News - Haberler
Fatih Artman, Cumhuriyet Pazar'a konuştu
Fatih Artman, Cumhuriyet Pazar'a konuştu Fatih Artman, oyunculuk performansıyla dikkatleri çekiyor. Şimdilerde arka arkaya üç projede: Azizler, Bir Başkadır ve Menajerimi Ara. “Ön hazırlık işime büyük katkı sağlıyor. Sonrasında da sadece karakterin içinde olduğum “o an”ı yaşamaya çalışıyorum” diyor. Fatih Artman, yıllardır ince ince dokuduğu oyunculuk kariyerinde belki de en çok dikkat çektiği günleri yaşıyor. Ancak onun için görünür olmak ve övgü almak bir mesele değil. Kendisini en heyecanlandıran şeyin her zaman farklı karakterlere can vermek olduğunu söylüyor. Gelecekte de olabildiğince çok karaktere hayat vermek istiyor. Kim bilir belki de bu odaklanmış hali sayesinde Bir Başkadır’ın Yasin’i, Menajerimi Ara’nın Çınar’ı veya Azizler’in Cevdet’i olarak evimizdeki ekranlara yansıdığında hiç de yabancılık çekmediğimiz, samimi bir his bırakıyor hafızamızda. Artman’la oyunculuğunun inceliklerini konuştuk ama bununla sınırlı değildi sohbetimiz. Behzat Ç. ile setlere adım attığı, çocukluğunun en güzel ve derin anılarına sahip olan Ankara’yı da andık.- Bugüne kadar girdiğiniz her rolde izleyiciye çok yüksek bir inandırıcılık, samimiyet ve özdeşleştirme sundunuz. Sırrınız nedir?Bir sırrım yok maalesef. Bunun birçok farklı sebebi olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bir oyuncu olarak canlandıracağım karaktere çalışmayı çok seviyorum. Hatta bu ön hazırlık durumu yıllar geçtikçe hayatımda daha çok yer kaplamaya başladı. Performansıma büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Sonrasında da sadece karakterin içinde olduğum “o an”ı yaşamaya çalışıyorum. Bunların dışında bu durumun oyuncu enerjisiyle alakalı olduğuna inanıyorum açıkçası, ama bu enerjinin nasıl oluştuğunu, değişip değişmeyeceğini bilemiyorum./Archive/2021/2/14/154856418-whatsapp-image-2021-02-14-at-15.35.11-1.jpegFotoğraflar: Vedat ArıkNAİF BİR İNSANIM DİYEMEM- En güncel rollerinizden ikisi, Yasin ve Menajerimi Ara’da Çınar. İkisi de bambaşka dünyalarda ama ikisinin içinde de benzer bir naiflik var. Rol icabı mı yoksa doğuştan gelen özelliğinizin önüne geçilemez biçimde ekrana yansıması mı?Gerçekten rol icabı. Tabii ki benim de naif olduğum bir tarafım var ama naif bir insanım diyemem. Evet, canlandırdığım birçok karakterin naif kısmını gördük ama hepsi birbirinden farklı naiflikler barındırıyordu. Mesela benim için Çınar ile Yasin’in naiflikleri birbirinden çok uzak. Bir karaktere böyle bir açıdan yaklaşmıyorum kısacası. Böyle bir ayrımım yok. Canlandırdığım karakterleri birçok açıdan değerlendirip oldukça özenle seçim yapmaya çalışıyorum. Buna rağmen bazen karakterlerin bazı özellikleri birbirine benzeyebiliyor, üst üste denk gelebiliyor.- Önceki röportajlarınızdan birinde en sevmediğiniz yönünüzün ani duygu değişimleriniz olduğunuzu söylemiştiniz. Son iki, üç yıl içinde Yakup, Yasin, Çınar ve Cevdet gibi birbirinden çok farklı karakterlerin duygusu içine girdiniz. Bu karakter ve duygu yoğunluğunu nasıl bir düzene koydunuz? Yaşadığım duygu değişimleri ile canlandırdığım karakterlerin farklılığı benim için birbirinden çok ayrı iki konu. Çünkü ben canlandırdığım karaktere sadece onu canlandırırken inanmaya çalışıyorum. Ve oynadığım yerde bırakıyorum. İşin en keyifli tarafı bu zaten. Aldığım eğitimin temeli de buna dayandığı için zorlanmıyorum açıkçası. Yaşadığım duygu değişimleri ise kendi karakterime ait değişimlerdi.- Kısa süre önce ekrana gelen Azizler’deki Cevdet karakteri tüm Azizler dünyası içinde nereye oturuyor?Azizler dünyasında, Aziz ve diğer karakterler kadar yalnız olan bir karakter Cevdet. Hikâyede birbirinden farklı yalnızlıklar görüyoruz ve Cevdet de bu farklı yalnızlıklardan birini yaşıyor. Hayatı için sadece “gerekli olanı” yapıyor. Keyif aldığım bir proje olmuştu. Keşke bu film bir dizi olsaydı da daha uzun süre içinde yer alsam dediğim bir rol oldu benim için./Archive/2021/2/14/154941527-whatsapp-image-2021-02-14-at-15.35.11.jpeg- Menajerimi Ara dizisinde sık sık oyuncu problemleriyle uğraşan bir menajeri canlandırıyorsunuz. Oyuncu-menajer ilişkilerine öteki taraftan bakmak nasıl bir etki yarattı sizde?Her şeyden önce yaptıkları işin ne kadar stresli olduğunu anladım. İşlerinin özünde insan olması, değişken ruh halleriyle uğraşmak, her an çözüm odaklı olabilmek ve böylesine bir sosyal yaşamı sürdürebilmek hiç kolay olmasa gerek. Menajerliğin uzaktan renkli ve sevimli görünse de birçok iş gibi oldukça zorlu ve stresli olduğunu düşünüyorum.UMUT HEP VAR - Bir Başkadır, anladığım kadarıyla insanları hem bireysel hem de toplumsal anlamda derinden etkilediği ve içlerinde kalan bazı duyguları tetiklediği için bu kadar çok konuşuldu. Siz yapım ekrana çıkmadan önce bu kadar çok tartışılacağını tahmin ediyor muydunuz? Sizce insanları etkileyen neydi?Çok iyi bir proje olduğuna inancım sonsuzdu. İki yıl boyunca heyecanla beklediğim tek projeydi hatta. Ama bu kadar konuşulup popüler olacağını düşünmemiştim. Senaryoyu okuduğum zamanki hislerimin seyircide karşılık bulması beni çok mutlu etti. Çok katmanlı birçok sebebe bağlı bir etki bu bence. Hepimizin bildiği ve içinde yaşadığı farklı kültürlere başka pencerelerden bakabilmenin önemi anlaşıldı belki de. Berkun Oya’nın yarattığı bu özgün ve yalın dünyanın katkısı çok büyük. Yaşadığımız topraklarda ne olursa olsun umudun hep var olduğunu hissettiren bir proje oldu.- Şahsi fikrim Bir Başkadır’daki Yasin’in Fatih Artman’ın şu ana kadarki oyunculuk kariyerinin zirvesi olduğu. Siz Yasin’i kariyerinizde nereye koyarsınız?Bir sıralamam yok. Canlandırdığım her karaktere aynı önemi verdim. Ama tabii ki daha çok sevdiğim karakterler oldu oyunculuk hayatımda. Ve Yasin, o listenin en başlarında tartışmasız. Çok özel bir rol. Oldukça incelikli ve kusursuz yazılan bir karakter. Oynadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. BABAM MÜKEMMELLİYETÇİ BİR İNSANDI- Netflix’le çalışmak nasıl bir deneyimdi?Oldukça profesyonel bir ekip. Dijital platformlar içinde tartışmasız dünya markalarından. Günümüzde önemi ve değeri gitgide artan bu dijital dünyalar adına standardı belirleyen, düzenli, detaycı ve oldukça kaliteli bir platform. Umarım ülkemizdeki dizi ve film sektörü adına da belli bir standardı oluşturmada örnek olur.- Küçük yaşta babanızı kaybetmişsiniz. Bu üzücü olayın oyuncu olmaya karar vermenizde etkisi var mıydı?Babam mükemmelliyetçi ve disiplinli bir insandı. Hayatta olsaydı da oyuncu olurdum, onun bir etkisinin olacağına inanmıyorum. Ama nasıl bir oyuncu olurdum, böyle mi olurdum inanın hiç bilmiyorum.- Oyuncular kimi zaman politik konularda yeterince duyarlı olmadığı kimi zaman ise çok fazla politika ile ilgilendikleri için eleştiriliyorlar. Siz bu terazinin neresinde duruyorsunuz?Elbette her insan gibi benim de fikirlerim, tercihlerim var. Bu seçimlerimi ve hayata bakış açımı yine kendimi ifade edebildiğim tek yer olan işimle göstermeye çalışıyorum. Net bir şekilde, herhangi bir konuda görüşümü söylememin insanları ilgilendirdiğini ya da meraklandırdığını düşünmüyorum.- Bundan sonraki hedefleriniz neler? Bir gün bir tiyatro kuracağım ya da şu senaryoyu yazıp çekeceğim gibi hayallerim hiç olmadı. Olmasını isterdim ama hâlâ da yok maalesef. Tek bir hedefim var, o da sadece birbirinden farklı karakterleri canlandırmak. İlk günden beri benim için değişmeyen hedef diyebilirim./Archive/2021/2/14/155029886-whatsapp-image-2021-02-14-at-15.35.12.jpegMAHALLEM BENİM ŞANSIMDI- Günümüzde oyunculardan sırf sahnede veya sette değil, sosyal medyada da bir performans sergilemesi bekleniyor. Kişisel hayatını pek sosyal medyaya yansıtmayan birisi olarak siz nasıl buluyorsunuz oyunculuk ve sosyal medya arasındaki ilişkiyi?Gelişen teknoloji ve bilişim çağıyla birlikte birçok şey gibi oyunculuk dünyası da bir dönüşümün içine girdi. Çok değil, bundan yaklaşık on beş yıl önce “sosyal medya” diye bir konu yokken şimdi bu durumu kabullenmek ve yönetmek bir zorunluluk haline geldi neredeyse. Bu hafif, renkli ve çoğu zaman sahte dünya karşısında olabildiğince temkinli oldum. Ama bu dünyayı da kesinlikle reddetmedim. Yargılamadım. Benim hayatımda “görünür” olmanın bir manası olmalı. Çevremde fark ettiğim durum ise ortak amacın sadece “görünür” olmak olması. Ne yaptığının, nasıl ve niye göründüğünün hiçbir önemi yok. Sadece görünür olmak. Benim için bu “görünürlüğün” bir manası olmalı. Bir estetiği olmalı. Bu yüzden ben daha çok oyunculuğumla görünür olmak istiyorum. - Ankaralı ve Ankara’ya büyük değer veren bir sanatçı olarak şehirde sizin için öncelikli anlamı olan beş mekân veya yeri saymanızı istesem? İlk aklınıza gelen yerler nereler olurdu?Ne güzel bir soru. Ankara da benim için anlamı olan çok fazla yer var tabii. Ama hemen ilk aklıma gelenler şöyle: Mahallemdeki okulun bahçesiyle başlayabilirim. Benim için çocukluğumdan çok daha fazlası o okul bahçesi. Çok uzun yıllar oradaydım. Sonrasında da tartışmasız konservatuvarım geliyor aklıma. Kıtır da bir kokoreç. Gecesi İf’te devam eden eğlenceler. Ve huzur bulduğum Seymenler Parkı.- Ankara’da çocuk olmak diğer şehirlere göre çok daha fazla mutluluk içeriyor. Sizin çocukluğunuzun Ankarası nasıldı? Neyi özlüyorsunuz?Diğer şehirlerde çocuk olmak, büyümek ne kadar farklı hissettirirdi tam kestiremiyorum. Ama evet Ankara’da büyüdüğüm için çok mutluyum. Filmlerdeki gibi o tatlı mahalle ortamında geçen bir çocukluğum oldu. Birliğin ve komşuluğun olduğu, bana nostaljik duygular yaşatan harika bir mahallede büyüdüm. Hatta sonrasında profesyonel oyunculuk hayatıma da aynı mahallede başladım. Büyük bir şanstı benim için. Hâlâ bütün ailemle birlikte o mahalledeyiz. Ankara’ya çok sık gidip geliyorum. Özlemeye fırsat vermiyorum kendime. Ama zaman akıp gidiyor. Hâlâ Ankara’yı yaşasam da üniversiteyi bitirdikten sonraki mükemmel birkaç yılı hep özleyeceğim. Deniz ÜlkütekinGöztepe Başakşehir maçında goller var
Göztepe Başakşehir maçında goller var Göztepe: 2 - Medipol Başakşehir:1 Stat: Gürsel AkselHakemler: Ümit Öztürk, İsmail Şencan, Bilal GölenGöztepe: İrfan Can Eğribayat, Gassama, Alpaslan Öztürk, Atınç Nukan, Berkan Emir, Halil Akbunar, Nwobodo, Soner Aydoğdu, Cherif Ndiaye, Zulj, JahovicMedipol Başakşehir: Mert Günok, Muhammed Emin Sarıkaya, Duarte, Epureanu, Hasan Ali Kaldırım, Deniz Türüç, Ndayishimiye, Azubuike, Fernandes, Berkay Özcan, CrivelliGol: Dk. 24 Soner Aydoğdu, 53 Zulj (Göztepe), 59 Deniz Süper Lig'in 25. haftasındaki Göztepe-Medipol Başakşehir karşı karşıya geldi.22. dakikada sol kanattan Berkan Emir'in yaptığı ortada ceza sahası içindeki Jahovic'in bekletmeden kaleye göndermek isteği topu kaleci Mert, güzel bir kurtarışla uzaklaştırdı.24. dakikada Göztepe öne geçti. Sağ kanattan Gassama'nın yaptığı ortada penaltı noktasından topa hareketlenen Soner Aydoğdu, yaptığı kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 1-0.33. dakikada Halil'in sol kanattan yaptığı ortada Alpaslan'ın kafa vuruşunda, top yandan dışarı gitti.Karşılaşmanın ilk 45 dakikalık bölümünü Göztepe 1-0 önde bitirdi.53. dakikada Zujl skoru 2-0 yaptı. 59. dakikada Deniz Türüc skoru 2-1'e getirdi. cumhuriyet.com.trYarışmada dikkatçeken Fatma Aliye sorusu
Yarışmada dikkat çeken Fatma Aliye sorusu ATV'de yayımlanan Kim Milyoner Olmak İster adlı yarışmada çıkan soru, sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri oldu. Yarışmacıya yöneltilen ‘‘Yunus Emre'nin portresinin bulunduğu bir banknotu tamamı Fatma Aliye'nin portresinin bulunduğu banknotlardan olacak şekilde bozduğumuzda kaç adet bant notunuz olur?’’ sorusu, gecenin en çok merak edilen sorusu oldu. Cumartesi akşamları ATV ekranlarında yayımlanan Kim Milyoner Olmak ister yarışmasında çıkan bir soru, yine sosyal medyanın gündemine oturdu. Yarışmacı koltuğunda oturan Onur Güneş’e sorulan ‘‘Yunus Emre’nin portresinin bulunduğu bir banknotu tamamı Fatma Aliye’nin portresinin bulunduğu banknotlardan olacak şekilde bozduğumuzda kaç adet bant notunuz olur?’’ sorusu, geceye damga vurdu.İşte gecenin en merak edilen sorusu ve cevabı:Yunus Emre’nin portresinin bulunduğu bir banknotu tamamı Fatma Aliye’nin portresinin bulunduğu banknotlardan olacak şekilde bozduğumuzda kaç adet bant notunuz olur?A: 40B: 10C: 4D: 2Sorunun doğru yanıtı ise C seçeneği.FATMA ALİYE KİMDİR?Türk edebiyatının ilk kadın romancısı olarak tanınan Fatma Aliye Topuz, 9 Ekim 1862'de İstanbul'da doğdu. Tarihçi Ahmed Cevdet Paşa ile Adviye Hanım'ın kızıydı. Kendisine özel bir eğitim verilmese de ağabeyi Ali Sedat Bey'in evde özel hocalardan aldığı dersleri dinlemesi sayesinde kendini geliştirdi. Fransızca merakının ortaya çıkması üzerine ders alarak bu dili çok iyi düzeyde öğrendi. Fatma Aliye Hanım, 17 yaşında iken 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi'ndeki Plevne Savunması ile ünlü Gazi Osman Paşa'nın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendi ve dört kızı oldu.Evliliğinin ilk 10 yılında ancak eşinden gizli olarak kitap okuyabilen Fatma Aliye Hanım, eşinin bu konudaki tutumunun değişmesinden sonra onun izni ile tercümeler yapmaya başladı. Edebi yaşantısı 1889 yılında Georges Ohnet'in Volonté adlı romanını Meram adıyla çevirmesi ile başladı. Bu romanı "Bir Hanım" imzasıyla yayımladı. "Bir Hanım" eseri, ünlü yazar Ahmed Mithat Efendi tarafından Tercüman-ı Hakikat gazetesinde övüldü ve yazar kendisini manevi kızı kabul etti. Fatma Aliye Hanım, bu ilk çevirisinden sonraki çevirilerinde "Mütercime-i Meram" takma adını kullandı. 1891 yılında Ahmet Mithat Efendi ile birlikte Hayal ve Hakikat adlı romanı yazdı. Romanın kadın ağzından olan kısmı Fatma Aliye Hanım'ın, erkek ağzından olan kısmı Ahmet Mithat Efendi'nin kaleminden çıkmıştı. Eser, "Bir kadın ve Ahmet Mithat" imzasıyla yayımlandı. Bu romandan sonra ikili uzun süre mektuplaşmış ve bu mektupları Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlandı.Fatma Aliye Hanım, 1892 yılında Muhadarat adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı. Bu romanında, bir kadının ilk aşkını unutamayacağı inancını çürütmeye çalıştı. 1899 yılında yayımlanan Udi adlı romanında görevi üzerine gittiği Halep’te yaşamına tanık olduğu bir kadın udiyi anlattı. Reşat Nuri Güntekin, edebiyata ilgisini güçlendiren yapıtlar arasında lalasından dinlediği romanlardan sonra Fatma Aliye Hanım'ın Udi romanını sayar. Eserlerinde kadın gözüyle evlilik, eşler arasındaki uyum, aşk ve sevgi kavramı, birbirini tanıyarak evlenmenin önemi gibi mühim konuları işleyen Fatma Aliye Hanım'ın diğer romanları Ref'et, Enin, Levayih-i Hayat adlarını taşır. Yazar romanlarında bireyleşme çabasında olan, çalışan, para kazanan, erkeğe ihtiyaç duymayan kadın kahramanlar yaratır.Fatma Aliye Hanım, edebi eserlerinin yanı sıra kadın sorunları ile ilgili de eser verdi. Hanımlara Mahsus Gazete'de kadın sorunlarına ilişkin makaleler yazdı ve muhafazakâr görüşlerden kopmadan kadın haklarını savundu. 1892'de yayımlanan Nisvan-ı İslam adlı kitabında Avrupalı kadınlara İslam'da kadının durumunu anlattı. Romanlarında daha modern kadın kahramanlar yaratan yazar, bu kitapta, makalelerinde olduğu gibi, eski gelenekleri savundu. 1893 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılan Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu (Bir Muharrire-i Osmaniye'nin Neşeti) adlı kitap ününü arttırdı. Bu kitap Ahmet Mithat'ın Fatma Aliye'yi anlattığı yazıları ve Fatma Aliye'nin doğrudan kendisini anlattığı mektuplarından oluşuyordu. Fatma Aliye mektuplarında, bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme coşkusunu anlatıyordu.Fatma Aliye Hanım'ın edebiyat dışındaki uğraşı alanlarından bir başkası ise yardım cemiyetleri idi. 1897 yılında 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda yaralanan askerlerin ailelerine yardım amacıyla Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazılar yazdı, "Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti" adlı bir dernek kurdu. Bu dernek, ülkedeki ilk resmi kadın derneklerinden biriydi. Fatma Aliye Hanım, Hilal-i Ahmer Cemiyeti'nin de ilk kadın üyesiydi. 1914 yılında yazdığı Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı son yapıtı oldu. Bu romanında Meşrutiyet sonrası siyasal yaşamı ortaya koymayı amaçladı. Resmi tarih tezlerine muhalefet ediyor olması, edebiyat dünyasından dışlanmasına yol açtı.İlk Türk kadın romancı olma özelliği ile Avrupa ve Amerika basınında kendisinden söz edilen Fatma Aliye Hanım'ın “Nisvan-ı İslâm” adlı eseri Fransızca ve Arapça'ya, “Udî” adlı romanı Fransızca'ya çevrildi. Émile Julliard adlı bir Fransız yazarının Doğu ve Batı Kadınları adlı kitabını Fransız gazetelerine yazdığı bir mektupla eleştirmesi Paris'te büyük yankı uyandırdı. Eserleri 1893 yılında Chicago'da Dünya Kadın Kütüphanesi Kataloğu'nda sergilendi. Fatma Aliye Hanım, soyadı yasasından sonra Topuz soyadını aldı.Fatma Aliye, 13 Temmuz 1936 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Cenazesi Feriköy Mezarlığı'na gömüldü. Ölümünün ardından adı, Beyoğlu'nda ve Çankaya'da birer sokağa verildi.2009 yılında tedavüle sürülen 50 Türk lirası banknotlarının arka yüzünde ise portresi bulunuyor.. cumhuriyet.com.trMSB: 3 PKK’li terörist etkisiz hale getirildi
MSB: 3 PKK’li terörist etkisiz hale getirildi Milli Savunma Bakanlığı'ndan 'Irak kuzeyindeki Gara bölgesinde tespit edilen ve paramotor ile kaçmaya çalıştıkları anlaşılan 3 PKK’lı terörist SİHA’larımız tarafından etkisiz hâle getirildi' açıklaması geldi. Milli Savunma Bakanlığı, Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesinde tespit edilen ve paramotor ile kaçmaya çalışan 3 PKK'lı teröristin Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) tarafından etkisiz hale getirildiğini açıkladı.Bakanlığın Twitter hesabından yapılan açıklama şöyle, "Irak kuzeyindeki Gara bölgesinde tespit edilen ve paramotor ile kaçmaya çalıştıkları anlaşılan 3 PKK'lı terörist SİHA'larımız tarafından etkisiz hâle getirildi. Bölgede etkisiz hâle getirilen toplam terörist sayısı 53 oldu" denildi./Archive/2021/2/14/163723795-275436479x583.png cumhuriyet.com.trCHP'li Bülbül: "AKP’ye oy vermişgençlerin yüzde 47.3’üTürkiye’den ayrılmak istiyor, sizi TÜİK bile kurtaramaz"
CHP'li Bülbül: "AKP’ye oy vermiş gençlerin yüzde 47.3’ü Türkiye’den ayrılmak istiyor, sizi TÜİK bile kurtaramaz" AKP iktidarı döneminde sayısı giderek artan cezaevi sayısına dikkat çeken CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, "Siz AKP iktidarında 4.5 milyarı yatırıma, fabrika açmaya kullanmayıp cezaevi açmak için kullanıyorsanız sizi TÜİK bile kurtaramaz" ifadelerini kullandı. CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül, AKP iktidarı döneminde sayısı giderek artan cezaevi sayısına dikkat çekti.Gözaltı ve tutuklamalarla birlikte artış yaşanan cezaevi sayısının ülkedeki beyinlerin dışarıya göçe neden olduğunu söyleyen Bülbül, "Siz AKP iktidarında 4.5 milyarı yatırıma, fabrika açmaya kullanmayıp cezaevi açmak için kullanıyorsanız sizi TÜİK bile kurtaramaz" dedi.“ÖZGÜRLÜK OLMADIĞI İÇİN GENÇLER YURT DIŞINA GİTMEK İSTİYOR”Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV)’in yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de gençlerin yüzde 62’sinin ülkeden ayrılmak ve yurt dışına gitmek istediğinin görüldüğünü belirlten Bülbül, "AKP’ye oy vermiş gençlerinde yüzde 47.3’ü yine Türkiye’den ayrılmak istiyor. 19 yıldan beri iktidardasınız, hiç bunun nedenini düşündünüz mü? İş yok, güvenlik yok, özgürlük yok. Özgürce kendini ifade eden beyinlere yapılan tavırları görüyorsunuz. Gözaltı ve tutuklama istisnadır. Önemli olan dışarıdan davaların görülmesidir. Çocuklar eylemde bulunuyor diye terörist ilan ediliyor” sözlerini sarf etti.“TÜRKİYE’DE YARGININ GELDİĞİ SON NOKTA”Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Melih Bulu’nun öğrencilerin tutuklanmaması için ricacı olmasına ilişkin ise CHP’li Bülbül, “Bu Türkiye’de yargının geldiği son noktadır. Şu anda AKP’de siyaset yapmış, sayı olarak da baya fazlaca hakim savcı var. Cumhurbaşkanına hakaret ile ilgili son 1 yılda 36 binden fazla kişi hakkında soruşturma açılmış. Dava sayısı 2019 yılında 12 bin 298’e çıkmış. 3 bin 831 kişi ise cezalandırılmış. Bu hakimin önüne geliyor. Ancak davaya bakan hakim partili hakim. Nasıl adil bir yargılama bekleyeceksiniz?” ifadelerini kullandı.“GELECEK 2 YIL İÇİN 4.5 MİLYAR TL CEZAEVLERİNE AYRILMIŞ”AKP iktidarı döneminde bugüne kadar 12 milyar TL’lik cezaevi yatırımı yapıldığını söyleyen CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül, “Para yok diyorlar ama gelecek 2 yıl içinde yeni cezaevleri yapılacağı ifade ediliyor. Tam 4.5 milyar TL para ayırmışlar. Siz AKP iktidarında 4.5 milyarı yatırıma, fabrika açmaya kullanmayıp cezaevi açmak için kullanıyorsanız sizi TÜİK bile kurtaramaz. TÜİK ‘işsizlik azalıyor’ diyor ama ‘istihdam da azalıyor’ diyor. Liyakat kalmadı. Bunlarda liyakat yok, sadakat var” dedi.“CUMHUR İTTİFAKI GÜNDEM DEĞİŞTİRME ÇABASI İÇİNDE”Demokrasi ve özgürlüklerin olmadığı bir ülkede yargı bağımsızlığının da olamayacağını söyleyen CHP’li Bülbül, “Kuvvetler ayrılığının olmadığı ve yargı ile yasamanın yürütmenin vesayetinde olduğu bu ucube tek adam sisteminde hukuk devleti var olamaz. Denetleme mekanizmaları ve hesap verilebilirlik bu sistemde yok olmuştur. Çıkış ise hukuk devletinin kurumsallaştığı, anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılabildiği, demokratik güçlendirilmiş parlamenter sistemdedir. Cumhur İttifakı’nın anayasa değişikliği açıklamaları da bu kapsamda suni gündem değiştirme çabasıdır. Vatandaşın talebi iş, aş, ekmek, özgürlük ve demokrasidir” ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.trYoga ve komplo teorileri arasında nasıl bir ilişki var?
Bazı yoga eğitmenlerine komplo teorilerine destek olma suçlaması yöneltiliyor. Yoga ile komplo teorileri arasında nasıl bir ilişki var? BBC'den Joshua Cheetham inceledi.Habere Gitmek için TıklayınKıbrıs Rum kesiminde yolsuzluk protestosuna polis müdahalesi
Kıbrıs Rum kesiminde yolsuzluk protestosuna polis müdahalesi Kıbrıs Rum kesiminde, hükümet üyelerinin karıştığı yolsuzluklar ve koronavirüs kısıtlamalarını protesto eden göstericilere, polis göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale etti. Sigmalive gazetesinde yer alan haberde, Rum hükümetinin salgın sürecini yönetmedeki başarısızlığı ve yolsuzlukların, 23 sivil toplum örgütleri tarafından rotesto edildiği belirtildi. Haberde polisin, göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandığı aktarıldı.Haberde protestoculardan yaralananlar olduğu, 10 kişinin gözaltına alındığı ve 6 kişiye para ceza kesildiği bilgisine de yer verildi. Dialogos web sayfasında yer alan habere göre ise polisin orantısız güç kullandığına dair medyada yer alan fotoğraf ve videoların ardından tepkiler oluştu.Rum Polisi Genel Müdürü Stelios Papatheodoru, polisin orantısız güç kullanıp kullanmadığına dair soruşturma başlatılması talimatını verdi."YOLSUZLUK SKANDALI"Kıbrıs Rum kesiminde, son dönemde "yatırım karşılığı vatandaşlık" programıyla ilgili yolsuzluk skandalının ortaya çıkması ve batık kredilerle ilgili bilgilerin yer aldığı "Yorgacis Listesi"nin yayımlanması krize neden olmuştu.Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), son yıllarda farklı ülkelerden suçla bağlantılı binlerce kişiye para karşılığında "altın pasaportlar", diğer bir deyişle "yatırım karşılığı vatandaşlık" adı altında vatandaşlık vermişti. AA / Reutersİtalyan hekimler: 60 yaşaltındaki kadınlarda uzun Covid riski iki kat fazla
İtalyan hekimler: 60 yaş altındaki kadınlarda uzun Covid riski iki kat fazla İtalya Yüksek Sağlık Enstitüsü, iki aydan uzun süre Covid-19 semptomları gösterme (uzun Covid) riskinin kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla olduğunu açıkladı. EPAİtalya Yüksek Sağlık Enstitüsü, iki aydan uzun süre Covid-19 semptomları gösterme (uzun Covid) riskinin kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla olduğunu açıkladı.Ülke genelinde koronavirüs verilerini toplayan, Sağlık Bakanlığı'na bağlı Yüksek Sağlık Enstitüsü (ISS) uzun Covid ile ilgili bugüne kadar elde edilen bilgileri inceledi. Kurum, bu araştırmanın sonuçlarını "Uzun Covid: Kadınlar daha çok etkileniyor gibi görünüyor" başlıklı bir açıklamayla duyurdu.Açıklamada, "Genel olarak kadınların uzun Covid geliştirme olasılığı erkeklere kıyasla iki kat fazla gibi görünüyor" denildi.Ancak bu farkın 60 yaş altındaki kadınlar için geçerli olduğu, bu yaştan sonra cinsiyetler arası risk farkının birbirine yakın hale geldiği belirtildi.ISS, cinsiyetler arasındaki bu risk farkının olası sebeplerinden birinin bağışıklık sisteminin reaksiyon verme biçimiyle alakalı olabileceğini belirtti. Enstitü, "Otoimmün sistemle ilgili hipotez, kadınlarda bu sendromun daha sık görülmesini açıklayabilir. Kadınlarda bağışıklık sistemi tepkisi, hem genetik hem de hormonal faktörler nedeniyle erkeklere kıyasla daha güçlü" ifadelerini kullandı.Yüksek Sağlık Enstitüsü bu alanda daha fazla araştırma yapılması ve uzun Covid'e karşı cinsiyetlere ve kişilere özel tedavi yöntemlerinin belirlenmesi için çalışılması gerektiğini vurguladı.Enstitü'ye göre, uzun Covid risk faktörleri arasında cinsiyetin yanı sıra, ilerlemiş yaş ve vücut kitle endeksinin yüksek olması da yer alıyor.Öte yandan çocukların da uzun Covid riskinden muaf olmadığı da belirlendi. Covid hastası 129 çocuğun verilerinin incelenmesi sonucunda, bu çocukların yüzde 20,6'sının ilk teşhisten 120 gün sonra da en az üç Covid semptomu göstermeye devam ettiği görüldü.İtalya Yüksek Sağlık Enstitüsü'ne göre, uzun Covid'in net bir tanımını olmasa da semptomların 2 aydan uzun görülmesi genel olarak "uzun Covid" olarak kabul ediliyor. Bu semptomlar arasında, kalıcı yorgunluk hali, baş ağrısı, nefes darlığı, koku kaybı, kas güçsüzlüğü, ateş, bilişsel işlev bozukluğu (beyin sislenmesi), taşikardi, bağırsak bozuklukları ve cilt sorunları da sayılıyor.İngiltere'deki King's College London'dan bilim insanlarının geçen Ekim ayında yaptığı analizde de, 50-60 yaşları arasındaki kadınların uzun Covid geliştirmeye en yatkın grup olduğu belirlenmişti.Bu araştırmaya göre diğer risk faktörleri arasında ilerlemiş yaş ve hastalığın ilk haftasında 5 ya da daha fazla semptom göstermek de yer alıyor. BBC TürkçeBüyükşehir’in sel mağdurlarına desteği 13 milyon lirayıaştı
Büyükşehir’in sel mağdurlarına desteği 13 milyon lirayı aştı İzmir Büyükşehir Belediyesi 2 Şubat’taki sel felaketi nedeniyle maddi zarara uğrayan bin 94 hane ve işyeri için 8 milyon lirayı aşan nakdi destek ödemesi yaptı. Kent kırsalındaki zarar ve kayıpların tespiti için de harekete geçen Büyükşehir, ilk etapta belirlenen 9 milyon liralık hasar bedelinin yüzde 50’sini üreticilere ödeme kararı aldı. Böylece Büyükşehir Belediyesi’nin sel mağdurlarına vereceği nakdi destek 13 milyon liraya ulaşacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2 Şubat’ta meydana gelen sel felaketinin yaralarını sarmaya devam ediyor. Sel mağdurlarının maddi zararlarının karşılanması amacıyla 13 ilçedeki bin 94 hane ve işyeri için 8 milyon 636 bin 500 lira destek ödemesi yapıldı. Mağdurların hesaplarına yatırılan destek ödemeleri 15 Şubat Pazartesi sabahından itibaren hak sahipleri tarafından çekilebilecek. Büyükşehir Belediyesi selde zarar gören konutlar için 2 bin-12 bin, işyerleri için 2 bin-15 bin TL destek verilmesi yönünden karar almış, hasar tespit çalışmalarına hızla başlamıştı. Büyükşehir, selin yarattığı maddi zararlarla ilgili başvuruları almaya devam ediyor.9 MİLYON LİRALIK HASADIN YÜZDE 50'Sİ KARŞILANACAKSu baskını ve taşkınlar nedeniyle tarım alanları ve ekili arazileri zarar gören üreticilere yapılacak maddi destekle ilgili karar da dün yapılan Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden çıktı. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde beş ayrı hasar tespit komisyonu oluşturan Büyükşehir Bayındır, Menderes, Seferihisar ile Torbalı ilçelerine bağlı toplam 13 mahallede saha ve arazi çalışmalarını tamamladı. Selden etkilenen 477 köylü ve çiftçinin kayıp ve hasar oranlarını kayıt altına alan Büyükşehir, ilk etapta belirlenen 9 milyon liralık hasar bedelinin yüzde 50’sini üreticilere ödeme kararı aldı. Afetle ilgili tüm ihbar ve yardım taleplerini değerlendirmeyi sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi Aliağa, Balçova, Foça, Menderes, Seferihisar, Selçuk ve Torbalı ilçelerinde hasar tespit çalışmalarına dev am ediyor.Büyükşehir sel nedeniyle zarara uğrayan üreticilerle ilgili yaptığı tespit çalışmalarında ağıl, samanlık, ekili arazi, zeytinlik, sera, bağ, bahçe ve tarlaların zarar gördüğünü, küçükbaş, büyükbaş hayvan, manda, arılı kovan ve kanatlı hayvan gibi can ve mal kayıplarının yaşandığını, süt sağım makinası, kuyu motoru, güç ünitesi, römork ve traktör gibi tarım makinaları ile su deposu ve tarımsal sulama sistemlerinin de afetten etkilendiğini tespit etti. İZMİR / CumhuriyetSilivri Cezaevi’nde 1202 gündür tutuklu Osman Kavala:Ülkem içinüzülüyorum
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Silivri Cezaevi’nde 1202 gündür tutuklu Osman Kavala: Ülkem için üzülüyorum Avrupa insan Hakları Mahkemesi’nin hakkında verdiği hak ihlali kararı ve yerel mahkemelerin verdiği tahliye kararlarına rağmen üç buçuk yıldır tutuklu bulunan sivil toplum örgütü kurucusu ve iş insanı Osman Kavala, “Benimle ilgili dava süreci maalesef bir tiyatroya halini aldı. Hukuksuzluk tiyatrosu!” dedi. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, yeni atanan rektöre karşı sürdürdükleri barışçıl protestolara da dayanışma mesajı gönderen Kavala, “Eşim Ayşe Buğra gibi, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri gibi ben de ülkem için üzülüyorum” dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi’nde 1202 gündür tutuklu iş insanı ve sivil toplum örgütü temsilcisi Osman Kavala ve yazar Ahmet Altan’ı ziyaret etti. Gezi Dayanışması'nın organizatörü olduğu iddiasıyla açılan davadan beraat etmesine rağmen 15 Temmuz darbe girişiminin planlayıcısı ve casusluk suçlamalarıyla art arda davalar açılarak tahliye edilmeyen Kavala, 39 aydır Silivri Cezaevi'nde tutuklu. Bu süreçte AİHM tutukluğunun hak ihlali olduğuna hükmederken, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Türkiye’ye bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu. Yapılan son duruşmada hakkındaki tüm iddialar bir dosyada toplanarak tutukluğuna devam kararı verildi. Dosyaların birleştirilmesi kararından sonra dava süreci hakkında ilk kez yorumda bulunan Kavala “Benimle ilgili davalar baştan beri hukuki bir süreç olmaktan uzaktı. Gelinen noktada maalesef bir tiyatro halini aldı. Hukuksuzluk, adaletsizlik tiyatrosuna dönüştü” dediBOĞAZİÇİ’NE DESTEK: BEN DE ÜZÜLÜYORUM Yeni atanan rektöre karşı, barışçıl protestolarını yürüten Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine de Silivri’den dayanışma mesajı gönderen Kavala, “Eşim Ayşe Buğra gibi, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri gibi ben de ülkem için üzülüyorum” dedi. 5 YILDIR TUTUKLU, DOSYASI YARGITAYDA BEKLİYORÇakırözer, dört buçuk yıldır süredir Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci-yazar Ahmet Altan ile de görüştü. 2016 Eylül ayından bu yana tutuklu bulunan ve 2019 sonunda verilen tahliye kararının ardından yeni tutuklama kararı ile yeniden Silivri Cezaevi’ne konan Altan’ın itirazı ise 13 aydır Yargıtay’da bekliyor. /Archive/2021/2/14/131658727-utkucakirozer.jpegÇAKIRÖZER: BU DAVALAR DEMOKRASİNİN TURNUSOL KAĞIDIMilletvekili Utku Çakırözer ziyareti sonrasında şu açıklamaları yaptı:“Osman Kavala hakkındaki bir beraat, iki tahliye, bir AİHM ve bir Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararına rağmen yaklaşık 4 yıldır cezaevinde. Kavala’nın tutukluluğu Türkiye’de demokrasinin turnusol kağıdıdır. Ahmet Altan sadece yazılarından dolayı dört buçuk yıldır cezaevinde. Dosyası son bir yıldır keyfi biçimde Yargıtay’da bekletiliyor. Terör örgütü üyeliğinden hüküm giyenler bile ondan az yatıp çıktı. Hakimlerin karar verirken uymaları gereken hukuk güvenliği, insan onuru ve makul süre ilkeleri nerede kaldı? Kavala, Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş ve diğer siyasi tutukluların cezaevinde tutulduğu her gün yeni bir hak ihlalidir. Onlar zindanlarda tutulduğu sürece Türkiye’de hukuk devletinden bahsetmek mümkün olamaz. Yeni Anayasadan bahsedenler öncelikle mevcut Anayasaya uyarak, tarafı olduğumuz AİHM kararlarına tam uyum sağlamalıdır. Siyasi tutuklular bir an önce özgürlüklerine kavuşmalıdır” dedi. cumhuriyet.com.trİstanbul’a beklenen kar geldi: Karla mücadele ekipleri aralıksızçalışıyor
İstanbul’a beklenen kar geldi: Karla mücadele ekipleri aralıksız çalışıyor İstanbul’da günlerdir beklenen kar yağışı dün akşam saatlerinde başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri sokakta yaşayan yurttaşları misafir evlerine götürdü, Beşiktaş Belediyesi’nin karla mücadele ekipleri ise yollarda buzlanma riskine karşı çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. /Archive%5C2021%5C2%5C14%5C130431859-istanbulda-karla-mucadele-ekipleri-araliksiz-calisiyor%C2%A0_4.jpgİstanbul’da günlerdir beklenen kar yağışı dün akşam saatlerinde başladı. Bugün sabah saatlerinden itibaren ise birçok ilçede etkili oldu. Araçların üstü tamamen beyaza bürünürken kar kalınlığı yer yer 30 santime kadar çıktı.İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri, dün akşam saatlerinde sokakta yaşayan yurttaşları misafir evlerine götümek üzere çalışmalara başladı.Sokakta yaşayan yurttaşlar Zabıta ekipleri tarafından araçlarla alınarak beslenme ve barınma ihtiyaçlarının sağlanacağı misafir evlerine götürüldü.'KİMSEYİ SOKAKTA BIRAKMAYACAĞIZ'O anları sosyal medya hesabından paylaşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:" Bu soğukta kimseyi sokakta, aç ve açıkta bırakmayacağız. Çeşitli sebeplerle sokakta kalan vatandaşların sağlık kontrollerini yapıp beslenme ve barınma ihtiyaçlarını sağladığımız yerlerde misafir ediyoruz. Sosyal ve psikolojik destekle iş ve sosyal hayata dönmelerini sağlıyoruz."Bu soğukta kimseyi sokakta, aç ve açıkta bırakmayacağızÇeşitli sebeplerle sokakta kalan vatandaşların sağlık kontrollerini yapıp beslenme ve barınma ihtiyaçlarını sağladığımız yerlerde misafir ediyoruz. Sosyal ve psikolojik destekle iş ve sosyal hayata dönmelerini sağlıyoruz. pic.twitter.com/AKbAEYRqMf— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) February 13, 2021EKİPLER ARALIKSIZ ÇALIŞIYOR/Archive/2021/2/14/130430656-istanbulda-karla-mucadele-ekipleri-araliksiz-calisiyor%C2%A0_1.jpgBeşiktaş Belediyesi’nin karla mücadele ekipleri ise yollarda buzlanma riskine karşı ilçede çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.Ekipler dün akşam 22.00’den beri cadde ve sokak aralarındaki karları temizleyerek, tuzlama çalışması yapıyor./Archive%5C2021%5C2%5C14%5C130431265-istanbulda-karla-mucadele-ekipleri-araliksiz-calisiyor%C2%A0_2.jpgBeşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, "Vatandaşlarımızın Beşiktaş’ta olumsuzluk yaşamaması için alanında uzman ekiplerimiz sahada hazır. Tüm önlemler alındı. Komşularımız taleplerini iletmek ve anında hizmet alabilmek için çözüm merkezimizi 7 gün 24 saat arayabilirler" dedi.'TÜM TEDBİRLERİMİZİ ALDIK'/Archive%5C2021%5C2%5C14%5C130431547-istanbulda-karla-mucadele-ekipleri-araliksiz-calisiyor%C2%A0_3.jpgFen İşleri Müdürlüğü Şefi Süleyman Özel ise meteorolojinin günlerdir yaptığı uyarıları nedeniyle tüm tedbirleri aldıklarını söyleyerek, “45 araç, 15 iş makinesiyle dün gece 22.00’den beri çalışıyoruz. 23 mahallemizde bütün ekipler koordineli bir şekilde karla mücadele için görev başında. Her mahallede iki ekip bekliyor. 24 saat 300 personelle çalışmaya devam ediyoruz” dedi./Archive%5C2021%5C2%5C14%5C130432187-istanbulda-karla-mucadele-ekipleri-araliksiz-calisiyor%C2%A0_5.jpgKar küreme araçlarının sokak aralarındaki yollarda bulunan karı temizleyip, don riskine karşı tuzlama yaptığını belirten Özel, “Araç kullanacaklar için sokakları trafiğe açıyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması olduğu için daha rahat çalışıyoruz. Vatandaşlar özellikle yarın sabah don ihtimaline karşı kaldırımda yürürken dikkat etsin. Hedefimiz, yarın sabah için cadde, sokak ve kaldırımları tamamen temizlemek” diye konuştu./Archive%5C2021%5C2%5C14%5C130432765-istanbulda-karla-mucadele-ekipleri-araliksiz-calisiyor%C2%A0_7.jpgSOKAK HAYVANLARI DA UNUTULMADI İstanbul'da kar yağışı ile iyice soğuyan havada sokak hayvanları da yiyecek ve içecek bulmakta zorlandı. Beşiktaş Belediyesi Veteriner İşleri ekipleri ilçenin belli noktalarına sokak hayvanları için mama ve su bıraktı./Archive%5C2021%5C2%5C14%5C130433062-istanbulda-karla-mucadele-ekipleri-araliksiz-calisiyor%C2%A0_8.jpg DHA