News - Haberler
Gazeteci Hakan Aygün’ünİBAN paylaşımlarına AYM hak ihlali kararıverdi
Gazeteci Hakan Aygün’ün İBAN paylaşımlarına AYM hak ihlali kararı verdi Anayasa Mahkemesi (AYM), gazeteci Hakan Aygün’ün koronavirüsle mücadele kapsamında AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın IBAN paylaşarak yardım çağrısında bulunmasıyla ilgili yaptığı paylaşımların ardından tutuklanmasıyla ilgili süreçte kararı verdi. Tahliyesinin ardından başvuruyu değerlendiren AYM, söz konusu paylaşımların kamu barışını somut olarak tehlikeye sokan bir durum olarak görmedi. AYM, Aygün’ün 40 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti. Aygün, “Alkol artık haram değil size helal kıldık, ‘Corona suresi” ve koronavirüs pandemesiyle ilgili toplanan yardımlar hakkında da “Ondan sonra iman mı IBAN mı diye garİBAN imanlıları tahrik eden manyaklar çıkıyor. Görüyorsunuz bütün olay IBAN kavgası” paylaşımları nedeniyle tutuklandı.SORUŞTURMA AÇILDIBodrum Cumhuriyet Savcılığı, Aygün hakkında 6 Nisan 2020 tarihinde hazırladığı iddianamesinde tarafından ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’ suçuyla başlayan soruşturmaya, ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama’ suçunu da ekledi. Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi 7 Nisan 2020 tarihinde iddianameyi kabul etti.Aygün tutukluluğa Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti ancak itirazı reddedildi. Aygün, en son 22 Nisan 2020 tarihinde AYM’ye bireysel başvuruda bulunarak, ‘uygun olmayan tutuklama tedbiri nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının’ ihlal edildiğini ileri sürdü.40 BİN LİRA MANEVİ TAZMİNATAYM’ye yaptığı bireysel başvurusu 12 Ocak 2021 tarihinde görüşüldü. Aygün’ün tutuklanmasının ‘hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının’ ihlal edildiğine karar verdi. Aygün’ün 40 bin lira manevi tazminat talebi kabul edilerek, kararın bir örneği Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yollandı. Ayrıca kararın birer örneği Aygün’ün yargılandığı Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne ve Adalet Bakanlığı’na gönderildi.KAMU BARIŞINI TEHLİKEYE SOKAN BİR DURUM DEĞİLAYM kararının gerekçesinde, paylaşımların kamu düzeni açısında ne şekilde somut bir tehlikeye sebebiyet verdiği soruşturma belgelerinde anlatılmadığı kaydedilerek, “Bu paylaşımların sosyal medya ortamında birçok kişi tarafından beğenilmesine değinmişse de bunu herhangi bir şekilde kamu barışını somut olarak tehlikeye sokan bir durum olarak kabulü mümkün değildir” denildi. AYM, tutuklamaya ilişkin “Suç işlendiğine dair kuvvetli belirtinin yeterince ortaya konulmadığı sonucuna varıldı” diye karşı çıktı. AYM’DEN, İLK DERECE MAHKEMELERDE TATIŞILMASI TAVSİYESİAYM, Aygün’ün ‘basın ve ifade özgürlüğünün’ ihlal edildiğine ilişkin iddiayı da değerlendirdi. Kararda ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama’ suçuna konu olan yargılamanın ilk derece mahkemesinde devam ettiği ve orada değerlendirileceği belirtildi. Kararda, , paylaşımların ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçu yönünden ‘kuvvetli suç belirtisi olarak kabul edilmeyen paylaşımların da Halkın bir kesimini dini değerleri dolayısıyla aşağılayan özellikte olup olmadığının da ilk derece mahkemeleri tarafından tartışılması" tavsiyesi edildi. ANKAAnket:İsrailli gençlerin büyük bölümüFilistinlilerden nefret ediyor
Anket: İsrailli gençlerin büyük bölümü Filistinlilerden nefret ediyor İsrail'de yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, Yahudi gençlerin büyük bölümü İsrail vatandaşı Filistinlilerden nefret ediyor ve vatandaşlıktan çıkarılmalarını istiyor. Doğu Kudüs'te yer alan Kudüs İbrani Üniversitesi, 16 ila 18 yaşlarındaki 1100 gencin katıldığı kamuoyu araştırmasının sonuçlarını paylaştı.Geçen yıl mayıs-temmuz döneminde yapılan araştırmaya göre, ankete katılan Ultra-Ortodoks Yahudi gençlerin yüzde 66'sı, dindar Yahudilerin yüzde 42'si, sekülerlerin ise yüzde 24'ü İsrail vatandaşı Filistinlilerden nefret ettiklerini dile getirdi.Ayrıca Ultra-Ortodokslar dahil olmak üzere dindar İsraillilerin yüzde 49'u, sekülerlerin ise yüzde 23'ü Filistinlilerin İsrail vatandaşlığından çıkarılmasını desteklediklerini kaydetti.İsrailli seküler gençlerin yüzde 23'ü ise Ultra-Ortodoks Yahudilerden nefret ettiklerini ifade etti.1,9 milyondan fazla nüfusa sahip İsrail vatandaşı Filistinliler, ülkede toplam nüfusun yaklaşık yüzde 21'ini oluşturuyor.İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden partilerin oluşturduğu Ortak Arap Listesi Bloku, 120 sandalyeli mecliste 15 milletvekiline sahip. cumhuriyet.com.trBill Gates'ten 'Elon Musk' uyarısı: 'Onun kadar paranız yoksa dikkatli olun'
Bill Gates'ten 'Elon Musk' uyarısı: 'Onun kadar paranız yoksa dikkatli olun' Dünyanın en zengin iş insanlarından biri olan Bill Gates, Bitcoin piyasası ile ilgili yeni açıklamalarda bulunarak, Elon Musk’ın Bitcoin yatırımına karşı BTC sahiplerini uyardı. Elon Musk’ın CEO’luğunu yaptığı Tesla, 2021’de 1.5 milyar dolar değerinde Bitcoin satın aldığını açıkladı. Microsoft kurucusu Bill Gates, Bloomberg’e verdiği demeçte Tesla’nın Bitcoin hamlesini ve şirketin çevre politikasını değerlendirdi."BENİ ENDİŞELENDİRMİYOR"Bill Gates, Elon Musk ve Bitcoin ikilisi hakkında şu ifadeleri kullandı:“Elon’un tonlarca parası var ve çok sofistike biri. O yüzden Elon’un aldığı Bitcoin değerlenmiş mi, değersizleşmiş mi diye endişelenmiyorum. Ama Elon kadar parası olmayan insanlar, bu gibi çılgınlıklara dahil olabilliyor.”"DİJİTAL PARA İYİ BİR ŞEY" Gates, Bitcoin’e yatırım yapan herkesin bu kadar zengin olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:"Eğer Elon kadar paranız yoksa, bence dikkatli olun. Bitcoin çok fazla elektrik harcıyor. Anonim işlem yapılabiliyor, işlemler geri alınamıyor. Gates Foundation da dijital para çalışmaları yapıyor ama bu işlemleri kimin yaptığını görebiliyorsunuz. Dijital para iyi bir şey.”Bill Gates, geçen haftaki açıklamalarında benzer ifadeler kullanıp yasa dışı kripto para işlemlerine ilişkin endişesini gündeme getirmişti. cumhuriyet.com.trBirülkeden daha Rus aşısıSputnik V’ye onay
Bir ülkeden daha Rus aşısı Sputnik V’ye onay Kırgızistan'da yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı geliştirilen Rus aşısı Sputnik V'nin ülkede kullanımının onaylandığı bildirildi. Kırgızistan'da Rusya’nın geliştirdiği Sputnik V koronavirüs aşısına onay verildi. Sağlık ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İlaçlar ve Tıbbi Cihazlar Departmanı'nda Sputnik V aşısının tescil edilerek kitlesel aşılama için onaylandığı belirtildi.Bugüne kadar aşılanma sürecinin yapılmadığı Kırgızistan'da son 24 saatte vaka sayısı 72 artarak 86 bine, iyileşenlerin sayısı 76 artarak 82 bin 879'a ulaştı. Şimdiye kadar Covid-19 nedeniyle bin 460 kişi hayatını kaybetti. cumhuriyet.com.trKatar’dan kadın voleybolculara bikini yasağı
Katar’dan kadın voleybolculara bikini yasağı 8-12 Mart’ta Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenecek FIVB Doha Open Plaj Voleybolu Turnuvası’nda kadın sporcuların bikini giymesinin yasaklanmasının ardından Almanya’dan Karla Borger ve Julia Sude turnuvayı boykot edeceklerini açıkladı. Uluslararası Voleybol Federasyonu’nun (FIVB) yedi yıldır Katar’da düzenlediği ve bu sene ilk kez kadınlar turnuvasının da yapılacağı FIVB Doha Open’a Alman sporcular katılmayacaklarını açıkladı. Almanya Kadın Plaj Voleybolu Takımı’ndan Karla Borger, ülkesinde yayın yapan Deutschlandfunk radyosuna verdiği demeçte, ‘’ İşimizi yapmak için oradayız, maçta kullandığımız kıyafetlerimizi giymemiz engelleniyor. Katar, sporcuların ne giyeceğine karışan tek ülke ve bize işimizi nasıl yapacağımızın söylendiği tek turnuva. Bunu istemiyoruz. ‘’ ifadelerini kullandı. GÖMLEK VE PANTOLON İSTENDİYedi yıl boyunca erkekler turnuvasını düzenleyen Doha, ilk kez bu sene kadınlar turnuvasına da ev sahipliği yapacaktı. Turnuvaya katılan sporculardan bikini yerine tişört ve uzun pantolon giymeleri istenirken, Borger yaptığı açıklamada, ‘’ Bu kurallara uymayacağız. Herhangi bir ülkenin geleneklerine uyum sağlamaktan mutluluk duyarız ancak Doha’daki aşırı sıcaklarda istenen kıyafetleri giyemeyiz. Açıkçası orada bir turnuva düzenlemenin gerekli olup olmadığını sorguluyoruz. ‘’ dedi. Borger’in takım arkadaşı Julia Sude, Katar’ın daha önce 2019’da Doha’da düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası’nda kadın sporculara istisnalar tanındığına dikkat çekerken, turnuva organizatörlerinden konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı. cumhuriyet.com.trHDP EşGenel BaşkanıBuldan:Çözüm sürecinde bize vadettiklerini elbet açıklayacağız
HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Çözüm sürecinde bize vadettiklerini elbet açıklayacağız İçişleri Bakanı Soylu'ya TBMM'den yanıt veren HDP Eş Genel Başkanı Buldan, "Çözüm sürecinde bize, partimize vadettiklerini elbet açıklayacağız. Açıklamazsak namerdiz." şeklinde konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gara'da 13 kişinin PKK tarafından şehit edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, HDP'li Dilan Dirayet Taşdemir'in Gara'ya giden HDP'li isim olduğunu açıklamıştı. Taşdemir ise bu iddiayı yalanlamıştı.HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Bakan Soylu'nun açıklamalarının ardından verdiği yanıtta, "Ben Salı günü grup toplantımızda daha fazlasını açıklayacağım." demişti.Buldan partisinin grup toplantısında Soylu'ya yanıt verdi. Buldan, "Çözüm sürecinde bize, partimize vaadettiklerini elbet açıklayacağız. Açıklamazsak namerdiz." şeklinde konuştu.Buldan'ın açıklamaları şöyle:"Dünyanın en derin çukurunun Mariana Çukuru olduğunu biliyorduk. Meğer en derin çukur Ankara’daki iktidarın içine düştüğü çukurmuş! Bize yönelik iftira ve kumpas kampanyası cemaat yöntemleridir. Belli ki cemaatteki abilerinden çok şey öğrenmişler.Bunların bir fotoğrafçı bakanları var; çözüm sürecindeki fotoğraflarımız üzerinden algı yaratma telaşında. Bu bakan, Erdoğan’ın koltuğuna açıkça göz dikmiş durumda. Kendi içinizdeki koltuk kavgasını açık yapın! Savaşınızı HDP üzerinden yürütmeyin. HDP buna izin vermez.Bir defasında Kandil’de görüşme gerçekleştirirken üzerimizde iki İHA dolaşıyordu. Ankara’ya döndüğümüzde sorduk “Sizin güvenliğiniz için uçuyorlardı” dediler. Kandil görüşmelerini devletin güvenlik amaçlı uçurduğu İHA’ların altında gerçekleştirdik. Kayıtlarda mevcuttur.Soylu efendi bak iyi dinle! Sana televizyonlarda gösterdiğin fotoğrafın hikâyesini de anlatayım. Kandil fotoğrafları PKK’den silahları bırakacaklarına dair mektupları aldığımız ziyaretlere aittir. Senin genel başkanın Erdoğan da heyecanla bu mektubu bekliyordu./Archive/2021/2/23/132704292-1.jpgBu da Dolmabahçe mutabakatının fotoğrafı. Burada kimin nerede oturacağını belirleyen Erdoğan’dır! O süreç halklarımızın geleceği için fedakârca yürüttüğümüz bir süreçtir. Bugün de olsa tereddüt etmeden aynı fedakârlığı yaparız. Yeter ki tek bir insanın burnu kanamasın./Archive/2021/2/23/132635121-screenshot3.jpgNe mutlu bize ki çözüm süreci boyunca bu ülkeye cenazeler gelmedi. Ne mutlu bize ki 3 yıl boyunca yürüttüğümüz onurlu bir duruş vardı ve bunun arkasındayız. Çözüm sürecinde bizlere neler vaat edildiğini yeri ve zamanı geldiğinde açıklamazsak namerdiz.Gare’nin yaşandığı gün, Cumhurbaşkanı kararıyla enerji alanında 3 yeni yandaş şirket daha kuruldu. Kendilerine bir rant kapısı daha açtılar. "Bir yerde tilkiler vaaz vermeye başlarsa gözünüz tavuklarda olsun!” Bunlar ne zaman vatan, millet derse gözünüz cebinizde olsun!"AYRINTILAR GELECEK... cumhuriyet.com.trÖzgen Nama'dan 'Halk Ekmek' paylaşımı
Özgen Nama'dan 'Halk Ekmek' paylaşımı İstanbul Büyükşehir Belediyesini ücretsiz ekmek dağıtımına son vermesi için valiliğe şikayet eden İstanbul Ekmek Üreticileri Derneği’ne cevap İBB Halk Ekmek AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Özgen Nama’dan geldi. Nama, “Kim bizi nereye kime şikayet ederse etsin, biz halka sağlıklı ve hesaplı fiyata ekmeği ulaştırmaya devam edeceğiz" dedi. Pandemi sürecinde ekonomik koşulları daha da ağırlaşan vatandaşlar, belediyelerin sattığı daha ucuz fiyatlı ekmeğe yönlendirdi. İstanbul Büyükşehir belediyesi (İBB) de AK'li belediye meclisi üyelerinin itirazlarına rağmen halk ekmek büfelerinin sayısını arttırarak, dezavantajlı semtlerde daha çok vatandaşa ekmek ulaştırmaya başladı.Son zamlarla İstanbul'da fırınlar ekmeği 2 liraya satarken, İBB'ye bağlı Halk Ekmek büfelerinde ekmek bir liradan satılıyor. bu durumdan rahatsız olan İstanbul Ekmek Üreticileri Derneği (EKÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zeki Sarıhan'ın 4 Şubat'ta, İstanbul Valiliği İdare ve Denetim Müdürlüğü'ne dilekçe vererek İBB'yi ucuz ekmek sattığı için şikayet ettiği ortaya çıktı. Dilekçede, İBB'nin fiyat politikası ile ekmeği siyasete alet ettiğini öne sürülerek, "Halk Ekmek'in kamu imkanlarını kullanarak sokak ve caddelere yerleştirdiği büfelerde ekmek satması fırınlara karşı haksız rekabet ve adaletsizlik" iddiasında bulunuldu.İSTANBUL’A YAKIŞMAYAN GÖRÜNTÜLERİstanbul Valiliğine verilen dilekçede, "İstanbul'a yakışmayan görüntüler oluşturduğu, hijyen kurallarına aykırı ekmek satışı yapıldığı" öne sürülen Halk Ekmek büfelerinin kaldırılması istenildi. Dilekçede, "650 büfenin kaldırılması sonucu; ekmek, 9 bin zincir market ve 150 bin civarındaki bakkal, market ve benzer yerler aracılığı ile satışa sunulmalıdır. Şova yönelik ücretsiz ekmek dağıtımına son verilmelidir" denildi.NAMA: HALK EKMEK BİZİM KUTSAL DAVAMIZDIRİBB Halk Ekmek AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Özgen Nama ise İstanbul Ekmek Üreticileri Derneği’ne Twitter hesabından yapmış olduğu bir paylaşımla cevap verdi. Halkın Ekmeği bizim kutsal davamızdır diyen Nama, “Kim bizi nereye kime şikayet ederse etsin, biz halka sağlıklı ve hesaplı fiyata ekmeği ulaştırmaya devam edeceğiz, Halkın Ekmeği bizim kutsal davamızdır” dedi.Kim bizi nereye kime şikayet ederse etsin, biz halka sağlıklı ve hesaplı fiyata ekmeği ulaştırmaya devam edeceğiz, #HalkınEkmeği bizim kutsal davamızdır.— Özgen NAMA (@OzgenNAMA) February 23, 2021 cumhuriyet.com.trNurettin Canikli: 26.6 milyar dolarıyastık altında
Nurettin Canikli: 26.6 milyar doları yastık altında Nurettin Canikli, döviz rezervi tartışmalarına ilişkin, Merkez Bankası’na 2020 yılında yaklaşık 93 milyar dolarlık döviz talebinin nereden geldiğini, satışın kimlere ve nerelere yapıldığına ilişkin konuştu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türkiye’nin geçen yıl 36 milyar dolarlık cari açık vermesi üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.Nurettin Canikli, döviz rezervi tartışmalarına ilişkin, Merkez Bankası’na 2020 yılında yaklaşık 93 milyar dolarlık döviz talebinin nereden geldiğini, satışın kimlere ve nerelere yapıldığına ilişkin konuştu.Dünya gazetesinin haberine göre Nurettin Canikli, “Merkez Bankası tarafından satışı yapılan dövizlerin kimlere yapıldığı isim isim, tarih ve saat olarak bellidir.” dedi. Canikli, “Merkez Bankası tarafından satılan dövizin 26.6 milyar dolarının altın ithalatında kullanıldığını belirtti ve şu ifadeleri kullandı:“2020 yılında Türkiye ekonomisi 36 milyar dolarlık cari açık vermiştir, 36 milyar dolarlık döviz açığı ortaya çıkmıştır. Yani, Türkiye ekonomisinin 2020 yılındaki döviz harcamaları, döviz gelirlerinden 36 milyar dolar daha fazla olmuştur. Cari açığın kaynağı da dış ticaret açığıdır. 2020 yılında TCMB cari açığın finansmanı için 36 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirmiştir. Bu noktada belirtmekte fayda var, 2020 yılındaki cari açığın 36 milyar dolara ulaşmasının 2 nedeni var: Birinci nedeni, 2020 yılında pandemi nedeniyle turizm gelirlerinin 25 milyar dolar azalması, ikinci nedeni ise, 2020 yılında 26.6 milyar dolarlık altın ithal edilmesidir.‘MERKEZ BANKASI TARAFINDAN SATILMIŞTIR’2020 yılında yabancı portföy yatırımcısı 9.3 milyar dolarlık çıkış yapmıştır. Daha önceki yıllarda Türkiye’ye getirip TL’ye çevirdiği ve ağırlıklı olarak BİST’e ve kamu kağıtlarına yatırdığı dövizinin 9.3 milyar dolarlık kısmını tekrar dövize çevirip geldiği ülkeye geri götürmüştür.2020 yılında, Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin bankalardaki döviz mevduatı 28 milyar dolar, tüzel kişilerin döviz mevduatı ise 13 milyar dolar artmıştır. Türkiye’de yerleşiklerin bankalardaki döviz mevduatlarında toplam 41 milyar dolarlık artış meydana gelmiştir. 41 milyar dolarlık bu dövizler 2020 yılında Merkez Bankası tarafından satılmıştır.2020 yılında TCMB, yolcu beraberinde yurt dışına çıkarılan ve Merkez Bankası bilançosunun net hata ve noksan kaleminde yer alan 3.3 milyar dolarlık döviz talebi için satış yapmıştır.2020 yılında TCMB, özel sektörün kısa vadeli dış borcunun finansmanı için 3 milyar dolar döviz satışı gerçekleştirmiştir.Yukarıda belirtildiği üzere, Merkez Bankası tarafından karşılanan toplam döviz miktarı 93.3 milyar dolara ulaşmaktadır.‘ALTIN İTHALATINDA KULLANILDI’2020 yılında Merkez Bankası tarafından satılan dövizin 26.6 milyar dolarının altın ithalatında kullanıldığını belirten Canikli, “Bu altın hane halkının yani Türk vatandaşının yastık altında durmaktadır, hiçbir yere gitmemiştir. Satışı yapılan 41 milyar dolarlık döviz Türkiye’deki gerçek ve tüzel kişiler tarafından satın alınmış olup bu dövizler Türkiye’deki bankalarda mevduat olarak durmaktadır, hiçbir yere gitmemiştir.” dedi. Kalan kısmın ise ithalatın finansmanında, özel sektör kısa vadeli dış borcun ödenmesinde ve yabancı portföy yatırımcısının döviz talebinin karşılanmasında kullanıldığını söyleyen Canikli, şu değerlendirmeyi yaptı:“Merkez Bankası tarafından satışı yapılan dövizlerin kimlere yapıldığı isim isim, tarih ve saat olarak bellidir. MB’nin döviz piyasasındaki şeffaf ve açık döviz işlemleri üzerinden dezenformasyon ve manipülasyon yaparak sanki meşru olmayan gizli kapaklı uygulamaların yapıldığı algısını oluşturmaya çalışmak ekonomi biliminin, ahlakın ve edebin ayaklar altına alınması anlamına gelmektedir. ‘Merkez Bankası’nın dövizleri nereye gitti?’ gibi sansasyonel ifadelerle, suçlayan ve iftira eden, ülkemizin kurumlarını ve yönetimini itibarsızlaştırmayı hedefleyen söylemler, efendilerinden aldıkları talimatları yerine getiren piyonların davranış tarzını yansıtmaktadır. Ekonomi yönetmeyi bazı uluslararası finans kuruluşlarının şablon ekonomi programlarının otomatik pilotluğu olarak kabul eden ve uygulayan, aklını ve ruhunu üst akla kiraya vermiş ve onların avukatlığını yapan, Türkiye ve Türk Milleti ile hiçbir ortak paydası kalmamış müptezellerin hali ise içler acısıdır.” cumhuriyet.com.trAKP'ye kongre tepkisi: 'Olağan değildir onlar'
AKP'ye kongre tepkisi: 'Olağan değildir onlar' AKP 7’nci Olağan Kongre süreci devam ederken ünlü sanatçı Cem Davran, sosyal medya hesabında tepki göstererek, "Olağan parti kongreleri yapıyorsunuz ya! Olağan değil onlar" ifadelerini kullandı. /Archive/2021/2/23/125459029-kapak111924.jpgAKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 'lebaleb' olarak nitelendirilen AKP 7’nci Olağan Kongre sürecinde sona gelindi. Yarın yapılması beklenen İstanbul İl Kongresi’nin ardından AKP büyük kongresi ise mart ayının sonunda yapılacak. Sosyal medya üzerinden Olağan Kongre sürecine tepki gösteren sanatçı Cem Davran, Twitter hesabından paylaşımda bulunuarak, "Olağan parti kongreleri yapıyorsunuz ya! Olağan değil onlar" notunu düştü.Olağan parti kongreleri yapıyorsunuz ya! Olağan değil onlar.— Cem Davran (@cdavran) February 23, 2021KONGRE SÜRECİNDEKİ TEPKİLERGara’da 13 kişinin şehit edilmesinin ardından, Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AKP kongresinin efektli ve müzikli açılışı, sosyal medyada tepkilere neden olmuştu.Pandemiye rağmen kongrelerdeki kalabalık görüntülerin oluşmasının yanı sıra Erdoğan, Gara Katliamı'yla ilgili konuşmasının ardından "Karadeniz şivesi" ile salondakileri güldürürken, Suriye'nin İdlib kentinde yaşanan ve çok sayıda askerimizin şehit olduğu saldırının ardından yaptığı konuşmada da bir "espri"li anısını anlatıp gülmüş, muhalefetin tepkisini çekmişti. cumhuriyet.com.trGalatasarayÜniversitesi akademisyenlerinden ortak bildiri: Fransız akademisyenlere dil sınavıdayatmasından vazgeçilmeli
Galatasaray Üniversitesi akademisyenlerinden ortak bildiri: Fransız akademisyenlere dil sınavı dayatmasından vazgeçilmeli Galatasaray Üniversitesi’nde çalışan Fransız hocalara “B2” seviyesinde Türkçe bilme şartı getirilmesine akademisyenler yaptıkları açıklamayla tepki gösterdi. Galatasaray Üniversiteli akademisyenler taleplerini dile getirerek, Fransız akademisyenlere “dil dayatmasından vazgeçilmesi” çağrısında bulundu. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından olan Galatasaray Üniversitesindeki (GSÜ) Fransız eğitimcilere “B2 seviyesinde Türkçe dil yeterliliğine” sahip olma zorunluluğu getirilmesine karşı akademisyenler bir bildiri yayınladı. Türkçe- Fransızca eğitim veren Galatasaray Üniversitesi’nde görev yapan akademisyenler ortak bildiride,”Üniversitenin kuruluşundan bu yana, öğrencilerimize çok kültürlü ve çift dilli bir eğitim vermeyi sürdürmekteyiz. Ancak öğrencilerimizin bu eğitime erişim hakkı, uygulamaya konan son kararlarla ellerinden alınmaktadır” ifadesini kullandı.Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının çoğunun oturma izinleri 15 Eylül 2020’den bu yana yenilenmediğini vurgulayan akademisyenlerin açıklaması şu şekilde:"Bizler, çeyrek asırdır dayanışma içinde omuz omuza çalışan Türkiye ve Fransa vatandaşı öğretim elemanları olarak, 1992’de iki hükümet tarafından imzalanan çift taraflı bir anlaşma ile belgelenmiş Fransa-Türkiye dostluğunun sembolü olan Galatasaray Üniversitesinin birer parçasıyız. Üniversitenin kuruluşundan bu yana, öğrencilerimize çokkültürlü ve çift dilli bir eğitim vermeyi sürdürmekteyiz. Ancak öğrencilerimizin bu eğitime erişim hakkı, uygulamaya konan son kararlarla ellerinden alınmaktadır.Çalışma koşullarımız Covid-19 pandemisinin yol açtığı sağlık krizi nedeniyle zaten belirgin biçimde bozulmuşken, bu sağlık krizine “ikamet” başlığı altında yeni bir kriz eklenmiştir. 2020-2021 akademik yılı güz döneminin sonunda, Galatasaray Üniversitesi’ndeki Fransa vatandaşı öğretim elemanlarına, Türkiye’de ikamet edebilmek için B2 düzeyinde Türkçe bildiklerini belgelemek zorunda oldukları gayrı resmî bir biçimde bildirilmiştir. Oysa bu koşul, oturma izinlerinin yenilenmesi sırasında kendilerine belirtilmemiştir. Sonuç olarak, Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının çoğunun oturma izinleri 15 Eylül 2020’den bu yana yenilenmemiştir.BELİRLİSİZLİK YARATILDIBu durumun, söz konusu akademisyenlerin profesyonel ve gündelik hayatları üzerinde olumsuz etkileri olmuştur. Kampüste eğitim vermeleri yasaklanmış, yasal bir kontratla ev tutabilmeleri, bir telefon operatörü ya da internet sağlayıcısıyla sözleşme yapabilmeleri, yeni sağlık düzenlemeleri kapsamında toplu taşıma kartlarını güncellemeleri ve özellikle de ailelerini ve yakınlarını görmek için bile olsa Türkiye dışına çıkmaları imkânsız hale gelmiştir.Öğretim elemanlarının yaşadığı bu zorluklar, akademik programın işleyişini de doğrudan etkilemiş ve öğrencilerimizin akademik yaşamını sekteye uğratmakla kalmamış, gelecekleri üzerinde de bir belirsizlik yaratmıştır.Bu nedenle,Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının değerlendirme kriterinin bir anda akademik içerikli olmaktan çıkarılıp dil seviyesinin ölçülmesine indirgenmesini üzüntüyle karşılamakta ve bu kararın hangi yasal belgelere dayandığını merak etmekteyiz. Dile getirildiği şekilde bir mütekabiliyet söz konusuysa eğer, 31 Temmuz 2020’de iki ülkenin hükümetleri tarafından imzalanan EILE anlaşmasının varlığı unutulmuş demektir. Kaldı ki bu anlaşma, Fransa’daki ortaöğretim kurumlarında çalışan yabancı uyruklu öğretmenlerin çalışma koşullarını düzenlemektedir.Ayrıca, Galatasaray Üniversitesi’nin öğretim elemanlarının sağlaması beklenen yeni koşullarla ilgili olarak, B2 düzeyinde Türkçe zorunluluğunun yarattığı sorunların altını çizmek isteriz: zaten çok yüksek olan B2 seviyesi, verilen eğitimin Fransızca olduğu göz önünde bulundurulduğunda bir zorunluluk arz etmemektedir ve bu koşulun, gelecekte Türkiye’de eğitim vermeyi düşünen ya da sınırlı bir süre için Türkiye’ye gelecek olan akademisyenler üzerinde caydırıcı bir etkisi olacağı açıktır.Söz konusu durumun, Türkiye’nin tek frankofon yüksek öğretim kurumu olan üniversitemizde Fransızca öğretim seviyesinin düşmesi ile sonuçlanacağını da belirtmek isteriz.İSTİYORUZ...Bizler,Tüm tarafların lehine bir çıkış yolu bulunması amacıyla, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ile Fransa’nın diplomatik mercileri arasındaki müzakerelerin yeniden başlamasını,İkamet izninin verilmesini belli bir seviyede Türkçe bilme koşuluna bağlayan karardan bir an önce geri dönülmesini,Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının Türkiye’deki durumunu yasal hale getiren ve öğrencilere karşı sorumluluklarını yerine getirmelerini mümkün kılan ikamet belgelerinin ivedilikle teslim edilmesini talep etmekteyiz.Dayanışma içindeki Türkiye ve Fransa vatandaşı öğretim elemanları olarak, hatırlatmak isteriz ki:Bu durum, temel bir hak olan öğrenim hakkını tehdit etmektedir; söz konusu olan bir mütekabiliyet esasına göre davranmaksa bile, bu esas, temel hak ve özgürlüklere uygulanamaz.Yüzyıllara dayanan eğitim geleneğiyle köklü bir kurum olan Galatasaray, Türkiye ve Fransa halkları arasındaki tarihî dostluğun bir sembolü olmayı sürdürmektedir.Hiçbir akademik ve kültürel kurum politik gerilimlere alet edilmemeli, aksine bu kurumlar, her zaman ulaşmayı arzuladığımız barış ve dostluğun araçları olarak görülmelidir." cumhuriyet.com.trBorsadaki 3 kişiye 6 ay men cezası
Borsadaki 3 kişiye 6 ay men cezası Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. pay piyasasında fiyat ve miktar hareketlerine ilişkin olarak yapılan incelemeler sonucunda, 3 kişi hakkında 6 ay süreyle geçici işlem yasağı uygulanmasına karar verdi. /Archive/2021/2/23/123755133-veriler.jpgSPK'dan yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:"Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. (ALBRK) pay piyasasında 27.01.2021-19.02.2021 döneminde meydana gelen fiyat ve miktar hareketlerine ilişkin olarak yapılan incelemeler sonucunda, Cengiz Avcı, İsa İshakoğlu ve Halil İshakoğlu tarafından gerçekleştirilen işlemlerde 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPKn) "Piyasa dolandırıcılığı" başlıklı 107'inci maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan fiillerin işlendiğine dair makul şüphe bulunması nedeniyle, 6362 sayılı SPKn’nun 1'inci maddesi çerçevesinde yatırımcıların hak ve yararlarının korunmasını teminen, 6362 sayılı SPKn'nun 101/1 maddesi ve V-101.1 sayılı Bilgi Suistimali ve Piyasa Dolandırıcılığı İncelemelerinde Uygulanacak Tedbirler Tebliği'nin 5/1 ve 6/1 maddeleri uyarınca; bahsi geçen kişiler hakkında 23.02.2021 tarihinden başlamak üzere borsalarda 6 ay süreyle geçici işlem yasağı uygulanmasına karar verilmiştir." AA