Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Thursday, 11.06.2025, 01:04 AM (GMT)

News - Haberler

Metabolizmanızıhızlandıran 8 etkiliöneri!

Metabolizmanızı hızlandıran 8 etkili öneri! Diyet yapmanıza rağmen kilo alıyor veya vermekte güçlük çekiyorsanız, dikkate almanız gereken unsurların başında metabolizma hızınız geliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, metabolizmayı hızlandırmanın 8 püf noktasını anlattı. Protein şart, üstelik günde 2 kez: Protein tükettiğinizde kalori almanızın yanı sıra yaktığınız kaloriler de artıyor. Ayrıca proteinler uzun süre tokluk da sağladıkları için beslenme planınızda düzenli olarak mutlaka bulunmalı. Yumurta, yoğurt, et ürünleri ve bakliyatlar gibi protein grubunda yer alan besinleri kahvaltıda ve diğer öğünlerden birinde mutlaka tercih etmelisiniz.Öğün atlamayın: Zayıflamak uğruna siz siz olun, aç kalmayın! Çünkü aç kaldığınızda metabolizmanız da bu yiyecek kıtlığına ayak uydurabilmek için hızını yavaşlatıyor. Dolayısıyla uzun süre aç kalıyorsanız metabolizma hızınız yavaşlayacağı için bir süre sonra kilo vermeniz zorlaşacaktır.Çok düşük kalorili diyetler yapmayın: Çok düşük kalorili diyetler uyguladığınızda bedeniniz asgari düzeyde alması gereken besin ögelerinden mahrum kalmış oluyor, bunun sonucunda kas kayıpları oluşuyor. Kas kaybı da metabolizma hızının yavaşlamasıyla sonuçlanıyor.Su tüketin, hem de bolca: Yapılan bazı çalışmalara göre; 500 ml su içmek metabolizma hızını yüzde 30’a kadar arttırabiliyor. Günde 2-2.5 litre su tüketerek hem metabolizma hızınızı arttırabilir hem de vücudunuzda susuzluktan kaynaklanabilecek problemleri yaşama riskini düşürmüş olursunuz./Archive/2021/2/18/124656080-16121623874.jpgEgzersizi hayatınıza mutlaka dahil edin: Egzersiz, bazal metabolik hız, bir başka deyişle kişilerin tam dinlenme halinde iken yaşamsal fonksiyonları için kullanılan enerjiyi artırıyor. Dolayısıyla haftada 150-300 dakika kadar, orta yoğunlukta bir egzersizi hayatınıza mutlaka dahil etmelisiniz. Yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi alternatiflerden herhangi birini uygulayabilirsiniz.  İyotlu tuz kullanın: İyot tiroit hormonlarının sentezlenmesi için gerekli bir besin öğesi. Ülkemizde su ve toprakta iyodun yetersiz olması nedeniyle besinlerden aldığımız yetersiz iyoda bağlı olarak hipotiroid hastalığı gelişebiliyor. Bu hastalıkta metabolizma hızı oldukça yavaşlar. Bu nedenle satın aldığınız tuzların iyot takviyeli olduğundan emin olun.Kafein hızlandırıyor, ancak: Çay, kahve ve çikolata gibi yiyecek ve içeceklerde bulunan kafein de metabolizma hızının artmasına yardımcı oluyor. Ancak diüretik etki, çarpıntı ve uykusuzluk gibi olumsuz etkiler de yapabildikleri için kafein içeren ürünleri abartmadan tüketmenizde fayda var.Yeşil çay için: Yeşil çay fiziksel aktivite, yeterli protein ve enerji alımı gibi diğer olumlu faktörlerle bir araya geldiğinde anlamlı bir etki yaratabiliyor. Günlük güvenli kafein sınırlarında kalarak yeşil çay tüketebilirsiniz. Yaklaşık 1 su bardağı yeşil çay 30-50 mg kafein içeriyor. cumhuriyet.com.tr

ABD'lişarkıcıDemi Lovato, aşırıdoz uyuşturucu kullanmaktan 3 kez felçve kalp krizi geçirdiğini açıkladı

ABD'li şarkıcı Demi Lovato, aşırı doz uyuşturucu kullanmaktan 3 kez felç ve kalp krizi geçirdiğini açıkladı Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı Demi Lovato, 2018'de aşırı doz uyuşturucu kullanımı nedeniyle kalp krizi ve felç geçirdiğini anlattı. BBC'de yer alan habere göre, 28 yaşındaki Lovato "Demi Lovato: Dancing With The Devil" (Demi Lovato: Şeytanla Dans) belgeselinde 2018'de aşırı doz uyuşturucu kullandığı için hastaneye kaldırılmasıyla ilgili ilk kez açıklamalarda bulundu.Bilinci kapalı bir şekilde Los Angeles'taki evinde bulunduktan sonra hastaneye kaldırıldığını ifade eden Lovato, doktorlarının ölüme çok yaklaştığını söylediğini aktardı.Aşırı doz uyuşturucu alması nedeniyle üç kez felç ve kalp krizi geçirdiğini belirten Lovato, "Beyin hasarı aldım ve bugün hala bunun etkileriyle uğraşıyorum." ifadesini kullandı."Dancing With The Devil" belgeselinin 23 Mart'ta Youtube'da yayınlanması bekleniyor.Lovato, çocuk oyuncu olarak ilk kez "Barney and Friends" dizisinde yer aldı. Lovato şimdiye kadar 6 stüdyo albümü çıkardı. Şarkıcının ilk stüdyo albümü "Don't Forget" Eylül 2008'de yayımlandı. İlk haftasında 89 bin kopya satan albüm, Billboard 200 listesine iki numaradan giriş yaptı. AA

Faruk Bildrici, "İzleyici bilmeli" dedi, açıkladı: Konuklarücret alıyor mu?

Faruk Bildrici, "İzleyici bilmeli" dedi, açıkladı: Konuklar ücret alıyor mu? Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, "Tartışma programlarının düzenli konuklarına ücret ödeniyor ama açıklanmıyor. Oysa yorumcularla TV arasında maddi ilişki olduğunu izleyici bilmeli" diyerek hazırladığı analizi açıkladı. Faruk Bildirici, izlediği 8 kanala çağrılan konuklara ilişkin bir analiz paylaştı. Bildirici analizinde NTV, CNN Türk, Habertürk, Haber Global ve A Haber’deki tartışma programlarına katılan 56 politikacıdan da 31’i AKP yanlısı isimler olduğunu belirtti.Halk TV, KRT ve Tele 1'e çıkan konukların sadece CHP’li, kalanları ise İyi Parti, Saadet Partisi, DEVA, Gelecek Partisi’nden olduğunu aktaran Bildirici, sunucu kadınların çok, konukların ise az olduğunu vurguladı."KAVGA EDEN KAFALAR"Analizinde, "Ekranlar kavga eden kafalar ile kaplandı" diyen Faruk Bildrici, "Birbirini anlamaya çalışmayan, hakaret dilini kullanmaktan kaçınmayan insanların yer yer kavgaya varan üslup kullandıkları gürültülü ortamlara dönüştü bu programlar. Pandemi nedeniyle bazı konukların stüdyoya gelememesinin de etkisiyle konukların görüntüsünün ekrana yansıtılması, ekranların “konuşan kafalar” ile dolmasına yol açtı" yorumunda bulundu.ÜCRET ALIYORLAR MI?Düzenli konuklara ücret ödendiğini aktaran Bildrici, "Ayrıca bu programların konukları ikiye ayrılıyor; arada bir çağrılanlar ve “düzenli konuklar”. Arada bir davet edilenler değilse de “düzenli konuklar”ın çoğu, televizyon kanallarından ücret alıyor. Düzenli davet edilen bu konuklar bazen “Güvenlik Danışmanı” gibi unvan verilerek kanalın kadrolu elemanı haline getiriliyor. Ama genellikle anlaşmalar sözlü ve kayıt dışı oluyor, ödeme de “telif” biçimde yapılıyor. Her ay belirli bir miktar ödeme yapılan kişilerin diğer kanallardaki programlara da çıkmamaları isteniyor" değerlendirmesinde bulundu.SADECE PROGRAMDA DEĞİLFaruk Bildrici, "Televizyonlardaki bu programlarda sık görünmenin siyasi partilerin etkinliklerinde ve belediyelerde ücretli konuşmalar yapmak gibi ekstra işler getirmesi de ayrı bir araştırma konusu" olduğunu da vurguladı. cumhuriyet.com.tr

Adana'da DEAŞoperasyonu: 9 gözaltıkararı

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Adana'da DEAŞ operasyonu: 9 gözaltı kararı Adana'da DEAŞ terör örgütüne yönelik şafak vakti operasyon düzenlendi. 9 kişi hakkında gözaltı kararının bulunduğu operasyonda çok sayıda şüpheli yakalandı. Terör örgütü DEAŞ'ın deşifresine yönelik çalışmalarını sürdüren İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, örgütüne mensup oldukları, Suriye'de örgüt adına faaliyet yürüttükleri, daha önce yakalanan teröristlerle bağlantılı oldukları öne sürülen 9 kişiyi tespit etti. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın şüpheliler hakkında gözaltı kararı çıkartması sonrası TEM ekipleri, 9 adrese şafak vakti eş zamanlı operasyon düzenledi. Özel Harekat ve TEM ekiplerinin koç başları ile demir kapıları kırarak girdikleri evlerde arama yapan polisler, haklarında gözaltı kararı bulunan çok sayıda şüpheliyi yakaladı. Gözaltına alınan şüpheliler, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. DHA

İzmir’deözlük haklarıyla ilgili açıklama yapanlara sosyal mesafe cezasıkesildi

İzmir’de özlük haklarıyla ilgili açıklama yapanlara sosyal mesafe cezası kesildi Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, İzmir’de yaptıkları bir basın açıklaması nedeniyle sosyal mesafe cezası aldıklarını söyledi. AKP’nin yaptığı “tıklım tıklım” kongrelere dikkat çeken Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, İzmir’de yaptıkları bir basın açıklaması nedeniyle sosyal mesafe cezası aldıklarını söyledi. Bacaksız, “Kanunlar bizim için mi işliyor? Onların işine geldiğinde kanun var, işine gelmediğinde kanundan muaflar” dedi.‘ONLARA HER ŞEY SERBEST’Aldığı cezaya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan Genel Sağlık-İş Başkanı Bacaksız, “İzmir 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde, sağlık çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili bir tepki vardı. Biz de oraya açıklama yapmaya gitmiştik. Bana sosyal mesafeden ceza vermişler. Balçova Kaymakamlığı da bu cezayı işleme koymuş” dedi. Konuyla ilgili kendisine savunma hakkı verilmediğini söyleyen Bacaksız, “Cezanın hukuki altyapısı sağlıklı işletilmemiş. Bu ceza verilirken benim savunmama başvurulmadan, kamera kayıtları gibi unsurlara bakılarak bir ceza verilmiş. Yine ‘ben yaptım oldu’ mantığı var. Buna İzmir Sulh Ceza Hakimliği’nde itiraz ettik ve cezayı yargıya taşıdık. Şimdi sonucunu bekliyoruz” dedi. İktidarın çelişkili uygulamalarına dikkat çeken Bacaksız, “Yasalar herkese eşit uygulanmalıdır. Kim olduğunuz fark etmez. Bizleri böyle yapay sorunlarla uğraştırıyorlar. Biz bir basın açıklaması yapacaksak arkadaşlarımızın pandemi tedbirlerine uymasına çok dikkat ediyoruz. Bu konuda en hassas bizken kendileri tıklım tıklım” ifadelerini kullandı. AKP kongrelerindeki kalabalıkları anımsatan Bacaksız, “Kendi parti mitinglerini yapıyorlar. Esnaf kan ağlıyor ama kendilerine her şey serbest. Böyle bir hukuk devleti olur mu? Başkalarına karşı bir beklenti içine girdiklerinde ‘kanuna göre’ diyorlar ama kendileri hiçbirine uymuyorlar. Kanunlar bizim için mi işliyor? Onların işine geldiğinde kanun var, işine gelmediğinde kanundan muaflar” diye konuştu. Sarp Sağkal

Trabzon Tabip OdasıBaşkanıKibar Yaşar Güven, koronavirüs vakalarının Karadeniz’de artmasının nedenlerini yorumladı

Trabzon Tabip Odası Başkanı Kibar Yaşar Güven, koronavirüs vakalarının Karadeniz’de artmasının nedenlerini yorumladı Trabzon Tabip Odası Başkanı Kibar Yaşar Güven, Karadeniz'de vaka sayılarının artmasının nedenini köyden kentte gelişler olarak yorumlarken, AKP kongrelerinin de vaka artışında etkili olabileceğinden endişe duyduğunu dile getirdi. Koronavirüs vakalarının Karadeniz’de artmasının nedenlerini yorumlayan Trabzon Tabip Odası Başkanı Güven, köylerden şehre gidiş gelişlerin fazla olabileceğini söyledi. Güven, AKP kongrelerinin vakaları daha da artıracağından endişeli.KÖYDEN ŞEHRE GELİŞLER ETKİLEMİŞ OLABİLİRSağlık Bakanlığı’nın iller bazında yüz bin kişiye düşen vaka sayısını haftalık olarak yayımlamasıyla birlikte, Karadeniz Bölgesi’nde çok sayıda vaka olduğu görüldü. Trabzon’da geçen hafta yüz bin kişi başına 228 vaka düştüğü belirtildi. Karadeniz’deki bu vaka artışını Cumhuriyet’e değerlendiren Trabzon Tabip Odası Başkanı Kibar Yaşar Güven, “Bütün Türkiye’de alınmış tüm önlemler bizde de aynı şekilde devam ediyor. Ama Karadeniz Bölgesi’nin böyle yoğun olmasının nedeni bence maskeye, mesafeye uymamasıyla ya da sokakların doluluğuyla ilgili değil. Bizde halkın bir ayağı köylerde. Köyden kırsala geçiş çok oluyor. Hafta sonu da sokağa çıkma yasağı olduğu için insanlar köylerine gidiyor. Orada 3-4 aile beraber yaşıyor. Burada çok fazla maske ve mesafeye de dikkat edilmiyor. Sonra insanlar pazartesi şehre dönüyor. Yani temas da artmış oluyor” dedi.‘SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUM’CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, Türkiye çapında en çok koronavirüs vakasının görüldüğü ilk üç il olan Trabzon, Rize ve Ordu’da AKP kongreleri yapılmasını eleştirdi ve bunun bir suç olduğunu savundu. Adıgüzel, “Sağlık Bakanı Ordu’da yüzde 100 vaka artışı var diyor. Ama AKP ardı ardına bu illerde kongreler yapıyor. Hem de Erdoğan’n tabiriyle lebalep yani ağzına kadar dolu salonlarda. Bu bir marifet değil, garabettir. Burada açıkça bir suç vardır. Savcıları göreve davet ediyorum” çağrısını yaptı. Sarp Sağkal

CHP’nin hazırladığırapor, pandemi koşullarındaçocukların uğradığıhak gasplarınıgözönüne seriyor

CHP’nin hazırladığı rapor, pandemi koşullarında çocukların uğradığı hak gasplarını göz önüne seriyor CHP İnsan Hakları Genel Başkan Yardımcılığı tarafından hazırlanan “Pandemi ve Çocuk” kitabına göre, 2019’dan 2020 Eylül ayına gelene kadar görüştüğümüz haneler içerisindeki çocuk işgücü oranı yüzde 10 artmış durumda. Geçen yıldan bu yana yüzde 10 daha fazla çocuk günde 10-12 saat ortalama 60 ila 70 lira yevmiye için tarlalarda çalışmaya başladı. CHP İnsan Hakları Genel Başkan Yardımcılığı tarafından hazırlanan “Pandemi ve Çocuk” kitabına göre, salgın süresince çocukların üstün yararı gözetilmedi, hakları gasp edildi. Çocuk işçiliği arttı, çocukların karşı karşıya kaldığı riskler çoğaldı, beslenme yetersizliği çeken çocuk sayısında da artış oldu.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kitabın önsözünde yer alan sunuş yazısında, “Çocukların biz yetişkinler tarafından yaratılan krizlerin mağdurları olmasını istemiyoruz. Kuşaklar arası sorumluluk bilinciyle yaşanabilir bir dünyada, yetişkinlerin tahakkümüyle örselenmiş çocuklar yerine mutlu, özgür, güçlenmişgüçlendirilmiş, sağlıklı çocuklar ve bu çocukların yer aldığı eşit bir toplum hayal ediyoruz’’ dedi.Kitapta yer alan bazı tespitler ve öneriler şöyle:- Çocuklar haklarının öznesi olarak görülmediği için hakları ilk olarak gasp edilen grup olmuştur. Bu hak gaspı “çocukları koruyoruz” mitine dayanmaktadır. Pandemi sürecinde devletin gözettiği çocuk politikası derhal değiştirilmelidir. - Genelgelerle nüfusun 1/3’ünden fazlasını oluşturan 18 yaş altı bireylerin temel hak ve özgürlükleri kısıtlanmıştır.BİN ÇOCUK KAYIP- 10 bine yakın çocuğun evden kaçtığı söyleniyor. 9 bini geri döndürülüyor. Bine yakın çocuğun şu anda ne yaptığı belli değil. Yani kayıp. - Pandemi dönemi içerisinde gerek velayet gerek tedbir kararları en az 5-6 aylık gibi bir süre ertelenmek zorunda kaldı. Bir çocuğun bu süreç içerisinde anne ve babasından mahrum kalıyor olması duygusal anlamda bir yıkım anlamına geliyor. - Aile içinde şiddet varsa çocuğun kendini ifade ettiği ya da bu olumsuzluğun en çok izlenebildiği yer okullar. Okula devam edemeyen çocuk, nereye ulaşabileceğini bilemedi, kendini açığa çıkarmaları zorlaştı. Evlerde ve okullarda risk altındaki çocukların gözlemlenmesi pandemide engellendi. - ALO 183’ün bu dönemde aslında bir müdahale sistemi değil de daha çok bir danışma hattı olduğunu gördük. Pandemiden sonra 183’e ne kadar ihbar geldi? Veri paylaşılmadığı için sayıları bilmiyoruz. Altyapılar yetersiz kaldı ve görüşmelerin çoğu kesildi. - Çocukların uzaktan eğitimle ilgili görüşleri alınmadı. Bunun için de tüm illerde Çocuk Meclisleri’nin kurulması gerekiyor. - Çocukların kağıt toplamaya gittiğini biliyoruz. Kesinlikle eğitime erişemediler. Bırakın interneti, bırakın bilgisayarı ya da akıllı telefonu, birçok evde ‘tüplü’ dediğimiz televizyonlar var ve hiçbir işe yaramadılar. Yani bu çocukların neredeyse yüzde 80’i maalesef eğitimden yararlanamadı ve bu çocukların neredeyse yüzde 80’i okulu terk edecek. - Beslenme yetersizliği çeken çocuklar var yoksul mahallelerde.ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ARTTI- 2019’dan 2020 Eylül ayına gelene kadar görüştüğümüz haneler içerisindeki çocuk işgücü oranı yüzde 10 artmış durumda. Geçen yıldan bu yana yüzde 10 daha fazla çocuk günde 10- 12 saat ortalama 60 ila 70 lira bir yevmiye için tarlalarda çalışmaya başladı. Çocuklar sadece tarlada çalışmıyor. Bu çocuklar, Urfa’ya, Diyarbakır’a, Adıyaman’a döndükleri zaman bu sefer de kentsel alanlarda, sokakta, hizmet sektöründe çalışmaya başlayacaklar.BEZ YERİNE POŞET- Bazı evlere bir koli girdi. Ama bu koliler, genellikle tek tipti. Yani o evde yaşayan bir çocuk var mı? O evde bir bebek var mı? O bebeğin beze ihtiyacı var mı? O evde bir yatalak var mı? Ya da otistik bir çocuk var mı? Bunu maalesef ne devlet ne yerel yönetimler göz önüne almadı. Bebek bezi alamadığı için poşet bağlayan anneler, mama olmadığı için sadece şekerli suyla beslenen bebekler var. Figen Atalay

Çorum Valisi MustafaÇiftçiİskilipli anmasına sahipçıktı

Çorum Valisi Mustafa Çiftçi İskilipli anmasına sahip çıktı Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Kuvayı Milliye’ye düşmanlık yapan Teali İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf’ın anmasına katılmasını “Serçeden korkan darı ekmez” mesajı ile savunurken, anmayı haberleştiren gazetecileri de sosyal medya hesabından engelledi. Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Milli Mücadele döneminde İngilizlerin desteği ile Kuvayı Milliye’ye düşmanlık yapan Teali İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf’ın anmasına katılmasını eleştirenlere, “Serçeden korkan darı ekmez” yanıtını verdi. Çiftçi’nin, anma etkinliklerine katılmasını haberleştiren gazetecileri sosyal medya hesabından engellediği görüldü.Vali Çiftçi, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, İskilipli Atıf’ı anma etkiliğinin milletin nezdinde bir karşılık ve kabul gördüğünü öne sürerek, “Aziz milletimiz sağduyu ve engin ferasetiyle her şeyi gayet güzel değerlendiriyor, ölçüp-biçiyor, herkese hakkını tastamam teslim ediyor” dedi. Çiftçi, anmaya katıldığı için gelen eleştirilere ise “ Bunları normal karşıladığımı da baştan söylemeliyim. ‘Serçeden korkan darı ekmez’ demiş büyüklerimiz” yanıtını verdi.İskilipli Atıf’ın milletin vicdanında suçsuz olduğunu, Atıf’ın hain ve Kuvayı Milliye’ye karşı olmadığını ileri süren Çiftçi, İskilipli Atıf’ın İstiklal Savaşı’na katılanları fisebilillah mücahit olarak nitelendirdiğini, Anadolu hareketi aleyhine bildiri hazırlayıp imzalamadığını ve İngilizlilerle ya da Yunanlılarla birlikte olmadığını ileri sürdü. Seyfettin Mete

YÖK’tenüniversitelileri ilgilendiren hibrit eğitim yazısı

YÖK’ten üniversitelileri ilgilendiren hibrit eğitim yazısı Bakanlığın önerisiyle üniversiteler, bahar döneminde yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitimin birlikte yürütüldüğü hibrit (karma) eğitim yapacak. Binlerce öğrencinin kent değiştirmesi gerekecek. Sağlık Bakanlığı’nın önerisi doğrultusunda Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bahar döneminde yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitimin birlikte yürütüldüğü hibrit (karma) eğitim yapılabileceğini duyurdu. Ancak, bu durumda binlerce öğrenci üniversiteye gitmek için il değiştirecek. Bu öğrencilerin bir kısmı da kaldığı yurtlarda, evlerde ya da kütüphanelerde bir araya gelecek. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, varyant virüse de işaret ederek, “Öğrenciler bakımından sıkıntılı bir süreç başlatabilir” uyarısında bulundu.Dün gerçekleştirilen Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında bahar dönemine ilişkin alınan kararların, üniversitelere resmi yazı ile bildirildiği kaydedildi. Buna göre, uygulamalı eğitimler “azami dikkatin gösterilmesi ve sıkı tedbirlerin alınması” şartıyla öğrenciler seyreltilerek, gruplara ayrılarak yüz yüze yapılabilecek. Teorik eğitimler ise Sağlık Bakanlığı’nın görüşleri ile programlarda kazandırılması gereken asgari yeterlikler dikkate alınarak mümkün olduğunca çevrimiçi yapılacak. Salgın endişesi veya barınma dolayısıyla eğitimlere devam etmek istemeyen öğrenciler kayıt dondurma haklarından yararlandırılacak. Bu kapsamda, üniversiteler bahar dönemi için hibrit eğitime geçtiklerini duyurmaya başladı.Türkiye’de sadece lisansta 4.5 milyon öğrenci bulunuyor. 773 KYK yurdunda yaklaşık 700 bin öğrenci kalıyor. Bu, özel yurtlarda kalan ya da ev arkadaşı olan öğrenciler de göz önüne alındığında çok sayıda öğrencinin bir araya geleceği anlamına geliyor.Prof. Şenol, Türkiye’nin salgın grafiğine işaret ederek, birçok bölgenin, en üst düzey kapanmaların gerektiği kırmızı çizgiye çok yakın olduğunu; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerin de turuncu sınırlar içinde olduğunu belirtti. Şenol, “Bu anlamda düşük görünen iller ile yüksek görünen iller arasındaki geçiş ve varyant tehdidi bakımından kampusler ne kadar önlem alırsa alsın öğrenciler bakımından sıkıntılı bir süreç başlatabilir. Lise ve üniversitelerin açılması için koşul uygun değil” dedi.YAYILIM UYARISIÜniversite öğrencilerinin iller arası değişimi gibi uygulamaların “küçük kitle hareketi” olarak adlandırıldığını aktaran Şenol, küçük kitle hareketlerinin salgın eğrisine etkisinin hemen görülmesinin mümkün olmadığını söyledi. Şenol, “Oluşan kümeler ve yayılımları, 3-4 hafta sonra ağır vaka olarak görmeye başlıyorsunuz. Daha önce de toplu sınavlarda itirazlarımızı söylemiştik. O sınavlardan sonra ‘bakın hiçbir şey olmadı’ denilmişti ama 2 ay sonra korkunç bir ağır vaka patlaması gördük” diye konuştu. Toplumda salgının harekette olduğunu, ağır vaka patlamasının sadece öğrencilerin üniversitelere dönmesinden kaynaklı olmayacağını da vurgulayan Şenol, “Lokal salgınlara yani öğrenciler arasında salgına sebep olur, bulaşma yaş seviyesini düşürür” ifadelerini kullandı. Sefa Uyar

İşkadınının parasınıalmakla suçlanan savcının dosyasıkapatıldı

İş kadınının parasını almakla suçlanan savcının dosyası kapatıldı Yargıtay üyesi Aydıner, eski MİT mensubu olduğu belirtilen Bal ve uyuşturucu ticaretinden uzunca bir süre tutuklu kalan Kahramanoğlu’nun çete kurduğu iddia edildi. Aydıner hakkındaki dosya işlemden kaldırıldı. Yargıtay üyesi Ömer Faruk Aydıner, eski MİT mensubu olduğu belirtilen Mehmet Ali Bal ve uyuşturucu ticaretinden uzunca bir süre tutuklu kalan Nizamedin Kahramanoğlu’nun çete kurarak bir iş kadınının hisselerini ve parasını almaya çalıştıkları öne sürüldü. İş kadını A.K’nin şikâyeti üzerine açılan soruşturma dosyasını Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, Aydıner hakkında yapılan şikâyetin, “soruşturma açılmasını gerektirir nitelikte olmadığı” gerekçesiyle işlemden kaldırdı. Dosyayı “ikinci Susurluk vakası” olarak nitelendiren A.K’nin avukatı Suna Öztaşdönderen, yargıya güvendiklerini ve soruşturmanın takipçisi olacaklarını belirtti.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2019 yılında sunulan suç duyurusu dilekçesine göre, Ege’de mimarlık şirketi bulunan A.K. isimli iş kadını 2018 yılında İspanya’ya 1 tonun üzerinde uyuşturucu gönderme suçundan hükümlü olan Nizamedin Kahramanoğlu ile tanıştı. Kahramanoğlu, A.K’nin yaptığı dairelerden almak istediğini belirtti. Kahramanoğlu’nun çevresinde bürokratik isimleri gören A.K., Kahramanoğlu’na güvendi ve onun geçmişini araştırmadı. İkili arasındaki ilişki giderek ilerledi. Kısa bir süre sonra ise A.K. maddi sıkıntı yaşamaya başladı. Bu sırada Kahramanoğlu, A.K’ye borç para verebileceğini belirtti. Farklı tarihlerde toplamda 3 milyona yakın parayı A.K’nin hesabına yatırdı. Daha sonra A.K’yi evine çağıran Karamanoğlu yatırdığı paraların borç olmadığını, şirketin yüzde 25 hissesini istediğini belirtti. A.K’ye son gönderdiği 200 bin doları ise Ömer Faruk Aydıner’den aldığını, bu parayı Aydıner’e iade etmesini istedi.‘PARA, YARGITAY BİNASINDA VERİLDİ’ İDDİASIİddiaya göre; A.K. başına geleni çözmek için Aydıner’den yardım istedi. Aydıner bu işi çözeceğini söyleyerek İstanbul’da Mehmet Ali Bal ve Kahramanoğlu’nun da katıldığı bir toplantı ayarladı. Burada Aydıner, A.K’ye bir devir sözleşmesi yapılmasını yoksa Kahramanoğlu’nun elinden kurtulamayacağını söyleyerek kendi el yazısı ile bir sözleşme hazırladı. Süreç böyle devam ederken yoğun baskı altında kalan A.K., hisselerini Kahramanoğlu’na devretmek zorunda kaldı. Aydıner’e olan borcu ise ödedi. Ancak iddiaya göre, Aydıner verdiği paranın 500 bin kârı olduğunu ve bunu da ödemesini istedi. Bu para ise Yargıtay binasında siyah çanta içerisinde Aydıner’e verildi. Aydıner bu parayı alınca, “Herhangi alacağım yoktur” şeklinde belge imzaladı.A.K. yaşadığı sürece ilişkin Aydıner, Bal ve Kahramanoğlu hakkında, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “irtikap”, “görevi kötüye kullanma”, “rüşvet”, “tefecilik” ve çeşitli suçlardan soruşturma yürütülmesini istedi. Aydıner’in kendisinden para istediğine dair mesajları ve elindeki belgeleri savcılığa sundu. Ancak başsavcılık yetkisizlik verdi. Dosya İstanbul’a Bakırköy Adliyesi’ne yollandı. Burası da takipsizlik verdi. Dosya bu kez İzmir’e oradan da Marmaris’e aynı gerekçeyle yollandı. Son olarak yetki davası açıldı ve dosyada İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkili olduğu belirtildi. Bu süreçte Nizamedin Kahramanoğlu koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Yargıtay ise Ömer Faruk Aydıner hakkında “soruşturma açılmasını gerektirir nitelikte olmadığı” gerekçesiyle dosyayı kapattı.BAKIRKÖY İDDİALARIÖmer Faruk Aydıner’in ismi, 15 Temmuz gecesi FETÖ mensupları hakkında gözaltı emri veren ilk savcı olarak duyuldu. O dönem Bakırköy başsavcı vekili olan Aydıner’in, Bakırköy Cezaevi doktoru olan Alp Çetiner hakkında örgüte yardım suçundan işlem yaptığını, tutuklanan Çetiner’den boşalan koltuğa ise Aydıner’in doktor olan eşinin atandığını, ilerleyen süreçte ise Çetiner’in tüm suçlamalardan aklandığını gazetemiz sayfalarından okurlarımıza duyurduk. Seyhan Avşar

Gara operasyonunu değerlendiren emekli komutanlar,çok sayıda hata yapıldığınıvurguladı

Gara operasyonunu değerlendiren emekli komutanlar, çok sayıda hata yapıldığını vurguladı Askeri uzmanlara göre 13 görevlinin kurtarılması için yapılan Gara operasyonu, iyi niyetli başlatılmış ancak hatalarla dolu ve açık bir başarısızlık örneği. Terör örgütü PKK tarafından Gara’daki mağarada tutulan, aralarında asker ve polislerin de olduğu 13 yurttaşın kurtarılması için yapılan operasyonu değerlendiren emekli Tümamiral Ahmet Yavuz, “Gara operasyonunu çok başarılı takdim etmek suretiyle rehine kurtarma operasyonunun olumsuz sonuçları örtülmeye çalışılmıştır” dedi. Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen de “Burada başarı kriteri Gara’daki rehinelerin canlı olarak kurtarılması, harekâtı yapan askerlerin güvenli bir şekilde harekâtı yapmasıdır. Sonuca baktığımızda bunun başarılı bir operasyon olduğunu söylemek mümkün değil” ifadelerini kullandı.Gara harekâtını askeri açıdan Cumhuriyet’e değerlendiren emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “Belli ki bu bir rehine kurtarma operasyonuydu. Rehinelerin bulunduğu yerin istihbari olarak belirlendiği anlaşılıyor. İyi bir maksatla yola çıkılmış ancak başarı olasılığı düşük bir operasyona girişilmiş. Büyük ve saygın bir gayret sarf edilmiş. Bu uğurda şehitler verilmiş. Her operasyon başarılı olmaz. Buraya kadar hiçbir itirazımız olamaz. Ama sonuçta başarısız olunmuştur. Gizliliğin muhafazası esastır. Yapılan yanlış ise sonuçların kamuoyuna takdim ediliş biçimindedir. Gara operasyonunu çok başarılı takdim etmek suretiyle rehine kurtarma operasyonunun olumsuz sonuçları örtülmeye çalışılmıştır. Operasyona nasıl karar verildiğini bilmediğimiz için yüksek riskli bir operasyonun karar sorumluluğunun kime ait olduğunu bilmiyorum. Belli ki operasyona olur verme kararı yanlıştı. Sonuçtan bunu anlıyorum” diye konuştu.‘KISA VADELİ BAŞARI ARAYIŞININ SONUCU’Operasyon kararını siyasi iradenin verdiğini belirten Yavuz, “Ancak acaba askerin ‘hayır olmaz’ diyebileceği bir ortam mevcut mudur? Olduğunu sanmıyorum. Böyle önemli bir ders çıkarmalıyız. Yani her şey özgürce karşılıklı olarak konuşulmalıdır. Böylece hesapsız risk almanın önüne geçilmiş olur” ifadelerini kullandı. Operasyonun “açık bir başarısızlık örneği” olduğunu belirten Yavuz, “Bu operasyonun geri planında aşırı yükselen özgüven ve kısa vadeli başarı elde etme arayışı yatmaktadır” diye konuştu.‘BAŞARIDAN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİL’Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen de Gara’da hava harekâtıyla birlikte rehin kurtarma operasyonunun büyük riskler içerdiğine dikkat çekerek “Rehin kurtarma operasyonu, en zor harekât şeklidir. Çünkü çok sağlam istihbarat, bu istihbarat üzerinde iyi planlama gerektirir. Arazi ve hava şartları da çok zor. Rehin kurtarma operasyonunun başarılı olup olmadığının kriteri şudur; amaçlanan hedefe ulaşıldı mı? Burada başarı kriteri Gara’daki rehinelerin canlı olarak kurtarılması, harekâtı yapan askerlerin güvenli bir şekilde harekâtı yapmasıdır. Sonuca baktığımızda bunun başarılı bir operasyon olduğunu söylemek mümkün değil” dedi.‘PLANLAMA SAFHASI HATALI’Akar’ın açıklamalarından, rehinelerin tutulduğu mağaranın planının, harekât bittikten sonra elde edildiğinin anlaşıldığına dikkat çeken Eslen, şöyle konuştu: “TSK, mağaranın yeri hakkında doğru bir istihbarat yapmış, ancak mağaranın kendisi hakkında bir istihbarat yapmamış. Mağaranın istihbaratı elinizde olsa bile çok riskli. Burada yetkili olsaydım bu harekât planı önüme geldiğinde harekatı başlatmazdım. TSK bu harekâttan ders çıkarmalıdır.”Mevcut bilgilerle askeri operasyonla rehine kurtarmanın imkânsız olduğunu söyleyen Eslen, “Fakat bu, siyasetin göreviydi, askerin görevi değil. Burada mevcut şartlarla askeri yöntemin kullanılmasının hata olduğunu gördük” dedi. Eslen, Akar’ın askeri operasyonları sevk ve idare etmesini de eleştirerek “Milli Savunma Bakanı eski bir askerdir ancak şu anda siyasetçidir. Milli Savunma Bakanı’nın her askeri harekâtta boy gösterdiğini görüyoruz, bu TSK emir-komuta sistemi açısından yararlı değildir. Milli savunma bakanları askeri birlikleri dolaşır, bu normaldir, ancak harekâtları sevk ve idare etmezler. Harekâtın sevk ve idaresini oradaki komutan yapmalıdır, askeri harekâtın sevk ve idare sisteminin esası budur” diye konuştu.Eslen, iktidarın kullandığı “PKK’nin belini kırdık, terörle mücadelede başarılıyız” söylemini de eleştirerek “Terörle mücadelede başarının kriteri, terör örgütünün başarı umudunu yok etmektir. PKK/ YPG’nin başarı umudu yok edilebildi mi? Türkiye’nin içinde PKK’li sayısı azalmış olabilir. Fakat bu, PKK’nin kökünün kazındığı anlamına gelmez. PKK/YPG’yle mücadelenin esas odağında Suriye olmalıdır. Suriye’de de asıl muhatap ABD’dir” dedi. Hüseyin Hayatsever

Ticaret Bakanlığı’nın perakendeyi yeniden yapılandıran tasarıteklifi sektörüböldü

Ticaret Bakanlığı’nın perakendeyi yeniden yapılandıran tasarı teklifi sektörü böldü Teklif, perakendeciye göre yetersiz, zincir marketlere göre kayıt dışını artıracak. TÜRKONFED ise 30 güne düşürülen ödeme süresi ile düzenlemede ürünlerin çeşitlenmesini istiyor. Yıllardır yılan hikâyesine dönen perakende sektörünü düzenleyecek yasa teklifi yine gündemde. Perakende sektöründe yeni bir tartışma başlatan teklif, esnafı korumak amacıyla zincir marketlere yönelik bazı düzenlemeler getiriyor. Üretim yapan küçük işletmelerin desteklediği düzenlemeye karşı, zincir marketler ise tepkili.Sektör temsilcilerinin önerilerini Ticaret Bakanlığı’na göndermeye başladığı “Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı”nda yer alan düzenlemelerden bazıları şöyle:- Hızlı tüketim ürünleri satan mağaza ve zincir marketlerin raflarının yüzde 1’i, coğrafi işaretli ürünlerin satışına ayrılacak. - Coğrafi işaretli ürünlerin yanı sıra bu alanlarda, marketin bulunduğu ildeki yöresel ürünler yer alacak. - Sebze ve meyve ile 30 gün içinde bozulabilen ürünlerin bedeli, üreticiye 30 gün içinde ödenecek. - Küçük esnafı korumak amacıyla zincir gıda marketleri, pazar günleri saat 11.00’den önce açılamayacak.Tasarıya yönelik sektör temsilcilerinin açıklamaları ise devam ediyor. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) de bir açıklama yaparak “zincir market düzenlemesi” olarak da bilinen teklifle ilgili görüşlerini açıkladı. TÜRKONFED, KOBİ’lerin gelişmesinin önündeki en büyük engelin alacaklarını zamanında alamamaları olduğunu belirtti. TÜRKONFED, ödeme süresinin 30 gün ile sınırlı tutulması kararını desteklediklerini belirterek “Ödeme süresinin diğer tüm ürünler için de 60 günü aşmamak kaydıyla sınırlandırılmasını öneriyoruz” dedi. TÜRKONFED’in market markası ile fason üretilen ürünlere de sınır getirilmesi istendi.KAYIT DIŞI ARTARGıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı ve en büyük zincir market BİM’in İcra Kurulu üyesi Galip Aykaç ise Dünya gazetesine yaptığı açıklamada, teklifin aceleye getirildiğini söyledi ve “Bu tasarılar, kayıt dışını artırır, istihdamı düşürür, enflasyonu artırır, perakende de gelişimi durdurur. Yasa ile kimin neyi satıp neyi satmayacağına müdahale ediliyor. Tüketici bu işe ne der diye soruldu mu bilemiyorum” yorumunu yaptı.Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün, zincir marketlerde elektronik ve mobilya gibi ürünlerin satışını engeleyecek düzenlemeyi doğru bulduklarını ve yıllardır bu yasayı beklediklerini belirtti.Alışveriş Merkezi Yatırımcıları (AYD) Derneği Başkanı Hüseyin Altaş ise “AVM’lerdeki marketlerin bu kanundan istisna tutulmasını istiyoruz. Kazanılmış hakları var. Tasarıda AVM yapımına sınır var, metrekare ile ilgili düzenlemeler var, biz hepsini destekliyoruz” dedi. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter