Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Friday, 08.15.2025, 01:07 AM (GMT)

News - Haberler

Fenerbahçe kupadan elenince oklar Erol Bulut’a yöneldi

Fenerbahçe kupadan elenince oklar Erol Bulut’a yöneldi Fenerbahçe kupadan elendi, büyük yıkım. Kötü gidişat devam ediyor. Hep söyledim bu iş Erol Bulut’la gitmez. Tek çözüm var, o da Erol hocanın gönderilmesi. Yoksa şu anki baş ağrısı daha da büyüyebilecektir. Bugün bu takımın kupada olmaması ayıp. Başakşehir haftalardır maç kaybediyordu. Puan tablosundaki yeri ortada. F.Bahçe her zaman olduğu gibi favori çıktığı bir maçı yine kaybetti. Sanıyorum Mesut Özil de çare olmayacak. Dünya yıldızı, görüntüsüyle hazır olmadığını gösteriyor. G.Saray ve Başakşehir maçlarında bunu gördük.AYAKTA TUTAN İKİLİ YOKTUGustavo ve Pelkas bugüne kadar F.Bahçe’yi ayakta tutuyordu. İkisi yok, F.Bahçe yok. Sarı-Lacivertlilerde geniş çaplı operasyon gerekiyor. Erol Bulut kredisini tüketmiştir. Kupadan eleniş sonrası istifa edeceğini düşünüyordum. Sesi çıkmadı. Erol hoca istifa etmese de başkan Ali Koç teknik direktör işini kurcalamalı, kollarını sıvazlayıp arayışa geçmelidir. Kim var, kim gündeme gelir diyecek olursanız (şu an yabancı imkânsız) öne çıkan pek isim yok. Aykut Kocaman adayımdı, Başakşehir’i tercih etti. F.Bahçe Aykut hocayı çağırır mıydı, soru işareti. Sağa sola bakıldığında ortalarda F.Bahçeli teknik direktör sayısı bir elin parmaklarından az.EMRE ALTERNATİFİSportif direktör Emre Belözoğlu antrenörlüğe kaydırılabilir. Bu bir alternatif. Okan Buruk’un ismini duyduk. G.Saraylı olması engel yaratabilir. Ama Erol hocadan yüz kat daha iyi çalıştırıcı. Daum’un da bu arada İstanbul fotoğraflarını sıkça yayımlaması kafamda soru işareti. Ali Koç nasıl bir karar verecek, hem bizler hem de büyük F.Bahçe camiası merakla bekliyor. Koç geldiği günden bu yana teknik direktör seçimlerinde sınıfta kalmıştır. Son kozlarını iyi oynamak zorunda. Hilmi Türkay

Yoksulluk, işsizlik,çalışmaşartları, sosyal eşitsizlik pandemiyi derinleştirdi

Yoksulluk, işsizlik, çalışma şartları, sosyal eşitsizlik pandemiyi derinleştirdi CHP PM üyesi kardiyoloji uzmanı Prof. Ali Rıza Erbay, pandeminin sindemiye döndüğüne dikkat çekti. CHP PM üyesi kardiyoloji uzmanı Prof. Ali Rıza Erbay, pandeminin sindemiye döndüğüne dikkat çekerek “Sosyal eşitsizlik kalkmadan pandeminin kalkması mümkün gözükmüyor. Aşının yapılmasından yanayız ama yalnızca aşıyla da bu iş çözülemez. Sosyal eşitsizlik, doğal yaşam ortamlarının yok edilmesi, doğaya saygı duyulmaması gibi durumlar olduğu sürece pandeminin bitmesi zor” diye konuştu.SINIFSAL ÖZELLİĞİ VARErbay, özetle şunları söyledi: “Sindemi, sinerji ile pandemi kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor. Bu kavram genel olarak birden fazla tıbbi kondüsyonun birbirini besleyerek siyasal ve toplumsal koşulların da içerisinde kendi çaplarının çok ötesinde ve genellikle daha kötü sonuçlara yol açmasıdır. Başka bir ifade ile iki ya da daha fazla hastalığın veya durumun birbiriyle sinerji içinde etkileşip hastalık yükünün aşırı artmasıdır. Avrupa’da sindemi şu an tartışılıyor. Sindeminin belirleyicileri sağlığın sosyal belirleyicileridir.Sindeminin belirleyicileri var: Yaş, cinsiyet, engellilik hali. Yaşı yüksek olanlarda, engellilerde, erkeklerde daha fazla görülüyor. Sosyal ekonomik belirleyiciler var. İşsizlerde daha fazla. Sınıfsal özelliği var artık. Çalışma koşullarının kötü olması bu hastalığı etkiliyor. Yoksulluk etkiliyor, konut, sosyal çevre, temiz gıda, temiz su gibi faktörler de bu hastalığı etkiliyor. Bir tedavi, aşı ne kadar etkili olursa olsun Covid19’a yönelik sarf bir bio medikal çözüm arama çabası başarılı olmayacaktır. Hükümetler toplumlardaki derin eşitsizlikleri düzeltecek politikalar geliştirmedikçe hiçbir zaman salgınlara karşı güvende olmayacağız. Sosyal eşitsizlik kalkmadan pandeminin kalkması mümkün gözükmüyor.”ANİ ÖLÜMLERE YOL AÇABİLİRProf. Erbay, Covid-19’un tüm sistemdeki damarlarda etki yaptığını anımsatarak “Virüs, damarlara tutunup direkt ve indirekt etki yapabiliyor. Kalp tıkanıklığına yol açabiliyor, kalbin kasılmasına etkisi olabiliyor, kalp yetmezliğine, kalp hücresinin iltihabına da yol açıyor, ritim bozukluğuna yol açar, kalp kasılmakta zorlanır ve ileri kalp yetmezliğine neden oluyor. Bunun dışında pıhtılaşmayı artırıyor. Bu da pulmoner emboliye (pıhtı atması) sebep olabilir, tehlikelidir ve ani ölümlere yol açabilir. Akciğerde büyük damarlar vardır, akciğerlerdeki o damarlar dallara ayrılır o damarları tıkayabilir ani ölüme yol açabilir, küçük damarları da tıkayarak nefes darlığına yol açar ve hastanın durumunun yavaş yavaş kötüleşmesine sebep olabilir. Bunların dışında akut böbrek yetmezliği, akut kardiyak hasar da gelişiyor” diye konuştu. Ani ölümlerin önüne geçmek için Covid-19 hastalarının düzenli takip edilmesi gerektiğini kaydeden Erbay, “Bu yüzden özel bakım merkezleri bir an önce kurulmalı ve bu hastaların takibi ücretsiz yapılmalı” dedi. Sibel Bahçetepe

Tokat ve Amasya'da siyanürle altınçıkarılmamasıiçin eylem yapmak isteyen yurttaşlar valilik engeline takıldılar

Tokat ve Amasya'da siyanürle altın çıkarılmaması için eylem yapmak isteyen yurttaşlar valilik engeline takıldılar Tokat’ın Erbaa ile Amasya’nın Taşova ilçesinde siyanürle altın aranmasını protesto etmek isteyen halka valilikten yasak geldi. Tokat’ın Erbaa ile Amasya’nın Taşova ilçesinin bir bölümünü kapsayan bölgede siyanürle altın aranmasına izin verilmesinin ardından bölgede yaşayan halk sürece engel olmak için harekete geçti. Taşova Çevre Platformu siyanür ile altın arama faaliyetinin durdurulması için topladığı 5 bin imzayı Amasya Valiliği’ne verdi. Amasya Valisi Mustafa Masatlı, Taşova Çevre Platformu üyesi Av. Kemal Aytaç, Av. Selim Saray ve platform sözcüsü Ali Rıza Ağış’ın görüşme talebini kabul etmedi. Valilik İl Emniyet Müdürlüğü’nün talebi ile bir gecede Amasya ve ilçelerinde her türlü etkinliği yasakladı. Çevre Platformu’nun 10 kişi ile Anıt Meydanı’nda basın açıklamasına izin verilmedi. Taşova Çevre Platformu üyelerinin siyanür ile altın aranacak köylerde halkı bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları Amasya Valiliği’nin yasak kararına takıldı. Avukat Kemal Aytaç “Yasaklar yüzünden çevremize, doğamıza bile sahip çıkamıyoruz. İki hafta önce birileri kapalı alanda insanlar üs üste parti kongresi yaptı. Yasak yok. 10 kişi ile basın açıklaması yapmamız yasak. Bu nasıl demokrasi. Ferman valinin köyler bizimdir. Dağlar, ovalar bizimdir, biz sonuna kadar sahip çıkacağız. Hiçbir güç bizim ormanlarımıza, sularımıza, yaşam alanlarımıza dokunacak etkinliklere karşı koymamızı, memleketimizi savunmamızı engelleyemez. Halkın valisi olmak zordur, meşakkatlidir, cesaret ister” dedi. Mehmet Menekşe

Covid-19 aşısının ikinci doz uygulamasıbugün başlıyor

Covid-19 aşısının ikinci doz uygulaması bugün başlıyor Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, ikinci doz aşıların bugün uygulanmaya başlanacağını duyurdu. Getty ImagesSağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, ikinci doz aşıların bugün uygulanmaya başlanacağını duyurdu.Koca, dün düzenlediği basın toplantısında 2,8 milyon kişinin ilk doz aşılanmasının tamamlandığını aktardı.Bugünden itibaren ise ikinci doz aşılanmaya başlanıyor."Amacımız nüfusumuzun en az yüzde 60'ının aşılanmasını sağlamaktır" diyen Koca, bugünden itibaren 70 yaş üzeri, cuma gününden itibaren 65 yaş üzeri vatandaşların aşı olmaları için sisteme tanımlanacağını belirtti."Önümüzdeki süreçte aşılama tedariğiyle birlikte takvimi genişleteceğiz" diyen Koca, bu dönem için daha önce 50 milyon doz aşı için sözleşme yapıldığını aktardı."ŞU KADAR AŞI GELDİ, GELECEK DİYE DUYURMAYACAĞIZ"Son iki gündür Türkiye'ye yeni aşıların geldiğini söyleyen Koca, diğer şirketlerle de görüşmelerin sürdüğünü, bundan sonra "Aşı bu kadar geldi, şu kadar gelecek" diye açıklama yapmayacaklarını belirtti.En başından beri Pfizer-Biontech aşısı ile ilgili Uğur Şahin ile iletişimde olduklarını aktaran Sağlık Bakanı, mart, en geç nisan ayında aşıların temin edilebileceğini daha önce söylediklerini ifade etti.Getty Images"100 milyon aşı için anlaşma yapıldı"Koca, şimdiye kadar 15 milyon doz aşının temin edildiğini ve 100 milyondan fazla aşı için anlaşmaların tamamlandığını aktardı.Koca, aşı üretimi ve tedariği konusunda eleştiriler aldıklarını ve bu eleştirileri değerlendirdiklerini söyledi:"Aşı tedariğinde tüm ülkeler zorluk yaşamaktadır. Buna ürettiği aşılar kullanıma giren ülkeler dahil. Her konuda eleştirildik, yaptıklarımız eksik ya da fazla bulundu. Her bir eleştiriyi 'Yönetimi daha iyi nasıl yapabiliriz' fikriyle sahiplendik ve birlikte daha iyisini başarmak için kullandık."ÖĞRETMENLER İÇİN AŞILAMA TAKVİMİ BAŞLAYACAKMutasyonlarla ilgili olarak ise Koca, "Önemli mutasyonları ve etkilerini yakından takip ediyoruz. Bunlardan 263 tanesi İngiltere varyantı, 23 tanesi Güney Afrika varyantı, 106 tane kökeni belli olmayan varyant tespit edilmiştir. İngiltere'de başlayan mutasyonun hastalığın seyrinde değişiklik yapmamakla birlikte bulaşıcılığı artırdığına dair önemli bulgular var" dedi.Ayrıca haftaya itibarıyla şehir bazında 7 günlük vaka sayılarının ortalaması canlı olarak yayınlanacak.Yüz yüze eğitimin şu an için risk teşkil ettiğini aktaran Sağlık Bakanı, ay sonuna doğru öğretmenler için aşılama takviminin başlayacağını duyurdu. BBC Türkçe

Rusya'nın Sputnik V aşısına duyulan güven artıyor mu?

Rusya, Sputnik V ile bir Covid-19 aşısı geliştirdiğini açıklayan ilk ülke oldu, ancak sürecin şeffaf yürütülmemesi, şüphelere yol açmıştı. Peki, insanlar şimdi Sputnik V'e güvenmeye hazır mı? BBC Rusça'dan Olev Boldirev araştırdı.Habere Gitmek için Tıklayın

Yeni anayasa için AKP'nin yol haritasında ne var?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salı günkü grup toplantısında bir kez daha siyasi partiler ve toplum kesimlerine yeni anayasa teklifi konusunda beraber çalışma çağrısı yaptı. Diğer yandan gözlerin çevrildiği AKP'de de yol haritası belirlenmeye çalışılıyor.Habere Gitmek için Tıklayın

Euronews, Türkçe veİtalyanca dillerindeki yayınlarınıkapatıyor

Euronews, Türkçe ve İtalyanca dillerindeki yayınlarını kapatıyor Merkezi Fransa'nın Lyon kentinde bulunan Euronews televizyon kanalı, Türkçe ve İtalyanca dillerinde yaptığı yayınlara son veriyor. Ulusal Gazeteciler Sendikasından yapılan yazılı açıklamada, Euronews'un 30 gazetecinin işine son vermeyi planladığı belirtildi.İtalyanca kanalının kapatılacağı ve bu dilde sadece dijital ortamda yayın yapılacağı ifade edilen açıklamada, Türkçe servisinin de artık olmayacağı kaydedildi.Açıklamada, 2017'den bu yana 100 çalışanın kanaldan ayrıldığı aktarıldı.Birçok sendikanın çağrısıyla Euronews çalışanları 9 Şubat'ta bir günlük grev yapmıştı.1993'te kurulan Euronews kanalı, 12 dilde yayın yapıyor ve 500 kadrolu çalışanı bulunuyor. AA

Fransa'da son 24 saatte 25 bin 387 Covid-19 vakasıkaydedildi

Fransa'da son 24 saatte 25 bin 387 Covid-19 vakası kaydedildi Fransa'da yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında son 24 saatte 25 bin 387 yeni vaka tespit edildi. Halk Sağlığı Kurumundan yapılan açıklamaya göre, ülkede son 24 saatte 297 kişinin hayatını kaybetmesiyle can kaybı 80 bin 443'e çıktı.Fransa'da virüs tespit edilen kişi sayısı 25 bin 387 artışla 3 milyon 385 bin 622'ye yükseldi.Hastanelerde 3 bin 319'u yoğun bakımda olmak üzere 27 bin 461 kişinin tedavisi sürerken iyileşenlerin sayısı 1396 artışla 237 bin 113'e ulaştı.Sağlık Bakanlığının paylaştığı verilere göre, 27 Aralık 2020'den bu yana Covid-19 aşısı yapılan kişi sayısı 2 milyon 56 bin 572'ye yükseldi, bunlardan 443 bin 148'ine ikinci doz aşı vuruldu. AA

Mehmet Eroğlu:‘Tanrı, sonradan zenginleşir!’Cafer Kurt'un söyleşisi...

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Mehmet Eroğlu: ‘Tanrı, sonradan zenginleşir!’ Cafer Kurt'un söyleşisi... Usta edebiyatçı Mehmet Eroğlu, İyi Adamın On Günü, Kötü Adamın On Günü serisine, Meraklı Adamın On Günü romanı ile noktayı koydu! “İyi adam” olarak yola çıkan kahramanı Sadık Demir’in dönüşümü sürüyor. Romanında, orman talanından, kültürel varlıkların yakılmasına kadar güncel konulara da odaklanan yazar, “talanı” bu kez özneleri üzerinden gösteriyor. Koronavirüsün insanlığı getirdiği yol ayrımını da es geçmeyen Eroğlu, yazın dünyasına nasıl bir kapı açacağının ipuçlarını veriyor... Sırada iki romanı ve oyunları olan Mehmet Eroğlu ile romanının yanı sıra bilim, gelecek ve kurgu üzerine konuştuk. /Archive/2021/2/11/003519972-ic1.jpgFotoğraflar: NECATİ SAVAŞ‘GİZEM GÜZELLİĞİN CİLASIDIR!’- Sadık Demir’in bu kez çıkış noktası “edebi merak.” Bilimin temel motivasyonu olarak kabul edilen “merak” adaleti ne denli sağlar?Merak, bilimin olduğu gibi aşkın ve serüvenlerin de kılavuzudur. Merak eden, bilmek ister, bilense sahip olmak, sorunu çözmek ister. Kurguda meraksa, ilgi çizgisinin oluşmasını, anlatılanın ya da izlenenin kolayca kavranmasını sağlar. O nedenle edebi metinlerde merak unsurunun olması, olaya gizem katmanın bir yöntemidir. Gizemin, güzelliğin cilası olduğunu da eklemeliyim.Serinin son kitabı Meraklı Adamın On Günü’nü polisiye olarak okumanın ötesinde, kurgu üzerine uygulamalı bir deneme olarak da ele alabiliriz. Merakla adalet sağlanır mı? Bu tartışmalı bir konu. Ancak şunu ekleyebilirim: Adalet, binlerce kez kökünden koparılmış bir çiçek olsa da, her seferinde yeniden filizlenip çiçek açmıştır.FELSEFE, MERAK, EDEBİYAT!- Romanda, aforizma, önerme ve felsefi göndermelerin yoğunluğunu dikkate alırsak, felsefi romanla- polisiyenin başarılı birleşimi var. Bu tespite katılır mısınız?Bu tabii okurların ve eleştirmenlerin kararı olacak. Ama şöyle bir özet yapabiliriz: Serinin ilki olan İyi Adamın On Günü’nde “iyi kalarak adalet sağlanır mı” sorusuna cevap aranıyordu. Kahramanların, tiplerin karakter özellikleri, Dostoyevski kahramanlarına atıflarla vurgulanıyordu. Sadık, Mişkin ya da Alyoşa’ya gibi eylemsiz kahramanlara benzetilebilirdi. Bu açıdan ilk kitap, iyilik kötülük ve adalet üzerine bir deneme olarak okunabilir.İkinci kitap, Kötü Adamın On Günü’ndeyse, “adalet sağlamak, sorunu çözmek için değişmek gerekir,” önermesine uygun olarak, Sadık’ın iyi ve adil olmaktan vazgeçerek, kötü birisine dönüşmesini anlatıyordu.Yine bu kitapta da edebiyat tarihinin en karmaşık karakterlerinden biri, belki de birincisi olan Hamlet üzerinden Sadık’ın iyilikten kötülüğe uzanan acılı yolculuğu açıklanıyordu.Meraklı Adamın On Günü ise, yıllardır verdiğim kurgu seminerlerinde altını çizdiğimiz noktaların, vurgulamaya çalıştığımız unsurların uygulamada gösterilmesi olarak da değerlendirilebilir.Her üç kitap da, hem felsefi sorunları olayların akışı içinde irdeliyor, hem de -edebiyatın bir anlamda da olay anlatmak olduğunu vurgulamak için- merak çizgisinin, romanın iç örgüsünün sıkılığının nasıl gerçekleştirilebileceğini ortaya koymaya çalışıyor.Hatırlayın İyi Adamın On Günü’nde, on günlük sürede tek olay çözülürken, Kötü Adamın On Günü’nde iki, Meraklı Adamın On Günü’nde ise üç ayrı olay çözülüyor./Archive/2021/2/11/003533034-ic2.jpgADALET SAVAŞÇISI SADIK!- “Tik Tok” fenomeni Mutena’yı bulmakla başlayan muammalar zinciri, okuru, orman talanı üzerine kurulu inşaat ekonomisi, Balat’ta kültürel varlıkların rant uğruna yakılması gerçeğiyle bir kez daha yüzleştiriyor. Sadık, adalet savaşçısına (Öcal Vigilante) dönüştürken, 4 cinayet işliyor- işletiyor. Sadık’ı isyanını açar mısınız?Sadık, kısa yoldan köşeyi dönenlere, taşra kültürüne, çocuklara acı veren pedofillilere, “her şeyi hallederiz, merak etme sen,” diyen zenginlere ve zenginliğe duyduğu öfkeyle cinayet işliyor. Olaylar korona günlerinde, dediğiniz gibi çürümüşlüğün, rant yoluyla zenginleşmenin baş rolü oynadığı bir toplumsal çerçeveye oturuyor.Vigilante olmak isteyen değil, olmak zorunda kalan bir karakter Sadık. Bu üçleme boyunca Sadık’ta izlediğimiz değişim, aynı zamanda karakterler olaylar boyunca değişir önermesine de verilen bir karşılık.- Mutena’nın, “taşra kurnazlığı” pahalıya mal oluyor, aynı kökten Metelik’e ise şefkat duyuyor Sadık. Metelik’i ayrıcalıklı kılan ne?Meraklı Adamın On Günü’nün üç ayrı olayın çözülmesini anlatırken, romanın aynı zamanda karakter yaratma ve kurgu üzerine ders niteliğinde notlar taşıdığını bir kez daha belirtmek isterim.Belki şunu da eklemeliyim: Seriye ilham veren İyi Adam Sadık, sanırım beş yıl önce, düzenlediğim seminerindeki katılımcılara verdiğim, “İyi olmak adaleti sağlar mı, önermesini vurgulayacak bir kurgu yazın,” ödevinden doğup gelişti.Seminerlerde, çok önem verdiğim, olay anlatma, önermeyi vurgulama, merak/ilgi çizgisi oluşturma, düğüm noktaları gibi konuların üzerinde duruyoruz.Bu açıdan bakıldığında Metelik, derinlikli bir karakterin sahip olması gereken her şeye sahip: Acılı bir çocukluk, sakatlık, yalnızlık...Yani kurgu derslerinde tekrarladığımız, “her karakterin dramatik bir sorunu olmalı ve karakter sürekli acı çekmelidir” önermesine uygun bir kahraman Metelik. Acısı, zayıflığı, beklentisi ile iç burkan bir karakter. Aslında ayrı bir roman konusu da olabilirdi./Archive/2021/2/11/003706315-ic4.jpg“Adalet, binlerce kez kökünden koparılmış bir çiçek olsa da, her seferinde yeniden açmıştır” diyor Eroğlu, her gün gözümüze sokulan “dünyanın en zengin kişileri” için de çarpıcı bir mesajı var: “Kişisel zenginlik gezegenin üzerinden silinmelidir.. Bütün dinler önce yoksulların hareketi olarak doğar. Tanrı sonradan, sistemin yanında saf tutar. Solcular, zenginliğe değil, tek elde toplanmasına, eşit olarak paylaşılmamasına karşıdırlar.”‘SOLCULAR ZENGİNLİĞE KARŞI DEĞİLDİR!- “Zenginliğin sadece bilim ve sanat için harcandığında mazur görülebilecek bir hastalık olduğunu söylüyorum”, bu cümle Sadık Demir’e ait. Zenginliği hastalıklı kılan nedir?Zenginlik bulaşıcı ve ölümcüldür. Kişisel zenginlik bu yüzden bu gezegenin üzerinden silinmelidir. Başkasının payını almadan zenginleşmek mümkün mü? Tabii ki değil. Proudhon, zenginliğin kökünde hırsızlık olduğunu söylerken pek de haksız değildi.Bütün dinler önce yoksulların hareketi olarak doğar. Tanrı sonradan zenginleşir, sistemin yanında saf tutar. Kişisel zenginlik toplumun yoksullaşması demektir. Bir küçük not: Solcular zenginliğe karşı değildir. Zenginliğin tek elde toplanmasına, toplumla eşit olarak paylaşılmamasına karşıdırlar.‘ŞİMDİLİK POLİSİYEYE BİR NOKTA KOYDUM’- Sadık Demir ile karşılaşsaydınız onunla ne konuşmak isterdiniz?Herhalde edebiyat ve kurgu üzerine konuşurduk. Onu ilk romanda enayi yerine koyduğum, ikincisinde ağrı kesici müptelası yapıp, kuyruk kemiğini kırdığım, üçüncüsünde de sıkı bir dayak yemesine neden olduğum için özür dilememi beklememesini, kahramanlarını asli görevlerinin acı çekmek olduğunu söyler, yanına Pınar, Hüso, Zeynel ve Meral gibi eğlenceli arkadaşlar kattığımı da hatırlatırdım. Sadık, yarattığım karakterlerin arasında en çok sevilenlerden biri olduğunu da unutmamalı./Archive/2021/2/11/003743877-ic5.jpg- Sadık’ın bir sonraki durağı olacak mı? Yeni projelerinizi paylaşır mısınız?Sanırım şimdilik bu seriye, yani polisiye bir nokta koydum. Zaten İyi Adamın On Günü’nden sonraki, Kötü ve Meraklı Adamın On Günü romanlarını editörüm, okurların ve bazı yönetmenlerin ısrarıyla yazmıştım.Sanırım sıra, yayınlanmayı bekleyen bitmiş diğer iki romanımda: Kendi Hayatında Ölme Vakti ve Ruhun Parmak İzi’nde. İkisi de en az üç yıldır bekliyor.Kendi Hayatında Ölme Vakti, üzerinde epeyce çalıştığım ve emek verdiğim bir roman. Benim tarzıma daha yatkın. Diğeri ise bir bilim kurgu. Bu roman da, yayınlanmış romanlarımın arasında bir ilki oluşturacak.Yazmaya başlarken aklımda olan üç şey vardı: Bir ara polisiye ve bilimkurgu yazmak. Bunları gerçekleştirdim. Sırada uygun bir zamanda bir ya da iki oyun yazmak var.- Sizden ders alma olanağı olmayan ve yazmaya ilgi duyan okurlar için neler önerirsiniz?Yazmak için önce okumak, sonra yine okumak gerek. İnsan yazmayı okuyarak öğrenir. Ama illa kurgu atölyelerine katılmak istiyorum diyorlarsa, UMAG Vakfı’nın uzaktan, Yazma ve Kurgu seminerlerine katılsınlar.Salgın yüzünden dersleri online yapmak zorunda kalmamızın, katılımın yaygınlaşması açısından faydası oldu. Seminerlere katılanlar arasında Almanya, İngiltere, Hollanda, Finlandiya gibi Avrupa’da yaşayanlar olduğu gibi, Türkiye’nin dört bir yanından istekliler de var. Oysa salgın öncesinde seminer ve atölyelere sadece Ankara’da yaşayanlara katılabiliyordu, şimdi bu tablo tamamıyla değişti.- Koronavirüs salgını edebiyatı nasıl etkileyecek, edebiyatçı olarak neler söylersiniz?Distopik-bilimkurgu romanların artması ihtimal dâhilinde. Sırası gelmişken şunu da belirteyim: İnsanlığın ve ondan bağımsız düşünemeyeceğimiz gezegenimizin geleceği hakkında kaygıları, söylemek istedikleri olan yazarlar, eninde sonunda bilim kurguya başvuruyorlar. Bu alan aynı zamanda felsefi öngörülerin ortaya konmasına tartışılmasına da olanak sağlıyor.İyi Adamın On Günü / Mehmet Eroğlu / İletişim Yayınları / 260 s. / 2021. Cafer Kurt




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter