News - Haberler
CHP’li Oğuz Kaan Salıcıistifalarıdeğerlendirdi
CHP’li Oğuz Kaan Salıcı istifaları değerlendirdi CHP’li Salıcı, 3 milletvekilinin istifasının ardından partiden kopuş olmadığını söyledi. “Kimsenin istifa etmesini istemeyiz. İstifalar mücadeleyi zayıflatır” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, 3 milletvekilinin partiden istifasına ilişkin Cumhuriyet’e konuştu. Salıcı, CHP’nin “yaklaşık 1 milyon 300 bin üyeye sahip”, “yaşayan bir organizma” olduğunu belirterek, “Her gün aramıza yeni katılanlar oluyor, vefat ve farklı gerekçelerle ayrılanlar oluyor. Bu çerçevede 3 milletvekilini takip eden bir örnek olmadı’’ ifadelerini kullandı.Salıcı, Yalova’da 350 kişinin istifa ettiği yönündeki haberlere ilişkin de “İl başkanımız bunu açıkladı. Partiden ayrılan üye sayısı iddia edildiği gibi 350 değil, 19’dur” dedi. Kimsenin CHP’den istifa etmesini istemediklerini söyleyen Salıcı, “İstifa tek taraflı bir müessese. Parti içerisinde kimse, “üyelerimiz iyi ki gittiler” demez, böyle bir bakışımız olamaz” ifadelerini kullandı.CHP’nin iktidarın yaratmış olduğu Türkiye tablosunu değiştirmek için mücadele ettiğini belirten Salıcı, “Bizim esas mücadele alanımız burası ve bunun farklı yere kaymasını istemiyoruz. İstifalar bu mücadeleyi zayıflatır, kimsenin istifasını istemeyiz. Yanlış anlaşılmalar, kırgınlıklar olabilir. Bunların konuşularak tamir edilmesinden yanayız” diye konuştu. Erdem SevgiErdoğan’ın, Asiltürk ile görüşmesinde‘yeni anayasa’nın da gündeme geldiği belirtiliyor
Erdoğan’ın, Asiltürk ile görüşmesinde ‘yeni anayasa’nın da gündeme geldiği belirtiliyor Erdoğan-Asiltürk görüşmesinde yeni anayasa da gündeme geldi. SP’nin anayasa için Cumhur İttifakı’na destek vermesi durumunda, Millet İttifakı’nda “ayrışma yaşanacağı”, iktidarın İYİ Parti’ye de “anayasa resti çekeceği” belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi (SP) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ile yaptığı görüşmede “yeni anayasa çalışmalarının da gündeme geldiği ve Erdoğan’ın Milli Görüş cephesinden bu konuda destek istediği” belirtiliyor. SP’nin yeni anayasa çalışmaları kapsamında Cumhur İttifakı’na destek vermesi durumunda, Millet İttifakı bileşenlerinde “ayrışmalar yaşanacağına” dikkat çekilirken, iktidarın SP’nin ardından İYİ Parti’ye de “anayasa resti çekeceği” ifade ediliyor. Öte yandan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ise “doğrudan laiklik üzerine” bir ifade kullanmaması, bunun yerine “tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet” diyerek, daha önce partileri bu gerekçeyle kapatılan SP’yi, Milli Görüşçüleri, ürkütmemek olduğu belirtiliyor. Milli Görüş cehpesinin de uzun zamandır “vesayetçi” gördüğü 1982 Anayasası’nın değiştirilmesinden yana görüş birliği içinde olduğuna dikkat çekilirken, Erdoğan’ın MHP ile birlikte yeni anayasa çalışmalarını başlatsa da Meclis’teki sandalye sayısı baz alındığında iktidarın tek başına anayasayı değiştirme gücü bulunmuyor. Bu nedenle Erdoğan’ın “bu noktada muhalefet partilerinden gelen önerileri de dikkate alacağı” ifade ediliyor.SİSTEMDE UZLAŞI YOKİktidar kanadının muhalefet cephesiyle uzlaşmaya varamayacağı tek konunun “sistem olduğu” değerlendiriliyor. Ancak özellikle “merkez sağ blokunda yer alan partilere de anayasal özgürlükler, TBMM’de denge ve denetlemenin bir standarda kavuşturulması, sendikalaşma, seçme ve seçilme hakkı, siyasi partilerin yapısı” gibi düzenlemelerle “adım atılacak.” Böylece iktidar, muhalefetin “güçlendirilmiş parlamenter sistemdeki şartlarının bir kısmını da yerine getirmiş olacak.” Kulislerde, Cumhur İttifakı’nın bu adımları atması halinde “SP, DP gibi partilerin yeni anayasaya sıcak bakabileceği, böylece 2023’e giden süreçte muhalefetin de ittifaklarda yeni yol arayışlarında bulunabileceği” değerlendiriliyor. Cumhur İttifakı’nın bir sonraki hamlesini ise İYİ Parti üzerine yapacağı ifade ediliyor. İYİ Parti’nin de seçmen kitlesinin “milliyetçi ve muhafazakâr kitleden oluştuğunu” bilen Cumhur İttifakı, yeni anayasa ile birlikte İYİ Parti’ye de “safını seç’’ diyecek.” İYİ Parti’nin de yeni anayasa ile “demokrasi, hukuk gibi atılımlar vaadini gerçekleştirmesi halinde Millet İttifakı’ndan bağımsız hareket edebileceği seçeneği” üzerinde duruluyor.YİNE YERLİ VE MİLLİ MUHALEFET İSTEDİAKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Artvin, Bilecik, Çankırı, Gaziantep, Iğdır 7. olağan il kongrelerine canlı bağlandı. Yeni anayasa ile ilgili konuşan Erdoğan, süreci sabote etmek yerine olumlu katkıda bulunmak isteyen tüm grupları yeni anayasa çalışmasında görmek istediklerini dile getirdi. Siyaseti polemik tuzağı olmaktan çıkarıp hizmet yarışı haline dönüştürmekte kararlı olduklarını ifade eden Erdoğan, bunun için muhalefete de sorumluluk düştüğünü kaydetti. “Şu ana kadar terör örgütlerinin vesayetindeki partilerin gölgesinde kalan bir ana muhalefetin bu sorumluluğu yerine getirmesinin zor olduğunu” iddia eden Erdoğan, muhalefet için yeniden “yerli ve milli” tanımlaması yaparak, “Hiç değilse bundan sonra karşımızda gerçekten Türkiye’nin partisi gibi davranan, yerli ve milli olabilmeyi başaran, sorunun değil çözümün parçası olan bir ana muhalefet görmeyi ümit ediyoruz” dedi. Selda GüneysuOrganize suçörgütülideri AlaattinÇakıcıhakkında iddianame düzenlendi
Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı hakkında iddianame düzenlendi Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı hakkında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehditlerinin ardından “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” ve “tehdit” suçlarından iddianame düzenlendi. Çakıcı’nın, 17 Kasım’da ve 18 Kasım’da yayımladığı açıklamalar ile Kılıçdaroğlu’na hakaret ettiği ve Kılıçdaroğlu’nun “vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirebileceğinden bahisle tehdit ettiği” vurgulanan iddianamede, Çakıcı’nın savunmasında özetle “hakaret ve tehdit kastının bulunmadığını, ikaz ettiğini, tehdit etmediğini” söylediği kaydedildi. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde Çakıcı’nın, el yazısı ile yazılmış açıklamalarda Kılıçdaroğlu’na hakaret ve tehdit ettiği, Çakıcı’nın bu şekilde üzerine atılı suçları gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı vurgulandı. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Alaattin Çakıcı’nın seviyesiz bir biçimde genel başkanımıza yönelik olarak gerçekleştirdiği hakaret ve tehdit eylemlerinden ötürü, ifadesi sırasında çark etmesine rağmen dava açıldı. Hukuk düzleminde hesabını soracağız. Mutlak bir şekilde ceza almasını sağlayacağız” dedi. Sefa UyarErdoğan'ın oğullarının arkadaşıFatih Başçı’nın, aldığıihaleye ilişkin detaylar ortayaçıktı
Erdoğan'ın oğullarının arkadaşı Fatih Başçı’nın, aldığı ihaleye ilişkin detaylar ortaya çıktı Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Fatih Başçı’nın kazandığı milyonluk ihalenin ayrıntıları ortaya çıktı. Başçı’nın teklifi sınır değerin altında kalmış, ihale yeterli rekabet ortamı oluşmadığı için iptal edilmiş. Yeniden düzenlenen ihaleyi Başçı kazanmış. Milli Saraylar’ın kamera güvenlik sistemi ihalesinin de aralarında olduğu birçok devlet ihalesini kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğulları Burak ve Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Fatih Başçı’nın, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden 24 milyon 398 bin 147 lira bedelle aldığı ihalenin ayrıntıları ortaya çıktı. Belediye aynı ihaleyi 19 Ekim 2020 tarihinde de yaptı ancak Başçı’nın şirketinin bu ihaleye verdiği teklif tutarı sınır değerin altında kaldı. İhale iptal edildi. İkinci kez yapılan ihaleyi Başçı’nın şirketi kazandı./Archive/2021/2/4/012727346-hazal-gazte.pngİHALE İPTAL EDİLMİŞGaziantep Büyükşehir Belediyesi söz konusu İbrahimli Kent Parkı Çevre Düzenleme işi ihalesini önce 19 Ekim 2020 tarihinde yapıyor. İhalenin yaklaşık maliyeti 29 milyon 327 bin 657 lira. İhalenin sınır değeri ise 19 milyon 853 bin 164 lira. İhaleye 4 firma katılıyor. Firmalardan biri Başçı’nın şirketi ERB Yapı. Bu şirketin verdiği teklif sınır değerin altında kalıyor. İhale 17 Kasım 2020 tarihinde “yeterli rekabet ortamı oluşmaması” sebebiyle iptal ediliyor. Belediye ihaleyi tekrar 17 Aralık 2020’de yapıyor ve bu kez ihaleyi 24 milyon 398 bin 147 lira bedelle ERB Yapı şirketi alıyor.‘1 AY SONRA MI FARK ETTİLER?’Süreci gazetemize değerlendiren Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan, “Yaptığımız araştırmalarda aslında bu ihalenin daha önce de yapıldığını, 4 firmanın katıldığını ve ihalenin yeterli rekabet oluşmadığı için iptal edildiğini gördük. Söz konusu firma da bu ihaleye katılmış ve sınır değerin altında teklif vermiş. Bu firmanın verdiği teklif 17.7 Milyon lira. Aynı firmanın, aynı işe, tek katıldığı ihalede verdiği teklif 24.4 milyon. İhale yapılıyor, yapıldıktan bir ay sonra iptal ediliyor. Acaba yetkililer yeterli rekabetin oluşmadığını 1 ay sonra ancak mı görebilmiştir? Bu firmanın teklifi bir anda 7 milyon liraya yakın artırmasının gerekçesi nedir? Görünen o ki Fatma Şahin cevap vermemeye devam edecek. Biz de bu veya benzer konuların takibini yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.Fatih Başçı, Erus Grup şirketlerinin yönetim kurulu başkanlığını yapıyor. Bu gruba bağlı olan ERB Teknoloji, ERUS Kentsel İşletme ve ERB Yapı şirketlerinin sahibi. Hazal Ocak2019 yılında AKP'li Samsun Büyükşehir Belediyesi,İlim Yayma ve Eğitim Vakfıiçin okul yaptırmış
2019 yılında AKP'li Samsun Büyükşehir Belediyesi, İlim Yayma ve Eğitim Vakfı için okul yaptırmış Sayıştay’ın Samsun Büyükşehir Belediyesi için hazırladığı 2019 yılı raporunda, dönemin Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ve belediye meclis üyelerinin İlim Yayma ve Eğitim Vakfı için okul yaptırarak kamuyu 3 milyon 563 bin lira zarara uğrattıkları tespitine yer verildi. Vakıfların belediyeye başvurusu üzerine hazırlanan teklif Büyükşehir Meclisi’nde 12 Ekim 2017 tarihinde oyçokluğu ile kabul edildi. Bunun üzerine belediye iki kez ihaleye çıktı. 25 Şubat 2019’daki ikinci ihaleyi, bir inşaat firması 9 milyon 950 bin lira bedelle kazandı. Büyükşehir tarafından ihaleyi kazanan firmaya toplamda 3 milyon 563 bin 251 TL hakediş ödemesi yapıldı. Sayıştay, “Belediyelerin her türlü dernek vakıf ve bunun gibi herhangi bir kuruma okul binası yapması veya yaptırması mümkün değildir” diyerek meclis üyeleri ve başkandan savunma istedi. Cemil CiğerimEmekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, Kıbrıs’taki BirleşmişMilletler BarışGücü'nüdeğerlendirdi
Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nü değerlendirdi Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün (UNFICYP) görev süresinin 6 ay uzatılması kararını değerlendirdi. Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, Türkiye’nin krizi bile göze alacak şekilde duruma itiraz etmiş olması gerektiğini söyledi. “BM bu cesareti nereden buluyor ve biz neden sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ve Dışişleri Bakanlığımızın protesto açıklamasıyla yetiniyor, durumu geçiştiriyoruz?” sorusunu yönelten Uluçevik, kendi dönemlerinde benzeri durumlara itiraz ettiklerini söyledi.Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Kıbrıs’ta 1964’ten bu yana görev yapan UNFICYP’in görev süresini geçen hafta 6 ay daha uzatmıştı. Uluçevik, görev süresinin KKTC’nin ve Türkiye’nin rızası sorulmadan uzatılmasına tepki göstererek, “Türkiye ve KKTC bir protesto beyanı ile bunu geçiştiriyorlar. Son yıllarda görev uzatmaları hep böyle oluyor” dedi. UNFICYP’in göreve başladığı Mart 1964’ten kendisinin emekli olduğu 2003 yılına kadar görev sürelerinin ilgili tarafların rızaları alındıktan sonra uzatıldığına dikkat çekti. Konuya ilişkin bir anısını aktaran Uluçevik, şunları kaydetti: “BM Daimi Temsilciliğimizde Kıbrıs işleriyle görevli müsteşarken,1978 Haziranı’nda uzatma için Konsey’in alacağı kararın metnine itirazımız vardı. Karar çıkmazsa 15 Haziran 1978 gece yarısı UNFICYP’in görev süresi sona erecekti. Daimi Temsilcimiz Büyükelçi İlter Türkmen’di. Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) Başkanı Rauf Denktaş da bu toplantı için New York’a gelmişti. Uzatma için hazırlanan karar tasarısında Rum tarafının tercih ettiği unsurların yer aldığını saptadık. Denktaş, metin bu durumdan arındırılmadığı takdirde hükümetine Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün KTFD topraklarındaki faaliyetlerine izin verilmemesini tavsiye edeceğini söyledi. Büyükelçi Türkmen de danışmalarda Türkiye’nin KTFD’nin alacağı kararı destekleyeceğini ifade etti. BM sekreteryası, görev süresinin hukuken gece yarısı 00.00’da sona ermiş olacağını dikkate alarak BM binasındaki saatleri 23.55’te durdurttu. Araya İngiltere Daimi Temsilcisi girdi. Bizi ikna çabalarını sürdürdü. Denktaş ve Türkmen geri adım atmadılar. Sabaha karşı 04.30 sularında karar taslağının içeriği, bizim tercih ettiğimiz şekilde değiştirildi. Böylece uzatma kararı ‘saat gece yarısı olmadan’ kabul oldu.” Sarp SağkalCumhurbaşkanıErdoğan, Boğaziçiliöğrencilere yeniden‘terörist’dedi.Öğrenciler ise“O zamanülkenin en iyi teröristlerini seçen sınav yapılıyor”yanıtınıverdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçili öğrencilere yeniden ‘terörist’ dedi. Öğrenciler ise “O zaman ülkenin en iyi teröristlerini seçen sınav yapılıyor” yanıtını verdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’nde AKP’li rektöre direnen öğrenciler için “Siz öğrenci misiniz, yoksa rektörün odasını işgale kalkışan terörist misiniz?” dedi. Cumhur İttifakı ortağı Bahçeli de eylemlere destek vermenin teröre destek vermek olduğunu savundu. Boğaziçili öğrenciler ise “Sadece biz değil tüm gençler, bu ülkenin aydınlık yarınlarıyız. İktidarın yanlış politikalarına direniyoruz. Cumhurbaşkanı’nın sözleri sadece bize has değil. Ülkedeki muhalifler her gün bu saldırıya maruz kalıyor” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Siz öğrenci misiniz, yoksa rektörün odasını basmaya çalışan, işgale kalkışan terörist misiniz?” sözlerine yanıt veren Boğaziçi Üniversiteli öğrenciler, “Bizler bu ülkenin geleceğiyiz. Terörist değil aydınlık yarınlarız” ifadelerini kullandı.İLK 100'E GİRDİKBoğaziçi Üniversitesi öğrencisi B.Y: Bizlere terörist denilmiş. O zaman bu durum, bu ülkenin en iyi teröristlerini seçen bir sınav yapıyorlar anlamına geliyor. Çünkü bu üniversiteye yerleşenler üniversite sınavında ilk 100’de ilk 300’de yer alan öğrenciler. Bizler teröristlik içeren bir eylem düzenlemedik. Herhangi bir şekilde saldırıya geçmedik. Bizlere terörist demek oldukça saçma.Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi A.K.: Son dönemde terörist yaftalaması ne yazık ki çok fazla karşılaştığımız bir durum. Ancak bizler terörist değil, sadece bizler de değil tüm gençler bu ülkenin aydınlık yarınlarıyız. Tüm yurttaşların kutuplaştırıldığı, muhalif olanların terörist ilan edildiği bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerine bir genç olarak kırılmadım. Aksine doğru yolda olduğumuza bir kez daha emin oldum.DEMOKRATİK HAKKIMIZBoğaziçi Üniversitesi öğrencisi E.K: Bizler terörist değil demokratik protesto hakkını kullanan öğrencileriz. İktidarın yanlış politikalarına, kayyıma karşı direnen öğrencileriz. Cumhurbaşkanı’nın sözleri sadece bize has değil. Ülkedeki muhalifler her gün bu saldırıya maruz kalıyor. Bizler ise Boğaziçililer olarak bu saldırılardan payımızı aldık.GÖZALTI SÜRESİ UZATILDIBoğaziçili akademisyenlere ve öğrencilere destek vermek için emek ve demokrasi güçlerinin çağrısıyla önceki gün Kadıköy Rıhtım’da yapılmak istenen eylemde ise öğrenci, avukat ve yurttaşların yer aldığı 104 kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde dün gece alınan ifadelerinin ardından 81 kişi serbest bırakıldı. 23 kişi hakkında ise ek gözaltı süresi verildi. Gözaltı süresi bugün dolacak olan 23 kişinin adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Seyhan AvşarGözaltına alınan 51öğrenciye emniyette“Suçyaratmaya yönelik”suçlamalar yöneltildi
Gözaltına alınan 51 öğrenciye emniyette “Suç yaratmaya yönelik” suçlamalar yöneltildi Gözaltına alınan öğrenciler için suç yaratmaya yönelik adımlar atılıyor. Rektörlük binasının önünde nöbet tutan öğrencilerin, Bulu’nun binadan çıkışını engelleyerek “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”, “iş ve çalışma hürriyetini ihlal” suçunu işledikleri öne sürüldü. Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li Rektör Prof. Dr. Melih Bulu’yu rektörlük binası önünde tuttukları nöbetle protesto ettikleri için gözaltına alınan 51 öğrenciye İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde “suç yaratmaya yönelik” suçlamalar yöneltildi. Öğrencilerin rektörlük çevresinde nöbet tutmalarının, Bulu’nun rektörlük binasından çıkmasına engel olunduğu öne sürülerek öğrencilere, “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”, “İş ve çalışma hürriyetini ihlal”, Bulu’nun arabasının tekerleğinin patlatılmış olduğu iddiasıyla ise “Mala zarar verme”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” suçlamaları yöneltildi. Emniyetteki ifadeleri tamamlanan 51 öğrenci dün İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.Polis sorgusunda öğrencilere, “Rektörlük binası önünde bekleme yaparak, rektörlüğün 3 kapısını abluka altına alarak, slogan ve alkışlar eşliğinde bekleme yaparak bina içerisinde bulunan çalışanların dışarı çıkmasına engel mi oldunuz?” ve “Rektörlük aracına zarar veren grup içerisinde bulunduğunuz tespit edilmiştir. Suçlama hakkında ifadeniz nedir?” şeklinde sorular yöneltildi.ÖĞRENCİLER: ABLUKA YOKBarışçıl ve demokratik haklarını kullandıklarını belirten öğrenciler suçlamalar karşısında şaşkınlık yaşadı. İfadelerinde benzer şeyler söyleyen öğrenciler, “Bu suçları işlemedik. Rektörlük binasını ablukaya almak gibi bir durum söz konusu değil. Çalışanların binadan çıkışını engellemedik. Rektörlük arabasına ise zarar vermedik. Gösteri ve yürüyüşlere katılmak ise yasal bir hak. Bu hakkımızı kullandık” dediler.Rektör Melih Bulu’nun öğrencilerin rektörlük binasında yer alanların çıkışını engellediği yönündeki açıklamasını hatırlatan Boğaziçili öğrencilerin avukatlarından olan CHP Yüksek Disiplin Kurul üyesi avukat Doğuşcan Aydın Aygün, “anayasanın 34. maddesinde herkesin, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı güvence altına alınmıştır. Barışçıl gösteri yapanlara müdahale hukuk devletine aykırıdır. Anayasal haklarını kullanan öğrencilerin bu kanun yönünden de suçlamaya maruz bırakılması kabul edilemez. Bu süreçte öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Partimizin hukuk komisyonunda görev alan avukatlar ve diğer gönüllü avukatlarla birlikte öğrencilere hukuki destek için görevimizin başındayız” dedi.SOSYAL MEDYA GÖZALTISIAyrıca dün sabah saatlerinde ise 2’si Boğaziçili olduğu öğrenilen 4 kişi daha gözaltına alındı. Twitter ve Clubhouse uygulaması üzerinden sosyal medyadan, “Korkmuyoruz buradayız”, “Arkadaşlarımızı serbest bırakın”, “LGBTİ+ Kulübüne sistematik saldırıyı kabul etmiyoruz” şeklinde paylaşım yaptıkları ve arkadaşlarının otobüs durağından polisler tarafından gözaltına alındığına dair görüntüleri paylaştıkları öğrenilen 6 kişi de ifadeleri alınmak üzere emniyete davet edildi. Emniyette ise gözaltına alınan isimlerin yaptıkları paylaşımlarla “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunu” işledikleri öne sürüldü.‘KÇUV ÜYESİYİM’Öğrencilerden birine emniyette sorulan soru ise dikkat çekti. Polis, “Üyesi olduğunuz bir sivil toplum kuruluşu ya da örgüt var mı?” diye sordu. Öğrenci ise “Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KÇUV) dışında bir yere üyeliğim yoktur” diyerek yanıt verdi.‘ARKADAŞLARIMIZI SERBEST BIRAKIN’Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinde gözaltına alınan 51 öğrenci dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Öğrencilerin içeride ifade verme süreçleri devam ederken arkadaşları adliye önünde açıklama yaptı. Öğrenciler adına yapılan açıklamada, “Bütün saldırılara, hedef göstermelere, zora ve zorbalığa karşın hep aynı şeyi söyledik: Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz! Üniversitemizin kapısına kelepçe vurulması, evlerimizin gece yarısı basılması, hukuksuz bir şekilde yapılan gözaltı ve tutuklamalar bizleri yıldırmadı ve yıldıramayacak. Ayrıştırma çabalarına ve kulüp kapatılmalarına rağmen burada yeniden bir aradayız. Asla boyun eğmeyeceğiz! Bizler, muktedirlerin hayalini dahi kuramayacakları haklı ve onurlu bir yerden sesleniyoruz” dedi. Öğrenciler taleplerini ise şöyle sıraladı: “Gözaltına alınan ve tutuklanan bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır! Üniversitemizi abluka altına alan polis ordusu geri çekilmelidir! Başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyım rektörler derhal istifa etmelidir! Rektörlük seçimleri üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla yapılmalıdır! Aşağı bakmayacağız! #BundanSonrasıBizde.” Seyhan AvşarNakliyatİş, Yemek Sepeti’ne boykot hazırlığında
Nakliyat İş, Yemek Sepeti’ne boykot hazırlığında Nakliyat-İş üyesi işçiler, Yemek Sepeti yöneticilerinin türlü oyunlarla, haksız hukuksuz bir biçimde yaptıkları işçi ve sendika düşmanlığını protesto etti. Şirketin genel merkezi önünde yapılan eylemde, Yemek Sepeti işvereninin yapmış olduğu usulsüz iş kolu değişikliği kınandı.Eylem Nakliyat-İş Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu yaptığı açıklamada sendikanın 2 aydan beri yürüttüğü örgütlenme seferberliği ile Yemek Sepeti işletmesinde yasal çoğunluk aşamasına çok yakın olduğunu belirterek bakanlığa yetki başvurusuna hazır olduklarının altını çizdi.Bu aşamada işverenin, hile, muvazaa ve resmi evrakta sahtecilik yaparak Bakanlık kayıtlarında taşıma işkolundaki işçilerin tamamına yakınına hukuksuz ve keyfi olarak iş yeri ve işkolu değişikliği yaptığını söyleyen Küçükosmanoğlu, bunun sonucu 2 bin civarında sendikasız üyesinin üyeliğinin düştüğünü belirtti.Yemek sepeti işverenin yaptığı usulsüz ve haksız engellemeler karşısında gelecek günlerde diğer sendikaların ve halk örgütlerinin de destek vereceği bir boykot planı hazırladıklarını söyleyen Küçükosmanoğlu, mücadelenin Yemek Sepeti İşyerine sendika girene kadar ve Yemek Sepeti işçilerinin sendikalı olana kadar süreceğinin altını çizdi. cumhuriyet.com.trRestoran işleten esnaf kızgın: Oteller, AVM’ler açıkken biz neden kapalıyız?
Restoran işleten esnaf kızgın: Oteller, AVM’ler açıkken biz neden kapalıyız? CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, işyerleri 76 gündür kapalı olan restoran, lokanta, kıraathane çalışanlarıyla birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Salgın boyunca yaklaşık 350 bin işyerinde çalışan 2.5 milyon insanın “açlığa, işsizliğe ve gelirsizliğe terk edildiğine” dikkat çeken Ağbaba, “Dünya devletleri, esnafa milli gelirin yüzde 5 ila 10’u arasında destek verirken, Türkiye’de esnafa verilen destek binde 1’in bile altında. AKP politikaları sonucunda 100 bin esnaf iflas etti, günlük 273 esnaf kepenk kapattı” dedi. 20 Kasım’da başlayan kısıtlamaların ardından işyerlerinin 76 gündür kapalı olduğunu belirten Ağbaba, “Çalışanlar 2020’nin neredeyse yarısını işsiz ve gelirsiz geçirdi. Yemeiçme sektöründe cirolarda yüzde 50 kayıp var, çoğu yerde de zararına çalışıyorlar. 2 milyon 200 bin esnaf sosyal devletten umudunu kesmiş; yeter ki ‘önlemler alınsın, dükkânımız açılsın’ istiyor” diye konuştu. Ağbaba, ayrıca HES Kodu ile toplu taşımaya binilip siyasi kongreler dahi yapılabiliyorsa aynı kodla işletmelerin de açılabileceğini vurguladı.Esnaf ise sektörler arasında ayrımcılık yapıldığını düşünüyor. Bir işletmeci, “Kırgınız ve kızgınız. Spor salonları, kuaförler, oteller, AVM’ler açık. Biz niye kapalıyız? Devletimizden üvey evlat muamelesini kaldırmasını talep ediyoruz. Bu, sektörün batması demek. Milyonlarca aşçı, garson, yamağın işsiz kalması demek” derken bir lokanta işletmecisi ise “Bir hafta önce kayak merkezindeki otellerin tıklım tıklım olduğundan bahsedilirken, bizler eve ekmek götüremiyorduk. Bu eşitsizliğin son bulmasını istiyoruz” diye konuştu. cumhuriyet.com.tr‘Hayaletler’ve‘Suçlular’a ikiödül
‘Hayaletler’ ve ‘Suçlular’a iki ödül ‘Hayaletler’ Fas’tan, ‘Suçlular’ kısa filmi ise ABD’nin prestijli festivallerinden olan Sundance’ten ödülle döndü. Azra Deniz Okyay’ın ilk uzun metrajlı filmi “Hayaletler”, önceki gün sona eren Kazablanka Bağımsız Filmler Festivali’nden de iki ödülle döndü. Okyay, en iyi yönetmen seçilirken filmin oyuncularından Dilayda Güneş de en iyi kadın oyuncu ödülünün sahibi oldu. Bir başka ödül haberi de dünyanın en önemli film festivallerinden olan Sundance Film Festivali’nde yarışan “Suçlular” filminden geldi. Serhat Karaaslan’ın senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği kısa film, “Jüri Özel Senaryo Ödülü”nü kazandı.‘HAYALETLER’İN BAŞARISI“Hayaletler” için bu ödül ilk değil. Küresel salgın nedeniyle kültür ve sanatın zor zamanlar geçirdiği 2020 yılında az sayıdaki güzel haberden biri “Hayaletler”in 77. Venedik Film Festivali’nde aldığı büyük ödüldü. Okyay, cesur filmiyle 57. Antalya Film Festivali’nden de en iyi film dahil toplamda 5 ödül kazandı. Film, 61. Selanik Film Festivali’nde “İnsani Değerler Ödülü” ile “Sinema ve Televizyonda Çalışan Kadınlar Ödülü”nü almış, 36. Varşova Film Festivali’nde de Genç FIPRESCI Jürisi tarafından en iyi film seçilmişti. “Hayaletler” filminin yapım sürecine göz attığımızda aldığı ödüllerle elde ettiği bu başarının önemini de görüyoruz. Okyay, filmini Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan destek alamadan, kampanya başlatarak çekti. Ödüllü yönetmen, filmin yapımcısı Dilek Aydın ile birlikte tüm olanaksızlıklara karşın çekimler sekteye uğramasın diye büyük çaba sarf etti. “Hayaletler” aralık ayında, Londra merkezli bağımsız sinema dergisi Middle East Eye tarafından “Türkiye sinemasında İstanbul, bu kadar canlı, özenli ve doğru bir şekilde çok ender resmedildi” sözleriyle övüldü. 2020’nin “Mutlaka Görülmesi Gereken Filmleri” listesinde ilk sırada gösterildi. Türkiye’de de Altyazı sinema dergisi ve Bantmag’ın 2020’nin en iyi filmleri listelerinde yer aldı. Filmin başrollerini Nalan Kuruçim, Dilayda Güneş, Beril Kayar ve Emrah Özdemir paylaşıyor. Görüntü yönetmenliğini Barış Özbiçer, kurgusunu Ayris Alptekin ve sanat yönetmenliğini Erdinç Aktürk’ün üstlendiği filmin çok konuşulan müziklerini de bağımsız müzisyen Ekin Fil yaptı.‘SUÇLULAR’I ÇOK DUYACAĞIZBaşrollerini Deniz Altan, Lorin Merhart, Erdem Şenocak ve Ercan Kesal’ın paylaştığı “Suçlular”, 28 Ocak - 3 Şubat tarihleri arasında pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak düzenlenen 2021 Sundance Film Festivali’nin Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda dünya prömiyerini yaptı. Sinemaseverlerin yoğun ilgi ve beğenisiyle karşılanan “Suçlular”, “Jüri Özel Senaryo Ödülü”ne değer görüldü. Amerikalı oyuncu Raúl Castillo, Rotterdam Film Festivali’nin programcılarından Inge de Leeuw ve video sanatçısı Tacita Dean’ın yer aldığı kısa film jürisi ödül gerekçesinde “Yasakların hüküm sürdüğü bir çevrede, bir yaşamdan etkileyici bir kesiti son derece güçlü bir şekilde, klişelere başvurmadan ve gerilimli bir atmosferi yaratıcı bir şekilde beklenmedik bir ‘twistle’ kurarak gözlerimizin önüne getirdiği için” ifadelerine yer verdi. Fransa Ulusal Sinema Merkezi CNC’nin yapım desteği ve Arte televizyonu ortaklığıyla yapılan “Suçlular”, baş başa kalmaya çalışan üniversite öğrencisi bir çiftin bir gece boyunca başlarından geçenleri konu alıyor. Karaaslan, uzun metraj filmi “Görülmüştür” ve kısa filmleriyle birçok ulusal ve uluslararası festivalde ödüller kazanmıştı. “Suçlular” filminin ulusal ve uluslararası festival yolculuğu devam ediyor. cumhuriyet.com.tr