News - Haberler
Kapalıçarşıesnafının aidat isyanı
Kapalıçarşı esnafının aidat isyanı Kapalıçarşı’da 3 bin 500 işyerinin aidatlarına yapılan yüzde 40 zam esnafı isyan ettirdi. Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş yapılan zammı asgari ücret ve maliyet artışına ilişkin alındığını belirtti. /Archive/2021/3/5/132629809-kapalicarsi.jpgKapalıçarşı’da 3 bin 500 işyerinin aidatlarına yapılan yüzde 40 zam oranı esnafın tepkisine neden oldu. Salgın döneminde birçok esnafın zarar ettiğini söyleyen çarşı sakinleri, zammın düşürülmesini istediler. Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş ise aidatlara yapılan zamları, asgari ücret ve maliyet artışlarına bağladı. KAPALIÇARŞI’DA 3 BİN ESNAF BULUNUYOR Dünya Gazetesi’nden Ömer Gören’in haberi şöyle: Salgının küresel ekonomide yaşattığı kriz nedeniyle güçlükle ayakta kalmaya çalışan tarihi Kapalıçarşı esnafı, yönetimin yaptığı yüzde 40 aidat zammına tepki göstermeyi sürdürüyor. 560 yıllık geçmişi olan çarşıda; 350 vakıf, 2 bin 100 şahsi mülk olmak üzere toplam 3 bin 500 esnaf bulunuyor. 2016 yılında çarşı derneğinin devir kararı alması sonrasında, yeni yönetim seçimle belirlenmişti. YÖNETİM KURULU BAŞKANI ARTIŞIN NEDENİNİ AÇIKLADI Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş ise, artışın son 2 yılı kapsadığını ve aldıkları kararların tümüyle hukuki olduğunu ifade etti. Kat Malikleri Kanunu uyarınca gelir ve gider dengesini gözeterek bütçeyi oluşturmak ve salınımını yapmanın görev ve yetkileri dâhilinde yer aldığına da vurgu yapan Kurtulmuş, “Kanun bize, ‘bütçeni yap parayı topla’ talimatını veriyor. Dolayısıyla aidat vermeyen icrayla verecek. Projenin yüzde 80’i güvenlik ve temizlik maliyeti nedeniyle oluştuğundan, her yıl en az asgari ücret büyüme oranında artış gösteriyor” dedi. "HİZMET MALİYETİ ARTTI" Fatih Kurtulmuş, zammın nedenini şöyle açıkladı: “Aidatlara yüzde 40 zam yapmamızın sebebi, 2020 yılında 6 milyon 835 bin liralık hizmet maliyetini onaylamamız. 2021’de asgari ücret yüzde 21,56 oranında yükselirken, 2021 yılı hizmet maliyetleri bir önceki yıla göre yüzde 22,77 arttı. 2021 yılında yönetim kurulu, toplam 8 milyon 400 bin liralık projeyi onayladı. 2020’de esnafın aidat borcu 6 milyon lirayken, 2021 yılında bu bedel 8 milyon 400 bin liraya yükseldi. Buna göre aidatların matematiksel artış oranı yüzde 39,25 olarak yansıdı.” cumhuriyet.com.trTürkiye'nin Irak Büyükelçisi, Ovaköy Sınır Kapısı’ndaki durumu değerlendirdi
Türkiye'nin Irak Büyükelçisi, Ovaköy Sınır Kapısı’ndaki durumu değerlendirdi Türkiye ile Irak arasında açılması planlanan Ovaköy Sınır Kapısı projesini değerlendiren Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız, “Irak’ta yine seçim gündemde bulunuyor. Seçimden sonra gelecek olan hükümetlerde de bu yaklaşımın sergilenip bu projenin bir şekilde uygulanabilmesi önemli” dedi. Türkiye ile Irak arasında açılması planlanan Ovaköy Sınır Kapısı ve demiryolu hattı için görüşmeler sürüyor. Habur Sınır Kapısı’nın alternatif bir güzergâh olması planan Ovaköy Sınır Kapısı hakkında açıklamada bulunan Irak Büyükelçisi Fatih Yıldız, konunun Irak Kürt Bölgesel Yönetimi boyutuna dikkat çekerek, “Bağdat olumlu adım yönünde bir karar alsa bile Erbil’in de bu düşünceyi paylaşması ve uygulama yönünde adım atması şart. Bunun Irak’ın çıkarına olduğu noktasında mutabık kalmaları önemli. O da sahada yok şu anda” ifadesini kullandı.SEÇİMLERDEN SONRA GELEN HÜKÜMETLER ETKİLEYECEKSputnik’ten Turan Salcı’nın haberine göre, Büyükelçi Yıldız, konu hakkında yaptığı değerlendirmede, 2018’de yapılan Kuveyt Konferansı’nı hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:“Türkiye sınırındaki Ovaköy’den güneye kadar inecek olan 570 kilometrelik yoldan bahsediyoruz. Ancak bu konu gündeme geldikten sonra Irak’ta üç hükümet değişikliği oldu. Bunu ilk gündeme getirdiğimizde, Haydar el-İbadi hükümetteydi. Ardından Adil Abdülmehdi geldi ve şimdi de Kazımi hükümeti var. Uzun vadeli bu proje, tamamlayıcı unsurları ile aynı zamanda stratejik bir proje. Dolayısıyla bu stratejik kararı alıp uygulamaya koyacak bir irade de lazım. Başbakan Kazımi’nin bu projeyi destekler yönde açıklamaları oldu. Ama tabii uygulama boyutunda adım gerekiyor. Irak’ta yine seçim gündemde bulunuyor. Seçimden sonra gelecek olan hükümetlerde de bu yaklaşımın sergilenip bu projenin bir şekilde uygulanabilmesi önemli.”5 MİLYAR DOLARKuveyt Konferansı’nda, Türkiye’nin 5 milyar dolarlık bir taahhüdü olduğunu hatırlatan Büyükelçi Yıldız, “Biz, 5 milyar dolarlık taahhüdü bir şekilde kullandırtmaya başladığımız noktada gerisinin bu tür projelerle geleceğine inanıyoruz. Ancak Kuveyt’te taahhütte bulunan hiçbir ülke daha oradaki fonlar, taahhüt edilmiş krediler kullanılmaya başlanmış değil. Ülkenin altyapı iyileştirmesi için bu tip kredilere ihtiyacı var. Kendi özkaynakları ile bu tip projeleri yürütebilmesi güç görünüyor” dedi.EKONOMİK CANLILIK “Ovaköy Kapısı’nın olmaması durumunda iki ülke demiryolu ile birbirine bağlanabilir. Ama bunun ideali bağlandıkları noktada bir kapının da olmasıdır” diyen Yıldız ifadelerini şu şekilde sürdürdü:“Bu ekonomik canlılık, başta Sincar ve Musul başta olmak üzere buradaki istikrarın tesisine katkıda bulunacak. Şartlar ne olursa olsun bir şekilde başlayabilmemiz, o ilk adımları atabilmemiz önemlidir.”Ovaköy Sınır Kapısı'ndaki durumu, geçtiğimiz günlerde Korutürk-Karaosmanoğlu ikilisi Cumhuriyet - Olaylar ve Görüşler'de gündeme getirmişti. cumhuriyet.com.trBilim insanlarından DSÖ'ye Vuhançağrısı: Rapor geçersiz sayılsın
Bilim insanlarından DSÖ'ye Vuhan çağrısı: Rapor geçersiz sayılsın Farklı milletlerden biliminsanları, koronavirüsün ilk kez görüldüğü Çin'in Vuhan kentine giden Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzmanlarının virüsün kökenine yönelik yaptıkları araştırma raporunun geçersiz sayılması çağrısında bulundu. Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) oluşan 13 kişilik ekibin koronavirüsün kaynağını bulmak için salgının başlangıç noktası olarak kabul edilen Çin'in Vuhan kentinde yaptıkları araştırmanın sonuçları merak konusu olmaya devam ediyor. Farklı milletlerden oluşan bir grup bilim insanı, DSÖ ekibinin Vuhan'da yapılan incelemelerin sonuçlarını içeren ve kamuoyuyla paylaşılması beklenen raporun geçersiz sayılması çağrısında bulundu./Archive/2021/3/5/131743345-bilim-insanlarindan-dsoye-vuhan-cagrisi-rapor-gecersiz-sayilsin_1.jpg "ÇİN'İN VERDİĞİ BİLGİLERLE YETİNİLDİ"26 bilim insanının imzasının bulunduğu açık mektupta, Vuhan’a giden ekibin veri paylaşımı konusunda kısıtlandığı ve sadece Çinli yetkililerin paylaşmayı ‘tercih ettikleri’ verilerle yetinmek zorunda kaldıkları ifade edildi. Bilim insanları mektupta, koronavirüsün kökenlerinin araştırılması konusunda kısıtlama olmadan, kapsamlı yeni bir inceleme yapılması talebinde bulundu.“EKİP, BAĞIMSIZ BİR İNCELEME YAPAMADI”Bilim insanlarının yayınladığı 5 sayfalık açık mektupta, “Mayıs 2020'de Dünya Sağlık Örgütü tarafından zorunlu kılınan ‘işbirliğine dayalı’ keşif süreci, pandeminin kökenlerinin tam olarak incelenmesine olanak sağlamayı amaçlasa da bu çabaya dahil edilen ‘yapısal sınırlamaların’, incelemeyi imkansız kıldığına inanıyoruz” denildi. Mektupta en dikkat çeken ifadeler arasında şu satırlar yer aldı: “Özellikle, bu süreç kapsamında toplanan ortak ekibin yarısının bilimsel bağımsızlığı ‘sınırlı’ olabilecek Çin vatandaşlarından oluştuğu, ortak ekibin uluslararası üyelerinin Çinli yetkililerin paylaşmayı tercih ettiği verilerle yetinmek zorunda kaldığı, hazırlanan raporun Çinli yetkililer tarafından onaylanması gerektiği gerçeği konusunda halkı bilgilendirmek istiyoruz. Bu nedenle ortak ekibin koronavirüsün kökenlerine ilişkin tam ve sınırsız bir soruşturma yürütmek için gerekli yetkiye, bağımsızlığa veya erişime sahip olmadığı sonucuna vardık.”DSÖ EKİBİNİN VUHAN ZİYARETİ DSÖ'ye bağlı biliminsanlarından oluşan 13 kişilik ekip, 14 Ocak'ta özel uçakla Çin'in Vuhan kentine gelmiş, heyet 14 gün karantinada tutulmuş, bu sürede Çinli yetkililerle çevrim içi toplantılarla bilgi alışverişinde bulunmuştu.Heyet, 29 Ocak'ta başladığ saha çalışmalarında, ilk vakaların görüldüğü Vuhan Deniz Ürünleri Gıda Pazarı'nın yanı sıra Hubey Çin ve Batı Tıbbı Bütünleşik Bölge Hastanesi, Vuhan Jinyintan Hastanesi, Hubey Eyaleti Hastalık Kontrol Merkezi ve Hayvan Hastalıkları Merkezinde incelemeler yapmıştı. DHA“Dayanışma için en güçlüortak payda kültür ve sanat”
“Dayanışma için en güçlü ortak payda kültür ve sanat” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’u makamında ağırladı. Kaseinov İzmir’de opera, konser, tiyatro gibi kültürel etkinlikler yapmak için destek isterken Başkan Soyer, “Dayanışmayı gerçekleştirecek ortak paydalar bulmak lazım. Kültür, sanat en güçlü ortaklardan. Onun üzerinden yol almak çok kıymetli” dedi. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i makamında ziyaret etti. İkili ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla görüş alışverişinde bulunulan ziyarette İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bütün bu krizler gösterdi ki; dayanışma insanların birbiriyle daha çok destek verecek şekilde bir araya gelmesi, krizlerin hastalıkların tedavisini de kolaylaştırıyor, hasarı azaltıyor. Dayanışmayı gerçekleştirecek ortak paydalar bulmak lazım. Kültür, sanat en güçlü ortaklardan. Onun üzerinden yol almak çok kıymetli” dedi.Eylül ayında yapılacak Dünya Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yapacaklarını belirten Başkan Soyer, “İzmir, bu yıl Eylül ayında, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) Dünya Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Dünya Belediyeler Birliği gibi, en büyük yerel yönetimler organizasyonu. İki senede bir düzenlenen Kültür Zirvesi’ni bu sene de biz yapacağız. Ülkelerin kültür politikalarını belirleyen kurumların temsilcileri bir araya geliyor. Ona ev sahipliği yapacağız. Sizi Kültür Zirvesi’ne mutlaka davet ediyoruz. Orada bulunmanız hem ilişkilerimiz, hem sizin kuracağınız yeni ilişkiler açısından fırsat yaratır. Çok alanda işbirliği yapabiliriz. Gecikmiş bir buluşma bundan sonrasında daha çok birlikte çalışma fırsatı yakalarız” dedi./Archive/2021/3/5/130229636-4.jpgİşbirliklerinden İzmirlilerin de memnun kalacağını ifade eden Soyer, “İzmir, Türkiye’nin her yerinden gıpta edilen bir yerdir. İzmir’de bir şey oluyorsa herkes dikkat kesilir, ne olduğunu anlamaya çalışır. İzmir’in böyle merak uyandıran bir yanı da var. Projelerin hepsine ev sahipliği yapabiliriz. Projeler için İzmir de, İzmirlinin ruhu da çok uygun. Biz onları empoze ediyor gibi olmayız, tam tersine İzmirliler bundan çok memnun olur” şeklinde konuştu.Büyük konserler, sergiler, sinema gösterimleri gibi kültürel etkinlikler yaptıklarını ve bunu coğrafyalara yaydıklarını ifade eden TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Türk Dünyası Kültür Başkenti projelerinden bahsetti. İzmir’de de birçok etkinlik yapmak istediklerini belirten Kaseinov, “Büyük konserler sinemalar yapıyoruz ancak pandemi nedeniyle bekliyoruz. Coğrafyamız geniş bizim de etkinliklerimiz büyük oluyor. İzmir’de de büyük etkinlikler yapabiliriz” diye konuştu. İZMİR / CumhuriyetEczacılara ceza kesen kaymakama tepki yağdı: "Gücünüz garibana yetiyor"
Eczacılara ceza kesen kaymakama tepki yağdı: "Gücünüz garibana yetiyor" Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu'nun kimsenin olmadığı bir eczaneye girip çalışanlara 'maske' ve 'sosyal mesafe' cezası kestirdiği görüntülere tepki yağdı. Zonguldak Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu'nun ilçede koronavirüs denetimi sırasında bir eczanenin çalışanlarına 'sosyal mesafe' ve 'maske' kurallarına uymadıkları gerekçesiyle ceza yazdırdığı görüntüler 3 ay sonra sosyal medyada gündem oldu.Eczane çalışanlarının “Burada hasta yok", "Dezenfekte çalışıyoruz" şeklindeki açıklamalarını dinlemeyip tutanak tutturan ve dükkândan ayrılırken “Siz itirazınızı yaparsınız” ifadelerini kullanan Çorumluoğlu'nun görüntüleri sosyal medyada birçok kez paylaşıldı.Görüntülere sosyal medya üzerinden tepki yağdıran kullanıcılar, AKP'nin Şubat ayında yaptığı il kongrelerini hatırlattı. Öte yandan Kaymakam İsmail Çorumluoğlu’nun Manisa’dan AKP'nin 27. dönem milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıktı. CHP'Lİ VEKİLLERDEN SERT TEPKİKaymakam Çorumluoğlu'nun görüntüleri, CHP'li parti yöneticileri ve vekillerin de gündemi oldu. Tuncay Özkan'dan Ali Mahir Başarır'a, Engin Özkoç'tan Mahmut Tanal'a birçok CHP'li isim, AKP'nin salonları tıklım tıklım doldurduğu kongrelerine karşı sessiz kalınırken eczacılara fatura kesilmesine "Gücünüz garibana yetiyor" diyerek tepki gösterdi./Archive/2021/3/5/131655893-ozkan-.jpg/Archive/2021/3/5/131823611-basarir.jpg/Archive/2021/3/5/131854642-eozkoc.jpg/Archive/2021/3/5/131937532-tanalm.jpg cumhuriyet.com.trPsikolog, hukukçu ve kolluk kuvvetleri yönlendirilecek
Psikolog, hukukçu ve kolluk kuvvetleri yönlendirilecek Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, mağdur olan kadınların daha hızlı yardım alabilmesi için “Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı” adında akıllı telefon uygulaması başlattıklarını duyurdu. Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadeleye yönelik olarak çalışan “Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’ yeni bir uygulama başlattı. Federasyon Başkanı Güllü, mağdur olan kadınların Apple Store ve Google Play uygulamalarını akıllı telefonlara indirerek daha hızlı yardım talebinde bulunabileceğini duyurdu.Kadınlar bu uygulama içerisinden acil durumlarda telefon numarası bulma, tuşlama gibi işlemlerle vakit kaybetmeden 0212 656 96 96-0549 656 96 96 numaralı "Acil Yardım Hattı" numarasına ulaşılabilecek.Bu numara üzerinden yardım talebinde bulunan kadınlara psikolog, hukukçu ve kolluk kuvvetleri yönlendirilebilecek. Kadınların şiddet gördükleri ortama geri dönmemeleri ve daha fazla zarar görmelerinin engellenmesine yönelik konu takibi de yapılacak. Aynı zamanda TKDF'nin verilerine göre aile içi şiddet hattına 2007’den bu güne kadar toplam 76,227 çağrı geldiği, bunun yüzde 47.14’si fiziksel şiddet, yüzde 33.31’i psikolojik şiddet, yüzde 11.07’si sosyal şiddet, yüzde 4.38’i ekonomik şiddet ve yüzde 4.11’i cinsel şiddet olduğunu belirtildi. cumhuriyet.com.trHibrit otomobil satışlarıotogazlıotomobil satışlarınıgeçti
Hibrit otomobil satışları otogazlı otomobil satışlarını geçti Türkiye otomobil pazarında yılın ocak-şubat dönemi satışlarında hibrit otomobiller, 6 bin 979 adet ve yüzde 8,7 payla, bu dönemde satışlardan 3 bin 658 adetle yüzde 7,9 pay alan otogazlı otomobilleri geri de bıraktı. /Archive/2021/3/5/125745560-7.jpgOtomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2021 Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37,4 büyüyerek 102 bin 232 adet olarak belirlendi.Yalnızca otomobil satışları, 2021 yılı iki aylık döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34,1 artarak 80 bin 107 adet olurken, hafif ticari araç pazarı da yüzde 51 büyüyerek 22 bin 125 adede ulaştı. DİZEL OTOMOBİL SATIŞLARI AZALDI2021 şubat sonu itibarıyla otomobil pazarı motor tipine göre, benzinli otomobil satışları, 47 bin 386 adetle yüzde 68,1 pay aldı.Dizel otomobil satışları 21 bin 946 adetle yüzde 27,4 paya sahip olurken, otogazlı otomobil satışlarının payı da 3 bin 658 adetle yüzde 7,9 olarak belirlendi.Benzinli otomobil satışları şubat sonunda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 68,1 ve otogazlı otomobil satışları yüzde 7,9 artarken, dizel otomobil satışları yüzde 15,5 geriledi. Geçen yılın şubat ayı sonu itibarıyla 28 bin 184 adet benzinli, 25 bin 960 adet dizel ve 3 bin 390 adet de otogazlı otomobil satışı gerçekleştirilmişti.ARTIŞ TRENDİNE RAĞMEN TÜRKİYE'DE DE PAZAR PAYI HENÜZ DÜŞÜK Türkiye'de şubat ayı sonunda 138 elektrikli ve 6 bin 979 adet hibrit otomobil satışı yapıldı.Elektrikli otomobillerin toplam satışlardaki payı ise yüzde 0,1'den yüzde 0,2'ye ve hibrit otomobillerin payı da yüzde 3,6'dan yüzde 8,7'ye yükseldi. Geçen yılın şubat ayı sonunda 2 bin 129 hibrit ve 80 de elektrikli otomobil satışı gerçekleşmişti.Artış trendine rağmen elektrikli ve hibrit otomobil satışlarının pazar payı henüz düşük seviyelerde bulunuyor. ŞUBAT AYINDA 55 ELEKTRİKLİ OTOMOBİL SATILDIBu yılın şubat ayı satışları ele alındığında 55 adet elektrikli , 3 bin 687 adet de hibrit otomobil alıcı buldu.Şubat satışlarında elektrikli otomobillerin payı yüzde 0,2'den yüzde 0,1'e gerilerken, hibrit otomobillerin payı yüzde 3,5'ten yüzde 8,2'ye çıktı. Ayrıca bu yılın şubat ayında elektrikli otomobil satışlarının geçen yılın şubat ayına kıyasla yüzde 16,7 azaldı, hibrit satışları ise bu dönemde yüzde 176,8 arttı. Otomobil pazarı emisyon seviyelerine göre değerlendirildiğinde; 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 31 bin 166 adetle yüzde 38,9 pay ve 120-140 gr/km arasındaki otomobiller de 25 bin 720 adetle yüzde 32,1 pay aldı.Şubat ayı verileri, elektrikli ve hibrit otomobillerin satışında artış trendinin sürmesine karşın dünyada da henüz yeni yaygınlaşan elektrikli ve hibrit otomobillerin, Türkiye otomobil pazarından aldığı payın henüz düşük seviyelerde olduğuna ve yakın zamanda elektrikli otomobillerdeki ÖTV artışının satışları olumsuz etkilediğine işaret etti. TÜRKİYE'DE 10 SÜRÜCÜDEN 6’SI ELEKTRİKLİ ARAÇ ALMAK İSTİYORÖte yandan, dünyanın en büyük filo kiralama şirketlerinden LeasePlan'ın Kasım 2020'de, yani son ÖTV düzenlemesi öncesinde 22 ülkede gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’deki sürücülerin elektrikli araçlara karşı olumlu tutumu dikkati çekti. Buna göre, araştırmaya katılan her üç sürücünden ikisinin elektrikli araçlara karşı çok olumlu bir tutuma sahip olduğu ortaya çıkarken, bu tutumunun son yıllarda zirve yaptığı görüldü.Türkiye’nin elektrikli araçlara olan tutumu son 3 yılda yüzde 69 daha olumlu oldu. Türkiye’yi yüzde 62 ile Portekiz izledi. Romanya, Yunanistan ve İtalya da elektrikli araçlara karşı son 3 yılda daha olumlu tutum sergileyen ülkeler arasında yer aldı. Araştırma genelinde sürücülerin dörtte birinden fazlası bir sonraki araçlarının kesinlikle elektrikli olacağını belirtirken, elektrikli araç alma niyetine bakıldığında Türkiye araştırmada birinci sırada ipi göğüsledi.Buna göre, Türkiye’deki sürücülerin yüzde 61’i, başka bir ifadeyle, her 10 sürüden 6'sı elektrikli araç almak istediğini belirtti. Türkiye’yi yüzde 51’le İtalya, yüzde 49’la Portekiz takip etti. 2021 ocak-şubat dönemi, motor tipine göre otomobil satış adetleri, payları ve değişim oranları şöyle: AAHDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu AYM'ye başvurdu
HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu AYM'ye başvurdu Yargıtay’ın 2,5 yıl hapis cezasını onadığı HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, "ifade özgürlüğünün ihlal edildiği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Gergerlioğlu başvurusunu bir örneğini de TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a gönderdi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2016 yılında sosyal medyadan yaptığı paylaşım nedeniyle "örgüt propagandası yapmak" suçundan 2,5 yıl hapis cezasını onadığı HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Gergerlioğlu avukat Kerem Altıparmak aracılığıyla yaptığı başvuru dilekçesinde ifade özgürlüğünün ve siyasi faaliyette bulunma hakının ihlal edildiğine dikkat çekerek, paylaşımında "Kürt sorunun barışçıl yollardan çözümü" önerdiğini kaydetti.Bir örneğinin TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a gönderildiği başvuruda, Gergerlioğlu’nun yasama dokunulmazlığını kazanmasına rağmen yargılamaya devam edilmesinin Anayasa’nın 83. Maddesi’ne aykırı olduğunu belirtildi. Başvuruda, “Somut olayda da başvurucu dokunulmazlıktan yararlandırılmamış ve hakkındaki dava devam etmiş ve bunun sonucu olarak da ifade özgürlüğüne müdahale edilmiştir” denildi.Başvuruda, Gergerlioğlu’nun paylaşımının Anayasa’nın 83. Maddesindeki dokunulmazlık dışında kalan 14. Maddedeki istisna hallerden olmadığı kaydedildi. ‘BARIŞ ÇAĞRISI’ SUÇ DEĞİLDİR’Başvuruda Gergerlioğlu’nun paylaşımının ‘şiddet’ çağrısı olarak yorumlanamayacağının da altı çizilerek, bu paylaşımın suç olmadığı şöyle anlatıldı: “Açık bir şekilde AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi), AYM ve Yargıtay’ın yerleşik kararlarının yok sayılarak bir haber paylaşımı ile birlikte yapmış olduğu ‘barış çağrısının’, ‘terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerinin propagandası’ olarak nitelendirilerek ceza verilmesinin meşru bir amaç taşıdığı iddia edilemez. Hiçbir hukukçunun böyle bir yorum yapması mümkün değildir.”NE OLMUŞTU?Gergerlioğlu, 2016'da yaptığı sosyal medya paylaşımı nedeniyle Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 21 Şubat 2018'de "örgüt propagandası yapmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Gergerlioğlu'na verilen ceza Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından onanmıştı. Yargıtay kararının ardından açıklama yapan Gergerlioğlu hükmün siyasi olduğunu ifade etmişti. ANKA2021 BM GıdaİsrafıRaporu: Türkiye'de her yıl 7,7 milyon ton yiyecekçöpe atılıyor
2021 BM Gıda İsrafı Raporu: Türkiye'de her yıl 7,7 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan bir araştırma Türkiye'de her yıl 7,7 milyon tondan fazla gıdanın israf edildiğine işaret ediyor. 2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu'na göre Türkiye'de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe gidiyor. Getty ImagesBirleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan bir araştırma Türkiye'de her yıl 7,7 milyon tondan fazla gıdanın israf edildiğine işaret ediyor.2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu'na göre Türkiye'de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor.Türkiye dünya genelinde en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yer alıyor.Rapora göre dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf ediliyor.Bu, küresel çapta perakende satış noktaları, evler ve restoranlarda tüketime hazır gıdanın yüzde 17'sinin doğrudan çöpe gitmesi anlamına geliyor.Raporda israfın yüzde 61'inin evlerde yapıldığı belirtiliyor.'23 milyon kamyon dolusu gıda israf ediliyor'Birleşmiş Milletler'in sürdürülebilirlik çalışmaları yapan Wrap adlı sivil toplum kuruluşuyla gerçekleştirdiği araştırmaya göre dünya genelinde israf edilen gıdanın toplamı 40 tonluk 23 milyon kamyon dolusu yiyeceğe karşılık geliyor.Uzmanlar, "Bu kadar kamyonun uzunluğu dünyanın çevresinin yedi katı" diyor.Daha önce gıda israfının daha çok zengin ülkelere özgü bir sorun olduğu düşünülüyordu.Fakat araştırma, gelir gruplarından bağımsız olarak her ülkede önemli miktarda gıdanın israf edildiğine işaret ediyor.FAO'nun tahmininin iki katından fazlaRaporda gıda israfının Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) daha önceki tahmininin iki katından fazla olduğu belirtiliyor.Araştırmada Türkiye dahil pek çok ülkeye ait veriler tahmine dayanıyor. Bu durum, az sayıda ülkenin bu alanda verileri olmasından kaynaklanıyor.Örneğin verilerin yetersiz olması nedeniyle bu israfın ne kadarının istemli ne kadarının istemsiz yapıldığı bilinmiyor.Gıdaların yenilebilir ve yenilemeyen (kemik ve kabuk gibi) kısımlarıyla ilgili veriler sadece yüksek gelir grubundaki ülkelerde mevcut.Getty Images2019'da 690 milyon insan açlıktan etkilendiBM Çevre Programı'ndan Martina Otto, BBC'ye düşük gelir grubundaki ülkelerin daha az yenilebilir gıda israf ettiğini tahmin ettiklerini söylüyor.Otto, "Ancak sonuçta dünya bu gıdaların üretimi için kullanılan kaynakların tümünü çöpe atıyor" dedi.Programın Başkanı Inger Andersen, bu yıl sonlarında yapılacak iklim ve biyoçeşitlilik zirvelerinden önce tüm ülkeleri israfla mücadele konusunda çaba harcamaya çağırdı.Andersen, "İklim değişikliği, doğa ve biyoçeşitlilik kaybı, kirlilik ve israfla mücadelede ciddi olduğumuzu göstermek için dünya genelinde tüm işletmeler, hükümetler ve vatandaşların gıda israfı konusunda üzerine düşeni yapması gerekiyor.BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gıda israfının 2030'a kadar yarı yarıya azaltılmasını öngörüyor.Wrap'ten Richard Swannell "Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 8-10'u, israf edilen gıdalardan kaynaklanıyor. Yani gıda israfını bir ülke gibi düşünürsek, gıda israfı atmosfere en fazla sera gazı salan üçüncü ülke olacaktı" dedi.2019'da açlıktan 690 milyon kişinin etkilendiği tahmin ediliyordu.Covid-19 pandemisiyle bu sayının daha da artması bekleniyor. BBC TürkçeGelecek Partisi Genel Başkan YardımcısıSelçukÖzdağ'danÇin'e: Açın kapılarınızı, yalansaözür dileyelim
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'dan Çin'e: Açın kapılarınızı, yalansa özür dileyelim Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Doğu Türkistan iddialarıyla ilgili Çin'e seslenerek "Açın kapılarınızı hür dünyaya. Eğer bunlar yalansa biz sizden özür dileyelim" dedi. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, partisinin düzenlediği, “Doğu Türkistan’da Kadın Olmak” adlı panelde Çin’e seslendi.Bölgenin incelenmesi için Çin’e “Kapılarınızı açın” diyen Genel Başkan Yardımcısı Özdağ, “Doğu Türkistan’da bir insanlık ayıbı yanşıyor. Biz Çin’den ne istiyoruz? Çin, siz Dünya devleti misiniz? Siz süper devlet olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz? Gelin anayasanıza uygun hareket edin. Burada, etnisiteler arasında, diller arasında ayrım yapmayın" dedi."ÖZÜR DİLEYELİM"Özdağ, konuşmasına şöyle devam etti:"Bir Çinli, Çin’de hangi haklara sahipse, orada yaşayan Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar veya diğer etnisiteler de aynı haklara sahip olsun istiyoruz. Lütfen kapılarınızı açın. Sizinle ilgili çok ayıplı iddialar var. Çok ayıplı istiaplar var. İnsan ayıplarıyla dopdolu spekülasyonlar var. Açın kapılarınızı hür dünyaya. Bütün basın mensuplarına açın. Bütün siyasi partilere açın. Bütün medyaya açın, bütün aktivistlere açın ve Doğu Türkistan’da akrabaları olan, Dünya’nın her yerindeki Doğu Türkistanlılara açın. Eğer bunlar yalansa biz sizden özür dileyelim. Diyelim ki, ‘Evet bunlar yalanmış, burada insan hakları varmış, burada inanç hürriyeti, fikir hürriyeti, teşebbüs hürriyeti varmış diyelim. Ama açmıyorsunuz kapılarını ve bu ayıpla yaşamaya devam edeceksiniz.” cumhuriyet.com.trAvukat Mert Yaşar'ın tutukluğuna itiraz reddedildi:‘Bu mesele Mert Yaşar’ıaşmıştır’
Avukat Mert Yaşar'ın tutukluğuna itiraz reddedildi: ‘Bu mesele Mert Yaşar’ı aşmıştır’ Twitter’da AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in yaptığı bir açıklamaya dair haberi alıntılayarak yaptığı paylaşımın ardından hakkında tutuklanan avukat Mert Yaşar’ın avukatı Tuğçe Duygu Köksal, tutukluluğa yaptıkları itirazın dün İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği reddedildiğini söyledi. Köksal, “Müvekkilimin tutuklanma amacının hükümet politikalarını eleştiren tüm toplumu susturmak olduğunu düşünüyorum. Susturma amaçlıdır” dedi. Twitter’da AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in yaptığı bir açıklamaya dair haberi alıntılayarak yaptığı paylaşımın ardından hakkında soruşturma başlatılan avukat Mert Yaşar, sulh ceza hakimliği tarafından “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan tutaklandı. Yaşar’ın avukatı Tuğçe Duygu Köksal tutukluluğa yaptıkları itirazın dün İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği reddedildiğini açıklayarak, “Müvekkilimin tutuklanma amacının hükümet politikalarını eleştiren tüm toplumu susturmak olduğunu düşünüyorum. Her türlü eleştirinin TCK 299 Cumhurbaşkanına hakaret içerisene sokulabileceğini görmüş olduk. Burada hiçbir şekilde kanuni unsurları oluşmadan hükümete yönelik bir eleştirinin ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ gibi değerlendirilmesi ve en son çare olarak tutuklanma yasağı olan bir konu da ifadeye vermeye kendisi gelmiş bir avukatın bile tutuklanması aslında kamuoyuna bir gözdağıdır. Susturma amaçlıdır” dedi. ‘KANUNLA AÇIKLAYABİLMEK MÜMKÜN DEĞİL’Yargı Reformu Strateji Planı ve İnsan Hakları Eylem Planı’nın açıklanması ile tutuklamaya itiraz incelemesinin aynı güne denk geldiğini belirten Köksal, “Ancak ne yazık ki bu karar eylem planının uygulanma iradesinin Sulh Ceza Hakimliklerine henüz yansımadığının göstergesidir” dedi. Köksal konuşmasını şöyle devam etttirdi: “Özellikle AİHM içtihatları ve Avrupa Konseyi metinleri ile eleştirilen ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçu isnadıyla ve bu isnat suç oluşmadığı hâlde dolaylı şekilde yapılarak bir avukatın tutuklanması hukukla ve kanunla açıklanabilecek bir şey değildir. İtirazımız kapalı devre şeklinde işleyen Sulh Ceza Hakimliği sistemi içinde reddedildi. Savcılığın resen serbest bırakma yetkisi bulunmakta. Dosya Şu anda Adalet Bakanlığı’nda. Bu suçun unsurlarının oluşmadığını tartışarak Adalet Bakanlığı kovuşturma izni vermeyebilir. Ancak ne yazık ki bu dosyada olan ceza muhakemesine ilişkin hukuka aykırılıkları hukuk ve kanunla açıklayabilmek mümkün olmadığından, tutuklama açısından beklentimizi bireysel başvuru yoluna çevirmiş durumdayız. AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ve tutuklamaya ilişkin içtihatları açıktır.”‘İKTİDARI ELEŞTİRDİM'Yaşar, tutuklanmadan önce yaptığı savunmasında, Twitter mesajında Cumhurbaşkanı’nı hedef almadığı ve hakaret anlamına gelebilecek bir ifade kullanmadığını belirtmişti. Mesajının dilbilgisi açısından sorunlu olduğunu belirten Yaşar, “Amacının çok dışında anlaşılmıştır. Bu tweetle öncelikle kadın haklarını hedef alan, cinsiyetçi siyaset yürüten, insanların yatak odasına karışan, kimin kiminle cinsel ilişki kuracağına, ne zaman evlenmesi gerektiğine, kaç çocuk yapması gerektiğine karar vermeye çalışan, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmayı hedef güden, çocuk istismarcılarını mağdurlarla evlendirip, hapisten kurtarmayı düşünen iktidar eleştirilmiştir” ifadelerini kullanmıştı. Zehra Özdilek