News - Haberler
Brokolinin faydalarıve zararlarınelerdir?
Brokolinin faydaları ve zararları nelerdir? figure > Bir besin bombası olan brokoli, sindirime, kalp-damar ve bağışıklık sistemine fayda sağladığı gibi iltihap karşıtı ve kansere karşı koruyucu özelliklere bile sahip. Düşük sodyum içerikli ve yağsız bir sebze olan brokolinin bir porsiyonu ise yalnızca 31 kalori. Teksas Üniversitesi’nden beslenme uzmanı Victoria Jarzabkowski, brokolinin yüksek lif, C vitamini, aynı zamanda potasyum içerdiğini, B6 ve A vitamini kaynağı da olduğunu söylüyor. İçerisinde karbonhidrat bulunmayan brokoli ayrıca bol protein de içeriyor.Brokolide bitki kimyasalları ve antioksidanlar da yüksek oranda bulunuyor. Bitki kimyasalları, bitkilere rengini, kokusunu ve tadını veren kimyasallardır. Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı araştırmalara göre bitki kimyasallarının birçok faydası da var. Örneğin brokolideki bitki kimyasalları bağışıklık sistemi için oldukça faydalı. İçlerinde glucobrassicin; zeaxanthin ve beta-karoten karotenoidler ve bir flavonoid olan kaempferol bulunur.Antioksidanlar, vücudun ürettiği veya meyve, sebze ya da tahıllarda bulunan kimyasallardır. Jarzabkowski, antioksidanların, hücrelere zarar veren serbest radikalleri bulmaya ve etkisiz hâle getirmeye yaradığını söylüyor. Serbest radikaller, metabolizma sırasında oluşan dengesiz moleküllerdir. Amerikan Kanser Enstitüsü’ne göre bu moleküllerin verdiği hasar kansere yol açabilir.Brokoli bol miktarda bir antioksidan bileşeni olan lütein ve çok etkili bir antioksidan olan sülforafan bulunur. Besin oranı yüksek olan brokoli aynı zamanda magnezyum, fosfor, az miktarda çinko ve demir de içeriyor.Sağlığa faydalarıDiyabet ve otizm: Tip 2 diyabeti olan obez bireyler için brokoli özü oldukça faydalıdır. Science Translational Medicine dergisinde Haziran ayında yayınlanan raporda, bilim insanlarının, brokolide (ve lahana ve brüksel lahanası gibi diğer turpgillerde) sülforafan adlı bir bileşeni bulduğu belirtiliyor. Sülforafanın tip 2 diyabetle bağlantılı olan 50 genin etkinliğini ya da etkisini durdurabildiği bulundu. Bilim insanları, 12 haftalık araştırma sürecinde bu bileşeni tip 2 diyabet hastası 97 bireye uyguladı. Obez olmayan bireylerde hiçbir değişiklik görülmezken obez bireylerin kontrol gruba oranla açlık kan şekeri seviyelerinde %10’luk bir düşüş yaşandığı görüldü. Aynı bileşenin otizmle bağlantılı belirtileri de azalttığı görüldü. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan araştırma raporunda, sülforafan içeren brokoli özü kullanan kişilerin, sözel iletişiminde ve sosyal etkileşimlerinde gelişmeler yaşandığı belirtiliyor.Kanser: Çoğu insan brokolinin kansere karşı korunmada çok yararlı olduğunu bilir. Jarzabkowski, brokoli gibi turpgillerin bazı mide ve bağırsak kanserlerine karşı koruma sağlayabileceğini belirtiyor.Amerikan Kanser Birliği, sülforafan ve indole-3-carbinole da dahil olmak üzere brokolide bulunan izotiyosiyanatların zehirden arındırıcı enzimler salgıladığını ve antioksidan görevi görerek oksidatif stresi azalttığını belirtiyor. Aynı zamanda östrojen seviyesini de etkileyen bu bileşenler göğüs kanseri riskini de azaltıyor olabilir.Kolesterol: Jarzabkowski’ye göre brokolide bulunan çözülebilir lif, kandaki kolesterole bağlanarak, kolesterolün düşmesine yardımcı olur. Life bağlanan kolesterolün vücuttan dışarı atılması kolaylaşır ve dolayısıyla vücuttaki kolesterol seviyesi düşer.Kalp sağlığı: Brokoli, kolesterolü azaltmasının yanı sıra kan damarlarını güçlendirerek kalp sağlığını da korur. Brokolide bulunan sülforafanın aynı zamanda iltihap azaltıcı etkisi de bulunduğundan kronik kan şekeri sorunlarının sebep olduğu kan damarı duvarındaki hasarları önleyebilir veya iyileştirebilir. Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’na göre bu sebzede bulunan b-kompleks vitaminler aşırı homosisteini düzenlemeye veya azaltmaya da yardımcı olur. Aşırı homosistein, kişilerin kırmızı et yemesinden sonra biriken amino asittir ve koroner kalp hastalığı riskini arttırır.Göz sağlığı: Havucun göz sağlığına faydalı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun sebebi içerisinde bulunan, bir antioksidan bileşeni olan luteindir. Bu bileşeni brokolide de yoğun miktarda bulabilirsiniz. Brokolide bulunan başka bir antioksidan ise aynı faydaları sağlayan zeaksantindir. Bu iki kimyasal da maküler dejenerasyona ve katarakt oluşumuna karşı koruma sağlar.Sindirim: Brokolinin sindirime son derece faydalı olduğunu belirten Jarzabkowski, bunun sebebinin sebzenin yoğun lif içeriği olduğunu da ekliyor. Brokolinin neredeyse her 10 kalorisinde 1 gram lif bulunuyor. Lif, düzenli olarak tuvalete çıkmanızı sağladığı gibi bağırsaklarınızdaki sağlıklı bakterilerin seviyesinin de korunmasına yardımcı oluyor. Brokoli aynı zamanda mide zarını korur. Brokolide bulunan sülforafan, mide bakterisi Helicobacter pylori’nin fazla gelişmesini ve mide duvarına çok güçlü tutunmasını da önler.Sağlığa zararlarıGenel olarak brokoli yemenin herhangi bir zararı olmadığı gibi yan etkileri de ciddi değildir. Brokoli tüketiminin en yaygın yan etkileri gaz ve bağırsakta tahriş ise brokolinin yüksek lif oranından kaynaklanır. Turpgillerden gelen bütün sebzelerin gaz yaptığını belirten Jarzabkowski, bu besinlerin faydasının ise verdikleri rahatsızlığa değeceğini söylüyor. Ohio Devlet Üniversitesi Wexner Tıp Merkezi’nden bilim insanları, brokolide bulunan K vitamininin kan sulandırıcı ilaçların etkisini azaltabileceğini ve bu ilaçları kullanan kişilerin brokoli tüketimine dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyor. Hipotiroidi olan kişilerin de aynı şekilde brokoli tüketimlerini sınırlandırmaları öneriliyor.Pişirme yöntemleriÇiğ, buğulama, haşlanmış brokoli: Hangisi daha besleyici? Brokolinizi hazırlama şekliniz alacağınız besin miktarını da etkiliyor. Örneğin brokoliyi kansere karşı etkileri sebebiyle tüketmek isteyenlerin sebzeyi çok fazla pişirmemesi gerekiyor.Warwick Üniversitesi’nde 2007 yılında yapılan bir araştırmada brokolinin haşlanmasının sebzede bulunan faydalı, kanser karşıtı enzimleri azalttığı bulundu. Araştırmacılar, taze brokoli, brüksel lahanası, karnabahar ve yeşil lahananın haşlanması, buğulanması, mikrodalgada pişirilmesi veya kızartılması durumunda besin miktarlarında yaşanan değişimleri inceledi. Araştırma sonucunda kanser karşıtı besin maddelerinin en çok haşlanmada kaybedildiği görüldü. 20 dakikaya kadar buğulama, üç dakikaya kadar mikrodalgada pişirme veya beş dakikaya kadar kızartmanın ise kanser karşıtı besinlerin önemli miktarda kaybına sebep olmadığı görüldü. En çok besin, çiğ brokolide bulunsa da bağırsaklarınızı en çok rahatsız eden ve en çok gaza sebep olan da yine çiğ brokoli.Kaynak: Herkese Bilim Teknoloji cumhuriyet.com.trSinemayıdüşolmaktançıkaran
Sinemayı düş olmaktan çıkaran figure > Bir sinema yazarı olarak Atillâ Dorsay’ın sinemanın gündemini izleyip yazması önemlidir. Son on yılın 180 filmini değerlendirmesi bir dönem tanıklığını da içerir. Yeni kitabı Hayatımızı Değiştiren Filmler: 2015-2020 da sinema tutkunları için eşsiz bir kaynak. Dorsay sinemayı kucaklayan biri. Bir yurt haritası çizer gibi size sinema haritası çiziyor. Kendi renkleri, çizgileri, bakışıyla bir sinema belleği sunuyor. /Archive/2020/12/25/000328012-ic1.jpgSÜREKLİLİK VE ADANMIŞLIKAtillâ Dorsay’ın iki yeni kitabını gözden geçirirken, ilkin okumam gereken yerleri işaretledim. Onun sinema yazarlığı yolu / yolculuğunu ufkumuzu açan bir bellek olarak görürüm. İlkgençliğimden beri yazdıklarını izleyen biriyimdir. Sinema tutkunu olduğum o günlerden bugüne Dorsay’ın yazıp üretiyor olmasıyla getirdiği birikimi başlı başına bir ekol diye nitelendirmem abartı sayılmamalı. İşte bu yeni kitapları da bunun bir göstergesi.Ötesi, Dorsay’ın Sinema ve Çağımız (1984/1998) yapıtı sinema üzerine yazılmış önemli bir başlangıç kitabıdır. Bunu o ekolün ilk adım kitabı olarak görmeli. Eğer Ali Gevgili’nin Çağını Sorgulayan Sinema (1989) kitabıyla bunu yan yana okursanız, sözünü ettiğim ufuk açıcılığını da gözlersiniz. En azından bize; sinema adına söz edebilmek, üstelik en zor olanı söyleyebilmek için nasıl bir bakış / bilgi / birikim gerektiğini gösterir bu iki yazar.Dorsay’ı elbette Gevgili’den ayıran süreklilik, sinema yazarlığına adanmışlık söz konusu. Sinema biletinin parasını ödeyen veya okuyup yazacağı kitabı gidip kitabevinden satın alan yazardan çok şey öğrenirsiniz./Archive/2020/12/25/000348215-ic2.jpgATİLLA DORSAY KİTAPLIĞIİşte Atilla Dorsay bu soy bir sinema eleştirmeni. Evet, öteki yanı ise sinema tutkunu bir mimar, gezgin. Onun bu iki yanını yabana atmamak gerekir. Sinema için bambaşka bir gözdür mimari / gezgin bakışı.Kütüphanemin sinema bölümünde ayrı bir Atillâ Dorsay Kitaplığı var dersem abartı sayılmamalı. Onunla buluşma noktalarımızın ne çok olduğunu yazılarında keşfetmiştim. Yan yana geldiğimizde ise hiç yanılmadığımı gördüm.Sözünü ettiğim kitabı ikinci derlemesi olsa da, eni konu Dorsay’ın sinema bilgisini / birikimini öne çıkarıyordu. Ama bu kitabını asıl önemli kılan şey, kendisinin de altını çizdiği gibi şu yönelimdi; “Burada artık sinema bir amaç olmaktan çıkıyordu, amaç sinemanın çağımızın en önemli olgularına nasıl, hangi koşullar, tarzlar ve farklılıklarla yaklaştığını sergilemeye çalışmaktı.” Bu da, onun sinema sanatına bakışını/yaklaşımını içeren bir belirlemeydi aslında.Dorsay, zamanla, eleştirilerini daha geniş bir eksene taşıyarak dünya sinemasını konu / izlek / yönetmen / oyuncu / ülke bağlamında da ele alarak yazmayı sürdürdü. Ve bu çabası da bugünkü sinema kitaplığını oluşturdu. İyi bir sinema eğitimi almak isteyenler, sinemayı kendilerine tutkulu bir uğraş görenler için bulunmaz bir kaynaktır Dorsay’ın bize sunduğu bu birikim./Archive/2020/12/25/000406262-kapakic3.jpgBİLGİ ÖTESİ BİR BİRİKİMBilgi ötesi bir birikim. Bakış açısını odaklandırdığı bir film üzerine yorumsayıcı eleştirel yaklaşımı, taşıyıcı olan bağlantı kurma yöntemi onun yazdıklarını diğer yazılanlardan ayrı kılıyor. 1999’da yayımlanan 100 yılın 150 Oyuncusu kitabının “Önsöz”ünde şunları yazıyordu Dorsay: “Bu kitabı olabildiğince evrensel kılmak ve tüm ulusların oyuncularına açmak istedim. Ama bir noktaya kadar… O nokta da sanatçıların gerçekten uluslararası düzeyde tanınmış olmaları ve kaynaklarda yeterince yer almalarıydı.”Onun bu ölçüsü önemlidir sinema sanatına yaklaşım adına. İşte bu yanı da buluşturan bir bakışı içermektedir. Bağlantılar kuran, taşıyan ve karşınıza bir sinema sanatı haritası çıkaran… Kuşkusuz bir sinema tarihçisi gibi bakmadı. Ama o tarihçeye önemli bir birikim / bakış taşıdı. Öyle ki, yazılabilecek biyografilere monografilere de kapı aralayabilecek kitapları ortaya çıkardı.Sinemayı sanat yapan düşünceden, bunun gerçekleştiği ortama / döneme, teknolojiye dönük bakışının yeni örneği ise işte bugün bize sunduğu iki kitabıdır. Dünyaya Açılan Sinemamız ve Yeni Bir Kuşak / Türk Sineması 2010-2020 bir dönem kronolojisi gibi gelmişti. Bir bakıma da öyleydi. Dorsay’ın sinema belleği sinema tarihi için birçok açıdan önemliydi.Kendi sinemamız kadar dünya sinemasını da izleyen / gözleyen biri olarak güncellik onun için ön plandaydı. Bu da ister istemez film izler bir göz’ün bakışına sinenleri bize taşırken, neyin/nasıl kotarıldığı, ötesi, ne olduğunu yorum eleştirileriyle sunmasını değerli kılıyordu.Bir sinema yazarı olarak Atillâ Dorsay’ın sinemanın gündemini izleyip yazması önemlidir. Son on yılın 180 filmini değerlendirmesi bir dönem tanıklığını da içerir. Dorsay, yalnızca izlediği filmler üzerine yazan biri değildir.Kitabın ikinci bölümüne aldığı yazılar onun kültür insanı kimliğinin bakışını yansıtır. Dönem tanıklığı dediğim yaklaşımını pekiştiren yazılarında ise değerbilirliğini gözleriz. Asla gözden kaçırmayan, hakkaniyetli davranan, itirazlarını söyleyebilen bir Dorsay çıkar karşımıza. Kitabın “Dördüncü Bölüm”ünde yer alan “Yıllara Göre Benim ‘En İyiler’ Seçimlerim” sanırım bu yanını bize gösterir.Hayatımızı Değiştiren Filmler: 2015-2020 ise sinema tutkunları için eşsiz bir kaynaktır. Dorsay’ın sinemaya tematik yaklaşımını önemsiyorum. Bu kitabının ilki diyebileceğimiz Hayatımızı Değiştiren Filmler: 2005-2015 ile yan yana getirdiğimizde bize ne denli önemli bir birikim sunduğunu gözleriz.Bu anlamda Dorsay’ın bu çalışmalarını yalnızca kendi sinema okuru / izleyicisi için değil dünya sineması için de yapılmış katkı olarak görmek gerekir. Çünkü Dorsay sinemayı kucaklayan biri. Bir yurt haritası çizer gibi size sinema haritası çiziyor. Kendi renkleri, çizgileri, bakışıyla bir sinema belleği sunuyor.Sevgili Onat Kutlar’ın deyimiyle, bize “sinemanın nasıl bir ‘şenlik” olduğunu anlatıyor. Sinemayı düş olmaktan çıkaran bir bakışın tanıklığıdır üstelik onunkisi! Az şey midir bu sevgili okurum. Atillâ Dorsay’ın bu yorulmaz çabasına şapka çıkarıyorum.OKUMA ÖNERİLERİ- Atillâ Dorsay: Dünyaya Açılan Sinemamız ve Yeni Bir Kuşak / Türk Sineması 2010-2020, Remzi Kitabevi, 2020.- Hayatımızı Değiştiren Filmler: 2015-2020, Remzi Kitabevi, 2020.- Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları: Türk Sineması 1990-2004, Remzi Kitabevi, 2004.- Sinema ve Çağımız, Remzi Kitabevi, 1998.- Hayatımızı Değiştiren Filmler 1985-1995, Remzi Kitabevi, 1998.- 100 Yılın 150 Oyuncusu, Remzi Kitabevi, 1999.- Sinema ve Kadın, Remzi Kitabevi, 2000.- Düşen Yapraklar, Geçen Yıllar Işık ve Gölge Yazıları, Remzi Kitabevi, 2001.- İşte Büyü Zamanı Tutkulu Sinema Yazıları, Nokta Yay., 2004.- Rudolf Arnheim, Sanat Olarak Sinema; Çev.: Rabia Ünal Tamdoğan, Hil Yay., 2010. Feridun Andaç / Cumhuriyet Kitap Ekiİngiltere'den Türkiye'yeözel izinli uçuşlar başladı
İngiltere'den Türkiye'ye özel izinli uçuşlar başladı figure > Türk vatandaşları ve Türkiye'de ikamet izni bulunan yabancılar için İngiltere'den Türkiye'ye özel izinli uçuşların başladığı bildirildi. Türkiye'nin Londra Büyükelçiliğinden yapılan açıklamaya göre, uçuşlardan sadece Türk vatandaşları ve Türkiye'de ikamet izni bulunan yabancılar yararlanabilecek.Türkiye'ye varışlarında yeni tip koronavirüs (Covid-19) testi yapılacak yolcular, 7 gün boyunca karantinaya girecek.Özel izinli uçuşların biletleri, ilgili havayolu firmalarından doğrudan satın alınabilecek.Türkiye, İngiltere'de Covid-19'un daha hızlı yayılan bir türünün ortaya çıkmasının ardından bu ülkeyle olan seyahatlere kısıtlama getirmişti. cumhuriyet.com.trBeşiktaşTeknik DirektörüSergen Yalçın: VAR niye var?
Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın: VAR niye var? figure > Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın: "Üç puanla ayrılmak soğuk Ankara akşamında içimizi ısıttı." Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, Süper Lig'in 14. haftasında MKE Ankaragücü'nü 1-0 yenerek aldıkları 3 puanın önemine vurgu yaptı.Karşılaşmadan sonra düzelenen basın toplantısında konuşan Yalçın, rakiplerinin kazandığı bir haftada zirveden kopmamak adına çok değerli bir galibiyet aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:"Her zaman takım çok iyi oynamaz. Böyle sıkıntılar olabilir. Duran toplarda iyi bir takımız. Üç puanla ayrılmak soğuk Ankara akşamında içimizi ısıttı. Mücadeleden memnunum. Zaman zaman oyuncuları da değiştiriyoruz. Sıkıntılı maç temposunda bunlar normal. Bu galibiyet tabelada bizi yarışmacı takım kimliğine soktu."/Archive%5C2020%5C12%5C24%5C201405708-ankaragucu-besiktas-fotograflar_4.jpgÇok fazla gol pozisyonu verdikleri yönündeki görüşlere katılmadığını dile getiren Yalçın, "Gol pozisyonu dediğiniz pozisyonların hepsi ofsayttı. Yan hakem kaldırmıyor. 20 metre falan ofsayt. Gol pozisyonu falan değil onlar. Belki bir pozisyon verdik. Onun dışında pozisyon vermedik. 20 metrelik ofsaytı da neden kaldırmadığını anlamak çok zor. VAR diye bir sistem var. İlk yarıda attığımız golden önce 'zart' diye düdük çaldı. Sen golü ver faul varsa VAR golü iptal ettirir. Böyle acemilik olmaz. Böyle hakemlik olmuyor. VAR derse ki faul, gidersin izlersin, iptal edersin. Biz kenardan görüyoruz, normal bir şey değil. Sonuçta iyi bir maç yönetti ama attığımız o goldeki aceleci tavrını anlayamadım." ifadelerini kullandı.İki maçtır gol yemeden kazandıklarını da vurgulayan Yalçın, ara transferle ilgili gelen bir soru üzerine şu cevabı verdi:"Federasyonun verdiği limitlerle ilgili sınırlar var. Yabancılarımız var. Dışarıda olan oyuncularımızı bir yere gönderirsek limiti açabiliriz. Bir-iki transfer düşünüyorum ama şartlar uygun olur mu bilemiyorum. Dediğim gibi ekonomi Türkiye'de Türk takımları için problem. Sadece bizim için değil. Herkesin bilmesi gerekir, playstation oynar gibi takım kurmuyoruz. Kulübün ekonomisine göre hareket etmeliyiz." AAMilli atlet Tuğba Danışmaz'dan yeni Türkiye rekoru
Milli atlet Tuğba Danışmaz'dan yeni Türkiye rekoru figure > Üç adım atlamada milli sporcu, kendisine ait 23 yaş altı salon Türkiye rekorunu geliştirdi. Avrupa ikincisi milli atlet Tuğba Danışmaz, üç adım atlamada kendisine ait 23 yaş altı salon Türkiye rekorunu geliştirdi.Türkiye Atletizm Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, sezon sonu Salon Rekor Deneme Yarışları, Ataköy Atletizm Salonu'nda başladı.Üç adım atlamada açık saha ve salonda 23 yaş altı Türkiye rekorlarının sahibi milli sporcu Tuğba Danışmaz, kendisine ait rekora 12 santimetre ekleyerek yeni Türkiye rekorunu kırdı.Tuğba, deneme yarışlarında ilk hakkındaki 13,56 metrelik atlayışıyla kendisine ait 13,44 metrelik dereceyi geliştirdi./Archive%5C2020%5C12%5C24%5C222328372-milli-atlet-tugba-danismaz-turkiye-rekoru-derecesini-yukseltti%C2%A0_3.jpgRekorun ardından yarışma bitiminde pist kenarına gelen Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF) Başkanı Fatih Çintimar, Tuğba Danışmaz ve antrenörü Cahit Yüksel'i tebrik etti.ÜÇ SPORCU EN İYİ DERECESİNİ GELİŞTİRDİOrganizasyonun ilk gününde 3 sporcu, kendi en iyi derecesini geliştirdi.Kadınlar 69 metre seçmesinde Simay Özçiftçi 7.59, 400 metrede Zeynep Kuran 56.58 ve 1500 metrede Hatice Yıldırım 4:26.15 ile en iyi performanslarını geliştirdi.60 metrede iki rekortmen ismin yarıştığı erkekler finalinde Kayhan Özer 6.74, Umut Uysal ise 6.77 koşarken, kadınlar 60 metre finalinde ise Yudum İliksiz, 7.54 ile Türkiye tüm zamanlar 60 metre salon listesinde sekizinci sıraya çıktı.Kadınlar sırıkla atlamada Buse Arıkazan, 4,37 metreyle kendisine ait Türkiye salon rekorunu denedi, ancak başarılı olamadı. Buse, yarışmayı 4,20 metreyle noktaladı. Erkekler yüksek atlamada da Ali Eren Ünlü, Alperen Acet'e ait 2,12 metrelik 18 yaş altı salon rekorunu son hakkında bir santimetreyle aşmayı denedi. Rekora çok yaklaşan Ali Eren Ünlü, çıtayı son anda düşürdü. AAMHP Genel Merkezi'nde ittifakısarsacak görüntüler
MHP Genel Merkezi'nde ittifakı sarsacak görüntüler figure > MHP Genel Merkezi'nde bulunan sergiye giren FOX Haber, 17-25 Aralık sürecinde MHP tarafından yayınlanan kitapların MHP müzesinde sergilendiğini görüntüledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e "evine dön" çağrısını konuşurken, Ankara'dan AKP ile MHP arasında ipleri gerecek görüntüler geldi.FOX Haber tarafından yayınlanan görüntülerde, İttifak öncesi yazılan kitapların hala raflarda durduğu görüldü. MHP müzesinde "AKP'nin yıkım bilançosu" ve "17-25 Aralık Yolsuzluk Süreci ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi" gibi kitaplar yer alıyor.İşte o görüntüler: cumhuriyet.com.trİmamoğlu'ndan 'su kesintisi' iddialarına yanıt
İmamoğlu'ndan 'su kesintisi' iddialarına yanıt figure > İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, en en düşük yağış miktarları olsa bile şu an İstanbul’u alarma geçirecek, su kesintisini gerektirecek bir problem görünmediğini belirterek, "Vatandaşlar tasarruflu kullanma kavramına dikkat etsinler yeter” dedi. İmamoğlu, “Adil, Yeşil ve Yaratıcı İstanbul Yolunda 18 Ay” başlığıyla düzenlediği “hesap verme” etkinliğinin ardından, Haliç Kongre Merkezi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin “Su konusunda acil önlem planınız nedir? Kesintilere mi başlayacaksınız? Depolar geri mi geliyor? Tankerlerle su mu taşıyacağız?" sorusu üzerine, şu an İstanbul’u alarma geçirecek, su kesintisini gerektirecek bir sıkıntısı görünmediğini söyledi.Bu konuya ilişkin pazartesi günü saatlerce süren bir toplantı yaptıklarını belirten İmamoğlu, şunları söyledi: "Mevcut durumu analiz ettik. Elbette ki mevcut durumla alakalı şunu söyleyelim: En düşük yağış miktarlarından birisi dahi bu önümüzdeki aylarda olur ise yani özellikle ocak, şubat ve mart için konuşuyorum. En düşük yağış miktarları olsa bile önümüzde şu an İstanbul’u alarma geçirecek bir su kesintisi problemi gözükmüyor."İKİ KURAK MEVSİM ÜST ÜSTE OLABİLİYOR"Ancak şunu da ifade edelim. İstanbul, 2019'u kurak geçirdi. 2020’yi kurak geçiriyor. Ve bu genelde iki kurak mevsim üst üste olabiliyor dönem dönem. Yağış miktarları açısında da gerçekten bu iki kurak mevsimde geçmişte olduğundan çok daha az yağış alan bir dönemi yaşıyoruz. Özellikle bu senenin Kasım ve Aralık ayı için söylüyorum. Ancak seneyi düşündüğümüzde önümüzdeki seneyi düşündüğümüzde tekrar kuraklığın ayrı bir tehdit oluşturacağı konusunda risklerimiz var."MELEN’İN BİTMESİNE 4 YIL VAR"İstanbul’un su sorununu çözecek strateji 1989 yılında ortaya konulmuş. O dönemin yerel yönetimi, o dönemin hükümeti Melen Barajı ile ilgili strateji oluşturmuş. O zaman İstanbul’da SP’li belediye vardı. Türkiye’yi de ANAP yönetiyordu. Bu konuda Melen Kanunu çıkarmış. Her şeyi belirlenmiş ve bu su politikaları üzerinden süreç tamamlanmış. Ama ne yazık ki bu Melen 2016 yılında bitmesi tanımlanan Melen, önümüze başka sorunlarla dikildi. Şu an bu sorunlar çözülüyor. Bakanlık ve DSİ ile müzakerelerimiz gösteriyor ki 4 yılı var Melen’in. Bitirilmesi ve su toplaması 4 yılı var."ZOR GÜNLERDE YENİ KUYULAR AÇMAYA BAŞLADIK"Biz Melen’den su basıyoruz. Normal derenin debisinden su basıyoruz. Başka yerlerden de su basıyoruz İstanbul’a. Ve şu zor günlerde yeni kuyu açmalarına da başladık. İstanbul’un suyunu denge de tutmak açısından. Bunun farklı ölçümleri, Anadolu, Avrupa yakası gibi detayları var ki. Burada en riskli alan Avrupa Yakası. Burada Kanal’ın ayrıca bir tehdit olması Avrupa Yakası’nda da olmasıyla beraber nasıl bir büyük tehdide dönüşeceğini belirtmek isterim."MELEN BİTMİŞ OLSAYDI 2040’A KADAR SU SORUNUNU ÇÖZDÜK LAFI DOĞRU OLURDU"Bütün bu kavramlar üzerinden Melen’in bitmesi, su tutması 2,3,4 sezon üst üste kurak sezon geçirseniz bile o bölgenin yağışlı olması sebebiyle aslında riskleri ortadan kaldırıyordu. Melen bugün bitmiş olsaydı seçimden önce söylenen ne olursa olsun '2040’a kadar su sorununu çözdük' lafı doğru olurdu. Ne yazık ki şu an doğru değil. İnşallah 2024 itibariyle o sorunda ortadan kalkmış olacak. Ancak dediğim gibi bugün için acil bir alarmımız yok. Ama risk var. O riskte önümüzdeki yılında kurak geçmesi. Eylem planlarımızı çalıştık. Şu an için öyle bir alarmımız yok. Bir vatandaş olarak yapılması gerekenden bahsediyorum. Tasarruflu kullanma kavramına dikkat etsinler. Bizde A, B, C planlarınızı hazırlıyoruz. Tedbirliyiz. Gerektiğinde kamuoyunu bilgilendireceğimiz başka çözüm hususlarımızda mevcuttur." cumhuriyet.com.trErdoğan: Kültür davamızda aynımesafeyi kat edemediğimizinüzüntüsüiçerisindeyim
Erdoğan: Kültür davamızda aynı mesafeyi kat edemediğimizin üzüntüsü içerisindeyim figure > Tunceli, Bursa ve Konya'da müze açılışlarına video konferansla katılan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hükümetlerimiz döneminde ülkemizin demokrasisine, kalkınmasına çok büyük katkılar sağlarken medeniyet ve kültür davamızda aynı mesafeyi kat edemediğimizi göremediğimin üzüntüsü içerisindeyim'' ifadelerini kullandı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle Tunceli Müzesi, Konya Akşehir Taş Eserler Müzesi ve Bursa Türk-İslam Müzesi’nin restorasyon sonrası açılış törenine katıldı.Erdoğan, ''Hükümetlerimiz döneminde ülkemizin demokrasisine ve kalkınmasına çok büyük katkılar sağlarken medeniyet ve kültür davamızda aynı mesafeyi kat edemediğimizi görmenin üzüntüsü içindeyim. Bunda, kendi ihmalimiz yanında dünyadaki büyük iletişim devriminin yol açtığı zorlukların da etkili olduğunu biliyorum. Buna rağmen daha fazla gayret göstermeli, daha fazla bu konunun üzerine eğilmeli, yürütülen çalışmaları daha sıkı takip etmeliydik. İnşallah önümüzdeki dönemde önceliklerimizin en başında ülkemizi medeniyet ve kültür alanında geleceğe dönük bir vizyonla hedeflerine uygun bir konuma ulaştırma hususundaki çalışmalar yer alacaktır'' diye konuştu. cumhuriyet.com.trFIFA, 2021'deki 17 ve 20 YaşAltıDünya Kupası'nıkoronavirüs nedeniyle iptal etti
FIFA, 2021'deki 17 ve 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nı koronavirüs nedeniyle iptal etti figure > FIFA, erkek futbolunda gelecek yılki 17 ve 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle iptal edildiğini açıkladı. FIFA, erkek futbolunda gelecek yılki 17 ve 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle iptal edildiğini açıkladı.FIFA'dan yapılan açıklamada, salgın nedeniyle uluslararası seyahatlerdeki kısıtlamalar ve hayat şartlarının yeteri kadar normale dönmemesi gerekçesiyle erkek futbolunda 2021'de düzenlenmesi planlanan 17 ve 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nın iptal edildiği belirtildi.Ayrıca Peru ve Endonezya'nın ev sahipliği haklarını koruyarak organizasyonları 2023'te düzenleyeceği ifade edildi.Buna göre 17 Yaş Altı Dünya Kupası'na Peru, 20 Yaş Altı Dünya Kupası'na ise Endonezya, 2023'te ev sahipliği yapacak. AABeşiktaş'ın sayılmayan gol isyanı
Beşiktaş'ın sayılmayan gol isyanı figure > Beşiktaş, 23. dakikada Larin'in kafa vuruşunda ağlara giden golün geçerli sayılmamasına sosyal medyadan tepki gösterdi. Beşiktaş, 23. dakikada Larin'in kafa vuruşunda ağlara giden golün geçerli sayılmamasına tepki gösterdi.Devre arasıda Sergen Yalçın, hakem dörtlüsüne pozisyonu sorarken, Beşiktaş kulübü de Twitter'dan tepki gösterdi./Archive/2020/12/24/202749528-bjkisyan.jpgO dakikada Mensah’ın yaptığı ortaya kafayla yükselen Larin topu filelere gönderdi ancak Halis Özkahya daha öncesinde Larin’in Kitsiou’ya faul yaptığı kararını verdi. Gol geçerlilik kazanmadı. cumhuriyet.com.trGalatasaray'dan, Terim'e verilen 5 maçlık ceza sonrasıaçıklama:Çirkin oyunlar
Galatasaray'dan, Terim'e verilen 5 maçlık ceza sonrası açıklama: Çirkin oyunlar figure > Galatasaray Kulübü, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından teknik direktör Fatih Terim'e verilen 5 maçlık ceza sonrası açıklama yaptı. Galatasaray Kulübü, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından teknik direktör Fatih Terim'e verilen 5 maçlık ceza sonrası açıklama yaptı. Kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:"Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun, teknik direktörümüz Fatih Terim'e verdiği beş maçlık ceza hakkaniyet ölçülerine uygun değildir. Söz konusu kararın, adil ve kamuoyu vicdanına uygun şekilde verilmesi amacıyla Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu'na kulübümüz tarafından gerekli başvuru yapılacaktır. Türk futbolunun üzerinde çirkin oyunların oynandığı şu günlerde, emsallerine göre verilen beş maçlık ağır cezanın Galatasaray'ı şampiyonluk yürüyüşünden uzaklaştırmak amaçlı yapılan maksatlı ve beyhude bir çalışma olduğu aşikârdır. Bu cezayla birlikte, Covid-19 karantinası biter bitmez, idmansız şekilde Fatih Karagümrük - Galatasaray maçına verilen hakemin hangi maksatla atandığı açıkça ortaya çıkmıştır. Camiamız, bu senaryoyu bir yerlerden hatırlamaktadır. Adalet ve hukuk ekseninde mücadelesini sonuna kadar sürdürecek olan camiamız kirli düzeni bozacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." DHA