Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 06.08.2025, 10:39 PM (GMT)

News - Haberler

Millet bahçesine 'Atatürk'ün ismini veren CHP'li belediyeye soruşturma

Millet bahçesine 'Atatürk'ün ismini veren CHP'li belediyeye soruşturma figure > Rize’nin Fındıklı İlçesi Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu ve 7 CHP'li meclis üyesi hakkında millet bahçesinin adını “100. Yıl Atatürk Parkı” olarak değiştirdikleri ve tabela yaptırdıkları gerekçesiyle soruşturma izni verildi. Müfettişlerin yaptığı incelemede, “100. Yıl Atatürk Parkı” için tabela yaptırıldığı ve 7 bin 864 lira harcandığı için soruşturma başlatılması istendi. KRT'den Cihan Güner'in haberine göre; müfettişlerin yaptığı inceleme sonuçlandı ve İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma izni verildi.Alınan kararda, "Söz konusu park ve parkın içerisindeki tesisin isim değişikliğine ilişkin meclis kararının mülki idare amirinin onayına tabi olduğu, mülki idari amiri onayı ile kesinleşip yürürlüğe gireceği, onay alınmadığı sürece isim değişikliğinin gerçekleştirilemeyeceği" ifade edildi.İsim değişikliğinde tabela için harcanan 7 bin 864 lira ile kamu zararı oluştuğu iddiasıyla; Fındık Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ve 7 CHP'li Belediye Meclis üyesine soruşturma izni verildi.İşte İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imzası ile gönderilen o karar:/Archive/2020/11/27/190030239-h133.jpg cumhuriyet.com.tr

Koronavirüse yakalanan TuncayÖzkan’dan iyi haber

Koronavirüse yakalanan Tuncay Özkan’dan iyi haber figure > CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, koronavirüs nedeniyle 27 gündür tedavi görüyor. Sağlık durumuna ilişkin bilgi veren Özkan, "Çok şükür, her şey çok daha güzel, daha sağlıklıyım. Kendim nefes alabiliyorum, koronavirüs tedavim bitti diyebilirim" dedi. Özkan, koronavirüs salgını ve diğer hastalıklar nedeniyle yatan bütün hastalara geçmiş olsun dileklerini iletti. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, koronavirüs testinin pozitif çıktığını açıklamasının ardından İzmir'de bir hastanede tedavi altına alınmıştı. Özkan, sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı bir videoyla sağlık durumuna ilişkin son gelişmeleri aktardı. "SİZLERLE BİRLİKTE OLACAĞIM"Koronavirüse yakalanmasının üzerinden 27 gün geçtiğini anımsatan Özkan, "Çok şükür, her şey çok daha güzel, daha sağlıklıyım. Kendim nefes alabiliyorum, koronavirüs tedavim bitti diyebilirim. Ancak, koronavirüsün akciğer ve diğer organlarda yarattığı belli rahatsızlıklar var. Onlarla ilgili mücadelemiz 3 ay kadar daha devam edecek. Önümüzdeki haftadan itibaren ben de hayata katılacağım, sizlerle birlikte olacağım" dedi.Genel sağlık durumunun iyi olduğunu bildiren Özkan, koronavirüs ve diğer hastalıklardan dolayı hastanelerde tedavi gören bütün hastalara şifa diledi. "SEVGİ VE TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM"Koronavirüs salgını konusunda farkındalığın önemli olduğunun altını çizen Özkan, "Koronavirüsten neredeyse ölmek üzereydim. Ege Üniversitesi hocalarımıza, rektörümüze çok teşekkür ediyorum. Beni hayata döndürdüler. Gürsel ve Hüsnü hocalarıma sevgilerimi yolluyorum. Acil bakımdaki doktorlarımıza, hemşirelerimize, herkese saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum" diyerek sağlık emekçilerine teşekkür etti.  ANKA

Tunceli'de patlama: 4 asker yaralandı

Tunceli'de patlama: 4 asker yaralandı figure > Tunceli'nin Ovacık ilçesinde terör örgütü PKK'ye yönelik sürdürülen operasyonda teröristlere ait yaşam malzemelerinin imha edilmesi sırasında el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 4 asker yaralandı. İl Jandarma Komutanlığı'nca sürdürülen 'Yıldırım-4 Munzur-Kutu Operasyonu' kapsamında terör örgütü PKK'ye yönelik Ovacık ilçesi kırsalında operasyon düzenlendi. Güvenlik güçlerince operasyon bölgesinde yapılan aramada teröristlere ait yaşam malzemeleri ele geçirildi. Ele geçirilen malzemelerin imha edilmesi sırasında el yapımı patlayıcının infilak etmesiyle 4 asker yaralandı. Yaralı askerler, bölgeye sevk edilen helikopterle alınarak, Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan askerlerin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Teröristlerin etkisiz hale getirilmesi amacıyla bölgede operasyon sürüyor. (DHA)

Falcao'nun tersten istatistiği: 1 maçvar, 1 maçyok

Falcao'nun tersten istatistiği: 1 maç var, 1 maç yok figure > Geldiği ilk sezon üç kulvarda 22 maça çıkan, 21 maçı kaçıran Falcao'nun bu istikrarı, içinde bulunduğumuz sezonda da devam ediyor. Dünya futbolunun en büyük yıldızlarından biri olarak geldiği Galatasaray'a katkısı sürekli tartışılan ve yıllık 5 milyon Avro'ya oynayan Radamel Falcao, bir kez daha gündemde.Sahada olduğu zaman attığı gollerle dikkat çeken 34 yaşındaki Kolombiyalı forvetin sorunu, oynayamaması!Geldiği ilk sezon üç kulvarda 22 maça çıkan, 21 maçı kaçıran Falcao'nun bu istikrarı, içinde bulunduğumuz sezonda da devam ediyor.Deneyimli yıldız, Cimbom'un iki kulvardaki 12 sınavının 5'inde sahada yoktu. Sarı-kırmızılılar Süper Lig'de pazar günü Rizespor ile deplasmanda karşılaşırken Falcao'nun durumu yine belirsiz.Tedavisinin ardından salonda özel bir çalışma gerçekleştiren Kolombiyalı forvetin bu hafta maçta oynaması beklenmiyor.Kaynak: Skor-Sözcü cumhuriyet.com.tr

Gelecek Partisi'nden Erdoğan'a: "Partisinde kimlerle görüştüğümüzüiyi düşünsün"

Gelecek Partisi'nden Erdoğan'a: "Partisinde kimlerle görüştüğümüzü iyi düşünsün" figure > AKP'den istifa ederek Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Selçuk Özdağ, Erdoğan'ın partilerini seçime sokmama gibi bir yol izlemesi durumunda iyi düşünmesini ifade etti. Özdağ, AKP'den isimlerle görüştüklerini öne sürdü. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yeniçağ TV’de, önemli açıklamalarda bulundu.AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın GP'yi seçimlere sokmama gibi bir yol izlemesi durumunda partisinde olabilecekleri iyi düşünmesi gerektiğini ifade eden Özdağ, AKP'deki isimlerle görüştüğünü öne sürdü.Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Selçuk Özdağ, “Eğer bize şah derlerse biz mat ederiz. Eğer Erdoğan, nisan ayında hülle yaparsa, muvazaalı bir iş yapar bizi ve diğer yeni kurulan partileri seçime sokmamak adına yola çıkarsa. İnanın şah der ama mat olur. Partisinde neler olabileceğini, kimlerle görüştüğümüzü iyi düşünsün” dedi. Kendileriyle görüşmek isteyen herkesle görüştüklerini belirten Özdağ, “Milletvekilleri, bürokratlar, belgeler, bilgilerle ilgili neler olabileceğini görürler ve diyorum ki siyaseti doğru okusunlar. Başkalarını engellemek adına çıkmasınlar yola” diye konuştu.  cumhuriyet.com.tr

Edebiyatta mektup türü

Edebiyatta mektup türü figure > Dünya edebiyatından okuduğum ilk mektup-romanlar Caderlos Laclos’un Tehlikeli İlişkiler’i, yanı sıra Dostoyevski’nin ilk romanı “İnsancıklar/ya da Zavallı İnsanlar”), daha sonra da Goethe’nin Genç Werther’in Acıları’dır…Bunlara dilimize benim çevirdiğim, Puşkin’in bu türde küçük bir denemesi olan Mektuplarla Roman’ını ekleyebilirim…      Mektup da roman, şiir vb. gibi bir edebiyat türü sayılabilir mi?       Söz konusu olan edebiyatçılar arası mektuplaşmalarsa sorunun yanıtı kuşkusuz evet olacaktır.  Günün birinde bu mektupların yayınlanacağı düşünülerek özel bir özenle yazılanları da, böyle bir özen gösterilmeyenleri de.      Yine edebiyatçıların, başka bir nedenle yazılmış mektuplarının da, onların yaşamları ve yapıtları üzerine kendi ellerinden çıkmış belgeler olarak yazınsal anlamda mektup türü içinde görülmeleri gerektiğini düşünürüm.       Sözgelimi Balzac’ın,  örneğin kiracı olarak ev sahibine ya da ev sahibi olarak kiracısına yazdığı bir mektubun neden edebi değer taşıması gerektiği düşünmeye ,tartışılmaya değer…         Kendi payıma, varsa eğer, böyle bir mektubu okumak isterdim…         Hem el yazısını görmek, hem sıradan bir konuda yazarkenki üslubuyla yapıtlarındaki üslubu karşılaştırabilmek için…          Edebiyatçıların edebiyatçı olmayan yakınlarına, aile fertlerine mektupları da kuşkusuz hem üslup bakımından; hem yaşamlarını, sorunlarını, duygu dünyalarını daha yakından görebilmek için  hiç kuşkusuz okunup irdelenmeye değer ve sonuç olarak o mektuplar da edebiyatın mektup türü içindeki ürünleri arasında sayılmalıdır.                                                       ***            Dünya edebiyatında yazarlar arası mektuplaşmalar denildiğinde, benim aklıma ilk gelen, kendi edebiyatımız dışında en yakın olduğum Rus edebiyatında Anton Çehov-Maksim Gorki mektuplaşmasıdır.       Bir bölümü dilimize de çevrilen bu mektuplarda unutamadığım yerlerden biri, Gorki’nin Çehov’a Lev Tolstoy’la karşılaşmasını anlatırken kullandığı (yaklaşık olarak)şu  cümledir: “Tanrıya inancından söz ederken bakışlarında söylediklerle bağdaşmayan kurnaz kıvılcımlar vardı.” Bu tek cümle bence  Tolstoy’u, hakkında yazılmış pek çok kitaptan çok daha özlü ve doğru anlatır…     Yine herhalde  büyük ölçüde Rus edebiyatıyla ilgili olması gereken bir başka mektuplar kitabı, İvan Turgenev-Gustave  Flaubert mektuplaşmasıdır. Kitaplığımdaki bu çok sayfalı Fransızca kitabı henüz ne yazık ki gerektiğince gözden bile geçirmemiş olmakla birlikte; hem her iki  büyük yazar, hem başta Rus ve Fransız edebiyatları  konusunda olmak  üzere bir yazınsal hazine olduğunda kuşku yoktur.             Rainer Maria Rilke’nin “Genç Bir Şaire Mektuplar”ı, genç-yaşlı bütün şairlere ve şiir severlere yazılmış yazınsal mektuplardır ve kendi türünde bir başyapıttır.             Söz buraya gelmişken, mektup türünde yazılmış romanlara da -iki satırla olsun- değinelim…           Yazının konusu özel olarak bu olmadığı için, bizim edebiyatımızda bu konuda ilk ya da en çok iz bırakmış  mektup-roman’ın Halide Edip Adıvar’ın Handan’ı olduğu konusundaki ansiklopedik bilgiyi  söylemekle yetineyim..( Açıkçası,henüz okumuş olmadığım, Halide Edip’ten okumayı ya da yeniden okumayı  planladığım öncelikli kitaplar arasında da yer  almayan Handan’ı, bu satırlar yazılmaktayken, internet kaynaklı bilgilere her zaman çok da güvenmediğim için kitaplığımdan çıkarıp gözden geçirdim,  girişteki birkaç mektubu okuyarak bilgiyi doğruladım ve kitabı da bütünüyle öncelikle okunacaklar arasına aldım…)          Dünya edebiyatından okuduğum ilk mektup-romanlar Caderlos Laclos’un Tehlikeli İlişkiler’i, yanı sıra Dostoyevski’nin ilk romanı “İnsancıklar/ya da Zavallı İnsanlar”), daha sonra da Goethe’nin  Genç Werther’in Acıları’dır…Bunlara dilimize benim çevirdiğim, Puşkin’in bu türde  küçük bir denemesi olan Mektuplarla Roman’ını ekleyebilirim…                                                ***     Bizim yazarlarımız arasındaki mektuplaşmalarda sanırım pek çok okur gibi benim  üzerimde de en çok etki bırakan Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Ziya’ya Mektuplar”ıdır. Çok yıllar önce okuduğum için şimdi tam olarak anımsamamakla birlikte bunlar sadece Cahit Sıtkı’nın mektupları olduğu için mektuplaşma dememek gerekir. Ziya Osman’ın Cahit Sıtkı’ya mektupları konusunda  ise doğrusu bilgi sahibi değilim. İkisi de de ayrı ayrı çok sevdiğim, edebiyatımızın  hiç bir zaman unutulamayacak şairleridir.        Nâzım Hikmet’in  ayrıca–bir gün yayınlanacakları düşünülmeksizin yazılmış- Kemal Tahir’e Mahpushaneden Mektuplar’ı, onun Piraye ve Münevver Hanımlara, başkaca yakınlarına mektuplarını bu tür içinde görmek gerekir….                                                     ***        Beni bu yazıya yönlendiren  bir mektuplar kitabından,Erdal Öz-Adnan Özyalçıner-Kemal Özer imzasını taşıyan”Arkadaş Mektupları”ndan(Can Yayınları, 2019)  söz etmek  ise son paragrafa kaldı…          Onlar kapakta adı geçen ,- ikisi yazık ki artık hayatta olmayan-  üçüyle birlikte,  mektuplarda adları anılan, unutulmaz Onat’ı, sevgili Ülkü’süyle, çok şükür yaşamakta ve yazmakta olan Doğan Hızlan’ı, Hilmi Yavuz’u, Konur Ertop’uyla, bizim(60 kuşağının) en yakın, en sevgili genç ustalarıdırlar…             Kitabın şimdilik Özyalçıner’den  Erdal Öz’e  gerçekten şaşırtıcı, hayranlık uyandırıcı mektuplar bölümündeyim……          Başta genç yazar ve şairlerimiz olmak üzere herkese, bütün edebiyat severlere, bu hem bilgi verici, hem zevkle okunan mektuplar kitabını   okumalarını öneririm… Ataol Behramoğlu / Okuduklarım İzlediklerim Düşündüklerim

Yunanistan Dışişleri Bakanı'ndan Türkiye açıklaması

Yunanistan Dışişleri Bakanı'ndan Türkiye açıklaması figure > Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımında,” Türkiye ile ilişkilerimizde kritik bir dönemdeyiz. AB liderlerinin bir karar almaları gerekecek” ifadesini kullandı. Yunan bakan Twitter üzerinden AB liderlerinin karar alması gerektiğine dikkat çekerek bölgedeki “Bölgedeki Türk eylemlerinin zarar verici olduğunu açıkça dile getirecekler" paylaşımında bulundu.Dendinas, Türkiye ile ilişkilerimizde kritik bir dönemdeyiz diyen Yunan bakan, "Avrupa, Türkiye'nin bölgede kabul edilebilir bir oyuncu gibi davrandığını iddia edemez. Avrupa, Türkiye'nin davranışının sınırlarını göstermelidir. Yunanistan bunu beklemektedir” ifadelerini kullandı.Sputnik’in Bloomberg’ten aktardığına göre Dendias, "Avrupa (Türkiye’nin) davranışının sınırlarını göstermelidir," diyerek, harekete geçilmemesinin Ankara'ya “Mevcut davranışını herhangi bir kısıtlama olmaksızın devam ettirebileceği izlenimini verebileceğini” söyledi. Aynı röportajda Dendias, Berlin'e Türkiye'ye silah satışını durdurması yönündeki çağrılarını yineledi. cumhuriyet.com.tr

Yılmaz Vural'ın sağlık durumuna ilişkin hastaneden açıklama

Yılmaz Vural'ın sağlık durumuna ilişkin hastaneden açıklama figure > Teknik direktör Yılmaz Vural, yeni tip koronavirüs (Covid-19) sebebiyle hastaneye kaldırıldı ve yoğun bakımda tedavi altına alındı. Ailesi, Vural'ın durumunun ciddiyetini koruduğunu kaydetti. 67 yaşındaki teknik direktör Yılmaz Vural, yeni tip koronavirüs (Covid-19) nedeniyle özel bir hastanede yoğun bakıma alındı. Deneyimli çalıştırıcı tedavi prosedürleri kapsamında entübe edildi.Vural'ın durumuna dair açıklama yapan Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, ''Yılmaz Vural'ın yoğun bakım ünitesinde ventilatör altında takibi devam ediyor. Hastanın durumu ciddiyetini korumaktadır'' bilgisini verdi.AİLE, DURUMU CİDDİ DEMİŞTİVural'ın ailesi konuya dair şu açıklamayı yaptı: "Babamız Kovid-19 tanısı aldığı 19 Kasım tarihinden itibaren tedavi altındadır. Bugün, oksijen ihtiyacının artması üzerine yoğun bakım ünitesinde solunum cihazına bağlı olarak takibi devam etmektedir. Durumu ciddiyetini korumaktadır."  Vural, geçen haziran ayında koronavirüse yakalanmış ve tedavi sürecinin ardından testlerinin negatife dönmesiyle sağlığına kavuşmuştu. AA

Beşiktaş'tan Gökhan Töre'nin sağlık durumuyla ilgili açıklama

Beşiktaş'tan Gökhan Töre'nin sağlık durumuyla ilgili açıklama figure > Beşiktaş Kulübü, Gökhan Töre'nin sağ bacağının alt adalesinde zorlanma tespit edildiğini açıkladı. Beşiktaş Kulübü, Gökhan Töre'nin sağ bacağının alt adalesinde zorlanma tespit edildiğini açıkladı./Archive/2020/11/27/182423354-gkhant.jpgSiyah-beyazlı kulüpten yapılan açıklamada, "Futbol Takımımızın 25 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirdiği antrenmanda, sağ alt baldırında ağrı hisseden futbolcumuz Gökhan Töre'nin Acıbadem Altunizade Hastanesi'nde yapılan MR görüntülemesinde, soleus adalesinde zorlanma (evre 1 strain) saptanmış, sporcumuzun tedavisine sağlık ekibimiz tarafından başlanmıştır." ifadeleri yer aldı. AA

Cumhurbaşkanlığıverileri, Sağlık Bakanlığıverileri ile uyuşmadı: Toplam vaka sayısıazaltıldı!

Cumhurbaşkanlığı verileri, Sağlık Bakanlığı verileri ile uyuşmadı: Toplam vaka sayısı azaltıldı! figure > Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin paylaştığı koronavirüs verileri ile Sağlık Bakanlığına ait verilerin uyuşmadığının anlaşılmasıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin verilerindeki toplam tanı sayısı azaltıldı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin paylaştığı koronavirüs verileri ile Sağlık Bakanlığı'na ait verilerin uyuşmadığının anlaşılmasıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin verilerindeki toplam tanı sayısı azaltıldı.Gerçek Gündem'de yer alan habere göre Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin paylaştığı 'Koronavirüs Dünya Haritası'na göre, Türkiye'nin vaka sayısı 503.783 olarak açıklanırken, Sağlık Bakanlığı'nın dün paylaştığı tablodaki veri ise 474.606 olarak açıklandı.İki verinin birbirini tutmadığının anlaşılması üzerine apar topar değişiklik yapan Cumhurbaşkanlığı, sayıyı Sağlık Bakanlığı'nın sayılarıyla eşitledi.Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin paylaştığı ilk tablo:/Archive/2020/11/27/175502324-2567391080x1264.jpgCumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin düzelttiği ve Sağlık Bakanlığı verileri ile eşitlediği tablo:/Archive/2020/11/27/175648511-256740883x1024.jpg/Archive/2020/11/27/175700042-5fbfd444c9de3d1b6cdc71b9.png cumhuriyet.com.tr

İmamoğlu’ndan Erdoğan’a“Kanalİstanbul”yanıtı

İmamoğlu’ndan Erdoğan’a “Kanal İstanbul” yanıtı figure > Erdoğan’ın, “Kanal İstanbul projesinde sona gelindi. Uluslararası ihaleye çıkacağız” sözlerine ilişkin açıklamalarda bulunan İBB Başkanı İmamoğlu, “Çok net ifade edeyim ki; ‘son’ tanımı doğru. Kanal İstanbul’un sonu gelmiştir. Çünkü, yapılmayacaktır” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İzmit Belediyesi, KİPTAŞ eliyle, ‘Afet Odaklı Sosyal Konut’ üretmek için harekete geçti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, projenin gerçekleştirileceği Arızlı Mahallesi’nde İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile bir araya geldi. Önce projenin temelinin atılacağı araziyi gezen İmamoğlu ve Kaplan, daha sonra aynı noktada KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt ile birlikte kameraların karşısına geçti.“KANAL İSTANBUL YAPILMAYACAK”AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Kanal İstanbul projesinde sona gelindi. Uluslararası ihaleye çıkacağız” şeklindeki sözlerine şöyle yanıt verdi:“Çok net ifade edeyim ki; ‘son’ tanımı doğru. Kanal İstanbul’un sonu gelmiştir. Çünkü, yapılmayacaktır. Vatandaşımızın nezdinde de sonu gelmiştir, dünyanın itibarlı finans kuruluşlarının, itibarlı yapı firmalarının nezdinde de sonu gelmiş bir projedir. Biz, onun proje olarak sonunun gelmesini istiyoruz. Niçin? Çünkü; İstanbul’un sonu gelmesin diye, İstanbul’un geleceği kurtulsun diye. Bu yöndeki faaliyetlerimiz devam edecek.”“İSTANBUL, HER AÇIDAN TÜRKİYE’NİN LOKOMOTİFİ”“Başkanımızla burayı görmek hem tebrik etmek hem de ilişiklimiz nasıl yürüyor, sonrasında aşamalar neler olacak görmek istedik” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:“Önce şunu söylemek lazım: İstanbul, her açıdan Türkiye’nin lokomotifi. İstanbul’da atılacak her adım, gerçekten Türkiye’yi etkiliyor. Başka bir boyutu da İstanbul’un, özellikle Türkiye’nin yakın coğrafyasına çok sıkı bir diyalogla bir ilişki biçiminde olma zorunluluğu var. Neredeyse Bolu’dan başlayın ta Edirne’ye kadar, bir başka ucu Balıkesir-Bursa’dan, yani bir nevi Marmara Bölgesi’nin tümünü etkileyen bir kenttir İstanbul. Trafiğiyle, yaşamıyla, enerjisiyle, üretimiyle, her yönüyle… Burada da en sıkı iletişim oluşturduğu illerin başında Kocaeli geliyor.”“İZMİT DE KOCAELİ’NİN CAN DAMARI”İstanbul ve İzmit’in üretim, sanayi ve kentleşme gibi konularda benzer sorunları yaşadığını kaydeden İmamoğlu, “Su politikaları olsun, enerji politikaları olsun, ulaşım politikaları olsun hep beraber hareket edebilme kabiliyetini geliştirmeliyiz diye, böyle bir ana prensip koyduk ortaya. Burada da en hızlı iletişimi Kocaeli ile kurduk. Bu da aslında bir ihtiyaç. İzmit de Kocaeli’nin can damarı, kalbi. Aslında İzmit de bu büyük şehrin lokomotifi. Bu lokomotifin de gerçekten çok çalışkan, çok istekli ve yöresini çok seven bir belediye başkanı var. Bu da bizim için bir şans. Dolayısıyla bu sağlıklı diyalog biçimi, hızlıca bizi bu sonuca ulaştırdı” dedi.“İYİ İLETİŞİMDE OLMA ZORUNLULUĞUMUZ VAR”“Ama biz, burada kalmak istemiyoruz” diyen İmamoğlu, deprem sorununa değindi:“Deprem, hepimizin öncelikli gündemi, İstanbul’un en önemli gündemi. Bu, Kocaeli için de geçerli. Özellikle burada, deprem adına atılacak her adımda, kentsel dönüşümden bu tarz sosyal konut üretimine varıncaya kadar ve başka konularda da her zaman iyi iletişimde olmak zorunluluğumuz var. Bunu geliştireceğiz. Ve inşallah hem İzmit’i hem İstanbul’u ve yakın coğrafyayı, depremden en az etkilenecek sağlam bir yapıya büründürmenin adımlarını hep birlikte atacağız. Bu konuda bakanlıkla da diyaloglarımız sürüyor. Bu, gerçekten siyaset üstü bir mesele; milli bir mesele. Ben, hatta bağımsızlık sorunu gibi de büyütüyorum meseleyi, ki bu gerçekten de öyle. Analiz edildiğinde herkes, bunu hissedecek. Umarım, Fatma Başkanımızla, İzmit Belediyemizle çok daha güzel işlere imza atmaya devam edeceğiz.”“KAPIMIZ HER PARTİDEN BELEDİYEYE AÇIK”Kapılarının her siyasi partiye ait belediyelere açık olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Bizim kapımızı çalan her belediye ile iş geliştirmek, dayanışma içinde olmak hem İstanbul’umuza yakışan hem de bizim yol yürüyüşümüze yakışan bir anlayıştır. Bunu da altını çizelim. Hiç kimseye kapımız kilitli değil, aksine ardına kadar açıktır. Bunu da buradan duyurmuş olalım” diye konuştu.“PROJENİN ADI, ‘KİPTAŞ İZMİT ÇINAR EVLERİ’ OLACAK”İmamoğlu’nun İBB Başkanı seçildikten sonra, İzmit’e yaptığı ziyarette kendilerine destek sözü verdiği bilgisini paylaşan İzmit Belediye Başkanı Hürriyet ise, projenin adının, belediyelerinin logosundan esinlenilerek, “KİPTAŞ İzmit Çınar Evleri” olacağı bilgisini paylaştı. Pandemi sürecinde kahramanca mücadele veren sağlık çalışanlarına projede öncelik tanıyacaklarını belirten Kaplan, şöyle konuştu:“Üç ay önce bir araya geldik, İBB ekipleriyle beraber. Önce, İzmit’te neler yapabilir diye başlıklar belirledik ve o başlıkların ardından da yavaş yavaş birimlerimiz, projeler için görüşmelere başladı. Üç ay sonra, bu projelerin en önemli ayaklarından olan, ‘Afet Odaklı Sosyal Konut’ projesine, bugün burada ‘Bismillah’ diyerek başlıyoruz. Sayın Başkanı’mız bugün araziyi görmeye geldi. KİPTAŞ, çok hızlı bir şekilde yeri buldu, satın alma işlerine halletti ve projeyi çok hızlı bir biçimde hazırlamış bulunuyor. Bizim için çok önemli ve gurur verici bir iş. Bütün İzmitlilerin huzurunda, Sayın Başkan’ıma ve değerli ekibine, bize kol kanat geldikleri için, bize ağabeylik yaptıkları için teşekkür ediyorum. ‘Güzel işler başaracağız’ demiştik. Biz, buna inandık. Başkanlarımızın desteği ile beraber, İzmit’te, bu bir başlangıç. Çok daha güzel projelerin devamı gelecek.”“TEMELİ ARALIK’TA ATACAĞIZ”KİPTAŞ olarak İzmit Belediyesi ile örnek bir iş birliği gerçekleştirdiklerini belirten KİPTAŞ Genel Müdürü Kurt, bölgede yapacakları sosyal konutların butik tarzda olacağı ifade etti. Kocaeli de yaşayan ve üzerine kayıtlı ev olmayan vatandaşlara yönelik üretecekleri projenin temelini, önümüzdeki Aralık ayı içerisinde atacaklarını aktaran Kurt, “Bugün itibariyle, ilçe belediyelerimizden ruhsatlarımızı aldık. Finans süreçlerini yakın süreçte tamamlayacağız. Talep toplayarak bu süreci yöneteceğiz. Yaklaşık 143 bağımsız birimden oluşan bir proje. Projemizin tüm süreçlerini, şeffaf ve katılımcı bir şekilde yürütmeye çalışıyoruz. Bundan önceki projelerimizi de böyle yaptık. Yeni dönemdeki en büyük anlayışımız; şeffaf olmak ve katılımcı olmak. Anketimiz dün itibariyle sonuçlandı. 10 bin 300’ün üzerinde katılımcının kararlarıyla, özellikle finans kısmında belirleyici unsurlara yakında karar vereceğiz. İzmit’e hayırlı olmasını diliyorum. Bunun da umarım İzmit’in dayanıklı yapı stokunu artırmaya yönelik farkındalık yaratarak, bundan sonra yapılacak diğer sektör temsilcilerine örnek olmasını diliyorum” diye konuştu. cumhuriyet.com.tr

"Palu ailesi" davasıbaşladı

"Palu ailesi" davası başladı figure > Kocaeli'de 12 yıl önce kaybolan ve öldürülerek gömüldüğü ileri sürülen Meryem Tahnal'ın kızı Melike Tahnal'ın Sakarya'da öldürülmesine ilişkin, teyzesi Emine ve eniştesi Tuncer Ustael ile anneannesi Hava ve teyzesi Ayşe Palu'nun yargılanmasına başlandı. /Archive/2020/11/27/174805078-34.jpgKocaeli'de 12 yıl önce kaybolan ve öldürüldüğü ileri sürülen Meryem Tahnal'ın kızı Melike Tahnal'ın Sakarya'da öldürülmesine ilişkin, kamuoyunda "Palu ailesi" olarak bilinen 4 sanığın yargılanmasına başlandı.Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Melike Tahnal'ın başka suçtan tutuklu bulunan teyzesi Emine Ustael ile anneannesi Hava ve teyzesi Ayşe Palu, cezaevindeki SEGBİS arızası nedeniyle katılamadı. Tahnal'ın eniştesi Tuncer Ustael, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.  Duruşmada, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları hazır bulundu.SAVUNMALARA GEÇİLDİKimlik tespiti ve Ferizli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamenin özetinin okunmasının ardından sanık Tuncer Ustael'in savunmasının alınmasına geçildi.Sanık Ustael, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek, Melike Tahnal'ı öldürmediğini öne sürdü.Olay tarihinde Ferizli ilçesinin Kusça Mahallesi'nde yaşadıklarını, Melike'nin de kendileriyle kaldığını, annesi Meryem'in kayıp olduğunu belirten Ustael, "Melike'ye sahip çıktım, yanıma aldım. Onlara sahip çıktığım için Meryem'in eşi olan ve öldürülen Ahmet Tahnal'ın ailesi bana husumetli oldular ve çocuğumu kaçırdılar. Buna rağmen Melike'yi kollamaya devam ettim. Ahmet Tahnal'ın yakınları ben evde yokken Melike'yi almışlar. Savcılığa gittim ve kayınvalideme 'Neden çocuğu verdiniz?' diye bağırdım." ifadelerini kullandı.USTAEL BERAATİNİ İSTEDİUstael, Melike'nin ölü mü sağ mı olduğunu bilmediğini savunarak, "Ancak Kusça'dan alındığını biliyorum. Palu, Tahnal ve Şipşak ailelerinin işlediği suçları öğrendim. Bütün suçları benim üzerime yıkmaya çalışıyorlar. Cinayetlerin gerçekleştirildiğine ilişkin elimde 11 hafıza kartı vardı. Evime bomba attılar, evim kullanılamaz hale geldi. Bu sırada hafıza kartlarını kaybettim, böylece delillerim yok oldu. Melike'yi ben öldürmedim. Şu anda yaşamak da istemiyorum. Zaten ölüm grevine çıktım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum." diye konuştu.MAHKEME ÇELİŞKİYE DİKKAT ÇEKTİMahkeme başkanının, sanığa daha önceki ve mahkemedeki beyanlarının çelişkili olduğunu belirtmesi üzerine Ustael, duruşmadaki ifadesinin doğru olduğunu, yalan beyanda bulunmadığını iddia ederek, "Maktulün öldürüldüğü, Hava ve çocuklarının kefenlediği, beraber gömdüğümüze ilişkin beyanım olmadı." dedi. Söz alan Ustael'in avukatı, sanığın savunmalarına iştirak ettiğini belirterek, eksik hususların giderilmesini talep etti.Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin savunması alındıktan sonra beyanda bulunacaklarını belirterek, eksikliklerin giderilmesini istedi.Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da sanığın savunmalarını kabul etmediklerini, şikayetçi olduklarını belirterek, dosyaya katılmak istediklerini kaydetti.Görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, dosyadaki eksik hususların tamamlanması talebinde bulundu.BİRLEŞTİRME KONUSUNDA MUVAFAKAT İSTENDİ Mahkeme heyeti, Ayşe ve Hava Palu ile Emine Ustael'in SEGBİS ile savunmalarının alınabilmesi için tutuklu bulundukları cezaevine müzakere yazılmasına, maktulün annesi Meryem Tahnal'ın ölümüne ilişkin bu dava sanıklarının Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de yargılandığı ve her iki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunmasından dolayı birleştirme konusunda bu mahkemeden muvafakat istenmesine karar verdi.Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılma talebinin kabulüne de karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 12 Mart 2021'e erteledi.İDDİANAME YER ALAN OLAY VE SUÇLARMelike Tahnal'ın öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, Sanık Tuncer Ustael hakkında "bilinçli taksirle öldürme" suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar ve "usulsüz ölü gömülmesi" suçundan 6 aya kadar hapis cezası isteniyor. Emine Ustael, Hava ve Ayşe Palu'nun ise "usulsüz ölü gömülmesi" suçundan 6 aya kadar hapsi talep ediliyor.Körfez ilçesinde yaşayan Meryem Tahnal 2008'de, kızı Melike Tahnal da 2009'da kaybolmuş, polis ekipleri kayıp kişilerin bulunması için çalışma başlatmış, herhangi bir bulguya ulaşılamamıştı. Kocaeli ve Sakarya'da yapılan kazı çalışmalarında da herhangi bir bulguya rastlanılmaması üzerine çalışmalar durdurulmuştu.Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sonunda, sanık Tuncer Ustael, Meryem Tahnal'a yönelik "canavarca hisle veya eziyet çektirerek ve üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "hürriyeti yoksun kılma" suçundan 4 yıl, "kredi kartının kötüye kullanılması" suçundan 3 yıl olmak üzere toplam 7 yıl hapisle cezalandırılmıştı.Emine Ustael, Hava, İsa, Ayşe Palu, "kasten öldürmeye yardım etme" suçundan 12 yıl altışar ay hapse mahkum edilmişti.Fatih Palu'ya suçun işlendiği tarihte yaşı küçük olduğu için 8 yıl 4 ay hapis cezası verilmiş, tahliye edilmişti.Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını sanıkların aynı avukat tarafından savunuldukları için yargılamada usul hatası yapıldığı gerekçesiyle bozmuş, sanıklar 24 Kasım'da Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar hakim karşısına çıkmıştı. AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter