News - Haberler
NBA'deşampiyon adayıLakers yüzde 81 oy aldı
NBA'de şampiyon adayı Lakers yüzde 81 oy aldı figure > NBA’de her sezon öncesi yapılan takım menajerleri anketinde bu sene şampiyonluk favorisi olarak %81 ile Los Angeles Lakers gösterildi. NBA’de her sezon öncesi yapılan takım menajerleri anketinde bu sene şampiyonluk favorisi olarak %81 ile Los Angeles Lakers gösterildi.NBA’de her sezon başında yapılan ve 30 takım menajerinin katıldığı anketlerin sonuçları sezonun başlamasına kısa bir süre kalan açıklandı. 33 sorudan oluşan ankette menajerler, sezon sonunda kimin şampiyon olacağı, kimin en değerli oyuncu ödülünü alacağı gibi temel sorular yanında ligdeki koçlar hakkında da oy kullandı. 2020/21 sezonunu şampiyon olarak tamamlaması beklenen takım, menajerlerin %81’inin oyunu alarak Los Angeles Lakers olurken ikinci sırada %11 ile bir diğer Los Angeles temsilcisi Clippers oldu. Menajerler tarafından seçilen diğer takımların ise Brooklyn Nets ve Miami Heat olduğu belirtildi.MVP FAVORİSİ ANTETOKOUNMPOMenajerlerin en değerli oyuncu ödülü için favorisi ise Milwakue Bucks’ın yıldızı Giannis Antetokounmpo oldu. Takımıyla 5 yıllık yeni sözleşme imzalayarak NBA tarihinin en çok kazanan ismi olan Yunan oyuncu bu sene de MVP ödülünü kazanması halinde, Larry Bird’den sonra ödülü arka arkaya 3 kez kazanan ilk isim olacak. Bird, Boston Celtics forması giydiği dönemde 1984,1985 ve 1986’da en değerli oyuncu ödülünü kazanmıştı. Antetokounmpo’nun menajer oylarının %32’sini, Luka Doncic’in %21’ini ve Anthony Davis ve Lebron James’in oyların %18’ini aldığı kaydedildi.FAVORİ KOÇ SPOELSTRAMenajer anketinde ligdeki en iyi koç, en iyi maç hazırlığı yapan koç ve en iyi motivasyon sağlayan koç kategorilerinin üçünde de ilk sırada Miami Heat’in koçu Eric Spoelstra yer aldı.Ankette yılın çaylağı olarak ilk sırada bulunan isim ise %39 ile Charlotte Hornets’den LaMelo Ball oldu. cumhuriyet.com.trİzmir polisi sosyal medyadan seslendi: Evde kalİzmir
Türkçe Haberler En Son Başlıklar İzmir polisi sosyal medyadan seslendi: Evde kal İzmir figure > İzmir Emniyet Müdürlüğü, koronavirüs ile mücadele kapsamında İzmirli vatandaşlara sosyal medyadan 'Evde Kal' çağrısı yaptı. İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polis ekipleri, tüm yurt genelinde Cuma günü 21.00'den itibaren başlayan 56 saatlik sokağa çıkma kısıtlamasının ardından kentin işlek cadde, sokak ve meydanlarında denetim yaptı. Drone ile saniye saniye görüntülenen denetimler, sosyal medyada paylaşıldı. İzmir Emniyet Müdürlüğü'nce sosyal medyadan yapılan paylaşımda, "Biz sizin için varız. Sağlıklı günler için evde kal İzmir" ifadelerini kullandı. DHAKoca ile Selçuk arasında‘salgın’çelişkisi: Uzaktan eğitime salgın uzatması
Koca ile Selçuk arasında ‘salgın’ çelişkisi: Uzaktan eğitime salgın uzatması figure > Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), uzaktan eğitimin 22 Ocak’a uzatıldığını, yarıyıl ve bir haftalık tatil ile ikinci dönemin 15 Şubat’ta başlayacağını açıkladı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, kararın “salgının seyrine bağlı olarak” alındığını belirtirken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün “Tedbirler netice vermeye başladı” ifadelerini kullanması dikkat çekti. Eğitimde, 16 Kasım’da başlayan ara tatilin bitmesinin ardından 4. aşamaya geçilmesi yani tüm öğrencilerin yüz yüze eğitime başlaması beklenirken, 17 Kasım’da, 4 Ocak’a kadar uzaktan eğitime geçildiği açıklanmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı, dün, Covid-19 tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim süreci, sınavlar ve yarıyıl takvimiyle ilgili düzenlemeler yapıldığını duyurdu. Buna göre, ilkokullarda sınav yapılmayacak, karne notları ders etkinliklerine katılım puanı ile belirlenecek, ortaokul ve liselerde birinci döneme ait bir yazılı/uygulama puanları ve performans notları üzerinden ölçme ve değerlendirme yapılacak. Sınav notu bulunmayan şubelerin sınavları, okul ortamında ve seyreltilmiş gruplar halinde gerçekleştirilecek. Sadece ortaöğretim öğrencileri, 28 Aralık’a kadar okula başvuru yapılması durumunda, bulundukları illerde sınava katılabilecek. 4 Ocak’a kadar süreceği belirtilen uzaktan eğitim 22 Ocak’a kadar uzatılırken, bu süreden sonraki yarıyıl tatiline, ikinci dönemdeki bir haftalık tatil de eklendi. Böylece, 2020-2021 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi, 15 Şubat’ta başlayacak. /Archive/2020/12/18/221550723-takvimsayfa3renkdekupe.jpgEĞİTİM-İŞ’TEN TEPKİEğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, uzaktan eğitime geçilirken ilk olarak 4 Ocak tarihinin verilmesini eleştirerek “Bakanlık haftalık açıklama yapmamalı. Şubat 15 yerine, ‘aşının sonuçları görülmesi ve bulaş riskinin dünyanın kabul ettiği standart olan birin altına düşmesi durumuna göre yüz yüze eğitime geçilecek’ denmesi, daha kabul edilebilir ve bilimsel bir yaklaşım” dedi. Yıldırım, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, bilimsel gerçekler noktasında güvenilirliğini kaybettiğini söyleyerek “Sayısal açıklamaların hâlâ eksik verildiği kanaatindeyim. MEB, Sağlık Bakanlığı’nın kötü süreç yönetimine ortak olarak, bilimsel araştırma yapmadan ‘açıldı, kapandı’ gibi bir süreç içerisine girdi” ifadelerini kullandı. Sefa Uyar30öğretmen 112ÇağrıMerkezi’nde görevlendirilmişti: Samsun’daİl Milli Eğitim geri adım attı
30 öğretmen 112 Çağrı Merkezi’nde görevlendirilmişti: Samsun’da İl Milli Eğitim geri adım attı figure > Samsun’da öğretmenlerin İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından valilik onayı ile resmen 112 Çağrı Merkezi’nde görevlendirilen 30 öğretmenin görevlendirilmeleri iptal edildi. Samsun’da bazı öğretmenler istekleri dışında 112 Acil Çağrı merkezlerinde görevlendirilmiş, bu görevlendirmeler, Eğitim Sen, Eğitim-İş ve Samsun Tabip Odası tarafından tepki görmüştü. Kentteki görevlendirmeler ulusal basına da yansıyınca, milli eğitim müdürlüğü geri adım attı ve görevlendirmeleri iptal etti. Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri görevlendirilmelerinin iptal edildiğini, gönüllü olarak devam etmek isteyen ve gönüllü olarak görev almak isteyen öğretmenlerin bu isteklerinin yerine getirileceğini bildirdiler. Cemil CiğerimBelediyelerdeki usulsüzlükleri tespit etti, raporlarönce açıklandı, sonra kaldırıldı: Sayıştay raporlarıuçtu
Belediyelerdeki usulsüzlükleri tespit etti, raporlar önce açıklandı, sonra kaldırıldı: Sayıştay raporları uçtu figure > Sayıştay Başkanlığı, belediyelere ilişkin 2019 yılı denetim raporlarını açıkladı. Ancak raporlar açıklandıktan kısa bir süre sonra Sayıştay’ın resmi internet sitesinden kaldırıldı. Kaldırılmadan önce siteden indirebildiğimiz bazı raporlarda çarpıcı tespitlere yer verildi. İstanbul Esenler Belediyesi 2019 Sayıştay Denetim raporunda da bir dizi çarpıcı tespite yer verildi. Sayıştay, özel kalem müdürü olarak açıktan atanan kişilerden bazılarının diğer memuriyet kadrolarına sınavsız atandığını da belirledi. 2009 yılından bu yana toplamda 2 seçim dönemi geçtiği, iki dönemde de aynı başkanın seçildiği anlatılan raporda, “Buna rağmen özel kalem müdürlüğü kadrosuna 19 farklı kişinin atandığı, bu atamaların açıktan atama yapılması suretiyle gerçekleştirildiği, açıktan yapılan atamaların memuriyete sınavsız girişin bir yolu olarak kullanıldığı, özel kalem müdürü olarak açıktan atanan kişilerden, 28.07.2016- 9.01.2017 arasında görev yapan personelin mimar kadrosuna, 15.12.2010– 4.08.2011 arasında görev yapan personelin biyolog kadrosuna atandığı, 9 personelin ise bu görevi yaptıktan sonra naklen başka bir kamu kurumuna tayin olduğu ve 8 adet personelin özel kalem müdürlüğü kadrosuna atanmasında bakanlık izninin alınmadığı” ifadesi yer aldı. Bu kadrodan geçilen kurumlar arasında TRT, Güngören Belediyesi ile Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi kurumlar da var.MUHTARLARA MAAŞRapora göre belediye, ilçedeki tüm muhtarlıklara ihtiyaçlarını karşılamak için aylık nakdi yardımda bulundu. Muhtarlara aylık ödenek tahsis edildiği belirtilerek “Muhtarlık işlerinin yürütülmesi için gerekli giderlerin harç gelirlerinden karşılanması gerekmektedir” denildi. Raporda özetle şöyle denildi: “Ocak-şubat aylarında yapılan nakdi yardım için ilgili meclis kararında herhangi bir fatura öngörülmezken diğer aylarda yapılan yardımlar için yeni bir meclis kararı alınmak suretiyle ile aylık 1.750,00 TL tutarını geçmemek üzere fatura karşılığı nakdi yardım yapılmıştır. Muhtarlıklar tarafından sunulan faturalar incelendiğinde ise mutat bir şekilde her bir muhtarlığın her ay (belediye meclisi kararındaki tavan miktar olan tutara eşit olacak şekilde) tam olarak 1.750 TL’lik kırtasiye malzemesi alımı yaptığı görülmüştür. Bu durum, fatura karşılığı yapılan yardımın nakdi bir mahiyet aldığının bir göstergesidir.”ARAÇLAR İZLENMEMİŞRaporda, “idare adına tescilli veya kiralama kapsamında edinilen araçların kullanımlarının takibi için araç takip sistemi kurulmadığı, resmi işlerde kullanılıp kullanılmadığının takip edilemediği, yakıt takiplerinin düzgün yapılmadığı” tespitine yer verildi. GAZİANTEP’TE İHALESİZ DEVİRGaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılı denetim raporuna göre belediyenin 2019 yılı toplam faiz gideri 218 milyon 859 bin 59 TL olarak hesaplandı. Faiz giderleri önceki yıla göre yüzde 30.87 arttı. Belediyenin kendisine ait “hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini” işletebileceği ve bu yerleri iştiraklerine ihalesiz devredebileceği anlatılan raporda, belediye şirketlerine işletme hakkı devredilen taşınmazların üçüncü kişilere ihalesiz devredildiği tespit edildi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Yılmaz Kireç, söz konusu rapora ilişkin “Belediye, 10 yılda 2 milyar lira faiz ödemiş. Belediye şirketleri konusunda da belediye yetkililerini defalarca uyardık” dedi. Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan da “Belediyeye ait 200 taşınmazın kullanım şekli ile tapudaki kaydının farklı olduğu tespit edilmiş. Baktığınız zaman ödenen faiz rakamları, kendi merkezi hükümetlerinin çıkardığı KHK’ye uymamalar, belediye mülkiyetindeki yerlerin ihalesiz devirleri ve buna benzer çok şey var. Ayrıca perşembe akşam saatlerinde Sayıştay’ın resmi sitesinden raporları inceledim, cuma günü sabah sistemde kapatıldı. İlk defa böyle bir durumla karşılaştım” diye konuştu. Hazal OcakÇamlıca olunca akan sular duruyor
Çamlıca olunca akan sular duruyor figure > Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’un her yerinden görülecek” talimatıyla Çamlıca Tepesi’ne yaptırılan cami söz konusu oldu mu akan sular duruyor. Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile Çamlıca Camisi'ne giden raylı sistem hattının yapımı önceki gün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na verildi. Karara göre İstanbul’un Üsküdar ilçesinde yer alan ‘Büyük Çamlıca Raylı Sistem Hattı’nın yapımını bakanlık gerçekleştirecek. Maliyeti 425 milyon TL olan 3.48 kilometre uzunluğundaki “Altunizade – Çamlıca Metro” hattında Altunizade, Çamlıca Tepesi, Ferah Mahallesi ve Çamlıca Camisi olmak üzere 4 adet istasyon yer alacak. Altunizade istasyonu aç-kapa tekniği ile inşa edilecek ve Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metro Hattı ile bağlantı noktası olacak.Gazetemize kararı değerlendiren İBB CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, söz konusu metro güzergâhının fizibilite ve tasarım çalışmalarının 2017 yılında tamamlandığını belirterek “Proje bedeli 192 milyon Avro olarak belirlenmiş ama şu anda güncellemeyle birlikte 250 milyon Avro'yu aşacağı tahmin ediliyor. Burası aslında çok da ihtiyaç gerektiren bir metro hattı değil. Buranın tek özelliği Çamlıca Camisi’ne gidiyor olması. İstanbul’da son derece işlek olan belli bölgelerde metroya ya da farklı toplu taşıma sistemlerine çok ciddi ihtiyaç duyuluyor. Bakanlığın elindeki bütçesini daha çok ihtiyaç olan bölgelere harcaması gerekir ancak bunun yerine aslında bir ihtiyaçtan kaynaklanmayan sadece özel bir durum gerekçesiyle Çamlıca Camisi’ne giden bir metro projesinin yapılmasını doğru bulmuyorum. Özellikle bu metro projesiyle kaynakların israf edildiğini düşünüyorum” diye konuştu. 2014 YILINDA TÜNEL YAPILDICami inşaatı sürerken 2014 yılının kasım ayında İBB Meclisi’ne gelen teklifle “camiye rahat ulaşım sağlanması için özel tünel” projesi oyçokluğuyla kabul edilmişti. CHP’liler projeye tepki göstermişti. Tünel projesinin ardından camiye özel metro projesi de 2017 yılında duyrulmuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca sunulan proje tanıtım dosyasında metronun amacı, “turizm ve ibadet amaçlı ulaşımın sağlanması” şeklinde özetlenmişti. Hazal OcakTBMM Genel Kurulu’ndaki 11 günlük bütçe maratonu dün sona erdi:‘Bu düzeni değiştireceğiz’
TBMM Genel Kurulu’ndaki 11 günlük bütçe maratonu dün sona erdi: ‘Bu düzeni değiştireceğiz’ figure > TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin son gününde AKP ile CHP arasında “diktatör” tartışması çıktı. AKP Bursa Milletvekili Efkan Ala, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP’yi “vesayet savunucusu ve diktatör” olarak nitelendirince, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Bir ülkenin cumhurbaşkanı çıkıp muhalefete ‘beşinci kol’ derse, o lafı aldığı Franco ile anılırsa, ona da cevap verilirken de ‘diktatör bozuntusu’ denirse, orada düzeltilecek tek cevap vardır, ‘bozuntu’ kısmını alıyorum, diktatör sizin olsun” tepkisini gösterdi. 11 gün boyunca aralıksız devam eden 2021 yılı bütçesine ilişkin görüşmeler dün tamamlandı. Görüşmelere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Devlet Bahçeli de katıldı. HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar da katıldı. MHP adına konuşan Mustafa Kalaycı ve İsmail Faruk Aksu, bütçe üzerine konuşmak yerine genellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni övdü. Bu nedenle ara ara muhalefet sıralarından alkışlı protestolar yapıldı. HDP’li Meral Danış Beştaş, iktidarın kendine yakın şirketlerin vergi borçlarını sildiğini belirterek, “Siz kimlerin borcunu kimler için hangi gerekçelerle siliyorsunuz?” dedi. CHP’li Abdüllatif Şener de, İktidarın 2021 yılında bir avuç tuzu kuruya garantiler kapsamında 31 milyar TL verildiğini söyledi. Şener, Birleşmiş Milletler raporuna göre Türkiye’de nüfusun yüzde 1’inin elde ettiği gelirin nüfusun yüzde 50’sine verilmediğini kaydetti. Şener, “Gelir dağılımının en bozuk olduğu 5. ülke Türkiye’dir. Bir numara Katar. Bir gördüm; Aman dedim; bizimkilerin Katar sevgisinin nereden geldiği belli” diye konuştu. ‘YUVARLANIYORUZ’CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke de “Saray’a göre uçuyoruz. Oysa 2014’ten beri fiilen bu başkanlık rejimine Türkiye’ye hapsettiğinizden beri fakirleştik. 2014’te kişi başına milli gelir 12 bin 158 dolardı. Bugün 8 bin 455 dolar ve düşüyor. Uçmuyoruz, yuvarlanıyoruz. Hep birlikte fakirleşiyoruz” diye konuştu. Gerçek verilere göre 10 milyona aşkın işsiz olduğunu söyleyen Böke, “Hatta saraya göre işsizlik yok, iş beğenmeyen gençler var” dedi. Böke, “Saray’ın gerçekleri ile halkın gerçekleri uyuşmayınca bütçe de halkın bütçesi olmuyor. Bu bütçe bir Saray bütçesidir. Bu bütçe bir talan bütçesidir. Bu bütçe torpilin bütçesidir. Bu bütçe kayırmanın, toplumu bölüp, parçalamanın bütçesidir. Hiç kimsenin endişesi olmasın biz buradayız. Halkla birlikte halkın bütçesini ilk seçimden sonra biz yapacağız. O bütçe ağır yıkımı yaratan bu düzeni değiştirecek” diye konuştu.Güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyle şahsım devleti yerine kurulacak hukuk devletiyle hakça zenginleşmenin önünün açılacağını kaydeden Böke, “Hayat pahalılığına son vermek için her sofraya her yurttaş et koyabilsin diye bu düzeni değiştireceğiz” diye konuştu. Kamu özel işbirliği projelerine kur farkından artan tutar nedeniyle 2020 yılında 83 milyar 700 milyon lira ödendiğini söyleyen Böke, “Rantçı 5’li çetenin cebine gidivermiş. O para halkın parası. 5’li çete yerine 5 milyon aileye devlet destek verebilirdi. Türkiye ekonomisi 5’ten büyüktür, Türkiye de birden büyüktür” dedi. Böke, denetlenemeyen ve aile şirketine dönüşen Türkiye Varlık Fonu’nunu kapatarak bünyesindeki Cumhuriyet miraslarının Hazine’ye devredileceğini söyledi.AKP’li Efkan Ala da konuşmasında CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. Sağlık alanında “büyük başarılara imza attıklarını” ileri süren Ala, CHP sıralarına dönerek “Sizin Genel Başkanınızın müdürlüğü dönemini de biliyoruz. Oradaki eksiklikleri de giderdik, alkışlayın, takdir edin” dedi. CHP’yi “darbelerin yanında, tankla yürüyenlerin destekçisi olmakla” suçlayan Ala, “İkide bir diktatör deyip duruyorsunuz. Kim diktatör? Her siyasi problemi mahkemeye taşıdınız. Onlardan medet umuyorsunuz. Sizin derdiniz millet iradesiyle. Diktatörlük sizin ruhunuza işlemiş.” ‘A HABER SPİKERİ’Ala ve Zengin’in sözleri AKP ile CHP arasında tartışmalara neden oldu. CHP’li Özgür Özel, “Ala’yı dinlerken sanki yanlışlıkla A Haber’in spikerini dinliyormuş hissiyatına kapıldıklarını” kaydetti. Özel, “Eğer hayata A Haber’in yaptığı montajlaran, iftiralardan ve hakaretlerden ibaret o bültenleri izlerseniz, Ala gibi kürsü performansı göstermek mümkün” dedi. Özel, şunları kaydetti: “Açmakla övündüğünüz o üniversitelere atadığınız, gaflarına sahip çıktığınız adamlardan bir tanesi, AKP’li, MHP’li, İYİ Parti’li, HDP’li milyonlarca anne ve babanın evlatlarına benim burada söylemekten utanç duyacağım sözler söylediler. ‘Ülkeyi vesayetten kurtardık’ diyorsunuz. Esas vesayet 5’li çeteye finans sağlayanlara Türk mahkemeleri karar verdiğinde Londra mahkemelerine taşımaktır. AB ile ilk anlaşmayı da İnönü yaptı. Ama AB ile köprüleri atmak da sizin başbakanınıza nasip odu” diye konuştu. Mahmut Lıcalı / Selda GüneysuCHP’li Taşkın,‘HDP kapatılsın’çağrısını‘güçgösterisi’olarak niteledi: Kapatma radikalleştirir
CHP’li Taşkın, ‘HDP kapatılsın’ çağrısını ‘güç gösterisi’ olarak niteledi: Kapatma radikalleştirir figure > Prof. Dr. Yüksel Taşkın, AKP hakkında 2008 yılında açılan kapatma davasını anımsatarak “Parti kapatmaların önünü açarlarsa bu okkanın altına kimin gideceği belli olmaz” dedi. CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı siyaset bilimci Prof. Dr. Yüksel Taşkın, MHP’nin, “HDP kapatılsın” çağrısına yönelik “Partiler kapandığında tabanları yok olmuyor. Aksine partisi kapanan seçmen daha radikalleşip daha küskünleşiyor. Bu sefer de dağdan çare aramaya başlıyorlar. Seçimle gelen ve gidebilecek partilerin, oyunda kalması daha doğru olacaktır” değerlendirmesini yaptı. AKP hakkında 2008 yılında açılan kapatma davasını anımsatan Taşkın, “Kıl payı kapatılmaktan kurtulmuştu. Neredeyse tüm söyleminde parti kapatmalara karşı bir dil kurdu. Bu açıdan bakıldığında AKP’nin eli kolu bağlanmış oluyor. Parti kapatmaların önünü açarlarsa bu okkanın altına kimin gideceği belli olmaz” dedi.İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TBMM’de HDP’lilere yönelik sözleri ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin HDP’nin kapatılması yönündeki ısrarlı çağrısı siyasette gündemindeki yerini korurken, Prof. Dr. Yüksel Taşkın, süreci Cumhuriyet’e değerlendirdi. Bakan Soylu’nun açıklamalarının “parti içine yönelik kendini lider yerine koyan” bir konuşma olduğunu söyleyen Taşkın, “Sayın Soylu’nun akla değil, duygulara hitap ettiğini gördük. Sadece kutuplaştırma ve gerginlik siyasetine destek veren bir konuşma olduğunu gözlemledik. O tarz konuşmaları kamuyu yöneten siyasetçilerden beklememek lazım. Gerginlik ve kutuplaştırma, birilerinin dışlanması üzerine siyaset yapılmaması lazım. Çünkü bunun bedelini toplum olarak hepimiz ödüyoruz” dedi. Kayyım atamalarının toplum nezdinde karşılık görmediğini söyleyen Taşkın, “Toplumun oyuyla işbaşına gelenlerin bu şekilde görevden alınmaması lazım. Gerçekten suçu sabitlenip görevden alınıyorsa, anayasamızın gösterdiği şekilde belediye meclisinden bir başka arkadaşın seçilmesi gerekiyor. Bunun yapılmaması kısa vadede belki iktidarın işine geliyor ama orta ve uzun vadede Türkiye’de demokrasiyle yapılan yönetime zarar vereceği durumlar bunlar. Belli koşullarda belediye başkanları görevden alınabilir. Yolsuzluk yapar, suç işler... Ama bu, siyasi bir rakibinizi zayıflatmak, ortadan kaldırmak için yapılıyorsa bu doğru değil. Hukuku, yasaları işe gelinen biçimde uygulamamak lazım” diye konuştu.‘GÜÇ GÖSTERİSİ’Bahçeli’nin HDP’nin kapatılması yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Taşkın şunları kaydetti: “Cumhur İttifakı’nda ‘kuralı ben koyarım, yönünü ben tayin ederim’ gibi bir tartışma olduğunu görüyoruz. (Alaattin) Çakıcı tartışması da bunun için devreye sokuldu. CHP üzerinden, AKP’nin muhtemel arayışlarına bir mesajdı. Ben bu tavrın, Cumhur İttifakı’nın kendi içindeki mücadelesinde bir güç gösterisi olduğunu düşünüyorum. Parti kapatmanın prosedürü bellidir. Kapatma zorlaştırılmıştır. Demokrasi adına da doğru olan budur. Bizim esas derdimiz, hukukun siyasal çıkarlar için araçsallaştırılmaması.” İlayda KayaSIPRI Raporu'nda Türk savunma sanayisinin durumu ele alındı: Teknolojide dışa bağımlı
SIPRI Raporu'nda Türk savunma sanayisinin durumu ele alındı: Teknolojide dışa bağımlı figure > ABD’nin uyguladığı S-400 yaptırımlarının Türkiye’ye olası etkileri tartışılmaya devam ederken Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yayımladığı raporda, Türk savunma sanayisinin gelişmiş teknolojide dışa bağımlılığına dikkat çekildi. Türkiye’nin Altay tankı, TF-X muharip savaş uçağı gibi projelerde motor gibi kritik parçaların temininde sorun yaşadığı vurgulanırken bu durumun “savunma sanayisinde tam bağımsızlığın önündeki temel engeli oluşturduğu” belirtildi.SIPRI’nın önceki gün yayımladığı “Küresel Silah Ticaretinde Yükselen İhracatçı Ülkeler” başlıklı raporda Türkiye, Brezilya, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin dünya genelinde savunma sanayisi ticaretinde oynadıkları rol incelendi. Türkiye’nin askeri teçhizat ihracatının yüzde 52’sini zırhlı muharebe aracı ve zırhlı personel taşıyıcıların, yüzde 30’unu ise askeri gemilerin oluşturduğu kaydedilen raporda, “2019 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin NATO ortakları ya da gelişmiş ekonomiye sahip ülkelerden hiçbiri Türkiye’den silah alımı yapmadı” denildi. Türkiye’nin Katar, Libya’da BM’nin tanıdığı Ulusal Uzlaşı Hükümeti (UUH) ve Azerbaycan’a yaptığı silah ve askeri teçhizat ihracatının arttığı, bu satışların, Türkiye’nin dış politika hedefleriyle bağlantılı olduğu belirtildi.İÇ TALEP BÜYÜTTÜRaporda, 1975’teki ABD’nin silah ambargosuna kadar Türkiye’de çok küçük ölçekli olan savunma sanayisinin ambargodan sonra uygulanan politikalarla hızlı bir şekilde büyüdüğü belirtilirken son 10 yılda Türk savunma sanayisindeki büyümenin, Türkiye’nin iç talebinin artması sonucu yaşandığı kaydedildi. Türk savunma sanayisinin halen yabancı teknolojiye bağımlı olduğuna da dikkat çekilen raporda, “Türkiye, Altay isimli yeni bir tank ve TF-X isimli savaş uçağı projelerini geliştiriyor. Fakat her iki projenin de ilerlemesi için Türkiye’nin en önemli bileşenleri (motor) ithal edebilmesi ya da kendisinin üretebilmesi gerekiyor” denildi. Türkiye’deki İHA üretiminin, Türk savunma sanayisinin gelişiminin göstergesi olarak tanımlandığı belirtilirken “Buna karşın bu İHA’lar da örneğin sensör ve motor gibi parçalar bakımından dışa bağımlı. Türkiye’nin askeri teçhizatta tam bağımsızlığa erişmesinin önündeki temel engel, Türkiye’nin yabancı yardım almadan savaş uçağı ya da denizaltı gibi karmaşık silah sistemleri üretemiyor olmasıdır” tespitine yer verildi. Hüseyin Hayatseverİthalatta altın yükseliş
İthalatta altın yükseliş figure > Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, eylül ayında altın ithalatında yüzde 278.1 artış gerçekleştiğini hatırlatarak “Bu gerçekleşme, eylül ayı ithalatındaki artışın arkasında temel unsurların başında gelmektedir. Yüzde 23 oranındaki ithalat artışı altın hariç tutulduğunda yüzde 8.8’e geriledi” dedi. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın “Ekonomik Gelişmeler 2020 Yılı 3. Çeyrek Raporu”nda, ödemeler dengesi verilerine de yer verildi. Eylülde cari işlemler açığının 2.4 milyar dolar olarak gerçekleştiğine işaret edilen raporda, şu açıklamalar yapıldı:“Hizmetler dengesi bir önceki yılın aynı dönemine göre 2.9 milyar dolarlık negatif değişim göstermiştir. Net hizmet gelirlerindeki bu azalmanın 2.2 milyar dolarlık kısmı seyahat gelirlerindeki düşüşten kaynaklanmaktadır. Eylülde seyahat gelirleri 1.6 milyar dolar ile geçen seneki 3.8 milyar dolarlık değerin altında kalmıştır.” Eylülde enerji ithalatının 2.7 milyar dolar seviyelerinde olduğuna işaret edilen raporda, “Önceki yılın aynı ayına göre düşüş oranı yüzde 17.7’dir. Bununla birlikte, bu değer 2020 Mart ayı sonrası dönemin en yüksek enerji ithalatıdır” denildi. Raporda, eylül ayında altın hariç cari işlemler dengesinin 915 milyon dolar fazla verdiği, enerji hariç cari işlemler açığının ise 43 milyon dolar seviyesinde gözlendiği belirtildi. Raporda, altın ve enerji hariç cari işlemler dengesinin ise 3.236 milyon dolar fazla verdiğine işaret edildi. Mustafa ÇakırMüzede tarot, sanatla bir tutam moral!
Müzede tarot, sanatla bir tutam moral! figure > Pera Müzesi’nde devam eden ‘Minyatür 2.0: Miniature in Contemporary Art’ sergisi her gün gezilebiliyor, haftada iki gün de Canan’ın tarot falı performansı var. Mahkemelerde bulamadığım adaleti falda arıyorum! Hiç tarot falı baktırmadım. Zaten arada bir arkadaş arasında kahve falı baktırmaktan öte pratiğim de yok bu konuda. Pera Müzesi’ndeki “Minyatürler Sergisi” içinde “Tarot Falı” performansı da olduğunu duyunca bir taşla iki kuş deyip pandeminin ve ekonomik krizin bunalttığı, kış havasının kararttığı ruhuma bir nefes olur umuduyla Canan Hanım’ın önüne oturuyorum. Canan, bir müze atmosferinde olmasak, kafamdaki falcı kimliğine cuk oturuyor. Siyah, şık bir kıyafeti ve parmaklarında ve boynunda bolca gümüş takısı var. Pandemi ve maske olayı başladığından beri ben de kendini bırakmışlardanım. Ne takı ne kıyafet. Bir zamanlar bayağı koketken, artık sade bile değilim, dökülüyorum! Performansa dönersek Canan’ın uzattığı kartları iki kez kesiyorum. İsteği üzerine bir dilek tutup bir soru soruyorum içimden. Ne dileği tutacağım canım, beyaz atlı prens değil elbet, şu davalar lehime sonuçlansın, içeri girmeyeyim, tazminatımı da alayım gibi somut ama masallardaki gibi ulaşılamaz istekler! /Archive/2020/12/18/235407603-sergi4-kulturmaxrnk.jpgCanan açıyor kartları ve anlatıyor. Ejderha, kılıç çıktıkça, kartları açtıkça, biraz mitoloji, biraz felsefe, biraz kişisel gelişim, biraz halk deyişleri, edebiyat, güzel şeyler anlatıyor. İyi düşün iyi olsun, sezgilerine güven gibi öğütler veriyor. Kılıç açıyor mesela, “Bütün dileklerini avlıyorsun, kılıç iyi bir şey, güç” diyor ve ekliyor: “Hiçbir kurt yavrusuna uslu ol demez! Kendini savun, gerekirse saldır, olmayacaksa da kaç der. Gerektiğinde hakkını arayacak ve alacaksın!” “Sıkıntıların geçici, bilinç ve bilinçaltın uyumlu, huzur ve denge geliyor, ayrıca bunlar haklı olduğuna inandığın ve emin olduğun alanlar” diyor. Haklı olduğumu biliyorum da mahkemeler biliyor mu ya da hâkimler hukuka uygun karar verebiliyor mu? Mesele bu, adalet var mı? Dileklerimin gerçekleşeceğini, haklı olduğumu bir başkasından da duyunca omuzlarım dikleşmiş, keyfim yerine gelmiş, teşekkür edip ayrılıyorum yanından! Falın amacı da bu değil mi zaten?/Archive/2020/12/18/235424493-sergi2-kulturmaxrnk.jpgCANAN VE MİNYATÜRLERİ!Şimdi tarot falı performansını bir kenara koyup sanata dönelim: Canan, tabii ki falcı değil! Minyatür 2.0 Sergisi içindeki 14 sanatçıdan biri! Sergide 1 Mayıs, Âdemler ve Havvalar, Güzel ve Çirkin, İbretnüma ve Falname başlıklı işleriyle yer alıyor. Falname 71 adet minyatürden oluşuyor. Bu seride İslam mitolojisindeki karakterler bir tarot destesine dönüşüyor! Yarı hayvan, yarı insan bedenli sembolik kahramanlar, mitoloji, kuşlar ve çiçekler var kartlarda. Sanatçı buradan işini bir performansta kullanarak “fal bakıyor”. Yaptığı performans, umut aşılamak, geçmişin deneyimleri ve geleceğin hayalleri ile şimdiyi oluşturmak. Tıpkı fal bakmak gibi şekillerden, renklerden anlamlar çıkarmak. Bu performansta siz de falınız bakılıyormuş gibi hissediyorsunuz. O hiç bozmuyor. Ben de sanatı ve işiyle ilgili sorular sormaya kalkıp oyunu bozmuyorum, falımı baktırıp kalkıyorum!/Archive/2020/12/18/235450462-sergi3-kulturmaxrnk.jpgSize de öyle anlatıyorum, böylece siz de oyuna katılıyorsunuz. Kartlar tarot kartı değil, Canan’ın minyatürleri. Anlattıkları da kartlardan esinlenerek mitolojik hikâyelerle süslü bir yorum, öykü! Ben aslında Canan’ın sergideki Güzel ve Çirkin, ceylanı yese mi sevse mi bilemeyen aslan heykelini çok beğeniyorum. Âdemler ve Havvalar da tam bir masal dünyası. 1 Mayıs biraz daha gerçek! İki kata yayılan sergi, uluslararası sanatçıların da katılımıyla çok zengin. Pandemi günlerinde evden çıkmadığınız zaman da sergiyi gezebilirsiniz. Pera Müzesi, çok başarılı bir video çalışmasıyla sergiyi adım adım gezdirmekle kalmıyor, küratör ve sanatçıları konuşturarak sizi bilgilendiriyor da. Ama fal baktıramıyorsunuz! Yazgülü Aldoğan