News - Haberler
AKP'liÇelik 'kayyım rektör' eylemlerini 'demokrasi saldırısı' olarak niteledi!
AKP'li Çelik 'kayyım rektör' eylemlerini 'demokrasi saldırısı' olarak niteledi! AKP'li Ömer Çelik, Erdoğan'ın Melih Bulu’yu Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atamasının ardından eylemlerin, 'demokrasiye zarar verdiğini' iddia ederek “İktidara karşıyım diyerek demokrasiye saldıranlar ülkemizdeki en büyük kötülük çetesidir” dedi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter hesabından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından AKP'li Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne liyakatsiz bir şekilde rektör olarak atanmasının ardından başlayan direnişle ilgili açıklamalarda bulundu.“Her muhalefet yapan kendiliğinden demokrat olmuyor” diyen Çelik, “Demokratik bir muhalefet demokratik değerlere sadakat gerektirir. İktidara karşıyım diyerek demokrasiye saldıranlar ülkemizdeki en büyük kötülük çetesidir” ifadelerini kullandı.Boğaziçi eylemlerine katılan yurttaşları ‘demokrasiyi yok etmeye çalışanlar’ olarak tanımlayan Çelik, şunları kaydetti:“Demokrasimize yapılan tüm müdahaleler ülkemize gerileme getirdi. Her müdahale ülkemize rakip devletlerin önünü açtı. Türkiye’de seçimleri ve demokrasiyi yok etmeye çalışanların ülkemize kötülük peşinde koştuğu açıktır. ‘Kötülük çetesi’nin muhalefeti de demokratlığı da sahtedir... Muhalefet etmek adına demokratik süreçleri ve seçim mekanizmasını hedef alanlar bu ülkeye en büyük kötülüğü yapıyorlar. Demokrasi bu milletin bedeli ödenmiş kazanımıdır.”AKP Sözcüsü, ABD'nin Boğaziçi açıklamasına ise “İçişlerimize müdahale olarak görüyor ve reddediyoruz” diye karşılık verdi. cumhuriyet.com.trMustafa Cengiz,İrfan Can Kahveci görüşmelerini anlattı
Mustafa Cengiz, İrfan Can Kahveci görüşmelerini anlattı Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, İrfan Can Kahveci transferinde Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ ile görüşmelerini anlattı. Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, İrfan Can Kahveci transferinin perde arkasını anlattı.GSTV'ye konuşan Mustafa Cengiz şu ifadeleri kullandı:''BİZE KİMİ İSTEDİYSEK HEPSİNE TALİP OLDULAR''''Sevgili hocam 'Transfer listesini açıklayacağım' diyerek güzel bir ironi yaptı. Hatta bir laf daha etti, 'Millete scout'luk yapmaktan bıktık' dedi. Hoca çok güzel bir ironi yaptı. Ben de aslında zamanında yapmıştım aynısını. Çok doğru söylüyor. Ben başkanlığı devraldığımda transfer yasağı vardı. Hemen ödeme yapmamız gerekiyordu. Biz bir gün içinde bu transfer yasağını kaldırdık. Daha Ndiaye'yi satmamıştık, onun parası çok sonra geldi. Transfer yasağı kalktıktan sonra hocamızın talebiyle Inter'den Yuto Nagatomo'ya talip olduk. Rakip kulüp de teklif yapmış. Ayıp yahu, sen benimle yüz yüze bakıyorsun. Aynı masada yemekteydik ama bir şey demedim. Biz kime talipsek hepsine talip oldu. En meşhur Emre Akbaba. Sen bana daha fazla verdirerek bir yere varamazsın. Sen Türk ekonomisine zarar veriyorsun.''''İRFAN CAN'A SON TEKLİFİMİZ...''''İrfan Can Kahveci çok iyi bir oyuncu. Hocamızın da istediği bir oyuncuydu. Bu işi kim açtı? Onlar açtı. Ben ne dedim? 'Sezon başladı, av mevsimi başladı' dedim. Av mevsimini menajerler açtı. İyi lafı söyleyen, edebi lafı söyleyen en güzel küfrü de eder. En dürüst olan en tehlikeli insan da olabilir. Biz dedik ki bu böyle olmaz... Sevgili Göksel Başkan'ı aradım. Bana dedi ki yazılı teklif geçin. Çok haklı. Yazılı teklif geçtik. Ben futbolcuyla hiç görüşmedim, görmedim bile. Bize ulaşan bilgi, kesinlikle Galatasaray'ı istediği... 4 milyon euro + sonraki satıştan karın %50'sini teklif ettik. Yüz yüze geldik. Göksel Bey dedi ki; 'Başkanım beni anla, ben sizinle aynı teklifi veren olursa size rüçhan hakkı veririm' dedi. Ancak sonra Göksel Başkan teklif vermediğimizi söyledi. Hemen kendisini aradım, bir araya geldik. 'Bizi isteyen biri var, sevenleri ayırmayalım' dedik. O çocuğun iştahını değersiz hale getirmeyelim dedik. Hatta burada açıklamayacağım ama sponsor da bulduk. Hatta bir bomba var... Bir sponsoru da reddettik. Onu hatıralarımda anlatırım. Biz limitler içinde davranıyoruz, orada TFF var çünkü, UEFA var. 5.5 milyon euro verdik, Linnes'i istemişler. Son teklif bu; 5.5 milyon euro + Linnes ve satıştan %20 pay. Ayrıca şampiyon olursak 1 milyon euro ve Şampiyonlar Ligi gruplarına katılırsak 1 milyon euro... Çok memnun oldular, hatta bir yönetici bana 'Başkanım bu iş bitti' dedi. Abdurrahim Bey tam tersini söyledi. Bunu bize karşı kullanırlar dedi.''''FENERBAHÇE 10+3 MİLYON EURO TEKLİF ETTİ''''Göksel Bey beni aradı. 'Başkanım uçurum var' dedi. Bana 'Fenerbahçe 10 milyon euro + 3 milyon euro bonus teklif etti' dedi. Ayrıca sonraki satıştan pay ve Deniz Türüç ile Tolga Ciğerci... 'Sen kendini benim yerime koy, sen ne yaparsın?' dedi. 'Çocuk ne diyor?' dedim. 'Onu hallediyoruz' dedi ve ben de 'Tamam' dedim. İlk defa rakibimiz açıklama yaptı. 7 milyon euro dediler ama sonraki satıştan payı 11 milyon euro'dan yaptılar. Bu nasıl iş kardeşim? Bana 10 milyon euro dediler, 7 milyon euro açıkladılar. cumhuriyet.com.trBerkin Elvan’ın ablasıÖzge Elvan gözaltına alındı
Berkin Elvan’ın ablası Özge Elvan gözaltına alındı Birleşik Mücadele Güçleri’nin İstanbul Kadıköy’de dün yapacağı gösteriye polis tarafından yapılan müdahalede, 65 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Berkin Elvan’ın ablası Özge Elvan'nın da bulunduğu bildirildi. Birleşik Mücadele Güçleri, dün İstanbul Kadıköy’de kuruluşunu açıklamayla duyurucağını açıklamıştı. Polis, Rıhtım’a çıkan tüm yolları kapatırken, açıklamanın yapılacağı alanı da bariyerlerle kapatmıştı. Polisin müdahalesi sonucu 65 kişi gözaltına alındı, ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. /Archive/2021/2/5/131205295-berkin-elvan-in-ablasi-ozge-elvan-katilmadigi-eylemden-gozaltina-alindi-838200-5.jpgFotoğraf: ArşivGözaltına alınanlar arasında Berkin Elvan’ın ablası ve Medyascope çalışanı Özge Elvan'ın da bulunduğu bildirildi. Elvan'ın avukatı Deniz Özen, Özge Elvan’ın eylemle bir ilgisi olmadığını ve polis tarafından durdurulduğu sırada eylemin yapıldığı yerden en az 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunduğunu söyledi. Avukat Özen, polisin, Özge Elvan’ı daha sonra eylem alanına götürdüğünü ve orada gözaltına aldığını bildirdi. Özge Elvan hakkında, götürüldüğü İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ek gözaltı kararı çıkarıldı. Saatlerce avukatıyla görüştürülmeyen Özge Elvan’a yöneltilen suçlamanın ne olduğu bilinmiyor.Kaynak: Medyascope cumhuriyet.com.trMeral Akşener: "Bin yaşındaki insanların ergen tavrına hayret ediyorum"
Meral Akşener: "Bin yaşındaki insanların ergen tavrına hayret ediyorum" İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2017 referandumunda mühürsüz oylara ilişkin yaptığı bir eleştiri nedeniyle Antalya savcısının hakkında açtığı dava için Ankara Adliyesi'nde ifade verdi. Adliye çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, Boğaziçi eylemlerine yönelik, "Bugün bu ülkeyi yöneten muhteremlere diyorum ki, bu dili terk edin, o çocuklara Cumhurbaşkanı olarak terörist diyemezsin. Bu bir gündem değiştirme çabası ise de yanlış, o gençlere tutum da yanlış. Buradan bir fayda çıkmaz. Bin yaşındaki insanların ergen tavrına hayret ediyorum" ifadelerini kullandı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, mühürsüz oylar ve bu oyların YSK üyeleri tarafından kabul edilmesini eleştirdiği için Antalya’da kendisi hakkında açılan bir dava nedeniyle Ankara’da ifadeye çağrıldı. Akşener, İYİ Parti Genel Sekreteri, avukat Uğur Poyraz ve İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ile Ankara adliyesine geldi. İfade verdikten sonra adliye çıkışında açıklama yapan ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akşener, şöyle konuştu:"HİÇ HABERİMİZ OLMADI, TEBRİK EDİYORUM"“2017'de açılıp haberimizin olmadığı, Antalya'da açılan, meşhur mühürsüz oylarla ilgili konudan dolayı, onun kabulüne yönelik yaptığım bir konuşmada YSK'nın üyelerinin bunu kabul etmesinden dolayı yaptığım bir eleştiri sebebiyle 2017'de resen açılmış bir dava. Hiç haberimiz olmadı. Sonra 31 Mart seçimleri esnasında bu hayata geçmiş, dosya inmiş, nihayetinde iddianame düzenlenmiş. Şimdi talimatlı bir şekilde ifade verdim. Birincisi bu. Antalya Savcısının talimatı üzerine. Bir başka davam var biliyorsunuz. O da 5 yıl olmuş. O da 31 Mart seçimleri İstanbul ikinci seçimi esnasında raftan inip, üzerine bir de gizlilik kararı verilmiş, ifademin alınmadığı, avukatlarımın ne olduğunu bilmediği, arada bir canım sıkıldıkça biraz neşelenme ihtiyacı hissettiğim zaman, gidip ifademi alın dilekçesini verdiğim bir davamız daha var. Ama ilginç. Haldır haldır bu hızın sebebini, bu kadar uzun süreden sonra sebebini merak etmekteyim. Geçen hafta grup konuşmamdaki hanım kızın, çıkışından sonra bu hıza da… Tebrik ediyorum.”/Archive/2021/2/5/130648517-3d73be51-9b31-4ece-9bfa-afbcbd95eda9-w.jpg"BİN YAŞINDAKİ İNSANLARIN ERGEN TAVRINA HAYRETLER İÇİNDE KALIYORUM"MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Boğaziçi Üniversitesi'nde eylem yapan gençlerin ailelerine seslenerek 'evlatlarınıza sahip çıkın' uyarısı yapması ile ilgili görüşü sorulan Akşener, "Bin yaşındaki insanların ergen tavrına hayretler içinde kalıyorum" dedi. Akşener’in konuşlması şöyle:"Bu konuda çok net bizim tavrımız. Gencecik çocuklar bunlar, bu kişilerin torunları yaşında hepsi. Hem Sayın Erdoğan’ın hem Sayın Bahçeli’nin hem de ve hepsinin, Cumhur İttifakının bütün bileşenleri torunları yaşında gençler. Okulun dışından atanmış, intihal yaptığı yani bilimsel hırsızlık denir intihale, yaptığı sabit bir kişi. AK Parti’den aday adayı olmuş, çok değerli bir arkadaşsa niye milletvekili yapılmamış, niye bakan yapılmamış, niçin o yapılmamış bu yapılmamış? Ama Boğaziçi Üniversitesi’ne tayin edilmiş. Şimdi özelliği ne dışarıdan olması. Özelliği ne o geleneğin dışından olması. Şimdi AK Parti’ye yakın Boğaziçi Üniversitesi’nin içinde hoca vardır. Onlardan değil de dışarıdan birinin atanmış olmasına biz dikkatle bakıyoruz. Bu özel olarak disk sinirlerine, nasırlara basma hareketi olarak gördüğümüzü ifade ettik. Dolayısıyla gençler, üniversite hocaları buna karşı çıktılar ve demokratik bir hakkı, protesto hakkını kullandılar.KONUŞMALARI CIVIKLIK OLARAK DEĞENLENDİRİYORUMŞimdi siz çok yüksek tondan, bağırarak konuştuğunuz zaman elbette ki yani bu çocukları, gençleri dinleme yerine; "ne diyorsun kardeşim ne diyorsun oğlum ne diyorsun kızım ne diyorsun arkadaş" demek yerine; çok üst perdeden bu meseleyi derinleştiren bir dil ve tutum aldığınız zaman provokatörler devreye girer. Devlet olarak göreviniz, devleti yöneten muhteremler olarak göreviniz hem bakın burada bulunan sizlerin hem bizlerin hem o üniversitedeki protesto yapan çocukların, gençlerin güvenliğini sağlamaktır. Şu anda Türkiye’de yapılan bir ciddiyetsizlik. Bütün bu konuşmaları ciddiyetsizlik artı cıvıklık olarak değerlendiriyorum.ERDOĞAN BİLMEZ, ÇAKIL TAŞI OLAN BİZLERDİKBuradan bir gerilim çıkarma ihtiyacı var. Ben 80 öncesinin talebesiyim Sayın Erdoğan bilmez diğerleri de bilmez çakıl taşı olan bizdik o zaman, kaosun parçası olan yönetemez, dolayısıyla bugün bu ülkeyi yöneten muhteremlere diyorum ki, bir bu dili terk edin, o çocuklara Cumhurbaşkanı olarak terörist diyemezsin. Bu bir gündem değiştirme çabası ise de yanlış, o gençlere tutum da yanlış. Buradan bir fayda çıkmaz. Dolayısıyla o arkadaşa da istifa et deniliyor bakın liberalliği ile meşhur olan o kişinin kendini koyduğu yer çok ilginç, bana dokunan devlete dokunmuş olur diyor. Altı sonu insansın profesörsün elbette kendini çok değerli görüyor olabilirsin, ne makammış bu kardeşim. Bu konuşma biçiminin kimseye faydası yok. Oradaki gençlere bugün de söylüyorum, onlara sağduyu ile, ciddiyetle yaklaşan yaşlı takım olmadığına göre, bu ülkeyi yönetenlerin her biri ergen haline dönmüş olduğuna göre gençler akıllı olmak, dikkatli olmak, güvenli olmak sizin göreviniz oldu. Provokasyonlara dikkatli olmak sizin göreviniz oldu. Bin yaşındaki insanların ergen tavrına hayret ediyorum.” ANKAFanny’ninözgürlük yolculuğu
Fanny’nin özgürlük yolculuğu Thomas Clay yazıp yönettiği Fanny Lye Deliver'd'de (2020) 17. yüzyıl İngiltere’sini yetkin bir anlatımla irdeliyor, tek mekanda libertinizm, özgürlük, puritanizm, eşitlik, feminizm, radikalizm kavramlarını sorguluyor. /Archive/2021/2/5/132614876-161026617-d3ff40f3-7eea-483d-bd5e-db43ffd17552-1.jpgİngiliz İç Savaşı’ndan ve 1.Charles’ın idamından sonra İngiltere Oliver Cromwell’in Cumhuriyet rejimiyle yönetilmeye başlandı. Kralın zorbalığından kurtulan halk Oliver Cromwell’in püriten yasalarında boğulmaya başladı. Bazıları yeni idealler ve yeni bir dinin peşinden gittiler. Bu kısa ve şiddet içeren dönemde İngiltere’de kişisel, politik, cinsel yeni kavramlar ortaya çıktı./Archive/2021/2/5/132531206-fanny-lye-11593089703.jpgFanny (Maxine Peak) sadece toprağı, çalışmayı ve savaşı bilirdi. Savaş başladığında 17 yaşındaydı, dünyası Shopshire’dan ibaretti. Savaş sona erdi, Kral 1.Charles aklını yitirdi. 1646’da Cromwell’in ordusuyla Shopshire’a gelen Yüzbaşı John Lye (Charles Dance) müzayede de Fanny’nin efendisinden tarlasını satın aldı. Üstelik bu satışın içine Fanny’de dahil oldu. Yüzbaşı John’un ilk aşkı kutsal kitaptı. Fanny için mevsimler gelip geçti. Fanny ile John’un Arthur (Zak Adams) adlı bir oğulları oldu. Arthur savaşı bilemeyecek kadar küçük, naïf, neşeli bir çocuktu. John, Fanny ve Arthur’a katı püriten yasalarını uyguladı. Onları doğru yolda tutmak için kırbaçladı, dayak attı. Fanny’nin aklında çocukken öğrendiği bir ayet vardı, her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır. Fanny, her şeye katlanan, inanan, dayanan, umudunu hiç yitirmeyen bir kadındı./Archive/2021/2/5/132640985-7116179070moviebanner3-1.jpgBir gün ailecek köye dua etmeye giden Lye ailesi dönüşte evlerine sığınmış olan Thomas (Freddie Fox) ile Rebecca’yı (Tanya Reynolds) bulur. Bacadan duman çıkmasına rağmen evlerine yaklaşırlar çünkü tehlikenin ve bilinmeyenin garip çekiciliği vardır. Thomas ile Rebecca, John’la Fanny’nin kalplerini kazanırlar, yanlarında uzun bir süre kalmanın yolunu bulurlar. Aslında geri dönüp kaçış planlarını yapmaları gerektiğini de akıllarından çıkartamazlar.Thomas’la birlikte Arthur oyun oynamaya, gülmeye, eğlenmeye başlar. Bu durum babası John’un canını sıkar. Rebecca, Fanny’ye Thomas’ın efendisi olmadığını söyler, hiç bir erkek onun efendisi değildir. Thomas’la Rebecca’nın evli olmadığını öğrenen Fye ona günah işliyorsunuz der. Bir gün Eyalet Konseyi’nin en yetkili adamı Henry (Peter McDonald) John’ın çiftliğine gelir, kafirleri aradıklarını söyler./Archive/2021/2/5/132715485-image.jpgThe Great Ecstasy of Robert Carmichael (2005), Soi Cowboy (2008) filmlerinin yönetmeni Thomas Clay’in, Christopher Hill’in The World Upside Down adlı kitabını okuduktan sonra İngiltere tarihi hakkındaki algısı değişmiş. “Sıradan insanlar ve yaşamlarıyla ilgili bir öykü anlatmak istedim. Toplumu oluşturan bu insanlar seslerinin duyulması için savaşıyorlar” diyen Clay bunu da western türüyle aktardığını belirtiyor. Heaven’s Gate, Days of Heaven, Once Upon a Time in the West filmlerinden etkilendiğini açıklayan Clay, ünlü Yunanlı görüntü yönetmeni Yorgos Arvanitis’le çalışmaktan çok hoşnut. “Yorgos’la ilk filmimden tam 16 yıl sonra yeniden birlikteyiz. Bu filmi ancak onunla çekebilirdim” diyor. Arvanitis’in uzun plansekansları, dumanlı puslu görüntüleri filme tecrit, yalnızlık, klostrofobi duygusu katıyor./Archive/2021/2/5/132733235-dieerloesungderfannylye02.jpgThomas Clay, tek mekanda 17. yüzyıl İngiltere’sini yetkin bir anlatımla irdeliyor, libertinizm, özgürlük, puritanizm, eşitlik, feminizm, radikalizm kavramlarını sorguluyor. Tarihi, halkbilimi, dram, western türlerini içeren, Thomas Clay’in senaryosunu yazıp yönettiği Fanny Lye Deliver’d’de (2020) de Maxine Peak, Charles Dance, Freddie Fox, Tanya Reynolds, Zak Adams, Peter McDonald, Perry Fitzpatrick, Ken Collard oynuyorlar. Aslı SelçukCHP'liÖzel: Buülkenin gençlerini terörist ilan edenler, yanıbaşlarındakiörgütüyelerini terfi ettirmekte!
CHP'li Özel: Bu ülkenin gençlerini terörist ilan edenler, yanı başlarındaki örgüt üyelerini terfi ettirmekte! CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, teğmen rütbesini 1996 yılında Fethullah Gülen’in taktığını itiraf eden eski tuğgeneral Serdar Atasoy’un örgüt ile bağlantısının darbe girişiminden, ancak 4,5 yıl sonra tespit edildiğini belirterek, “Boğaziçi Üniversitesi’nde anayasal protesto ve gösteri haklarını kullanan öğrencilere yönelik yapılan soruşturmalarda olmayan örgüt bağlantılarını tespit ederek, bu ülkenin gençlerini terörist ilan edenler, yanı başlarındaki örgüt üyelerini terfi ettirmekte” dedi. CHP Grup Başkanvekili, Manisa Milletvekili Özgür Özel, 1996 yılında teğmen rütbesini Fethullah Gülen’in taktığını itiraf eden Serdar Atasoy’un örgüt ile bağlantısının darbe girişiminden, ancak dört buçuk yıl sonra tespit edilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Özgür Özel, yaşananların FETÖ ile mücadelede yürütme erkinin ve iktidar partisinin zafiyet içinde bulunulduğunu ortaya koyduğunu belirterek, “Boğaziçi Üniversitesi’nde anayasal protesto ve gösteri haklarını kullanan öğrencilere yönelik yapılan soruşturmalarda olmayan örgüt bağlantılarını tespit ederek, bu ülkenin gençlerini terörist ilan edenler, yanı başlarındaki örgüt üyelerini terfi ettirmekte, kritik görevlere getirmekte ve bunun farkına bile varamamaktadırlar. Bu ciddi ihmal ve zafiyetin sorumluları hesap vermelidir” açıklamasında bulundu.'BU ÇELİŞKİLER KAMU VİCDANINDA CİDDİ YARALAR AÇMAKTADIR'Özgür Özel, FETÖ ile irtibatı aleni olan bir askerin henüz geçen yıl tuğgeneralliğe terfi ettirildiğini belirterek şu açıklamayı yaptı:“Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı gibi kritik bir göreve henüz geçen yıl getirilen Serdar Atasoy’un FETÖ’cü olduğu açığa çıkmıştır. Teğmen rütbesini 1996 yılında Fetullah Gülen’in taktığını itiraf eden, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Bangladeş’te askeri ataşe olarak görev yapan Atasoy’un FETÖ ile irtibat ve iltisakının darbe girişiminden ancak 4,5 yıl sonra tespit edilebilmiş olması, FETÖ ile mücadelede içinde bulunulan zafiyet görüntüsünü perçinlemektedir. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından pek çok masum ve FETÖ ile ilgisi olmayan kamu personelinin ihraç edildiği, cezaevine atıldığı hafızalardayken, askeri öğrencilere verilen haksız ve yüksek cezalar ortadayken, FETÖ ile irtibatı aleni olan bir askerin henüz geçen yıl tuğgeneralliğe terfi ettirilerek, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı gibi kritik önemde bir koltuğa getirilmiş olması kamu vicdanında ciddi yaralar açmaktadır.” ANKAMessi, PSG ve Manchester City için beklemede
Messi, PSG ve Manchester City için beklemede Barcelona'daki geleceği belirsizliğini koruyan Lionel Messi, karar için sezon sonunu bekliyor. Lionel Messi'nin Barcelona ile olan sözleşmesi yaz aylarında sona eriyor ve adı Paris Saint-Germain ve Manchester City dahil olmak üzere birçok kulübüyle anılmaya devam ediyor. Arjantinli yıldız söylentilerin gölgesinde hiçbir kulüple temas kurmadı ve Barça'da kalıp kalmayacağına karar vermek için sezon sonuna kadar bekliyor.Sözleşmesi bu yaz sona erdiği için İspanya dışı kulüplerle görüşme özgürlüğüne sahip olan 33 yaşındaki yıldız, bunu yapmamayı tercih ediyor.Messi, geçen yaz Barcelona'dan ayrılmak için attığı adımlar nedeniyle beri spekülasyonların merkezi oldu.Messi'nin başkan Josep Bartomeu ile gergin ilişkisi istifa getirdi ve Katalan kulübünde başkanlık seçimleri daha fazla belirsizlik yarattı.Joan Laporta, Toni Freixa ve Victor Font Barcelona başkanlık koltuğu için üç aday konumunda. Goal.com'un haberine göre; Messi'nin hiçbir aday ile iletişime geçmediği, seçimlerde tarafsız kalmayı planladığı ve Barcelona'da kalmayı seçip seçmemesi üzerinde bir etkisi olmayacağı belirtildi.İspanyol gazetesi El Mundo, Barcelona Kulübü'nün Lionel Messi'nin sezon sonunda takımdan ayrılması halinde bile Arjantinli futbolcuya 39 milyon Euro ödeme yapacağını ileri sürdü. Gazete daha önce Barcelona Kulübü ile Lionel Messi arasında 25 Kasım 2017'de imzalanan ve 30 Haziran 2021'e kadar geçerli olan sözleşme gereği Arjantinli futbolcunun günlük 386 bin Euro'ya denk gelen bir maaşı olduğunu ortaya çıkardı.Söz konusu sözleşmenin yayımlanmasından dolayı Barcelona Kulübü ve Messi, El Mundo gazetesi hakkında yasal işlem başlatacaklarını açıkladı. cumhuriyet.com.trKemik iliği kanseri nedir? Tedavisi var mıdır?
Kemik iliği kanseri nedir? Tedavisi var mıdır? Sanatçı Hüner Coşkuner’in tedavi gördüğü hastanede 58 yaşında hayatını kaybetmesi sonrası, kemik iliği kanseri gündeme geldi. Kemik iliği kanseri nedir? Belirtileri nelerdir? Kemik iliği kanseri tedavi edilebilir mi? Tüm dünya koronavirüs salgınıyla mücadele ederken, kanser de çağın en büyük hastalıklarından biri olmaya devam ediyor. Son olarak sanatçı Hüner Coşkuner’in kemik iliği kanseri sebebiyle tedavi gördüğü hastanede 58 yaşında hayatını kaybetmesi sonrası, en ciddi türlerden biri olan kemik iliği kanseri gündeme geldi. Kemik iliğinin kan hücresi oluşturulan kök hücrelerinde gelişen bir kanser türü olan kemik iliği kanseri nedir? Belirtileri nelerdir? Tedavi yöntemleri nelerdir?KEMİK İLİĞİ KANSERİ NEDİR?Kemik iliği kanseri, kemik iliğinin kan oluşturan kök hücrelerinden kaynaklanan kanser türüdür. Kemiğin merkezinde bulunan sünger benzeri bir malzeme olan kemik iliğinin derinliklerinde, kırmızı kan hücrelerine, beyaz kan hücrelerine ve trombositlere dönüşebilen kök hücreler bulunur. Kemik iliği kanseri, ilikteki hücreler anormal şekilde veya hızlandırılmış bir oranda büyümeye başladığında meydana gelir. Kemik iliğinde başlayan kansere kemik iliği kanseri veya kan kanseri denir. Bu grup kanserlerden en sık görüleni multiple miyelomdur. Multipl myeloma nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Hastalık kemik ağrıları, tekrarlayan enfeksiyonlar, böbrek sorunları, halsizlik, kilo kaybı gibi belirti ve bulgularla seyreder. Diğer kanser türleri de kemik iliğine yayılabilir, ancak bunlar kemik iliği kanseri olarak adlandırılmaz. Kemik iliği kanserlerinden başlıcaları multiple myeloma, lösemi ve lenfoma şekilde sıralanabilir. EN SIK GÖRÜLEN KEMİK İLİĞİ KANSERİ: MULTİPL MİYELOMEn sık görülen kemik iliği kanseri türü olan multipl miyelom; sıklıkla omurga, kafatası, kalça ve kaburga gibi vücudun çok sayıda bölgesini etkilediği için multipl miyelom olarak adlandırılır. Plazma hücresi adı verilen kan hücrelerinden gelişir. Bu hücreler, vücudu yabancı istilacılardan korumak için antikor üreten beyaz kan hücreleridir. Kemik iliği çok fazla miktarda plazma hücresi üretmeye başladığında tümörler oluşur. Bu tümörler de kemik kaybına ve enfeksiyonlarla mücadelede sorunlara neden olur.KEMİK İLİĞİ KANSERİ BELİRTİLERİ NELERDİR?Hastalık erken evrelerde herhangi bir belirti göstermeyebileceği için, genellikle rutin kan veya idrar testinden sonra hastalıktan şüphelenilir. İleri aşamada ise kendini gösteren belirtiler şu şekilde sıralanabilir:-Kemiklerde ağrı ve hassasiyet: Genellikle sırt, kaburga veya kalça kemikleri etkilenir. Ağrı süreklidir ve hareketle artar.-Kolay kırılan zayıf kemikler: Multipl miyelom, kemikleri zayıflatabilir ve kırılma olasılığını arttırır. Omurga, kol ve bacaklardaki uzun kemikler bu durumdan en sık etkilenir.-Omurilik sıkışması: Omurganın kırıkları omurlarda çökmeye, ağrıya ve bazen de omurilikte sıkışmaya neden olur. Bu durum bacaklarda uyuşma, kuvvet kaybı, mesane ve bağırsak kontrolünde kayıp gibi ciddi problemlerle kendini gösterir.-Kansızlık: Multipl miyelom, kemik iliğindeki kırmızı kan hücre üretimini etkileyebilir ve bu da kansızlığa yol açabilir. Kansızlık miyelom tedavisinin bir yan etkisi olarak da ortaya çıkabilir. -Tekrarlanan enfeksiyonlar: Hastalık, bağışıklık sistemini etkileyerek vücudun enfeksiyon ve hastalıklara karşı doğal savunmasını engellediği için, hastalarda sık tekrarlayan ve uzun süren enfeksiyonlar görülür.-Kan kalsiyum düzeyinde yükseklik (Hiperkalsemi): Etkilenen kemiklerden çok fazla kalsiyum kan dolaşımına salındığı için kan kalsiyum düzeyinde yükseklik görülebilir. Aşırı susuzluk, sık sık idrara çıkma ihtiyacı, kabızlık, karın ağrısı, zihinsel karışıklık ve sersemlik gibi belirtilerle kendini gösterir. -Böbrek sorunları: Böyle bir durumda kilo kaybı, iştahsızlık, ayak bilekleri, el ve ayaklarda şişme, halsizlik, nefes darlığı, ciltte kaşıntı, dirençli hıçkırıklar gibi belirtiler görülür.-Olağan dışı kanamalar: Bazı hastalarda cilt altında morluklar, sık sık burun, diş eti kanamaları ve ağır adet kanamaları gibi beklenmeyen kanamalar görülebilir. Bunun nedeni kemik iliğindeki aşırı kanser hücrelerinin, trombosit adı verilen kanın pıhtılaşmasından sorumlu hücre üretimini engellemesidir.-Kan akışkanlığında azalma: Bu durum sıklıkla miyelom hücrelerinin ürettiği fazla proteinlerden kaynaklanır. Hiperviskozite olarak bilinen bu belirti; baş dönmesi, nefes darlığı, baş ağrısı, kanın normalden daha kalın olması ve görmede bulanıklık gibi şikayetlere neden olur.-Kilo kaybıKEMİK İLİĞİ KANSERİNDE TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?Kemik iliği kanserinde belirtileri kontrol altına almaya yönelik çeşitli ilaçlar kullanılsa da tam iyileşme sağlayan bir tedavisi yoktur. Tedavi ile belirtileri hafifletmek, hastalığın komplikasyonlarını kontrol altına almak ve ilerlemesini yavaşlatmak mümkündür. Herhangi bir belirti göstermeyen hastalarda tedaviye ihtiyaç olmayabilir. Fakat hastanın düzenli aralıklarla periyodik kan ve idrar testleri yapılarak takip edilmesi gerekir. Belirli veya bulgular varsa ya da takipler sırasında hastalıkta ilerleme tespit edilirse tedaviye başlanır. Multipl myelomda kullanılan çeşitli tedavi seçenekleri de bulunur:-Hedefe yönelik tedavi: Bu ilaç tedavisi, kanser hücrelerinde belirli anormalliklere odaklanır. Bu ilaçlar koldan bir damar yoluyla veya ağızdan hap şeklinde verilebilir.-Biyolojik tedavi: Bu grup ilaçlar, miyelom hücreleri ile savaşmak için vücudun bağışıklık sistemini kullanır. Biyolojik tedavi kanser hücrelerini tanımlayan ve saldıran bağışıklık sistemi hücrelerini güçlendirir.-Kemoterapi: Miyelom hücreleri ile birlikte sağlıklı vücut hücrelerine de zarar verir ve hızlı büyüyen hücreleri öldürür. Kemoterapi ilaçları damardan veya hap şeklinde ağızdan verilebilir. Kemik iliği nakli yapılacaksa öncesinde yüksek doz kemoterapi ilaçları kullanılır. cumhuriyet.com.tr2 gün içinde E-Nabız mesajıdeğişti,aşısınıyaptıramadı!
2 gün içinde E-Nabız mesajı değişti,aşısını yaptıramadı! İzmir'de emekli doktor Gülden Aykanat, önceliği bulunmasına rağmen bir türlü aşı olamadı. Sağlık Bakanlığı'nın e-nabız uygulamasında günlerce "Öncelikli grupta değilsiniz" uyarısı alan Aykanat, iki gün sonra çıkan "Adınıza tanımlanan aşınızı yaptırmadığınız için öncelik sıranız sonraki aşamada değerlendirilecektir" mesajıyla şoke oldu. /Archive/2021/2/5/124914840-aaaa.jpgİzmir'de Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden 5 buçuk yıl önce emekli olan 53 yaşındaki pratisyen hekim Gülden Aykanat, Türkiye'de 14 Ocak'ta başlayan koronavirüs aşılama sürecinde yaşadıkları nedeniyle büyük şaşkınlık içerisinde. Sürecin başladığı ilk andan itibaren Sağlık Bakanlığı'nın E-Nabız uygulaması üzerinden aşı öncelik sırasını takip eden Aykanat, yaklaşık 15 gün boyunca "Kronik hastalığınız yok, öncelikli grupta değilsiniz" mesajıyla karşılaştı.Ayı takvimine göre öncelik sırasının geldiğini söyleyen Aykanat, "İki üç gün arayla aşı sorgulamaya girdim. Cumartesi günü öncelikli grupta olmadığım bilgisi verildi. Bu mesajı aldıktan sonra pazartesi günü tekrar E-Nabız'a girdim. Bu kez 'Adınıza tanımlanan aşınızı yaptırmadığınız için öncelik sıranız sonraki aşamada değerlendirilecektir' uyarısını aldım. İki günde ne değişti" dedi."BİLGİLER PAYLAŞILMADI"İzmir Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliği vasıtasıyla İzmir İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı'na başvuruda bulunduğunu dile getiren Gülden Aykanat şöyle devam etti:"Çalışmalara devam ediyoruz şeklinde bir cevap verdiler. En büyük haksızlığın listelerin hangi kriterlere göre uygulanacağının açıklanmaması olduğunu düşünüyorum. Biz emekli hekimler olarak bekleriz, geride kalırız önemli değil. Ancak aşının kimlere yapılacağı ile ilgili kriterlerin en başından düzenli belirlenmemesi, bildirilmesi gerekirdi. Bu bilgiler sivil toplum ve demokratik kitle örgütleriyle paylaşılsa süreç daha sağlıklı işleyebilirdi.""PEK ÇOK HEKİM DE SORUN YAŞIYOR"Pek çok hekim arkadaşının da benzer sorunlar yaşadığını ifade eden Aykanat sözlerini şöyle sürdürdü:"Nerede aşı olacağını, aşı hakkı çıkıp çıkmadığını kimse bilemiyor. Benim durumumda olan başka arkadaşlarım da var. Kimisi aşısını yaptırmış, kimisi yaptıramamış. Diğer taraftan aktif sağlık çalışan olmasına rağmen hala aşı yapılmayan bile var. Tam bir kaos. Bunun sorumlusu da işini düzenli yapmayan Sağlık Bakanlığı'dır."DR. ÇAMLI: AŞILANAMAYAN SAĞLIK ÇALIŞANLARI VARİzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı da tüm sağlık çalışanlarının aşılanmadığını ve bazı sıkıntılar yaşandığını söyledi. Çamlı, şu bilgileri verdi:"Pandemide en yüksek riske maruz kalan sağlık çalışanları aşılamada ilk sıraya alındı. Ancak aşılanamayan sağlık çalışanları var. Aktif hekimlik yapmasına rağmen ismi aşılama listelerinde çıkmayanlar oldu. Birçok yere başvurdular. Bir kısmı olumlu yanıt aldı, aşı yapıldı. Ancak bir kısmı ise olamadı. Bir kısmı 'Zamanında isminize çıkan aşı yapılmadığı için durumunuz daha sonra değerlendirilecektir' diye uyarı aldı. Doktor bilgi bankasında isimleri çıkmayan profesörler oldu, bunlar da aşılama konusunda sıkıntı yaşadı. Bunun örnekleri çok. Öyle bir iki tane değil.” cumhuriyet.com.trAlan korkusu: Agorafobi nedir?
Alan korkusu: Agorafobi nedir? İnsanların günlük hayatını olumsuz etkileyen korkulardan biri de ‘Agorafobi’. Alan korkusu olarak bilinen ve kişilerin evden bile çıkamamasına sebep olan Agorafobi nedir? Belirtileri nelerdir? /Archive/2021/2/5/131021702-alex-ivashenko-rldcscgqej4-unsplash.jpgÇoğu insanın bazı şeylere karşı korku yaşadığı bir gerçek olsa da, bu korkular zaman zaman kişilerin günlük hayatını etkileyecek derecede olabiliyor. Kişilerin yaşam kalitesini bozan korkulardan biri de, ‘alan korkusu’ olarak adlandırılan Agorafobi. Agorafobi; bir alana sıkışmış hissi yaratan, utanılacak bir duruma düşecekmiş gibi düşündüren ve insanları panikletip, onlara bulunduğu ortamdan çıkamayıp, kaçamayacakmış hissi veren bir anksiyete bozukluğu olarak tanımlanıyor.Aynı zamanda kontrolü kaybedip delirecekmiş gibi, kalp krizi geçirecek hatta ölecekmiş gibi düşüncelere de sebep oluyor. Kişi bu hale geldiğinde kimsenin kendisine yardım edemeyeceğini düşünürken, bu düşünceyle beraber ya evden dahi çıkmak istemiyor ya da yanında güvendiği birinin varlığını istiyor. Agorafobi en fazla panik bozuklukla birlikte görülse de, birebir aynı anlama gelmiyor. İki hastalığın da birçok belirtisi birbiriyle örtüşse de, panik bozukluk kendini ataklarla gösteriyor. Bu atakların yeri ve zamanı belli olmayabiliyor. Fakat agorafobide özellikle bir alan olması gerekiyor. Bu alanlar spesifik olacağı gibi, ev dışı tüm alanlara da yayılabiliyor. Oluşan olumsuz düşünce içeriği sinir sistemini uyarırken, aynı zamanda vücudun alarm moduna geçmesine de neden oluyor.Agorafobi temel olarak anksiyete bozukluğu çatısı altında bulunduğu için diğer anksiyete bozuklarının yaşanması da agorafobinin zaman zaman kendini göstermesine neden olabiliyor. Çünkü birçok rahatsızlıkta olduğu gibi kendi içinde yer değiştirmesi mümkün olabiliyor. Bu hastalıklar panik bozukluğun yanı sıra; yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk (takıntı hastalığı), travma sonrası stres bozukluğu, madde kullanımının sebep olduğu anksiyete bozuklukları, özgül fobiler ve bunların dışında da, depresyon ve bazı kişilik özellikleri ile birlikte de görülebiliyor./Archive/2021/2/5/130639438-sasha-freemind-pv5weeyxmwu-unsplash-1.jpgAgorafobide temel sorun ‘kontrolü kaybetmek olduğu’ için, kişinin kontrolün kendisinde olmadığını düşündüğü alanlarda bu rahatsızlık açığa çıkıyor. Aynı zamanda kişilik özellikleri ile de bağlantılı olduğu söylenebilir. Örneğin mükemmelliyetçi diye tanınan obsesif kişilik özellikleri olanlarda bu rahatsızlığın görülme sıklığı daha fazladır. Çünkü bu kişilik özelliği ‘hep ya da hiç’ ilkesi ile hayatını sürdürmektir. Yani uçağa bindiğinde ya çok rahat olacak ya da hiç binmeyecektir.AGORAFOBİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?Kişi evden çıkmakta zorlanıyor veya tek başına çıkmıyorsaKalabalık ortamlarda bulunmak istemiyorsa -Tünele girmekte, sinema veya tiyatroya gitmekte, kapalı otoparklarda bulunmakta, mr cihazı gibi dar alanlarda bulunmakta zorlanıyorsaAsansör, uçak, otobüs gibi yerlerde bulunamıyorsaBu tür yerlerde bulunduğunda panikleyip, nefes darlığı çekeceğini, bayılacağını, kalp krizi geçireceğini veya bayılacağını düşünüp, istediği zaman o ortamdan çıkamayacağını düşünüyorsaGünün büyük bölümü bu kaygılar ile geçiyorsaKaygılar aile, iş veya okul yaşantısını etkiliyorsaBu kaygıyı kontrol altına alamıyorsaKaygılarla birlikte göğüs ağrısı, baş dönmesi, titreme, mide bulantısı, terleme ve nefes alamama gibi sorunlar yaşıyorsaBu durumlar 6 aydan daha uzun süredir devam ediyorsa Agorafobinin varlığından söz edilebilir./Archive/2021/2/5/130739610-ishan-gupta-g9cr6vy2hq-unsplash.jpgAGORAFOBİ NEDEN OLUR?Sinir sistemi ile bağlantılı olarak biyolojik nedenler varsa,Kişi taciz, tecavüz, doğal afet, beklenmedik yakın kaybı gibi herhangi bir travmaya maruz kaldıysa,Ailede bu tür bir rahatsızlığı olan birisi varsa ve kişiyle uzun süre birlikte vakit geçirmiş, model aldığı biriyse,Metro, uçak, asansör gibi kontrolün kendisinde olmadığı alanlar olduğunda Agorafobi meydana gelebilir.AGORAFOBİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?Agora fobinin tedavisinde, kişinin öncelikle korktuğu, kaygı duyduğu alanın ne olduğunu kavraması ve ‘kademeli’ olarak bu alana kendini maruz bırakması önemlidir. Eğer denemelerle bunu başarabiliyorsa Agorafobi noktasına gelmeden bu kaygısını yenmiş olacaktır.Fakat tanı alacak düzeyde olan Agorafobi hastalarının psikiyatri başvurusu yapması gerekmektedir. Psikiyatrik olarak tablo oluşturulmasından sonra terapi süreci devreye girmelidir. En yaygın olan bilişsel davranışçı terapi yöntemidir. Bu terapi yöntemi ile kişi zihninde bu kaygıyla birlikte neler olduğunu görüyor olacak, olası sonuçları hesaplayabilecek, aşamalı olarak da bu kaygının üzerine gidebiliyor olacaktır./Archive/2021/2/5/130412065-agorafobi.jpgBir diğer terapi ise emdr terapisidir. Emdr ile kişinin negatif düşünce içeriği ele alınır ve sistemik olarak kişi bu düşünceye karşı duyarsızlaştırılır. Son olarak son dönemlerde bazı kurumlarda kullanılmaya başlanan sanal gerçeklik gözlükleri ile de agorafobi oldukça olumlu sonuçlar vermektedir.Sanal gerçeklik gözlüğü ile bir terapistin kontrolü dahilinde MR cihazı, kapalı alan, yükseklik, asansör vb kaygılar çalışılmakta, sanki o anı yaşıyormuşçasına kontrollü şekilde kişiler bu kaygıdan kurtulmaktadır. Eğer kişi agorafobiden dolayı evden çıkamayacak hale gelmişse, ileri evrelerde bu tür tedavilerin yapıldığı hastanelere yatış gerekebilir. cumhuriyet.com.trGalatasaray derbi kazanmakta zorlanıyor
Galatasaray derbi kazanmakta zorlanıyor Süper Lig'in 24. haftasında Fenerbahçe'ye konuk olacak Galatasaray, son dönemde derbi kazanmakta zorlanıyor. Galatasaray, Süper Lig'de önemli rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş ile son 6 sezonda oynadığı 22 karşılaşmanın sadece 3'ünden galibiyetle ayrılabildi. Galatasaray, söz konusu müsabakalarda 10 beraberlik ve 9 mağlubiyet yaşadı.Bu sürede Fenerbahçe ile yaptığı 11 derbinin sadece 1'ini kazanabilen Galatasaray, 8 beraberlik, 2 yenilgi aldı. Söz konusu dönemde sarı-kırmızılılar, Beşiktaş ile yaptığı 11 derbinin ise 2'sini kazanırken, 2 derbiden beraberlik, 7 derbiden de yenilgiyle ayrıldı.Rakipleriyle oynadığı bu 22 derbide 14 gol atan sarı-kırmızılı takım, kalesinde ise 21 gole engel olamadı.FENERBAHÇE DERBİLERİNDE GOLSÜZ BERABERLİK ÖN PLANDAGalatasaray'ın Fenerbahçe ile son dönemde yaptığı derbilerde golsüz beraberlik ön plana çıkıyor.İki takım arasında oynanan son 11 derbinin 5'i 0-0 beraberlikle sonuçlandı. Bu skor, son dönemde iki takım arasında en fazla alınan sonuç olarak dikkati çekti.Derbide golsüz beraberlik haricinde 2 kez de 1-1, 1 kez de 2-2'lik beraberlik alındı. İki ekip arasındaki son 11 derbide birer kez 2-0 ve 1-0 Fenerbahçe galibiyeti, 1 kez de 3-1'lik Galatasaray galibiyeti yaşandı.FENERBAHÇE'Yİ KADIKÖY'DE 20 YILI AŞKIN SÜRE SONRA YENDİSon dönemde taraftarına derbi galibiyeti hediye etmekte zorlanan Galatasaray'ın tek tesellisi, Fenerbahçe deplasmanında alınan tarihi galibiyet oldu.Geçen sezon Süper Lig'in 23. haftasında oynanan maçı 3-1 kazanan sarı-kırmızılı takım, rakibini Kadıköy'de 20 yılı aşkın süre sonra mağlup etmeyi başarmıştı. cumhuriyet.com.tr