Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Wednesday, 09.24.2025, 02:10 AM (GMT)

News - Haberler

Kanseri sinüzitle karıştırmayın

Kanseri sinüzitle karıştırmayın Sinüs ve burun boşluğu kanserlerinin uzun süre sinüzit benzeri şikayetlere yol açtığını belirten Prof. Dr. Tolga Kandoğan, “Bu kanserler çok büyüdüklerinde kendini yüzde ağrı, şişlik, burun tıkanıklığı ve burun kanaması belli eder. Bunun yanı sıra baş ağrısı, uyuşma, duyu kaybı gibi nörolojik; göz kapağı düşmesi, çift görme ve dişlerde sebebi açıklanamayan ağrı ve sallanma gibi diş bulguları meydana gelebilir” dedi. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Tolga Kandoğan, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Kandoğan, “Pek çok kişide yaygın olarak bulunan burun tıkanıklığı, burun kanaması, baş ve yüz ağrısı gibi yakınmaların burun ve sinüs kanserlerinin de bulgularından olabileceğini biliyor musunuz? Her ne kadar sinüs ve burun boşluğu kanserleri, insan vücudundaki kanserlerin yüzde 1’inden daha azını oluştursa da, hastalığın başlangıç yakınmaları bu bölgelerin enfeksiyon hastalıklarından kolayca ayırt edilemediği için maalesef geç dönemde tanı konabilmekte ve tedavinin gecikmesinin bedeli de ağır olmaktadır” diye konuştu.ERKEKLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYORSinüs ve burun boşluğu kanserlerinin birçok belirtisi olabileceğini belirten Prof. Dr. Kandoğan, şöyle devam etti:“Erkeklerde daha sık görülür. Özellikle 50 yaş üzerinde izlenir. Sinüs ve burun boşluğu kanserleri erken dönemde bulgu vermese de uzun süre sinüzit benzeri şikayetlere neden olur. Bu kanserler uzun vadede çok büyüdükleri zaman kendini yüzde ağrı, şişlik, burun tıkanıklığı ve burun kanaması belli eder. Bunun yanı sıra baş ağrısı, uyuşma, duyu kaybı gibi nörolojik; göz kapağı düşmesi, çift görme ve dişlerde sebebi açıklanamayan ağrı ve sallanma gibi diş bulguları meydana gelebilir. Bazen damakta şişlik, ağız içinde yara izlenebilir. Tutulum yerine göre çiğneme zorluğu ve çene açamama dahi meydana gelebilir. Tanı için rutin KBB muayenesine ek olarak bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) den faydalanılmaktadır. Tanı biyopsi ile konur. Tedavisi öncelikle cerrahi ve radyoterapi kombinasyonundan oluşmaktadır ve kanserli bölge hayati önem taşıyan yapılara yakın olduğu için zordur. Kemoterapi ileri veya tekrarlayan vakalarda daha yoğun olarak kullanılmaktadır.” DHA

Sirkadiyen beslenme nedir, nelere dikkat edilmeli?

Sirkadiyen beslenme nedir, nelere dikkat edilmeli? Sirkadiyen beslenme biçimine dair önerilerde bulunan Uzman Diyetisyen Eda Balcı, ''Düzenli olarak her gün aynı saatte yemek yenmeli. Özellikle yeni başlayanlar için 3 ana ve 2 ara öğün önerilmekte ve bu öğünlerin sebzeler, sağlıklı yağlar, lifli ve yüksek proteinli gıdalardan oluşması tavsiye edilmektedir. Sirkadiyen beslenmenin vücudun doğal döngüsüne ayak uydurması ve bu düzenin de dışına çıkmaması gerekir” dedi. Beslenme ve Diyetetik Bölümü Arş. Gör. Eda Balcı, sirkadiyen beslenmenin püf noktaları ve hangi saatlerde yenmesi gerektiğine dair bilgi verdi. Balcı, “Sirkadiyen, vücudun bir gün içerisinde gerçekleştirdiği fizyolojik, psikolojik ve hormonsal süreçlerin toplamı ile oluşan vücut ritmidir. Sirkadiyen ritmi, organizmanın biyolojik saati olarak tanımlayabiliriz. Vücudumuzun işlevlerinin düzenli bir şekilde işleyişini ifade eder. Sirkadiyen ritmin bir parçası olarak uyku-uyanıklık döngüsü, hormon salınımı, metabolik aktiviteler, kişisel performans, kalp hızı ve kan basıncı örnek olarak verilebilir” dedi.“SİRKADİYENDE GIDA KISITLAMASI YOK”Sirkadiyen beslenmenin bilindik diyet türlerinden daha farklı olduğunu belirten Balcı, “Diğer diyet türleri ile aralarındaki en temel farklılık; sirkadiyen beslenmede gıda kısıtlaması ve yasaklanmasının olmamasıdır. Sirkadiyen beslenmenin esas odak noktası; besinlerin içerdiklerinden ziyade, besinlerin tüketildikleri zaman dilimidir” şeklinde konuştu.''HER GÜN AYNI SAATTE YEMEK YENMELİ''Sirkadiyen beslenmenin vücudun doğal döngüsüne ayak uydurmayı ve bu düzenin de dışına çıkmamayı gerektirdiğini söyleyen Balcı, bu beslenme düzenine uygun olarak yaşamak için ilk olarak doğru beslenme düzenine de sahip olmanın önemli olduğunu belirtti.''GECE YEMEK YEMEYİN''Balcı son olarak günün erken saatlerinde yani enerjinin fazla tüketildiği saatlerde tahıl ve yağ grubu besinlerin tüketiminin önererek “Öğle saatlerinde ise daha hafif fakat protein içeriği yüksek besinlerin tüketimi önemlidir. Protein içeriğinin yüksek olması akşam yemeğine kadar olan sürede daha tok olmayı sağlayacaktır. Metabolizmanın yavaş çalıştığı akşam saatlerinde ise yağ oranı düşük besinler özellikle salatalar ve çorbaları tercih etmek daha doğru olacaktır. Gece yemek önerilmez. Çünkü gece metabolizma hem çok yavaş çalışır hem de vücut enerjisini besinlerin sindirimine değil kendisini onarmaya ve yenilemeye harcamalıdır” dedi. DHA

Bu faktörler saçdökülme nedeni

Bu faktörler saç dökülme nedeni Saç dökülmelerine karşı uygulanan maskelerin bilinçsiz kullanımının daha büyük sorunlara yol açabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Yardımcı “Uzman olmayan kişiler tarafından önerilen saç bakım ürünlerinin kullanımını kesinlikle tavsiye etmiyorum. Doğal diye yapılan saç maskeleri başta saçlı deri olmak üzere kulaklarda, göz kapaklarında, yüzde ve boyunda alerjik durumlara sebep olabilir hatta kalıcı saç kaybıyla sonuçlanabilir” dedi. Dermatoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Yardımcı, “Her bir saç teli yaklaşık 4 ila 6 yıl canlı kalıyor. Bu sürenin sonunda dökülen saçlar 3 ila 4 ay süren bir dinlenme sürecine girer ve sonra tekrar uzamaya başlar. Bu nedenle her saç dökülmesi durumunda bir hastalıktan bahsedemeyiz. Günde 100’den daha az saç telinin dökülmesini normal olarak değerlendiririz. Ancak günde 100’den fazla saç telinin 4 ila 6 haftadan daha uzun süre dökülmesi durumunda saç dökülmesi hastalık olarak kabul edilir” dedi. FARKLI NEDENLERİ VARSaç dökülmesinin çok sayıda farklı çeşidi ve sebebi olduğunu belirten Dr. Yardımcı, “Saç dökülmeleri genel anlamda kalıcı ve kalıcı olmayan şeklinde iki grupta sınıflandırılabilir. Genellikle stres kökenli, mevsimsel gerçekleşen, kilo verme sonrası, doğum sonrası, vitamin eksikliklerine bağlı gelişen ve yüksek ateşle seyreden hastalıklardan sonra görülen saç dökülmelerini kalıcı olmayan durumlara örnek verebiliriz. Ancak saçlı derinin mantar enfeksiyonları gibi bazı mikrobiyal hastalıklarda, yanık veya ameliyat izi gibi travmatik saç kayıplarında ve sebebi henüz net olarak bilinmemekle birlikte kıl köklerinin kalıcı olarak hasarlandığı bazı saçlı deri hastalıklarında kalıcı saç kaybı meydana gelebilir” ifadelerini kullandı.BU FAKTÖRLER SAÇ DÖKÜLMESİ NEDENİDr. Yardımcı, en sık karşılaşılan sebeplerden birinin genetik dökülme olarak da bilinen androgenetik alopesi olduğunu ifade ederek şu bilgileri verdi:“Erkeklik hormonu olarak bilinen testosteronun dihidrotestosteron adı verilen başka bir hormona dönüşmesi sonucu saç köklerinin bir bölümünde minyatürleşme başlar. Olması gerekenden daha ince bir hale gelen kıl kökü yıllar içerisinde bir daha saç üretemeyecek hale gelir. Bu hastalıkta kişide anormal sayıda saç dökülmesi genellikle yoktur ancak aylar-yıllar içerisinde saçlarda sırasıyla incelme, seyrelme ve kellik gözlenir. Saçların genellikle ön ve tepe bölgeleri zaman içerisinde dökülür ve kalıcı saç kaybı meydana gelir. Demir, çinko, biyotin, folik asit, B12 ve D vitamini eksiklikleri, anemi, tiroid bezi hastalıkları, stres, özellikle yüksek ateş ile seyreden geçirilmiş enfeksiyonlar, bazı ilaçların kullanımı, doğum, kontrolsüz yapılan diyetler sonrasında hızlı kilo kayıpları ve yakın zamanda geçirilmiş ameliyatlar saç dökülmesinin en sık sebepleri arasındadır. Bununla birlikte çok sıcak kurutma, düzleştirici kullanımı gibi yanlış yöntemler, saçlı derideki alerjik durumlar ile egzamaları çoğu zaman kalıcı saç kaybıyla sonuçlanmayan ancak aşırı derecede dökülmeye sebep olabilecek nedenlerdendir.”“BİLİNÇSİZ YAPILAN KÜRLER ALERJİYE YOL AÇABİLİR”Saç dökülmesini önlediği iddia edilen kürler ve takviye ilaçlara da değinen Dr. Yardımcı, şu değerlendirmeyi yaptı:“Hastaların evde kendi kendilerine uyguladığı karışımlar ve kürler kısmen faydalı olsa da çoğunlukla saç dökülmelerinin azalmadığı, aksine arttığı yönündeki şikayetlerle karşılaşıyoruz. Doğal diye yapılan saç maskelerinin başta saçlı deri olmak üzere, kulaklarda, göz kapaklarında, yüzde ve boyunda alerjik durumlara sebep olabileceği unutulmamalıdır. Şiddetli olabilecek alerjik durumlar kıl kökünde kalıcı hasar bırakabilir ve kalıcı saç kaybı ile sonuçlanabilir. Yüz bölgesinde ve göz kapaklarında ise kalıcı lekelere neden olabilir. Takviye ilaçların da doktor kontrolünde kullanılması halinde faydalı olacağını düşünüyorum. Özellikle vitamin eksiklikleri ve kansızlık gibi durumlarda kan tetkiklerinin sonucuna göre takviye ilaç kullanılması faydalı olacaktır. Yapılan birçok çalışmada kan düzeyinde düşüklük olmadan vitaminlerin kullanılmasının herhangi bir yararının olmadığı gösterilmiştir. Bu gibi durumlarda hasta tetkik yapılmaksızın takviye ilaç kullanırsa istenmeyen yan etkiler ile karşılaşabilir.”BU ÖNERİLERE DİKKAT EDİNDr. Yardımcı, saç dökülmesini önlemek için dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıraladı:“Saç dökülmesini önlemek için öncelikle doğru saç ve saçlı deri bakımı çok önemlidir. Saçlar yapısına uygun olarak günlük ya da gün aşırı olacak şekilde ılık su ile nazikçe yıkanmalı. Çok soğuk ya da çok sıcak su ile banyo yapmak saçın yapısını bozarak daha kolay dökülmelerine neden olabilir. Banyo sonunda uzun saçların uçlara saç kremi uygulaması daha rahat taranmasını sağlayarak kırılmaları azaltır. Şekil vermek için saç şekillendiricileri kullanan kişilerin yatmadan önce mutlaka saçlarını yıkamaları gerekiyor. Banyo sonrası saç ve saçlı deriyi kurutma işlemi çok sıcak yapılmamalıdır. Uzman olmayan kişiler tarafından önerilen saç bakım ürünlerinin kullanımını kesinlikle tavsiye etmiyorum. Gelişebilecek bazı olumsuz yan etkiler ve alerjik durumlar saçların dökülmesini arttırabilir. Sağlıklı saçlar için kişinin yaşam tarzı da oldukça önemlidir. Stresin azaltılması, sigara ve alkol gibi alışkanlıkların bırakılması, düzenli uyku ve beslenmeye önem verilmesi, günde ortalama 2-3 litre arasında su içilmesi genel sağlığı iyileştirmenin yanında saç sağlığını da olumlu etkiler. Saç dökülme riski yüksek hastalarda (ör: genetik kaynaklı dökülmeler) dökülme olmadan da uygun tedavilerle mevcut saçların daha da güçlenmesi hedeflenebilir. Özellikle 40’lı yaşlardan sonra ve menopoz sonrası kadınlarda oral kolajen takviyeleri saçların daha güçlü ve sağlıklı olmasına katkıda bulunabilir.”“ERKEN TANIYLA TEDAVİ MÜMKÜN”Dr. Yardımcı, “Yaklaşık bir aydan uzun süren ve günde 100 adetten daha fazla saç telinin döküldüğü her durumda mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Yapılacak her tedavi kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Hastanın yaşı ve cinsiyeti, dökülmenin süresi, eşlik eden hastalıkların varlığı, aile öyküsü gibi bazı önemli etkenler mutlaka değerlendirilmelidir. Kalıcı saç kaybı ile sonuçlanmayan durumlarda tedavi ne kadar erken ve doğru bir şekilde uygulanırsa saç dökülmesi de hızlı bir şekilde iyileşecektir. Çoğu kişide uzun süren saç dökülmesi psikolojik olarak olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu da kişide stres faktörünü arttırarak yeni saçların dökülmesine sebep verebilir ve süreç kısır bir döngüye girebilir. Kalıcı saç kaybı ile sonuçlanabilecek her durumda ise tedaviye başlama zamanı çok önemlidir. Uygun tedavi ile kıl kökleri henüz canlıyken iyileşme sağlanırsa dökülen saçlar tekrar yerine gelir. Ancak kıl kökü hasarı oluşursa yeni saç oluşumu mümkün değildir” şeklinde konuştu.  “PRP, MEZOTERAPİ, KÖK HÜCRE TEDAVİLERİ VAR”Saçlı deri üzerine uygulanan bazı sprey, losyon, köpük ve şampuan formundaki ilaçların sıklıkla tercih edilen tedavi yöntemlerinin başında geldiğini belirten Dr. Yardımcı, “Ancak bu tedaviler vitamin eksiklikleri, anemi ve eşlik eden hormonal hastalıklar varlığında tek başına yeterli olmaz. Mutlaka uygun tetkikler yapılarak varsa eşlik eden sorun saptanmalı ve uygun şekilde tedavi edilmelidir. Bu amaçla kullanılan sistemik ilaçlar iyileşme sürecini hızlandırır. Son yıllarda oldukça popüler hale gelen PRP ve mezoterapi uygulamaları ile saç dökülmesi daha etkin ve hızlı bir şekilde tedavi edilebilir. PRP yönteminde hastadan alınan bir miktar kandan elde edilen ve trombosit adı verilen hücrelerden zengin olan plazma kısmı tekrar saçlı deriye enjekte edilir. Sık tercih edilmesinin nedeni herhangi bir ilaç içermediği için oldukça güvenli bir yöntem olması ve alerji riski bulunmamasıdır. Mezoterapi ise bazı ilaç, vitamin ve minerallerden oluşan ürünlerin saçlı deriye enjekte edilmesiyle yapılır. Saç köklerine ihtiyacı olduğu maddeler direkt enjekte edildiği için etkisi daha hızlı görülür. Bu tedavilere benzeyen bir diğer yöntem ise kök hücre tedavisidir. Bu yöntemle de kişinin kendi derisinden elde edilen kök hücreler özel bir şekilde elde edildikten sonra saçların yoğun döküldüğü ve inceldiği bölgelere enjekte edilir. Yine son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda saçlı deriye uygulanan lazer tedavilerinin de başarılı sonuçları olduğu gösterildi. Tüm bu tedavilere cevap alınamayan durumlarda ya da kalıcı saç kaybının geliştiği hastalıklarda cerrahi yöntemler yani saç ekimi tedavisi yapılabilir. Özellikle androgenetik alopesili hastalarda oldukça tatmin edici sonuçları bulunur ve ileri evre hastalarda tercih edilmelidir” diye konuştu. cumhuriyet.com.tr

Kawasaki Hastalığı(Çilek Dillilik) nedir?

Kawasaki Hastalığı (Çilek Dillilik) nedir? Özellikle, insanlarda sebep olduğu çilek görünümlü dil belirtisiyle bilinen Kawasaki hastalığı, tıp literatürüne ilk kez 1967'de Tomisaku Kawasaki adında bir Japon çocuk hastalıkları uzmanı tarafından kazandırıldı. Çilek dillilik olarak da bilinen Kawasaki, daha çok yeni doğan ve 5 yaş altı çocuklarda görülüyor. Erkek çocuklarında ise kız çocuklarına nazaran daha sık rastlanıyor. Kawasaki hastalığı, en çok koroner damarlar olmak üzere, vücuttaki orta çaplı atardamarlarda anevrizmalara (balonlaşma) neden olabilen, daha çok yenidoğan ve 5 yaş altı (kaydedilen vakaların yüzde 75'i 5 yaş altı çocuklardır) çoğunlukla erkek çocuklarda görülen akut sistemik vaskülittir. Bu hastalık, tıp literatürüne ilk kez, 1967'de Tomisaku Kawasaki adında bir Japon çocuk hastalıkları uzmanı tarafından kazandırılmıştır. Deri döküntüleri (enantem), konjunktivit , ellerde ve ayaklarda şişme, boyundaki lenf düğümlerinde büyüme ile karakterize semptomlarından dolayı ilk olarak hastalık "mukokutanöz lenf düğümü sendromu" olarak isimlendirilmiştir.Genellikle tedavi edilmediğinde hayatı tehdit edebilen koroner arteriyel anevrizmalar (CAA) ile ilişkili akut koroner arterite neden olur. BELİRTİ VE SEMPTOMLAR Hastalık, akut dönemde çocukta huzursuzlukla kendini gösteren, nedeni açıklanamayan ve geçmeyen yüksek ateşle başlar. Bunu takiben: - İrin ya da akıntı olmaksızın konjunktival enfeksiyon - Kızamık, ürtiker, papül ve benzeri tipte değişik deri döküntüleri - El ve ayak parmak uçlarından başlayan (2-3. haftalar civarında) karakteristik bir deri soyulması - Ağız mukozası değişiklikleri, parlak kırmızı çatlamış dudaklar, kırmızı "çilek dili" bulgusu ve boğazda kızarıklık gibi semptomlar izler. Hastalığın uzun dönemde yol açtığı en ciddi komplikasyonlar kardiyovasküler sistemle ilişkilidir. Bunlar: - Kalpte üfürümler, aritmiler ve ultrason anormallikleri - Perikardit,miyokardit (kalp katmanlarının iltihaplanması) - Trombositoz (kanda trombosit yüksekliği) - Ve en ciddi olarak koroner arter anevrizmalarının (CAA) gelişmesidir. HASTALIKLA İLIŞKİLİ GENLER Kawasaki hastalığına yatkınlık ailesel geçişli olarak bilinmektedir. Ancak kalıtım örüntüsü henüz tam olarak çıkarılamamıştır. Araştırmalar, Kawasaki hastalığı riskini ITPKC geni varyasyonları ile ilişkilendirilmiştir. Varyasyon, genin intron 1 olarak bilinen bölgesindeki nükleotidi değiştirir ve böylece inozitol 1,4,5-trifosfat 3-kinaz enziminin üretilmesinde ilk adım olan ITPKC gen transkripsiyonunun etkinliğini azaltır. Gen içi supressor mutasyon olarak tanımlanabilecek bu varyasyonun, vücudun T hücre aktivitesini azaltabilme yeteneğine müdahale ederek kan damarlarında hasara yol açan iltihaplanmalara neden olduğu öne sürülebilir. Genlerdeki delesyon ve duplikasyon gibi diğer değişiklikleri de içeren diğer etkenler de bu karmaşık hastalığın gelişimini etkilemektedir. GÖRÜLME SIKLIĞI Kawasaki hastalığı, çocuklarda vaskülite sebep olan hastalıklardan dünya çapında en sık görülenidir. Erkek çocuklarda kızlara nazaran daha yaygın görülür. Amerika Birleşik Devletleri ve diğer batı ülkelerinde Kawasaki Hastalığı 5 yaşındaki çocuklar arasında 10 binde bir görülür. Ancak hastalık görülme oranı Japonya, Kore ve Tayvan’ı içeren Doğu Asya’da 10-20 kat daha sıktır. Japonya, 4 yaşın altındaki yıllık 300 / 100 bin çocuk insidansı ile dünyadaki en yüksek görülme sıklığına sahip ülkedir. Genel popülasyon ile karşılaştırıldığında ebeveynleri Kawasaki hastalığı geçirmiş olan ailelerin çocukları, 2 kat risk taşımaktadır. Hasta kardeşleri olan çocukların ise hastalık riski diğer bireylere oranla 10 kat daha yüksektir. Nisan 2020'den beri, İngiltere yoğunluklu olmak üzere Avrupa'da COVID-19 pozitif olan çocuklarda nadiren Kawasaki benzeri bir bozukluk vakası bildirilmiştir. Fakat SARS-CoV-2 ve Kawasaki hastalığı arasında tüm semptomların uyuşmaması ve vakaların yaş ortalamasının yüksek oluşu sebebiyle tam bir gerçek nedensel ilişki kurulamamıştır. Erken dönemdeki olgularda herhangi bir doku bozukluğu yaşanmadan düzelme görülebilirken, ileri dönemde kalıcı CAA'lı hastalarda erken iskemik kalp hastalıklarını izleyen majör kardiyovasküler komplikasyonların görülme riski bulunmaktadır. TEŞHİS VE TEDAVİ Hastalık moleküler genetik testler olan ITKPC geni delesyon/duplikasyon testi veya Tüm Ekzom Dizileme analizleri ile teşhis edilebilmektedir. Yüksek dozda intravenöz immünoglobulin (IVIG) tedavisiyle sistemik iltihap azaltılarak akut belirtilerin önemli ölçüde kaybolması sağlanır. Infliximab gibi kortikosteroidler de ikinci basamak tedavi olarak uygulanmaktadır. Kaynak: Evrim Ağacı cumhuriyet.com.tr

Bilim insanlarıkeşfetti: Karadeniz'de buz devri sona ermedi

Bilim insanları keşfetti: Karadeniz'de buz devri sona ermedi Karadeniz'in en derin kısımları, son buz devrini bitiren iklim değişikliklerine hala yanıt veriyor. Bilim insanları bu çağın yaklaşık 12 bin yıl önce sona erdiğini şaşkınlıkla ifade ediyor. Alman araştırmacılar, Karadeniz’deki gaz hidrat yataklarını, yani su moleküllerinin buz benzeri katı bir madde içine hapsettiği metan gazı yataklarını inceledi. Gaz hidrat birikintileri üzerindeki sondaj çalışmaları, sıcaklık ölçümleri ve diğer verilerle birlikte çok şaşırtıcı bulgular ortaya koydu. Tuna yelpazesi diye bilinen bölgede, deniz tabanının altındaki serbest metan gazı, binlerce yıldır yüzeyde hâkim olan sıcak koşullara henüz uyum sağlamamıştı.Araştırmanın yazarları, "Bu, Tuna yelpazesi derinliklerindeki gaz hidrat sisteminin, buzul çağının sonlarında başlayan iklim değişimine hala tepki verdiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.Söz konusu bulgular, araştırmacıların gaz hidrat kararlılık bölgesinin tabanını belirleme girişimleri sırasında elde edildi. Bu taban; sıcaklık, basınç ve diğer doğal faktörler nedeniyle oluşan gaz hidrat yataklarının en alçak noktası anlamına geliyor. Kararlılık bölgesinin üstünde ve altında ise hidratlarda hapsedilmemiş, serbest metan gazı dolaşıyor.Bu bölgenin tabanını belirlemek isteyen araştırmacılar, gaz hidrat yataklarını MARUM-MeBo200 isimli deniz tabanı sondaj cihazını kullanarak deldi.Hakemli bilimsel dergi Earth and Planetary Science Letters’ta yayımlanan araştırmada deniz tabanı derinlemesine incelendi ve sıcaklık ölçümleri alındı.Bulgular, gaz hidrat kararlılık sınırının zamanla yükseldiğini gösterdi. Bu da söz konusu bölgenin son yılların sıcak koşullarına adapte olduğu anlamına geliyordu. Ancak serbest metan gazının, bu sınırla birlikte yükselemediği anlaşıldı.Almanya'daki GEOMAR Helmholtz-Okyanus Araştırmaları Merkezi'nden jeofizikçi Michael Riedel, şöyle konuştu:Bizim bakış açımıza göre gaz-hidrat kararlılık sınırı, yeraltındaki daha sıcak koşullara çoktan yaklaştı. Ancak bu alt kenarda bulunan serbest metan gazı, henüz onunla yükselmeyi başaramadı.Ekip, bu olguda tortu geçirgenliğinin de rol oynamış olabileceğini düşünüyor. Zira ölçümler, metan gazının bazı alanlarda yükselmeyi başardığını, bazı alanlarda ise yükselemediğini ortaya koyuyor.Bundan 20 bin yıl önce Karadeniz'de su seviyesi yaklaşık 100 metre daha düşüktü. Yani deniz yatağında daha az basınç vardı. Su da bugünkü seviyelere kıyasla çok daha soğuktu. Özetle yeni araştırma, serbest metan gazı açısından bu koşulların henüz değişmediğini gösterdi.Bulguların gelecekteki iklim modellemelerini etkileyeceği belirtiliyor. Zira şu anda Kuzey Kutbu'nun altında büyük miktarda gaz hidrat birikintileri bulunuyor. Ve bu birikintilerin, önümüzdeki yıllarda görülecek sıcaklık artışlarına nasıl tepki vereceğini bilmek önemli.Yine de araştırmacılar, bulgularının dikkatle yorumlanması gerektiğini düşünüyor. Ridel araştırma sonuçlarını şöyle özetliyor:Kısacası bu bölgedeki araştırmalarımız, Karadeniz’in son buzul çağından bugüne uzanan gelişimiyle ilişkili, dinamik bir tablo ortaya koydu.Kaynak: Independent Türkçe cumhuriyet.com.tr

Dünya Otizm Farkındalık Günü: Her 59çocuktan biri otizm riski ile doğuyor

Dünya Otizm Farkındalık Günü: Her 59 çocuktan biri otizm riski ile doğuyor Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilen 2 Nisan, her yıl otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla kutlanıyor. Otizm dünya üzerinde giderek artan bir farklılık biliniyor. Tohum Otizm Vakfı verilerine göre günümüzde her 59 çocuktan biri otizm riski ile dünyaya geliyor. Otizm farkındalığını artırmak adına, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilen 2 Nisan, her yıl olduğu gibi bu yıl da otizm ile ilgili sorunları görünür kılmak ve sorunlara çözüm bulmak amacıyla kutlanıyor. 2 Nisan’da başlayan “Otizm Farkındalık Ayı” çerçevesinde dünyada otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, bu konudaki farkındalığın artırılması ile erken teşhis ve tedavinin yaygınlaştırılması hedefleniyor. Tohum Otizm Vakfı verilerine göre günümüzde her 59 çocuktan biri otizm riski ile dünyaya geliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu sisteminde yer alan verilere göre ise Türkiye'de 34 bin 589 otizmli birey bulunuyor. OTİZM NEDİR? Otizm Spektrum Bozukluğu; belirtileri yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizmin sebebi halen bilinmemekle birlikte tıbbi araştırmalar genetik faktörler ile birlikte çevresel faktörlerin de rolü olabileceğini göstermektedir. Otizm, ne kadar erken yaşta tanınır ve uygun bir şekilde yönlendirilirse, tedavisinde o kadar olumlu sonuçlar alınan bir bozukluktur. ERKEK ÇOCUKLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR Otizm, her coğrafyada ve her sosyoekonomik düzeyde görülebilir. Erkeklerde, kızlardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Otizmin sebebi halen bilinmemekle birlikte tıbbi araştırmalar genetik faktörler ile birlikte çevresel faktörlerin de rolü olabileceğini göstermektedir. Bir çocuğunda otizm olan ailenin diğer çocuğunda da otizm görülme oranı yüzde 4-10 arasındadır. Sessiz, içine kapanık, nasılsa konuşur gibi bazı yanlış inanışlar ya da toplum tarafından damgalanma kaygıları otizmli çocukların tanı ve tedavisinde gecikmelere yol açabilmektedir. HER ÇOCUKTA FARKLI BELİRTİLER GÖSTEREBİLİR Otizm ismi aynı olsa bile her çocukta farklı belirtilerle görülebilir, her çocuğun klinik görünümü, tedavisi ve ilerleyişi aynı olmaz. En etkili tedavi yöntemi otizme yönelik özel eğitimdir. Otizmin tedavisine özel ilaç ya da aşı yoktur, ilaç tedavisi çoğunlukla otizme eşlik eden hırçınlık, aşırı hareketlilik, depresyon, yoğun takıntılar ve tekrarlayıcı hareketler için kullanılmaktadır. Güncel bilimsel verilere bakıldığında hiçbir alternatif tedavi yönteminin otizmi tedavi ettiğine dair kanıt bulunmamaktadır. Ailelerin böyle bir durumda ilk önce bir çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanından danışmanlık alınması gerekmektedir. Otizmli çocuklar aşağıdaki belirtilerin çoğunu gösterir: - Göz teması ya yoktur ya da kısıtlıdır. - Adı ile seslenince tepki vermezler - Aşırı hareketli veya hareketsiz olabilirler. - Çevreleri ile ilgilenmezler - Sarılma ve öpme gibi fiziksel temastan hoşlanmazlar. - Konuşmada gecikme vardır. - İnsanlarla iletişim yerine cansız varlıklarla ilgilenirler. - Topluluk içinde yaşıtları ile diyalog kurmazlar, oyunlara katılmazlar, kendilerini izole ederler. - Konuşmayı öğrenseler bile hep aynı kelimeyi tekrar ederler. - Konuşmayı iletişim aracı olarak kullanmazlar - Uygun olmayan cümleler kurar kalıp gibi konuşurlar. - Konuşma şekilleri ve ses tonları tekdüzedir. - İlgisiz şekilde her şeye gülebilir ve kıkırdayabilirler. - Bir cismin bir parçasına takıntı yapabilirler. - Bazı objelere aşırı bağlanabilirler. - Düzen takıntıları vardır. Rutinleri bozulduğunda hırçınlaşabilirler. - Tekrarlayan bir hareketi örneğin el çırpma, zıplama, kendi etrafında dönme, sürekli öne arkaya sallanma, kanat çırpma gibi yaparlar. - Normal çocuklar gibi hayal kurarak oyun oynamazlar, arabaları dizer sürekli tekerini çevirirler. - Sürekli aynı oyunları oynarlar. - Bazıları çok inatçı ve hırçın olabilir. - Sosyal ortama girdiklerinde aşırı korkup tepki verebilirler. - Sıklıkla yemek yeme bozukluğu gösterirler. - Kendilerine ve etrafındaki eşyalara zarar verebilirler. - Tehlikeye karşı duyarsızdırlar. - Acıya karşı duyarsızdırlar. - Yapılan espriyi veya imayı anlamazlar. - Normal öğrenme metotlarına duyarsızdırlar cumhuriyet.com.tr

Artvin'de alevler evleri sardı!

Artvin'de alevler evleri sardı! Artvin'de çıkan yangında ilk belirlemelere göre 3 ev yandı. Artvin Ortaköy'e bağlı Soylu Mahallesi'nde henüz belirlenemeyen nedenle bir evde çıkan yangın kısa sürede büyüyerek çevresindeki evlere sıçradı.SÖNDÜRME ÇALIŞMALARI BAŞLATILDIKöyde yaşayanların durumu fark ederek itfaiyeye bilgi vermesinin ardından olay yerine gelen ekiplerce yangını söndürme çalışması başlatıldı.Yangının başka evlere sıçrama riskinin bulunduğu, ekiplerin başlattığı çalışmanın ise devam ettiği öğrenildi. AA

RTÜK BaşkanıŞahin'den, 'Hiçtalimat gelmiyor mu' ve 'SözcüTV'ye neden izin verilmiyor' sorularına yanıt

RTÜK Başkanı Şahin'den, 'Hiç talimat gelmiyor mu' ve 'Sözcü TV'ye neden izin verilmiyor' sorularına yanıt RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, 'Hiç talimat gelmiyor mu?' ve 'Sözcü TV'ye neden izin verilmiyor' sorularına yanıt verdi. Haber Global ekranlarında yayınlanan Candaş Tolga Işık'ın sunduğu Az Önce Konuştum programının bu haftaki konuğu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin oldu.Candaş Tolga Işık'ın 'Talimat geliyor mu?' sorunu yanıtlayan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, "Bir bakan da olabilir bu, bir STK'nın başkanı da olabilir, bir vatandaş da zaten bizi arayarak şikayetim var diyebiliyor ki. Ama bir bakan dediği için bir kuruluşa ceza vermemiz bu dediğim sistemde mümkün mü?" dedi.Cumhurbaşkanı tarafından kendilerine bir talimat gelmediğini ifade eden Şahin, "Kurulumuz benimle birlikte 9 kişi. Üyelerimizin tamamı Meclis tarafından seçilir. AK Parti'den 4, CHP'den 2 tane, 2 tane MHP'den, 1 tane de HDP'den gelen arkadaşımız var" ifadelerini kullandı. Şahin, "Sözcü TV'ye neden izin verilmiyor?" sorusuna "Sözcü TV, Sivas'taki bir kanalı satın aldı ve logoyu yanlış kullandı. Önce biz uyardık. Yapay zeka bu logoyu algılamıyor" yanıtını verdi.Programdan öne çıkanlar: RTÜK olarak nasıl ceza veriliyor?"RTÜK'ün kuruluş kanunları var. 6112 sayılı kanunun eksikleri var ancak, biz bunu yönetmeliklerle destekliyoruz. Bir programda bu müeyyideye aykırı bir olay varsa uzmanların tespit ettiği sistemimiz var. Belli bir uzman grubu var ve belli kanallar var o uzmanlar onları takip ediyor. Uzman ve kanallar sürekli değişiyor. Raporlar hazırlanır ve kurul buna karar verir. Kurulumuz benimle birlikte 9 kişi."'Sadece kanallar ceza yemiyor'"Muhalif kanal değil oradaki programlar ceza yiyor. Muhalif kanal olmayan bir çok kanal da ceza yiyor. Böyle bir algı varsa yanlış ve boşa bir algı.Ben ceza sayılarını açıklamaktan yoruldum. Utanıyorum. Bunların sadece sebebi ben miyim. Aykırılıklar yapıldığı zaman suçlusu ben miyim?"Uzmanlar nasıl seçiliyor?"94'den beri bu yana çalışan uzmanlarımız var. KPSS ve sınav sistemlerimiz var sınavları geçmeleri şart. Biri birine gıcık oluyor diye asla ceza yazması mümkün değil. Kurul tespit eder ve anlar."Sosyal medyadaki hakaretler"Orada Meral Akşener'i konuk aldı diye ceza vermemiz mümkün değil. Orada eleştiri değil, hakaret vardı. O kelimeyi kullanamazsınız. Akşener'in o programda olması talihsizlik. Sunucunun kullandığı kelimeler yanlış."'Ebubekir'in kılıcı' eleştirisi"Ben buna kızmadım. Düzeltme ihtiyacı hissettim. Çocuklarımız kırmızı çizgimiz olduğunda kılıç değil kalkan olur. Z kuşağının tercih ettiği bir alanda kaygı ve yapmak istediklerimiz var. Yeni platformlarda çocukları başka boyutlara çekecek ebeveynleri de korkutan yayınlar oluyor. Seç izle platformlarda ebeveyn kontrolünü sağladık. Ve akıllı işaretler geliştirdik. MEB, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız ile birlikte çocuklarımızı bazı yayınlardan koruyacak sistemler geliştirdik."Youtube'daki denetim alanları"Şahsi yapılan yayınlar bizim alanımızda değil. Onlara BTK bakıyor."'Avrupa'dan bile daha iyi yerdeyiz'"Seç izle platformlarında dijitalleşmede Avrupa'dan daha iyi yerdeyiz. Bunu gururla söylüyorum. Kanunlarımız Avrupa'dan daha özgürlükçü."Gündüz kuşaklarındaki programlar"Üst Kurul toplantılarımızda da ele aldığımız bir konu. Müeyyide verilen bir cezadır. Biz bunları verme taraftarı değiliz.  Sabah kuşağı programları ciddi şekilde izleniyor. Biz burada "Bu programlar nasıl olmalı" diye konuşmalıyız. Evlilik programlarının kalktığında Aile Bakanlığında müsteşardım. Orada artık o kadar uygunsuz bir konular çıktı ki sonra düzenleme yapıldı. Siyasi otorite kaldırmak zoruna kaldı. Bu tür programların rehabilite edilmesi gerektiğine inanıyorum."Sözcü TV'ye neden izin verilmiyor?"Sözcü TV, Sivas'taki bir kanalı satın aldı ve logoyu yanlış kullandı. Önce biz uyardık. Yapay zeka bu logoyu algılamıyor. Tam biz kurula alacağız Türk patent bu logoyu onaylamamış. Sözcü TV'nin buradaki eleştirisinden ben de memnun değilim. Sözcü TV logolarla ilgili yasal düzenlemeleri tekrar yaparsa kurula gelecek. Ve bu kurulda karar çıkacak."'Pandemide TV izleme süresi arttı'"Pandemi önceki dönemde televizyon izlenme alışkanlıkları değişmişti. Mobile kaymıştı. Ancak pandemiden sonra televizyon izlenme süresi 5 saatin üzerine çıktı. Ve bu fazla."Dizilerdeki şiddet sahneleri"Bu bir sarmal en çok şikayet edilen dizi reytinglerde en üst sırada. Halkımız şiddet dizisi izliyor diye şiddet dizisi çekmek hakarettir. Ben evde belgesel, iş yerinde haber kanallarını izliyorum."Televizyonlardaki reklam politikaları"Reklamların denetimi bizde. Gönül ister ki dizilerin son bölümündeki eleştirilen o reklamlar düzenlensin. Ben isterim ki, dizi aralarındaki reklamlar düzenli kullanılsın. Ancak bu kandırılmak değil, izleyici artık bunu biliyor." cumhuriyet.com.tr

Fenerbahçe'nin eski başkanıAziz Yıldırım Galatasaray'açok sert cevap verdi

Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım Galatasaray'a çok sert cevap verdi Aziz Yıldırım'dan Galatasaray'a sert yanıt ve Fenerbahçe'nin başvurusu için açıklama geldi. /Archive/2021/4/1/223127089-fener.jpgFenerbahçe Kulübü'nün efsanevi eski başkanı Aziz Yıldırım Galatasaray'la yaşanan polemikte ilk kez konuştu.Bir TV programına katılan Yıldırım, "Fenerbahçe sporun Cumhuriyetidir.." dedi.Yıldırım'ın sözleri şöyle:"Başkanlığı bıraktığımdan beri 3 seneye yakın bir zaman geçti. Bugün artık konuşmam gerekiyor. Artık mecbur olduk, konuşmam gerekiyor. Galatasaray adet haline getirdi. Aziz Yıldırım üzerinden Fenerbahçe yönetimine savaş ilan ettiler. Ben Fenerbahçeli değilim, Fenerbahçe'nin kendisiyim. Ben Fenerbahçe için hapis yattım. Böyle bir insan üstünden Fenerbahçe yönetimiyle tartışma yaratmak kötü. Böyle bir insanı tartışmanın içine katanlar zararlı çıkar. Benim üzerimden bunu yapmak aptallıktır!2014'te, TFF'ye müracaat etmek üzere bir çalışma grubu oluşturduk. Bunu kongrede söylüyorum. Kaba olarak düşünürsen, benim zekamı ölçemediğin için, anlamıyorlar. 2 şampiyonluk sığmıyor diyorum, niye diyorum, yayın payı hakkında diyorum.Fenerbahçe'nin 28 şampiyonluğu olduğunu 2014'te de söylüyorum. Bunlar bunu anlamıyorlar. İnce nokta, aradaki fark. Yayın haklarından payını alacak mı, almayacak mı? Galatasaray'ın itiraz etmesi gereken buGS TV'Yİ İZLERKEN UTANDIMGS TV'yi izlerken utandım. Yayınımı kesip, montajlayarak yayınlıyorlar. Ben bunları zaten belirtiyorum. Kes, doğra, 'Aziz Yıldırım böyle söyledi' de. Bunlar yanlış. Bir daha söylüyorum. Ben herhangi bir adam değilim, ben Fenerbahçe'nin kendisiyim.Son dakika: Galatasaraydan Fenerbahçeye 1959 öncesi şampiyonluk cevabıSon dakika: Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye 1959 öncesi şampiyonluk cevabı!Ben Fenerbahçe'nin yanındayım, Fenerbahçe'nin haklı olduğu tüm davalarda Fenerbahçe'nin savunucusuyum. Galatasaray, bunu iyice kafasına soksunKİMSEYLE TAVLA OYNAMADIMKendilerinin şampiyon olması için dua eden insanın FETÖ örgütünün başkanı olduğunu da herkes biliyor. Ben Ali beye de cevap vereceğim. Hakimleri, savcıları üye yaparken, böyle bir örgüt yoktu. Fenerbahçeli olduklarını iddia ediyorlardı. Herhangi bir suçları olmadıkları ispatlandığında, kulübe üye yapıyorduk. Ben kimseyle de tavla oynamadım.Ben ve yönetici arkadaşlarım, bu ülkede FETÖ'yle savaşan ilk insanlardan biriyim. Ben şerefli bir insanım, kimseye de şerefsizlik yapmadım. Dikkat etsinlerBENİ MAHKEMEYE VERDİLERFenerbahçe, şike yapmadı ama Galatasaray hepimizin gözü önünde şike yapmadı diyorum. Beni mahkemeye verdiler. Deliller burada, ben bir şeylere karışmadım ama Galatasaray karışmış.FENERBAHÇE SPORUN CUMHURİYETİDİRFenerbahçe, sporun cumhuriyetidir. Bu Türkiye Cumhuriyeti ile bir tutulamaz. Bu ülkedeki tek cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti'dir.FENERBAHÇELİLER BÖLÜNMESİNFenerbahçelilere ricam var. Bölünmesinler, birlik beraberlik içinde olsunlar. Kötü günler aşılır ama idare edenler de bu kulübü layık oldukları yere götürmek için çalışsınlar." cumhuriyet.com.tr

Joe Biden, dini liderlerden yardım istedi

Joe Biden, dini liderlerden yardım istedi ABD Başkanı Joe Biden, dini toplum liderleriyle yaptığı görüşmede, liderleri, toplumlarını yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı aşılanmaları konusunda teşvik etmeye çağırdı. Biden, bugün binden fazla dini lider ve toplum temsilcisi ile çevrim içi görüşme yaptı.Görüşmede, Covid-19'la mücadelede yerel liderlerin çok önemli bir yeri olduğunun altını çizen Biden, "Sizleri aşı kelimesini yaymaya ve herkesi sırası geldiğinde aşı olmaya teşvik etmeye çağırıyorum" ifadesini kullandı.'COVİD-19 ALT EDİLMELİ'Biden, insanların yeniden bir araya gelmesi ve ibadet yerlerinin yeniden açılması için Covid-19'un alt edilmesinin önemini vurguladı. AA

Mansur Yavaş: Belediyelerin topladığıyardım paralarıdevlette bekliyor

Mansur Yavaş: Belediyelerin topladığı yardım paraları devlette bekliyor Fatih Altaylı'nın Teke Tek programına katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yardım kampanyalarında toplanan paraların akıbeti ile ilgili konuştu. Yavaş "Toplanan paralar devlette, bekliyor. Bizim yardım topladığımız hesap belediyenin kendi hesabı. O günlerde sayın İçişleri Bakanı 'Birisi belediyeye parayı yatırırsa karışamayız" dedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Habertürk televizyon kanalında yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın konuğu oldu. Yardım kampanyalarında toplanan paraların akıbeti hakkında konuşan Yavaş, "Toplanan paralar devlette, bekliyor. Bizim yardım topladığımız hesap belediyenin kendi hesabı. O günlerde sayın İçişleri Bakanı 'Birisi belediyeye parayı yatırırsa karışamayız' dedi. Sonuçta yargının olumlu karar vereceğini düşünüyorum. 3,5 milyon civarında vatandaşın parası var. Hesaplar donduruldu. Bugün bir kampanya başlattık" ifadelerini kullandı.Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Mansur Yavaş "Makam araçlarını azaltmak ve çakarların sökülmesi sözü vardı. Minibüsünüz ne kadar lüks? Kaç makam arabası var? Çakarlar söküldü mü?" sorusuna şu yanıtı verdi:"Sekreterler dahil herkese makam arabası verilmiş. Bazı daire başkanlarına mülkiyeti onlarda olan makam araçları vardır. Hepsini sattırdım. 6 milyon gelir elde ettirdim. Şu anda en lüks aracımız Megan. Ben de örnek olayım diye 2012 model minibüse biniyorum. Belediyede Vakıfbank'ın tahsis ettiği Mercedes var bir tane de eski dönemden kalma 500 Mercedes var, konukları onunla aldırıyorum. Şu ana kadar geçen Bodrum'a gittim, üç ayda 3 bin 300 kilometre kullandım. Sadece havaalanına gidiyorum. Onun haricinde kullanmıyorum. Ben minibüse biniyorum ki, daire başkanlarımız lüks araba peşinde koşmasın.Çakarları kaldırdık. Biz devlet memuruyuz. Ne özelliğimiz var? Maaşımızı alıyoruz. Milletin önüne geçmek için ne aciliyetimiz var? Zabıtanın, itfaiyenin, polisin olabilir. Örnek olması için ne kadar çakar var hepsini kaldırdık. Benden gizli yapan varsa bilmiyorum. Bu konuda genelge yayınladık."Programda öne çıkan başlıklar şu şekilde:Seçim vaadlerinizden bir tanesi Ankara'da su fiyatlarını aşağıya çekmekti. Siz gelmeden aşağıya çekildi? Hala aynı fiyat mı?"Evet hala aynı fiyat. Köylerde daha indirimli fiyat uyguluyoruz. Ben Çamlıdere Barajı'na güneş enerji istiyordum ama yasayla bunlar yasaklandı. Tam gerekçesini hatırlamıyorum. Oradan ürettiğimiz enerji ile yoksul ailelere ücretsiz verecektik. Maalesef onu da yapamıyoruz. Yine yoksul ailelere su parasını tonu 1 liradan verecektik. 4 aydır Meclis'te erteleniyor. Yaptığımız hesaplamalarda 3 yıllık kuraklık olacağı öngörülüyordu. Suyun inanılmaz bir yanlış kullanımı var. Bunu Bakanlık da sürekli açıklıyor. Zam kastımız yok. Şöyle de bir gerçek var. Bugün yine doğalgaza zam geldi. İki yıldır işçi ücretleri arttı mı? Çok sayıda hobi bahçesi var. Ufacık bir bahçeye vahşi bir şekilde suyu basıyor. Ankara'da şu anda su sıkıntısı yok. Suyun maliyet artı yüzde 5-10 farkla verilmesi lazım. Biz adaylığımız zamanında muhalefet etmeseydik su bugün Ankara'da 10.32 lira olacaktı. 4 milyar Ankaralının cebinde kaldı. Eski yönetim kaç yıldır bu şekilde pahalı su sattı. Peki ne yaptı bu paraları? Gitti başka işlere yatırdı. Helikopter aldılar, hayali işler yaptılar. 210 köyün kanalı açıktan akıyor. Burası Başkent. Bu tür yatırımlarda öncelikle insanların sağlığı önemli. Bir de yaptığınız işten kaç kişi istifade edecek. Kavşak yapıyorsak en fazla eziyet çekilen yer neresi oraya. Polatlı'nın su hikayesi akıl alır gibi değil. 550 milyon liraya ihale ettik. O harcanan paralarla 50 defa yapılırdı. İnşallah Polatlı'yı susuzluktan kurtaracağız. Oradan 1,5 milyon kişi istifade ediyor. Kademeli fiyatlandırma hem adil bir şey. Bahçenize domates ekip de akıl almaz şekilde suyu kullanıyorsanız bedelini ödersiniz. Hobi bahçeleriyle ilgili yasal düzenlemeler yapıldı. Çevre Bakanlığı bunlara karşı."58 kilemotrelik metro hedefine ulaşmanın neresindesiniz?"Yönetime geldiğimizde nerelerin metrosunu yapabileceğini sorduk. Zaten metroları devlete yıkmışlar. Ankara Büyükşehir Belediyesi metro yapma hakkını Ulaştırma Bakanlığı'na tümüyle devretmiş. Biz Keçiören'den Havaalanı'na yapacağız diye bize izin vermediler. Biz sadece 800 metre kadar Söğütözü'ne giden bir de Mamak yapabilirsiniz dendi. Sadece Mamak'ı verdiler, 7.8 kilometre. Şu anda proje hazırlanıyor. Proje ihalesini yaptık. Proje yapılınca bakanlığa gidilecek, ÇED raporu alacak. Bana kalırsa göre sürem bitmeden hepsini bitirmeyi düşünüyorum. Bu hızla gidersek 2-3 tane istasyonu ancak yapabiliriz. Şu anda sondajlar vuruluyor. Bu arada kredi görüşmelerine devam ediyoruz. Niye izin verilmiyor? Tam gerekçesini bilemiyorum. Gökçek döneminde yapılamayan Keçiören ve Çayyolu projesini Ulaştırma Bakanlığı bitirdi. Bunların sözleşmesi yapılırken, demişler ki, metroyu Ulaştırma Bakanlığı yapsın, aldığı paradan belli bir oranla borç olarak ödesin. Bu eski dönemde 235 yıl sürüyor."Gündelikçi kadınlara ulaşım kartı vereceğim demiştiniz?"Otobüslerde optimizasyon yaptırıyorum. 600 milyon zararımız var. Pandemi nedeniyle sübvanse ettik. Ben onları ücretsiz getirmek, bir de erken saatlerde halk otobüsü koyup bunları ücretsiz taşımak. Hala o fikrim devam ediyor. Evlerde temizliğe yardıma gidenlerin pandemi döneminde gidemeyeceğini görünce onlara da mesaj atmak suretiyle nakdi yardımda bulunduk. En son anket yaptırdık, hangi semtten geldiğini, saat kaçta otobüse bindiği üzere. Hazırlıklarımız devam ediyor."Gerek siz gerek İzmir'in yardım kampanyaları vardı. Oradaki toplanan paralar ne oldu?"Toplanan paralar devlette, bekliyor. Bizim yardım topladığımız hesap belediyenin kendi hesabı. O günlerde sayın İçişleri Bakanı 'Birisi belediyeye parayı yatırırsa karışamayız' dedi. Sonuçta yargının olumlu karar vereceğini düşünüyorum. 3,5 milyon civarında vatandaşın parası var. Hesaplar donduruldu. Bugün bir kampanya başlattık. Madem siz bizim bu şekilde yardım yapmanızı istemiyorsunuz. Bir elin diğer eli görmeyeceği şekilde insanlar arasında dayanışma yaptık. Bizler yardım isteyenleri yayınlıyoruz. Daha sonra mesajlaşma sistemiyle hesabına 500 TL'yi yatırabiliyor. Kimse kimseyi görmüyor. Bazen bankadan parayı alan insan telefon numarasını görüp teşekkür ediyor. Şu ana kadar bu yardımlarda 500 bini aştık. 335 bin aileye gıda desteğinde bulunmuştuk. Maddi destekler, yakıt desteği var. Bizden tablet isteniyor. Okuyan çocuklara üç boyunca internet yüklettik. Ankara'nın köylerine internet götürdük. Okullarda, camilerin uygun yerlerine interneti verdik. Çocuklara belli mesafelerde o internet erişiminden yararlanmalarını sağladık. Korona olanlar dışarı çıkamıyordu. Yemek yapamayanlara düzenli yemek gönderdik 15 bin civarında. 77 bin kişinin su faturası ödendi. Ankarakart'a para yükledik. Bilgisayar yardımları yapıldı. Herkese ulaşmaya çalıştık. Gerçekten Ankara halkı bu konuda güvenli. Kimse kimseyi görmeden birbirine yardım yapıyor. Bakkal veresiye defteri kapatılması da çok tuttu. İnsanlar Çukurambar'dan kalkıp tanımadıkları yörelerde bakkallarda defteri kapatmaya yöneldiler. Ankara'da insanların birbirini tanımasa da zor dönemde biraraya gelebildiğini gördük. Şimdi ikinci kampanyaya başladık. Salgın çok hızlı artıyor. Bulaşma riski çok çok artında yeni tedbirleri almaya başladık. Geçen yıl 1-2 milyarlık ihaleyi erteledik. İnsanlar salgın varken, işlerini kaybetmişken bunları daha sonra da yapabiliriz. Dayanışmanın içerisinde ilk önce Ankara'daki marketlerin birçoğunu çağırdık, listelerini internetten yükledik. Terzilerin hepsi kapatılmıştı. 300 kadar terziyi organize edip sürekli maske diktirdik. Hala talepler geliyor, elden geldiği kadar yetiştirmeye çalışıyoruz. Ankara'da yoksulluğun envanterini çıkarıyoruz. İnsanlara paket dağıtma değil de kart sistemine geçiyoruz. Kartlar gecikince marketlerin kartlarını ihale yaptık. Bir firmanın kartını dağıttık. En fazla ne sattınız diye sorduğumuzda çikolota sattıklarını söylediler. Bunları tespit etmemize yaradı. Halk ekmek üç çeşitlik koli çıkardı. Artık birer kutuluk hibe çikolata göndereceğiz." cumhuriyet.com.tr

Sermaye PiyasasıKurulu'ndan 10 kuruluşa ceza

Sermaye Piyasası Kurulu'ndan 10 kuruluşa ceza Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), 10 yabancı yatırım kuruluşuna usulsüz açığa satış işlemlerinde bulunulması nedeniyle toplam 26,4 milyon lira idari para cezası uygulanmasına karar verdi. SPK haftalık bültenine göre, kurul, Deniz Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının 250 milyon lira tutarındaki bedelli sermaye artırımı başvurusu ile Ulusoy Un Sanayi ve Ticaret'in 106 milyon 470 bin lira tutarındaki bedelsiz sermaye artırımı başvurusunu onayladı.Pegasus Hava Taşımacılığının 750 milyon dolar, Otokoç Otomotiv Ticaret ve Sanayinin 500 milyon lira, Opet Petrolcülük'ün 500 milyon lira, Ak Yatırım Menkul Değerlerin 1 milyon 300 bin lira, Yapı ve Kredi Bankasının 400 milyon avro tutarındaki borçlanma aracı ihracı başvurusuna da onay verildi.26,4 MİLYON LİRALIK İDARİ PARA CEZASIKurul, verilen satım emrinin açığa satış olduğunun, emrin verilmesi esnasında aracı kuruma bildirilmemesi suretiyle usulsüz açığa satış işlemlerinde bulunulması gerekçesiyle 10 yabancı yatırım kuruluşuna toplamda 26,4 milyon liralık idari para cezası uygulanmasına karar verdi.Bu kuruluşlar arasında; Credit Suisse Securities Europe Limited, Barclays Capital Securities Limited, Merrill Lynch (BofA) International, Wood and Company Financial Services AS, J.P. Morgan Securities PLC, Goldman Sachs International, Moon Capital Master Fund, Renaissance Capital Limited, UBS AG London Branch, HSBC Bank PLC2'ye toplam 26,4 milyon lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.45 İNTERNET SİTESİNE ERİŞİM ENGELİSPK, 1 Temmuz 2020'de gerçekleştirilen açığa satış işlemlerinde satışı yapılan sermaye piyasası aracının tevdi edilebilecek durumda olduğuna ve takas tarihine kadar aracı kuruma iletileceğine ilişkin müşteriden beyan alınmaması nedeniyle Gedik Yatırım Menkul Değerler ve HSBC Yatırım Menkul Değerler'e toplam toplam 1,2 milyon TL idari para cezası uygulanmasını kararlaştırdı.Türkiye'de yerleşik kişilere yönelik internet aracılığıyla yurt dışında kaldıraçlı işlem yaptırıldığı belirlenen 45 internet sitesine erişimin engellenmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılmasına hükmedildi.Kurul, III-35/A.1 sayılı Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliğine ilişkin şu kararı verdi:"III-35/A.1 sayılı Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliği (Kitle Fonlaması Tebliği) uyarınca yetkilendirilen kitle fonlama platformlarının tüzel kişiliğinin kitle fonlaması yoluyla fonlanmasına yönelik kampanya yürütmelerinin mümkün olmadığına, yüzde 20 veya daha fazlasını temsil eden paylarına veya oy haklarına sahip oldukları girişim şirketlerinin veya projelerin kitle fonlaması yoluyla fonlanmasına yönelik kampanya yürütmelerinin mümkün olmadığına, ortakları, yönetim kurulu ve yatırım komitesi üyeleri ile bu kişilerin eşlerinin, alt ve üst soylarının tek başlarına veya birlikte yüzde 20 veya daha fazlasını temsil eden paylarına veya oy haklarına sahip oldukları girişim şirketlerinin veya projelerin kitle fonlaması yoluyla fonlanmasına yönelik kampanya yürütmelerinin mümkün olmadığına karar verilmiştir." AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter