News - Haberler
İlk beraberlikten sonuna kadar Atatürk veİnönü
İlk beraberlikten sonuna kadar Atatürk ve İnönü /Archive/2020/11/15/122823669-ic.jpg Biri Mustafa Kemal diğeri Mustafa İsmet... İki Mustafa Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderine yön verdi. Gerek harp gerek barış zamanı hep birlikte yol aldılar. Ta ki son döneme kadar... Günü geldi yolları ayrıldı. İşte bu ayrılık Atatürk ve İnönü düşmanlarına bir malzeme oldu. Cumhuriyet düşmanları bunu kullanarak dayanaksız ve asılsız iddialarda bulundular. Bunlara bir cevap vermek şarttı! İşte Nazmi Kal’ın kaleme aldığı Atatürk - İnönü İlişkileri / İlk Beraberlikten Sonuna Kadar isimli kitabını bu duyguyla kaleme alınmış.Kitabında, o günün olaylarını Atatürk'ün en yakınında bulunmuş İnönü'den Bayar'a, Sabiha Gökçen'den Afet İnan'a, yaverlerinden özel kalem müdürlerine kadar onlarca kişi ile konuşmuş, dönemin bakanlarının, paşalarının, milletvekillerinin anılarını okumuş bir kişi olarak sessiz kalamayacağını vurgulayan Nazmi Kal; “Bildiğim bu gerçekleri yazmamak tarihe ve özellikle İnönü Savaşlarının Kahramanı, Lozan'ın yaratıcısı, büyük devlet adamı İsmet İnönü'ye en azından saygısızlık olacaktı” diyor.Ve objektif bir yaklaşımla kaleme aldığı çalışmasında, yakın tarihimize ilişkin en merak edilen, karanlıkta kalmış pek çok konuyu belgeler ve tanıkların ifadeleriyle aktarıyor.Atatürk - İnönü İlişkileri / İlk Beraberlikten Sonuna Kadar / Nazmi Kal / Nazmi Kal Yayınları / 272 s. / Ekim 2020. Nazmi KalAscher ile Rusya tarihi...
Ascher ile Rusya tarihi... /Archive/2020/11/15/121741206-ic1.jpg Moğollarla bitmek bilmeyen çekişmeler, Korkunç İvan ve Büyük Petro’nun yönetim anlayışları, II. Katerina’nın hırsı, Osmanlı Devleti’yle uzun soluklu husumet, Napolyon tehdidi ve nihayet çarlık Rusya’sının sonu: Bolşevik Devrimi, dünya savaşları, komu¨nizm, Lenin ve Stalin’in baskıcı yönetimleri, SSCB’nin dağılışı, Soğuk Savaş ve ABD’yle ilişkiler... Abraham Ascher, Kısa Rusya Tarihi’nde; entrikalar ve savaşlarla dolu yüzlerce yıllık Rusya tarihini ortaya koyuyor. Çarlık Rusya’sından Sovyetler Birliği’ne ve ardından Rusya Federasyonu’na, tarihin en güçlü devletlerinden birinin tüm siyasi ilişkilerini, yönetim şekli değişikliklerini ve güçlü liderlerini detaylarıyla inceliyor. Romanov hanedanının üç yüzyıllık hükümranlığından Vladimir Putin’in uzun soluklu yönetimine, kapsamlı bir tarih yolculuğu sunuyor. Kısa Rusya Tarihi / Abraham Ascher / Çev.: Yavuz Alogan / Say Yay. / 360 s. Cumhuriyet Kitap EkiFahrettin Koca: Maskenin koruyuculuğu, ağzıve burnu tamamen kapatmasına bağlıdır
Fahrettin Koca: Maskenin koruyuculuğu, ağzı ve burnu tamamen kapatmasına bağlıdır Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koronavirüs nedeniyle maskenin koruyuculuğu üzerine mesaj paylaştı. Koca, "Maskenin koruyuculuğu, ağzı ve burnu tamamen kapatmasına bağlıdır. Havayla doğrudan temas önlenmelidir" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:"Maskenin koruyuculuğu, ağzı ve burnu tamamen kapatmasına bağlıdır. Havayla doğrudan temas önlenmelidir. Örneğin, burun açıkta bırakılırsa virüse yoğun şekilde maruz kalmanız mümkün. Virüs yükü arttıkça da hastalık ağırlaşır. Maskenizden tam yararlanın. Hastalığın önünü kesin."/Archive/2020/11/15/122232797-6c13e5e7-7171-4cbc-bd20-35b507297f9f-w.png cumhuriyet.com.trCHP, Saray'ıhatırlatarak, israfönergesi verdi
CHP, Saray'ı hatırlatarak, israf önergesi verdi CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Engin Özkoç ve Özgür Özel, Türkiye’nin ekonomik ‘buhran’ içinde olduğunu ve bu ‘buhran’dan çıkış için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘acı reçeteyi’ gündeme getirdiğini hatırlatarak, kamudaki ‘israfın’ araştırılması için TBMM’ye önerge verdi. Meclis araştırması istenilen önergenin gerekçesinde, Türkiye’deki ‘israf’ kalemleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın harcamaları da gösterilerek, “Cumhurbaşkanlığı’nın ‘saray’ harcamaları da her geçen yıl daha da büyümektedir. Yazlık saray, kışlık saray, uçak ve lüks araç filosunun giderleri, Cumhurbaşkanlığı bütçesinde önemli bir yer tutmaktadır” denildi.SİSTEM TIKANDIÖnergede, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde hukuk ve demokrasiden ‘uzaklaşıldığı’ ve bunun ekonomiye etkileri olduğu ifade edilerek, “Türkiye her alanda büyük kayıplar yaşamaya başlamıştır. Yolsuzluklar artmış, yoksulluk artmış, yasaklar her alana yayılmıştır” diye vurgulandı.Koronavirüs salgını sırasında yurttaşların ekonomik olarak zor bir sürece girdiği kaydedilen önergede yaşanan sıkıntılar şöyle açıklandı:“Vatandaşın, esnafın, çiftçinin, KOBİ’lerin, sanayicilerin bankalara borcu, son iki yılda 1 trilyon TL’den fazla artarak, 3 trilyon 700 milyar TL’ye çıkmıştır. Aynı dönemde kamunun toplam borcu yaklaşık 800 milyar TL artarak, 1 trilyon 860 milyar TL’ye çıkmıştır. Türkiye, dış borç faizi olarak her ay 1 milyar dolardan fazla öder hale gelmiştir. Borçlar yeni borçla döndürülmeye çalışılmakta, sürekli olarak vergi afları ve yapılandırmalar gündeme gelmektedir. Geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyonu aşmış, 2 bin 300 TL düzeyindeki asgari ücret, ortalama ücret haline gelmiş, milyonlarca insan aylık bin 170 TL’lik zorunlu ücretsiz izin parasına mahkum durumdadır.”İSRAF HALA SÜRÜYOREski Başbakan Binail Yıldırım’ın 2018 yılını ‘tasarruf yılı’ olarak ilan ettiği anımsatılan önergede, kamuda ‘israfın’ sürdüğü şöyle anlatıldı:“Kamudaki lüks araç saltanatı sürmekte, bürokratlar, kaymakamlar, valiler lüks ithal araçlar almaya devam etmektedir. Kamunun 2010-2020 döneminde lüks araç kiralamaları için yaptığı harcama yaklaşık 4 milyar TL’yi bulmaktadır. Bina kiralamaları ile birlikte fatura 10 milyar TL’ye kadar çıkmaktadır. Kamu giderlerindeki bir başka kara delik ise AKP Genel Başkanı’nın “milletin cebinden kuruş çıkmadan yapılıyor” dediği kamu özel işbirliği projeleri için yapılan harcamalar ile Varlık Fonu’nun faaliyetleridir. KÖİ projeleri için sadece 2021 yılı için ayrılan ödenek 31 milyar TL’dir. Esnaf işyerini siftahsız kapatırken, döviz garantili projelerde geçilmeyen köprü, kullanılmayan yol, uçak inmeyen havaalanı için milyarlarca TL ödenmektedir.” ANKAYer Antalya: Avokadoçaldığıbelirlenen 2 kişi tutuklandı
Yer Antalya: Avokado çaldığı belirlenen 2 kişi tutuklandı /Archive/2020/11/15/121632613-avakoda.jpgİlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, Mustafa Boz'a ait Kestel Mahallesi'ndeki bahçeden yaklaşık bin adet avokado çalınması üzerine çalışma başlattı.Bölgedeki güvenlik kameralarını inceleyen ekipler, kimliklerini belirlediği M.K, A.A. ve A.B'yi adreslerinde yakaladı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan A.A. savcılık talimatıyla serbest kaldı, M.K. ve A.B. çıkarıldıkları sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Öte yandan operasyon kapsamında İ.H.Ö'yü de yakalama çalışmalarının sürdüğü bildirildi. (DHA)‘Empati... Ne Hissettiğini Anlıyorum!’
‘Empati... Ne Hissettiğini Anlıyorum!’ /Archive/2020/11/15/121158538-3.jpgMonika Hein, “Empati doğuştan mı gelir yoksa sonradan mı kazanılır, öz empati nedir, aşırı empati sakıncalı olabilir mi?” gibi soruların etrafında empatinin izini sürüyor. Kendini ve etrafındaki insanları daha iyi anlamak, ilişkilerini derinleştirmek ve zenginleştirmek isteyenler için…Empati, kulağa hoş gelen bir kelime. Bu kavram bize düşünceli, iyi kalpli, sevecen, cana yakın insanları çağrıştırır ve karşımıza çıktığı her yerde içimizi ısıtır. Ne var ki içinde yaşadığımız topluma ve dünyanın genel gidişatına bakınca, empatinin kendisinden değil ancak yokluğundan söz edebiliyoruz.Empatiye bunca olumlu anlam yüklenirken, onu bulmak neden bu kadar zor?Empati, bir başkasının duygularını, düşüncelerini ve güdülerini fark etme ve anlama becerisini tarif eder. Zaman zaman zahmetli, zor ve yorucu olabilse de, şüphesiz ilişkileri hem kolaylaştırır hem zenginleştirir.Peki ama empati nasıl kazanılır? Doğuştan mı gelir, sonradan mı öğrenilir? Öz empati nedir? Aşırı empatiden söz edilebilir mi? Empatinin duygularla ve deneyimlerle nasıl bir ilişkisi vardır? Empatinin akıllı kullanımı ne demektir?Empati kalple mi, mantıkla mı kurulur? Şiddetsiz iletişim, empatinin önkoşulu mudur? Ayna nöronların empati kurma becerisi üzerindeki rolü nedir? Empati ile özdeğer arasındaki denge nasıl kurulur?Sanal dünyada empatiden bahsetmek mümkün müdür? Empati ile sorumluluk arasında nasıl bir bağ vardır?Monika Hein, Empati - Ne Hissettiğini Anlıyorum’da (İletişim Yayınları) bir başkasıyla temas kurmanın en samimi ve derin yolu olan empatinin izini sürüyor. Yazar başkalarına karşı duyarlılığımızı artırmanın sadece daha doyurucu ilişkiler yaşamamıza değil, kendimize karşı netlik kazanmamıza da yardımcı olduğunu gösteriyor.Empati - Ne Hissettiğin Anlıyorum / Monika Hein / Figen Sile Kösebay / İletişim Yayınları / 272 s. Cumhuriyet Kitap EkiUzmanlar Kuzey Kore'nin askeri amaçlar için yunus eğitiyor olabileceğini söyledi
Uzmanlar Kuzey Kore'nin askeri amaçlar için yunus eğitiyor olabileceğini söyledi Independent Türkçe'nin aktardığına göre, USNI, istihbarata göre böyle bir yunus eğitme programının, Kim Jong-un'un Kuzey Kore donanmasını modernleştirme çabaları kapsamında 2015'e kadar uzanabileceğini söyledi.USNI, kafeslerin balık çiftlikleri de olabileceğine dair uyarırken, incelemelerin bunların tasarımlarının ülkede kaydedilen diğer balık çiftliklerininkiyle uyuşmadığına işaret ettiğini kaydetti.Eğer bu tahmin doğrulanırsa Kuzey Kore, savaşla ilgili amaçlar doğrultusunda deniz memelilerini eğitme faaliyeti yürüttüğü bilinen tek ülkelere, ABD ve Rusya'ya katılmış olacak. Rusya foklar, yunuslar ve beyaz balinaları kullanırken, bu tip hayvan eğitme programlarına öncülük eden ABD görevlerde yunuslar ve denizaslanlarını kullanıyor.Öte yandan ABD Donanması, dünya okyanuslarında rakiplerini gözetlemek adına daha geniş yelpazeye yayılan deniz türlerini kullanma arayışında.2018'de faaliyete giren Kalıcı Sucul Yaşam Sensörleri (PALS) projesi, balık, karides ve genetiği değiştirilmiş bitkilerin de dahil olduğu yaşam formlarını izleyecek. Zira bu canlılar, duyusal becerileriyle sudaki sinyalleri algılayabiliyor. Bu da ABD'nin düşmanlarını takip etmesini sağlayabilir. Programın yöneticisi Dr. Lori Adornato, girişimin başlangıç etkinliğinde, "Okyanusların genelinde bulunan canlı organizmaların doğuştan gelen duyu becerilerinden yararlanabilirsek rakip faaliyetleri izleme yetimizi geliştirebilir, bunu da ihtiyatla ve kalıcı şekilde yapabiliriz. Ayrıca rakip araçların boyutlarını ve tiplerini yeterli hassasiyetle saptayabiliriz" demişti.Geçen sene Norveç'in en kuzey yöresindeki sularda alışılmadık derecede arkadaş canlısı bir beyaz balina koşum takımı içinde yüzerken bulunmuş ve dünya çapında manşetlere taşınmıştı. Uzmanlar hayvanın Rusya donanmasına ait bir üsten geldiği tahmininde bulunmuştu. cumhuriyet.com.trTBMM enerji alanında düzenlemeler için mesai yapacak
TBMM enerji alanında düzenlemeler için mesai yapacak /Archive/2020/11/15/120921820-tbmm.jpgMeclis, enerji alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi için çalışacak. TBMM Genel Kurulu, 17 Kasım Salı günü saat 15.00'te toplanarak, Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlayacak.Teklifle, maden arama ve işletme ruhsatlarının verilmesi, birleştirilmesi, sürelerinin uzatılması, devir ve intikalleri ile çevreyle uyum bedeli iadelerine ilişkin müracaatlar dışında, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu kaldırılacak.Doğal Gaz Piyasası Kanunu'na, Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası tanımı eklenecek.TEİAŞ, bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapacak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere cezai şart ve diğer yaptırımları uygulayacak.MTA tarafından ihale edilen alanların satışlarına ilişkin ihale bedelleri taksitlendirilerek ödenebilecek.İdare payı hesaplamasında kullanılan su miktarının belirlenmesinde usulsüzlük veya kaçak kullanım tespiti halinde 500 bin lirayı geçmemek üzere ruhsat sahibine, bir önceki yılda kullandığı su miktarının karşılığının 2 katı oranında idari para cezası verilebilecek.MECLİSİN 2021 YILI BÜTÇESİ ÜZERİNDEKİ MESAİSİ BU HAFTA DA SÜRECEKPlan ve Bütçe Komisyonu yarın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, salı günü Hazine ve Maliye Bakanlığı, çarşamba günü Sağlık Bakanlığı, perşembe Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, cuma günü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bağlı kurum ve kuruluşların bütçelerini ele alacak.Depreme Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu, salı günü toplanacak. Komisyonda, çalışma takvimi, komisyonda görevlendirilecek uzmanlar ile komisyona davet edilecekler belirlenecek.KİT Komisyonu denetimlerini sürdürecek. Komisyon, salı günü Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü, çarşamba günü ise Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün hesaplarını inceleyecek.Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu ise çarşamba ve perşembe günü toplanarak gündemindeki konuları ele alacak. AAGüncelçocuk kitaplarında bu hafta...
Güncel çocuk kitaplarında bu hafta... /Archive/2020/11/15/120823493-ic1.jpg Bin Ağaç / Kyle Hughes-Odgers / Çeviren: Aylin Kürkçü / A7 Kitap / 2020 / 36s. / 4+ yaşŞehir yaşamının günümüz beton yapılaşmasıyla açılan kitapta, Frankie’nin hayallerini süsleyen bin ağacın hülyasına dalıyoruz. Duvardaki çatlaktan süzülen bir dalla açılıyor Frankie’nin ağaçlarla dolu dünyasının kapıları. Çeşitli renk, biçim ve tonda yapraklarla bezeli ağaç görselleri, çizme ve boyamaya teşvik edici.Kitap, çizimler aracılığıyla iki boyut ve üç boyut arasında hızlı geçişler yaparken, perspektif kullanımıyla “Nesnenin neresindeyiz?” sorusuna kavramsal yanıtlar veriyor. Bir şeyin içinde, altında, sonunda olmak nedir, algılamamızı kolaylaştırıyor. Hem ebeveynlerin hem eğitimcilerin etkinlik üretmesine de son derece elverişli./Archive/2020/11/15/120834134-ic2.jpgKüçük Mavi Sandalye / C. Fagan, M. Kloepper / Çeviren: Ümit Mutlu / Uçanbalık / 2020 / 40s. / 4+ yaşKüçük mavi bir sandalyenin peşi sıra dolanırken fark ettiklerimizi sıralasak okurken neden heyecanlandığımız da açıklığa kavuşur sanıyoruz. Bir sandalye sizi kaç karakterle, kaç dünyayla buluşturabilir? Bir nesnenin ezber ettiğimizden farklı kaç işlevi olabilir? Bugün “ikinci el” algısı yaygınlaşırken dünyada, ya üçüncü, dördüncü el nasıl olurdu? Peki, sevdiğimiz bir şeyden vakti geldiği için ayrıldığımızı ve bunun kötü olmadığını kavramak güzel olmaz mıydı? Ayrılığın getirdiği hüzün duygusunun acı barındırmayabileceğini fark etmek nasıl hissettirirdi? Metnin yarattığı yumuşacık hissi, alt metne döşenmiş bu soruların üzerinden yürümesine borçlu olabilir miyiz? Bu da okur olarak bizim sorumuz olsun…/Archive/2020/11/15/120850290-ic3.jpgBizim Sokağın Hikâyesi / Hira Ayşe Özsoy / Resimleyen: Ümran Kargı / roman / T. İş Bankası Kültür Yayınları / Temmuz 2020 / 96s. / 9+ yaşYatay yerleşimin yaygın olduğu yıllardan bir sokağa çağırıyor bizi yazar. Komşu amcalar, teyzeler; abiler, ablalar; esnaf... herkes biliyor birbirini, çocuklar bir evde gibi büyüyor. Dersler birlikte; oyunlar, sohbetler, ikindi çayları da... Yaz tatiliyle birlikte, oyun-deniz olanakları olsa da boşluğa düşüyor çocuklar. Bir gün sokağın başında sarı bir minibüs beliriyor. Yeni emekli olmuş Yusuf Öğretmenin minibüsü bu ve çocukları bir sürpriz bekliyor. Yazar; kitap okumamak için sığındığımız bahaneleri sergilerken, yazınsal yapıtların sınav konusu yapıldığı eğitim süreçlerine de dokunduruyor. Kitap okumanın gündelik yaşam içindeki yerini tanımlarken doğru kitap seçimi konusunda ipuçları da sunuyor bu esprili anlatımın içinde.Okumanın insanı nasıl değiştirdiğine, tanıdık bir sokaktan geçerken tanık olmak için.../Archive/2020/11/15/120902664-ic4.jpgKampa Giderken / Emil Sher / Resimleyen: Qin Leng / Çeviren: Meltem Aydın / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2020 / 24s. / 4+ yaşAnne oğlun birbirlerine yazdığı notlar üzerinden aktarılan ve alternatif bir iletişim yoluyla ilerleyen hikâye, iki hafta sonra kampa gidecek Selim’in yaşadığı kaygılara odaklanıyor. Yaşadığı evden, tanıdığı ortamdan ayrılmak, çok istenen bir yere giderken de insanı kaygılandırabilir. Bilinmezlik her yaşta korkutucu olabilir. Selim de kaygılandıkça, kampa gitmemek için çeşitli bahanelerle annesine notlar yazıyor. Ebeveynin, çocuğun kaygılarını yadsımadan ancak büyütmeden de yumuşak bir geçiş yapmasına yardımcı oluşunu keyifle okuduk. Y. Bekir Yurdakul, Emek Yurdakul / Cumhuriyet Kitap EkiÖlümügöze aldıran kriz
Ölümü göze aldıran kriz Koronavirüs hasta sayısının günlük 2 bin 500-3 binli rakamlara çıktığı Türkiye'de, sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta yer alan bir kadın grup sayfasında "Covid19 hastasına refakatçi aranıyor" ilanı paylaşıldı.Bir sosyal medya kullanıcısı tarafından grup sayfasında, “Mudanya Devlet Hastanesinde Covid19 servisinde yatan erkek hastaya refakatçi arıyoruz, yardımcı olmak ister misiniz?” diye paylaşım yapıldı./Archive/2020/11/15/120608057-cov3.jpgPaylaşımın altına yapılan yorumlarda, bazı kullanıcılar ilana tepki gösterirken, bazılarının ise “ücrette anlaşabilirsek ben kalabilirim” yazması dikkatleri çekti./Archive/2020/11/15/121203366-cov2.jpg/Archive/2020/11/15/120629292-cov4.jpgSağlık Bakanlığı, Covid19 hastalarının tedavisinde ilk basamağın, hastanın sağlıklı bireylerden izole edilmesi olarak tanımlamıştı. İnternette yer alan çok sayıda “Covid19 hastasına refakatçi” ilanları akıllara Covid19 hastalarının yanına refakatçı alınıyor mu? sorusunu getirirken ilana yapılan başvurular ve yorumlar ise ülkede tavana vuran işsizlik ve yoksulluk gerçeğinin yeni bir yüzünü oluşturdu. (İHA)Kulaktan kulağa...
Kulaktan kulağa... /Archive/2020/11/15/120141841-ic1.jpgYENİ BİR BAŞLANGIÇ1998’den bu yana yüzlerce yapıta, yazara, çizere, yayınevine, okura yer vermiş, takipçisi de olduğumuz, sektörün öncülerinden Çocuk ve Gençlik sayfasının yeni yürütücü ekibi olmanın sevinciyle “Merhaba” diyoruz.Hem baba-kız olarak hem de birlikte yol aldığımız üretimlerde; insana, doğaya ve yaşama bakarken ötekileştirmenin, yargılayıcı söylemlerin her türlüsünden uzak bir tutum sergileme gayretindeyiz.Ayla Çınaroğlu, Aysel Gürmen, Aytül Akal, Burcu Yılmaz, Çiğdem Gündeş, Hafize Çınar Güner, Mavisel Yener, Mustafa Delioğlu, Nilay Yılmaz, Simla Sunay’ın sorumluluk üstlendiği önceki şahane ekiplerin de (emeklerine saygıyla) Çocuk ve Gençlik sayfasını aynı ilkelerle yürüttüğünü bilerek, bu doğrultuda ilerleme isteğiyle sayfayı devralıyoruz.Cumhuriyet ailesine katılmanın güzelliğini ilk yazışmalarımızdan hissettik. Şimdiden bağlantıda olduğumuz -başta Gamze Akdemir- çalışma arkadaşlarımıza ve sevgili Mavisel Yener’e teşekkürle...Neden Kulaktan Kulağa?Bugün bildiğimi düşündüklerimi, babam olmasının ötesinde “ustam” da olan Bekir Yurdakul’dan, öncelikle kulaktan kulağa sonra kalemden kaleme öğrendim. Böylece sözcüklerin hem işitsel hem görsel zenginliğini tattım. Diliyoruz ki birlikte yol alırken sözcüklerimiz hem görsel hem işitsel olarak çoğalsın sizlerde de. /Archive/2020/11/15/120154607-ic2.jpgARKADAŞSIZ OLMAZ!..Oyun dışında ya da arkadaşsız kaldığınızda içinizdeki deniz kabarmaz mı? Nasıl baş edilir bu yalnızlıkla? Peki, “nöbetçi oyun arkadaşı”na ne dersiniz?A-a, kapıda bir tıkırtı. Kalkıp açıyorum: Arkadaşlarımız gelmiş, ne güzel!Oya, Sedef... İdil de var! Sonra bütün bir sınıf. Mahalledekiler de...Kitap, “Oya ile Sedef çok iyi arkadaşlar.” tümcesiyle başlıyor. Teneffüs zilinin sesiyle soluğu okulun arka bahçesinde alıyorlar, ağaçların altında fısıldaşıyorlar, salyangoz kabuklarına resim çiziyor, çiçek yapraklarından salata, çamurdan köfte yapıyorlar. “Ama bu Oya ile Sedef’in hikâyesi değil.”İlk sayfaya sessizce yerleşen bu merak öykü boyunca yanınızdan ayrılmıyor. Derken “Adını aklımda tutmayı beceremediğim bir okula gidiyorum.” diyerek İdil çıkıyor sahneye...Yıllar önceydi. Uzun süre kiracısı olduğum kitapçı ev sahibim, bir gün şunu söylemişti: Giriş bölümü geniş değilse, kucaklamıyorsa insanı o eve konuk olunmaz.Konuksever bir insanın evinde gibi duyumsatıyor okuru İdil’in bu ilk tümcesi de... Öylesine geniş, sıcak, içten.Yok, bütün kitabı adım adım anlatacak değilim elbette. Demem o ki daha kapıda gülümseyerek karşılıyor okuru “Nöbetçi Oyun Arkadaşı”.DERDİNİZE DERMAN...Gündelik işiniz neyse yapar bitirirsiniz. Sonra başka sorumluluklar; ödevler, temizlik, alışveriş... Ne ki çoğu zaman hem de kaç yaşında olursanız olun, ille de bir arkadaşa gereksinim duyarsınız. Şöyle hiç bitmese türünden bir oyun kuracağınız, bir fincan kahve eşliğinde içinizi dökeceğiniz, derdinize derman olacak bir arkadaş.Vardır arkadaşınız da yanı başınızda değildir ya da ulaşamadınız. O zaman “yedek arkadaş”a ne dersiniz? Ya da gerektiğinde, oyuna girmek için her an hazır “nöbetçi arkadaş”a...Kahramanımız İdil, “Yalnızlığı anlatırken neden hep tatlı şeyler gelir ki aklıma?” diyor ve sorusunu kendisi yanıtlıyor: “Galiba oyun oynamak tatlı şeyler yemeye benziyor.” Ve oyunlar da arkadaşsız olmuyor./Archive/2020/11/15/120209060-kapakic3.jpgİDİL’LE YAN YANA BİR YOLCULUKSekiz yaşında başladığı yazma yolculuğunu hiç bırakmayan, 2008’de oğlu dünyaya gelince çocuk ve gençlik kitaplarının büyüsüne kapılan Dilge Güney; bir solukta okuduğumuz, sık sık içimizde büyüyen sorulara yanıt aradığımız, öykünün ana kahramanı İdil’le yan yana koştuğumuz oldukça keyifli, bitmese dediğimiz bir yolculuğa çıkarıyor bizi.Bu yolculuğun arkasında elbette başka kitaplar, bir bütün olarak sanat var. Büyüsüne kapıldığı kitaplar bambaşka bir kulvara taşıyor Dilge Güney’i; hukuk fakültesinin ardından çocuk gelişimi önlisans programını tamamlıyor.Evrenin sırları, uzay, yıldızlar, dünya mitolojisi vb. bir dünya ilgi alanı varken kitaplarıyla bambaşka dünyalar kuruyor. Bir yandan da yuvarlanıp durduğumuz dünyayı anlamaya, tartışmaya çalışıyor. Hepimiz tartışalım istiyor. İnceden sızdığı çocukların evreni her gün yeni kapılar açıyor ona.Yetmiyor; sorularını, tartışılması gerekenleri çoğaltıyor. Çocukların ve hayatın sorularını öykülerine taşıyor. Hem incelikle hem kendine özgü anlatımıyla hem de çocukların dünyasına ait sahici bir yaklaşımla.Başarılı her çocuk kitabını okurken hep şu duygu seslenir içimden: Keşke bu kitabı, çocuklardan çok, öğretmenler, ana babalar okusa! Çünkü nitelikli çocuk kitapları sorularınızı çoğaltır, sizi çözüm aramaya çağırır, yapageldiğiniz ne varsa gözden geçirmenizi, kendinize ve hayata yeniden bakmanızı sağlar.../Archive/2020/11/15/120227731-ic4.jpgAYNADAKİ MAVİ ÇOCUK“Okullarımızda kimler görev alsa? Okullarımıza neden böyle söylenmesi, yazılması zor, uzun uzun adlar veriyoruz? Öğretmenlerimizin donanımı ne olmalı?” vb. soruları alttan alta sorarken yalnızlığın, baş edemediğimiz sıkıntıların bizi nasıl değiştirdiğini de ilginç bir metaforla gözler önüne seriyor.Dinmeyen gözyaşları, sular seller içinde kalmalarımız, derken yükseliyor sular... mavileşiyor arkadaşsız, oyunsuz çocuklar, insanlar...İdil’in okulda yalnız kaldığı günlerden biri... Oya ile Sedef’i görüyor bahçenin bir köşesinde ama onlar fark etmiyorlar onu. İdil, içindeki deniz kabarınca fark ediyor mavi çocuğu. Sonra başka mavi çocuklar çıkıyor karşısına. Uzaylı mı yoksa bunlar? Ve çok geçmeden aynadaki mavi çocukla burun buruna geliyor...“Nöbetçi Oyun Arkadaşı”; 2018’de, Mavi Yıldız romanıyla Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Vakfı İlkgençlik Roman Ödülünü alan Dilge Güney’in, Annemin Çocukluğu Nerede? adlı yapıtıyla başladığı bir serinin ikinci kitabı.Yayınevinin başarılı tasarımı gibi, Berna Erözkan Akan’ın resimleriyle kitaba kattığı boyut ve tat da özellikle anılmayı hak ediyor.Sizi hep kitapta tutan akışının ötesinde, çocukların, “Ne yaptığımla değil, neden yaptığımla ilgilenmenizi bekliyorum!” çığlığına da ses veren “Nöbetçi Oyun Arkadaşı”yla tanışın.Nöbetçi Oyun Arkadaşı / Dilge Güney / Resimleyen: Berna Erözkan Akan / Yakın Yayınları / 64 s. / Eylül 2020 / 8+ yaş Y. Bekir Yurdakul, Emek Yurdakul / Cumhuriyet Kitap Eki