Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 12.14.2025, 06:08 AM (GMT)

News - Haberler

‘Edebiyatta gerçekçilikölüyor!’

Türkçe Haberler En Son Başlıklar ‘Edebiyatta gerçekçilik ölüyor!’ Fantezi edebiyatı yeni oluşan bir alt tür gibi algılansa da bu türü tanımlamadan önce edebiyatın aslında fantezi olduğunu hatırlatmalı. Edebiyatın evreni gerçek evren değil. Fantezinin evreni. /Archive/2021/2/23/003840272-ic1.jpgFantezi, yeni oluşan bir alt tür gibi algılansa da tanımlamadan önce edebiyatın aslında fantezi olduğunu hatırlatmalı. Edebiyat metinlerinin ne olmadıklarını düşünelim: Edebiyat metni; hukuki (yasa veya sözleşme), teknik (kullanım kılavuzu veya patent), bilimsel (fizik makalesi veya sosyoloji kitabı), tarih (vakayiname) metin değil. Başka deyişle olguları, gerçekliği yansıtma iddiası taşımıyor.Gerçekçilik iddiası taşıyan edebiyat dâhi gerçekliği yansıtmıyor: Raskolnikov yok, bir kadını öldürmedi; Selim Işık intihar etmedi. Yahut Hamlet yok; Akakiyeviç’in hayaleti palto çalmadı; Diyavol Paşa da, Amat diye bir gemi de yok. Edebiyatın evreni gerçek evren değil. Fantezinin evreni.Fantezi edebiyatı daha çok bir mod (kip). Melodramlar gibi ana akımla çevre arasında, bilinçdışı ve bilinç arasında uzlaşı. Gerçeklik - fantezi ikileminde gerçeklik fanteziyi besliyor, fantezi gerçekliği kurguluyor. Fantezi arzuların dilini, bastırılmışın dışa vurulmasını içeriyor, zeitgeist’i yansıtıyor. Belki de son yüzyılda edebiyatta fantezi yükselmiyor, gerçekçilik ölüyor./Archive/2021/2/23/003856725-ic2.jpgYADIRGATMANIN ÖLÇEĞİFantezi, bilinçdışı, arzular, insan psikolojisi ile iç içe bir mod. Rus Biçimciler edebiyatın işlevini ostranenie, yani yadırgatma olarak görüyor. Fantezide yadırgatma doğa yasalarına genişliyor. Kendi yasalarıyla evrenler tasarlıyor; mitolojiden beslenip kendi mitolojisini kurguluyor. Başka evrenlerden ölü tanrılar, başka boyutlar, yabancı gezegenler; dünya mitolojisi kökenliler kadar, özgün tasarımlarla canavarlar ve envaiçeşit mahlûkat can buluyor. Bu edebiyatın doğaüstü yaratıkları ve durumları, insanı, psikolojiyi yansıtan somut eğretilemeler.Sınırı doğa yasalarında çizme iddiasındaki bilimkurguda bile yukarıdakiler var. Bilimkurguyu fantezinin alt türü sayan Todorov, Fantastik kitabında fantezinin dinamiğini açıklar: Fantastik, iki uç, olağanüstü (açıklanamayan) ve tekinsiz (açıklanabilen) arasında salınır.Bu salınım, Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası’nda bile görülür: Puslu Kıtalar Atlası’nda düşman cephesine tünel açan asker, bir ejderha ile karşılaşır. Ancak bu, karşıdan gelen düşmanın sırtındaki dövmedir. Önce olağanüstüyü, sonra açıklamasını görürüz; ama gerilim düşmez, bu iki uç arasındaki salınım sürer./Archive/2021/2/23/003911568-kapakic3.jpgKISA TARİHÇEModernite öncesi: Homeros’un ataerkilleşmiş Odyssea’sı bilinmeyen diyarlara, büyünün sırlarına yolculuğu; eve, benliğe dönüşü işler.Modernite: Gotik (örn., Drakula) bilinmeyene, Doğu’dan gelen ötekiye yönelik korkuyu, bastırılmış cinselliği sembolizmle yansıtır.1940’lara dek, pulp (ucuz kağıda basılı) fantezi yazarları (örn., Howard, Lovecraft) kapitalizmin yükselişi ile ötekiye karşı önyargıları; coğrafi keşifler bitince biten gizeme, taşra ideallerine dönüş özlemini yansıtırlar.1940 sonrası, günümüz fantezisinin temeli Tolkien iyi ile kötünün savaşını, (“ırk” diye var olmayan kavram üzerine kurarak) yansıtır.1970 sonrası fantezi (Brooks, Shannara; Donaldson, Thomas Covenant Günceleri; Jordan, Zaman Çarkı), Tolkien “baba”ya saygıyla karışık ihanet halinde, onun olay örgüsünü kullanır; ancak temalar çeşitlenir.Modernite sonrası: Ana akım fantezi, yukarıdakilerin karışımını Zeitgeist’a özgü ironi ile yansıtır. Özellikle genç erişkin romanlar, hep bir sınava hazırlığı, kayıp anne-babanın gizemini içerir.Maalesef, artık ana akım fantezi bir sanayi, tektip: Yüzüklerin Efendisi çeşitlemeleri alana hâkim. Yadırgatma sınırını bu kitap belirliyor; tümüyle tecimsel bir etkinlik olan yayıncılık da okuyucuyu algılanması zor olandan koruyor./Archive/2021/2/23/003932693-ic4.jpgGÜNÜMÜZ FANTEZİSİ: TOLKIEN’LE MÜCADELETolkien’ın dünyası feodal. (Hükümranla çatışan köylü, Keloğlan masallarında bile denk gelebileceğimiz tema). Ancak tek kişinin topluma egemenliğini değil, kötü kralı eleştiriyor. Kıyasla Taht Oyunları, halkın özyönetimini vurgulasa da (henüz çıkmamış kitabın dizi ile örtüşeceğini varsayarak) olası görmüyor.Tabii, bu fantezinin ana akımı. Başka politik düzenler de mevcut. Ne ki karakterlerin karşısındaki en büyük ejderha, siyasi düzen; bu Harry Potter’da bile var. Nefsin ejderhası (iktidar arzusu) ana eleştiri unsuru (ki Tolkien da bunu Platon’un Devlet’indeki Gyges’in görünmezlik yüzüğünden alıyor).Tolkien, moderniteye özgü hevesle bozuk düzeni yıkıp yenisini kurmayı istiyor. Rosemary Jackson gibi eleştirmenler, Tolkien’ı olgun bir fantezi yazarı değil, hâkim ideolojiyi haklı kılan bir romans yazarı görüyor.Yüzüklerin Efendisi sonraki yazarlar için bir şablon: Yeni eserler aynı biçimde bir gerçeklik haritası, terminoloji ana ihtilafı özetler bir kehanet ve benzer olay örgüsü içeriyor./Archive/2021/2/23/003947458-ic5.jpgTÜRKİYE’DE FANTEZİ: GEÇMİŞ VE İMKÂNLARDüşük teknoloji ana akım fantezi ve teknolojiye karşı güvensizliği işleyen bilim-kurgu, teknoloji ile ana akıma taştı: 2000’lerde Tolkien’ın eseri bilgisayar teknolojisi ile beyaz perdeye yansıdı. Böylece tüm dünyada çevirileri çok fazla okundu. Fantezi, Harry Potter dizisi ve filmi ile çocuklara yayıldı; onlar büyüdüklerinde fantezi genç erişkin romana hâkim oldu.Türkiye’de çekirdek okuyucu 1990’larda, üniversite bilim kurgu ve fantezi toplulukları, Atılgan gibi dergilerde yetişti; fantezi çevirmenleri, yazarları ve editörleri oldu. Bugün bu topluluklar rol yapma oyunları, roman tartışmaları, cosplay etkinlikleri gibi etkinlikler düzenliyor. Okuyucu kitlesi genelde üniversite öğrencileri ve mezunları. Polisiye haricinde rastlanmayan biçimde “türü” sahiplenip tartışıyorlar.Artık fantezi, Türkiye’de popüler kültürün parçası: Gollum’a benzetme dava konusu oldu; Akşener, “Winter is coming” dedi. Çünkü bu eserler alegoriye açık, sembollerle yüklü; günlük söyleme, iyi-kötü savaşı sayılan durumlarda rahat uyarlanabiliyor.FABİSAD...İleride fantezinin yaygınlaşmasında FABİSAD’ın (Fantazya ve Bilmkurgu Sanatları Derneği) rolü olacak. Alanda eser üreten herkesin katılabildiği dernek toplantılar, konuşmalar, yarışmalarla özgün üretimi tetikliyor. Türkiye Bilişim Derneği ise Bilimkurgu Öykü Yarışması’yla alana genç yetenekler katıyor.Baskı dönemlerinde simgelerin ağır bastığı fantezi, kalıplardan kurtulmaya, aşina yadırgatmayı tekrar yadırgatacak cesur yayıncılara, cesur yazarlara ihtiyaç duyuyor.Fantastik / Tzvetan Todorov / Çeviren: Nedret Öztokat / Metis Yayınları / 176 s.Devlet / Platon / Çevirenler: Sabahattin Ali, M. A. Cimcoz / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 372 s.Puslu Kıtalar Atlası / İhsan Oktay Anar / İletişim Yayınları / 239 s.Yüzüklerin Efendisi - Tek Cilt Özel Basım / J. R. R. Tolkien / Çevirenler: Bülent Somay, Çiğdem Erkal İpek / Metis Yayınları / 1026 s. Kadir Yiğit Us

Gece gece Dickens!

Gece gece Dickens! Charles Dickens, Gece Yürüyüşü adlı kitabında uykusuzluk illetine tutulup da gecenin ıssız saatlerinde yürüyüşe çıkarak kendini bu rahatsızlıktan kurtarmaya karar verdiği dönemde Londra sokaklarında karşılaştığı evsizliği, sarhoşluğu ve ahlâksızlığı anlatıyor. /Archive/2021/2/23/003452477-ic1.jpgTarih boyunca bazı kitaplar dünyayı değiştirdi. Bununla kalmayıp; bizleri ve birbirimizi görme biçimimizi etkiledi. O kitaplar ki tartışmalara, muhalif fikirlere, savaş ve devrimlere esin kaynağı oldular. Aydınlattılar, harekete geçirdiler, kışkırttılar, teselli ettiler. Kafka Kitap uygarlığı sarsan, insanlık tarihine yön veren fikirleriyle; büyük düşünürlerin, çığır açanların, radikallerin ve ileriyi görenlerin eserlerini sunmaya devam ediyor.Kafka Kitap tarafından yayımlanan, Charles Dickens’ın Gece Yürüyüşü de bu kitaplardan sadece biri.Charles Dickens bu küçük kitapta uykusuzluk illetine tutulup da gecenin ıssız saatlerinde yürüyüşe çıkarak kendini bu rahatsızlıktan kurtarmaya karar verdiği dönemde Londra sokaklarında karşılaştığı evsizliği, sarhoşluğu ve ahlâksızlığı anlatıyor.Takip eden denemelerinde de Dickens küçük bir çocukken şehrin sokaklarında kaybolduğu bir günü ve her yerde pıtrak gibi biten (kâh tütün dükkânından bozma, kâh kaliteli maun panellerle kaplı) bahis dükkânlarının çeşitliliğini yazıya geçiriyor./Archive/2021/2/23/003514805-ic3.jpgTam adı Charles John Huffam Dickens olan İngiliz yazar ve toplumsal eleştirmen Charles Dickens (7 Şubat 1812 - 9 Haziran 1870, Victoria devrinin en iyi romancılarının başında geliyor.20 yıllık bir süre içerisinde haftalık çıkan bir gazeteyi yöneten Dickens, 15 roman, 5 uzun öykü, yüzlerce kısa öykü ve kurgu dışı makale yayınladı, çocuk hakları, eğitim ve diğer toplumsal konularda mücadele verdi.İngiltere'nin Portsmouth şehrinde dünyaya geldi. Babasının borçları nedeniyle hapishaneye düşmesinin ardından fabrikada çalışmak için okuldan ayrıldı. 15 yaşında bir avukatın yanında çalışmaya başlayan Dickens, boş zamanlarında stenografi öğrendi ve 1835’te Morning Chronicle gazetesinde stenograf olarak çalışmaya başladı.1835’te “Boz” takma adı ile başlığı Boz’un Karalamaları olan notlar yayımlamaya başlayan Dickens, 1837 yılında ise onu asıl ünlendiren Bay Pikvik'in Serüvenleri adlı kitabını yayımladı.Aynı yıl Catherine Hogarth ile evlendi. 1840’da ölen baldızı Mary’e ithaf ettiği Antikacı Dükkanı romanını yayımladı. 1836 yılında yayınlanan The Pickwick Papers romanı ile uluslararası alanda tanındı.Kişilik ve toplum üzerine mizahi, satirik ve keskin gözlemleri ile ünlü olan Charles Dickens’ın romanlarının çoğunlukla haftalık ya da aylık yayınlar halinde çıkması, Viktorya döneminde en sık görülen basım şekli olan dizi yayınlara öncülük yaptı. Dizi olarak çıkan eserler Charles Dickens'a okuyucuların tepkisini değerlendirme fırsatı vererek sık sık konuları ve karakterlerin gelişimini aldığı yorumlara göre şekillendirme olanağı sundu./Archive/2021/2/23/003529164-kapakic4.jpg1840 yılında Amerika’ya giden ve 1843 ile 1846 yılları arasında sık sık seyahat eden Charles Dickens, bu seyahatlerde o dönemdeki tanınan yazarlarla tanışma şansını yakaladı ve Daily News gazetesi ile Household Words dergisini çıkardı.1858 yılında eşinden ayrılan Charles Dickens, yine sık sık seyahat etti ve konferanslar verdi. Gadshill’deki evinde istirahate çekildikten sonra 1870 yılında hayata veda etti. Dickens’ın mezarı Londra'daki Westminster Kilisesi'ndedir.Başlıca eserleri: Bay Pikvik'in Maceraları (1837), Oliver Twist (1839), Nicholas Nickelby (1839), Antikacı Dükkanı (1841), Bir Noel Şarkısı (1843), Martin Chuzzlewit (1844), Dombey ve Oğlu (1846-1848), David Copperfield (1850), Kasvetli Ev (1853), Zor Yıllar (1854), İki Şehrin Hikâyesi (1859), Büyük Umutlar (1861), Müşterek Dostumuz (1865).Gece Yürüyüşü / Charles Dickens / Çeviren: Enis Köksaldı / Kafka Kitap / 152 s. Cumhuriyet Kitap Eki

McEwan’ın‘Hamamböceği’

McEwan’ın ‘Hamamböceği’ Önceki hayatında iğrenilen bir yaratık - bir hamamböceği - olan Jim Sams anlam veremediği bir dönüşümün sonucunda kendini İngiltere başbakanının bedeninde bulur! Ian McEwan, Hamamböceği’nde, Londra’dan Brüksel’e ve Washington DC’ye dünya siyasetinin labirentlerine uzanırken İngiliz mizah geleneği ile Kafka’nın dünyasını buluşturuyor. /Archive/2021/2/23/003222197-kapak-.jpg“Zeki ama bir derinliği olduğu kesinlikle iddia edilemeyecek olan Jim Sams, o sabah huzursuz rüyalardan uyanınca kendini devasa bir yaratığa dönüşmüş buldu.”İngiliz yazar Ian McEwan’ın yeni romanı Hamamböceği bu cümleyle açılıyor ve okurları hem çok tuhaf hem de çok tanıdık bir İngiltere’ye götürüyor:“Tersincilik” adı verilen ve ekonominin akışını bütünüyle tersine çevirmek üzerine kurulmuş bir ideoloji son yıllarda popülerlik kazanmış, hatta referandumdan galip çıkmıştır. Önceki hayatında iğrenilen bir yaratık- bir hamamböceği - olan Jim Sams anlam veremediği bir dönüşümün sonucunda kendini İngiltere başbakanının bedeninde bulduğunda büyük bir sorunla karşı karşıya kalır:Bir tarafta halkın iradesinin uygulanmasını bekleyen basın ve seçmenler vardır, öbür taraftaysa ülkeyi aklıselime davet eden birkaç yerel siyasetçi ve olup bitenleri hayretle izleyen dünya kamuoyu.Hamamböceği, Londra’dan Brüksel’e ve Washington DC’ye dünya siyasetinin labirentlerine uzanırken İngiliz mizah geleneği ile Kafka’nın dünyasını buluşturuyor. Bu keskin hiciv, Ian McEwan’ın romanın kaynaklarına ilişkin önsözüyle beraber sunuluyor.Hamamböceği / Ian McEwan / Çeviren: Lâle Akalın / Yapı Kredi Yayınları / 88 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Stephen King: 'Yazmak telepatidir!'

Stephen King: 'Yazmak telepatidir!' Yazma Sanatı yazmaya ilgi duyan herkesin okuması gereken bir kitap. Stephen King, nasıl yazar olunacağını değil, bir yazarın nasıl şekillendiğini anlatıyor. /Archive/2021/2/23/003000027-ic1.jpgStephen King’in beklenen kitabı Yazma Sanatı’nın ilk bölümünde, hiçliğin ortasında doğup dünya çapında üne kavuşan Korku Kralı’nın hangi aşamalardan geçerek bugünlere geldiği anlatılıyor. Başarı merdivenlerini tırmanırken süregelen hayatını da içten bir dille özetliyor.Stephen King’in zorlu şartlarda geçen hayatını okurken ağzında gümüş kaşıkla doğmamış herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği çarpıcı bir hikâyeye ortak oluyoruz. Babasının yokluğunda maddi imkânsızlıklarla dolu bir hayata gözlerini açan King, okuduğu hikâyeleri kopyalayarak yazmaya başlıyor. Yazma macerası, evin bodrumunda abisiyle hazırladıkları gazeteyle devam ediyor. Hatta bu gazete yüzünden okul idaresiyle sorun yaşıyor.Hikâyelerini gönderdiği dergilerden sıklıkla ret cevabı aldığı ilk gençlik yıllarıyla ilgili “Tıraş olmak için hâlâ çok gençken iyimser olmak başarısızlık karşısında verilebilecek gayet makul bir tepki,” yorumunda bulunuyor./Archive/2021/2/23/003015480-ic2.jpgSEVDİĞİNİZ HER ŞEYİ YAZIN SONRA HAYAT AŞILAYINİkinci bölüm, usta yazarın deneyimlerinden süzülmüş pratik önerileri barındırıyor.Stephen King, bu önerilerin nedenlerini ve nasıllarını yine kendi yaşanmışlıklarıyla açıklıyor. King, bu bölümde, “Sevdiğiniz şeyi yazın, sonra ona hayat aşılayın,” diyor. Kurgu, diyalog, betimleme gibi özelliklerin nasıl ve ne kadar olması gerektiğiyle ilgili nokta atışı öğütlerini pek çok yazar ve eser üzerinden verdiği örneklerle aktarıyor.Yazım sürecinde yapılması gerekenlerin yanı sıra yapılmaması gerekenlere de ışık tutuyor. Uygun çalışma ortamının sağlanması, hazırlanması gereken taslaklar, alt metinlerin belirlenmesi, üslup gibi konular haricinde en ince detaylara varıncaya dek yazdığı ve okuduğu kitaplardan alıntılarla işin doğrusunu yanlışını gösteriyor./Archive/2021/2/23/003028011-kapakic3.jpgHAYATININ DÖNÜM NOKTASISon bölümde Stephen King, hayatının dönüm noktası olarak tanımladığı, 1999’da yaşadığı trafik kazasını anlatıyor. Yazma Sanatı, 1997’nin sonlarında başlayıp uzun süren hazırlık aşamasının ardından King’in acıdan kıvranarak yazdığı kitap özelliğini taşıyor.Bu kitapta Stephen King’in pek çok kitabının ortaya çıkış hikâyesini de öğrenme fırsatı buluyoruz. Sadist’in yaratım süreci gerçekten ilgi çekici… King, başlangıçta nasıl bir hikâye tasarladığını anlattıktan sonra, kendiliğinden evrilen karakterlerin hayal ettiğinden çok daha farklı bir noktaya geldiğini ve çıkan sonuçtan ne kadar etkilendiğini anlatmış.Usta yazarın alkol ve uyuşturucuyla mücadele ettiği yıllarda yazdığı kitaplarla ilgili ayrıntıları ve hatta farkında olmadan uyuşturucuya atfettiği kitap karakterini de öğreniyoruz Yazma Sanatı’nda.Yazmakla ilgilenen herkesin ilgi duyacağı bu eserde King, kendi deneyimini, “Hırsın, arzunun, şansın ve biraz da yeteneğin rol aldığı dağınık bir büyüme süreci,” olarak tanımlıyor. Korku Kralı’nın eşsiz anlatımı, Gökçe Yavaş’ın akıcı, etkileyici çevirisiyle buluşunca ortaya insanın elinden bırakamadığı bir eser çıkıyor.Yazma Sanatı / Stephen King / Çeviren: Gökçe Yavaş / Altın Kitaplar / 250 s. / 2020. Ecem Kodak

Kafka'dan 'Babaya Mektup'

Kafka'dan 'Babaya Mektup' Franz Kafka’nın 36 yaşında kaleme aldığı ve alıcısına asla ulaşamayan Babaya Mektup’u, yalnızca bir baba-oğul ilişkisine ışık tutmuyor aynı zamanda dünya edebiyatının en ikonik ve esrarengiz yazarlarından birinin yaralarını, yenilgilerini ve içsel çatışmalarını da yakından görmemizi sağlıyor. /Archive/2021/2/23/002734106-ic.jpgFranz Kafka’nın 36 yaşında kaleme aldığı, orijinali 103 sayfalık el yazmasından oluşan ve alıcısına asla ulaşamayan bu mektubu yalnızca bir baba-oğul ilişkisine ışık tutmuyor aynı zamanda dünya edebiyatının en ikonik ve esrarengiz yazarlarından birinin yaralarını, yenilgilerini ve içsel çatışmalarını da yakından görmemizi sağlıyor.Çocukluk ve gençlik yıllarını babasının baskısı altında geçiren, kendini özgürce geliştiremeyen ürkek, kafası karışık bir çocuk, delikanlı ve genç adam olarak Kafka her yaşta karşısında çok güçlü, karşı konulamaz bir baba bulmuştur. Ancak bir gün olsun ondan kopamamış, yüzüne söyleyemediği şeyleri yazıya dökmüştür.Kafka’nın, yaşamındaki tüm olumsuzlukların sorumlusu olarak gördüğü babasıyla hesaplaştığı yapıtı Ahmet Arpad’ın yetkin çevirisiyle sunuluyor.Babaya Mektup / Franz Kafka / Çeviren: Ahmed Arpad / Koridor Yayıncılık / 64 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Gölgen de sensin!

Gölgen de sensin! Siyah, Yeni Alman Tıbbı’na göre hastalıkların, çatışmaların ve travmaların hangi durumlarda ortaya çıktığına ve nasıl çözümlenebileceğine dair ayrıntılı açıklamalar ve örneklerle okura ışık tutuyor. /Archive/2021/2/23/002434248-ic1.jpgPınar Boylu Gogulan, Lacivert ve Mor’un devamı niteliğindeki ve konu bakımından geniş bir yelpazeye sahip Siyah’ta, danışanlarından verdiği örneklerle hastalıkların gerçek sebebini irdeliyor. Küçük büyük bütün hastalıkların bizi aslında en iyi dostumuzla, kendimizle, tanıştırmak için kapımızı çaldığının altını çiziyor.Yeni Alman Tıbbı’na göre çoğu zaman kendimize, sırtımızı döndüğümüz noktada alarm veriyor vücudumuz; ruhsal benliğimiz giderek artan şiddetli bir sarsıntıyla bizi kendimize getirmeye çalışıyor.Yeni Alman Tıbbı, modern tıpla işbirliği içinde ilerleyen ve danışana yeni tedavi kapıları aralayan bilimsel bir çalışmanın ürünü. Psikiyatrist ve cerrah Ryke Geerd Hamer’ın yaşadığı travmatik bir olay sonucu ortaya çıkıyor.Doktor Hamer bir kazada oğlunu kaybettikten kısa bir süre sonra prostat kanseri oluyor. Tedavisi süresince aynı teşhisin konulduğu yüzlerce hastayı inceliyor. Kendisiyle benzer bir duygusal çatışma yaşadıklarını fark ettiğinde tomografi sonuçlarına bakıyor. Hepsinin beyninde, aynı noktayı işaret eden bir baloncuk oluştuğunu keşfediyor. Öyle ki bu baloncuğa Hamer Odağı ismi veriliyor.Travma ve hastalıkların çıkış noktasını bularak, özgürleşebileceğimiz gerçeğini kabul etmek atılacak ilk ve belki de en önemli adım. Bu noktada başvurulan regresyon ve soybilim çalışmaları birbirini tamamlıyor ve destekliyor.Lacivert, Mor ve Siyah serisinin ana teması, hastalık ve travmalar başta olmak üzere korkular, kanıksanmış çaresizlikler ve kendini tekrar eden olumsuzluklara “dur” demek.Bilimsel çalışmalara dayanan, deneyler ve ispatlarla ilerleyen yeni Alman Tıbbı’nın esas alındığı Lacivert, Mor ve Siyah, tam da bu sebeplerden dolayı özgün bir çalışma, kişisel gelişim kitaplarına yeni bir soluk getiriyor. Elbette Gogulan’ın kusursuz bir anlatıcı rolüne bürünmeksizin okura kendi çatışmalarını, travmalarını ve döngülerini korkusuzca anlatması da kitabın fark yaratan özelliklerinden biri.Siyah / Pınar Boylu Gogulan / Libros Kitap 272 s. Aylin Kaya

İmamoğlu'nuşikayet eden kişinin FETÖ'yüöven paylaşımlarıortayaçıktı

İmamoğlu'nu şikayet eden kişinin FETÖ'yü öven paylaşımları ortaya çıktı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu, ''halka ucuza ekmek satıyor'' diye İstanbul Valiliği’ne şikâyet eden, İstanbul Ekmek Üreticileri Derneği (EKÜDER)Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zeki Sarıhan'ın terör örgütü FETÖ'yü öven paylaşımları ortaya çıktı. İstanbul Ekmek Üreticileri Derneği, 1 liraya ekmek satarak İstanbullunun ucuz ekmek ihtiyacını karşılayan İBB’ye bağlı İstanbul Halk Ekmek’i (İHE) İstanbul Valiliği’ne şikâyet etti.Dernek, 4 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Valiliği İdare ve Denetim Müdürlüğü'ne verdiği dilekçede, Halk Ekmek büfelerinin fırıncılar için halksız rekabet yarattığını, ekmeğin siyasete alet edildiğini savundu.FETÖ'YÜ ÖVEN PAYLAŞIMLARI ORTAYA ÇIKTIFakat diğer yandan İBB’yi şikâyet etmesinin ardından adı çok konuşulan EKÜDER Başkanı Ahmet Zeki Sarıhan’ın, terör örgütü FETÖ lideri Fethullah Gülen’e selam gönderdiği paylaşımları ortaya çıktı.Sarıhan’ın 2013 yılında yaptığı söz konusu paylaşımlarında FETÖ’yü politikleşme suçlamasının ardından “Erzurum'dan kalkıp, önce Türkiye, ardından bütün dünyaya uzanan büyük dava ve misyon adamı, Gülen'in sevgi ve hürmetle selamlıyorum” ifadelerini kullandığı ortaya çıktı.İşte o tweetler:/Archive/2021/2/22/235650420-sarihan-1.jpg/Archive/2021/2/22/235701857-sarihan-2.jpg cumhuriyet.com.tr

Mehmet Ceyhan'dan,“Araştırman var mı?'' diyen kişiye sert yanıt

Mehmet Ceyhan'dan, “Araştırman var mı?'' diyen kişiye sert yanıt Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, kendisine yöneltilen “Araştırman var mı, yayının var mı?” sorusuna sert bir şekilde yanıt verdi. Ceyhan, “Ağzından salyalar saçıp bir yerlerini karıştırırken, araştırman var mı, yayının var mı diye soran trollere anlayabiliyorlarsa yanıttır” diyerek belge paylaştı. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, sosyal medya hesabından, “Araştırman var mı, yayının var mı?” diye kendisine yöneltilen sorulara karşılıksız kalmayarak belge paylaştı.Twitter üzerinden paylaşım yapan Ceyhan, “Ağzından salyalar saçıp bir yerlerini karıştırırken,  araştırman var mı, yayının var mı diye soran trollere anlayabiliyorlarsa yanıttır” ifadelerini kullanarak belge paylaştı./Archive/2021/2/22/232352923-ceyhan-tweet.jpg cumhuriyet.com.tr

AKP'den ''Anayasanın ilk dört maddesi'' için değişiklik hazırlığı

AKP'den ''Anayasanın ilk dört maddesi'' için değişiklik hazırlığı CHP Afyonkarahisar milletvekili Burcu Köksal, AKP'li Anayasa Komisyon Üyesi İsmail Aydın'ın, ''Anayasanın ilk dört maddesi'' için değiştirilebileceğini söylediğini açıkladı. Meclis Genel Kurulu'nda anayasa görüşmelerinin sürdüğü sırada video paylaşan CHP Afyonkarahisar milletvekili Burcu Köksal, kürsüye çıkan AKP'li Anayasa Komisyon Üyesi İsmail Aydın'ın, ''Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilebileceğini' söylediğini açıkladı.Köksal, Meclis'ten paylaştığı videoda, "Artık niyetlerini açıkça belli etmeye başladılar, CHP olarak yine haklı çıktık" değerlendirmesini yaptı. cumhuriyet.com.tr

İngiltere'de taraftarlar stadyumlara alınacak!

İngiltere'de taraftarlar stadyumlara alınacak! Premier Lig'de taraftarlar ligin final haftasında statlara geri dönebilecekler ancak FA Cup finali seyircisiz geçecek. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, koronavirüs tedbirleri kapsamında alınan karantina kararları hakkında kamuya bilgi verdi.Ülkesinin dört aşamadan oluşan normalleşme yol haritasını açıklayan Johnson, İngiltere hükümetinin Premier Lig taraftarları için belirlediği statlara geri dönüş tarihini de duyurdu.İngiltere'de taraftarlar Premier Lig'in final haftasında statlara dönebilecekler.PREMİER LİG TARAFTARLARI STATLARA NE ZAMAN DÖNECEK?Hükümetin belirlediği yol haritası kapsamında, taraftarlar 17 Mayıs'ta statlara dönebilecekler ancak belli kısıtlamalar ile. 17 Mayıs'tan itibaren, 16.000'in üzerinde kapasitesi olan bir statta 10.000'e kadar taraftarın yer almasına izin verilecek.Daha küçük kapasiteli statlar 4.000 seyirciyi kabul edebilecek.Daily Mail'de yer alan habere göre; tedbirlere sıkı uyulması halinde 21 Haziran'da statlar taraftarlara tamamen açılacak.15 Mayıs'ta oynanacak FA Cup finalinde bu kural geçerli olmayacak.İNGİLTERE'DE KISITLI SAYIDA SEYİRCİ ALIMI NE ZAMAN BAŞLADI?İngiltere'de Aralık ayında UEFA Avrupa Ligi'nde Arsenal'in Rapid Wien'i konuk ettiği karşılaşmada, sınırlı sayıda seyirci tribünlerdeki yerini almaya başlamıştı.Stadyum önünde ateşleri ölçülen taraftarlara buradaki görevliler tarafından sosyal mesafe kurallarına uymaları ve maskelerini takmaları uyarısında bulunulmuştu. cumhuriyet.com.tr

Islam Slimani: Fenerbahçe hataydı!

Islam Slimani: Fenerbahçe hataydı! Bir dönem Fenerbahçe forması giyen Cezayirli forvet Islam Slimani, beIN Sports Fransa kanalına verdiği röportajda Türkiye günlerini anlattı. 2018/2019 sezonunda Leicester City'den kiralık olarak Fenerbahçe'ye transfer olan Islam Slimani, Türkiye'ye gelişini bir 'hata' olarak nitelendirdi."Fenerbahçe'ye geldiğimde Teknik Direktör bana güveniyordu ve oynatıyordu. Sonra bir gün bana kiralık olarak takıma katıldığım, gelecek yıl takımda olmayacağım ve idmanlara çıkmayacağımı söylediler. Ocak ayında teklifler vardı ama müsaade etmediler. Türkiye transferim bir hataydı"Fenebahçe formasıyla Süper Lig'de 15 maça çıkan Slimani 1 kez gol sevinci yaşamıştı. 19-20 sezonunda Monaco'yla yeniden dikkatleri üzerine çeken Slimani, Ocak ayında bedelsiz olarak gittiği Lyon'da Ligue 1'de 7 maçta gol sevinci yaşayamadı.  cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter