Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 07.22.2025, 09:54 AM (GMT)

News - Haberler

Bebeklerin plasentasında mikroplastik parçacıklar bulundu: 'Bebekler doğmadan kirleniyor'

Bebeklerin plasentasında mikroplastik parçacıklar bulundu: 'Bebekler doğmadan kirleniyor' figure > Anne karnında bebekleri sarmalayan plasentada ilk kez mikroplastik parçacıklar bulundu; araştırmacılar bunun "çok kaygı verici" olduğunu söylüyor. Getty ImagesAnne karnındaki bebekleri sarmalayan plasentada ilk kez mikroplastik parçacıklar bulundu; araştırmacılar bunun "çok kaygı verici" olduğunu söylüyor.Mikroplastiklerin vücutta nasıl bir etki yarattığı henüz bilinmiyor. Ancak uzmanlar, bu parçacıkların uzun vadeli zararları olabileceğini, anne karnındaki fetüsün gelişmekte olan bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor.Guardian gazetesinde yer alan haberde, mikroplastiklerin annenin yeme içmesi veya solunumu yoluyla plasentaya ulaştığının tahmin edildiği belirtiliyor.Plastik parçacıkları, normal hamilelik ve doğum geçiren dört sağlıklı kadının plasentasında bulundu. Bu parçacıklara, plasentanın hem anne hem de fetüs tarafında, ayrıca fetüsün geliştiği zarın içinde de rastlandı.Bulunan parçacık sayısı ise 12 kadardı. Ancak her plasentanın sadece yüzde 4'lük kısmı incelendi. Bu da plasenta toplamının çok daha fazla sayıda mikroplastik içerdiğine işaret ediyor.Bulunan parçacıkların mavi, kırmızı, turuncu veya pembe renkli olması, bunların ambalajlardan, boya, kozmetik veya kişisel bakım ürünlerinden kaynaklanabileceğini gösteriyor.Parçacıkların her birinin 10 mikron büyüklüğünde (0.01 mm) olması, bunların kan dolaşımına da girebilmesi ve kan yoluyla taşınabilmesi anlamına geliyor.Araştırmacılar, bu parçacıkların bebeklerin vücuduna da girmiş olabileceğini söylüyor. Ancak bu araştırma yapılmadığı için bunu belirlemek mümkün olmadı.'CYBORG BEBEK'Roma'daki San Giovanni Calibita Fatebenefratelli hastanesinde araştırmayı yürüten kadın doğum bölümü başkanı Antonio Ragusa, bu bulguların anneleri şoke ettiğini söylüyor."Sanki cyborg (insan ve robot karışımı sibernetik organizma) bir bebek sahibisiniz; sadece insan hücrelerinden oluşmayan, biyolojik ve inorganik özelliklerin karışımı olan bir bebek."Araştırmanın sonuçları Environment International dergisinde yayımlandı. Araştırmacılar, fetüsün gelişmesini destekleyen ve dış dünya ile bağlantısını sağlayan plasentada zararlı plastik parçacıklarının bulunmasının büyük endişe kaynağı olduğunu belirtiyor ve mikroplastiklerin bağışıklığı tetikleyen veya toksik madde salımına yol açarak zarar veren bir işlev görüp görmediği konusunda daha geniş araştırmalar yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.Araştırmacılar, mikroplastiklerin fetüs gelişimini engelleyebileceğini söylüyor. Ancak araştırmaya katılan diğer iki kadının plasentasında bu parçacıklara rastlanmaması, fizyolojik yapı, diyet veya yaşam tarzı farklılıklarının etkili olabileceğine işaret ediyor.'BEBEKLER DOĞMADAN KİRLENİYOR'Mikroplastik kirliliği dünyanın en ücra köşelerine kadar ulaşmış boyutta. Yeme, içme ve soluma yoluyla bu parçacıkların vücudumuza girdiği önceden tespit edilmişti.Bunların vücuda etkisi henüz bilinmiyor ve bilim insanları, başta bebekler üzerinde olmak üzere bunların en kısa zamanda incelenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.Ekim'de yapılan bir araştırmada, bebeklerin plastik mama şişelerinden günde milyonlarca plastik parçacık yuttukları belirlenmişti.2019'daki bir araştırmada ise hava kirliliğine yol açan parçacıklara anne karnındaki bebeklerin plasentasında rastlanmıştı.Kimyasallarla ilgili Chem Trust vakfından Elizabeth Salter Green, "Bebekler daha doğmadan kirleniyor. Bu araştırma küçük çaplı olsa da çok büyük kaygılara işaret ediyor" dedi.Daha yeni başka bir araştırmada ise gebe laboratuvar farelerinin soluduğu çok daha minik nanoplastik parçacıklara, fetüslerin karaciğer, akciğer, kalp, böbrek ve beyin dokularında da rastlandığı görüldü. BBC Türkçe

Valilikler de usulsüzlük içinde yüzmüş

Valilikler de usulsüzlük içinde yüzmüş figure > Sayıştay, İstanbul Valiliği’nin 39 ilçe belediyesinden 1.8 milyar lira alacağı olduğunu ortaya çıkardı. Ankara Valiliği ise bazı ihaleleri gerek olmadığı halde pazarlık usulüyle yapmış. Sayıştay 2019 Yılı İstanbul ve Ankara Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’na (YİKOB) ilişkin Denetim Raporları’nda usulsüzlükler dikkat çekti. İstanbul Valiliği’ne ilişkin yayınlanan Sayıştay raporunda, valiliğe bağlı YİKOB’a 39 belediyenin ödemesi gereken kültür katkı payını ödemediği ve bu tutarın geçmiş yıllar dahil olmak üzere toplam 1 milyar 812 milyon 384 bin TL olduğu tespit edildi. Ankara Valiliği’ne ilişkin Sayıştay raporunda ise bazı mal ve hizmet alımı ihalelerinin, gerekçeleri oluşmadığı halde pazarlık yöntemi ile yapıldığı tespit edildi. Sayıştay raporunda, YİKOB’a ilişkin, “Sonuç olarak, bazı belediyelerin kültür varlıkları katkı paylarını ödemediği veya geç ödediği, konunun İller Bankası’na yazılması, böylece ilgili belediyelerin genel bütçe gelirlerinden söz konusu payların kesilerek YİKOB’a gönderilmesinin sağlanması uygun olacaktır. İdare tarafından bulgu kabul edilmiş olup yapılandırılmış alacaklar ve diğer alacakların tahsilatı için gereken iş ve işlemlerin titizlikle yürütüleceği belirtilmiştir. Söz konusu hususun düzeltilip düzeltilmediğine ilişkin değerlendirme sonraki denetimlerde izlenecektir” ifadelerine yer verildi.12 İHALE USÜLSÜZAnkara Valiliği YİKOB’a ilişkin 2019 yılı Sayıştay Raporu’nda ise pazarlık usulü oluşmadan yapılan 12 ihale tespit edildi. Raporda temel usul olmamakla birlikte bir ihale usulü olan pazarlık usulünün uygulanabilmesi için, kanunda belirtilen özel hallerin olması gerektiği belirtilerek, “Başkanlık tarafından, bazı alımların çok öncesinden bilindiği ve kararlaştırıldığı halde ihale çalışmalarının başlatılmayıp ‘Makam Olur’u çerçevesinde ivedi olarak yapılması gerektiği gerekçesiyle pazarlık usulü ile ihaleye çıkılarak konuya ilişkin alım gerçekleştirilmiştir. Kaldı ki personel çalıştırılması işlerinde olduğu gibi net bir şekilde işin yapılması gerektiği yeterli süre öncesinden belli iken, buna ilişkin çalışmaların zamanında yapılmayarak süre kalmadığını ileri sürmenin, söz konusu durumu, idarece öngörülemeyen hal durumuna sokmayacağı değerlendirilmektedir” denildi. Raporda ihalelerde, öncelikle kanunda temel usul olarak belirlenen “açık ihale usulü” ve “belli istekliler arasında” ihale usulünün uygulanması gerektiği belirtildi. 12 ihaleden bazıları şöyle: 6 milyon 830 bin TL değerinde Ankara 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğü’nde Görevlendirilmek Üzere Personel Alımı, 4 milyon 880 bin TL değerinde Ankara Valiliği Yeni Hizmet Binası İçin Ses ve Data Kurulumu, 1 milyon 741 bin TL değerinde Ankara Emniyet Müdürlüğü 33 Hizmet Binasına Kamera Sistemi Kurulması işi, 885 bin 600 TL değerinde Sahil Güvenlik Komutanlığı Hizmetlerinde Kullanılmak Üzere 12 Ay Süreli Araç Kiralama Hizmet Alımı. Zehra Özdilek

Covid-19’danölen hasta, hastanede milletvekiline mesaj yazmış: 3 saattir kimse gelmedi

Covid-19’dan ölen hasta, hastanede milletvekiline mesaj yazmış: 3 saattir kimse gelmedi figure > Çorum’da Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden Muharrem Karaaslan’ın (48) ölmeden önce kimsenin kendileriyle ilgilemediğini savunarak bir milletvekilinden yardım istediği ortaya çıktı. Karaaslan milletvekiline gönderdiği mesajda, “Üç saat oldu vekilim kimse gelmedi. Karşıda su var, onu içeceğim, yandı içim. Kerbela’ya döndüm” ifadelerine yer veriliyor. Mehmetçik Anadolu Lisesi memurlarından Karaaslan 16 Aralık günü Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Covid-19 hastalığından hayatını kaybetti. Yakınlarının ifadesine göre, 5 Aralık’ta hastaneye giderek durumunun kötü olduğunu ifade eden Karaaslan, hastanede yer olmadığı için eve gönderildi. 8 Aralık’ta tekrar hastaneye giden Karaaslan’a ağrı kesici reçete edilerek eve gönderildi. 12 Aralık’ta nefes darlığı ve şikâyetlerinin yoğun bir şekilde artmasının ardından tekrar hastaneye giden Karaaslan’ın yatışı yapıldı. Yakınlarının iddiasına göre yeterince ilgilenilmemesi sonucu 16 Aralık’ta hastanede yaşamını yitirdi.EŞİ MESAJLARI PAYLAŞTIKaraaslan’ın eşi Nilgün Karaslan, yoğun bakım servisinde hastaların kendi haline bırakıldığını ileri sürerek, sosyal medyada eşinin telefonunda bulduğu mesajları paylaştı. /Archive/2020/12/23/015015733-corumdaskandaliddiakoronavirushastalariihmaldenmioluyorh1239623a237.jpgKaraslan, “Eşimin WhatsApp mesajlarında bir bardak suyun dahi kendisine çok görüldüğünü üzülerek öğrendim. Hastalarımızın böylesi bir ilgisizlikle karşı karşıya olması son derece düşündürücü” ifadelerini kullandı. Karaaslan’ın tedavisi devam ederken bir milletvekiline attığı mesajda “Selamünaleyküm vekilim. Erol Olçok İkinci Göğüs Hastanesi’nde tedavi görmekteyim. Sizden istirhamım, burada yatanlar zor nefes alıyorlar. Hemşireler işini görüp kapıyı kapatıyorlar. Bir daha ne zaman gelecekse o zamana kadar uğramıyorlar. Millet odalarda bağırıp duruyor. Allah rızası için bu konuya bir el atın” ifadelerini kullanmış. Karaaslan bu mesajdan 2,5 saat geçtikten sonra aynı milletvekiline şu mesajı atmış: “Üç saat oldu vekilim kimse gelmedi. Karşıda su var, onu içeceğim, yandı içim. Kerbela’ya döndüm. Bekliyorum benim gibi kaç kişi daha böyledir.” İlk mesajından 2 saat 48 dakika, son mesajından ise 1 saat 22 dakika sonra 22.40’ta milletvekili mesaja cevap vermiş: “Geçmiş olsun ilgileniyorum.” Seyfettin Mete

İSO BaşkanıErdal Bahçıvan:İstihdam konusunda ne yazık ki kısa vadedeçözüm görmüyoruz

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: İstihdam konusunda ne yazık ki kısa vadede çözüm görmüyoruz figure > İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: 2021’de yüksek finansman maliyetleri ve daralan finans kaynakları, sanayicinin hem mevcut işletmelerin döndürülmesi hem de yeni yatırımların oluşturulabilmesi açısından elindeki en önemli stres kaynağı olacak. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin ne yazık ki son üç yıl yatırımsız bir dönem geçirdiğini vurgulayarak yeni bir büyüme modeline ihtiyaç olduğunu söyledi. Milyonlarca kişinin işsiz kaldığı ve iş umudunu yitirenler için sanayicilerden de kötümser bir açıklama geldi. Bahçıvan, “İstihdam konusunda ne yazık ki kısa vadede çözüm göremiyoruz” dedi. Bu yıl Türkiye ekonomisinin sıfıra yakın büyüyeceğini, finansman konusunun 2021 yılında da Türk sanayicisinin en önemli gündemi olacağını vurguladı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ile pandeminin sanayicilere etkilerini ve krizden çıkış yollarını konuştuk.SIFIR BÜYÜME- Sanayi sektörü pandemi sürecinde ne tür yaralar aldı?2020 yılının ilk aylarında yeniden dengeleme, yeniden toparlanma diye umut edilen bir başlangıcın hemen akabinde yaşadığımız Covid-19 salgını büyük talihsizlik oldu. Covid-19 ile birlikte bütün dengeler altüst oldu. Şokun ilk etkilerini mayısta, nisanda belli bir boyutta atlattıktan sonra yılın ikinci yarısına biraz daha umutla girdik. Pandemi döneminde İSO olarak bakanlıklarımızla, İstanbul Valiliği başta olmak üzere yerel otoriteyle sanayicilerimiz arasında sürekli bir köprü olma görevini 7/24 yerine getirdik. İSO olarak Covid-19 mücadelesinde sanayi işletmelerimizin neler yapmaları gerektiğine ilişkin çok kapsamlı ve adeta adım adım mücadele rehberi diyebileceğimiz bir çalışmaya da imza attık.- Bu şartlarda ekonomide bir büyüme bekliyor musunuz, bu yıl Türkiye ne kadar büyür?Yılı belli ki sıfır, eksi-artı arasında bir yerde bir büyümeyle kapatacağız. Türkiye 2000’li yılların başından beri çok güçlü büyümelere alışmış olan bir ekonomi. 2009 kriz yılını saymazsak 2000’li yıllardan itibaren Türkiye’nin büyüme ortalaması yüzde 4’ler-5’ler seviyesinde. O açıdan ne yazık ki 2018’den beri Türkiye düşük bir büyüme sürecine girmiş vaziyette. Bu nedenle çeyrekler bazında bunu değerlendirmek yerine daha geniş bantta bakmanın doğru olduğunu düşünüyorum.- Yeni normalde çarkların yeniden dönmesi için hangi adımlar atılmalı?Pandeminin bitimiyle Türkiye’nin yeni bir büyüme modeli konusunda çok daha güçlü ve stratejik bir karar vermesi gerekiyor. Çünkü büyümenin oranından öteye büyümenin kalitesi önemli. Türkiye’nin artık dengeli, sürdürülebilir, nitelikli ve sanayinin payının güçlü olduğu bir büyüme modeline ihtiyacı var. 2021 ve sonrası için biz böyle bir modelin Türkiye açısından çok daha doğru olacağını düşünüyoruz. Dar kesitli büyüme oranları üzerinden konuşmak yerine 2021 sonrasında kaynakları doğru kullanarak Türkiye’yi temel sorunlarından kurtaracak bir büyüme modeli üzerinde durmalıyız. Bu dönemde Uzakdoğu kaynaklı tedarikçiler alternatif olması açısından Türkiye belli sektörlerde şu anda bile görüyoruz ki tercih edilen ülke konumuna geçiyor. Özellikle bu yeni dönemin gerekli kıldığı yatırımlar noktasında algılarımızın çok açık olması gerekiyor. Görüyoruz ki ne yazık ki son üç yılın kendine has özelliklerinden dolayı yatırımsız bir dönem geçirdik. Yani sanayinin artık ne teknolojisi ne de elindeki kapasite bizi bir üst lige çıkarabilme imkânına sahip değil. Yeni bir yatırım dönemine ihtiyacımız var. Bu yatırım döneminin oluşabilmesi için de sanayiye dönük kaynakların daha doğru kullanılabilmesi adına yeni bir stratejik sürece girmeliyiz.KAYNAKLAR DOĞRU KULLANILMIYOR- Yeni yatırım dönemi için kaynak var mı?Türkiye’nin kaynak problemi yoktur, Türkiye’nin kaynakları doğru kullanma problemi vardır. Yani biz önümüzdeki aylarda, yıllarda, elimizdeki çok da bol olmayan kaynaklarımızı doğru yönlendirip onu sanayi adına doğru geliştirebilirsek, bu dönemde elimize geçmiş olan ekonomimizi bir üst lige çıkarma fırsatını da çok iyi kullanmış oluruz. Bunun için iyi bir kaynak dağılımı ve destekleme modeline ihtiyaç var her yönüyle. Ülkeye finans kaynaklarının akışında da bir pozitif takvime dönebilirsek... Finansmanın daha rahatlayabileceği, finansa daha rahat ulaşabileceğimiz bir döneme biz 2021’in ikinci yarısına doğru ulaşabilirsek herhalde yılın ikinci çeyreğinden sonra daha pozitif, 2020’yi unutturacak, tam unutturmasa bile bize moral verecek olan bir sene hayatımıza girer.ÖNCE KDV REFORMU YAPILSIN- Yatırımsız dönemden bahsettiniz işsizlik de artıyor, nasıl çözülecek bu sorun?İstihdam konusunda ne yazık ki kısa vadede çözüm göremiyoruz. Bir taraftan çok yüksek oranda işsizlikten bahsederken öbür taraftan da hâlâ daha yeterli ölçüde istihdam bulamayan, yeterli ölçüde işçi bulamayan binlerce sanayicimizi, binlerce firmamızı duymaktayız. Bu konu da bizim önümüzdeki süreçte en önemli konu başlıklarından bir tanesi. Eğer bir reform yapacaksak belki önce oradan başlamamız lazım; KDV reformu. Uzun yıllardan beri hayatımızda olan ama giderek bir üretim vergisine dönüşen KDV’nin de artık mevcut bu olumsuzluk teşkil eden halinden güçlü bir reformla dönüştürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda bir rapor hazırlığı içindeyiz, Maliye Bakanlığı ile paylaşacağız. Ve Avrupa Birliği. Avrupa ekonomisinin Türkiye’ye ihtiyacı, Türkiye’nin de Avrupa Birliği’nin ekonomik desteğine, iş ve stratejik ortaklığına ihtiyacı yüksek.FİNANSAL İSTİKRAR BOZULDU- Bu süreç şirketlerin borçluluk düzeyini ve borçlarını döndürme kabiliyetini nasıl etkiledi?Biz İSO 500’ler de de hep açıklıyoruz; finansman maliyetleri ne yazık ki faaliyet gelirlerinin yüzde 50 ile 60’ı arasında bir yerde duruyor. Bu yüksek finansman maliyetleriyle benim endişem odur ki bu oran daha da artmasın. O yüzden de finansman, 2021 yılında da Türk sanayicisinin en önemli gündemi olacaktır. Şu anda maalesef finansal istikrarın son aylarda bozulduğunu gördük. 2021’in önemli bir döneminde yüksek finansman maliyetlerinin ve daralan finans kaynaklarının, Türk sanayicisinin hem mevcut işletmelerin döndürülmesi açısından hem de bizi bekleyen yeni yatırımların oluşturulabilmesi açısından elindeki en önemli stres kaynaklarından birisi olacağını düşünüyorum.TEMKİNLİ İYİMSERİZ- Sanayiciler olarak bu süreçte ne gibi dersler aldınız?2021’in en önemli sorusu, hiç kuşkusuz pandemi ile ilgili yaşayacağımız süreç olacaktır. Yılın son günlerinde aşı ile ilgili ardı ardına gelen ve tüm dünyayı umutlandıran olumlu haberlerle hepimiz gerçekten sağlıklı günlerin yakın olduğuna inanmaya başladık. Fakat Covid-19 hakkında gelen son haberler, bu konudaki iyimserliğimizi biraz daha ertelememize yol açabilir. İlk olarak İngiltere’de saptanan ve eskisine kıyasla daha hızlı bulaştığı açıklanan yeni tür koronavirüse karşı Dünya Sağlık Örgütü’nden gelen uyarı, bu açıdan çok önemli. Umarız ki bu yeni gelişme, tıpkı Covid-19 gibi bütün dünyayı yeniden kasıp kavuracak bir dalgaya dönüşmez. Aksi halde bütün dünya gibi bizler de 2021’e ilişkin olumlu beklentilerimizi yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağız. Şu anda bütün yeni gelişmelere karşın temkinli iyimserliğimizi koruduğumuzu ifade etmek istiyorum. Gerçeklerin farkında olacağız, iyimserliğin ölçüsünü de kaçırmayacağız. Şu anda maalesef tekrar, içinde bulunduğumuz günlerde bir kısıtlamalar, yasaklamalar dönemine girdik. Herkes sorunu önlemeye katkı sunacak bir hayat düzenini kurarsa savaşı kazanabiliriz. Şehriban Kıraç

Ülke gerçeklerinden kopuk kurum, asgariücret için‘2792 lira’dedi.İşçiler tepkili

Ülke gerçeklerinden kopuk kurum, asgari ücret için ‘2792 lira’ dedi. İşçiler tepkili figure > Asgari ücretin 2 bin 700 TL ile 2 bin 800 TL arasında bir rakam olması bekleniyor. Ücretin 2 bin 800 TL olabileceği tahminleri de yapılıyor. Türk-İş ise bu rakamı kabul etmiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), gelecek yıl geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere yapılan 3. toplantıda beklenen rakamları komisyona sundu. Buna göre TÜİK, ağır işlerde çalışan bekâr bir işçi için asgari geçim tutarını 2 bin 792.10 TL; orta nitelikteki işlerde çalışan bekâr bir işçi için 2 bin 507.70 TL; hafif nitelikteki işlerde çalışan bekâr bir işçi için de 2 bin 339.10 TL olarak belirledi. TÜİK’in hesabına göre, ağır işkolunda yüzde 19.78, orta işkolunda yüzde 20.17, hafif işkolunda yüzde 20.53 artış oldu. Hükümetin de gelecek hafta yapılacak toplantıda işverenle birlikte 2 bin 700 TL ile 2 bin 800 TL arasında bir rakam açıklaması bekleniyor. Asgari ücretin 2 bin 800 TL olacağı yorumları da yapılıyor.OYBİRLİĞİ ZORTürk-İş ise bu rakamı kabul etmiyor. Çünkü Türk-İş’in son araştırmasına göre, bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyeti tutarı 3 bin 74 TL. Bu nedenle işçi, işveren ve hükümetin 5’er üyeyle temsil edildiği 15 kişilik komisyonda kararın hükümet ve işverenlerin anlaşması ile çıkması bekleniyor. Bu yılki toplantıdan oybirliğiyle karar çıkması ise çok zor. İşveren temsilcisi TİSK ise TÜİK’in böyle bir hesaplama yapmasına baştan beri karşı çıkıyor. TÜİK böyle bir hesaplama yapacaksa komisyonun bir anlamı olmayacağını savunuyor. Ancak görüşmeler sonunda işverenlere verilen asgari ücret desteğinin artırılması, böylece TİSK’in de yeni rakamı kabul etmesi bekleniyor. TİSK önceki toplantılarda da “olağanüstü şartlar taşıyan bu dönemde, asgari ücret desteğinin tüm işletmeleri kapsayacak şekilde ve özellikle toplu iş sözleşmeli işyerlerinde artırılarak devam ettirilmesinin hayati nitelikte olduğunu” dile getirmişti.İŞÇİ TÜİK’E TEPKİLİToplantı sonunda Türkİş’ten yapılan yazılı açıklamada da TÜİK’in rakamına tepki gösterildi. Kasım ayına ait bu rakamların, ülke gerçeklerini kesinlikle yansıtmadığına işaret eden Türk-İş, şunları kaydetti: “Aralık ayı ve gelecek yıl enflasyon verisi göz önünde alındığında, bu rakamların daha da düşük kalacağı ortada. TÜİK’in açıkladığı rakamın sadece bekâr bir işçi için geçerli olduğuna dikkati çekeriz. Mevcutta aylık 2 bin 324 lira olan asgari ücretle geçinilmediğini işverenler de hükümet de gayet iyi biliyor. Görüşmelerin başından beri dile getirdiğimiz insan onuruna yakışır bir ücret. Bunu savunmaya devam ediyoruz. TÜİK’in bugün açıkladığı rakamlar, maalesef çalışanların beklentilerinin altında kaldı.”AÇLIK SINIRI 3 BİN TL’Yİ AŞTIBirleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun aralık ayına ilişkin “Halkın Enflasyonu” araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin 146 TL’ye çıktı. Bu rakam kasım ayında 3 bin 74 liraydı. Türkiye’nin en yoksul kesimin aile bütçesinin en az üçte birini ayırmak zorunda bulunduğu gıda fiyatlarının bir önceki aya göre yüzde 3.2 arttığı kaydedilen araştırmada, 2020’de gıda fiyatlarında, son 12 ayda yüzde 29.9 artış yaşandığı aktarıldı. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın, fiyatlarını Ankara’daki pazar ve marketlerden her ay düzenli olarak derlediği ve yurttaşların en fazla tükettiği 77 gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak yaptığı “Halkın Enflasyonu” araştırmasının aralık ayı sonuçları açıklandı.Çalışmaya göre, aralıkta, en yüksek artışlar yüzde 5.2 ile ekmek, un, bulgur, prinç ve makarna grubunda; yüzde 6.2 ile meyve grubunda ve yüzde 7.8 ile sebze grubunda oldu. Yıllık olarak en yüksek artışlar ise yüzde 58.9 ile meyve ve yüzde 52.9 ile sebzede yaşandı. Öte yandan, et-yumurta için harcanması gereken tutar, bir yılda 150 lira artarak 923 liraya yükselirken, kuru bakliyat için yapılması gereken harcama bir yılda 12 lira zamlandı. Mustafa Çakır

Beyaz eşyacıilave gümrük vergilerinin kaldırılmasınıistedi

Beyaz eşyacı ilave gümrük vergilerinin kaldırılmasını istedi figure > Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verileri, kasımdaki satışlar artsa da bir önceki aya göre ivme kaybettiğini ortaya koydu. Buna göre, beyaz eşya satışları kasımda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20 arttı. Ancak ekim ayında beyaz eşya satışları yıllık yüzde 30 artmıştı. Kasımda yıllık olarak beyaz eşya üretimi ve ihracat yüzde 15 arttı. TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, aşı konusunda sağlanan ilerleme ile birlikte 2021’in ikinci yarısından itibaren daha istikrarlı bir tablo ile karşılaşmayı umduklarını söyledi. Son dönemde sektörün yassı çelik tedariğinde yaşamakta olan sorunların ise beyaz eşya üretimi ve ihracatını olumsuz etkileyecek seviyeye ulaştığını belirten Dinçer, şöyle konuştu: “Özellikle ihracatın çok daha önemli olduğu bir dönemde, girdi temininde yaşanan bu zorluklar maliyetleri artırmakta ve üretimi riske sokmakta. Sektörün önümüzdeki dönemde ihracat ve üretim rekabetçiliğinin olumsuz etkilenmemesi adına yassı çelik ürünlerindeki mevcut gümrük vergileri ile ilave gümrük vergilerinin kaldırılması gerekliliğine dikkat çekmek isteriz.” cumhuriyet.com.tr

Piyasalar Merkez Bankası'nın hamlesine kilitlendi

Piyasalar Merkez Bankası'nın hamlesine kilitlendi figure > Yurtiçi piyasalar, Merkez Bankası’nın (TCMB) perşembe günü yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) kararına odaklandı. Reuters anketine göre, TCMB’nin yılın son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında sıkılaştırmaya devam ederek politika faizini 150 baz puan artırması bekleniyor. Goldman Sachs ise TCMB’den 200 baz puan faiz artışı ile politika faizini yüzde 17’ye yükselteceğini öngörüyor. Önceki gün dolar karşısında yüzde 1’in hemen altında değer kaybederek gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en az değer kaybeden para birimi olan TL, gün içinde 7.7350 ile zirveyi gördükten sonra, dün en fazla 7.67’ye kadar çıktı. cumhuriyet.com.tr

Salda Gölüçevresinde Millet Bahçesiçalışmasında sona gelindi

Salda Gölü çevresinde Millet Bahçesi çalışmasında sona gelindi figure > ‘Bir çivi bile çakılmayacak’ denilen Burdur Yeşilova’daki doğa harikası Salda Gölü çevresinde Millet Bahçesi çalışmasında sona gelindi. 9 adet bungalov tipi yapı, dokunulmaması gereken beyaz kumların etrafına yerleştirildi. Bu bölgede daha önce beyaz kumlar kepçe ve kamyonlarla taşınmış, gelen tepkiler üzerine tekrar eski yerine getirilmişti. Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı Gazi Osman Şakar, pandemi nedeniyle sokağa çıkmanın sınırlı olduğu dönemde Millet Bahçesi çalışmalarının hızla sürdüğünü belirterek, “Özel matkaplarla deldikleri yere çelik kazıklar çakıldı. Bu kazıklar üzerine de 9 adet ahşap bungalovlar yerleştirildi” dedi. Bülent Ecevit

L. v. Beethoven’ın (1770-1827)“Op. 20 Yedili”eserini Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’ndançevrimiçi olarak dinledik

L. v. Beethoven’ın (1770-1827) “Op. 20 Yedili” eserini Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’ndan çevrimiçi olarak dinledik figure > Yılın en uzun gecesi 21 Aralık’ta dört yaylı Sevil Ulucan (keman), Beste Tıknaz (viyola), Rahşan Apay (çello), Onur Özkaya (kontrbas) üç nefesli Ayşegül Kirmanoğlu (klarnet), Mert Kutluğ (*****), Cem Akçora’nın (korno) seslendirdiği L. v. Beethoven’ın (1770-1827) “Op. 20 Yedili” eserini Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’ndan çevrimiçi olarak doya doya dinledik ve konser saati olan 20.00’den tam bir hafta sonrasına kadar dinleyeceğiz, diğer konser yayınlarında olduğu ve olacağı gibi. Sanatçıların konser öncesinde CRR Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur ile yaptığı söyleşiden Ayşegül Kirmanoğlu’nun bu programı yabancı sanatçılarla çalacağını ancak pandemi koşullarında programdan vazgeçilmediğini, birbirini iyi tanıyan virtüoz sanatçılarımızla gerçekleştiğini öğrendik. Mansur, Beethoven’ın 29 yaşında bestelediği bu eseri dönemi içinde tanıtırken, oda müziği olmasına rağmen ilk defa halka açık bir konserde seslendirildiğinin altını çizdi. Grubu bir araya getiren keman virtüozü Sevil Ulucan, konser sürecini şu sözlerle değerlendirdi: “Hepsi değerli müzisyenler olan grubumuzla 20 gün önce bir araya geldik. Mümkün olduğunca uzun tutmayarak ama zamanı çok iyi değerlendirerek verimli provalarımızı havadar bir ortamda, nefesliler maskesiz, yaylılar ise çift maskeli yaptık. Çok detayı olan, dokusu birbirine bağlı büyük bir eser. Hepimizin rolü kıymetli. Sahnede eseri bir solukta ara vermeden çaldık, canlı kaydedildi. Bizim için büyük bir keyifti. Gece biz de dinledik. Birbirimizle sohbet eder gibi bir konser olmuş. Dinleyicilerden de çok olumlu geri dönüşler aldık. Konserde gönlümüz rahattı. Her şey düzenli ve keyifli bir şekilde gerçekleşti. Yayına 20.01’de bağlandılar, hiç sorun yaşanmadı. Bu güç koşullarda dahi konserleri sürdüren CRR çok keyifli programlar düzenledi. Gördük ki bundan sonra da sürdürecek. Büyük bir inisiyatif gösteren Cem Mansur ve ekibinin özverisiyle etkinlikleri daha ileriye taşıyacaklar.”2 X 3 BEETHOVEN VE İSLAM MANAFOVCRR’de 26 Aralık Cumartesi akşamı 20.00’de ise Özcan Ulucan (keman), Gözde Yaşar (çello) ve İnci Yakar Birol (piyano) üçlüsü iki Beethoven eserini tek konserde seslendirecek. Piyanolu üçlü “Kakadu” Çeşitlemeleri, Op. 121a ve bu kez Beethoven piyanolu üçlü için kendi düzenlemesiyle “Senfoni No.2 Op. 36”. Yılın son doğumunun 250. yılında Beethoven konserini ünlü piyanist İslam Manafov verecek. Sanatçı Cem Mansur ile eserlerin niteliklerini konuşacakları söyleşinin ardından tek konserde dahi bestecinin 4. ve 5. Senfoni’lerini Franz Liszt (1811-1886) piyano düzenlemesiyle çalacak. Ücretsiz izlenen bu konserler için YouTube link’i: https://www.youtube. com/channel/UCcB4Qim__HcOKEvmQawHLGQ/featured Gülçin Gülan

Oyunculuk ve ses birleşti sonuç:İzninle

Oyunculuk ve ses birleşti sonuç: İzninle figure > Oyuncu ve müzisyen Işıl Yücesoy, yeni şarkısının klibiyle sanatseverlerle buluştu. Tiyatro ile başlayan ve 50 yıldır başarılarla süren bu hikâyesini yine bir tiyatro oyunu ile kutlamak istemişti. Ama pandemi hep bu sayfada yazdığımız gibi en çok sanatı ve sanatçıyı olumsuz etkiledi. Usta oyuncu ve ses sanatçısı Işıl Yücesoy’dan bahsediyorum. Sanatçı, Ossi Müzik etiketiyle yayımlanan “İzninle” isimli single’ını kliplendirdi. Yücesoy, “Sanatımın 50. yılı için bir tiyatro oyunu düşünüyordum. Büyük ve hummalı hazırlıklar içinde sırf oynayacağım bu oyun için sevgili Sadettin Dayıoğlu’ndan ‘İzninle’ şarkısını aldık. Tansel Doğanay düzenlemesini yaptı ve şarkıyı kaydettik. Daha sonra koşullar bu projeyi erteleme kararı aldırdı bize. Şarkının, dinleyicisi ile buluşması bu güne kısmetmiş, belki de çok daha iyi oldu. Şarkı daha geniş bir kitleye ulaştı. Ve itiraf edeyim ki aldığım tepkiler bizi çok mutlu ediyor” ifadelerini kullanıyor. Aradan bir sene geçtiğini ve bu şarkının gündeme gelmesini planladıklarını söyleyen Yücesoy, “Tiyatro için düşünülen şarkıya ritim konusunda Can Hatipoğlu bazı dokunmalar yaptı. ‘İzninle’ daha ritmik, daha canlı bir noktaya vardı. Fairmont Quasar İstanbul oteli eksik olmasınlar bütün salonlarını bize açtı. Sevgili Burak Yener fotoğrafları çekti. O sırada Hakan Eren’de de bir fikir gelişti. Ben de çok olumlu buldum. Şarkıyı hiç söylemeyecektim. Oynayacaktım sadece. Bütün kelimeleri ve duyguları oynayacaktım. Öyle spontane bir şekilde videolar çekildi. Bu çalışma bana da çok ilginç gelmişti. Öyle keyifli çalıştım ki anlatamam. Sonra iş Gökhan Özdemir’e devredildi. O görüntülerden klip yapılacaktı” diyor. Tüm çalışmalardan sonra ekip, Yücesoy’a artık gerisine karışma demiş, sonrası ise sürpriz. Yücesoy, “Ben de sizlerle seyrettim videoyu. O kadar sevdim ki. Hele ki o balerin Mimar Sinan Üniversitesi çağdaş dans öğrencisi Ezgi Yaren Karademir, klibe dansıyla öyle bir katkı sağlamış ki kendisine buradan teşekkür ediyorum. Aslında bu işte emek veren herkese teşekkür ediyorum. Sevgili Hakan Eren’e ise ayrı bir teşekkürüm var. Bana inancı için, şarkı söylemelisin dediği için ve 37 yıllık suskunluğun devam etmesine ‘izin vermediği’ için” diyor. Yücesoy’u tiyatro sahnesinde seyretmek için sabırsızlanıyorum. Yeni sezonda, bol tiyatrolu günler bizim olsun... Öznur Oğraş Çolak

Cumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 23 Aralık 2020 tarihli okur dayanışmasıilanları

Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 23 Aralık 2020 tarihli okur dayanışması ilanları figure > Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2020/12/23/040819371-ana.png23 ARALIK 2020 TARİHLİ CUMHURİYET GAZETESİ'NDE YAYIMLANAN DAYANIŞMA İLANLARI /Archive/2020/12/23/040810246-3.png/Archive/2020/12/23/040809840-9.png/Archive/2020/12/23/040809746-2.png/Archive/2020/12/23/040809512-12.png/Archive/2020/12/23/040809371-10.png/Archive/2020/12/23/040809340-15.png/Archive/2020/12/23/040809246-14.png/Archive/2020/12/23/040809121-13.png/Archive/2020/12/23/040808996-11.png/Archive/2020/12/23/040808871-7.png/Archive/2020/12/23/040808840-5.png/Archive/2020/12/23/040808809-4.png/Archive/2020/12/23/040808746-6.png/Archive/2020/12/23/040808621-8.png/Archive/2020/12/23/040808418-1.png cumhuriyet.com.tr

Covid: ABD BaşkanıTrump, onayına sunulan 900 milyar dolarlık yardım paketinin değiştirilmesini istedi

Covid: ABD Başkanı Trump, onayına sunulan 900 milyar dolarlık yardım paketinin değiştirilmesini istedi figure > ABD Başkanı Donald Trump, onayına sunulan 900 milyar dolarlık koronavirüs teşvik paketi için "utanç verici" yorumunu yaptı ve değiştirilmesini istedi. ReutersTrump, "gülünç derecede düşük" benzetmesini yaptığı kişi başına 600 dolarlık ödemelerin 2 bin dolara çıkarılmasını istediABD Başkanı Donald Trump, onayına sunulan 900 milyar dolarlık koronavirüs teşvik paketi için "utanç verici" yorumunu yaptı ve değiştirilmesini istedi.Twitter hesabında yayımlanan videoda Trump, tasarıyı veto edeceğine ilişkin açık bir mesaj vermese de son durumundan memnun olmadığını söyledi:"Buna Covid yardım tasarısı deniyor, ancak Covid ile neredeyse hiçbir ilgisi yok."Trump açıklamasında, "Kongre'den yasadaki savurgan ve gereksiz maddelerden derhal kurtulmasını ve bana uygun bir paket göndermesini istiyorum" diye konuştu.KİŞİ BAŞINA YAPILACAK 600 DOLARLIK ÖDEMENİN 2 BİN DOLARA ÇIKMASINI İSTEDİPakette öngörülen paranın Amerikan vatandaşlarına gitmesi gerektiğini ifade eden Trump şunları söyledi:"Paket, Kamboçya'ya 85.5 milyon dolar, Burma'ya 134 milyon dolar, Mısır ve Mısır ordusuna 1.3 milyar dolar yardım içeriyor. Neredeyse Rus askeri teçhizatı satın alacak yasa Pakistan'daki demokrasi ve cinsiyet programları için 25 milyon dolar veriyor. Belize, Kosta Rika, El Salvador, Guatemala, Honduras, Nikaragua ve Panama'ya da 505 milyon dolar yardım ediliyor."ABD Başkanı, başkentteki müze ve galerilere de toplamda neden 1 milyar dolardan fazla ödenek ayrıldığını sorguladı.Kongre'nin yabancı ülkeler, lobiciler ve özel çıkarlar için bol miktarda para ayırırken neden Amerikan halkına en az parayı ayırdığını soran Trump, "gülünç derecede düşük" benzetmesini yaptığı kişi başına 600 dolarlık ödemelerin de 2 bin dolara çıkarılmasını istedi.BÜYÜK TARTIŞMALARIN ARDINDAN KABUL EDİLMİŞTİCumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında Temmuz ayından bu yana süren tartışmaların ardından paket üzerinde Pazartesi günü mütabakat sağlanmış ve 5 bin 593 sayfa halinde açıklanmıştı.Kongre'nin sözkonusu yardım paketi tasarısını Cuma gününe kadar geçirmesi bekleniyordu, ancak müzakereler hafta sonu boyunca devam etti.Demokratlar, programın özel sektöre gereksiz bir hükümet müdahalesi olduğunu söylüyorlardı.Cumhuriyetçiler ise, Demokratları paket için adım atmamakla ve bu strateji ile de 20 Ocak'ta ABD Başkanlığı görevine başlayacak olan Joe Biden'ın başlangıcını baltamakla suçluyorlardı.İki taraf, şu anda yürürlükte olan programı aynı şekilde onaylamadılar. Bunun yerine benzer bir programın oluşturulmasını engellemeyen bir dil üzerinde anlaştı.Açıklanmasının ardından birkaç saat içerisinde oylamaya sunulan paketi tam anlamıyla okuyamadıklarını söyleyen çok sayıda Meclis üyesi, tasarıyı protesto ettiğini açıklamıştı.Buna rağmen tasarı Temsilciler Meclisi'nden 359'a 53; Senato'dan ise 92'ye 6 oyla kabul edilmişti.Onayına sunulmasıyla beraber Trump'ın da tasarıyı imzalayacağı bekleniyordu.PAKETTE NELER VAR?Koronavirüs salgını sebebiyle ekonomik olarak zor durumda kalan Amerikalıları rahatlatacak olan paket Mart ayındaki 2,4 trilyon dolarlık paketin ardından ülke tarihinin en büyük teşvik paketi özelliğini taşıyor.Paket kapsamında yetişkinler ve çocuklar için 600 dolar doğrudan ödeme yapılacak, işsizlik ödemeleri haftalık 300 dolar daha artırılacak ve küçük işletmelere de toplamda yüz milyarlarca dolar ek yardım sağlanacak.Kira yardımı için 25 milyar dolar destek ayrılan pakette, eğitim kuruluşlarına tekrar güvenli bir şekilde açılabilmeleri için de 82 milyar dolar aktarılacak.Bağımsız sinema salonları ve kültür kurumları için 15 milyar doları içeren programda ayrıca afet hibeleri için de 20 milyar dolarlık ödeme planlanıyor.Ayrıca pakette şu destekler de yer aldı:Gıda yardımı için 13 milyar dolar,Uluslararası aşı ittifakı için 4 milyar dolar,Geniş bant internet erişimi için 7 milyar dolar,Düşük gelirli konut inşaatını teşvik etmek için artırılmış vergi indirimleri,İşletmeleri çalışanlarını işten çıkarmamaya teşvik eden vergi indirimleri,İşverenleri ücretli hastalık izni vermeye teşvik edecek vergi indirimleri,Düşük gelirli çalışanlar için geliştirilmiş vergi indirimleri.Kongre, paketi Eylül 2021'e kadar hükümet programlarını finanse edecek 1,4 trilyon dolarlık bir bütçe tasarısına dahil etmeyi hedefliyor.Daha önce açıklanan paket kapsamındaki pek çok destek bu ay sonunda sona eriyordu. Bununla birlikte de yaklaşık 12 milyon Amerikalıya sunulan işsizlik yardımları da son bulması bekleniyordu.'BU PAKET İLK ADIM'Seçilmiş ABD Başkanı Joe Biden ise Salı günü düzenlediği basın toplantısında, 900 milyar dolarlık yardım paketinin "ilk adım" olduğunu ve hükümetin daha fazlasını yapması gerekeceğini söyledi.Biden, "Covid'e karşı savaştaki en karanlık günlerimiz arkamızda değil, önümüzde" dedi. BBC Türkçe




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter