilerek yasal faiziyle ödenmesi ve şeref aylığı üzerindeki kesintinin kaldırılmasına karar verdi. Dünya şampiyonluğu başarısı elde etmiş ve şeref aylığı kesintisi olan diğer sporculara ise mahkemeden “ret” kararları verildi. Şeref aylığı kesintisi yaşayan sporcular; Yerlikaya haklı bulunurken kendilerinin haksız bulunmasına tepki göstererek bu durumun “çifte standart” olduğuna dikkat çekti.FARKLI KARARDünya şampiyonluğu olan bir güreşçi; yaşananların sporcular için büyük bir ayıp olduğunu belirterek “Hiçbir gerekçe sunulmadan aylığımız kesildi. Üstelik bu durumla ilgili ‘Sayın Bakan ile görüşmek istediğimizde bize mahkemeye gidin’ denildi. Gerçekten şeref aylığı ile geçinen dünya şampiyonu olmuş arkadaşlarımız var” değerlendirmesinde bulundu. Şampiyon güreşçi “Bizim zorumuza giden durum: Hamza Yerlikaya ve Ercan Yıldız; güreşin içinden gelmiş, aynı kamp ortamında bulunmuş, aynı odada kalmış kendi arkadaşlarına, beraber alın teri döktüğü arkadaşlarına bunu yapıyor. Bu durumla karşılaşınca şoke olduk” diye konuştu. l ANKARA cumhuriyet.com.trTorba yasa memura yük oldu
Torba yasa memura yük oldu figure > Artan bütçe açığına karşın yeni kaynak arayışında olan iktidar, yapılandırma ile hemen hemen tüm borçlara ödeme kolaylığı sağladı. Ancak bu durum personelin iş yükünü artırdı. Salgın nedeniyle 10.00-16.00 olarak değiştirilen kamudaki çalışma düzenine bazı kurumlarda hâlâ uyulmuyor. Vergi dairelerinde ise bu kurala uyulmadığı gibi son çıkan “torba yasa” kapsamındaki yapılandırmalar nedeniyle personel, cumartesi günü de çalıştırıldı. SGK’de de benzer durumlar var. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi’nin paylaştığı vergi dairelerine gönderilen yazılara göre, “torba yasa” kapsamında mükelleflerin vergi yapılandırma taleplerinin hızlı bir şekilde değerlendirilerek sonuçlandırılması ve yıl sonu zamanaşımı taramalarının da yapılabilmesi için personele fazla mesai yaptırılıyor. Bu kapsamda sokağa çıkma yasağından muaf tutulan personel dün hafta sonu olmasına karşın 09.00-17.00 saatleri arasında fazla mesai yaptı. SAAT 8.30’DA İŞBAŞIHamzaçebi, “İlk zamanlar personel WhatsApp grupları üzerinden göreve çağrılıyordu. Daire başkanları müdürlere, müdürler şeflere mesajları iletiyordu. Silsile halinde mesaj personele ulaştırılıyordu. Şimdi yazılı talimatlar veriliyor” dedi. Yıl sonu işlemleri ve yeniden yapılandırma öngören “torba yasa” nedeniyle işlerin yoğun, personelin ise az olduğunu belirten Hamzaçebi, genelge ile düzenlenen kamudaki saat 10.00-16.00 çalışma düzenine uyulmadığını, vergi dairelerinde, SGK’de personele sabah saat 08.30’da işbaşı yaptırıldığını söyledi. Vergi daireleri ve SGK birimlerinin sağlık, cenaze, din hizmetleri gibi çalışması zorunlu olan personel arasında olmadığına işaret eden Hamzaçebi, buna karşın sokağa çıkma yasağının olduğu hafta sonları dahi personelin çalıştırıldığını bildirdi. Hamzaçebi, yoğun çalışma nedeniyle personelin Covid-19’a yakalandığını, atlatanların yeniden işbaşı yaptıklarını, bu kez diğer personelin hastalığa yakalandığını da bildirdi. KURU EKMEK BİLE YOKValiliklerden alınan izinlerle personelin sokağa çıkma yasağından muaf tutularak göreve çağrıldığını belirten Hamzaçebi, şunları söyledi: “Hafta sonu fazla mesai yaptırılan personele kuru ekmek bile yok. Yemek verilmiyor. Özel aracı olmayan ulaşımda sıkıntı yaşıyor. İlçelerden gelen personel var. Mesai isteğe bağlı olması gerekirken bir kısım servislerde görevli olanlara baskı yapılarak zorla getirtiyorlar. İlk zamanlar WhatsApp üzerinden bunu yapıyorlardı. Mesaj ile personel göreve çağrılır mı? Devlet dairesi yönetilir mi? Memurlar çaresiz. Korkuyorlar. Bir şey diyemiyorlar.” Mustafa Çakır