News - Haberler
Son 5 yılda bin 811 kişi sağlıktaşiddet nedeniyle hapis cezasıaldı
Son 5 yılda bin 811 kişi sağlıkta şiddet nedeniyle hapis cezası aldı Sağlık Bakanlığı tarafından CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesini verilen yanıtta, son 5 yıl içinde bin 811 kişinin sağlık çalışanlarına yönelik şiddet nedeniyle hapis cezasına çarptırıldığı ve 3 bin 64 kişinin de adli para cezasıyla cezalandırıldığı açıklandı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sağlıkçılara yönelik şiddet olaylarını TBMM gündemine getirdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde Gürer, “Son 5 yılda hastanelerde sağlık çalışanlarına yönelik meydana gelen şiddet olaylarının sayısı kaçtır? Önlenmesi adına ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? Son 5 yılda hastanelerde sağlık çalışanlarına karşı yaşanan şiddet olayları sonucunda ölen ya da yaralanan sağlık çalışanı sayısı kaçtır? Kaç kişi tutuklanmış olup kaç saldırgan ceza almıştır” diye sordu.Önergeye gelen yanıtta, “Aralık 2015- Eylül 2020 tarihleri arasında sağlık kurum ve kuruluşlarında, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet nedeni ile yapılan Beyaz Kod başvurularının 18 bin 358’inin soruşturması devam etmekte olup, yargılaması sonuçlanan dosyalarda 3 bin 64 adli para cezası, bin 811 hapis cezası verilmiştir” denildi.CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şiddetin hiçbir alanda kabul edilemeyeceğini belirterek, “Sağlıkta şiddet bir akıl tutulması olmalı. Sağlık çalışanları fedakârca zor şartlarda hizmet veriyor. Onlara uygulanan şiddet kabul edilebilir bir durum değil. Sağlık hizmeti almak için gittiği kurumda sağlık sorunu üreterek çözüm arayanların, bu akıl dışı davranışlarının nedenleri, psikolojik açıdan çok yönlü irdelenmesi ve incelenmesi gereken bir durumdur. Sağlıkta şiddeti mutlaka bitirecek önlemler alınmalıdır. Fedakarca çalışan sağlıkçıların saldırı değil alkış hakkettiği bir gerçektir. Sağlıkta şiddet ile ilgili yaptırımlar caydırıcı kılınmalıdır” dedi. ANKAAKPİstanbul il başkan adayıaçıklandı
AKP İstanbul il başkan adayı açıklandı AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul il başkan adayı olarak Osman Nuri Kabaktepe'yi belirlediği açıklandı. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir, sosyal medya hesabından AKP İstanbul İl Kongresi hakkında açıklama yaptı.Erkan Kandemir, Osman Nuri Kabaktepe'nin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından İstanbul il başkan adayı olarak belirlendiğini duyurdu. Erkan Kandemir'in açıklaması şöyle;24 Şubat Çarşamba günü gerçekleştireceğimiz 7.Olağan İstanbul İl Başkanlığı Kongremizde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle Osman Nuri Kabaktepe bey adayımız olarak belirlenmiştir. Görevi devredecek olan İl Başkanımız Bayram Şenocak'a bugüne kadar göstermiş olduğu emek ve gayretleri için teşekkür ediyorum. Partimize ve İstanbul'umuza hayırlı olsun./Archive/2021/2/22/131312388-82e933fa-4a2a-4420-89de-f9bfd1afb9d2.jpg cumhuriyet.com.trAlpay'ın Zeki Müren açıklamasınaünlüisimlerden tepki
Alpay'ın Zeki Müren açıklamasına ünlü isimlerden tepki Müzisyen Alpay'ın son röportajında Zeki Müren hakkında söyledikleri ünlü isimlerden tepki topladı. Alpay açıklamasında "Zeki Müren abartılı üslubu ve Türkçe'siyle Türk Sanat Müziği'ni katletmiştir. Ölçüsüz tavırlarıyla Türkiye'de kötü örnek olmuştur" ifadelerini kullanmıştı. /Archive/2021/2/22/133242811-alpay-zeki-muren-tepki.jpgBir gazeteye verdiği son röportajında Zeki Müren hakkında "On kulağım olsa biriyle Zeki Müren dinlemem. Zeki Müren abartılı üslubu ve Türkçe'siyle Türk Sanat Müziği'ni katletmiştir. Ölçüsüz tavırlarıyla Türkiye'de kötü örnek olmuştur. Kendi kendisini ‘Sanat Güneşi’ ilan etti. Herkes 'Ne hokkabazlık yapacak?' diye programa giderdi. Çok alkış alanları kovdururdu" ifadelerini kullanan Alpay'a, ünlü isimler tepki gösterdi."Zeki Müren, her şeyi sansürleyen, müthiş güzel şarkıları bile repertuvarına almayan, son derece tutucu eski TRT'nin Türkiye'ye attığı en büyük kazıktır" ifadelerini kullanan Alpay'a Bülent Ersoy, Behzat Uygur, Şehrazat gibi isimlerden tepki geldi.'ZEKİ MÜREN SANATÇI DOĞAN BÜYÜK BİR DUAYENDİ'Bülent Ersoy Instagram profilinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:"Muhterem takipc¸ilerim, bugu¨n gu¨ndeme du¨s¸en talihsiz bazı speku¨latif ac¸ıklamalar kars¸ısında suskunlugˆumu koruyamadım. C¸u¨nku¨ so¨z konusu sanat ve bu¨yu¨k sanatka^rlardı. Tu¨rk Sanat Musıkisi'nin en nadide ve en zor makamlarından biri olan Dilkes¸ha^veran makamındaki bu s¸arkı Zeki Arif Ataergin beyefendiye aittir. Ve Tu¨rk Sanat Musıkisinin saz u¨stadlarının refakatleri ile bilhassa yaylı tambur sazının deha icraaka^rı merhum bu¨yu¨k Ercu¨ment Batanay (ki bu¨yu¨k usta ile son nefesini verdigˆi ana kadar gerek sahne emisyonlarım gerekse o¨zel hayatımda da 30 sene o¨zel sazım olarak daima beraber olup, c¸alıs¸maktan gurur duydugˆum, onur duydugˆum) bu bu¨yu¨k dehanın refakatleri ile o¨lu¨msu¨z iki dev sanatc¸ının saz ve yorumlarından yapılan icraları sizlere aktarmaya mecbur hissettim kendimi. Hanımefendiler ve beyefendiler, sanatka^rlar gu¨c¸lerini yeteneklerinden, seslerinden, yu¨ksek ruhlarından ve de bilgi birikimlerinden alırlar. O yu¨zden sanatc¸ılar ic¸in ‘Sanatc¸ı olunmaz, sanatc¸ı dogˆulur’ so¨zu¨yle Zeki Mu¨ren sanatc¸ı dogˆan bu¨yu¨k bir duayendi. Kis¸ilikler ve o¨zel yas¸amlar ile gerc¸ek sanatka^rların, gerc¸ek sanatlarını istirhamım odur ki birbirlerine karıs¸tırmamak gerekir. Bu bu¨yu¨k, yeri doldurulamayacak yorumculardan bahsederken lu¨tfen daha hassasiyet ve kendilerine yakıs¸ır tarzda so¨ylemler ile bahsetmenizi o devirde yas¸ayan bir sanatc¸ı olarak herkesten reca^larım ile istirham ederim efendim."/Archive/2021/2/22/133234311-bulent-ersoy-alpay-zeki-muren.jpg'YAPMAYIN BE ABİ!'Behzat Uygur Alpay'a Twitter'da yaptığı paylaşımla tepki gösterdi. Uygur, “Bunca yılın emeğini, saygınlığını bir röportaj ile bitirmek başka bir acı… Yapmayın be abi!” ifadelerini kullandı.Bunca yılın emeğini, saygınlığını bir röportaj ile bitirmek başka bir acı...yapmayın be abi!— Behzat Uygur (@behzatuygur) February 21, 2021'AYIPTIR YAHU!'Alpay'a "Ayıptır yahu!" sözleriyle tepki gösteren Armağan Çağlayan şunları söyledi:"Ayıptır yahu! Ölmüş bir insanın üzerinden bu söylenilenler! Koca koca insanlarsınız, sizi uyaran çoluğunuz, çocuğunuz, dostunuz arkadaşınız da mı yok! Yaşlanınca lütfen böyle olmayayım!"Ayıptır yahu! Ölmüş bir insanın üzerinden bu söylenilenler! Koca koca insanlarsınız, sizi uyaran çoluğunuz, çocuğunuz, dostunuz arkadaşınız da mı yok! Yaşlanınca lütfen böyle olmayayım! https://t.co/wWVbQZ1SFm— Armagan Çağlayan (@Armagan_caglaya) February 21, 2021Şehrazat ise "Rahmetli Zeki Müren’in yaşarken yüzüne söyleselerdi ya düşündüklerini! Arkasından atıp tutmak acizlikten başka bir şey değil! Namertlik hepsi bu!" dedi.Rahmetli Zeki Mürenin Yaşarken Yüzüne söyleselerdi ya düşündüklerini! Arkasından atıp tutmak acizlikten başka bişey değil! Namertlik hepsi bu ! Bide Acaba hiç kadrosunda yer almamışlarmı?Araştırsana Armağanım lütfen?? @Armagan_caglaya— ??Sehrazat (@sehrazatmusic) February 21, 2021ÖZDEMİR ERDOĞAN DA TEPKİ TOPLAMIŞTIBu yılın başlarında bir gazeteye röportaj veren müzisyen, söz yazarı ve besteci Özdemir Erdoğan da Zeki Müren'le ilgili konuşmuş, çok sayıda sanatçıdan ve sosyal medya kullanıcısından tepki toplamıştı."İnsanlarımız onu küçük erkek çocuklarıyla birlikte televizyonda seyretti. Ve onu izleyen erkek çocuklar travmalar yaşadı. Kötü bir rol modeldi" diyerek Müren'i cinsel kimliği üzerinden hedef alan Erdoğan'ın tepki çeken sözleri şöyleydi:"Hem bu tehlikeyi kabul ediyorsunuz hem de sanat uğruna bunu görmezden geliyorsunuz. Bana kalırsa bu büyük bir sahtekarlık ve çelişkidir. Bunu konuşmamak ahlaksızlıktır. Siz böyle bir tehlikenin varlığını kabul ediyorsunuz ama sanat uğruna ağzınızı açıp tek kelime etmiyorsunuz. Bir tek Özdemir Erdoğan konuşuyor. İlk çıktığı seneler sesi iyiydi ama bu kişiyi günümüzde hâlâ evrensel bir sanatçı gibi gösterenler ahlaksızdır." cumhuriyet.com.trAhmet NurÇebi: Yurt dışından hakem transfer edilmeli
Ahmet Nur Çebi: Yurt dışından hakem transfer edilmeli Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, yurt dışından yabancı hakem getirilmesi gerektiğini vurguladı. Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi verdiği röportajda futbol gündemine dair açıklamalarda bulundu.Başkan Çebi, Beşiktaş'ın bu sezon şampiyon olacağına inandığını belirterek, ''Şampiyon olsun diye uğraşıyorum ve olacağına da inanıyorum. İçinde bulunduğumuz şartlara göre sportif başarımız oldukça iyi. Ligdeki Anadolu takımlarını da çok önemsiyorum. TFF'nin lisans yönetmenliği sayesinde büyük takımları kontrol altına aldılar. Dört büyüklere transfer konusunda limit koydukları için Anadolu takımları ile aramızdaki uçurum da kapandı. Bunun sayesinde de liglerde rekabet açısından daha adil bir ortam oluştu. Maçlar da daha kaliteli oldu.'' şeklinde konuştu.''HAKEMLER DE TRANSFER EDİLMELİ''Yabancı hakem vurgusu yapan Ahmet Nur Çebi sözlerini şöyle sürdürdü:''Gerçekten sorun varsa hakemleri eleştiririm. Yoksa sırf eleştirmek için yapmam. Yurt dışından yabancı futbolcu nasıl transfer ediyorsak, hakemler de transfer edilmeli. Özellikle derbi maçları için yapılmalı. Bakın genç hakemler hata yapınca anlayışlı oluyorum ama tecrübeliler yapınca kabullenmekte zorlanıyorum.'' cumhuriyet.com.trHindistan'daki sel felaketini CIA'in Himalayalar'daki casus cihazlarımıtetikledi?
Hindistan'daki sel felaketini CIA'in Himalayalar'daki casus cihazları mı tetikledi? Hindistan'da Himalayalar'ın eteklerine kurulu Raini köyünün sakinleri, nesillerdir dağın karla kaplı zirvesinde nükleer cihazların gömülü olduğuna inanıyor. Köy sakinleri Uttarakhand'da bu ay 50'den fazla kişinin hayatını kaybettiği sellerin, bu cihazların "infilak etmesi" nedeniyle meydana geldiğini söylüyor.Ancak bilim insanları selin parçalanmış bir buzuldan kaynaklandığı görüşünde.BBC Türkçe servisinde yer alan habere göre, 250 haneli köyün muhtarı Sangram Singh Rawat, diğer köy sakinleri gibi bu açıklamayı inandırıcı bulmuyor ve "Kışın ortasında buzul nasıl parçalanır? Hükümet konuyu araştırmalı ve nükleer cihazları bulmalı" diyor.'YÜKSEK İRTİFADA CASUSLUK OPERASYONU'Raini sakinlerinin korkuları, ABD'nin Hindistan'la yaptığı anlaşma kapsamında Çin'in nükleer denemelerini izlemek için Himalayalar'ın bazı noktalarına nükleer yakıtla çalışan cihazlar yerleştirdiği 1960'lı yıllara kadar gidiyor. cumhuriyet.com.trAKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Berat Albayrak'a, CHP tarafından yöneltilen ifadelere tepki gösterdi
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Berat Albayrak'a, CHP tarafından yöneltilen ifadelere tepki gösterdi AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a, CHP tarafından yöneltilen ifadelere tepki gösterdi. AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a, CHP tarafından yöneltilen ifadelere tepki gösterdi.Kurtulmuş, Twitter hesabındaki paylaşımında, şunları kaydetti: "Pandeminin sebep olduğu ağır ekonomik koşullarda, büyük ve güçlü Türkiye idealine gönülden bağlı şekilde görev yapan eski Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak'a, CHP tarafından gerçek dışı ve birtakım bühtanlarla ortaya atılan seviyesiz ve çirkin ifadeleri kınıyorum."/Archive/2021/2/22/130101803-tweet.png AAKoca'yaöfke: "Hiçkimsenin bu iki yüzlülüğünüzüunutmamasıiçin yaşayacağım"
Koca'ya öfke: "Hiç kimsenin bu iki yüzlülüğünüzü unutmaması için yaşayacağım" Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın sosyal mesafe kurallarının yok sayıldığı cenazeden fotoğrafı, salgında hayatını kaybedenlerin yakınlarından büyük tepki aldı. Yurttaşlara her fırsatta koronavirüs salgınına karşı 'sosyal mesafe' ve 'kalabalıktan uzak durma' uyarıları yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, YÖK Başkanı Yekta Saraç ve iş insanı Fatih Saraç'ın babası Muhammed Emin Saraç'ın cenazesinde ortaya çıkan fotoğrafı büyük eleştiri konusu oldu.Salgın yokmuşçasına binlerce kişinin mesafeye de dikkat edilmeksizin bir araya geldiği Fatih Camii avlusunda, Bakan Koca'nın da saf tuttuğunu gösteren fotoğraflara salgında hayatını kaybedenlerin yakınları da isyan etti.Koronavirüs kaynaklı olarak annesini kaybettiğini belirten Yakup Bayrak, Twitter hesabından Bakan Koca'nın hesabını etiketleyip "Sn. @drfahrettinkoca hastanenizden cenazesini alıp, Pandemi önlemlerine uymak için sadece 10 (bakın yazıyla da yazayım on) kişiyle birlikte gömdüğüm annemin üzerine yemin ederim, hiç kimsenin şu aşağıdaki vb olaylardaki iki yüzlülüğünüzü unutmamaları için yaşayacağım. Andım olsun" diye yazdı.Yakup Bayrak'ın tweet'i, binlerce Twitter kullanıcısı tarafından paylaşıldı./Archive/2021/2/22/130001554-ybayrak.jpgSalgın nedeniyle babaannesinin cenazesine gidemediğini dile getiren Ayşegül Kula da tepkisini "Bu görüntüyü hiç unutmayacağım. Sizin acınız benim acımdan daha değerli değil. Kabul etmiyorum." diyerek dile getirdi./Archive/2021/2/22/130018225-akula.jpg cumhuriyet.com.tr'Cengiz, Limak, Kolin'e müjde, esnafa gelince güle güle'
'Cengiz, Limak, Kolin'e müjde, esnafa gelince güle güle' CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa konsorsiyumunun şirketi İGA’nın kira ödemelerinin ertelenmesini hatırlatarak, “Yandaş şirketler söz konusu olunca müjde, esnafa gelince güle güle anlayışını terk etmelidir” dedi. Ulaştırma Bakanlığı ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA'ya Covid-19 salgını mücbir sebep kabul ederek, 2 yıl ek işletme süresi verdi. Kira ödemelerini de faiziyle birlikte 2024'e erteledi. Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa konsorsiyumunun şirketi İGA'ya 2020 için verilen 333,8 milyon Euro yolcu gelir garanti ücretinin eksik kalan kısmının sağlanan destekler sonrası bu yıl ödenmeyecek./Archive/2021/2/22/125213759-bb.jpgİGA’nın ödemelerini ertelenmesini hatırlatan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, İGA’nın ortağı şirketlerin devletten defalarca ihale aldığını hatırlatarak, “COVİD-19 salgını nedeniyle büyük sıkıntı yaşayan esnaflarımıza sadaka gibi sadece 1000 lira destek sağlanırken, dünyada en çok kamu ihalesi alan şirketlere devasa desteklerin sağlanması toplum vicdanında büyük yaralar açmıştır” dedi.'ESNAFA GÜLE GÜLE'“İktidar; Cengiz, Limak, Kolin ve Mapa gibi yandaş şirketler söz konusu olunca müjde, esnafa gelince güle güle anlayışını terk etmelidir” diyen Başarır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sunduğu yazılı soru önergesinde, şu sorulara yanıt istedi:"Dünyada en çok kamu ihalesi alan şirketler sıralamasında yer alan Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa şirketlerine her türlü kolaylık sağlanırken, aynı kolaylık neden bitik durumdaki olan esnaflarımıza gösterilmemiştir? Esnaflara yapılan topu topu 1000 TL’lik destek yardımı ile söz konusu şirketlere sağlanan destek, hukuk devletinde olması gereken eşitlik ilkesi ile ne derecede bağdaşmaktadır?Esnaflara komik tutarda destek sağlanırken, AGİ başta olmak üzere havalimanı işletmecisi olan şirketlere verilen hatırı sayılır desteği sosyal medya hesabınızdan müjde verircesine açıklamanız ne derecede doğru bir yaklaşımdır?‘ESNAFA SADAKA GİBİ, 5’Lİ YANDAŞA YÜKLÜCE DESTEK’Esnafa sadaka gibi, kamuoyunda 5’li yandaş şirket olarak bilinen müteahhitlere yüklüce destek sağlanmasındaki kaynağın vatandaşlardan toplanan vergilerden oluştuğunun farkında mısınız?İstanbul Havalimanı işletmecisi olan İGA ile anlaşma konusunda mahsuplaşma yoluna gidilmiş midir? Gidilmişse bu mahsuplaşma hangi şartlar çerçevesinde sağlanmıştır?Esnaf, çiftçi, emekli, memur, işçi vb. tüm vatandaşlar büyük ekonomik sıkıntılar yaşarken dünyada en çok kamu ihalesi alan şirketlere sağlanan destek, kamu vicdanı açısından yeniden gözden geçirilecek midir? Geçirilmeyecekse gerekçeleri nelerdir?" cumhuriyet.com.trSoylu'nun 'Gara'ya gitti' dediği HDP'li vekilden açıklama
Soylu'nun 'Gara'ya gitti' dediği HDP'li vekilden açıklama İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Gara'ya gittiğini öne sürdüğü HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, “Bu bir koltuk kurtarma operasyonudur. İtibar suikastında bulundu. Söyledikleri yalandır. Bilgi belge vardır madem bunu açıklamak için neden Gara’yı bekledi. Ben Gare'ye gitmedim” dedi. Öte yandan HDP’li Taşdemir’in Gara’da olduğunu öne süren teröristin ifadeleri ortaya çıktı. Gara'da terör örgütü PKK tarafından alıkonulan 13 asker ve polisin katledilmesinden sonra, "Gara'ya giden HDP'li bir kadın milletvekili var" diyen Soylu, katıldığı programda teslim olan bir teröristin ifadesinde HDP’li Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir’in Gara’da olduğunu söylediğini aktarmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Bakan Soylu’nun açıklamalarını ihbar kabul ederek HDP Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir hakkında soruşturma başlatmıştı. 'SOYLU BUNLARI KANITLAMALI'HDP Genel Merkezi'nde açıklama yapan HDP'li Taşdemir şu ifadeleri kullandı: "Bu bir koltuk kurtarma operasyonudur. Tek bir gazeteci doğru soruları sormadı o programda. O yalanları atanan Soylu bunları kanıtlamalı. Ne zaman hangi gün gitmişim Gare’ye. Ordunun bile girmekte zor olduğu bölgeye hangi ara gitmişim? Yalan ve iftira atmak bir bakanın işi olmamalı. Soylu'nun iftiralarını kadın mücadelemizi yapılmış sayıyorum.Ben Gare'ye gitmedim, çok açık ve net." İFADESİ ORTAYA ÇIKTIÖte yandan, HDP'li Taşdemir'in Gara'da olduğunu öne süren teröristin ifadeleri ortaya çıktı. DHA'da yer alan habere göre; Teröristin ifadesinde Gara bölgesinde Dirayet Dilan Taşdemir’in kendisinin içerisinde bulunduğu araca bindiğini, sivil kıyafetli, sırt çantalı ve yanında poşetler olduğunu anlattığı öğrenildi. Teröristin ifadesinde, Taşdemir’in terör örgütünün Mahmur kampında indiğini ve araç değiştirerek oradan ayrıldığını söylediği de kaydedildi. cumhuriyet.com.trKuveytlişarkıcıİslam'dan ayrılarak Yahudiliğe geçtiğini duyurdu
Kuveytli şarkıcı İslam'dan ayrılarak Yahudiliğe geçtiğini duyurdu Kuveytli şarkıcı İbtisam Hamid mensubu olduğu İslam dininden ayrılarak Yahudiliğe geçtiğini duyurdu. Daha çok Basma Al-Kuwaiti adıyla bilinen şarkıcı İbtisam Hamid, sosyal medyadan yayınladığı açıklamasında, "İslam dininden ayrıldığımı ve Yahudiliğe geçtiğimi gururla duyuruyorum" ifadelerine yer verdi.Hamid açıklamasında, İsrail ile ilişki kurmayı reddeden Kuveyt kraliyet ailesine de atıfta bulunarak, "Normalleşmenin yanı sıra din ve düşünce özgürlüğünü de reddeden Al-Sabah ailesine karşı olduğumu ve onlara ait olmadığımı ilan ediyorum" dedi.Yahudilik dinini, modern toplum esaslarına uygun hale getirmeye çalışan Reform Yahudiliği hareketi, "Yahudiliğe geçiş için herhangi bir kural veya ritüelin gerekli kabul edilmesi gerektiği" kavramını reddederken, zaman zaman Yahudi olmayan annelerin çocuklarının Yahudiliğe geçişine, belli bir eğitim sürecinin ardından onay verebiliyor. Fakat hakim görüşe göre, Yahudi olmayan bir annenin kızı, Yahudi kimliği ile büyümüş olsa bile Yahudi kabul edilmiyor.KUVEYT, İSRAİL'İ BOYKOT ÇAĞRILARI YAPMIŞTIArap basınında Hamid'in, Kuveytli bir anneden doğan, ancak kadınların vatandaşlıklarını çocuklarına geçirmesini engelleyen yasal kısıtlamalar nedeniyle vatandaşlık alamayan bir Irak vatandaşı olduğu öne sürüldü.Kısa bir süre önce ülkeden ayrıldığına dair haberler çıkan Hamid'in Kuveyt'te yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor.Geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Sudan ve Fas, İsrail ile normalleşme anlaşmaları imzalamasına karşın Kuveyt, Filistinlilerin hakları iade edilene dek bunu yapmayı reddedeceğini açıklamış, işgale iştirak eden şirketlerin boykot edilmesine yönelik çağrılar yapmıştı. cumhuriyet.com.trTutuklu doktoraöğrenci Cihan Erdal'dan mektup
Tutuklu doktora öğrenci Cihan Erdal'dan mektup Kanada’daki Carleton Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Cihan Erdal, tez saha çalışmasını sürdürmek üzere İstanbul’da bulunduğu 25 Eylül Cuma günü polis tarafından gözaltına alınmasının üzerinden 5 ay geçti. Erdal cezaevinden yolladığı mektubunda, "Katılmadığım bir toplantı, paylaşmadığım bir çağrı nedeniyle yargılanmamın tuhaflığı bir yana, şiddetin vaizlerine hayatın her alanında ama’sız, fakat’sız itiraz etmiş biri olarak, elem verici bir şiddet olayıyla ilgili dehşet verici suçlamalara maruz kalmamı hukuk ve adalet adına utanç verici bulduğumu söylemek zorundayım. Bugün birtakım siyasi hesaplar doğrultusunda, hiçbir sorumluluğumun bulunmadığı bir olay nedeniyle özgürlüğüm keyfi ve hukuksuz biçimde gasp edilmekte" ifadelerini kullandı. Cihan Erdal mektubunda şu ifadeleri kullandı: "Merhabalar,Kanada’nın Ottawa şehrindeki Carleton Üniversitesi Sosyoloji ve Antropoloji Bölümü’nde doktora adayıyım. 2017 yılından bu yana Carleton Üniversitesi’nde öğretim asistanı ve araştırma asistanı olarak çalışmaktayım. Aynı zamanda üniversitemiz bünyesinde kurulan Gençlik Araştırmaları Merkezi’nin [Centre for Urban Youth Research (CUYR)] koordinatörüyüm. Pozisyonum kapsamında farklı ülkelerden (Kanada, ABD, İngiltere, Yeni Zelanda, Kenya, Romanya vd.) gençlik alanında çalışan araştırmacı, akademisyen ve aktivistleri bir araya getirerek bilgi ve politika üretiyoruz. Farklı ülkelerdeki gençlik, yurttaşlık eğitimleri ve müfredatların içerikleri, toplumsal hareketlerde gençlerin rolü, aktivist gençlerin deneyimleri ve genç olma halleri gibi çeşitli konularda çalışıyorum.2013-2017 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde, 2017 yılından bu yana ise Kanada’nın başkenti Ottawa’da akademik çalışmalarımı ilmek ilmek işledim. Halen 60 küsur yaşında çiftçilik yaparak geçinen annem ve babamın, değerli eşimin ve birlikte çalıştığım kıymetli hocalarımın koşulsuz destekleri sayesinde önemli araştırma bursları kazandım. 2017 yılından beri burslu olarak okuduğum ve çalıştığım Carleton Üniversitesi’nde genç bir Türk akademisyen olarak içerisinde yetiştiğim toplumu ve kültürü başarıyla temsil etmeye gayret ettim.Ancak sizler ismimi son dönemde yaşadığımız haksızlıkla duymuş olabilirsiniz. Ailemi ziyaret etmek, yeğenimin doğumunu görebilmek ve doktora tez saha çalışmamı sürdürmek üzere geldiğim İstanbul’da 25 Eylül 2020 günü gözaltına alındım. Bundan 7 yıl önce, 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde meydana gelen Kobani protestolarına ilişkin dava kapsamında 5 aydır siyasi rehine olarak Ankara Sincan Cezaevi’nde tutulmaktayım.Bugün birtakım siyasi hesaplar doğrultusunda, hiçbir sorumluluğumun bulunmadığı bir olay nedeniyle özgürlüğüm keyfi ve hukuksuz biçimde gasp edilmekte. Bu durum, 4 yıldır binbir emekle yürüttüğüm doktora araştırmamı ve bursumu kaybetmem riskini oluşturuyor. Bütünüyle asılsız ve temelsiz iddialarla, siyasi saiklerle yalnız bireysel özgürlüğüm, eğitim ve çalışma hakkım değil, evrensel hukuk norm ve değerleri de gasp edilmekte. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’nin 22 Aralık 2020 tarihli Selahattin Demirtaş kararı çok kesin olarak işaret etmektedir ki, objektif bir gözlemciyi ikna edebilecek, tutukluluğumuzu haklı gösterebilecek tek bir somut delil söz konusu değildir. Her ne kadar yeni bir dosya olarak sunulmaya çalışılsa da, AİHM Büyük Daire’nin sayın Demirtaş kararı, yeni bir başvuruya gerek olmaksızın, haksız ve keyfi tutukluluğumuzun derhal sonlandırılmasını gerektiren bir karardır. Katılmadığım bir toplantı, paylaşmadığım bir çağrı nedeniyle yargılanmamın tuhaflığı bir yana, şiddetin vaizlerine hayatın her alanında ama’sız, fakat’sız itiraz etmiş biri olarak, elem verici bir şiddet olayıyla ilgili dehşet verici suçlamalara maruz kalmamı hukuk ve adalet adına utanç verici bulduğumu söylemek zorundayım. 2015 yılında asker oğlunu yitirmiş bir Kürt babanın acılı çığlığını haberleştiren bir gazete linkini paylaşmış olmamın, tek cümlelik “bu savaş bizim savaşımız değil” yorumumun “delil” niyetine “terör örgütü destekçiliği” olarak sunulmaya çalışılması, yalnızca bana ve sevdiklerime değil aynı zamanda ülkemin geleceğine de yapılan bir kötülüktür. Dünyadaki tarihsel birçok farklı deneyimden anladığım odur ki, terörizmi asıl beşleyen şey, “yurttaş”ın yerine “teröristler-terör destekçileri” ve “terörizme karşı mücadele edenler” ikiliğinin ikame edilmeye çalışılmasıdır. Nefret çarkını sürekli kılan, düşman yaratma takıntısından kurtulamayan zihniyettir. Antimilitarist olmak, savaşa dünyanın hangi yerinde olursa olsun karşı olmak suç değildir. ...Beni hakikat anlatıcılığıyla, sözün gücüyle, vicdanın sihriyle bir şeyleri değiştirebilmenin mümkün olduğuna kuvvetle inandıran ahparig Hrant Dink’in ruhuydu. Aktif siyasetten uzaklaştığım ve Kanada’da akademik çalışmalarıma odaklandığım son 4 yılda da şiddetsizlik, barış ve sevgi dilinden ayrılmadım.“Eğer bir “örgüt”le irtibatım kurulmak isteniyorsa, bulunacak tek adres, birlikte çalışmaktan onur duyduğum ülkenin ve dünyanın yüz akı akademisyenleri, aydınları, yeryüzünü daha iyi bir yer haline getirmeye uğraşan aktivistleri, dostlarım, akrabalarım, ailem ve eşimden oluşan koca bir iyi insanlar olacaktır.”Haklılığın verdiği inançla, hep yapmaya çalıştığım gibi, kimseyi incitmeden, entelektüel dürüstlüğü kaybetmeden, çıkarsız olarak hakikatin, aklın, vicdanın, insanlık, doğa ve tüm canlılar için ortak iyinin peşinde koşmaya devam edeceğim.Evrensel hukuk norm ve değerlerinin, ve elbet aşkın, dayanışmanın ve iyiliğin kazandığını mutlaka göreceğiz.Özgür günlerde görüşmek dileğiyle..." cumhuriyet.com.tr