News - Haberler
Donduran soğuklar ne kadar sürecek?
Donduran soğuklar ne kadar sürecek? NTV Meteoroloji Editörü Dilek Çalışkan, İstanbul'da bu gece yarısı ve yarın sabah saatlerinde yeniden bir kar yağışının beklendiğini söyledi. Çalışkan, "Pazartesiden itibaren de 15 dereceyi bulan sıcaklıklar var. Artık 'karın son günleri' diyebiliriz" ifadesini kullandı. /Archive/2021/2/17/174117024-4g.jpgİstanbul'da hafta sonundan bu yana etkili olan kar yağışı, bu sabah etkisini yeniden artırdı. NTV Meteoroloji Editörü Dilek Çalışkan, "Hava sıcaklıkları ne zaman artacak, kar Türkiye'yi ne zaman terk edecek?" sorularını yanıtladı.Çalışkan, "Bu gece yarısı ve sabah saatlerinde tekrar bir yağış var. Kar, sıcaklıkta yükselme olduğu için zaman içerisinde sulu kar ve yağmura çevirecek" dedi.'KARIN SON GÜNLERİ' Yağışın olmasının don riskini hafiflettiğini söyleyen Çalışkan, "Cuma günü çok zayıf da olsa sulu kar şeklinde bir yağış bekleniyor. Hafta sonu sıcaklık 7-8 dereceye doğru çıkacak. Pazartesiden itibaren de 15 dereceyi bulan sıcaklıklar var. Artık 'karın son günleri' diyebiliriz" değerlendirmesinde bulundu. Çalışkan, kar yağışının Karadeniz'de cumaya kadar süreceğini söyledi. İç Anadolu'da özellikle Ankara'da perşembe gecesi ve cuma orta kuvvetli kar yağışı beklendiğini de sözlerine ekleyen Çalışkan, "Doğu'da, iç kesimlerde ve Karadeniz'de cumartesi gününe kadar kar yağışı var. Bolu, Karabük, Bartın ve Zonguldak'ta yarın kar yoğunluğunu yeniden artıracak. Ege ve Akdeniz'de bu gece için sera üreticileri dikkatli olmalı, zirai don bekleniyor" ifadelerini kullandı. 'PAZARA KADAR ÜŞÜYECEĞİZ' Çalışkan sıcaklık artışı için pazartesi gününü işaret ederek, "Pazar gününe kadar üşüyeceğiz. Genel olarak ısınmamız, sıcaklık 10 dereceyi geçeceği zaman, pazartesi günü olacak" dedi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan 17-23 Şubat haftalık hava durumu tahmini haritasına ise şu şekilde yer verildi: Haftalık Hava Durumu(17 - 23 Şubat 2021)Hava sıcaklıklarının kuzey, iç ve batı kesimlerde mevsim normallerinin 4 ila 6 derece altında, doğu bölgelerde mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. pic.twitter.com/ppTpQm0hgt— Meteoroloji (MGM) (@meteoroloji_twi) February 16, 2021 cumhuriyet.com.trİstanbul'da yüz yüze eğitim bir gün daha ertelendi
İstanbul'da yüz yüze eğitim bir gün daha ertelendi İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul'da yüz yüze eğitim bir gün daha ertelendiğini açıkladı. /Archive/2021/2/17/172822970-79dbb13b-b94a-4b5c-87a6-6fb344c6b42738044738.jpgİstanbul Valisi Ali Yerlikaya: "Kar ve buzlanma nedeniyle bütün eğitim kurumlarımızda yüz yüze eğitime 18 Şubat Perşembe günü, bir gün süreyle ara verilmiştir" ifadelerini kullandı. (DHA)Prens Philip hastaneye kaldırıldı
Prens Philip hastaneye kaldırıldı Buckingham Sarayı’ndan yapılan açıklamada Prens Philip’in hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Kraliçe Elizabeth'in 99 yaşındaki eşi Prens Philip, kendini iyi hissetmediği için Londra'da bir hastaneye kaldırıldı.Saraydan yapılan açıklamaya göre, "Majesteleri Edinburgh Dükü Salı akşamı Londra'daki King Edward VII Hastanesine kaldırıldı" denildi.CNN International'a konuşan bir Kraliyet kaynağı, Prens Philip'in hastaneye arabayla gittiğini ve bunun acil bir durum olmadığını söyledi. Kaynak, hastaneye yardımsız girdiğini ve hastalığının Covid-19 ile ilgili olmadığını da ekledi. cumhuriyet.com.trNihatÖzdemir açıkladı, TFF'de istifa var mı?
Nihat Özdemir açıkladı, TFF'de istifa var mı? TFF Başkanı Nihat Özdemir, TFF'deki istifa iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. TFF Başkanı Nihat Özdemir, yayıncı kuruluşu ziyaret etti. Ziyarete, istifa edeceği söylenen ancak bu iddia www.cumhuriyet.com.tr'deki özel haberle 'yalanlanan' TFF yönetim kurulu üyesi Hamit Altıntop da katıldı..Özdemir gündeme dair açıklamalar yaptı:"Yönetim kurulunda değişiklik bekliyor musunuz?" sorusuna Nihat Özdemir, "Bu yalnız bu hafta olan haberler değil, 3-5 ay önce Nihat Özdemir görevi bırakıyor, hatta istifa etti diyenler bile oldu. Hem de televizyon kanallarında, sosyal medyada değil, canlı yayınlarda ve aldığım habere göre hem de en iyi aldığım kaynaktan habere göre Nihat Özdemir görevi bırakıyor diye açıklamalar yapıldı. Tabii biz de böyle bir şey olmadığını söyledik ama arkadaşlarımız hiç tınmadılar. Çıkıp kamuoyundan 'Ya beni yanlış kaynak kandırdı, yanılttı, kamuoyunda beni küçük düşürdü' deyip özür dile dilemedi."HAMİT ALTINTOP'UN İSTİFA İDDİALARINA NE DEDİ?Geçtiğimiz günlerde Hamit Altıntop'un istifa edeceği yönünde haberler hakkında konuşan Nihat Özdemir, "Bunun bir başka modelini bu hafta yaşıyoruz. Evvela Hamit Altıntop'la işe başladılar. Hamit Altıntop'un bundan haberi bile yok. Dün bile federasyonda kendi işleriyle ilgili çalışmalar yapıyordu. Benimle geldi, mesailerde bulundu. Bazı kararlara ihtiyacı vardı. Onunla ilgili görüşlerimi sordu ve yönetim kuruluna hangi kararları getireceğimi ifade ettiler ve çalışmasına tüm hızıyla devam ediyorlar. Hamit Altıntop, gerçekten hem futbol hayatı yönünden değil bence gelecekte Türk futboluna bir idareci olarak, yönetici olarak çok büyük faydalar sağlayacağına inandığım bir arkadaşım. Kendisini ben şahsen çok seviyorum. Eğer bir derdi sıkıntısı olursa ilk benimle paylaşacağına inanıyorum. Çalışmalarına hızla devam ediyor. Bugün de Digitürk ziyaretine beraber geldik. Onun için hiçbir şey sorun değil. Yukarıda arkadaşlarımızla oturuyor." şeklinde konuştu."SOSYAL MEDYAYA BAKMADAN YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ"Yönetim hakkında sosyal medyada yazılanlara bakmadıklarını söyleyen Nihat Ödemir, "Profesyonel kadroya gelecek olursak, o da tamamen uydurulmuş bir haber. Önümüzdeki günlerde ve aylarda böyle bir projemizin olmadığını ifade edebilirim. Ama bunların hedefi, bizim almış olduğumuz kararlarımız neticesinde tabii ki bazı rahatsız olan camialar, taraftarlar var. Sosyal medyada bunu konu edip huzursuzluk yaratmaya çalışıyorlar. Biz tweetlere, sosyal medyaya, Instagram'lara hiç bakmadan yolumuza devam ediyoruz. Eğer bunlara bakmış olsaydık hiçbir karar alamazdık, yürüyemezdik ve bakın nerelerden bugün bu pandemi şartlarında ligimizi nereye getirdiğimizi hep beraber görüyoruz. Eğer sosyal medyaya bakmış olsaydık, yerimizde duruyorduk, şampiyonları ilan etmiştik, küme düşenleri belli etmiştik... Biz bunlara bakmayacağız. Biz yürütüyoruz, inşallah da yürütmeye sağlık bir şekilde devam edeceğiz." dedi. cumhuriyet.com.trVali, AKP Genel Başkanvekili’ni meşale ile karşıladı, CHP’li vekil tepki gösterdi
Vali, AKP Genel Başkanvekili’ni meşale ile karşıladı, CHP’li vekil tepki gösterdi AKP Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, memleketi Ordu’da vali ve belediye başkanı tarafından meşaleler ve gençlerin tezahüratı ile karşılandı. CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, “Pandemi günlerinde hiç yakışık almıyor. Hele ki ilin valisinin, hiçbir protokol görevi olmayan milletvekili dışında bir şahsı bu şekilde karşılaması da enteresan” sözleriyle tepki gösterdi. Kurtulmuş Ordu’da, İl Valisi Tuncay Sonel, Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler tarafından karşılandı. Karşılama sırasında meşaleler yakılması ve gençlerin tezahüratta bulunması dikkat çekti.CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel de bu karşılamaya tepki gösterdi. Adıgüzel şu açıklamayı yaptı:“Ordu’da bugün Numan Kurtulmuş ilin valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından karşılandı. Meşalelerle olağanüstü bir curcuna şamata içerisinde… Pandemi günlerinde hiç yakışık almıyor. Hele ki ilin valisinin, hiçbir protokol görevi olmayan milletvekili dışında bir şahsı bu şekilde karşılaması da enteresan. ”ORDU, PANDEMİDE İLK ÜÇTE YER ALIYORAKP’nin vaka sayılarındaki artışla gündeme gelen Doğu Karadeniz illerinde yaptığı il kongrelerinde salgın önlemlerine uyulmadığını öne süren Adıgüzel, şöyle konuştu:“Pandemide vaka sıralamasında ilk üç ilimiz Rize, Trabzon ve Ordu. Maalesef AKP de sırasıyla bu üç ilde, bugün de Ordu’da kongre yapıyor. Salona bakıyorsunuz hıncahınç dolu. Zaten Sayın (Recep Tayyip) Erdoğan’ın ifadesiyle lebalep yani ağzına kadar dolu. Bunu da bir marifetmiş gibi gülerek söylüyor. Sizler pandemi kurallarına uymazsanız vatandaş nasıl uysun? Vatandaşa görünce ceza yazıyorsunuz sizin hakkınızda kim işlem yapacak? Ben bu üç kongreyle ilgili gereken işlemlerin yapılmasını talep ediyorum, savcılara suç duyurusunda bulunuyorum.” cumhuriyet.com.trGoogle'dan KOBİ'lere 75 milyon dolar pandemi desteği
Google'dan KOBİ'lere 75 milyon dolar pandemi desteği ABD merkezli çok uluslu teknoloji şirketi Google, ABD dışındaki, pandeminin etkilerine karşı mücadele veren küçük ve orta ölçekli işletmeleri (KOBİ) desteklemek için 75 milyon dolarlık kaynak ayırdığını açıkladı. /Archive/2021/2/17/171113792-pandemi-ekonomi.jpgGoogle'dan yapılan açıklamada, özellikle sermayeye erişim ve gelecek için direnç oluşturma konusunda KOBİ'lerin pandemi zamanında toparlanma için yardıma olan ihtiyacına dikkat çekildi.Google'den yapılan açıklamaya göre, şirket Avrupa Yatırım Fonu'nun yönettiği iki ayrı KOBİ fonundan birine 15 milyon dolar, diğerine de 10 milyon dolar kaynak aktaracak.Şirket ayrıca, operasyonlarını Latin Amerika ve Karayipler'de sürdüren Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası'nın (Inter-American Development Bank) yenilikçilik laboratuvarına da 8.0 milyon dolar verecek.Google açıklamasına göre şirket kaynağın kalan bölümünü KOBİ'lere aktarmak için, Afrika, Ortadoğu, Endonezya ve Hindistan'da sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapacak. (DHA)Geçmişle yüzleşme
Geçmişle yüzleşme Erol Güney’in ve Bella Eskenazi’nin Orhan Veli, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Sabahattin Eyüpoğlu, Bedri Rahmi Eyüpoğlu gibi aydınların çevresinde geçen yaşam öyküleri ışıklı bir dönemi gösteriyor. Yaşam öykülerinden yola çıkarak Cumhuriyet tarihimize bakmak kendimizi bildik bileli bize dayatılan resmi tarih ideolojisini sorgulamamıza yol açıyor. Ötekileştirilenlerin, dışlananların, yok sayılanların öyküleri yer yer çok sarsıcı bile olsa geçmişle yüzleşme fırsatı veriyor bizlere. Sözgelimi Nezahat ve Kazım Gündoğan’ın Dersim olaylarını sergileyen sözlü tarih belgeselleri faşizan milliyetçi ideolojinin ölümcül boyutlarını çok vurucu bir biçimde gözler önüne seriyor. Tarihle yüzleşmede azınlıkların, Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin yaşamları da önemli ipuçları veriyor. Musevi Müzesi’nin sunduğu, yazar, gazeteci ve çevirmen Erol Güney’in hayatını anlatan “Yaşamın Sürüklediği Yerde” ve “Bella’nın Öyküsü” filmleri Cumhuriyet tarihinin yol açıcı, umut verici yönlerini gözler önüne sererken karanlık yanını da gizlemiyor. Erol Güney’in ve Bella Eskenazi’nin Orhan Veli, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Sabahattin Eyüpoğlu, Bedri Rahmi Eyüpoğlu gibi aydınların çevresinde geçen yaşam öyküleri ışıklı bir dönemi gösteriyor. Erol Güney’in Rusça ve Fransızcadan çevirileriyle kültür yaşamımıza katkıları, Dostoyevski, Çehov ve Moliere’den yaptığı çevirileriyle Hasan Ali Yücel çeviri projesine kazandırdıkları, Bella’nın yabancı dil öğretmeni olarak Köy Enstitüleri serüveni umut verici gelişmelere gönderme yaparken, yaşanan acılar Erol Güney’in Sovyetlerin Türkiye ile ilişkilerini iyileştirmek istediğine dair bir haber yazısı yüzünden Türk vatandaşlığından çıkarılması, böylece İsrail’e gitmesi ve ancak kırk yıl sonra turist vizesiyle geri dönebilmesi, Bella’nın Köy Enstitüsünden uzaklaştırılması ve 6-7 Eylül tanıklığı yakın tarihin kapkaranlık yüzünü de gözler önüne seriyor./Archive/2021/2/17/171727398-erol2.jpgBelgesellerin yönetmeni Banu Yalkut doksan dört yaşındaki Erol Güney üzerine yaptığı belgeselin amacını şöyle tanımlıyor: “Türkiye’deki siyasi değişim sürecine tanıklık etmiş Erol Güney’in anılarından yola çıkılarak yapılan belgesel çalışması, Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldığı 1955’ten beri Tel Aviv’de yaşayan bu önemli kişinin bakışını yansıtmaya çalışmaktadır. Bu filmle günümüzde köken öne çıkarılarak sürdürülen dini, siyasi ve etnik tartışmalara farklı bir açıdan yaklaşmayı hedefliyorum. Bu hikayenin Türkiye’nin kendisiyle yüzleşmesi bağlamında anlamlı olduğunu, Türkiye siyasi tarihinin önemli bir bölümüne ışık tutacağını ve yükselen anti-semitizme karşı mücadeleye bir katkıda bulunacağını düşünüyorum.”Erol Güney belgeseli çekildiğinde Erol 94 yaşındaymış. Karşımızda konuşurken gözleri gülen, gençleşen çok çok yaşlı bir adam. Nazilerden kaçarak İstanbul Üniversitesi’nde ders veren ünlü Romanist Erich Auerbach’ın yanında Fransız dili ve edebiyatı okumuş olan Erol Güney’in edebiyat aşkı onun yaşamının en verimli ve güzel dönemini Türkiye’de geçirmesini sağlamış. Yükselen faşizan bir milliyetçilikle birlikte Türkiye’den apar, topar ayrılmak zorunda kalışını, Fransa’da sürdüğü göçmen yaşamını ve İsrail’e yerleşip orada gazeteci olarak çalışmasını yaşamının en üretici yılları olarak anlatmıyor. Sanırım ülkesinden ayrılmak zorunda bırakılışı sadece bizim için değil onun için de büyük bir kayıp olmuş. Türkiye’ye çok bağlı, belki de Yahudi soykırımının sürdüğü otuzlu kırklı yıllarda İstanbul ve Ankara’da sürdüğü yaşamını neredeyse bir mucize gibi gördüğü için. Tıpkı dinin tehlikeli yanını göz ardı etmeyen Bella gibi o da ateist, ama bunu Yahudi soykırımına izin veren bir Tanrı’ya inanmakta zorlandığını söyleyerek Bella’ya oranla çok daha net biçimde dile getiriyor./Archive/2021/2/17/171724117-bella2.jpg“Bella’nın Öyküsü”nü izlediğimde ise kendi ayaklarının üstünde duran, ne istediğini bilen, kendine güvenen bu akıllı kadının duruşuna hayran oldum. Şu an 98 yaşında olan Bella da belgeseli bizimle birlikte zoomdan izledi. Bella’nın keskin gözlemciği ve zekası, belleğinin güçlülüğü çok etkileyici. 1942 Varlık vergisinin yıkıcılığından 6-7 Eylül 1955 olaylarına değin yaşadıklarını anlatırken bir şey kafama takıldı. Yağma başladığında Bella Heybeli Ada’daymış. Adaya gözü dönmüş yağmacılarla dolup taşan bir gemi yanaşmış.. Oranın polis komiseri hemen işe el koyarak adaya tek kişinin ayak basmasına izin vermeyeceğini, aksi halde ateş açacağını söylediğinde gemi geri çekilmiş. Onca acı ve şiddet öykülerinin içinde her zaman sağduyulu ve büyük yürekli birileri bulunabiliyor. Acaba onlar neredeler? Onların öyküleri neden hiç zaman yazılmıyor, duyulmuyor? Şiddet dolu bir kültür ve gelenekten geliyoruz. Ama ne yaşanırsa yaşansın tarihin her döneminde şiddet döngüsünü kırmaya çalışan medeni cesareti güçlü, cesur insanlar olmuştur, onlar umudun sesini dile getirmiyor mu? Sanırım bu tür insanların öykülerinin toplanması hem örnek olma hem de umut verme açısından belgesel araştırmalar ve çalışmalar bağlamında özellikle önem kazanıyor.Sanırım bizden önceki kuşakların, özellikle de dışlananların, ötekileştirilenlerin, mağdur durumda olanların bizlere anlatacakları şeyler çok. Yakın tarihimiz bu alanda ne yazık ki inanılmaz zengin bir malzeme sunuyor bizlere. Zehra İpşiroğluBoğaziçi gözaltıları: Anıl Akyüz veŞilan Delipalta’nın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi.
Boğaziçi gözaltıları: Anıl Akyüz ve Şilan Delipalta’nın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. Kadıköy'deki Boğaziçi eyleminde gözaltına alınarak tutuklanan Anıl Akyüz ve Şilan Delipalta’nın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. İstanbul Kadıköy'deki Boğaziçi eyleminde gözaltına alınan ve çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan Anıl Akyüz ve Şilan Delipalta’nın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi.Öğrencilerin avukatları tarafından sosyal medyada yapılan duyuruda, "Tutuklu üniversite öğrencileri Anıl ve Şilan'ın tutukluluğu ile yapılan itiraz Anadolu 5 Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi. Haklarında konutu terketmeme adli kontrol kararı verilenlerle ilgili itiraz da sözlü olarak öğrenebildiğimiz kadarıyla iki kişi haricinde reddedildi" denildi.Hakkında tutuklama kararı verilen Anıl Akyüz ve Şilan Delipalta avukatları aracılığıyla mesaj göndermiş, Akyüz "Hiçbir zaman biz başımızı eğmedik, yüzümüzü eğmedik. Bundan sonrasında da hem içeride, heem dışarıda baş eğmeyeceğiz. Mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz" demişti.Şilan Delipalta ise, "İki kişi tutuklandık. Bu memleketi ve üniversiteyi susturma çabasıdır. Herşey boşa. Memleketi de üniversiteyi de bizleri de susturamayacaklar. Herkese selamlar.” DemiştiNE OLMUŞTU?Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek için 2 Şubat'ta İstanbul Kadıköy'de düzenlenen protestoda gözaltına alınan 23 kişiden 10'u tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Savcılığın "görevini yaptırmamak için kamu görevlisine direnme" iddiasıyla tutuklama istediği 10 kişiden Anıl Akyüz ve Şilan Delipalta tutuklandı. Diğer 8 kişiden altısı yurtdışına çıkış yasağı, ikisi ise ev hapsi ve yurtdışına çıkış yasağı ile serbest bırakılmıştı. cumhuriyet.com.trTHY'nin 'Miles&Smiles' uygulamasında dijital kart dönemi başladı
THY'nin 'Miles&Smiles' uygulamasında dijital kart dönemi başladı Türk Hava Yolları (THY), "Miles&Smiles" programında dijital kart döneminin başladığını duyurdu. /Archive/2021/2/17/170405281-thy.jpgTHY'nin sosyal medya hesabından yapılan duyuruda, ayrıcalıklara açılan kapı olan programın artık dijital olduğu belirtildi.Duyuruda, "Miles&Smiles" fiziki kartların dijital kartlara çevrildiği kaydedilerek, "Fiziki kartınızın avantajlarını Türk Hava Yolları mobil uygulamasıyla kullanabilirsiniz." denildi. cumhuriyet.com.trFalcao Galatasaray'ın maçkadrosunda mı?
Falcao Galatasaray'ın maç kadrosunda mı? Galatasaray'ın Alanyaspor maçı kadrosu belli oldu. Galatasaray, Alansapor deplasmanı için Antalya'ya giderken kadro da belli oldu.Uzun zamandır kadroya alınmayan Falcao ile ilgili Fatih Terim son kararını verdi.2020 yılının son ayından bu yana sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen Radamel Falcao Alanya maçı kadrosuna alındı.İşte kadrodaki isimler:Fernando Muslera, Şener Özbayraklı, Taylan Antalyalı, Henry Onyekuru, Ryan Babel, Radamel Falcao, Younes Belhanda, Peter Etebo, Martin Linnes, Ryan Donk, Oğulcan Çağlayan, Kerem Aktürkoğlu, Ömer Bayram, Emre Akbaba, DeAndre Yedlin, Christian Luyindama, Mostafa Mohamed, Okan Kocuk, Marcao Teixeira, James Ozornwafor, Emre Kılınç, Bartuğ Elmaz, Arda Turan, Gedson Fernandes, Sofiane Feghouli, Fatih Öztürk. cumhuriyet.com.trAnnesini evinde boğazıkesik halde bulduğunu söyleyen genç, adliyeye sevk edildi
Annesini evinde boğazı kesik halde bulduğunu söyleyen genç, adliyeye sevk edildi İZMİR'in Konak ilçesinde evinde boğazı kesik, başından pompalı tüfekle vurulmuş halde bulunan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Sibel A.'nın (46) gözaltına alınan oğlu Oğuz A. (22) ile eniştesi M.U. ve yeğeni T.B. (17), adliyeye sevk edildi. Enişte ve yeğenin, ifadesinde, evin üst katında bulunan pompalı tüfeği, Oğuz A.'nın kendisine zarar vermemesi için sakladıklarını söyledikleri öğrenildi. Olay, geçen 15 Şubat Pazartesi günü saat 14.30 sıralarında, Tepecik Boğaziçi Mahallesi'nde yaşandı. İddiaya göre Oğuz A., işçi olarak çalıştığı fabrikadan 3 ay önce emekli olan annesi Sibel A.'yı, evlerinde boğazı kesilmiş ve başından pompalı tüfekle vurulmuş halde buldu. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri tarafından Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Sibel A., doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi.Uyuşturucu etkisinde olduğu öne sürülen Oğuz A. ise, kendisini yerlere atarak, "Anne, kafam güzel değil. Ben benden gitmişim" diye feryat etti. Başka bir suç nedeniyle koyulduğu cezaevinden kısa süre önce çıktığı belirlenen Oğuz A., polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.'TÜFEĞİ KENDİSİNE ZARAR VERMEMESİ İÇİN SAKLADIK'Kadının ölümüyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında evde geniş çaplı arama yapan polis ekipleri, olayda kullanılan pompalı tüfeği, bir üst kattaki dairede buldu. Tüfeği üst kata saklayanların ise Sibel A.'nın eniştesi M.U. ile yeğeni T.B. (17) olduğu belirlendi. Gözaltına alınan M.U. ve T.B., ifadelerinde, tüfeği, Oğuz A.'nın kendisine zarar vermemesi için sakladıklarını söyledi. Suçlamaları kabul etmeyen 3 şüpheli, bugün adliyeye sevk edilirken, Sibel A.'nın ölümündeki sır perdesini, yapılacak swap analizinin aralaması bekleniyor. DHA
