News - Haberler
Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın tablosu borçlanmadaki sapmayıgösterdi
Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın tablosu borçlanmadaki sapmayı gösterdi Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın yaptığı değerlendirmelere göre iktidarın bütçedeki hedeflerinin hiçbirisi tutturulamadı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kaynak olarak gösterildiği “Merkezi Yönetim Bütçesi Finansman İhtiyacı ve Kaynakları” başlıklı tabloda, Hazine Finansman Programı’ndaki 2020 hedefleri ile ocak-aralık dönemi gerçekleşmesine yer verdi.Tablo programdaki hiçbir hedefin tutmadığını ortaya koydu. Programa göre geçen yıl toplam 357.2 milyar TL borçlanma öngörülüyordu. Ocakaralık dönemi gerçekleşmesi 484.8 milyar TL oldu. Dış borçlanmada program hedefi 57.6 milyar TL’ydi. Gerçekleşme 63.8 milyar TL olarak kayda geçti. İç borçlanmada hedef ise tamamen şaştı. Programa göre 299.6 milyar TL iç borçlanma hedefleniyordu. Ocak-aralık döneminde gerçekleşme 420.9 milyar TL oldu.Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın programında geçen yıl 352.1 milyar TL toplam borç servisi gerçekleştirilmesi öngörülüyordu. Ocak-aralık döneminde gerçekleşme 364.2 milyar TL oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2021 öngörülerini içeren Hazine Finansman Programı’nda ise bu yıl 541 milyar TL tutarında iç borçlanma, 77.6 milyar TL tutarında dış borçlanma yapılması planlanıyor.Bu kapsamda toplam borçlanma hedefi 618.6 milyar TL öngörülüyor. Programda bu yıl için toplam borç servisi 547.2 milyar TL olarak hedeflendi. Bunun 449 milyar TL’sinin iç borç, 98.2 milyar TL’sinin ise dış borç servisi olarak yapılması planlanıyor. Mustafa Çakır2021’in ilk yarısında herhangi bir yatırım duymayacaksınız.İlk yarı, sanayici için keyifli olmayacak
2021’in ilk yarısında herhangi bir yatırım duymayacaksınız. İlk yarı, sanayici için keyifli olmayacak TOBB Konfeksiyon ve Hazırgiyim Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat: Ocak ayında iplik ve hammaddede fiyatlar yüzde 15 zamlandı. Ürün alamıyoruz ve bu alanı rakiplerimize kaptırıyoruz. Yakında sektör hammaddesiz kalabilir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Konfeksiyon ve Hazırgiyim Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat, yılın ilk yarısında finansman sıkıntısı yaşayan küçük ve orta boylu işletmelerde iflasların yaşanabileceğine dikkat çekti.Kurdaki oynaklığın ihracatçıya sıkıntı yaşattığını anlatan Fayat, “Maalesef yüksek faizi alkışladığımız bir dönem, bunu üzülerek söylüyoruz. Çünkü bir sanayici olarak yüksek faiz ve düşük kurdan yana olmam mevzu bahis değil. Yılın ilk yarısında herhangi bir yatırım duymayacaksınız. Bu finansman maliyetiyle mevzu bahis değil. İlk 6 ay sanayici için keyifli olmayacak” dedi. Hazırgiyim ihracatının bu yıl 19 milyar dolara çıkabileceğini anlatan Şeref Fayat ile sektörü konuştuk.- Pandemi yılı olan 2020, hazırgiyim açısından nasıl geçti?2020’de pandemi başlamadan önce hazırgiyimde yüzde 10-15 ihracat artışı bekliyorduk. Marttan itibaren çok sert bir fren oldu. Nisanda yüzde 40, mayısta yüzde 60 gibi daralmalar oldu ki inanılır gibi değil. Bunlar sektörde ciddi sıkıntı yarattı. Ama hazirandan itibaren açılmaların da başlamasının etkisiyle yılı yüzde 3.1 ihracat daralmasıyla kapattık. Dünya hazırgiyim mal ticareti geçen yıl yüzde 25 daraldı. E-ticaret yapan firmaların siparişlerine devam etmesi ve yardımcı tıbbi malzemeler sayesinde hazırgiyimdeki daralma beklenenden az oldu. 2020’de 1.2 milyar dolarlık maske, önlük ihracatı oldu, bunlar olmasaydı hazırgiyimdeki daralma yüzde 7-8’i bulurdu. 2021’e de 1.5 milyar dolarlık ihracatla başladık. Ama birkaç ay durgunluk olacak. Ana pazarımız Avrupa’nın kapalı olduğunu düşünürsek şubat ve mart ayı verileri iyi gelmeyebilir.- Geçen yıl ne kadar stok elinizde kaldı?Bir anda 1.5-2.5 milyar dolarlık mal elimizde kaldı. Ama hazirandan itibaren de öncelikle yapılan hazır ürünler yüklenip gönderildi. Yılın sonuna baktığımızda çok rahatsız edici rakamlar elde kalmadı.ÖDEMELER ÖTELENDİ- Tahsilat yapabildiniz mi?Büyük alım gruplarının nakit akışlarında sıkıntı oldu. Vadeler bir iki ay uzadı. Pandemi öncesinde sevk edilen malların ödemeleri de ötelendi, bu bir gerçek. Vade uzatmaları kalıcı hale geldi. Bu maalesef ihracat yapanlar için bir finansman yükü getiriyor. 1 ayda ödemesini aldığımız müşteriler, vadeyi 3 aya çıkardı. 2-3 ay vadeli alanlar da ötelemeye gitti. Piyasa açılsın, öyle ödeyelim diyorlar.- Bu dönemde yabancı alım gruplarıyla nasıl görüştünüz?Online kanallardan görüştük. Doğru üreticiye, doğru ürünü, doğru zamanda, doğru fiyata vermeniz çok önemli. E-ticaret sayesinde ürünler daha çok yakın coğrafyalardan alınıyor. Bu nedenle Avrupa için Türkiye’nin önemi artacak.- Pandemiyle ürün talepleri ve siparişlerde nasıl bir farklılaşma oldu?Ev içinde giyilen kıyafetlerde, iç çamaşırı, eşofman, çorap taleplerinde ciddi artış var. Biz jean alanında ev içi giyim koleksiyonu yapmaya karar verdik. Siparişler konusunda ise çok belirsizliğin, oynaklığın olduğu bir dönemdeyiz. Onlar planlamakta, biz de üretmekte zorlanıyoruz.KUR OYNAKLIĞI SIKINTI YARATIYOR- Kur, 2020’de çok hareketliydi. Vadelerin de uzaması size zarar yazdı mı?Türkiye’de yanlış bir kanı var. Döviz artışı ihracatçıya yarar diye. Volatilitenin olduğu dönemde hiçbir ihracatçı son kuru kullanmaz. Avro’nun 10 TL, doların 8.50 TL olduğu dönemde, biz 6.50 TL dolar, 7.50 TL Avro ile maliyet yapıyoruz. Kurdaki bu oynaklık, ihracatçıya çok sıkıntı yaşatıyor. Yüzde 10-15 geri gelen kurları kullanarak ihracat yapanlar için maalesef çok kötü günler. Bu dönemde aynı zamanda hammaddede de çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bazı hammaddeler Türkiye’ye girişte büyük ithalatçılar ve toptancılar tarafından yüksek kurlarla ithal edildi. Şimdi kurlar inmesine rağmen onların fiyatı düşmüyor. Bu dönemde hazırgiyimde ciddi sıkıntı var. Özellikle pamuğa gelen zamların da etkisiyle rakiplerimizle eşit şartlarda rekabet edecek boyutta alamıyoruz. Ocak ayında iplik ve hammaddede yüzde 15’e yakın artış oldu. Hammadde alamıyoruz. Yarın öbür gün hazırgiyim hammaddesiz kalabilir.- Şu an öyle bir risk var mı?Var tabii. Son iki üç haftadır ciddi sorun yaşanıyor. Şu an ihracatçı birlikleriyle müzakere ediyoruz. Bunların çözülmesi lazım. Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığı’yla da görüşülüyor. Belki Türkiye kendi hazırgiyimini korumak için elyafını ve ipliğini daha kısıtlı ihraç etmeli. Ya da etmemeli. Bunun mutlaka halledilmesi lazım. Kg. fiyatı 4 dolar olan tekstil ve hammaddeleri ihracatı mı mantıklı, yoksa 16.5 dolar olan hazırgiyim ihracatı yapmak mı? Yarın pandemi bittiğinde ve Avrupa mal talep ettiğinde üretim tarafında ciddi sıkıntıya girebiliriz. Bu, büyük problem olabilir.YENİ YATIRIM DUYMAYACAKSINIZ- Dolar kuru 7 TL seviyesine geldi. İhracatçılar olarak ideal bir kur seviyeniz var mı?Kurun geldiği seviye iyi değil. 7.50 TL altına inen dolar sıkıntı. Tamam, yüksek faiz verip doları frenlememiz gereken bir dönemdeyiz. Maalesef yüksek faizi alkışladığımız bir dönem, bunu üzülerek söylüyoruz. Çünkü bir sanayici olarak yüksek faiz ve düşük kurdan yana olmam mevzu bahis değil. Umarım bu çok uzun süreli olmaz. Bu TL faizleriyle herhangi bir ihracatçının, imalatçının kredi kullanması mümkün değil, insanlar inim inim inliyor. Umarım gerçekten zorunlu olan bu faiz artışının sanayiye kırıcı bir etkisi olmaz ve enflasyondaki eksilme görülüp faizler geri gelir.- Yeni yatırım olmayacak yani?Yılın ilk yarısında herhangi bir yatırım duymayacaksınız. Bu finansman maliyetiyle mevzu bahis değil. İlk 6 ay sanayici için keyifli olmayacak.- Bu dönemde borçları döndürebilecek misiniz?Türkiye’de hiçbir sektör finansman kullanmadan kendi yağıyla kavrulamaz. Esnaftan başlamak üzere tüm sanayi kollarında ciddi finansman desteğine ihtiyaç var. Bunun maliyeti ne kadar artarsa o kadar fazla sıkıntı olur. Yılın ilk yarısında nakit akışına çok dikkat edeceğimiz, masrafları çok kısacağımız bir dönem olacak. Bizden çok daha kötü olan sektörler var. Üretim ve ihracat yapanlar pozitif ayrışıyor. Orta ve büyük ölçekli ihracatçılarımızda sıkıntı görmüyorum. Bu faizler, TL kredisi alacaklar için sıkıntılı olabilir.DESTEKLER YETERSİZ- Bu dönemde verilen destekler de var, yeterli mi?Destekler yeterliydi demek çok kolaycılık olur. Daha fazla destek verilmeliydi. Tüm oda ve borsalardan destek mesajları geliyor. Özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelerde destekler çok yetersizdi. Ama bizim gibi ihracatçı ve imalata devam eden firmalarda turizmdeki ya da lokantalardaki kadar sıkıntı olmadı. Üretimde ve ihracatta olanlar bu dönemi 2020 için söylüyorum, bir şekilde mevcudu koruyarak geçirdi. Ama insanlar çok para kazandı demek doğru olmaz.- İstihdam tarafında bir daralma oldu mu?İşçi çıkarmak şu anda yasak. Kısa çalışma ödeneği bitmeden ve normale geçmeden kaç kişinin işsiz kaldığını bilemiyoruz.- Peki, iç piyasa nasıl?İç piyasada sıkıntı büyük. 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 20’lik daralma var. Birinci pandemiyi bir şekilde perakende tarafı çevirdi. Ama ikinci dalgayla perakendede ciddi sıkıntı yaşandı. AVM’lerdeki cirolarda düşüşler oldu. Hazırgiyim için sıkıntılı bir süreç oldu. Bu yılın da ilk yarısında yine sıkıntılar sürecek.İFLASLAR OLABİLİR- 2021 yılı genelinde neler öngörüyorsunuz?İlk yarıda iç piyasada bir hareket beklemiyorum. İhracatta ilk çeyrekte daralmalar olur ama aşılamalar arttığında piyasa açılır. Bu gerçekleşirse ihracatta yüzde 10’luk artış bekliyorum. Sektörde 19 milyar dolarlık bir ihracatı bulabiliriz.- Hükümetten neler bekliyorsunuz?Kurtuluşumuz, ihracat ve üretimde. Özellikle üretim ve ihracat yapan sektörleri pamuklara sarıp uygun finansmana acil ulaşmalarını sağlamaları lazım. 6 ayı kesin yüksek faizle geçireceğiz. Bu finansman maliyetlerine katlanamayan firmalar olabilir.- Uygun finansman sağlanamazsa iflaslar olur mu?Olabilir tabii. Özellikle küçük, orta ölçekli firmaların finansmana ulaşımı için adım atılmalı. Şehriban KıraçMSB’deki tedarik birimi olan Teknik Hizmetler Daire Başkanlığıgenel müdürlük seviyesine yükseltilerek ağırlığıartırıldı
MSB’deki tedarik birimi olan Teknik Hizmetler Daire Başkanlığı genel müdürlük seviyesine yükseltilerek ağırlığı artırıldı ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı S-400 yaptırımıyla Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (SSB) bu ülkeden ihracat lisansı almasının engellenmesinin ardından gereken durumlarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ihtiyaçlarının Milli Savunma Bakanlığı üzerinden tedariki için hazırlık yapılıyor. Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde TSK’nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla silah ve teçhizat alım süreçlerini yöneten Teknik Hizmetler Daire Başkanlığı, genel müdürlük seviyesine yükseltilerek ağırlığı artırıldı.Tedarik süreçlerini yöneten bu birim ayrıca TSK’nin ihtiyaçları kapsamında On Yıllık Temin ve Tedarik Programı’nın hazırlanmasından da sorumlu olacak.Resmi Gazete’de 6 Şubat’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle Milli Savunma Bakanlığı teşkilat yapılanmasında da bazı değişlikler yapıldı. Yapılan değişiklikle Milli Savunma Bakanlığı Teknik Hizmetler Daire Başkanlığı, “Genel Müdürlük” seviyesine yükseltildi.Savunma sanayi güvenliği faaliyetleri ile TSK’nin tedariklerine ait teknik şartname faaliyetlerini yürüten Milli Savunma Bakanlığı Teknik Hizmetler Genel Müdürlüğü’nün görev ve yetkileri arasında “TSK’nin ihtiyacını karşılamak amacıyla sözleşmeye bağlanan silah, mühimmat, roket, füze, araç, makine ve teçhizata ait teknik süreçleri yönetmek” de bulunuyor.‘IŞIK TUTABİLİR’Değişiklikle ayrıca daha önce Savunma ve Güvenlik Genel Müdürlüğü’nde olan On Yıllık Temin ve Tedarik Programı’nın (OYTEP) hazırlanması görevi de Teknik Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne verildi. OYTEP’in TSK’nin ihtiyaç ve tedarik planlamasındaki rolüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan savunma politikaları uzmanı Arda Mevlütoğlu, “OYTEP kapsamında 10 yıl boyunca hangi kuvvet ne alacak, hangi bütçeyle alacak, bu belirleniyordu. OYTEP doğrultusunda da tedarik programları başlatılıp yerli geliştirme, hazır alım gibi farklı proje modelleri belirlenip projeler yürütülüyordu” dedi.TSK’nin ihtiyaç planlamaları doğrultusunda ATAK helikopterleri, MİLGEM gibi projelerin geliştirildiğini kaydeden Mevlütoğlu, şöyle konuştu:“Fakat bu akış son dönemde biraz bozuldu ve irili ufaklı tüm firmalar ortaya kendi ürünleriyle çıkmaya başladılar. Firmalar, projelendirilmiş, ihtiyaç tanımlaması yapılmış ürünler değil kendi kaynaklarıyla geliştirdiği ürünleri çıkarmaya başladılar. Sürecin kimyası bozuldu. OYTEP’in hazırlanmasının Teknik Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne verilmesini, bu tedarik planlamasının iyileştirilmesine yönelik bir adım olarak iyimser bir şekilde yorumluyorum. TSK’nin ihtiyaç ve tedarik planlamasına ışık tutacak böyle bir belge üretilirse savunma sanayii şirketleri de buna göre pozisyon alır. OYTEP bu yüzden önemli.” Hüseyin HayatseverGitarist / besteci Murat Usanmaz:‘Müziğin gücünüpaylaşmak paha biçilemez’
Gitarist / besteci Murat Usanmaz: ‘Müziğin gücünü paylaşmak paha biçilemez’ Pandemi günlerinin seyircisiz konserlerinde gitarist / besteci Murat Usanmaz’ı dinledik. İspanya ve Almanya arasında yaşamaya devam eden, kendini Türkiye asıllı bir dünya vatandaşı olarak tanımlayan gitarist/besteci Murat Usanmaz ile Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda 4 Şubat’ta verdiği “Baroktan Flamenko’ya” konseri sonrası pandemi sürecini, seyircisiz çalma deneyimini ve projelerini konuştuk.- Müzisyenleri derinden etkileyen pandemi günleri nasıl geçiyor?Yeni eserler, yeni projeler, Almanca ve İtalyanca öğrenmek, yaklaşık 20 yıl sonra tekrar şan çalışmalarına başlamak ve spor ile ilgili kendime koyduğum hedeflerden dolayı hayat her zamanki gibi dolu dolu geçiyor açıkçası. Profesyonel hayatımı tabii ki tüm müzisyenler gibi derinden etkileyen pandemi koşullarını elimden geldiğince kişisel olarak en olumlu şekilde geçirmeye gayret ediyorum. Biliyorum ki her şey gibi bu süreç de geçecek ve güneşe çıkacak bir yol mutlaka var. Ve bunların hepsinin üstünde ve ötesinde pandemi sürecinde hayatımıza giren bebeğimiz Can León ile babalık duygusunu yaşamak kelimenin tam anlamıyla harika!- Klasik ve flamenko gitar için beste ve düzenlemeleri de olan geniş repertuvarlı bir sanatçısınız. Konser programınızı nasıl belirlersiniz?Hem CRR’deki konserimde hem de genel olarak tüm konserlerimde önceliğim farklı dönem eser ve bestecilerine yer vermek. Ancak en önemlisi repertuvarımı her zaman çalmaktan çok zevk aldığım eserlerden oluşturuyorum. Bizleri, özellikle enstrümantal müzik icra eden sanatçıları birer hikâye anlatıcısı olarak görüyorum. Her eser sessizlikle başlayıp, sessizlikle biten yeni ve farklı bir hikâye. Öncelikle ben hoşlanmalıyım ki hikâyeden dinleyenler de hoşlansın. CRR konserim için de Barok dönemden flamenkoya ulaşan ve gitarın farklı renk ve tatlarını aynı konserde dinleme imkânı sağlayan Bach, Tarrega ve Barrios gibi benim favori bestecilerimin eserlerinden oluşan bir repertuvar seslendirdim. Paco de Lucía’ya ithaf ettiğim “Adiós Maestro!” isimli bestemi de çaldım. Dünya prömiyerini Uluslarası Sevilla Gitar Festivali’nde Paco de Lucía anısına yapılan konserde gerçekleşen bu eser kişisel olarak benim için önemli olmakla beraber Türk müziğinden öğelerin flamenko üslubu ile doğal olarak harmanlanması açısından hem Türkiye’de hem de yurtdışında ilgiyle karşılandı.‘TV PROGRAMI HİSSİ’- Sanaldaki seyirciye sahneden çalmak nasıl bir duygu?Öncelikle CRR’yi başta Cem Mansur olarak bu zorlu dönemde iyi müziği teknolojinin verdiği olanaklarla izleyiciyle buluşturmaya devam etmesi için gösterdikleri iradeden dolayı alkışlamak isterim. Görüntü ve ses kalitesinin yeterli olduğunu düşünmekle beraber biz sanatçılar için harika bir sahne olan CRR’nin tamamen boş koltuklarına karşı bir konser vermek ve seyircilerle hiçbir şekilde bir etkileşim olamaması açıkçası sanki seyircisiz bir televizyon programında konser veriyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Ancak daha önce aynı sahnede defalar konser vermiş olmaktan ve bu köklü sahnenin sanatçıya yansıyan ruhundan dolayı yine de içsel olarak bir konser atmosferi yaratılabiliyor. Eser aralarında alkış duymamak da gerçekten ilginç bir deneyim. Ancak müziğin gücünü ve derinliğini kalpten kurulan bağ ile internet ortamında bile olsa tüm dünya ile paylaşmak paha biçilmez.DİJİTALİN ARTILARI...- Geri dönüşler mutlu etti mi? Kayıt dinlemenin de artısı var mı?Her şeyden önce yaklaşık bir yıl aradan sonra ekranda dahi olsa beni bir konser salonunda gördükleri için beni takip eden dinleyicilerimin ve yakın çevremin mutluluklarını benimle paylaşmaları çok hoş. Repertuvar seçimi ve performans konusunda çok mutlu eden ve heyecan verici geri dönüşler aldım ve alıyorum. Aynı kaydı defalarca dilekleri bölümden itibaren diledikleri kadar izlemeleri, ses seviyesini artırıp azaltmaları ve diledikleri zaman ara verip tekrardan başlayabilmelerini bazı avantajlar olarak sayabiliriz. Sanatçı seyirci etkileşimi, bir konser salonunda bulunup, havasını solumak ve geleneksel konser alışkınlıkları gibi faktörler ne yazık ki ekrandan seyirciye geçememekte. Ve canlı konser dediğimiz şeyin sahne üzerindeki performansın seyircinin enerjisiyle iç içe geçmesinden oluştuğunu hesaba katarsak bir an önce gerekli koşullar sağlanarak canlı konserlerin tüm dünyada verilmesinin sağlanması en içten dileğimdir.- Yeni projeler var mı?İstanbul’da doğup, ilk gitarımı İstanbul’da alıp, ilk konserimi İstanbul’da verip, konservatuvardan İstanbul’da mezun olduktan, hayalini kurduğum uluslararası kariyere İstanbul’dan yola çıkarak yürümemden dolayı İstanbuluma gönül borcumu ve şükranlarımı sunduğum bazı özel projelerimi de hayata geçirmek için gerekli çalışmaları yapmaktayım. Yıllar içerisinde biriktirdiklerimi büyük bir heyecan ile güzel ülkem Türkiye ile paylaşmak için yeni projeler üretiyorum. Gülçin GülanArizonaÜniversitesi’nden Prof. Dr. Betül C. Czerkawski’nin salgın sonrasıöngörüsü: 'Eğitim reformlarıyapılacak'
Arizona Üniversitesi’nden Prof. Dr. Betül C. Czerkawski’nin salgın sonrası öngörüsü: 'Eğitim reformları yapılacak' Arizona Üniversitesi Eğitim Teknolojisi Uygulamalı Bilgi İşlem Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül C. Czerkawski, salgın sonrasında eğitim dünyasını, karma öğrenmenin norm haline gelmesi, araştırmaya daha çok önem verilmesi ve kapsamlı eğitim reformlarının beklediğini söyledi. Prof. Czerkawski, “Salgın, gelişmiş ülkeleri, gelişmekte olan ülkeleri, herkesi temelinden sarstı. Bugün Amerika’da 15 milyondan fazla çocuk fakirlik içinde yaşıyor. Bu çocuklar salgından en olumsuz etkilenen kesim oldu. Önümüzdeki yıllarda eğitim kanunlarının ciddi bir şekilde yeniden ele alınmasını bekleyebiliriz” dedi.Yarın Sabri Ülker Vakfı’nın Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı’nda “Okula Sağlıklı Dönüş: Uzaktan-Hybrid Eğitim, Medya Okuryazarlığı ve Dijital Yorgunluk” başlıklı bir konuşma yapacak olan Prof. Dr. Betül Czerkawski, konuya ilişkin sorularımızı şöyle yanıtladı:- Salgından en çok hangi yaş grubu, nasıl etkilendi?Öğrencilerin sosyoekonomik durumu, pandemiden nasıl etkilendikleri konusunda temel belirleyici oldu. Anne babaları işlerini kaybeden çocuklar, açlıkla, evdeki huzursuzluklarla veya sağlık sorunlarıyla meşgul oldu. Ekonomik olarak daha iyi durumda olan aileler, çocuklarına daha çok zaman ayırmaya başladı. Toplumda var olan ekonomik uçurumlar salgın sırasında daha da derinleşerek yüzüstüne çıktı. Okulöncesi ve ilköğretimin ilk yıllarında olanlar, çok zor bir dönemden geçti. Bu yaşlarda çocuklar oyun oynayarak ve diğer çocuklarla etkileşim içerisinde olarak öğreniyorlar. Oyun olanakları sınırlanan çocukların, maalesef sosyal gelişimleri büyük darbe aldı.OKULA DÖNÜŞE HAZIRLAR- Okula dönüş kimler için daha zor olacak?Açıkçası bütün çocuklar okula dönmeye hazır şu anda. Esas mücadele her gün saatlerce bilgisayar ekranının karşısında zaman geçiren çocukların, yüz yüze iletişim becerilerini tekrar kazanmaları konusunda olacak. Dijital bağımlılık, diğer bağımlılıklar gibi bir geri çekilme ve geçiş döneminden geçecek.- Salgın, pek çok öğrencide öğrenme kayıplarına neden oldu. Bunun telafisi olabileceğini düşünüyor musunuz?Bence salgına tamamen olumsuz olarak bakmamak lazım. Öğrenme kayıpları olduğu doğru, ama bu durum dünyanın her yerinde, her öğrenci için aynı. Öğrenciler bu zor zamanlarda başka beceriler öğrendi: Zorluklar karşısında nasıl tepki göstermek gerekir, uzun süren zorluklar karşısında nasıl bir tavır almak metaneti getirir, kendimizi felaketlerden nasıl koruyabiliriz gibi. Hayatta kalma becerileri 21. yüzyılda anlamını değiştirdi. Öğrenciler, okulda öğrenemeyecekleri gerçek hayat sorunlarıyla karşı karşıya kaldı ve kendi kişisel deneyimlerini edindi.- Eğitime erişen/erişemeyen aynı okul ortamına dönecek. Bu durum ne gibi sonuçlara yol açabilir?Bu durum dünyanın her ülkesinde çok ciddi bir sorun. Uzun vadeli sonuçların ne olduğunu şu an tam olarak kimse bilemiyor. Maalesef bu sorunu önümüzdeki yıllarda çok tartışıp çok konuşacağız. Kesin olan bir şey var: Eğitim ve ekonomik eşitsizlikler bir arada ele alınarak makro düzeyde çözümlenmeli. Tek bir öğretmenin veya tek bir okulun çözebileceği bir konu değil bu.DİJİTAL OKURYAZARLIK- Dijital okuryazarlık ne demek? Bu beceriyi nasıl vereceğiz çocuklara?Dijital okuryazarlık kavramı, sürekli değişen bir kavram. Bu kavramın bir boyutu, bilgiye erişmeyi ve kullanmayı içeriyor. Diğer boyutu da erişilen bilgiyi eleştirmeyi, değerlendirmeyi ve en önemlisi de yenilerini üretmeyi içeriyor. Bazı aileler çocuklarına her türlü elektronik aracı almayı olumlu bir durum olarak görüyor. Ama son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki sosyoekonomik durumu veya eğitimi düşük olan aileler, çocuklarının sınırsız bilgisayar kullanımına müsaade ederken ekonomik olarak ileride olan aileler sınır koymayı önemsiyor. Bu aileler dijital okuryazarlığın saatlerce bilgisayar ekranına bakmak değil, onu akıllıca kullanmak olduğunu biliyor. Dijital okuryazarlığın öğretiminde amacımız, eleştirel düşünme yeteneğine odaklanmak, örneklerle öğrencilere bilgiyi değerlendirmenin yollarını göstermek olmalı.FAZLASI ZARAR- Dijital yorgunu ya da bağımlısı çocukları yüz yüze eğitimde neler bekliyor? Tabletten, telefondan kopabilecekler mi?Bunu yemek yemek gibi de düşünebiliriz. Yaşamamız için yemek yememiz lazım ama fazlası zarar. İnternet bağımlılığı da böyle. Bu sorunu aşmak için iki öneri verilebilir. Öncelikle çocuklara sınır koymayı öğretmemiz lazım. Örneğin 9 yaşındaki kızıma basit bir “zamanlayıcı” aldım. Her 30 dakikadan sonra, 30 dakika ara vermeyi öğreniyor. Saat 19.30’dan sonra bilgisayar tamamen kaldırılıyor. Diğer bir konu da internette ne yapıldığı. Eğer amaç oyun oynamaksa belli bir sınır getirilebilir. Ama çocuklar bazen beraber ödev yapıyorlar, arkadaşlarıyla konuşuyorlar, yabancı dil videoları izliyorlar. Bu tür etkinliklere zaman limiti koymak uygun olmuyor. Günümüzdeki dijital teknolojilerin hemen hepsi, kullanıcılarını alışkanlık geliştirmeye ve bağımlılığa yöneltiyor. Aslında dijital bağımlılık, öğrenciler için önemli sınıf tartışmalarının konusu, bir öğrenim fırsatı olabilir: Kullanıcılarının dikkatini çekmek için teknolojiler ne tür metotları kullanıyor? Hangi dijital ortamlar daha çok bağımlılık yapıyor? Eğer öğrencilerin dikkati bu konulara çekilirse öğrenciler kendi davranışları hakkında daha bilinçli alışkanlıklar geliştirebilir.KARMA ÖĞRENME NE DEMEK- Karma öğrenme metodu nasıl uygulanabilir?Salgın bittiğinde öğrendiğimiz en önemli şey, belki de internet ve yüz yüze öğretimin en iyi yanlarını bir araya getiren karma öğrenme metodu olacak. Bu metot, öğretmenlere ve öğrencilere bilgiyi kaydetme, araştırma ve yaratma olanakları sunuyor. Ayrıca sosyal olarak da faydaları var. Öğrenciler, sınıf arkadaşları ile projeler yapabilir ya da sınıfa internet aracılığıyla konuşmacı davet edebilir. Öğrenme zorlukları olan öğrenciler için de karma öğretim çok yararlı olabilir. Figen Atalayİzmit BelediyesiİzmitÇarşı’yıkullanıma açtı
İzmit Belediyesi İzmit Çarşı’yı kullanıma açtı Doğal ürün mü üretiyorsunuz, doğaya ve insana saygılı mısınız, kimyasal kullanmıyor musunuz, daha çok kadın mı çalıştırıyorsunuz işte bu çarşı tam size göre. İzmit’i sürdürülebilirlik, sosyal adalet ve ekonomik kalkınma açısından örnek bir kente dönüştürmeyi hedefleyen İzmit Belediyesi İzmit Çarşı’yı kullanıma açtı. İlk günden 46 işletme izmitcarsisi.org’da dükkânını açtı. İşletmeler Good4Trust ile yapılan işbirliğiyle ürünlerini Good4Trust’ın 18 bin üyesine satma imkânı bulabilecek.İzmit Belediye Başkanı Av. Fatma Kaplan Hürriyet, sistemde dükkân açmanın ücretsiz kredi kartı kesintisinin de olmayacağını, kesintiler yerine katkı payı olacağını vurgulayarak, kapitalist düzenden daha adil bir sisteme geçmeyi hedeflediklerini söyledi.35 KADIN DÜKKÂN AÇTIHürriyet, “İster saç kesin, ister eğitim verin, isterseniz ürün satın bu dükkân herkese açık. İlk başta dükkân açanı ‘niyetli’ diye adlandırıyoruz. Orada sattığı üründen masraflara yüzde 7 katkı payı alınacak, aynı şirket kadın istihdamına destek veriyorsa, atıklarını geri dönüştürüyorsa katkı payı yüzde 5’e düşüyor. İyi niteliklerde ürün üretiyorsa, ürünler organikse o zaman doğa dostu üreticiye dönüşüyor ve katkı payı yüzde 3’e düşüyor” dedi. Başkan Hürriyet’in verdiği bilgiye göre, İzmit Çarşı’da dükkân açan 46 işletmenin 35’i kadın girişimcilere ait. İşletmeler karakılçık buğday unundan lavanta yağına, Türk kahvesinden oyuncak bebeğe kadar ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki alıcılarla buluşturuyor.Good4Trust kurucusu Dr. Uygar Özesmi, “Yeni bir ekonomik sistem oluşturmak için çalışıyoruz. Bu ekonomik sistemde yerel üreticiler, üretimlerini doğayla işbirliği içinde, zehirsiz, atıksız, temiz enerjiyle ve adil çalışma koşullarında yapıyor ve biz onları adil üreticiler diye adlandırıyoruz” dedi.İyzico Operasyon Direktörü Orkun Saitoğlu, İzmit Çarşısı’nda yapılan alışverişlerden komisyon almadıklarını söyledi. Şehriban KıraçMersin’in Mezitli ilçesinde narenciye bahçelerinin sanayi sitesine dönüştürülme planınıköylüler protesto etti
Mersin’in Mezitli ilçesinde narenciye bahçelerinin sanayi sitesine dönüştürülme planını köylüler protesto etti Mersin’in Mezitli ilçesine bağlı Davultepe Mahallesi’ndeki narenciye bahçeleri, sanayi sitesi yapılmak üzere kamulaştırılmak istenen köylüler, seslerini yetkililere duyurabilmek için belediye meclisi önünde limon dallarıyla eylem yaptı. Çiftçiler belediye başkanlarına, “Bin bir emekle yetiştirdiğimiz bahçelerimizi kesmeyin” çağrısında bulundu. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Yanlış yapılmışsa yanlışta ısrar edemeyiz” diyerek imar planlarının yeniden ele alınacağının sinyalini verdi.Mezitli Davultepe Mahallesi’nde 400 dönüm narenciye alanı, önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca tarım alanı dışına çıkarılmış, daha sonra belediye meclislerinde sanayi sitesi projesi için yapılaşmaya açılmıştı. Bahçelerinin sanayi sitesi için heba edileceğini Cumhurbaşkanlığı’nın acele kamulaştırma kararı ile öğrenen çiftçiler günlerdir seslerini duyurmaya çalışıyor.Çiftçiler, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısının yapıldığı Kongre Merkezi’nin önünde ellerinde bahçelerinden kestikleri limon dallarıyla bekledi. Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile 13 ilçe belediye başkanına limon dallarını sunan çiftçiler, “Bunlar bizim bahçelerimizin ürünü. Bahçelerimizin üzerine sanayi sitesi yapılmak isteniyor. Bin bir emekle yetiştirdiğimiz bahçelerimizi kesmeyin” çağrısında bulundu. Abidin Yağmurİsrail'de yapılan araştırmalar, Pfizer aşısının viral yüküazalttığınıgösterdi
İsrail'de yapılan araştırmalar, Pfizer aşısının viral yükü azalttığını gösterdi Aşılanma kampanyasına hızlı bir şekilde devam eden İsrail'de yapılan ilk araştırmalar Pfizer-BioNTech aşısının koronavirüsün viral yükünü azalttığını ortaya koydu. EPAAşılanma kampanyasına hızlı bir şekilde devam eden İsrail'de yapılan ilk araştırmalar Pfizer-BioNTech aşısının koronavirüsün viral yükünü azalttığını ortaya koydu.Bu da aşının koronavirüsün yayılmasının yavaşlamasında etkili olabileceği anlamına geliyor.İsrail'de büyük bir koronavirüs test laboratuvarı şirketi olan MyHeritage, ocak ayının son iki haftasında 60 yaş üzerindeki kişilerde viral yükün önemli bir şekilde azaldığını ortaya koydu.Guardian'ın haberine göre araştırmada aşı sayesinde koronavirüs pozitif olan kişilerde viral yük 1,6'den 20'e kadar değişen oranda daha düşük çıktı.Araştırma 1 Aralık ve 30 Ocak arasında 60 yaşın üzerinde olanlar ile 40-60 yaş arasında koronavirüs testi pozitif olan kişiler üzerinde yürütüldü.Araştırmacılar, bulgularının daha başlangıç aşamasında olduğu ve araştırmanın henüz bilimsel bir dergide yayımlanmadığı uyarısında bulundu.Aşıların viral yükü azaltmakta etkili olması mutasyonların engellenmesi, koronavirüsün bulaşıcılığının azalması ve sürü bağışıklığına ulaşılmasında önemli.Bloomberg verilerine göre İsrail'de nüfusun yüzde 24'ünün aşılanması tamamlandı, yüzde 39'u ise ilk doz aşılarını aldı.'PFİZER-BİONTECH AŞISININ İLK DOZU ÜÇTE İKİ ORANINDA KORUMA SAĞLIYOR'Diğer yandan Bloomberg'in haberine göre de İngiltere'de yapılan araştırmaya göre Pfizer-BioNTech aşısının ilk dozu üçte iki oranında koruma sağlıyor.İngiltere hükümetinin yürüttüğü aşılama programının ilk bulgularına göre ilk doz gençlerde yüzde 65; 80 yaş üzeri kişilerde ise yüzde 64 oranında hastalığa karşı koruma sağlıyor.İlk Sun gazetesinde yayımlanan bulgulara göre aşının iki dozu ise yaşa göre yüzde 79 ve yüzde 84 arasında bir koruma sağlayabiliyor.İngiltere'de şimdiye kadar nüfusun yüzde 12'si aşılandı. BBC Türkçeİngiltere'de endişe verici bir koronavirüs mutasyonu daha bulundu
İngiltere'de endişe verici bir koronavirüs mutasyonu daha bulundu İngiltere'de hükümete bağlı bilim kurulu, iki farklı koronavirüs mutasyonu daha bulunduğunu açıkladı. Bu mutasyonlardan birinin endişe verdiği kaydedilirken diğerinin henüz araştırılma safhasında olduğu ifade edildi. Getty Imagesİngiltere'de hükümete bağlı bilim kurulu, iki farklı koronavirüs mutasyonu daha bulunduğunu açıkladı.Bu mutasyonlardan birinin endişe verdiği kaydedilirken diğerinin henüz araştırılma safhasında olduğu ifade edildi.İki mutasyonun da Güney Afrika ve Brezilya varyantlarıyla benzerlik taşıdığı belirtildi.Reuters'ın haberine göre Bristol'da bulunan mutasyon Yeni Ortaya Çıkan Solunum Virüs Tehditleri Danışma Kurulu tarafından 'endişe verici' olarak nitelendirildi.Liverpool'da bulunan diğer varyantın ise araştırıldığı kaydedildi.Yeni varyantlarda E484K tipi mutasyon gözlemlendi; bu da mutasyonun koronavirüsün "spike proteini" olarak adlandırılan, virüsün hücrelere yapışmasını ve içine girmesini sağlayan diken benzeri çıkıntılarda meydana geldiğine işaret ediyor.Bu mutasyon Güney Afrika ve Brezilya varyantlarında da gözlemlenmişti.İngiltere Kamu Sağlığı Kurumu (PHE) yeni varyantlardan kaynaklanan 76 vakanın tespit edildiğini, aşıların bu varyantlara karşı etkili olacağından emin olduklarını belirtti. BBC Türkçe250 milyon dolar yatırım alan Reddit,çalışan sayısınıikiye katlayacak
Sosyal medya platformu Reddit, son yatırım turunda 250 milyon dolar yatırım topladığını açıkladı. Geçen günlerde bünyesindeki gruplarda yürütülen tartışmalarla piyasaların alt üst olmasına yol açan Reddit'in değeri böylece iki katına, 6 milyar dolara çıktı.Habere Gitmek için TıklayınMUBİ, 14Şubat'ta 24 saatliğineücretsiz erişime açılacak
MUBİ, 14 Şubat'ta 24 saatliğine ücretsiz erişime açılacak Ücretsiz olarak erişilebilecek MUBİ koleksiyonunda, usta yönetmenlerin retrospektiflerinden, önde gelen film festivallerinin özgün yapımlarına binden fazla film yer alıyor. Çevrimiçi film izleme platformu MUBİ, 14 Şubat Pazar günü kutlayacağı 14. kuruluş yıl dönümünde 24 saat boyunca ücretsiz erişime açılacak. Ücretsiz olarak erişilebilecek MUBİ koleksiyonunda, usta yönetmenlerin retrospektiflerinden, önde gelen film festivallerinin özgün yapımlarına binden fazla film yer alıyor. MUBİ'nin Şubat ayı programında öne çıkan yapımlar şöyle: Suudi Arabistan’ın ilk kadın yönetmeni Haifaa Al-Mansour’un 76. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışan filmi "Mükemmel Aday", usta yönetmen Dario Argento’nun 1977 yapımı korku klasiği "Suspiria", Hüseyin Karabey filmi "Gitmek: Benim Marlon ve Brandom", Michael Mann’ın polisiye türüne damga vuran filmi "Büyük Hesaplaşma", Cathy Yan’ın 2018 tarihli "Ölü Domuzlar"ı, Éric Rohmer’in Altı Ahlak Hikâyesi serisinin zirvesi "Claire'in Dizi", son 10 yılın en çok konuşulan belgesellerinden Malik Bendjelloul imzalı "Bir Şarkının Peşinde". cumhuriyet.com.tr