Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 09.20.2025, 02:58 PM (GMT)

News - Haberler

Boğaziçi Mezunlar Derneği: Müdahaleleri kabul etmiyoruz

Boğaziçi Mezunlar Derneği: Müdahaleleri kabul etmiyoruz figure > Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği bir açıklama yayınlayarak rektör atamasına karşı çıktı. Açıklamada "Üniversitemizin ilkeleri, düşünce özgürlüğü ve seçim iradesine yapılan müdahaleleri kabul etmiyoruz. BÜMED olarak; öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve idari kadromuzun yanında olmaya devam edeceğiz” denildi. Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED), Boğaziçi Üniversitesi’ne daha önce AKP’den milletvekili aday adayı olan Melih Bulu’nun, herhangi bir seçim olmadan, cumhurbaşkanı kararıyla atanmasına tepki gösterdi.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzalı kararnameyle, üniversiteye Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu rektör olarak atanmıştı. AKP’den milletvekili aday adayı olan Bulu'nun ataması 'kayyım' olarak değerlendirilerek büyük tepki topladı.BÜMED'in sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: "Bilindiği üzere 1982 yılında YÖK’ün getirdiği, rektörlerin seçim yerine atama ile göreve gelmesi sistemi, başta Boğaziçi Üniversitesi olmak üzere pek çok üniversitede büyük rahatsızlık yarattı. Bu sebeple Mayıs 1992’de Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyeleri kendi seçimlerini gerçekleştirdi ve YÖK’e bildirmek üzere aday listelerini oluşturdu.Boğaziçi Üniversitesi akademik kadrosunun başlattığı bu seçim yöntemi, diğer üniversiteler tarafında da benimsendi ve uygulanmaya başlandı. Bunun üzerinde 1992’de TBMM’den geçen bir kanunla o yıla kadar uygulanan ‘Görevdeki rektörün çağrısı ile toplanacak öğretim üyeleri tarafından 6 rektör adayı seçilerek belirlenir. Belirlenen rektör adaylarından YÖK kurulunun seçecek, üç aday atanmak üzere Cumhurbaşkanı’na sunulur. Cumhurbaşkanı bu üç adaydan birini rektör olarak atar’ kuralı yürürlüğe girdi.Ancak 29 Ekim 2016 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanan 676 nolu Kanun Hükmünde kararname ile rektörlük seçimleri kaldırıldı ve yerine ‘Devlet üniversitelerinde rektör YÖK kurulu tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından Cumhurbaşkanınca atanır’ kuralı getirildi.  Bu KHK’nın yayımlanmasından sonra tüm üniversitelerin yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi’nde de rektörlerin atanması dönemi tekrar başladı.Boğaziçi Üniversitesi’nin sahip olduğu özgürlükçü ve çoğulcu değerlerin ancak demokratik seçim yöntemi ile korunması ilkesinden vazgeçmeyerek, Türkiye’deki tüm üniversitelerde en kısa zamanda paydaşların sürece dahil edildiği demokratik seçim sistemine geçilmesini savunuyoruz.Bu bağlamda, Boğaziçi Üniversitesi’nin 150 yılı aşan akademik geleceği ile şekillenmiş  değerlerini yaşatmak, üniversitemizin tüm birimlerinin ortak sorumluluğudur:*Eğitimde ve araştırma mükemmeliyetçi*Öğrenci odaklı*Yönetimde ve akademik yaşamda özerk, özgürlükçü, demokratik ve katılımcı*Farklılıklara saygılı, her türlü ayrımcılığa karşı ve fırsat eşitliği konusunda duyarlı*Akılcı ve eleştirel düşünceyi özendiren*Temel hak ve özgürlükleri savunan*Kamusal ve sosyal sorumluluğu önemseyen*Küresel sorunlara duyarlı ve çözüm geliştirmeyi amaçlayan*Doğa ve çevre sorunlarına duyarlı*Mezunlarla bağını güçlü ve sürekli kılan*Kurumsal mirasını sahiplenen ve kurum kültürünü sürdürebilir kılmakta kararlıBu değerler doğrultusunda, "Boğaziçi Üniversitesi gelenisinin korunarak yarınlara aktarılması için yapılan tüm uygulamaların bilim odaklı olmasının takipçisiyiz. Üniversitemizin ilkeleri, düşünce özgürlüğü ve seçim iradesine yapılan müdahaleleri kabul etmiyoruz. BÜMED olarak; öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve idari kadromuzun yanında olmaya devam edeceğiz”/Archive/2021/1/4/125742916-1609752697872-eq-4-fr-24-xeaafjak.jpg cumhuriyet.com.tr

Prof. Dr. Yaşar: Artık, koronavirüse bağlıinme vakalarımız var

Prof. Dr. Yaşar: Artık, koronavirüse bağlı inme vakalarımız var figure > Ankara Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Evren Yaşar, ‘’Koronavirüse bağlı artık inme vakalarımız var. Artık sinir sistemi tutulumuna bağlı engellilik durumlarımız var. Bunun da tedavilerin de aktif olarak rol alıyoruz. Yoğun bakımdan bu şekilde aldığımız birçok hasta oluyor" dedi. Prof. Dr. Evren Yaşar, Türkiye'de engellilik oranının yüzde 7-8 civarında olduğunu söyledi. Bu vatandaşların pandemi döneminde hastane ve tedaviye ulaşabilirliğinin çok önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yaşar, "Biliyorsunuz Avrupa bu konuda biraz karıştı. Engelli vatandaşların seçenekleri daraltıldı. Ama biz tam tersi Ankara Şehir Hastanesi'nde engellerimizin tüm sağlık sorunlarına ilişkin tedavilerine; hem yataktan hem de ayaktan devam ettik. Bir başka husus var ki bu da koronavirüsün yol açtığı engellilik. Koronavirüse bağlı artık inme vakalarımız var. Artık sinir sistemi tutulumuna bağlı engellilik durumlarımız var. Bunun da tedavilerinde aktif olarak rol alıyoruz. Yoğun bakımdan bu şekilde aldığımız birçok hasta oluyor. Yani koronavirüs artık tek başına sinir sistemini, kardiyak sistemini etkileyip engellilik oluşturabilen bir faktör. Ve bununla ilgili de bizim tedavi stratejileri geliştirmemiz gerekiyordu ki biz bunu burada başardık, aktif olarak bu yöntemlerimizi burada kullanıyoruz" dedi.'YAVAŞ YAVAŞ HAREKETLERİNİ ARTIRMALARINI ÖNERİYORUZ'Prof. Dr. Yaşar, koronavirüsün çok farklı bir hastalık olduğunu, bu hastalığa yakalananların immobilizasyonu ve istirahatinin çok önemli olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Yaşar, "Bizim fizik tedavi ve rehabilitasyon olarak destek verdiğimiz konu, yoğun bakım süreçlerinde hastaların kontrolü. 'Rehabilitasyon programı' demiyorum. Hastaların kontrolü ve entübasyondan ayrıldıktan sonra hafif hafif günlük yaşama dönüşlerinde destek programı ve bu hastalarımızın da evlerine giderken hareketlerini tamamlayabilmeleri için bir hareket programı vermek. 'Pulmoner rehabilitasyon' dediğimiz olay ise 6-8 hafta öncesinden başlamıyor. Bundan önceki yapacağımız herşey özellikle hastalığın aktif döneminde, aktif egzersiz uygulamaları bize negatif olarak dönebiliyor. Hastalarımızın hastaneden taburcu olduktan sonra veya Covid-19’u geçirdikten sonra yavaş yavaş 2-3 hafta sürede hareketlerini artırmalarını öneriyoruz. Hemen hızlı bir şekilde normal hayatlarına dönmelerini beklemiyoruz. Böyle bir beklenti içinde kendileri de olmasınlar. Bu yavaş yavaş geriye dönecek. Ayrıca burada düz zeminde de yürüyüş çok önemli oluyor" diye konuştu./Archive/2021/1/4/130647437-prof-dr-yasar-artik-koronaviruse-bagli-inme-vakalarimiz-var_1.jpg'YÜRÜYÜŞ ÖNERİYORUZ'Prof. Dr. Yaşar, koronavirüs geçiren bireylerin rehabilitasyon süreçleri ile ilgili "Hastalığı geçiren vatandaşlara göre yüzde kaçının rehabilitasyona ihtiyaç duyduğuna dair oran vermem doğru değil. Ama ağır pnömani geçirmiş ve hastanede yatmış hastaların hayata dönüş süreçlerinde mutlaka bizim önerilerimiz önemli oluyor. Çünkü burada hem hastalığın etkisi hem de kullanılan ilaçlara bağlı birçok kas-iskelet sistemi problemleri, hastalığın kendisine bağlı solunum problemleri ve bunun etkilerinin vücutta görülmesi için bir zamana ihtiyaç oluyor. Ondan dolayı hastalığın aktif döneminde mümkün olduğu kadar istirahat, hastalık geçirdikten sonra da yavaş yavaş performans artışı ve yürüyüş öneriyoruz" ifadelerini kullandı.  DHA

Diyarbakır'daöğretmen, 'derslerde PKK propagandasıyaptığı' iddiasıyla gözaltına alındı

Diyarbakır'da öğretmen, 'derslerde PKK propagandası yaptığı' iddiasıyla gözaltına alındı figure > Şırnak'ta güvenlik güçlerine teslim olan ve Diyarbakır'a getirilen terörist H.K. ifadesinde, "PKK'ya katılımında 2014 yılında öğrenim gördüğü okuldaki beden eğitimi öğretmeni S.E.'nin etkili olduğunu" söyledi. Bunun üzerine S.E. bu sabah adresine düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan aranan ve 24 Aralık'ta Şırnak'ta teslim olan terör örgütü PKK mensubu H.K. Diyarbakır'a getirildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifadesi alınan H.K., "PKK'ya katılımında 2014 yılında öğrenim gördüğü okuldaki beden eğitimi öğretmeni S.E.'nin etkili olduğunu" söyledi.H.K. ifadesinde, "S.E.'nin ders sırasında terör örgütü PKK lehine propaganda yaparak, öğrencilere eylem ve etkinliklere katılmaları yönünde telkinde bulunduğunu ve örgüte katılımında bu telkinlerin etkili olduğunu" söyledi. H.K.'nin ifadeleri doğrultusunda beden eğitimi öğretmeni S.E. bu sabah adresine düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Yapılan aramada 2 cep telefonu ve dizüstü bilgisayara da el konuldu. S.E.'nin emniyetteki işlemleri devam ediyor.  DHA

AKP'liŞahin Tin'in 'kebap faturası' haberine erişim engeli getirildi

AKP'li Şahin Tin'in 'kebap faturası' haberine erişim engeli getirildi figure > Meclis'te sarf ettiği 'Kuru ekmek yiyorsa aç değildir' sözleriyle gündeme gelen AKP'li Şahin Tin, yediği yemeklerin ücretini belediyeye yazdırmasıyla ilgili habere erişim engeli getirildi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde “Kuru ekmek yiyorsalar aç değiller demektir" sözleriyle tepkilerin odağı olan AKP’li Denizli Milletvekili Şahin Tin'in, yediği kebapların ücretini Denizli'nin Çivril Belediye Başkanlığı’na yazdırdığı ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet, haberi ajansmuhbir adlı sosyal medya hesabına dayandıran Gerçek Gündem'i kaynak göstererek okurla buluşturmuştu. Şahin'in Tin'in yediği kebapların ücretini Çivril Belediye Başkanlığı'na ödettiği haberine bugün itibarıyla erişim engeli getirildi.  NE OLMUŞTU?AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay konuşurken, “Millet aç deyince hoplamayın arkadaşlar, millet aç, perişan. Evet, herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor” sözlerine karşılık, “O zaman aç değil demek” dedi.Engin Altay, AKP’li Tin’in alay edercesine “O zaman aç değil demek” ifadelerini kullandığını söyleyerek, “Bu tutanağı alacağım, bu tutanağı alacağım, bak, göreceksin, milletten özür dileyeceksin” dedi.Altay devamında, “Milletin midesine kuru ekmek giriyor sadece diyorum, Beyefendi diyor ki: ‘O zaman aç değiller’ Ben bunu milletin takdirine bırakıyorum” diye konuşmuştu cumhuriyet.com.tr

Menemen yüzde 67 zamlandı

Menemen yüzde 67 zamlandı figure > Dar gelirlilerin sofrasının vazgeçilmezi menemen de artık lüks tüketim ürünü oldu. Soğanlı menemen yemek isteyenler yüzde 67 soğansız yemek isteyenler yüzde 62 daha fazla ödemek zorunda. Aralık ayında menemen maliyetleri bir önceki yıla göre zirveye çıktı. Soğanlı menemenin maliyeti yıllık bazda yüzde 67, soğansız menemenin maliyeti ise yüzde 62 artış gösterdi.Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Veysel Ulusoy ile Dr. Caner Özdurak’ın yaptığı Menemen Endeksi’nin Aralık 2020 verileri açıklandı. Hesaplamaya göre, Menemen Endeksi aralık ayında soğanlıda 16.4 puan soğansızda 18.5 puan düşüş gösterdi. Yumurta ve kuru soğan fiyatları aralık ayında artarken çarliston biber ve domates fiyatlarında azalışlar gözlemlendi. Buna göre değişimler çarliston biberde yüzde 1 azalış olurken kuru soğanda yüzde 4 artış yaşandı. Aralıkta domateste yüzde 1 azalış, yumurtada ise yüzde 13 fiyat artışı oldu.Ulusoy ve Özdurak’a göre kasım ayında bu ürünlerde daya yüksek oranlı artışlar yaşandı. Bunun ana nedeni ise mevsimselliğin etkisiyle sera ürünlerine geçiş sonrası arzın azalması olsa da gıda enflasyonu üzerindeki diğer etkiler de azımsanacak türden değil./Archive/2021/1/4/123905529-grafik.jpgMALİYET ENFLASYONU YAŞANIYORUlusoy ve Özdurak şu değerlendirmeleri paylaştı:TÜİK enflasyon oranlarına göre kurdaki yüksek artışın önce üretici fiyatlarına yansıdığı görülüyor ve maliyet enflasyonunu doğruluyor.* Merkez Bankası’nın kasım ayı enflasyonunun beklenenden yüksek gelmesi nedeniyle yaptığı 200 baz puanlık artış sonrası piyasalarda bankaların kredi faizlerine yaptığı artışların ise enflasyon spiralini körükleme ihtimaline dikkat edilmeli.Menemen Endeksi 2018 ve 2019 yıllarının aksine ilk defa Kasım-Aralık ayları arasında 2020 yılındaki kadar sert bir düşüşe işaret ediyor. Bu durum mevsimsellik, maliyet artışları ve salgın dönemindeki tüketici davranışları ile gıda ve alkolsüz içecek grubunun enflasyon sepetindeki ağırlığı bir arada düşünüldüğü zaman yıl sonunu enflasyonunun gıda fiyatları üzerinden “kontrollü” bir şekilde yüzde 14,6 olarak gerçekleştiği fikrini doğuruyor. Şehriban Kıraç

ENAGrup: Yıllık enflasyon 14,60 değil, 36.72

ENAGrup: Yıllık enflasyon 14,60 değil, 36.72 figure > TÜİK verilerine göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %14,60, aylık %1,25 arttı. ENAGrup ise 2020 yıllık enflasyon oranını %36.72 olarak tahmin etti. MetroPOLL Araştırma'nın anketine göre de halkın yüzde 51.3'ü enflasyonun yıllık yüzde 30'dan daha fazla olduğuna inanıyor. Prof. Dr. Veysel Ulusoy yönetimindeki akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup), gerçek enflasyon rakamlarının Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilerin çok daha üstünde olduğunu savundu. YILLIK  36.72 ARALIKTA 4.08 ENAGrup yıllık enflasyonun yüzde 36.72’ye yükseldiğini açıklarken TÜİK yüzde 14.6 olarak duyurmuştu.ENAGrup, Aralık ayında enflasyonu yüzde 4.08 olarak ölçtüğünü açıkladı.  TÜİK ise aralık ayı tüketici enflasyonunun yüzde 1.25 olduğunu açıklamıştı. ENAGrup’a göre Aralık ayında en fazla zam yüzde 17.58 ile ulaştırmaya geldi. Onu yüzde 11 ile çeşitli mal ve hizmetler izledi./Archive/2021/1/4/123607828-screenshot4.jpgHALK DA İNANMIYORMetroPOLL, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) enflasyonunun yüzde 14 arttığını açıklamasının ardından bir araştırma yaptı. Araştırmada enflasyon rakamının ne kadar artmış olduğu soruldu. Araştırma sonucuna göre enflasyonun gerçek rakamını yüzde 30'dan daha fazla görenlerin sayısı yüzde 51.4 oldu./Archive/2021/1/4/123542078-eq4c0m7xaaaz8dr.pngAraştırmada yurttaşlara, "Sizin gözlemlerinize göre Türkiye’deki enflasyon yani hayat pahalılığı ne kadar artmıştır?" sorusu yöneltildi.Açıklanan rakamın gerçek olduğunu düşünenler yüzde 11.9 iken, asıl artışın yüzde 14-20 arası olduğunu düşünenler de yüzde 11.9 olarak ortaya çıktı. Enflasyonun yüzde 20-30 arası olduğunu düşünenlerinin sayısı 16.5 iken fikri olmayanların sayısı yüzde 8.4 oldu./Archive/2021/1/4/123555109-eq4c4btw8aa10th.png cumhuriyet.com.tr

EczacıHalit Usluel, koronavirüs nedeniyle hayatınıkaybetti

Eczacı Halit Usluel, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti figure > Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde eczacılık yapan 68 yaşındaki Halit Usluel koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Usluel, yaklaşık 2 ay süren yaşam mücadelesini dün kaybetti. Evli ve 2 çocuk babası olan Halit Usluel'in virüs nedeniyle hayatını kaybetmesi, ailesi ve sağlık çalışanları arasında büyük üzüntü yarattı. Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde eczacı olan Halit Usluel, korona virüs tedavisi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.İKİ AY ÖNCE POZİTİF ÇIKTIÇorlu ilçesinde Silahtarağa Mahallesi'nde 40 yıldır eczacılık yapan Halit Usluel'in,  iki ay önce yaptırdığı korona virüs testi pozitif çıktı. Bir süre sonra durumu ağırlaşan Usluer, götürüldüğü İstanbul'da özel bir hastanede tedavi altına alındı.Usluel, yaklaşık 2 ay süren yaşam mücadelesini dün kaybetti. Evli ve 2 çocuk babası Halit Usluel'un virüs nedeniyle hayatını kaybetmesi, ailesi ve sağlık çalışanları arasında büyük üzüntü yarattı.Türk Tabipleri Birliği de konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yayımlayarak, "Tekirdağ Çorlu'da çalışan Eczacı Halit USLUEL'i COVID-19 nedeniyle kaybettik. Ailesine ve tüm sağlık camiasına başsağlığı diliyoruz." ifadelerini kullandı. /Archive/2021/1/4/124524010-hhhhh.jpg cumhuriyet.com.tr

Altun, Başbuğ'u hedef aldı: Darbeözlemi içerisinde olanlar...

Altun, Başbuğ'u hedef aldı: Darbe özlemi içerisinde olanlar... figure > Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi" sözleri üzerine 26'ncı Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'u hedef aldı. Altun, Başbuğ'un "darbe özlemi içerisinde olduğunu" öne sürdü. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u gazetemize verdiği röportajdaki ifadeleri nedeniyle hedef aldı.Altun, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda "Muhalefetin sözcülüğünü yapanlar haftaya darbe söylemleri ile başlamışlar" deyip şu ifadeleri kullandı:"Biri “Darbe yapabilecek kabiliyetimiz maalesef yok” derken, bir diğeri “Menderes erken seçim yapsaydı 27 Mayıs olmazdı” diyor.Darbe özlemi içerisinde olanların bu eşgüdümlü söylemleri hiç sürpriz değil."/Archive/2021/1/4/122732458-faltunbasbug.jpgİLKER BAŞBUĞ NE DEMİŞTİ?Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, gazetemizde bugün yayınlanan röportajında, "Menderes 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’deki konuşmasında “Yolumuz serbest seçim yoludur. Memleketimizde demokrasinin yerleştirilmesinin yolu budur. Fakat her şeyden önce düzenin korunması kati bir zorunluluktur” diyor. Konuşmasının demokrasi açısından bir bedeli oldu mu?" sorusu üzerine şu ifadeleri kullanmıştı:"23 Mayıs 1960 günü  DP Genel İdare Kurulu toplantısında Sıtkı Yırcalı, “Derhal seçimleri yapacağımızı açıklayayım” deyince, Adnan Menderes’in cevabı “derhal” olmuştu. Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi. Çünkü erken seçim kararı almış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi, açıkça milletin siyasi iradesine de vurulacak bir darbe olurdu"  cumhuriyet.com.tr

Uzmanından uyarılar veöneriler: Pandemide cildi korumanın 10önemli kuralı

Uzmanından uyarılar ve öneriler: Pandemide cildi korumanın 10 önemli kuralı figure > Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri, Covid-19 pandemisinin damga vuracağı kış aylarında cilt sağlığımızı korumak için gerekli 10 kuralı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. /Archive/2021/1/4/123623281-flower-25875311920.jpgİyice etkisini gösteren soğuklar, rüzgar ve havadaki nem miktarının düşmesine; pandemi sürecinde bolca yüklenilen dezenfektanların yanlış kullanımı da eklendiğinde bazı cilt hastalıklarının daha kolay tetikleneceğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri"Kışın kendine özgü yıpratıcı şartlarına; içinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisi sürecinde hijyenik alışkanlıkların değişmesi, aşırı ve yanlış temizlik, kullanılan dezenfektan ürünler, kolonyalar ve uzun süre değiştirilmeyen maskeler de eklendiğinde cilt sağlığımız kaçınılmaz olarak olumsuz etkileniyor. Bu nedenle pandemi sürecinde önlem almaya çalışırken yanlış uygulamalardan da kaçınmak gerekiyor" dedi.Dr. Güneri, kışın ortaya çıkan ya da tetiklenen 5 cilt hastalığını sıraladı; Covid-19 pandemisinin damga vuracağı kış aylarında cilt sağlığımızı korumak için gerekli 10 kuralı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.Temas Egzaması (Kontakt Egzama)Özellikle ellerde etkili olan temas egzaması kış aylarında artıyor. Havaların soğumasıyla deride önce kuruma, sonra kızarıklık, pullanma, su toplamaları ve kaşıntıyla belirti veriyor. Bazı duş jelleri nedeniyle vücut derisinde de oluşabilirken; günümüzde Covid19 enfeksiyonundan korunma amaçlı kullanılan, uygun olmayan maskelerle de yüzde ortaya çıkabiliyor. Maskedeki yapıştırıcılar, lastik ve metal parçalarına karşı yüz derisinde alerjik kontakt egzama oluşabiliyor. Bu nedenle ilaç tedavisi gerekebiliyor.KORUNMA YOLLARI:Uygun nemlendirme, kremli, gliserinli sabun tercihi ve soğuk dönemde dış ortamda ellerin eldivenle korunması ile belirtiler yatışabilir. Eller ılık suyla yıkanmalıdır. Dezenfektanlar ev ortamında tercih edilmemeli, zorunlu durumda kullanılmalı, mümkün olduğunda suyla durulanmalı ve nemlendirici, vaselin veya bariyer özellikli kremlerle el nemlendirilmelidir. Ev işinde içi pamuklu eldivenler tercih edilmelidir. İçinde doğal yağlar olan besleyici krem ve losyonlar içerdikleri lipidlerle derinin kuruluğunu ve hassasiyetini gidererek kaşıntı hissini azaltır, alerjen maddelerin deriye geçişini engeller, ayrıca bakterilere karşı deri direncini artırır. Bu önlemlere dikkat edilmezse deride çatlaklar ve kanama oluşabilir.Seboreik Dermatit Çok yaygın görülen bu cilt hastalığı; saçlı deri, yüz, kaşlar, burun kenarları, kulaklar ve çevresinde gelişen kızarıklık, kuruluk, sarımsı yağlı kepek ve kabuklanmalarla kendini gösteriyor. Lezyonlarda kış aylarında ve stresle artış görülüyor.KORUNMA YOLLARI:Yağlı cilt yapısı olan kişilerde rastlanan ve tekrarlamaya eğilimli bir egzama tipi olan bu hastalıkta maske kullanırken dikkatli olmak gerekiyor. Maske kullanımı  veya  erkeklerde sakal altındaki deride kapalı ortam olması ciltteki bakteri ve mantar dengesini değiştirerek, ayrıca maske altında terleme iritasyon yaparak bu egzamayı olumsuz etkiliyor. İlaç tedavisi gerekebiliyor.AkneKış döneminde güneş ışınlarının azalması, evde daha fazla zaman geçirme ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle akne lezyonlarında artış yaşanıyor. Covid-19 pandemisinde gençlerin uzun süreler evde olması, kan şekerini hızlı yükselten gıdaların (çikolata, beyaz ekmek, patates, hazır meyve suları..) tüketimi, kaygı ve stres lezyonların artmasına neden olabiliyor. Maske de deriye sürtünme yapması ve altta nemlenme olmasından dolayı akneleri artırıyor.KORUNMA YOLLARI:Maske uzun süreli kullanılacaksa 3 saatte bir değiştirilmelidir. Cerrahi maske altına kağıt peçete zımbalanması ya da çift katlı pamuklu maske tercih edilmesi, ter ve sürtünmeyi azaltacağından bu şekilde lezyonların artması engellenebilir. Bez maske günlük olarak, en az 60 derece suyla, cildi tahriş etmeyecek bir temizleme ürünüyle yıkanmalı, iyi durulanmalıdır.Tedavide akneli cilde uygun bir yıkama ürünü, yağlı olmayan bir nemlendirici, gerekiyorsa dermatolojik ilaçlar kullanılır. Akne tedavisinde kullanılan bazı krem ve sistemik ilaçlar da ayrıca deriyi kurutup tahrişe yol açabilir, bu durumda dermatoloji hekimleri özel yatıştırıcı ürünler önermektedir.Rozasea (Gül Hastalığı)Nedeni tam olarak bilinmeyen, yüzde önce tekrarlayan, sonra kronik hale gelen, kızarıklık, kılcal damarlarda artma, sivilce benzeri lezyonlar, kaşıntı ve yanma ile görülen bir cilt hastalığı olan Rozasea (Gül Hastalığı) soğuk havalarda artış gösteriyor. Ayrıca cildin kuruması, ısı kaynağına yakın olmak, uygun olmayan cerrahi maske kullanımı, stres, baharatlı ya da sıcak yiyecek ve içecekler de hastalığı alevlendirebiliyor. Maske altında sıcak ve nemli bir ortam oluşması ciltteki bakteri dengesini bozarak ya da cilt içi parazitlerinin sayısını artırarak lezyonları tetikleyebiliyor. Mekanik ve kimyasal iritasyonla deri bariyeri bozulup, derinin PH’sı artıyor.KORUNMA YOLLARI:Maske altına mümkünse krem ve makyaj ürünleri sürülmemelidir. Günde iki kez yüzü tahriş etmeyecek bir ürünle yıkamalı ve yatıştırıcı bir nemlendirici sürülmelidir. Alkol bazlı toniklerden, yüze dezenfektan ve kolonya sürmekten kaçınılmalı, gerekiyorsa dermatoloğun önerdiği ilaçlara geçilmelidir.Sedef hastalığıKış dönemi, havanın kuruması, stres, ilaçlar ve enfeksiyonlarla tetiklenen Sedef hastalığında Covid-19 pandemi süreci de olumsuz etkiyi artırabiliyor. Dr. Güneri bunun nedenlerini; hijyen nedeniyle suyla daha sık temas, dezenfektanların deride kurutucu etkisi, sosyal ortama girmenin sınırlı olmak zorunda olması ve stres olarak açıklayarak "Tipik formunun saçlı deri, diz dirsek gibi bölgelerde görüldüğü, sedef rengi pullanmalar ve kızarıklıkla belirti veren hastalıkta; dermatoloji hekiminin verdiği ilaçların yanı sıra özellikle kış aylarında deri bakımına ayrı bir özen gösterilmesi gerekiyor" dedi.KORUNMA YOLLARI:Banyoda kullanılan duş ürününün kremli olması, banyo sırasında kese ve sabunlukla lezyonların tahriş edilmemesi ve banyo sonrasında mümkünse ilk beş dakika içerisinde iritasyon ve kaşıntı karşıtı olan bir balzam veya losyon sürülmesi hastalığın aktivasyonunu yatıştırır. Dezenfektanlar ancak su ve sabuna ulaşamadığımız yerlerde kullanılmalı ve kullanmak zorunda kalırsak ilk fırsatta ellerimizi durulamalı ve nemlendirici kullanmalıyız./Archive/2021/1/4/123907654-coronavirus-49850191920.jpgPANDEMİDE CİLT SAĞLIĞI İÇİN 10 ÖNEMLİ KURALEllerinizi ılık suyla yıkayın.Ellerinizi yıkadıktan sonra vaselin ya da bariyer özellikli kremlerle nemlendirin.Dezenfektanları ev ortamında tercih etmeyin, zorunlu durumlarda kullanın.Ev işinde içi pamuklu eldivenler tercih edin.Deterjanlara çıplak elle temas etmeyin.Aşırı stresten kaçının.Sağlıklı beslenmeye çok dikkat edin; özellikle sağlıksız atıştırmalıklardan kaçının.Vücuttan su atılımına neden olduğundan çay ve kahveyi ölçülü tüketin.Maskenizi 3 saatte bir değiştirin, bez maskenizi her gün mutlaka yıkayıp iyi durulayın.Alkol bazlı toniklerden, yüze dezenfektan ve kolonya sürmekten kaçının. cumhuriyet.com.tr

Mücadelenin içerisinden bir sağlıkçalışanıanlatıyor: "Pandemide Hayat"

Mücadelenin içerisinden bir sağlık çalışanı anlatıyor: "Pandemide Hayat" figure > Sağlık çalışanı Ayşe Yetişen'in, pandemi döneminde en büyük yükü omuzlayan sağlık çalışanlarının yaşadığı kaosu, çaresizlikleri ve verdikleri mücadeleyi anlattığı, "Pandemide Hayat" adlı öykü kitabı çıktı. Sağlık çalışanı Ayşe Yetişen'in geçen yıl mart ayında ilan edilen pandemi dönemini anlattığı "Pandemide Hayat" adlı öykü kitabı Temren Yayınları'ndan çıktı. Daha önce de bir şiir kitabı yayımlayan Yetişen, "Pandemide Hayat"ta pandemi döneminde sağlık çalışanlarının yaşadığı kaosu, duyguları, bilinmezlikleri, çaresizlikleri, kendi hayatlarını riske atarak verdikleri mücadeleyi, bu süreçte yaşanan ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunları,  hem kültürel açıdan hemde siyasal açıdan yaşanan zorlukları öyküleyici bir dil kullanarak okuyucuya sunuyor. Yetişen, "Pandemide Hayat" öyküsüne ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: Pandemi döneminde en büyük yükü sağlık çalışanları omuzlamış durumda. Özellikle manevi yönden tam bir kaos ve bilinmezlik içinde bulunuyorlar kendilerini.  Bu suretçe bir yandan  kendi canlarını korumaya çalışırken bir yandan da Covit-19 virüsüne yakalanmış hastalarına şifa dağıtmaya çalışıyorlar. Yani iki sorumluluğu bir arada yürütüyorlar. Bir de bunlara kendi aileleri ve çocuklarının, anne babalarının sorumlulukları da eklenince omuzlamış oldukları bu yük bir kat artmış oluyor. Pandemide Hayat kitabında sağlık çalışanlarının, Doktorundan Hemşiresine, Labaranttında, Tıbbi sekreterine tüm hastane çalışanlarının vermiş olduğu mücadeleyi, yaşadıkları zor süreçteki duygu ve düşüncelerinin de yer aldığı yolculuğa çıkıyorsunuz. Okulların ve kreşlerin kapanması ile çocuklarının bakım sorunlarının ortaya çıkması  ve bunu akabinde  bütün sağlık çalışanlarının izin haklarının kapanması, istifalarının durdurulması ve çalışmak zorunda kalmaları sonucu yaşamış oldukları zorlu süreçte verdikleri mücadeleyi onların hayatlarının içine girerek birebir yaşayacaksınız. Gri bir sis kentin üzerine çökmüş, tüm kenti kasvetli bir hava kaplamıştı. Mart ayının dondurucu soğuğu olmasada üşüten bir hava vardı dışarıda. Pandemi  ile birlikte yaşadığı kente düşen kasvetli havayı bu şekide tanımlıyor olay kahramanımız Hayat.   cumhuriyet.com.tr

ÜmitÖzdağ'ın ihraçkararının iptal davası13 Ocak'ta

Ümit Özdağ'ın ihraç kararının iptal davası 13 Ocak'ta figure > İYİ Parti'den ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın, kararın iptali için açtığı dava 13 Ocak'ta görülecek. İYİ Parti Kurucular Üyesi ve İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkında FETÖ ile ilgili iddialarda bulunması ardından disiplin kurulu kararı ile 16 Kasım 2020'de parti üyeliğinden ihraç edildi. Kararın ardından Özdağ, kararın iptali için Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. Özdağ, avukatı Uğur Tarhan aracılığıyla yaptığı başvuruda disipline sevk işleminin parti tüzüğünde öngörülen usule ve şekle aykırı biçimde gerçekleştiği, disiplin kuruluna sevkin gerekçesi ile disiplin kurulunun verdiği kesin ihraç gerekçelerinin farklı olduğunu ileri sürdü. Dava dilekçesini kabul eden Ankara 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi, duruşma için 13 Ocak'a gün verdi.    DHA

Fikri Sağlar’dan Kılıçdaroğlu’na: Bu vesileyle benden kurtulmak istiyor

Fikri Sağlar’dan Kılıçdaroğlu’na: Bu vesileyle benden kurtulmak istiyor figure > ‘Türbanlı hakim’ sözleri tartışma yaratan ve hakkında soruşturma başlatılan CHP’li Fikri Sağlar, iktidara yakınlığıyla bilinen Nagehan Alçıya’ya konuştu. Sağlar, kendisine sert eleştirilerde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilişkin, “Kemal Bey bu olayı vesile ederek benden tamamen kurtulmak istiyor ama kurtulamaz” dedi. Öte yandan Sağlar, sözlerinin arkasında durduğunu ve CHP tabanının da kendisi gibi düşündüğünü belirtti. Katıldığı bir televizyon programında ‘Türbanlı hakim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var’ sözleri tartışma yaratan ve hakkında soruşturma başlatılan CHP’li Fikri Sağlar Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı’ya konuştu. Alçı’nın yazısının ilgili bölümü şu şekilde: ‘İSLAMİ KESİMİN ÖZGÜRLÜKLERİNE KARŞI OLMADIM’“Ben hiçbir zaman İslami kesimin özgürlüklerine karşı olmadım Nagehan Hanım. Yasakçı ve baskıcı bir insan değilim. Özgürlükçü bir sosyal demokratım. Kültür Bakanı iken İstiklal Mahkemelerinde yaşananları kendi İslami perspektifinden anlatan ‘Bize Nasıl Kıydınız’ adlı film vardı. Bizim bakanlığımız tarafından yasaklanması ve sinemalarda oynatılmaması isteniyordu. Asker bu konuda çok hassastı. Filmin yasağını ben kaldırdım. Özgürlük ortamı olacak. Her türlü film oynayacak dedim. Tek bu film değil İslamcı kesimin birçok sinema filminin sansürünü ben Kültür Bakanı iken kaldırdım Nagehan Hanım. Yoksa sinemalarda gösterilemeyecekti bu İslami filmler. Çünkü ben özgürlükçüyüm. Zıt olduğum fikirlerin de ifade hürriyetini sonuna kadar savunurum. Bakanlığımda her türlü sansüre karşı oldum.Bakanlığımın kütüphanelerine İslamcı yazarların ve şairlerin kitapları irtica sebebiyle sokulmuyordu. Solcu yazarlar ve şairler komünizm sebebiyle, Kürt yazarlar da bölücülük sebebiyle sokulmuyordu. Hepsinin kütüphanelere alınması talimatını verdim. Benim Bakanlığımda kütüphaneler özgürleşti. Tüm fikirlerin özgür olduğu bir ortama dönüştü. Böyle bir insan nasıl yasakçı ve baskıcı olabilir?  Benim dönemime kadar kültür alanında hep çok net bir sağ-sol ayrımı vardı Nagehan Hanım. Herkes kendi görüşüne yakın olana iş verirdi, bu kültür alanı iktidara gelen bakana göre tamamen bölünmüştü. Ben bunu ortadan kaldırdım. Mesela bakanlığımızın kimi filmlerini İslamcı kesimin yönetmeni İsmail Güneş’e verdim. Sadece sola açık ama sağa kapalı bir Bakanlık yapmadım. Tam bir toplumsal uzlaşma sağladım.Sağlar açıklamalarında şunları kaydetti:‘YA BENİ HİÇ TANIMIYOR YA DA ÖZELLİKLE ÇARPITIYORLAR’Bana bugün askerci ya da darbeci diyenler ya beni hiç tanımıyor ya da özellikle çarpıtıyorlar. Ben SHP Genel Sekreteri iken ‘Genelkurmay Başkanı ile Meteoroloji Genel Müdürü farksızdır, ikisi de Başbakanlığa bağlıdır’, demiş insanım. O zaman kimse buna cesaret edemezdi. Her zaman devlet içindeki çetelerle, mafyalarla ve darbecilerle en önde ben mücadele ettim. Susurluk dönemini yaşamış tüm gazeteciler bunu bilir. Malum medya beni darbeci göstermeye çalışıyor ama bunlar boş propaganda.ÜNİVERSİTELERDE BAŞÖRTÜSÜHiçbir zaman başörtülü öğrencilerin üniversitelere alınmamasını savunmadım. Hep üniversitelerde özgürlükten yana oldum. Nitekim bizim 1991-95 döneminde üniversitelerde böyle bir yasak yoktu.‘TÜRBANLI ÖĞRENCİ OLABİLİR AMA TÜRBANLI HÂKİM OLMASI LAİKLİĞE AYKIRIFakat hizmet alan-hizmet veren ayrımını demokratik laiklik ilkesinin bir gereği olarak görüyorum. Türbanlı bir öğrenci olabilir ama türbanlı hakim olmasını laikliğe aykırı buluyorum. Kamusal alan ve hele ki tarafsız ve bağımsız mahkemeler tüm siyasi simgelerden nötralize olmalı. Demokratik laiklik budur. Şimdi benim hakkımda çok sert yazı yazan kimi aydınlar da 'Hizmet alan-Hizmet veren' teorisini en çok savunanlardı. Hele ki üniversite öğrencilerinin bile türban takmasına karşı çıkan kimi yasakçılar da şimdi bana saldırıyor, buna gülüyorum.‘CHP TABANI BENİM GİBİ DÜŞÜNÜYOR’Söylediklerimin tamamen arkasındayım, 3 gündür telefonlarım susmuyor Nagehan Hanım. CHP tabanı benim gibi düşünüyor, örgütlerin yüzde 90’ı da bana inanılmaz destek veriyor. Kemal Kılıçdaroğlu gibi düşünmüyorlar. Yüzde 90 siyasi sembollerin adaletin önünde engel olduğuna inanıyor.‘KEMAL BEY BU OLAYI VESİLE EDEREK BENDEN KURTULMAK İSTİYOR’Kemal Bey bu olayı vesile ederek benden tamamen kurtulmak istiyor ama kurtulamaz. Benim gibi eleştirel değil, kendi yakın çevresinden biri aynı şeyi söylese bu kadar sert tepki göstermezdi Nagehan Hanım. Beni trollerin lincinin ortasına attı. Asla vefa göstermedi. Demirel’in Özal’la ilgili 'Benim müsteşarımdı' dediği gibi demek istemiyorum ama ben Bakanken Kemal Bey bizim hükümetimizin genel müdürüydü.Vefa ve güven duygusu önemlidir. Kemal Bey örgütlerine bu güveni vermiyor. Ben iktidar olacağım demeyen biri örgüte nasıl heyecan aşılayabilir? Tam 10 kere seçim kaybetti. Biz kendi koltuklarımızı bırakamazken iktidarı nasıl eleştirebiliriz?" cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter