Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Friday, 07.18.2025, 04:34 PM (GMT)

News - Haberler

Antalya Karacaören Barajı'nda kirli su teklikesi

Antalya Karacaören Barajı'nda kirli su teklikesi Antalya’nın içme suyu ihtiyacının Karacaören Barajı’ndan sağlanması için Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından ihalesi yapılan proje, CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer’in soru önergesiyle TBMM gündemine taşındı. 2014’te temeli atılan 2017’de ise iptal edildiği için yarım kalan isale hattı geçen hafta yeniden ihaleye çıkarılmıştı. Baraj suyunda siyanürden arseniğe birçok başlıkta metal kirliliğinin bulunduğunu ve kirliliğin insani tüketim sınır değerlerinin çok üzerinde olduğunu analizlerle belirleyen DSİ, 26 Şubat’ta projenin ihalesini yaptı."30 YILDIR BARAJ, ATIK SU DEPOSUNA DÖNÜŞTÜ"CHP’li Özer, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye, “30 yıldır atık deposuna dönüşen baraj suları neden Antalya halkına içirilmek isteniyor” diye sordu. Özer, önergede, Karacaören Barajı’nın sularının balık çiftlikleri ve evsel atıklar yüzünden ağır kirlilikle karşı karşıya olduğunun altını çizdi. Cemil Ciğerim

Mersin’in ciğerine tehdit eden taşocağının yapılmasına yurttaşlar tepki gösterdi

Mersin’in ciğerine tehdit eden taş ocağının yapılmasına yurttaşlar tepki gösterdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Gözne Yaylası’nda izin verdiği taş ocağı Mersinlilerin uğrak yeri olan Gözne yaylasının temiz havası ve ormanlarını tehdit ediyor. Yaz aylarında Mersinlilerin uğrak yeri olan Gözne yaylası son zamanlarda temiz havası ve ormanlarını tehdit eden taş ocağı projeleriyle gündemde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçen yıllarda Gözne Yaylası’nda izin verdiği taş ocağı çalışmaya devam ediyor. Bakanlık aynı bölge bir başka taş ocağına daha izin verdi. Bölge sakinleri isyan etti. "TAŞ OCAĞI İSTEMİYORUZ"Gözne Mahallesi Muhtarı Şevket Taşkın, “Buralarda taş ocağı istemiyoruz. Çünkü buralar Mersin’in, Adana’nın akciğeri. Mevcut taş ocağı ağaçlarımızı kuruttu, sedir ağaçlarımız kurudu, orada az bir ağaç kaldı. Buradan taş çekeceklerine gitsinler orman olmayan yerlerden taş çeksinler. Mevcut taş ocağı var, bir tane daha istemiyoruz” dedi. Gözneyi Sevenler Derneği Başkanı Hayrettin Zengin de “Bu bölgede yaklaşık 50 Yörük aile davar güdüyor. Mera kalmadı, davarları güdecek yerleri kalmadı. Taş ocağı nedeniyle davar besleyemeyeceğiz, zeytin ağaçları, andız ağaçları yok olacak. Andız pekmezi yapamayacağız biz. Dışarıya çamaşır seremeyeceğiz. Çünkü her taraf toz olacak. Nefes alma özgürlüğümüz engelleniyor. Yazın buraya 150 bin insan geliyor temiz hava var diye. Taş ocağı açılırsa temiz havamız kalmayacak” diye konuştu. Abidin Yağmur

Kütahya’ya yapılacak maden, Bursa ve Balıkesir’i etkileyecek

Kütahya’ya yapılacak maden, Bursa ve Balıkesir’i etkileyecek CHP, Kütahya’nın, Simav ilçesi Örencik köyüne yapılması planlanan altın - gümüş madeni projesine ilişkin raporunu tamamladı. Raporda, projenin faaliyete geçmeden iptal edilmesi gerektiği vurgulandı. Kütahya Simav ve Tavşanlı ilçeleri sınırları içerisinde Zenit Madencilik isimli firma tarafından “Altın-Gümüş Madeni, Açık Ocak Kapasite Artırımı-Yığın Liçi ve ADR Tesisi” projesi planlanıyor. Proje ile ilgili işletilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci kapsamında 20 Ocak 2021’de inceleme ve değerlendirme toplantısı yapıldı, ancak henüz nihai ÇED raporu yayımlanmadı. CHP’li 6 milletvekili bir heyetle birlikte 26 Şubat’ta söz konusu proje sahasında incelemelerde bulundu. YURTTAŞLAR TEHDİT EDİLİYORCHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, heyetin incelemelerini ve gözlemlerini rapora dönüştürdü. Raporda bölgede yaşayanların korku ve endişe içinde olduklarına dikkat çekildi. Raporda “Maden şirketinin köylülere arazilerini önerilen fiyattan satmadıkları takdirde çok daha düşük bedellerle kamulaştırılacağı tehdidinde bulunmak suretiyle köylüleri korkuttuğu ve arazilerini satın aldığı öğrenilmiştir” denildi.BAŞLAMADAN İPTAL EDİLMELİRuhsat sınırının bir kısmının Çatak Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içerisinde kaldığına dikkat çekilen raporda, bölgede kızılgeyiklerin yer aldığı kaydedildi. Raporda çok sayıda mahallenin isale hattının ÇED içinde kaldığının altı çizilerek şu ifadelere yer verildi: “Bölgeden doğan akarsular Emet Çayı ve Kocaçay ile Emet Çayı olarak birleşmekte, Emet Çayı ileride Mustafa Kemal Paşa Nehri ile Uluabat Gölü’nü beslemekte ve daha sonra da Kocasu olarak Karacabey Ovası’ndan Marmara Denizi’ne dökülmektedir. Bursa ve Balıkesir illerimizi halk sağlığını yakından ilgilendiren projenin, yerleşim alanlarına mesafesi, mera-orman-tarım alanlarını işgal etmesi, su kaynaklarını tehdit etmesi göz önüne alındığında faaliyete geçmeden iptal edilmesi gerekmektedir. Su kaynaklarının yok olması, biyoçeşitliliğin kaybedilmesi, sağlıklı gıdaya erişimin engellenmesi, hava-toprak kirliliği gibi birçok zarar ve ihlali bir arada beraberinde getiren madencilik faaliyetlerinde, en temel itirazlar üretim aşamasında siyanür ya da sülfürik asit kullanılması üzerinde yoğunlaşıyor diyebiliriz.” Hazal Ocak

Futbolda eşitlik için 'Ben varım' maçı

Futbolda eşitlik için 'Ben varım' maçı Futbolda cinsiyete dayalı eşitsizliğin önüne geçmek için "Ben Varım" diyen kadınları destekleyen Vodafone Türkiye, 1 yıl süreli yeni sponsorluk anlaşmasıyla Beşiktaş JK’ye 2 milyon TL ödeyecek. Yeşil sahalardan futbol muhabbetlerine, oyuncusundan teknik direktörüne sadece erkeklerin anıldığı bir alan. Hayatın her alanında cinsiyete dayalı eşitsizlik var. Lisanslı futbolcuların sadece yüzde 2’si, futbol antrenörlerinin yalnızca yüzde 1’i kadın.  Futbolda “Ben Varım” diyen kadınları destekleyen Vodafone Türkiye, Beşiktaş Kadın Futbol Takımı sponsorluğunun kapsamını genişleterek hem isim hem de göğüs sponsoru oldu. Vodafone, 1 yıl süreli yeni sponsorluk anlaşması için Beşiktaş JK’ye 2 milyon TL ödeyecek. Vodafone’un Beşiktaş Kadın Futbol Takımı’na desteği ve şirketin cinsiyet eşitliği çalışmalarıyla ilgili düzenlenen toplantıda konuşan Vodafone Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Engin Aksoy, Vodafone’un politika ve stratejilerinde cinsiyet eşitliğini temel aldığını söyledi. Vodafone Grubu olarak 2030’a kadar yönetimde ve liderlik rollerinde kadın oranının yüzde 40’a çıkarılmasını hedefliyoruz” diyen Aksoy, şu bilgileri verdi:- Kadınların şiddete maruz kaldığı anlarda, kolluk kuvvetlerine ulaşmalarını sağlayan Kırmızı Işık uygulamamızı bugüne kadar 358 bini aşkın kadın indirdi. Geçen ay 2 bin 500 kişi aktif kullandı.  - Müşteri hizmetleri birimimizde evden çalışmaya geçtik. Bu sistemle istihdam ettiğimiz ev kadını sayısı 150’yi geçti.  GALİBİYET GETİREBİLİR Vodafone Beşiktaş Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Bahar Özgüvenç, yeşil sahalardaki kadın erkek eşitliğinin galibiyet getireceğine dikkat çekerek “Her futbolcu kadının mutlaka ikinci bir işi var. Bu alanda kadınların kazancı erkek futbolcuların 50’de 1’i bile değil” ifadesini kullandı.   Şehriban Kıraç

Ekonomiyi soğutmaçabalarıve artan faizler ocak ayında kredi kullanımınıetkiledi

Ekonomiyi soğutma çabaları ve artan faizler ocak ayında kredi kullanımını etkiledi Toplam nakdi kredi hacmi geçen ocak ayı sonu itibarıyla Aralık 2020’ye göre yüzde 0.61 azalarak 3.7 trilyon liraya geriledi. Salgının etkilediği sektörler de dikkat çekti. Ekonomide yaşanan sorunların daha da artması üzerine hem bireysel hem ticari kredi kullanımının yeniden frenlenmesiyle ilgili atılan adımların etkisi sektörel kredi kullanımıyla ilgili verilerde de ortaya çıkmaya başlarken, iş dünyasının artan borçları da süreci etkiledi. Ayrıca salgının özellikle etkilediği sektörler de dikkat çekiyor.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Ocak 2021 ile ilgili aylık bültenine göre toplam nakdi kredi hacmi Aralık 2020 sonuna kıyasla yüzde 0.61 azalarak 3 trilyon 704 milyar TL’ye düştü./Archive/2021/3/5/035026956-ekran-goruntusu-2021-03-05-034937.jpgENERJİDE DÜŞÜŞ ÇOKBu kapsamda toplam krediler içindeki yüzde 20.3’lük payıyla lider olan imalat sanayinin kullandığı krediler yüzde 0.51 azalışla 751.6 milyar liraya düştü. Kredi hacmi, Covid-19 salgınından önemli ölçüde etkilenen toptan perakende ticaret sektöründe yüzde 0.77 düşüşle 456.5 milyar liraya, benzer sorunlar yaşayan inşaat sektöründe ise yüzde 1.05 düşüşle 299 milyar liraya geriledi. Bir diğer büyük kredi kullanıcısı olan enerji sektöründe ise yüzde 1.9 düşüşle 257.7 milyar liraya indi.‘KONUT’TA GERİLEMEKredi hacmi yüksek olan sektördeki en çok oransal kredi azalması ise yüzde 5.38 ile “parasal kurumlar”da görüldü. Bu sektörün kredi hacmi 62.9 milyar liraya indi. Ulaştırma ve haberleşmede de önemli düşüşler var. Kredi hacmi haberleşmede yüzde 2.84 azalarak 22.7 milyar TL, hava taşımacılığında yüzde 2.59 düşüşle 51 milyar TL’ye indi. Kimya sektörünün kredi hacmi de yüzde 2.45 azalarak 52.8 milyar lira oldu. Bunlara karşın iç satışı ve ihracatı artan otomotiv sektörünün kredi hacmi yüzde 2.07 artarak 47.6 milyar liraya yükseldi. Ulaştırma araçları sanayinin kredi hacmi de yüzde 1.92 artarak 57.3 milyar lira oldu.Öte yandan bireysel krediler tarafında ise konut kredisi hacmi yüzde 0.53 azalarak 278.6 milyar TL’ye inerken, otomobil kredi hacmi yüzde 1.26 artarak 12.1 milyar liraya çıktı. Diğer bireysel krediler de yüzde 0.6 artarak 399.7 milyar TL oldu. cumhuriyet.com.tr

DasDas Akademi’deçevrimiçi seminerler

DasDas Akademi’de çevrimiçi seminerler DasDas Akademi, 7 Mart Pazar günü başlayıp altı hafta boyunca her pazar katılımcılarla çevrimiçi olarak bir araya gelecek yeni bir projeye Tarabya Kültür Akademisi ile imza attı. DasDas Akademi, Tarabya Kültür Akademisi ile yeni bir projeye imza attı. DasDas Akademi çevrimiçi seminer serisi 7 Mart Pazar günü başlayacak. Altı hafta boyunca her pazar Tarabya Kültür Akademisi’nin geçmiş dönem sanatçıları, seminer katılımcılarıyla çevrimiçi olarak bir araya gelerek birikimlerini paylaşacak ve katılımcıların sorularını yanıtlayacaklar.Seminerlerin ilk haftasında; 7 Mart günü saat 17.00’de oyuncu, oyun yazarı ve yönetmen Judith Rosmair “CURTAIN CALL!” “Oyunu Temelinde Kurgusal Otobiyografi ve Prodüksiyon” başlığı altında oyuncuları kendi hikâyelerini ve prodüksiyonlarını hayata geçirme ve geliştirme konusunda cesaretlendirecek. DasDas Akademi Online Seminerleri’nin biletleri: www.mobilet.com’da satışta. Ayrıntılı bilgi için: dasdas.com.tr cumhuriyet.com.tr

İBB’den Dragos arkeolojik kazıalanına ziyaret

İBB’den Dragos arkeolojik kazı alanına ziyaret İBB BİMTAŞ Kültürel Miras Koruma Müdürü Tolga Yılmaz ve Kartal Belediyesi heyeti, Geç Roma ve Erken Bizans dönemine ait hamam, kilise ve mezarların bulunduğu Dragos arkeolojik kazı alanını ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Adem Uçar, incelemeden sonra yaptığı konuşmada, Kartal Belediyesi’nin kazı çalışmaları sonrasında ortaya çıkarılan Dragos arkeolojik kazı alanının, kent tarihi için önemine dikkat çekerek “Bugün, İBB BİMTAŞ Kültürel Miras Koruma Müdürü Tolga Yılmaz ve heyetini Dragos kazı alanında misafir ediyoruz. İncelemelerden sonra misafirlerimize tarihi alan ile ilgili bilgi verdik. Kartal’ın ve İstanbul’un tarihi ve kent hafızası için çok önemli bir alandayız. Misafirlerimizle beraber burayı nasıl koruyup gelecek kuşaklara aktarabilir ve aynı zamanda nasıl cazibe merkezi haline getirebiliriz, bunu konuştuk. Kartal Belediyesi olarak Kartallının tarihine ve kültürüne sahip çıkmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

Tiyatro sanatçısıCemal Ustaoğlu, kurduğu masal okulu ile geçmişi bugüne taşıyor

Tiyatro sanatçısı Cemal Ustaoğlu, kurduğu masal okulu ile geçmişi bugüne taşıyor Kim masal dinlemeyi sevmez ki bütün çocuklar sever ama büyüklerin de masalları çok sevdiğini söyleyen Tiyatro sanatçısı Cemal Ustaoğlu, kurduğu masal okulu ile pandemi sürecinde masal anlatmaya çevrimiçi devam ediyor. “Anneannemizden, babaannemizden, halalarımızdan, teyzelerimizden, annemizden ve babamızdan dinlediğimiz masalların, hikâyelerin, manilerin, türkülerimizin tarifsiz zenginliği ile başladı çocukluk yıllarımız” diyor Cemal Ustaoğlu...Tiyatro sanatçısı Ustaoğlu, kurduğu masal okulu ile geçmişi bugüne taşıyor.Kim masal dinlemeyi sevmez ki bütün çocuklar sever ama büyüklerin de masalları çok sevdiğini söyleyen sanatçı, pandemi sürecinde masal anlatmaya çevrimiçi devam ediyor. Ustaoğlu, “Son bir yıldır profesyonel anlamda hiçbir iş yapamadım. Oysa okullarla, belediyelerle, kurumlarla çalışmalar yapıyordum. Sekiz yıldır çocuklara masal anlatıyorum. Özellikle okulöncesi çocuklar uzmanlık alanım diyebilirim. 35 yıllık tiyatro oyuncusuyum. Kendi çocuğum yok ama çocukları çok seviyorum. Masallar, çocukların gelişiminde çok önemli yer tutar. Kelime dağarcığından, kendini ifade edebilmesine, yorumlama ve eleştirme yeteneklerinin gelişimine, arkadaşlarıyla empati kurabilmesine kadar çok geniş bir alanda çocukları geliştirir. Pandemi sürecinde çalışmalarım durdu. Hiç kimseden destek alamadım” diyor.Ustaoğlu yetişkinler için de meddah gösterisi hazırlıyor. “Onu da her ay sergiliyordum ama şu an bu da imkânsız” diyor sanatçı... Özel gösterilerinde yetişkinler için de masal anlatan Ustaoğlu, “Tüm bu yaşam tecrübem gösterdi ki sadece çocuklarımız değil, yetişkinlerin de masalların büyülü dünyasına ihtiyacı var. Masal okulu ile herkese kapılarımı açıyorum” deyip ekliyor: “Büyüklere içinde sevda olan eski İstanbul masalları anlatmayı seviyorum. Bunlar sevda temalı her yüzyıldan masallar. Yeni sezonda udi bir sanatçımızla birlikte, ‘İstanbul üzerine’ adlı bir gösteri çalışıyoruz. İçinde İstanbul’la ilgili öyküler, masallar, şiirler ve şarkılar olacak.”Ustaoğlu’nun masallarına Instagram ve YouTube hesapları üzerinden ulaşabilirsiniz. Öznur Oğraş Çolak

İkiülke arasında müzik yolculuğu

İki ülke arasında müzik yolculuğu Polonyalı Kornelia Binicewicz, ‘Bir Damla Talih’ projesinde İsrail ve Türkiye’nin kültür ve sanat aracılığıyla birbirinden nasıl etkilendiğini gösteriyor. “Beyoğlu’nda Gezersin”, “Çadırımın Üstüne”, “Çayelinden Öteye”, “Dil Yarası” gibi Türk popüler müzik tarihine geçmiş şarkıların hepsinin İsrail müziğinde de bir karşılığı var. 2015’te kadınların ürettiği yerel müziği araştırmak üzere Türkiye’ye yerleşen Polonyalı Kornelia Binicewicz, müzikler aracılığıyla iki ülke arasındaki büyüleyici tarihsel bağlantılar, esinlenmeler ve uyarlamaların hikâyesini anlatıyor. Binicewicz, bu kapsamda “Bir Damla Talih” isimli projeyi hayata geçirdi. Projenin konusu sadece müzik değil, şarkılar aracılığıyla anlatılan bir hikâye. Bu yüzden “Bir Damla Talih” üç bileşenden oluşuyor: müzik, hikâye ve kapak görseli. Albüm iki bölüm halinde yayımlanıyor: Aranjmanlar ve Kaynaklar. Bu da dijital dünyada analog müzik deneyimine bir bakış sağlıyor.Binicewicz, aynı zamanda bir DJ, müzik koleksiyoneri, hikâye anlatıcısı, yazar ve müzik küratörü. Tüm dünyadaki 60, 70 ve 80’lerin kayıtlarını araştırdığını söylerken, Akdeniz Bölgesi’nin her zaman favorisi olduğunu dile getiriyor. “Bir Damla Talih” projesi de bu kayıtları araştırma sırasında ortaya çıkmış, şöyle anlatıyor: “İsrail ve Türkiye’den müzikleri arşivlerken şarkıların birbirleriyle çok benzer olduklarını, bazen tamamen aynı olduklarını fark ettim. Bu çarpıcı benzerliğin ardındaki sosyal ve kültürel süreçleri anlamaya karar verdim. ‘Bir Damla Talih’i yaratarak birbirimizi anlamayı ve iki farklı ülkedeki insanların kültürel bağlantılarını insanlara göstermeyi amaçladım. ‘Bir Damla Talih’, insanlar ve kültürlerin aracılığına dayanan çok katmanlı bir küratöryel çalışma. Müzik, bilgi konusunda güçlü bir kaynak, aynı zamanda bir kimliği oluşturmak ve yeniden tanımlamak için de dinamik bir araç. İnsanları bir araya getirmek için de en iyi yol.”‘BÜYÜLEYİCİ BİR SEYAHAT’ Araştırmacının projesini Spotify üzerinden dinleyebiliyorsunuz, iki ayrı şarkı listesi var. Biri, yalnızca iki ülkeden aynı şarkıları kendi dillerinde seslendiren kadın müzisyenler. Burada, Ajda Pekkan, Zerrin Özer, Ofra Haza ve Zehava Ben gibi sanatçıların şarkılarını içeriyor. Diğer listede ise Zeki Müren’den Arif Susam’a birçok ismin şarkıları mevcut. Soundcloud sitesinde ise derleme olarak iki mixtape var. Binicewicz, “Proje konuyu sadece müzik olarak göstermiyor. Ayrıca bir metin, podcast ve Itamar Makover tarafından yaratılan güzel bir sanatsal çalışma da var. Konuyu derin bir şekilde çok farklı yollardan keşfedebilirsiniz. İnsanın ve müziğin hikâyesinin önemli olduğuna inanıyorum, insanın müziği dinlemesini etkilemenin yanında ayrıca algımızda yeni alanlar açıyor. Projede müziğin Türkiye ve İsrail arasında nasıl yolculuk ettiğini göstermeye ve sosyal, kültürel ve politik olarak anlamını sunmaya çalıştım. Büyüleyici bir seyahat” diye konuşuyor. Projenin hikâyesini web sitesinden de takip edebilirsiniz: https://www.ladiesonrecords.com/copy-of-a-drop-of-luck-1Polonyalı bir müzik araştırmacısı ve antropolog olan Kornelia Binicewicz, aynı zamanda eski plak şirketleriyle (Elenor, Türküola, Uzelli, Şah Plak) çalışarak müzik derlemelerinin küratörlüğünü üstlendi./Archive/2021/3/5/025907377-basliksiz-2-kurtarildi.jpg“Turkish Ladies. Female Singers from Turkey 1974 - 1987” / Sony Müzik TürkiyeTÜRKİYE’DE SAYKODELİK!Konu Türkiye’deki saykodelik müziğe gelince Polonyalı araştırmacı heyecanını gizleyemiyor. 2015’te Türkiye’ye taşınma nedeni olarak da bu müziği araştırmayı gösteriyor. Binicewicz, “70’lerdeki Anadolu Rock müzisyeni kadın şarkıcıları öğrenmek istedim. Bu müzik türünü aşırı ilginç buluyorum. İstanbul’da uzun süre kalışım sayesinde Türkiye’nin müzik açısından sunabileceği çok şey olduğunu anladım. Çoğu yabancı için Anadolu saykodelik müziği ilgilendikleri tek şey oluyor. Ama bu türün kökeni halk müziğine, türkülere, âşık geleneğine, hatta arabeske dayanıyor ve bu bağlantı onu çok derin kılıyor. Batı müziğinden ilham ve elektrikli enstrümanlarla kaynaşma müziğe harika bir dokunuş katıyor. Ama benim görüşüme göre Anadolu’nun kendi ruhu türün en heyecan verici yanı” diye konuşuyor. Orhun Atmış

AHBAP Derneği artık projeüretecek

AHBAP Derneği artık proje üretecek AHBAP Derneği’nin başkanı sanatçı Haluk Levent, yeni projeler ve ödüller ile yine gündemde. Telefon ile ulaştığımız Haluk Levent, AHBAP’ın artık proje üreteceğini söyledi. İlk kez gazetemize açıklama yapan Haluk Levent, “Yeni dönemde çok önemli ve yeni projelere imza atacağız. İlk üniversitelerle yeni proje üretip kamuoyuna sunacağız. Özellikle çevre, orman ve göç konusunda yapacağımız istatislikler ve çalışmalar var. Bilime, teknolojiye, sanata meraklı gençleri yetiştireceğiz” diyor.  HALUK LEVENT VE AHBAP’A, YÜKSEK İNSANİ DEĞERLER ÖDÜLÜ...Üsküdar Üniversitesi Senatosu tarafından belirlenen isimlere takdim edilen Yüksek İnsani Değerler Ödülleri’nin 6’ncısı sahiplerini buldu. Bireysel olarak başladığı sosyal sorumluluk çalışmalarına kurduğu AHBAP Derneği ile devam eden sanatçı Haluk Levent’e Yüksek İnsani Değerler Ödülü verildi.Yoğun programı nedeniyle törene katılamayan Haluk Levent adına ödülü AHBAP Derneği İstanbul Şehir Başkanı Buse Vurucu aldı. AHBAP Derneği Başkanı Haluk Levent, ödülle ilgili duygularını çektiği video ile paylaştı. Levent, mesajında “Üsküdar Üniversitesi’nin değerli öğretim üyeleri, öğrencileri ve gönül verenleri ve yöneticileri... Hepinize sevgilerimi sunuyorum. Hep bir koşuşturmacadayım. Bu ödül benim için anlamlı. Çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.AHBAP’ın şu an aktif olarak 74 şehir 65 üniversitede 30 bine yakın gönüllüyle eğitim, insanlık, yardımlaşma, çevre olmak üzere 8 farklı grupta çalışmalarına devam ettiğini kaydeden Buse Vurucu, “Pandemi öncesinde sahada gerçekleştiriyorduk etkinliklerimizi, şehirlerimizde ahbaplarımız yüz yüze etkinlikler gerçekleştiriyorlardı. Ama tam bir senedir ne yazık ki pandemi sebebiyle etkinliklerimizi online ortamda gerçekleştiriyoruz. Yardımlaşma görevlerimiz olsun, Ahbaplarımızın kişisel gelişimleri için organize ettiğimiz etkinlikler, seminerler olsun hepsini online ortamda gerçekleştiriyoruz. Hiç ara vermedik ve ara vermeden devam edeceğimizin sözünü size burada da verebilirim. 2017 yılında sevgi ve gerçeğin peşindeyiz diyerek çıktığımız bu yolda hayatına dokunduğumuz kişilerin yüzündeki tebessümü görmek bizleri çok mutlu ediyor” dedi. Öznur Oğraş Çolak

Anayasa Mahkemesi'nin toplu sözleşmelerle ilgili dikkatçeken kararı

Anayasa Mahkemesi'nin toplu sözleşmelerle ilgili dikkat çeken kararı Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara göre işçi sendikaya üye olmasa bile sözleşme farklarından sendikalı işçi gibi yararlanabilecek. Anayasa Mahkemesi (AYM), sendikaları yakından ilgilendiren önemli bir karar verdi. Karara göre işçi sendikaya üye olmasa bile sözleşme farklarından sendikalı işçi gibi yararlanabilecek. Tez-Koop-İş Sendikası Başkanı Haydar Özdemiroğlu, “Bu karar sendikaları bitirir” dedi. Bakırköy 16. İş Mahkemesi, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nın 39. maddesindeki bir cümlenin anayasaya aykırı olduğunu savunarak, iptal için AYM’ye başvurdu. Yasanın “toplu iş sözleşmesinden yararlanma” başlıklı 39. maddesinin 4. fıkrası dayanışma aidatı ödeyerek toplusözleşmeden yararlanmayı düzenliyor. Bu fıkra şöyle: “Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden itibaren geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibariyle hüküm doğurur.”"BU KARAR SENDİKALARI BİTİRİR"İş Mahkemesi, bu fıkradaki son cümlenin anayasaya aykırı olduğunu ve iptalini istedi. AYM de, sözleşmenin imzalandığı tarihten önceki taleplerin imza tarihi itibarıyla geçerli olmasını öngören bu cümleyi anayasaya aykırı bularak iptal etti. Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu, bu kararın ne anlama geldiğini şöyle özetledi: “Örneğin bir sendika 1 Ocak’ta toplusözleşme görüşmelerine başlıyor. Haziran ayında sözleşme imzalanıyor. Sendikaya üye olmadığı için dayanışma aidatı ödeyen işçi, haziran ayından itibaren sözleşmeden yararlanmaya başlıyordu. AYM’nin kararı ile birlikte işçi sendikaya üye olmasa bile dayanışma aidatı ödeyerek ocaktan itibaren diğer işçiler gibi sözleşme farklarını alabilecek. Bu durum 2 açıdan sıkıntı yaratacak. Birincisi işçi sendikaya üye olmak zorunda kalmayacak. İkincisi de sözleşme sürecinde sendikalı işçiler gerektiğinde greve çıkacak, eylem yapacak. Ancak bu süreçte çalışmaya devam eden sendikasız işçi hiçbir mücadeleye katılmasa bile dayanışma aidatı ödeyerek bütün haklardan yararlanabilecek. Sözleşme farklarını alabilecek. Bu karar sendikaları bitirir.” Özdemiroğlu, AYM’nin iptal kararı ile “toplu iş sözleşmesinin oluşum sürecinin tüm zorluklarını ve olumsuzluklarını yaşayan sendikalara ve onların üyeleri işçilere haksızlık ettiğine” dikkat çekti. Mustafa Çakır




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter