Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Friday, 08.22.2025, 04:13 AM (GMT)

News - Haberler

İktidar, esnafın borçlarını1 yıl değil 6 ay erteledi,üstelik faiz işlemeye devam edecek

İktidar, esnafın borçlarını 1 yıl değil 6 ay erteledi, üstelik faiz işlemeye devam edecek Kamuoyuna “müjde” diye duyurulan karar, esnafı hüsrana uğrattı. Ödeyemediği kredi taksitlerinin bir yıl faizsiz ertelenmesini talep eden esnaf, yeni kredilerle daha da borçlandırılacak. Esnaf ve sanatkâr, Halk Bankası’na olan kredi borçlarının bir yıl süreyle faizsiz ertelenmesini isterken, hükümet 6 ay süreyle ertelediği borçlara faiz de işletilmesine karar verdi. Borcunu ödeyemeyen esnafın, yeni kredi kullanarak daha da borçlanmasının önü açıldı. TESK Başkanı Bendevi Plandöken, ocak ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a esnafın taleplerini iletmişti. Altı başlık altındaki taleplerden birisi de esnaf ve sanatkârların kredi ve kefalet kooperatifleri aracılığı ile kullandıkları ve ödeyemedikleri kredi taksitlerinin bir yıl süre ile faizsiz ertelenmesi ve kredi kullanamayan esnaf, sanatkârlara en az 1 yıl ödemesiz faizsiz kredi desteği sağlanmasıydı. Erdoğan da bu görüşme sonrasında Halk Bankası tarafından esnaf ve sanatkârlara kullandırılan kredilerin 6 aylık dönemde ödenmesi gereken taksitlerinin erteleneceğini açıkladı. Bu açıklama devletin Anadolu Ajansı tarafından kamuoyuna “müjde” olarak duyuruldu. Ancak “müjde” esnafı hüsrana uğrattı.‘ESNAFI RAHATLATMAZ’Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı kararı dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre:- Salgın nedeniyle işleri veya işletmesi zarar gören esnafın 31 Aralık öncesinde kullandıkları düşük faizli kredilerinden vadesinde ödenmeyen borçları ile 1 Ocak-30 Haziran arasında vadesi dolacak olan borçlar 6 ay ertelenecek. - Taksitlere, bankanın uyguladığı faiz üzerinden faizlendirme yapılacak. - Erteleme dönemi boyunca taksit/ anapara borcu ve tahakkuk edecek faiz, kalan taksitlere eklenecek. - Örneğin esnaf 36 aylık kredi kullandı. Bu kredi borcu 6 ay ertelenecek ancak kredi süresi 6 ay uzamayacak. Borç, mevcut taksitlerin üzerine eklenecek. Esnaf sonrasında ödeyemezse yine icralık olacak. - Bankanın erteleme döneminde uğrayacağı gelir kaybı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bütçeden karşılanacak.Kararı değerlendiren TESK’ten yetkililer, “Esnaf ve sanatkârın ödeyemedikleri kredi taksitlerinin bir yıl süre ile faizsiz ertelenmesini istemiştik. İstediğimiz sıfır faizle bir yıl ertelemeydi. Oysa çıkan karar faizli 6 ay erteleme” değerlendirmesini yaptı. Düzenlemenin çözüm olmayacağına işaret eden TESK temsilcileri, “Örneğin bir kahvehane düşünün. Kredi kullanmış. Borcunu ödeyememiş. Salgın nedeniyle de kapalı. Para kazanamıyor. Ancak borç faizinin üzerine faiz binmeye devam ediyor. Bu düzenleme esnafı rahatlatmaz” diye konuştu. Mustafa Çakır

Mutasyon ve aşıdaki sorunlar, beklentileri tersineçevirdi

Mutasyon ve aşıdaki sorunlar, beklentileri tersine çevirdi Yayılan mutasyon nedeniyle getirilen seyahat kısıtlamaları ve aşılamada yaşanan sorunların da etkisiyle 2021 yazı ile ilgili daha önce olumlu yöndeki beklentiler tersine dönmeye başladı. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) Baş Ekonomisti Brian Pearce, yazın hava trafiğinin açılacağına ilişkin umutsuz olduklarını söyledi. 2021 yaz beklentilerini aşağı çekerek revize eden IATA, 2021’deki trafiğin, 2019’daki düzeylerin ancak yüzde 50’sine ulaşılabileceğini tahmin etti.Pearce, bunun nedenlerini şöyle anlattı: “Riski artıran sadece aşıların üretim ve dağıtımındaki zorluklar değil, aynı zamanda yeni mutasyonlara karşı hâlâ etkili olup olmayacakları sorusu. Dünyanın büyük bir bölümünde, en erken 2022’ye kadar, Hindistan ve Rusya’da sürü bağışıklığı beklenmiyor. AB, ABD, Kanada ve İngiltere’de de eylül ayından önce bu yönde bir gelişme beklenmiyor.” cumhuriyet.com.tr

Türk Telekom 2021 yatırımöngörüsünü7.7 milyar TL olarak belirledi

Türk Telekom 2021 yatırım öngörüsünü 7.7 milyar TL olarak belirledi Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal, pandemiyle internet talebinin Türkiye’nin her yerine dağıldığını, gelen taleplerin yüzde 95’ini karşıladıklarını, ama bazı kırsal yerlerdeki talepleri karşılamakta zorlandıklarını söyledi. Önal, Türk Telekom’un 2020 finansal sonuçlarını Sapanca’da açıkladı. Buna göre şirket, 2020’yi yüzde 20 gelir artışıyla kapattı. Toplam geliri 28.3 milyar TL’ye ulaşan Türk Telekom’un net kârı 3.2 milyar TL oldu. 2020’de 2.6 milyon net abone kazanımıyla toplam abone sayısı 50 milyonu aştı. 2020’de 6.7 milyar TL yatırım yapan şirket, 2021 yatırım öngörüsünü yaklaşık 7.7 milyar TL olarak belirledi.Önal, geçen yıl 9 bin kişiyi, bu yılın ocak ayında da 500 kişiyi işe aldıklarını, toplam çalışan sayılarının 35 bine çıktığını ifade etti. Özel İletişim Vergisi’nin yüzde 7.5’ten yüzde 10’a çıkarılmasıyla ilgili olarak da Önal, bunu operatörlerin kendi içinde yönetmesinin zor olduğunu, bunun için çalışma yaptıklarını, faturalarda yaklaşık yüzde 2 artışa gidilebileceğini aktardı. Şehriban Kıraç

Son YAŞ’ta terfi ettirilen‘FETÖitirafçısıGeneral Serdar Atasoy’u kim korudu’tartışması

Son YAŞ’ta terfi ettirilen ‘FETÖ itirafçısı General Serdar Atasoy’u kim korudu’ tartışması Tuğgeneral Serdar Atasoy’un FETÖ itirafçısı olması, YAŞ’taki terfilerin belirlenme yöntemini tartışmaya açtı. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, yaşananları “terfi ve tayinlerde AKP teşkilatlarının etkili hale gelmiş olmasının yansıması” olarak değerlendirdi. Son Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısı kararıyla tuğgeneralliğe terfi ettirilen Serdar Atasoy’un FETÖ üyesi olmak iddiasıyla gözaltına alınmasından sonra itirafçı olması, YAŞ’ta terfi ve tayinlerin belirlenme yöntemi ile FETÖ’yle mücadele konusunda tartışma yarattı. Ortaya çıkan tabloyu “terfi ve tayinlerde AKP teşkilatlarının etkili hale gelmiş olmasının yansıması” olarak değerlendiren emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “FETÖ ile mücadele ideolojik boyutta yapılmadığı için gizlenmek isteyenler başka bir tarikat maskesi takabilirler. Dolayısıyla ideolojik berraklığı olmayan bir mücadelenin hata yapması kaçınılmazdır” diye konuştu.YAŞ kararıyla 30 Ağustos 2020 tarihi itibarıyla tuğgeneralliğe terfi ettirilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na atanan, ancak bu göreve başlatılmadan emekliye ayrılan Serdar Atasoy, 27 Ocak’ta FETÖ soruşturmasında gözaltına alınmış, Atasoy’un etkin pişmanlıktan yararlanarak örgütsel geçmişine ilişkin tüm bildiklerini anlattığı ortaya çıkmıştı. Atasoy, ifadesinde 1988’de örgüte girdiğini, 1996 yılında teğmen rütbesini Fethullah Gülen’in taktığını, 2003 yılındaki kurmaylık sınav sorularının kendisine önceden verilerek bu sınavı kazandığını itiraf etmişti.FETÖ üyeliği suçlamasıyla yürütülen soruşturmada itirafçı olan Atasoy’un son YAŞ toplantısında albaylıktan generalliğe terfi ettirilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevine atanmış olması tartışma yarattı. Konuyla ilgili Cumhuriyet’e konuşan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “Bu kişiyi kim atadıysa, kim getirdiyse yanlış yapmış olduğu çok açık. Bu konuda idari bir sürecin işlemesi de beklenmeli tabii, bu önerinin nereden geldiği, kimin empoze ettiğine bakılması gerekiyor” dedi.Son YAŞ toplantısında 700’den fazla albayın emekli edildiğine dikkat çeken Yavuz, “Son YAŞ toplantılarında çok kıymetli subaylar emekli edildi. Bir yandan bu subaylar emekli edilirken diğer taraftan daha üst düzeylere şaibeli isimlerin gelmesi tesadüf müdür, yoksa birileri hâlâ çalışıyor mu, bu soruların yanıtlanması gerekiyor” diye konuştu.Yavuz, YAŞ’ta yapılan atamalardaki karar mekanizmasında iktidarın etkili olduğunu belirterek “AKP, ağırlıklı olarak kendi il-ilçe teşkilatlarından isimler belirleyerek terfileri sağlıyor. Eskiden de önceden bir çalışma yapılırdı, aylarca tartışılırdı, çeşitli anketler düzenlenirdi. Ama şimdi bunları ağırlıklı olarak AKP teşkilatı yapıyor. Türkiye’de asker ve siyaset karşılıklı zeminlerde konuşmaktan ziyade bir tarafın talimatları doğrultusunda yürütülüyor. Asker ve siyaset meselesinde tersine bir vesayet işlemeye başladı. Geçmişte yapılan eleştirilerin şimdi tam tersini yaşıyoruz. Terfi ve tayinlerde AKP teşkilatlarının giderek daha çok etkili hale gelmiş olmasının bu tür yansımalarını göreceğiz” değerlendirmesini yaptı.‘İDEOLOJİK MÜCADELE YOK’FETÖ ile mücadelenin ideolojik boyutta yapılmadığını vurgulayan Yavuz, “FETÖ’yü çökertmek için bir mücadele yapılıyor, fakat bu mücadele ideolojik berraklıkla yapılmıyor. FETÖ’yü devletten atmaya yönelik doğru işler var, fakat ideolojik bir mücadele olmadığı için başka tarikatlara, cemaatlere alan açılıyor. Dolayısıyla dindar görünme bir ön kabul olarak ortaya çıktığı için bu tür maske takanların işi kolaylaşıyor. Çünkü gizlenmek isteyenler kolaylıkla başka bir tarikat maskesi takabilirler. Tarikat zihniyetiyle mücadele diye bir kavram yok ortada” dedi. Ordu, yargı, Emniyet başta olmak üzere devlet memurlarının kendi yasal amiri dışında başka bir merkezden emir alamayacağını belirten Yavuz, “Orduda asker komutanından emir alır, asker de meşru siyasi iradenin emrinde hareket etmek durumundadır. Fakat tarikat mensubu bir kişi dışarıdan emir alır. İdeolojik berraklığı olmayan bir mücadelenin de hata yapması kaçınılmazdır. Bu da bu tür sorunların daha da çok yaşanabileceği ihtimalini ortaya çıkartıyor. Bu durumun sadece bu vakayla sınırlı olduğunu da düşünmüyorum” diye konuştu. Hüseyin Hayatsever

Yeni neslin‘ebru’daki başarısı: SeraÇamaş

Yeni neslin ‘ebru’daki başarısı: Sera Çamaş Evlerinin alt katında bulunan sanat atölyelerinde ebru yapmaya başlayan Sera Çamaş’ın eserleri uluslararası bir sanat fuarı olan Contemporary Venice kapsamında, Palazzo Albrizzi-Capello’da sergilenecek. Ülkemizin geleneksel sanatlarından ebru ile çocuk yaşta tanışan Sera Çamaş’ın eserleri, uluslararası bir sanat fuarı olan Contemporary Venice kapsamında, Palazzo AlbrizziCapello’da sergilenecek. Çamaş, yaptığı ebruları kolaj tekniğiyle bir araya getirerek suyun üstünde yapılan geleneksel bir sanata yeni bir yorum ve çağdaş bakış açısı kazandırıyor. 16 yaşındaki genç sanatçının eserleri 1-21 Şubat tarihleri arasında sergilenecek. Çamaş ile ebru sanatını konuştuk.- Neden ebru sanatı? Ebru sanatı sizin için ne ifade ediyor?Ebru sanatı, benim annemin Mimar Sinan’da öğrendiği, dedemin emekli olduğunda başladığı sanat dalı. Evimizin altında sanat atölyemiz var, orada ben doğduğumdan beri topraktan ebru boyaları at kılından gül dalından fırçalarla tamamen geleneksel yöntemlerle ebru yapılıyor. Ben 5 yaşımdan beri de dedem ve annemle beraber çoğunlukla çocuklara ‘Dededen Toruna Ebru’ atölyeleri düzenliyoruz. Ebru suyun üzerinde yapılan bir baskı tekniği aslında. Herkes ebruda laleler karanfiller gibi desenler yapıyordu, bana annem de dedem de özel olarak ebru sanatı böyle yapılır diye öğretmedi, dedem daha geleneksel desenleri çalışıyor, annem tamamen başka desenler yapıyor, bense onlardan tekniği görüp kendi yapmak istediklerimi yaptım. İlk başta kediler kuşlar, çocuk suratları yapıyordum, sonra kolajlar yapmaya başladım. Sanırım ebruya büyük yaşta başlayınca insanların kafasında bin yıllık bir sanat olduğu için nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir format oluyor ama o bende yoktu, bu da geleneksel bir sanata daha özgürce yaklaşmamı sağladı.- Palazzo Albrizzi-Capello’da sergi süreçi nasıl gelişti?NY merkezli bir sanat ajansı olan Hubdesign ebrularımı uluslararası platformda temsil ediyor. Pandemi olmasa Londra ve New York’ta ufak bir kişisel sergi planlanıyordu. Pandemi nedeniyle kişisel sergi ertelenince Contemporary Venice ve Canvas London’a başvurduk ve ebrularım sergilenmeye hak kazandı. Yaptığım çalışmaların yurtdışında sergilenecek olması inanılmaz heyecan verici ve güzel bir his.- Daha 16 yaşındasınız ama çocuklar için sosyal sorumluluk projeleri de yapıyorsunuz.Ben zaten dedem ve annemle 5 yaşımdan beri çocuklarla, çoğunlukla da eğitimde dezavantajlı (zannedilen) gruplarla Dededen Toruna Ebru atölyeleri yapıyordum. 13 yaşımda KODA’nın davetiyle Harran’a Dededen Toruna Ebru atölyesi yapmaya gittiğimizde, kolay taşındığı için ukulelemi alıp gittim, çocukların müziğe olan ilgisini görmemle sürdürülebilir müzik eğitimi sağlamak istedim ve Köy Okullarına Müzik projemi başlattım, enstrüman toplayıp gönderdim veya kendim götürüp çocuklara notaları anlattım, klasik müzik dinlettim ve hepsine tek tek ukulele ve org çaldırdım, çocuk koroları kurdum. Ebru doğduğumdan beri doğduğum aile ve ortam sayesinde, müzik de 6 yaşımda konservatuvara girdiğim için benim normal hayatımın parçası gibi ikisi de çok sevdiğim şeyler ve bunlar sayesinde birilerine dokunmak, yüzlerinde ışık yandığını görmek o kadar güzel bir duygu ki sürekli yapmak istiyorsunuz. Sanal Orman da ağaçların kesilmesi ve orman yangınlarına karşı çocuklara ağaçların önemini anlatmak ve büyüklere ağaçların hepimizin olduğunu hatırlatmak için sosyal medyada başlattığım ve 25 bin ağaçlık gerçek bir ormana dönüşen proje. Yani aslında yaptıklarımı proje olarak planlamıyorum, ihtiyaç gördüğüm konuda çözüm için harekete geçiyorum sonradan adı proje oluyor.- Ülkemizde tüm çocukların nasıl bir eğitim almasını isterdiniz?Çocukların sadece eğitimde değil, tüm konularda eşit haklara sahip olması, ve bizim bunun için çabalamamız gerekiyor. Eğitim özelinde söylemem gerekirse, köylere gidip birleştirilmiş sınıfları ve teknik imkânsızlıkları görünce eğitimde fırsat eşitliği için elinizden geleni yapmak istiyorsunuz. Yapılacak çok şey var ama bizde de yapacak güç var. Herkesin elinden geldiği kadar bir ucundan tutması, hiçbir şey yapamıyorsa sorunla ilgili farkındalık yaratmak için destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Öznur Oğraş Çolak

Atıklar derelere karışıyor, bakanlık ceza kesti ama değişen birşey yok

Atıklar derelere karışıyor, bakanlık ceza kesti ama değişen bir şey yok Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, demir madeninin Ayvalık’a zarar verdiğini belirterek “Ayvalık güzellikleriyle anılan bir yer. Çevre kirliliğiyle anılsın istemiyoruz” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Balıkesir’in Ayvalık ilçesi ve çevresinin su kaynağı olan Madra Barajı’na sadece 2,75 kilometre mesafedeki Karaayıt Köyü’nde faaliyet yürüten demir madeninin atık havuzu ve pasaların dereye akmasıyla ilgili 270 bin lira para cezası kesti. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin cezanın ardından kirliliğin hâlâ dereye akmaya devam ettiğine dikkat çekerek “Yaşam alanının, evlerin dibinde. İnsanlar o madenle birlikte yaşıyor. Biz buranın kapatılmasını istiyoruz” diye isyan etti.Bölge sakinlerinin kapatılması için uzun zamandır mücadele ettiği Bilfer Madencilik’in atık havuzu ve pasaları geçen günlerde yoğun yağışla beraber dereye aktı. Kirliliğin Madra Barajı’na karıştığı belirtildi. Gerekli tedbirleri almadığı belirlenen işletmeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 270 bin lira idari para cezası uygulandığı ve firma hakkında çevreyi kirletmekten dolayı suç duyurusunda bulunulduğu duyuruldu.BURADA İŞİ NE?Gazetemize konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin madenin köye sadece 50 metre uzaklıkta olduğunu belirterek “Yıllardır burada bir sıkıntı var. 2019 yılında genişleme alanı yapmak istediler. Köylülerle buna izin vermedik. Şu an var olan işletmeyle ilgili geçmişte haklar alınmış. Pasa dedikleri bir alan var. Bu alan dere yatağının dibinde. Dağ haline gelmiş. Dibinde bir metrelik duvar var. Yağmur ve rüzgârla o duvarı aşmış. Duvardan dereye doğru akıyor. O pasalar demir elde edebilmek için kimyasal kullanarak ortaya çıkmış bir atık. Şu an bu atık akmaya devam ediyor. Kül gibi bir toprak. Hâlâ akıyor” diye konuştu. Barajın zeytinlikleri, bağ ve bahçe sulamada kullanıldığını anlatan Ergin özetle şu ifadeleri kullandı:“Kirlilik yağmur sularıyla beraber belki yeraltı sularına da karışıyordur. Köyün tam dibinde. Yazın inanın köyün içi ve çevresindeki ağaçlar, bitkiler tamamen toza bulanmış durumda oluyor. O kadar yakın köye. Köydeki hayvancılığa kadar etki ediyor. Bu bölge su kaynaklarına yakın bölge. O madenin burada ne işi var?” Hazal Ocak

Cumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 05Şubat 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları

Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 05 Şubat 2021 tarihli okur dayanışması ilanları Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/2/5/030820773-ana.png/Archive/2021/2/5/030832867-1.png cumhuriyet.com.tr

ABD Dışişleri Bakanlığı, Soylu'nun iddiasına yanıt verdi: 15 Temmuz'un arkasında ABD'nin olduğu iddiası'temelsiz ve gerçek dışı'

ABD Dışişleri Bakanlığı, Soylu'nun iddiasına yanıt verdi: 15 Temmuz'un arkasında ABD'nin olduğu iddiası 'temelsiz ve gerçek dışı' ABD Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "15 Temmuz'un arkasında Amerika var" sözlerinin ardından yaptığı açıklamada, 15 Temmuz 2016'da meydana gelen darbe girişiminde Washington'un rolü olmadığını kaydetti. Getty ImagesABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned PriceABD Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "15 Temmuz'un arkasında Amerika var" sözlerinin ardından yaptığı açıklamada, 15 Temmuz 2016'da meydana gelen darbe girişiminde Washington'un rolü olmadığını kaydetti.ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, Washington'ın Türkiye'deki darbe girişimini derhal kınadığı belirtilerek, "Üst düzey Türk yetkililerin tersi yöndeki açıklamaları bütünüyle yanlıştır" ifadeleri kullanıldı.Bakanlık Sözcüsü Ned Price imzasıyla yapılan açıklamada ayrıca, "ABD'nin Türkiye'deki gelişmelerden sorumlu olduğuna yönelik bu ve benzeri temelsiz ve sorumsuz iddialar, Türkiye'nin ABD ile NATO müteffiki ve stratejik ortak olma statüsüyle çelişmektedir" denildi.İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon yayınında, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD'nin olduğunu ileri sürmüştü.SOYLU NE DEMİŞTİ?İçişleri Bakanı Soylu, Haber Global'de katıldığı bir programda, "15 Temmuz'un arkasında sadece FETÖ yok, ABD var" iddiasını dile getirdi. Soylu ertesi gün yaptığı açıklamada da "Amerika'nın 15 Temmuz'un arkasında olduğu apaçık ortada. Onların talimatıyla bunu icra eden de FETÖ idi" demişti.Soylu'nun ifadeleri şu şekilde:"Ne kastettiğim belli, yaptığım açıklamanın hemen arkasından söylüyorum. 15 Temmuz'un hemen ardından 24 saat geçmeden 16 Temmuz günü saat 16.00-17.00 gibi Kahraman Kazan'a, şehitlerin cenazesine giderken, telefonda televizyonlara açıklama yaptım. 'Bu darbenin arkasında Amerika vardır' dedim.Getty ImagesSoylu, 15 Temmuz'un arkasında ABD'nin olduğuna ilişkin iddialarına açıklama getirdi."Biz 1960 darbesinin arkasında Amerika olduğunu uzun yıllar sonra dönemin İngiliz belgelerinden öğrendik. 1980 darbesinin arkasında Amerika olduğunu, 'Bizim çocuklar başardı' sözünden sonra anladık. 28 Şubat'ın arkasında kimler olduğu belli. Ben 20-30 yıl geçmeden bu darbenin arkasında Amerika olduğunu söyleyip tarihe bir not olarak bıraktım. Bugün değil, 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 24 saat geçmeden söyledim. Ondan sonra ben İçişleri Bakanı oldum. İçişleri Bakanı olduktan sonra Amerika'nın etkin olduğu her yerde FETÖ olduğunu gördüm.'AMERİKA'NIN OLDUĞU APAÇIK ORTADA'"Amerika'nın 15 Temmuz'un arkasında olduğu apaçık ortada. Onların talimatıyla bunu icra eden de FETÖ idi. Uluslararası desteğe örnek vereyim: Interpol bir tane başvurumuzu kayda almıyor. Yüzlerce başvurumuzu kabul etmediler. Biz de artık Interpol'e yazmıyoruz bile çünkü onları koruyorlar. Uluslararası sistem bunun arkasında olmasa, bunu korumasa ayakta kalabilirler mi? Cinayete kim azmettirdiyse katili de o korur. Azmettiren adamını koruyor."SOYLU'NUN 2016'DAKİ İDDİALARI VE ABD'NİN YANITI15 Temmuz darbe girişiminin nasıl gerçekleştiğine ilişkin o günden bu yana pek çok soru yanıtsız kalırken, ABD'nin 15 Temmuz sürecindeki pozisyonuyla ilgili iddialar siyasetin önemli tartışma başlıkları arasında yer almaya devam etti.Darbe girişiminin ertesi günü, o dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Süleyman Soylu sosyal medyada "Darbenin arkasında ABD var" şeklinde mesajlar paylaşmıştı.Soylu girişimin hemen ardından Habertürk televizyonuna yaptığı açıklamada da, "Darbenin arkasında Amerika Birleşik Devletleri var. Oradan yayınlanan birkaç dergi, birkaç aydır faaliyette bulunuyordu. ABD bize Gülen'i vermek zorundadır" demişti.Dönemin ABD Genelkurmay Başkanı General Joseph Dunford, 2016 yılının Ağustos ayında Türkiye'ye ziyaretinde, temaslarının olumlu geçtiğini ve Türk yetkililerin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili ABD'yi suçlamadıklarını söyledi.Dunford'ın ziyaretine ilişkin New York Times, Washington Post ve ABD Savunma Bakanlığı'nın sitesinde yer alan haberlerde, 15 Temmuz darbe girişimin ardından Türkiye'de ABD karşıtı duyguların yükseldiği ve Türk tarafının ABD'nin bu girişimde rol oynadığı yönündeki iddiaları hatırlatılmıştı.Dönemin ABD Başkanı Barack Obama ise, ülkesinin 15 Temmuz'daki darbe girişiminden önceden haberi olduğu, hatta girişimde rol oynadığına yönelik haberlerin, kesinlikle yanlış olduğunu söylemişti. BBC Türkçe

Fransa'da bir kadın yıllardır 'yaşadığınıkanıtlamaya'çalışıyor

Fransa'da bir kadın yıllardır 'yaşadığını kanıtlamaya' çalışıyor Fransa'da resmi kayıtlara yanlışlıkla ölü olarak kaydedilen ve varlıklarına el konmaya çalışılan bir kadın, tam üç yıldır ölmediğini kanıtlamaya çalışıyor. AFPFransa'da resmi kayıtlara yanlışlıkla ölü olarak kaydedilen ve varlıklarına el konmaya çalışılan bir kadın, tam üç yıldır ölmediğini kanıtlamaya çalışıyor.Jeanne Pouchain'ın garip ama büyük bir sorunu var: Resmi kayıtlarda ölmüş görünüyor ve üç yıldır yaşadığını kanıtlamaya çalışıyor. Özellikle de ödenmemiş borçları olduğu iddiaları üzerine yetkililerin malına mülküne el koymaya girişmesinden beri sürekli bir korku içinde yaşıyor.Jeanne Pouchain, "Sorunum, ölmüş olduğumun ilan edilmesi" diyor.İnanması zor gelebilir ama Lyon yakınlarında yaşayan 58 yaşındaki kadının başına gelen tam da bu.Kimlik belgesi ve sürücü ehliyetinin süreleri dolup yenilenmeyince, sosyal güvenlik numarası ve sağlık sigortası da iptal edilmiş."Ölüyüm. Mahkemelere göre ölüyüm, resmi kurumlara karşı ölüyüm. Herkes beni ölü sayıyor" diyen Pouchain yerel bir televizyon kanalına konuştu."Cehennemi bir döngüye düştüğüm hissini yaşıyorum. Artık dışarı çıkmıyorum çünkü gözaltına alınırsam, bir sorun yaşarsam neler olabileceğini bilmiyorum. Alışveriş yapmam gerekiyorsa kapanış saatine yakın kafamı eğerek çabucak ihtiyaçlarımı alıp çıkıyorum."Evin birçok ihtiyacını eşinin karşıladığını arabayı da onun kullandığını söyleyen Pouchain "Sabah kalkıyorum. Günün geçmesi için sabırsızlıkla bekliyorum" diye ekledi.Bu yeni bir sorun da değil. Jeanne Pouchain üç yıldır ölü görünüyor.AFPJeanne, artık hayatta olmadığını söyleyen belgelerden birisini gösteriyor.ÖLÜ MÜ DİRİ Mİ?Tabii kayıtlara göre artık hayatta sayılmadığını öğrenmek onun için büyük bir şok olmuş."Lyon Temyiz mahkemesinin bir kararıyla artık hayatta olmadığımı keşfettim" diyor."Mahkeme ilamını getiren görevliler bana 'merhum' Jeanne Pouchain'den söz ettiler. Belgeleri açıp baktığımda, gerçekten de ölmüş olduğumu anladım."MAHKEME KARARIGetty ImagesFransa'da Temyiz MahkemesiYanlışlıklar silsilesinin, eski bir çalışanının Jeanne Pouchain'i dava etmesiyle başladığı anlaşılıyor.Pouchain'in yıllar önce açtığı temizlik şirketinde çalışan bir kişi bundan neredeyse 20 yıl önce işten çıkarıldığı için tazminat davası açmıştı.Dava Fransız yargı sisteminin karmaşık yapısı içerisinde oradan oraya gönderilirken uzun yıllar geçti ve en son gittiği Lyon'daki mahkeme 2017 yılında bu kişiye tazminat ödenmesini kabul etti.Fakat Jeanne Pouchain bütün bu zamanlar içerisinde kendisine hiçbir zaman bir duruşma çağrısı ya da davayla ilgili bilgi gelmemiş olduğunu dolayısıyla tazminat kararına ya da "ölmüş bir kişi" olarak yeni statüsüne itiraz etmesinin mümkün olmadığını söylüyor.Böyle olunca da ölü olduğu varsayılarak, eski çalışanına vermesine hükmedilen 17 bin dolar değerindeki tazminat, kocası ve oğlundan tahsil edilmeye çalışılmış.Ama mahkeme kararının tek sonucu mali değil.Jeanne Pouchain'in hayatı tamamen alt üst olmuş."Birisi kapıyı çalsa, korkup saklanıyorum. Daha hangi kötü haberler gelecek bilmiyorum" diyor.'SADECE İKİ KERE YAŞANIR'AFPJeanne üç yıldır "yasal olarak" ölü görünüyor.Üç yılı aşkın zamandır Pouchain Fransız makamlarını hayatta olduğuna inandırmaya ve yasal olarak tekrar kayıtlara geçmeye çalışıyor."Devletin bana kimliğimi geri vermesini istiyorum. Kimliğim elimden alındı. Hayatımı, ailemi, kocamı, oğlumu, sosyal çevremi geri istiyorum" diyor.Geçen hafta Pouchain'in avukatı bir mahkemeye, Fransız yargı sisteminde gerçek dışı kayıtların kullanıldığı şikayetiyle başvurdu.Avukatları buradan hareketle, Pouchain'in ölü olduğuna ilişkin olarak dava dosyasına konulan belgenin geçersizliğini kanıtlamayı ve daha önce onun ölmüş olduğu varsayımına dayanarak verilmiş kararın da iptalini sağlamaya çalışıyor.NASIL OLABİLDİ?ReutersLyon Temyiz mahkemesinin kararı.Bu hatalar zincirinin tam olarak nasıl başladığı konusunda herkes farklı bir şey söylüyor.Pouchain'in avukatı Sylvain Cormier AFP haber ajansına yaptığı açıklamada "eski çalışanı onun öldüğünü iddia etti ve herhangi bir kanıt sunmadığı halde herkes ona inandı" diye konuştu.Tazminat davasını açan kişi ise henüz basına konuşmuş değil ve kimliği de açıklanmadı ama avukatı Pouchain'in başına gelenlerde sorumluluğu olduğunu söylüyor.Davacının avukatının iddiasına göre Pouchain tazminat ödemekten kaçınmak için ölmüş gibi yaptı ve mahkeme celplerine cevap vermedi.Sorumlusu kim olursa olsun kesin olan Jeanne Pouchain'in üç yıldır ölmüş göründüğü.Ama olumlu bir haber de almış. Başvurduğu resmi dairelerden biri ona, kendisini artık yaşıyor gösterdiklerini bildirmiş.Jeanne Pouchain bunu "yeniden doğuşu" olarak tanımlıyor. BBC Türkçe

İngiltere'de Covid-19 aşısının ilk dozunu yaptıranların sayısı10 milyonu aştı

İngiltere'de Covid-19 aşısının ilk dozunu yaptıranların sayısı 10 milyonu aştı İngiltere'de yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısının ilk dozunu yaptıranların sayısının 10 milyon 490 bin 487'ye ulaştığı bildirildi. Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere göre, son 24 saatte 20 bin 634 Covid-19 vakası tespit edildi, vaka sayısı 3 milyon 892 bin 459'a çıktı.Son 24 saatte 915 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle ülkedeki can kaybı 110 bin 250'ye yükseldi. İngiltere, Avrupa'da Covid-19 nedeniyle en çok ölümün görüldüğü ülke olmaya devam ediyor.Covid-19 aşısının ilk dozunu yaptıranların sayısı 10 milyon 490 bin 487'ye ulaştı, bunlardan 501 bin 957'sine ikinci doz aşı uygulandı.Ülkede 31 bin 670 kişinin hastanelerde tedavisi sürüyor, bunlardan 3 bin 625'i yoğun bakımda bulunuyor.İngiltere Başbakanı Boris Johnson Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ülkedeki her 5 yetişkinden 1'ine Covid-19 aşısının ilk dozunun yapıldığını bildirdi.Johnson, "Her Covid-19 aşısı bizi salgını yenmeye yaklaştırır. Bu nedenle Ulusal Sağlık Servisi (NHS) tarafından yapılan aşı çağrılarında öne çıkın." ifadesini kullandı.Sağlık Bakanı Matt Hancock basına yaptığı açıklamada, aşılamada ilk kritik eşiği aştıklarını, öncelikliler listesinde yer alan ilk 4 grubun 15 Şubat'a kadar aşılanması hedefinde yürüdüklerini ve herkesin aşı olmasını sağlamak için hızlı hareket edeceklerini belirtti. cumhuriyet.com.tr

Trump, Senatodaki azil yargılamasında ifade vermeyecek

Trump, Senatodaki azil yargılamasında ifade vermeyecek ABD'de, 6 Ocak'taki Kongre baskını nedeniyle azil istemiyle Senatoda yargılanacak önceki Başkan Donald Trump'ın avukatı, Trump'ın Senatoda ifade vermeyeceğini açıkladı. 6 Ocak'taki Kongre baskınının ardından azil istemiyle gelecek hafta Senatoda yargılanacak Trump'la ilgili süreç devam ediyor.Trump'ın avukatı Jason Miller, eski ABD Başkanı'nın Senatodaki yargılamada yemin altında ifade vermesini isteyen Demokratlara kesin bir şekilde red cevabı verdi.Miller, Senatodaki yargılama sürecinde "savcılık" görevi görecek Demokrat vekillerin Trump'a yaptıkları ifade çağrısının "komik" olduğunu savunarak, "Başkan anayasal olmayan bu süreçte ifade vermeyecektir." açıklamasını yaptı.Senatodaki süreçte "savcılık" görevi görecek Demokrat vekiller, Trump'ın avukatlarına resmi bir mektup göndererek eski Başkan'ın "yemin altında" ifade vermesi çağrısı yapmıştı.SENATODAKİ AZİL YARGILAMA TAKVİMİBiri polis toplam 5 kişinin hayatını kaybettiği Kongre baskını konusunda Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesi, 14 Ocak'ta Temsilciler Meclisinde kabul edilmişti.ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer, Trump'ın Senatodaki yargı sürecinin 8 Şubat haftasında başlayacağını duyurmuştu.Trump'ın ön duruşma dosyasına ilişkin tüm belge ve delillerini 8 Şubat'a kadar sunmasını gerektiren takvime göre Trump'ın azil istemiyle Senatodaki yargılanmasına 9 Şubat Salı günü başlanabilecek.Trump'ın suçlu bulunabilmesi için 100 sandalyeli Senatoda en az 3'te 2 çoğunluğun, yani 67 senatörün, Trump aleyhinde oy kullanması gerekiyor. Her iki partinin de 50'şer sandalyeye sahip olduğu Senatoda Trump'ın suçlu bulunmasına oldukça düşük ihtimal olarak bakılıyor. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter