News - Haberler
Biden’ın 1.9 trilyon dolarlık Covid-19 yardım paketiönerisine onay
Biden’ın 1.9 trilyon dolarlık Covid-19 yardım paketi önerisine onay ABD Başkanı Joe Biden’ın yardım paketi önerisi Temsilciler Meclisi’nde onaylandı. Koronavirüsle mücadele için 1.9 trilyon dolar kullanılacak. ABD Temsilciler Meclisi’nde Joe Biden tarafından önerilen 1.9 trilyon dolarlık Covid-19 yardım paketi onaylandı. Demokratların ağırlıklı olduğu Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen yardım paketi, oylanmak üzere Senato'ya gönderildi.Sputnik’in aktardığına göre, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, "Amerikan halkı, hükümetin onlar için var olduğunu bilmeli" açıklamasında bulundu. Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi lideri Kevin McCarthy ise "Hesapsızca para saçılmasından başka bir şey değil" ifadesini kullandı. Paketin Senato’da da onaylanması halinde, vatandaşlara kişi başı bin 400 dolarlık yardım sağlanacak. cumhuriyet.com.trEmekli Yunan büyükelçisinden Türkiye açıklaması: "Türkiye Akdenizülkesidir"
Emekli Yunan büyükelçisinden Türkiye açıklaması: "Türkiye Akdeniz ülkesidir" Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Danışmanı ve Yunanistan Avrupa ve Dış Politika Vakfı (ELIAMEP) Danışma Kurulu Üyesi Emekli büyükelçi Panagiotis İoakimidis, Yunan medyasına verdiği demeçte, “Türkiye Akdeniz ülkesidir, olup bitenlerden dışlanamaz” dedi. Yunanistan’da gazeteci Giannis Laskarakis’e konuşan İoakimidis, Miçotakis'in yürüttüğü dış politikaya eleştiri yönelterek Türkiye'yle ilgili açıklamalarda bulundu. Yunanistan ile Türkiye arasında gerçekleştirilen istikşafi toplantılarına birçok kez katılan Emekli Büyükelçi İoakimidis,”Yunan-Türk ilişkilerinin normalleşmesi, 2 ülkenin kalkınmasında ve özellikle Trakya ve Doğu Ege adalarında olumlu etkiler yaratacaktır” diye konuştu.Emekli Büyükelçi İoakimidis,Türkiye’nin de bazı konularda haklı olabileceğini ifade eden İoakimidis, “Bir gerçek var o da Türkiye’nin Akdeniz’de olup bitenlerden dışlanamayacağıdır. Türkiye bir Akdeniz ülkesidir. Elbette uluslararası hukuka saygı göstermesi şartıyla katılmalıdır” dedi.KKTC ve GKRY arasında gerçekleştirilen müzakerelere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan İoakimidis, "Ne yazık ki, 2004’te Annan planıyla ve 2017’de Crans Montana’da iki toplumlu federasyon çözümü için geçmişte sahip olduğumuz iki fırsatı terk ettik" ifadelerini kullandı. DHANBA'de Miami Heat, Utah Jazz'ıyenerekçıkışınısürdürdü
NBA'de Miami Heat, Utah Jazz'ı yenerek çıkışını sürdürdü NBA'de Miami Heat, Utah Jazz'ı yenerek çıkışını sürdürdü Amerikan Basketbol Ligi'nde (NBA) Miami Heat, Batı Konferansı lideri Utah Jazz'i 124-116 mağlup etti.NBA'e 9 maçla devam edildi. Son dönemin formda ekiplerinden Doğu Konferansı temsilcisi Miami Heat, American Airlines Arena'da ağırladığı Batı Konferansı lideri Utah Jazz'i 8 sayı farkla yenerek çıkışını sürdürdü.Galibiyet serisini 5 maça çıkararak bu sezon 16. kez kazanan Heat'te Jimmy Butler 33 sayı, 10 ribaunt ve 8 asist, Goran Dragic 26 sayı, Bam Adebayo 19 sayı, 11 ribaunt ve 7 asist, Duncan Robinson ise 15 sayı ve 6 ribauntluk performans gösterdi.Bu sezon 7. kez kaybeden 26 galibiyetli Jazz'da Donovan Mitchell 30 sayı, 6 ribaunt, 3'er asist ve top çalma, Bojan Bogdanovic 17 sayı, Rudy Gobert 15 sayı ve 12 ribaunt, Mike Conley 14 sayı ve 7 asistle oynadı.LAKERS, LEBRON JAMES İLE KAZANDISon şampiyon Los Angeles Lakers, Staples Center'da konuk ettiği Portland Trail Blazers'ı 102-93 mağlup ederek sezonun 23. galibiyetine ulaştı.Lakers'ta all-star LeBron James 28 sayı, 11 ribaunt, 7 asist, 4 top çalma ve 3 blokluk performansıyla galibiyette başrolü oynadı. Dennis Schroder 22 sayı, Montrezl Harrell ise 17 sayı ve 9 ribauntla skora katkı verdi. Üst üste 4. yenilgisini yaşayan Blazers'ta Damian Lillard 35 sayı ve 7 asist, Gary Trent ise 19 sayıyla maçı tamamladı.Bu sezon, geçen yıla oranla daha istikrarlı bir performans sergileyen Golden State Warriors, Chase Center'da ağırladığı Charlotte Hornets'ı 130-121'lik skorla geçti.Üst üste 3'üncü, toplamda ise 19. galibiyetini elde eden Warriors'ta Stephen Curry 29 sayı ve 9 asist, Kelly Oubre 27 sayı ve 6 ribaunt, Andrew Wiggins 17 sayıyla galibiyette pay sahibi olurken, Draymond Green 11 sayı, 19 asist ve 12 ribauntla "triple-double" yaptı.Bu sezon 17. kez kaybeden Hornets'ta Malik Monk 25 sayı ve 5 ribaunt, Terry Rozier 24 sayı, LaMelo Ball 22 sayı, 7 ribaunt ve 6 asistle oynadı.SonuçlarBoston Celtics-Indiana Pacers: 118-112Toronto Raptors-Houston Rockets: 122-111Detroit Pistons-Sacramento Kings: 107-110Miami Heat-Utah Jazz: 124-116Chicago Bulls-Phoenix Suns: 97-106Memphis Grizzlies-Los Angeles Clippers: 99-119Oklahoma City Thunder-Atlanta Hawks: 118-109Golden State Warriors-Charlotte Hornets: 130-121Los Angeles Lakers-Portland Trail Blazers: 102-93 AA"Çocuğumun eline bulaşan boya günlerdirçıkmadı".... Oyun hamuruşikayetleri arttı, uzmanlar uyardı
"Çocuğumun eline bulaşan boya günlerdir çıkmadı".... Oyun hamuru şikayetleri arttı, uzmanlar uyardı Çocukların ince motor gelişimi için sıkça kullanılan renk renk oyun hamurları tehlike saçıyor. İçerisinde bulunan kimyasallar nedeniyle astımdan, alerjiye kadar pek çok hastalığa davetiye çıkaran oyun hamurlarına karşı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kenan Barut, "Yiyeceğimizin ne kadar sağlıklı, kaliteli olmak durumundaysa çocuklarımıza aldığımız oyuncaklar, giysiler, oyun hamurları kaliteli olmak durumunda" uyarısında bulundu. Çocukların hem eğlenmesini hem de yaratıcılıklarını geliştirmesi için aileler tarafından tercih edilen oyun hamurları içerdiği kimyasallar nedeniyle pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Bir sosyal medya kullanıcısı iddiasına göre zincir marketten alınan oyun hamuruyla oynayan çocuğunun eline boya bulaştığı ve günlerce çıkmadığı belirtildi. Benzer şikayetler bir çok aileden de iletildi. Sosyal medyada çok sayıda kişinin tepki gösterdiği durum sonrasında uzmanlar da oyun hamurlarına karşı uyarılarda bulundu. /Archive%5C2021%5C2%5C27%5C112558367-cocugumun-eline-bulasan-boya-gunlerdir-cikmadi....-oyun-hamuru-sikayetleri-artti-uzmanlar-uyardi_7.jpgTAHRİŞ, ALERJİ, ASTIM...Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kenan Barut, oyun hamurlarının çeşitli kimyasallar barındırdığını ve ailelerin 'CE' belgesi bulunmayan ürünleri satın almaması uyarısında bulundu. Doç. Dr. Barut, "Uygun koşullarda yapılmayan, içinde ne olduğunu bilmediğimiz ürünler piyasada var. Eskiden daha çoktu ama giderek azalmaya başladı. Bu konuda aileler CE belgesi olmayan herhangi bir ürün almamalılar. Bu altın kuralımız. Bununla birlikte güvendiğimiz bir markette de satılan ürünü aldığımızda da çocuklarımızda bu tür reaksiyonlar görebiliyoruz. İçerisinde çeşitli kimyasallar var. En başta görülen zararlar deriyi boyaması, koku oluşturması, tahriş etmesi, ve alerji yapması. Bunlar kısa vadede gördüğümüz zararları. Uzun vadede ne yaptığını bilmiyoruz. Belki kansorejendir bunlar. İçinde bulunan boyar maddeler çeşitli kimyasallar barındırıyor" dedi./Archive%5C2021%5C2%5C27%5C112557399-cocugumun-eline-bulasan-boya-gunlerdir-cikmadi....-oyun-hamuru-sikayetleri-artti-uzmanlar-uyardi_3.jpg"ALERJİKTİR, GEÇER DİYE DÜŞÜNÜLÜYOR FAKAT GEÇMİYOR""Bazı çocuklarda bu durum çok ciddi düzeye çıkıyor bulgu gösteriyor, bazı çocuklarda da çok bulgu olmuyor alerjiktir, geçer diye düşünülüyor fakat geçmiyor. Bu açıdan çok dikkatli olunmalı" uyarısında bulunan Doç. Dr. Barut, "Yiyecek kadar önemli bir şey. Yiyeceğimizin ne kadar sağlıklı, kaliteli olmak durumundaysa çocuklarımıza aldığımız oyuncaklar, giysiler, oyun hamurları kaliteli olmak durumunda. Görünen etkilerinin yanı sıra uzun vadede ortaya çıkacak etkiler var. Kimyasallara bağlı olarak astım, çeşitli nörolojik problemler olabilir" ifadelerini kullandı. /Archive/2021/2/27/112556164-cocugumun-eline-bulasan-boya-gunlerdir-cikmadi-oyun-hamuru-sikayetleri-artti-uzmanlar-uyardi_1.jpg"TAMAMEN KİMYASAL MADDELERDEN OLUŞAN BİR BİLEŞİM"Kimya Yüksek Mühendisi Serkan Küçük de oyun hamuru üreticisi firmaların etikette içerisinde bulunan kimyasallara yer verilmesi ve çocukların uzun süre oyun hamurları ile oynamaması gerektiğinin altını çizerek, "Oyun hamuru, kimyasal oyuncan sınıfına giren bir oyuncak türü. Kimyasal oyuncaklara yönelik ilk madde, 'kullanan kişinin hiçbir şart altında sağlık açısından ve güvenlik açısından riske atılamaz, sorun oluşturamaz' diyor. Dolayısıyla kimyasal oyuncakların kullanıldıkları süre boyunca sağlık açısından hiçbir risk oluşturmaması gerekiyor. Firmaların konuyu ya etiketinde, ambalajında ya da kullanma talimatında belirtilecek. Nasıl kullanılacağı, sağlık açısından bir risk oluşturursa neler yapılacağı, nasıl saklanacağı ve ne kadar süre kullanılacağı kullanma talimatında belirtilmek zorunda. Oyun hamurlarında da pek çok maddede olduğu gibi kimyasal kullanılıyor. Burada kimyasalın tek başına sağlık açısından zararlılığının yanı sıra hangi dozda kullanılması gerektiği belirlenmiş. Bu dozların aşılmaması lazım. Bunlara renk vermesi için kullanılan boyalar ve şekil alması için wax esaslı, başka bazlarda yağlar var. Dolayısıyla oyun hamuru dediğimiz şey tamamen kimyasal maddelerden oluşan bir bileşim" dedi. /Archive%5C2021%5C2%5C27%5C112558367-cocugumun-eline-bulasan-boya-gunlerdir-cikmadi....-oyun-hamuru-sikayetleri-artti-uzmanlar-uyardi_7.jpg DHABakan Akar: "Dostlarımız parasınıödediğimiz malzemeyi vermiyorlar"
Bakan Akar: "Dostlarımız parasını ödediğimiz malzemeyi vermiyorlar" Havelsan'da inceleme yapan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Dostlarımız, müttefiklerimiz, dost bildiklerimiz istenilen, parasını ödediğimiz malzemeyi bir şekilde bize vermemekte ısrar ediyor. Bizi bu sıkıntılardan kurtarmak için fabrikalar, tasarımcılar, üretimdeki herkesin elini taşın altına koyup çalışması lazım" dedi. Bakan Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Havelsan'da incelemelerde bulundu. Havelsan'da Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şeker, Genel Müdür Mehmet Akif Nacar ve yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Bakan Akar, tamamlanan ve devam eden projelere ilişkin brifing aldı.'PARASINI ÖDEDİĞİMİZ MALZEMEYİ VERMİYORLAR'Bakan Akar, savunma sanayinin önemine vurgu yaparak, "Dostlarımız, müttefiklerimiz, dost bildiklerimiz istenilen, parasını ödediğimiz malzemeyi bir şekilde bize vermemekte ısrar ediyor. Yapılan tüm girişimlere rağmen bu konuda ciddi sıkıntı, rahatsızlık var. Herhangi bir ‘ambargodan’, ‘tahditten’ bahsedilmiyor; ama şu veya bu sebepten, bazen bürokratik, bazen mali, bazen iklim şartları bazen salgın gibi sebeplerle bu iş uzayıp gidiyor" dedi./Archive%5C2021%5C2%5C27%5C111514092-bakan-akar-herkesin-elini-tasin-altina-koyup-calismasi-lazim_2.jpg'HERKESİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI LAZIM'Bunun farkında olduklarını dile getiren Bakan Akar, "Dolayısıyla kritik silah ve sistemlerin bizim egemenlik ve bağımsızlığımızla doğru orantılı olduğunu bilin. Silahla savaşanla bilgisayarla çalışan bir yazılımcının büyük benzerliği var. Bizi bu sıkıntılardan kurtarmak için fabrikalar, tasarımcılar, üretimdeki herkesin elini taşın altına koyup çalışması lazım. Hakkımızı, hukukumuzu koruyabilmek için güçlü bir orduya ihtiyacımız var. Güçlü ordu demek, insan ve malzeme demek. Savunma sanayinin Türk Silahlı Kuvvetleri için çok önemli olduğunu biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği, liderliğiyle savunma sanayinde yerlilik ve millilik oranı yüzde 70’lere yükseldi. Ancak önümüzde gideceğimiz çok daha yol var. Vatan millet aşkıyla dolu Mehmetçiğin eline ne kadar yüksek teknolojiye dayalı silah verirseniz sonuç o kadar başarılı olur. Türk Silahlı Kuvvetleri tarihten gelen milli, manevi ve mesleki değerlerine uygun olarak sadece kendi ülkesi ve milleti için değil aynı zamanda, BM, NATO ve AGİT çerçevesinde karada, denizde ve havada bölge ve dünya barışına katkı vermeye devam ediyor" diye konuştu.KESKİN NİŞANCI EĞİTİM SİMÜLATÖRÜ'NÜ DENEDİBrifingin ardından Bakan Akar, beraberindeki komuta kademesi ile Simülasyon, Otonom ve Platform Yönetim Teknolojileri binasına geçti. Burada Hezarfen Paraşüt Eğitim Simülatörü başta olmak üzere simülatörleri inceleyen Akar, Keskin Nişancı Eğitim Simülatörü’nü bizzat denedi. Kendisinin 'piyade' olduğunu hatırlatarak simülatörün başına geçen Bakan Akar, 450 metre uzaklıktaki bir hedefi tek atışta vurdu. Akar, daha sonra Havelsan tarafından Türk Hava Yolları için üretilen Airbus A320 Tam Uçuş Simülatörünü inceledi. Bakan Akar, burada Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile İstanbul üzerinde kısa bir uçuşu da gerçekleştirdi. Orta sınıf çok maksatlı insansız kara aracı Barkan ve diğer sistemleri de incelemesinin ardından Akar ve TSK komuta kademesi Havelsan’dan ayrıldı. DHAKüresel piyasalar enflasyon endişesiyle sert düştü
Küresel piyasalar enflasyon endişesiyle sert düştü Küresel piyasalarda, ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükselişin oluşturduğu panik havasıyla sert satıcılı bir seyir izlenirken, gelecek hafta ABD'deki destek paketine ilişkin gelişmeler, emtia fiyatları ve tahvil piyasasının seyri ile yoğun veri takvimi yatırımcıların gündeminde olacak. /Archive/2021/2/27/111252937-kuresel-piyasalar.jpgABD'nin 10 yıllık tahvil faizlerinde şubat başından beri devam eden yükseliş eğilimi bu haftanın son iki gününde ivme kazandı ve son bir yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 1,6'ya kadar yükselmesinin ardından yüzde 1,41'de dengelendi. Tahvil faizlerindeki yükselişte petrol ve bakır başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükselişin oluşturduğu enflasyon endişesi baş rolü oynarken, petrolün varil fiyatı haftalık bazda yüzde 3,9 yükselişle 64,3 dolara, bakırın libresi ise yükselişini üst üste dördüncü haftaya taşıyarak yüzde 2,8 artışla 4,16 dolara çıktı. Ekonomilerdeki toparlanmanın yanı sıra enflasyonist baskılardan ötürü faiz artırımlarının tahminlerden önce başlayacağına ilişkin endişelerle başlayan uzun vadeli tahvillerdeki satışlar, perşembe günü büyük fonların stop-loss (zarar kes) işlemleriyle tüm piyasalarda etkili olacak bir panik havasına döndü.Analistler, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın enflasyondaki yükselişin geçici olduğu ve faizlerin uzun süre düşük kalmaya devam edeceği yönlendirmelerine karşın büyük fonların tahvil satışı yaparak nakde geçmeye çalıştıklarının görüldüğünü aktardı.Tahvil piyasasında, fiyatlardaki düşüşün yeni stop-loss satışlarına neden olduğunu ve böylece bir sarmala dönüştüğünü belirten analistler, kısa sürede bir dengelenme olmaması durumunda Fed'in uzun vadeli tahvil alımı ya da getiri eğrisi kontrolü gibi adımları hayata geçirebileceği yorumlarının artık yüksek sesle konuşulduğunu ifade etti.Bu gelişmelerle haftanın ikinci yarısında pay piyasalarında sert satıcılı bir seyir izlenirken, haftanın ilk yarısında ise ABD'deki teşvik paketine ilişkin gelişmeler ve Fed Başkanı Powell'ın Kongre'de yaptığı sunum gündemi belirledi.ABD Temsilciler Meclisi Bütçe Komitesi'nin, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1,9 trilyon dolarlık kurtarma paketini onaylaması sonrası, kısa zamanda Temsilciler Meclisi'nden de geçmesi bekleniyor. Fed Başkanı Jerome Powell, hafta içinde Para Politikası Raporu'na ilişkin Senato'nun Bankacılık, Konut ve Kentsel İşler Komitesi'nde yaptığı sunumda, mevcut faiz oranları ve varlık alımlarıyla Fed'in ABD ekonomisine sağladığı desteği sürdüreceğinin sinyalini verdi. Ekonominin istihdam ve enflasyon hedeflerinden çok uzak olduğunu belirten Powell, önemli bir ilerlemenin sağlanmasının biraz zaman alabileceğini ifade etti. Powell, Fed'in enflasyon hedeflerine ulaşmasının 3 yıldan fazla sürebileceğini belirterek, ekonomi normale dönerken enflasyonun oynak olabileceğini, ancak bunu geçici olarak gördüklerini kaydetti. Bitcoin başta olmak üzere kripto paralardaki sert dalgalanmalar da gündemdeki yerini korurken, hafta içinde Bitcoin'i "oldukça spekülatif bir varlık" olarak tanımlayan ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, "Bence insanlar aşırı derecede oynak olabileceğinin farkında olmalı. Yatırımcıların yaşayabileceği potansiyel kayıplar konusunda endişeliyim." ifadelerini kullandı.Yellen'in pazartesi günü yaptığı açıklamalar sonrası 58.500 bin dolarla tarihi yüksek seviyesinden düşüşe geçen Bitcoin'in fiyatı, cuma günü itibarıyla bu seviyeden yaklaşık yüzde 20,7 değer kaybıyla 46.396 bin dolara geriledi.Öte yandan, ABD'de açıklanan verilere göre 2020'nin dördüncü çeyreğine ilişkin büyüme verisi yüzde 4'ten yüzde 4,1'e revize edildi. Dayanıklı mal siparişleri ise yüzde 3,4 artarak beklentileri aştı.Makro ekonomik verilerin beklentileri aşmasına karşın artan risk algısıyla satıcılı seyreden New York borsasında haftalık bazda Dow Jones endeksi yüzde 1,78, S&P 500 endeksi yüzde 2,45 ve Nasdaq endeksi yüzde 4,92 değer kaybetti.1 Mart ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi yayımlanacak ISM imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), çarşamba Fed'in Bej Kitap Raporu, ADP özel sektör istihdamı ile hizmet sektörü ve bileşik PMI, perşembe Fed Başkanı Powell'ın konuşması ile dayanıklı mal siparişleri ve fabrika siparişleri, cuma ise dış ticaret dengesi ile istihdam raporundaki veriler başta olmak üzere yoğun veri gündemi takip edilecek. AVRUPA BORSALARINDA DÜŞÜŞ SINIRLI KALDIAvrupa tarafında da ABD'de artan risk algısına paralel satıcılı bir seyir izlenirken, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından çıkış planlarının konuşulmaya başlaması ve beklentilerden iyi gelen makro ekonomik verilerle satış baskısı törpülendi.Avrupa Merkez Bankası Başkanı (ECB) Christine Lagarde, hafta içinde yaptığı konuşmada ECB'nin, finansman koşullarının ekonomiyi destekleyecek kadar elverişli olup olmadığını değerlendirebilmek için tahvil getirilerini yakından takip ettiğini söyledi. İngiltere'de Başbakanı Boris Johnson’ın ülkenin karantinadan çıkış planını açıklamasının ardından ulaştırma başta olmak üzere hizmet sektörü hisselerinde alımlar kaydedildi.Almanya ekonomisi 2020 yılının son çeyreğinde inşaat ve ihracat sektörlerinin desteği ile yüzde 0,3 büyüyerek tahminleri aştı.Almanya'da sanayi üretimi, özellikle otomotiv ve yedek parça üretimindeki gerileme ile 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 10,8 azalırken, Ifo İş Dünyası Endeksi, şubatta beklentileri aşarak 92,4 puana yükseldi. Endeksin yükselişinde, kısıtlamalara rağmen şirketlerin iyimser olmasının etkili olduğu bildirildi.Avro Bölgesi'nde, Kovid-19 tedbirlerinin devam ettiği ocak ayında yıllık enflasyon beklentilere paralel yüzde 0,9 seviyesinde kaldı. İngiltere’de ise 2020 yılının aralık ayında işsizlik oranı beklentilere paralel şekilde yüzde 5,1’e çıktı. Bu gelişmelerle dalgalı bir seyir izleyen avro/dolar paritesi bir önceki haftaya göre yüzde 0,3 azalışla 1,2076'ya geriledi.Haftalık bazda Almanya'da DAX endeksi yüzde 1,48, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 2,34, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,38 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 1,41 değer kaybetti.Gelecek hafta; pazartesi Avrupa genelinde imalat sanayi PMI ve Almanya'da Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), çarşamba bölge genelinde hizmet sektörü ve bileşik PMI, perşembe ECB'nin Ekonomi Raporu, Avro Bölgesi'nde işsizlik oranı ve perakende satışlar ile cuma Avro Bölgesi'nde fabrika siparişleri takip edilecek.ASYA HAFTAYI SERT SATICILI GEÇİRDİABD'nin tahvil piyasasındaki negatif havanın etkisiyle Asya borsalarında satış ağırlıklı bir hafta geride kalırken, beklentilerden iyi gelen makro ekonomik verilere karşın endekslerin düşüşü sert oldu. Hong Kong'da hisse senedi işlemlerinden alınan damga vergisinin yükseltilmesinin planlandığı haberleri de pay piyasalarında satış baskısını artıran etkenlerden biri oldu.Japonya'da sanayi üretimi ocakta yüzde 4,2 artışla beklentileri aşarken, ocakta yıllık yüzde 2,4 azalan perakende satışlar ve şubatta yıllık yüzde 0,3 gerileyen TÜFE beklentilerin üzerinde kaldı. Bu gelişmelerle bu hafta, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 3,50, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 5,06, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 3,05 azalış kaydetti. Gelecek hafta, Asya kıtasında pazartesi imalat sanayi PMI, salı Japonya'da işsizlik, çarşamba bölge genelinde hizmet sektörü ve bileşik PMI verileri takip edilecek. BIST 100 ENDEKSİ, 17 HAFTANIN EN HIZLI DÜŞÜŞÜNÜ KAYDETTİYurt içinde, BIST 100 endeksinde küresel piyasalara paralel satıcılı bir seyir izlenirken, doların gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazandığı haftada dolar/TL 7,4862 seviyesini görmesinin ardından haftayı yüzde 5,56 yükselişle 7,4339'dan tamamladı. Hafta içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) zorunlu karşılık oranlarını Türk lirası yükümlülükler için artırırken analistler, bunun Türk lirasının maliyetini artıracağını ve sıkı para politikasını destekleyeceğini kaydetti. Yurt içinde yatırımcıların odağında olan TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde ise, başta gıda ve temel mallar olmak üzere yıllık enflasyonun yüksek seyrettiği grupların ağırlığındaki artışın yıllık enflasyonu yıl ortasına kadar bir miktar yukarı yönde etkileyeceği belirtilerek, "Yıllık enflasyon üzerindeki ağırlık etkisinin, nisan ayı itibarıyla 0,5 puan civarına ulaştıktan sonra yılın kalan döneminde kademeli bir şekilde gerileyerek yıl sonuna doğru ortadan kalkacağı değerlendirmesinde bulunulmuştur." denildi.Küresel risk iştahındaki azalışın etkisiyle haftalık bazda yüzde 5,70 değer kaybeden BIST 100 endeksi, böylece son 17 haftanın en hızlı düşüşünü kaydetti. Endeks, haftayı 1.471,39 puandan tamamlarken, bankacılık hisselerinde devam eden satıcılı seyre bu hafta sanayi hisselerinin de katılması dikkati çekti. Bu hafta BIST Sınai endeksi yüzde 6,4, BIST Mali endeksi yüzde 6,8 değer kaybetti. Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.430-1.450 bandının önemli destek bölgesi konumuna geldiğini belirterek, 1.520 seviyesinin ise direnç olarak öne çıktığını söyledi.Gelecek hafta yurt içinde pazartesi günü Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) ve imalat sanayi PMI, çarşamba TÜFE ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile cuma günü hazine nakit dengesi verileri takip edilecek.AA Finans'ın anketlerine katılan ekonomistler, GSYH'nin 4. çeyrekte yüzde 7 artmasını, TÜFE'nin ise şubatta yüzde 0,77 yükselmesini bekliyor. AALeBron James’ten Ibrahimovic’e siyaset yanıtı
LeBron James’ten Ibrahimovic’e siyaset yanıtı Zlatan Ibrahimovic LeBron James ve diğer oyuncuların siyasi konulardan uzak durup işlerini yapmaları gerektiğini söylerken James, ‘’ Ben siyaset yapmıyorum. Yanlış olan şeyleri söylemeye devam edeceğim. ‘’ dedi. Milan’ın yıldız forveti Zlatan Ibrahimovic LeBron James ve diğer statü sahibi oyuncuların siyasi konulardan uzak durup işlerini yapmaları gerektiğini söylerken James, ‘’ Ben siyaset yapmıyorum. Yanlış olan şeyleri söylemeye devam edeceğim. ‘’ dedi.NBA’de normal sezonda Portland Trail Blazers’ı 102-93 mağlup eden Los Angeles Lakers’da LeBron James, maç sonu açıklamalarda bulunurken Zlatan Ibrahimovic’e de yanıt verdi. Yıldız oyuncu sadece spora bağlı kalmayacağını ve dünyada yanlış giden şeyler olduğunda konuşmaya ve tepki göstermeye devam edeceğini vurgulayarak, ‘’ Sadece spora bağlı kalıp hayatıma devam etmeyeceğim. Bu platformun ve sesimin ne kadar güçlü olduğunu biliyorum. Günün sonunda yanlış olan şeyler hakkında asla susmayacağım. ‘’ ifadelerini kullandı.ÇOCUKLARIN SESİ OLACAĞIMDoğduğu yer olan Akron’da açtığı ve dar gelirli ailelerin çocuklarına hizmet veren okuldaki öğrencilerin ihtiyaçlarını dile getirmeye devam edeceğini söyleyen James, ‘’ Eşitlik, sosyal adalet, ırkçılık, sistematik bastırma ve ülkede olan şeyler hakkında konuşacağım. Çünkü bu toplumun bir parçasıyım ve olup bitenleri görüyorum. Okulumda 300’den fazla çocuğum var ve onların bir sese ihtiyaçları var. Ben onların sesiyim ve her şeye ışık tutmaya devam etmek için konuşacağım. ‘’ dedi. cumhuriyet.com.trGaziantep genelinde EBA’ya 88 bin 585öğrencinin erişemediği ortayaçıktı
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Gaziantep genelinde EBA’ya 88 bin 585 öğrencinin erişemediği ortaya çıktı CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan, “Aylardır Gaziantep’te tablet dağıtımı törenleri düzenleniyor. Okullar açıldı, kapandı ancak söz verdikleri rakamı hâlâ dağıtamadılar” dedi. Gaziantep genelinde salgın nedeniyle uygulanan uzaktan eğitim sistemi Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA) 88 bin 585 öğrencinin erişemediği ortaya çıktı. Şehir genelinde öğrencilerin canlı derslere katılımını sağlamak için sadece 35 bin 989 adet tablet ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaştırıldı. Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan, “Aylardır Gaziantep’te tablet dağıtımı törenleri düzenleniyor. Okullar açıldı, kapandı ancak söz verdikleri rakamı hâlâ dağıtamadılar” dedi.Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteği ile Gaziantep Valiliği koordinasyonunda “Askıda Tablet Kampanyası” kapsamında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Şahinbey Belediyesi, Şehitkamil Belediyesi ve Organize Sanayi Bölgesi’nin finansal işbirliğiyle pandemi koşullarında eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması 60 bin tabletin sahiplerine ulaştığı belirtilerek tören yapılmıştı.‘RAKAMLAR TUTMUYOR’CHP’li Kalkan CİMER’e kampanyanın detaylarını sordu. Kalkan’a Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen yanıtta, “Tedarikçi firmalar tarafından tabletler teslim edildikçe Milli Eğitim Bakanlığı’nca ilimize gönderim sağlanmaktadır. Mart ayından itibaren ilimize, bakanlığımızca 8 bin 540 adet ve bedeli ödenen 44 bin 56 adet tabletin gönderimi yapılacak ve gelen tabletlerle birlikte 88 bin 585 öğrencinin tablet ihtiyacı giderilmiş olacaktır” denildi. Yanıtlarda, 28 Ocak itibarıyla tabletler için Şahinbey Belediyesi 61 bin 500 TL, Şehitkamil Belediyesi 12 bin 300 TL, Büyükşehir Belediyesi 24 bin 600 TL, Nurdağı Belediyesi 24 bin TL, Oğuzeli Belediyesi’nin ise 30 bin 750 TL yatırdığı ifade edildi. Cumhuriyet’e değerlendirme yapan Uğur Kalkan, “28 Aralık 2020’de Gaziantep’te 60 bin ücretsiz tabletin öğrencilere dağıtımı töreni de yapıldı. Bizler de Şahinbey Belediyesi meclis toplantısında tablet dağıtımına oy verdik. Tabletin dağıtımına karşı değiliz, bizim karşı olduğumuz şey: Söylenenlerle, dağıtılan rakamların birbirini tutmaması. Normalde internete erişimde sorun yaşayan öğrencilerin sayının azalması gerekirken, anormal bir şekilde bu sayı artmış. AKP’liler günlerdir İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin dağıtımını yaptığı 40 bin tablet üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu gündeme taşıma gayretindeler. İstanbul’dan önce kendilerinin yönettiği Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne baksınlar” dedi. Hazal OcakKışanak ve Tuncel'in yargılanmalarına devam edildi
Kışanak ve Tuncel'in yargılanmalarına devam edildi Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nce haklarındaki mahkumiyet kararları bozulan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılanmasına devam edildi. Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kışanak, SEGBİS ile katılırken, Tuncel ise rahatsızlığını bildirerek duruşmaya katılmadı. Mahkeme Başkanı, çalışanların maaşlarından 20’şer lira kesilerek Sarmaşık Yoksullukla Mücadele Derneği’ne aktarıldığını ifade ederek, derneğin PKK/KCK iltisakı nedeniyle kapatıldığını kaydetti. Kışanak, dosyanın eline yeni ulaştığını ve bu dosyaya ilişkin savunma yapmayacağını ifade ederek “Burada siyasi bir operasyon var” dedi. Duruşma ertelendi. Selahattin GökatalayAkkuş'un hazırladığırapora göre haftada 65 yurttaşyaşamına son veriyor
Akkuş'un hazırladığı rapora göre haftada 65 yurttaş yaşamına son veriyor CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, AKP iktidarı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, bozulan ekonomi ile artan intihar oranlarına ilişkin bir rapor hazırladı. Raporda, “AKP iktidarında intihar vakalarında yüzde 48 artış yaşandı. Tek adam sisteminde her hafta en az 65 yurttaş yaşamına son verdi. Ekonomik gerekçelerle intiharlar 2017-2019 döneminde yüzde 38 arttı” tespitlerine yer verildi.CHP’li İlgezdi’nin raporunda şu bilgiler yer aldı:AKP iktidarında yüzde 48 artış: 2002’de 2 bin 301 kişi çeşitli sebeplerle yaşamına son verirken, bu sayı 2019’da 3 bin 406’ya yükseldi. Saray, ölümü seçen her 10 kişiden 4’ünün neden intihar ettiğini bilmediğini ileri sürüyor. Başka bir ifadeyle Türkiye’deki intiharların yüzde 42’si faili meçhul.Her hafta 65 intihar: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş yapılan 2017-2019 yılları arasında 9 bin 916 kişi intihar etti. Bu sayı 2002-2019 yılını kapsayan AKP iktidarındaki toplam 53 bin 425 intihar sonucu ölümlerin tek başına yüzde 19’unu oluşturuyor. Kriz intiharları arttı: 2002-2019 arasında geçim zorluğu nedeniyle hayatına son veren 4 bin 801 kişi varken, bu intiharların yüzde 17’sine tekabül eden 798’i 2017-2019 yıllarında yaşandı. Ekonomik kriz nedeniyle intihar eden kişi sayısı 2017-2019 yılları arasında yüzde 38 arttı. 2017’de 232 kişi ekonomik gerekçelerle hayatına son verirken bu sayı 2019’da 312’ye yükseldi. Yalnızca basına yansıyan, son 10 günde 10’dan fazla intihar haberi var. Pandemide her gün gelen intihar haberleri 2020 verilerindeki kara tablonun da habercisi. Erdem SevgiCumhuriyet GençYazın sizlerle
Cumhuriyet Genç Yazın sizlerle Cumhuriyet'in gençler için, gençlerle beraber hazırladığı "Cumhuriyet Genç Yazın" okurlarımızla buluştu. TANRI’YI ERKEK İLAN EDEN SON NESİLİREM TURHANMarmara Üniversitesi İletişim Fakültesi / İletişim Bilimleri Yüksek LisansEllerimi dört bir yandan bağlayan her bir şeye yeni yeni isimler verdim. Birine aile diyorum, diğeri sevgili denilen yarının o belirsiz öznesi veya hiç tanımadığım bir adamın benim için söylediği üç beş parlak beyanat.Ellerimi arkadan bağlayarak sokağa çıkmak üzerine bir plan yaptım bugün. Saydam bir halat ile bağlayacağım ki herkesin reddedebileceği kadar belirgin olsun. Sıkıca bağladım teamüllere göre ve ellerimin tek bir tırnağını da boyamadım, kaybım dikkat çekmesin diye. Köşeyi dönene kadar üç beş çocuk birbirlerine beni işaret ederek güldüler önce, sonra anneleri korkuyla bir hışım içeri aldı onları. Beni deli sanacak kadar aklıselim olduklarını bir sokak köpeği bile anca havlayarak karşılardı. Kahvehanelerin önünden geçmek en zoruydu herhalde. Kapılarında dilenci ve satıcı giremez yazmasına rağmen sadece en gizli yasaklılar hemcinslerimizdir. Eklemek tenezzülünde veya cüretinde bulunmak istemediklerini düşünmekle beraber buna gerek olmadığını idrak etmiştim. Yazılı olmayan vurgulamalar, olanlarına nazaran daha geçerliydi. Gelenek adlı bir dostumuz vardı bu durumlar için, asla aramızın bozulmadığı bir yoldaş. Koca bir ülkenin, en yaşlı üyesi olduğundan onun sözünden çıkmazdı kimse. Bu düşünceler kafamda münakaşa ederken ihtiyar heyetinden birisi “değişik!”, dedi beni görünce. Değişiği olduk koca bir neslin. Kimse değişmek istemedi korkularından o malum yaşlı üyeden biz de eğreti durduk haliyle. Bu sözü duyar duymaz hızla ilerlemeye başladım fakat gözleriyle takip ettiler beni bütün sokak boyunca. Yeterinde hızlı koşarsak ölümden bile kaçabiliriz diye konuşmuştuk kendi aramızda. Bir gün canımıza tak edip o yaşlı adamı birçok yerinden vuracağız bana kalırsa. Adam diyoruz çünkü ataerki söz konusu olunca olağan şüpheli hep olduğu yerde duruyor. Hatta Tanrı’yı erkek ilan eden son nesil belki de biz oluruz. Bunu da bir şekilde atlatıp kendi içimizde, yok etmeye girişiyoruz. Öyle bitirmek gibi bir yok ediş değil, kökünü kurutmak denli iddialı laflara yelteniyoruz. Ama diyorum ben, öteki fakat diyor hatta itiraz edenler bile oluyor. Yerine başka başka isimli ahbaplarının geleceği kuşkusu bizi kemiriyor. Bir ölüp bin doğacak heybette bir yığın... Koca bir nesil tükenirken asla tükenmiyor ve bizimle besleniyor bu canavar.Her kılığa girme gücü...Sokağın köşesinden döndüm ve yine görüyorum üzerime doğru geliyor. Başka bir kimliği seçmiş kendine bu sefer. Her kılığa girme gücünü ona verdiler. Her beden de onu zevkle misafir ediyor. Hızlı koşmaya çalışıyoruz ama arkamızdan, ellerimizden birileri çekip mahkûmiyete ön ayak oluyor her defasında. İşte son genç de ölüyor köşede, son kadın kendi boğazını sıkmış debeleniyor; çocuklar arabaların altına atıyorlar kendilerini aynı esnada dünyanın bir başka köşesinde bir bayram kutlanıyor. Doğanın değil, vahşetin kanunu. Neticede, bütün balıklar birbirini yiyor haliyle. Artık ellerimi çözdüm, ruhla beden arasındaki anlaşmamı bozuyorum. Yaşlı adam, yine bana, üzerime geliyor. O mu diye anlamaya çalışıyorum, öyle ki hepsi birbirine benziyor. Elimdeki ipi, bir neslin izniyle kullanacağım. Kaldırımlara su serpiyor arkadaşlar bir yandan yoksa birileri yere devrilince çok toz kalkıyor.Tanrı’yı erkek ilan etmeye devam ediyoruz. Sonsuz yaşamı üzerine vazife aldıysa onlar, bize de ölmek eylemi mi kalıyor? Ölmeyi de kadın mı ilan ediyoruz?Bugün öldüm ben, hiçbirinizin bilmediği bir saatte. Tanıdığım, bildiğim, yaşayan veya ölmüş, inanmış veya kanmış herkesin çorbada tuzu vardır.BUGÜNÜN DÜNÜNDEN FARKSIZ DEĞİL ZAMANCEREN GÜLÜM ŞAHİNMersin Üniversitesi Gazetecilik BölümüZamanı ağzıyla tutuyor bir kuşKanatları melodiden farksızRengi solmuş kaldırım taşlarışairlerin yürüdüğü şiirleanlamını buluyor, kaybettiği renklerininKalabalığın konuşmaları rahatsız ediyorkatliamı işleyen kelimeleri işiten kulaklarımıBuz gibi soğuk dışarısıaklını kaybetmiş bir ruhtanhiç de farksız değil!Yıkılıyor ve kırılıyor kalplerEski bir Samanyolu’nun rivayetine göre;Kalbindeki tufanın sebebidir insanne az ne çok...Gönlümde biriktirdiklerimbiriktirip, parçaladıklarımçatlayan dudaklarım;paslanmış adımlar yüzündenUzaklaşmak istiyor zamaninsan kalbinin soğuğundanVe yine kendi şiiriniseçiyor zamanPüsküllü ayakkabılar giydiriyor insanaçekilmez olduğu zamanlardaZaman, kardeşidir hayatınBirbirine, birbirine, birbirineküsenlerin dünyasına hoş geldin!kendi kendine ve hepkendi kendine.GECE MASALIALİ YÜCELAnadolu ÜniversitesiSabahın ilk ışıklarıve ilk sessizliğiEskimiş paltosuyla bir fabrika işçisiElinde baba yadigârı tabakaSarıyor kaçak sigarasınıDerinden tütüyor dumanıDüşünceli.Arkasında üç çocuklu bir eşSabahın ilk sessizliğinde yolcu ederBuğulu, uykulu gözleri, yarı açık gözkapaklarıYarım kalan rüyasıBağdaş kurmuş kollarıyla dilinde duaDüşünceli.Gökyüzündeki son yıldız gitmek üzereUluyan kurtlar inlerine çekilmişSokakta sokak sarhoşlarından kalma içki şişelerive üzerinde unutulmuş sevda, ekmek sohbetleriGece lambaları artık kör.Sokakta her şey terk edilmiş gecenin bitimindeYalnızlık, talihsiz çaresizliğindeDüşünceli.Gecenin sessizliğini bozan bekçi düdüğüAcımasız, öfke dolu ötüyorKimseler duymuyor, uyanmıyorBekçi koşuyor, kovalıyorAcımasız, öfke dolu,Önünde kaçan acemi hırsızÖmrünün ilk hırsızlığı, ilk talanıMahallenin en güzel kızın gönlünü çalmışÇuvala sığdıramamış, yüreğine gizlemişÇıkarken pencereden yakalanmış bekçiyeMahallenin en güzel kızı çığlık atmışSonrası malum…HİTABET SANATIDOĞA CİHAN ODTÜ İnşaat Mühendisliği Sanat, sanat için midir yoksa toplum için midir sorusu üzerine, içsesimle demeçler verirken buldum kendimi. İpe sapa gelmez, gençliğin getirdiğine inandığım yoğun nefret dolu fikirlerimi dünyanın duymasına ve hazmedebilmesine inancım oldukça düşüktü. 20 yaşında, bilgisayar başında ömür tüketen bir gencin vicdanını rahatlatmasına da yetiyordu zaten steril ortamlardaki “cesur” çemkirmelerim.Saçlarına aklar düşmüş, yüzünde yılların yorgunluğunu taşıyan bu tartışma konusu bastonuyla girmişti beynimin kıvrımlarına. Çıkmasının da güç olduğunu ben biliyordum. Zift koyusu kahvemi bardağıma doldurmuş, düşüncelerimi sağa sola savurmak için konfor alanımı genişletmiştim. Bir terslik çıkacak elbette ki, kafamın içi o kadar da rahat değildi. Kendi kendime vermiş olduğum demeçler bir hayli tutarsızdı. Sinirlerim bozulmaya, inceden de hırs baş göstermeye başlamıştı. Kendi içimde kendimi kaybedecek kadar aciz miydim yani? Kazananın olmadığı bir yerde kaybeden olmaktan başka açık pozisyon göremiyordum. Yer yer iki görüş için de kurduğum afili cümlelerle sallıyordum kantarı iki ucundan. İçseslerim birbirlerini etkilemeye başlarken fark ettim hitabet sanatını. İşte bu da bir sanattı, belki de en eskisi. Sağ ve sol içsesimi susturup düşünmeye başladım. Kan, ter ve gözyaşı dökülen düelloda, ne sanat için kullanıyorlardı bu silahı ne de toplum için. Sanatçı için olsa gerekti hitabet dediğimiz sanat. Dibi yanmış kahvem ise kimse için olamayacak kadar kötüydü.Yeni ürettiğim bu radikal görüş için uygun bir tanım düşündüm. Hitabet sanatı, ikna etmek üzerine kurulu, insanın özgür iradesiyle oynayabilen bir yanılsama (illüzyon), dedim. Güzel bir tanım yaptığıma ikna olmuştum. Platon’a göre de hakikat yerine yanılsamaları üreten konuşma türüymüş. Arkamda hissettiğim yaşlı bilgenin de desteğiyle deşmeye başladım bu bencil sanatı. Toy bir askerdim ancak kılıcım keskindi. Deşmeye devam ettikçe görüntüm bulanıklaşmaya başladı. Tekinsiz bir güç olduğu su götürmez bir gerçekti bu retoriğin (söz söyleme sanatı). Geçmişe doğru zihinsel bir zaman yolculuğuna çıktım. Eski politikacılardan günümüzdekilere kadar hepsi bir film şeridi gibi geçti önümden. Ölüm anında görünür derlerdi. Zaten ölüm gibi bir şeydi. İzlerken gördüm nasıl da çeşnilendiriyorlar sözlerini. Karşılarında henüz ne söylediğini anlamadan hipnoz hipnotize olmuş binler gördüm. Kanları çekilmiş ve kuklalaşmış binler, gördüm. Liderlerin yüzlerinde, gücün vermiş olduğu soğuk ama ateş dolu ifadeleri gördüm. Arkalarından sürüklüyorlardı insanları. Hepsini gördüm. Yorgun düşmüştü gözkapaklarım. Kapanıyorlardı hızlı ama sakin bir tavırla. Göz perdelerim kapansa da sahne devam ediyordu, görüyordum. Bir sessizlik çöktü sahneme. Hayra alametti. Süslü ve efsunlu cümleler kesilmişti artık. Kuklaların ipleri kopmaya başlamıştı, görüyordum. Kıyamet sonrası bir gün olduğunun farkındaydı herkes. Artık kaybedecek bir zincirleri bile yoktu. Ama bileklerindeki zincir izlerini gördüm. Dillerinin varlığından habersizmiş gibi davranıyorlardı, gördüm. Bu bencil sanat son bulduğunda, insanın insana zulmünün bittiğini gördüm. Gözlerim açıldı. Her şey aynıydı. Aynaya baktığımda kendimi devasa bir Şenay Yüzbaşıoğlu’na dönüşmüş olarak gördüm. Şarkı söylüyordum:“Bütün dünya buna inansa, hayat bayram olsa.”AŞK, DERİN BİR DOSTLUKLA BAŞLARMUTLUHAN YILMAZAnkara Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri EğitimiSabahın erken saatleriydi. Uykudan uyanmış, Oğuz Atay’ın “Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan” kitabını büyük bir heyecanla elime almıştım. Geceden kalan bölümleri çok beğenmiş, uykumdan biraz daha izin istemiş fakat o izni alamamıştım.Aslında bu sıralar çok yoğunum. Bir yandan okul dersleriyle, sınavlar ve projelerle meşgul oluyorum. Bir yandan da uzaktan eğitim sürecinin hazırlıklarını yerine getiriyorum. Gündelik hayatım bu uğraşlarla geçiyor. Yeni bir şey öğrendiğimde heyecanlanıyor, ruhumun ve zihnimin hâlâ öğrenmeye açık, diri, canlı olduğunu anlıyorum. Zaten beni akademik kariyere yönlendiren de bu duygu idi. Yeni bir şey öğrendiğimde heyecanlanmamı sağlayan duygu...Derin ve karşılıksız güvenSabahın mahmurluğu ile okuduğum sayfaların birinin son paragrafında tutuk kalmıştım. Aniden kendimi, okuduğum sözün derinliğini irdelemekte buldum. Şöyle yazıyordu: “Muhakkak ki aşk, derin bir dostlukla başlar.”Bu sözün ne olduğunu sabahın mahmurluğu ile pek anlayamamış olacağım ki gün içinde kendimi sürekli irdelemeye çalışırken buldum. İlginç...Sabahleyin ulaştığım sonuç, iki kişinin birbirini sevmesi, ahbaplık kurması sonucunda aşkın başladığı idi. Ama bu bir klişeydi. Bu tanımlamayı kabul etmemiş olacağım ki gün içinde aynı sözle tekrar ilgilendim. İlkin kendime, dostluk nedir, diye sordum. Bana göre dostluk, bir insanla özdeşleşmektir, ona derin ve karşılıksız bir güven, sevgi, muhabbet beslemektir. Kimseyle kurulamayacak bir bağın, ilişki ortamının, zemininin kurulmasıdır.Henüz âşık olmayanlara...Sözün anlamını yeniden keşfediyordum. Bana göre o sözle anlatılmak istenen, daha aşk serüveni başlamadan, karşınızdaki insana duyumsadıklarınızdı. Yani, onu tamamen tanımadan, doğru düzgün iki laf etmeden, edemeden, arkadaşlık/aşk serüvenini başlatmadan, belleğinizdeki izlenimleriyle soyut anlamda onunla yalnız kalmak, kimseye anlatmadığınız, anlatamayacağınız şeyleri onunla paylaşmak, onu içselleştirmekti. Evet, bunu kendimden biliyorum. Kimseyle paylaşamayacağınız şeyleri, zihninizde kurguladığınız sevgiliye anlatabiliyor, onunla sonsuz paylaşım içine girebiliyor, derin bir güven bağı oluşturuyorsanız; evet, aşk ondan sonra başlar... İzlenimlerin zihninizdeki kurgulamaya rehber olduğu bu süreçte, sevgiliyle derin bir dostluk ikliminde yaşar, bu süreçten artakalanlarla aşkın başlayıp başlamayacağına karar verirsiniz.Henüz âşık olmamışlar; isterseniz bunu deneyebilirsiniz. cumhuriyet.com.tr