News - Haberler
TSK’deki sahte kan durdurucu skandalı
TSK’deki sahte kan durdurucu skandalı CHP Ankara Milletvekili Murat Emir'in TSK’da belgesiz ve sahte tıbbi ürünlerin kullanılmasına 'kim onay verdi' sorusuna, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Tedarik bakanlığımızca gerçekleştirilmemiştir” diyerek cevap verdi. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, TSK’nin kanama durdurucu olarak kullandığı belgesiz ve sahte tıbbi ürünleri sordu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Tedarik bakanlığımızca gerçekleştirilmemiştir” diyerek sorumluluğu ihaleyi yapan Savunma Sanayii Başkanlığı’na (SSB) attı. Akar’ın yanıtını eleştiren Emir, “Söz konusu tedarikin SSB tarafından yapıldığını biz zaten söylüyoruz. MSB’nin sahte ve belgesiz ürünlerin kullanımına nasıl onay verdiğini soruyoruz” diye konuştu.Cumhuriyet, Sağlık Bakanlığı’nın “işe yaramayacağı” ve “yan etkileri nedeniyle sahada kullanılmasının uygun olmayacağı” uyarılarına karşın Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) talebiyle 15 bin adet “kanama durdurucu ürün” alındığını kamuoyuna duyurmuştu.‘KİM ONAY VERDİ?’Sağlık Bakanlığı’nın “operasyon bölgesinde işe yaramaz” uyarısına rağmen askerin ilkyardım çantasına 15 bin adet belgesiz ve ruhsatsız kanama durdurucunun nasıl konulduğu sorusunun yanıtsız kaldığını belirten Emir, “Buna kimler onay verdi? Testleri yapılmamış taklit bir ürün hem Kara Kuvvetleri Komutanlığı hem de Özel Kuvvetleri Komutanlığı envanterine nasıl ve hangi yolla girmiştir? MSB, bir an önce TSK’ye sahte ürün veren, askerin hayatını tehlikeye atan firmaları kimlerin koruduğunu ortaya çıkaracak soruşturmaları başlatmalı” diye konuştu. Erdem SevgiNevşehir'de karantinaya alınan köy toprak barikatlarla kapatıldı
Nevşehir'de karantinaya alınan köy toprak barikatlarla kapatıldı Nevşehir'de Abuuşağı Köyü’nde ortaya çıkan mutasyonlu koronavirüsün ardından köye giriş ve girişler toprak barikatlarla kapatıldı. Nevşehir’e bağlı Gülşehir İlçesi Abuuşağı Köyü’nde ortaya çıkan mutasyonlu koronavirüsün ardından köy karantinaya alınarak giriş-çıkışlar toprak barikatla kapatıldı. Köye giriş çıkış yapılmaması için Nevşehir İl Özel İdaresi trafik ekipleri tarafından köy giriş yollarına toprak barikat yapıldı. /Archive/2021/2/5/001113236-n1.pngGülşehir Kaymakamlığı yaptığı açıklama ile; Abuuşağı Köyü’nün 03 Şubat 2021 tarih ve 2021/2 sayılı İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararı ile 03 Şubat 2021 Çarşamba gününden itibaren 14 gün süreyle karantina altına alındığını açıklamıştı. Ömer DuranSamsun'da Atatürk’ün heykeli hurdacıya satıldıiddiasıkentte büyük tepkiye neden oldu
Samsun'da Atatürk’ün heykeli hurdacıya satıldı iddiası kentte büyük tepkiye neden oldu Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksekokulu’nda bulunan Atatürk heykelinin hurdacıya satıldığı iddiası kentte büyük tepkiye neden oldu. Açıklama yapan Emniyet, heykelin satılmadığını Tekkeköy Sanayi Sitesi’nde bulunan demirciye tamir ve tadilat için gönderildiğini savundu.19 Mayıs Polis Meslek Yüksekokulu tarafından bir süre önce yapılan hurda satışı ihalesinde, kullanılmayan diğer malzemelerle birlikte Atatürk heykelinin de hurda diye verildiği ileri sürüldü. Tekkeköy ilçesinde bir hurdacının bahçesinde görüntülenen Atatürk heykelini sosyal medya hesabından paylaşan CHP Samsun İl Başkanı Fatih Türker, “Samsun’da bir kamu kurumu hurda olarak Atamızın heykelini satmış. Esnaf da satıyor. Yazıklar olsun size” dedi.PAZARLIĞI İNKÂR ETTİADD Samsun Şube Başkanı Işık Özkefeli, heykeli satın almak için dün sabah saatlerinde hurdacıya gitti. Özkefeli, “Akşam bizden 5 bin lira istediler. Pazarlık yaptık 4 bin 500 liraya anlaştık. Parayı getirdim. Heykeli almak istiyorum. Atatürk büstünün o hurdacılar sitesinde yeri olamaz. Keşke bir hurdacıya değil, güzel sanatlar fakültesine gönderilseydi. ADD olarak konunun takipçisiyiz” dedi. Hurdacıya gelen bir vatandaş ise heykele 20 bin lira vereceğini söyledi. Bu sırada hurdalıkta bulunan heykeli kapalı depoya kaldıran bir polis memuru hurdacıya 2 bin 700 parça malzeme ve 16 araç satıldığını ancak Atatürk heykelinin listede bulunmadığını ileri sürdü. Polis, heykelin demir aksamında kırılmalar olduğunu ve onarıldıktan sonra boyanıp tekrar yerine konulacağını söyledi. İşyeri sahibi ise kimseyle pazarlık yapmadığını savunarak “Heykel satılık değil. Tamir olacak kısımları yapıldıktan sonra teslim edeceğiz” dedi. Cemil CiğerimErdoğan’ın gündeme getirdiği yeni anayasada Cumhur’un tavrınetleşiyor
Erdoğan’ın gündeme getirdiği yeni anayasada Cumhur’un tavrı netleşiyor AKP ve MHP’nin taslağında “cumhurbaşkanlığı sisteminden taviz verilmeyecek.” Sistem güçlendirilecek. 50 artı 1 değişmeyecek. Muhalefetin cumhurbaşkanı yetkilerine ilişkin beklentileri karşılanmayacak. İlk hamle 360 vekil sayısına ulaşmak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türkiye’nin yeni anayasaya ihtiyacı var” diyerek kamuoyuna duyurduğu anayasa ile ilgili Cumhur İttifakı’nın görüşleri netleşmeye başladı. AKP’nin MHP ile birlikte yapmak istediği, sonrasında da muhalefet partilerine sunacağı anayasa taslağında “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili taviz verilmeyecek.” Cumhurbaşkanı seçimlerinde ilk turda geçerli olan yüzde 50 artı 1 oy oranı geçerliliğini koruyacak. İttifakın ilk hamlesi ise referandum için geçerli 360 milletvekili oyunu almak olacak. Ancak Meclis’te yeterli sayı bulunamazsa, 2023 seçimlerine mevcut anayasa ile gidilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa açıklamasının ardından dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Yaklaşık 1 saat süren görüşmede, iki liderin 2023 seçimlerine kadar kamuoyuna açıklamayı planladığı yeni anayasa üzerinde görüştükleri ifade edilirken, Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, iki lider de yeni anayasa çalışmalarında ilk hedef olarak “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini” güçlendirecek adımlar atacak. Buna göre, muhalefetin iktidardan beklediği “cumhurbaşkanının kararname yetkilerinde bir değişiklik öngörülmüyor.” Muhalefet partilerinin “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çıkışının önünü kapatacak hamlelerin de yeni anayasa taslağında yer alması bekleniyor. Parlamenter sistemde, yasama organı, sözlü ve yazılı olmak üzere soru önergeleri, Meclis araştırması, Meclis soruşturması, “gensoru” gibi yollarla yürütmeyi dengeliyordu. Muhalefetin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte “Meclis’in denge ve denetleme gücünün ortadan kaldırıldığı” eleştirilerini haklı bulmayan iktidar kanadı, “milletvekillerinin doğrudan yasa teklifi verme yetkisinin bulunduğuna” dikkat çekerek, bu konuda da geri adım atmayacak. Yeni sistemde cumhurbaşkanının doğrudan kararname yetkisi bulunuyor. Yeni anayasada da cumhurbaşkanının kararname yetkisi korunacak. İktidar, böylece “muhalefetin güçlendirilmiş parlamenter sistemi yeniden gündeme getirmemesi için anayasa ile de adım atmış olacak.” Kararnamelerin anayasaya aykırı olması durumunda yeni sistemle getirilen Anayasa Mahkemesi’ne dava açma yetkisi bulunuyor. Ancak bu yasaların “nasıl denetleneceğine” ilişkin anayasada mevcut hüküm bulunmuyor. Anayasa değişikliği ile hükümet, bu duruma da “bir açıklık getirmek” istiyor. Erdoğan’ın dün bu nedenle Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ile görüştüğü ve onun yeni anayasa ile ilgili görüşlerini aldığı ifade ediliyor.50 ARTI 1 KORUNACAK2017’deki anayasa referandumunda, cumhurbaşkanı seçilmek için 50 artı 1 şartı getirilmişti. Muhalefet cephesi, “iktidarın gücünü korumak için yeni anayasayı gündeme getirdiği ve 50 artı 1’de değişiklik yapmak istendiğini” açıklamıştı. Ancak edinilen bilgiye göre sistemde var olan 50 artı bir şartı korunacak. Seçmenin oyunun ancak yüzde 50 artı 1’ini alan adayın “tüm Türkiye’deki mutabakatı sağlaması açısından da önemli olduğu” ifade ediliyor.ÖNCE 360’I ARAYACAKLARAKP, yeni anayasa çalışmalarını MHP ile birlikte yapacak. AKP ve MHP’nin hazırlayacağı anayasa taslağı ise muhalefet partilerine sunularak, muhalefet partilerinden “destek” istenecek. İktidarın ilk hedefi ise parlamentoda anayasa değişikliğini referanduma götürmek için yeter sayı olan 360 milletvekilinin oyunu bulmak. Bu nedenle öncelikle iktidar kanadı, Meclis’te 10 bağımsız milletvekilini de kendi safına çekmeye çalışacak. Bununla birlikte diğer partilerdeki milletvekillerinden de “yeni anayasa için ittifaka destek verecek milletvekillerinin bulunduğu” ifade ediliyor. Eğer iktidar kanadı 360 yeter sayısını bulamazsa, 2023 seçimlerine de mevcut anayasa ile gidilecek. Bu durumda da Erdoğan’ın 2023 seçimlerindeki söylemini, “muhalefetin hayırcı bir tutum takınarak, yeni anayasayı kabul etmek istemediği ve yeni anayasa ile ilgili muhalefetin görüşlerinin samimi olmadığı” şeklindeki ifadelerin oluşturacağı belirtiliyor. Selda GüneysuHaberimize erişim engeli
Haberimize erişim engeli Burak ve Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Fatih Başcı’nın, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden aldığı ihalelere ilişkin haberimize “kişilik haklarının ihlali” iddiasıyla erişim engeli getirildi. Başvuruyu Başcı yaptı. Milli Saraylar’ın kamera güvenlik sistemi ihalesinin de aralarında olduğu birçok devlet ihalesini kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğulları Burak ve Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Fatih Başcı’nın, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden toplamı 26 milyon 442 bin 247 lirayı bulan 5 ihaleyi aldığını duyuran haberimize erişim engeli getirildi. Fatih Başçı’nın sahibi olduğu İstanbul merkezli ERB Yapı Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden çok sayıda ihale aldığı ortaya çıkaran haberimiz gazetemizin manşetinden 31 Ocak’ta yayımlanmıştı. Başçı’nın talebi üzerine haberimize erişim engeli getirildi. Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliği kararında “Genel ilkeler bağlamında somut olay değerlendirildiğinde, bahse konu yayınların başvuranın kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, basın özgürlügü kapsamında değerlendirilemeyeceği, eleştiri sınırları dışında kaldığı, bu haliyle 5651 Sayılı Kanunun 9. maddesinde belirtilen yasal şartların oluştuğu sonucuna varılmış olup, talebin kabulü ile karar verilmiştir” ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.trBeykoz Kanlıca’daki yalıda Kültür ve Tabiat VarlıklarınıKoruma Kanunu’na aykırıtadilat davasında yeni gelişmeler
Beykoz Kanlıca’daki yalıda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı tadilat davasında yeni gelişmeler Beykoz Kanlıca’daki yalıda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı tadilat yaptığı iddiasıyla hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Rıza Sarraf’ın yakalama kararına ilişkin bir gelişmenin olmadığı ortaya çıktı. Rıza Sarraf, Kanlıca sahilinde üç yalıdan oluşan Mehmet Arif Bey yalılarından ikisini 2011 yılında satın alarak 4 parselini kendi, 5 parselini de eşi Ebru Gündeş Sarraf üzerine kaydettirmişti. Sarraf, tarihi eser olarak tescili yapılan yalılarda tadilat çalışması başlatmıştı. Tadilatın 2960 Sayılı Boğaziçi Kanunu’na aykırı olduğu gerekçesi ile Rıza Sarraf ve Ebru Gündeş Sarraf hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. İddianamede şüpheliler Rıza Sarraf, Ebru Gündeş Sarraf ve tadilat işlemlerini yaptığı belirlenen Hakkı Süha Gökdemir hakkında “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na” aykırılık suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyordu. Gökdemir 1 yıl 8 ay hapis cezasına ve 80 TL adli para cezasına çarptırılmıştı. Ebru Gündeş hakkında ise beraat kararı verilmiş ve istinaf mahkemesince onanmıştı.‘KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL’Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Rıza Sarraf hakkında da yakalama kararı çıkartılmıştı. Davanın 15. duruşması önceki gün görüldü. Mahkeme yakalama kararı ile ilgili infazın yapılamadığını belirtti. Duruşmada infazın beklenmesine karar verilerek dava 21 Haziran 2021 tarihe ertelendi. Sarraf’tan tarihi yalılardaki çalışmada kanuna aykırı tadilat yapıldığı gerekçesiyle şikâyetçi olan eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP’li meclis üyesi Hüseyin Sağ, “Yaklaşık altı yıl oldu. Adalet Bakanlığı üzerinden ABD’ye ile yazışmalar devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti olarak Rıza Sarraf’a ulaşamıyoruz. Amerika Birleşik Devletleri ülkesinde olan casus Rıza Sarraf’ın adresini bilmemesi mümkün mü?” diye sordu. Hazal OcakMilyonlarcaöğrenciyi eğitime ulaştıramayan MEB’in bütçesinden büyük bir kaynak yurtdışına aktarıldı
Milyonlarca öğrenciyi eğitime ulaştıramayan MEB’in bütçesinden büyük bir kaynak yurtdışına aktarıldı MEB bütçesinden 486 milyon lira aktarılması öngörülen Türkiye Maarif Vakfı’nın bütçesi üçe katlandı. Cumhurbaşkanı kararı ile MEB bütçesinden vakfa 1 milyar 231 milyon 98 bin lira aktarılabilecek. Eğitim sendikaları, “Çocuklarımızın hakkı gasp edilip yurtdışına aktarılıyor” tepkisini gösterdi. Yurtdışında faaliyet gösteren Türkiye Maarif Vakfı’na, Milli Eğitim Bakanlığı 2021 bütçesinden 1 milyar 231 milyon 98 TL aktarılacak. Bakanlığın toplam bütçesi 211 milyar 993 milyon 156 bin lira. Karar Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Maarif Vakfı’na aktarılan her mali kaynak, MEB’in ülkemizin ekonomik zorluk içinde yaşamını devam ettiren milyonlarca ailenin ve çocuklarımızın ihtiyacının başka yerlere aktarılması anlamına gelmektedir. Uzaktan eğitimden uzak kalan milyonlarca çocuğumuzun bilgisayar, tablet, internet ihtiyacını karşılamayan MEB’in Maarif Vakfı’na bu kadar büyük paraları ayırması, çocuklarımızın hakkının devlet eliyle gasp edilmesinden başka bir şey değildir. Sendika olarak ülkemizin kıt bütçesinin kendi yoksun çocuklarına ayrılmasının dışında hiçbir uygulamayı kabul etmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz” dedi. Yıldırım, vakfın uzun yıllar FETÖ tarafından yönlendirildiğini hatırlatarak “Başka ülkelerdeki eğitim faaliyetinin sadece sahipleri değiştirilerek devam ettiriliyor olmasının gerekçeleri kamuoyuna açıklanmalı” dedi.PARA YANLIŞ YERDE!İstanbul Eğitim Sen 1 No’lu Şube Sekreteri Barış Uluocak, ilgili yasanın kabul edildiği tarihten bu yana Maarif Vakfı’na milyonlarca lira aktarıldığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Salgına rağmen eğitime yeterli bütçe ayrılmadı. Milyonlarca öğrenci uzaktan eğitime erişemiyor. Erişebilen öğrencilerin ise hâlâ yüzde 64’ü uzaktan eğitime ebeveynlerinin cep telefonları ile ulaşmaya çalışıyor. MEB bütçesi Maarif Vakfı’na değil, uzaktan eğitime erişemeyen öğrenciler, okulların yüz yüze eğitime güvenle başlayabilmesi için alınacak önlemler, öğrencilerimiz, eğitim emekçileri için kullanılmalıdır.” cumhuriyet.com.trİktidar, esnafın borçlarını1 yıl değil 6 ay erteledi,üstelik faiz işlemeye devam edecek
İktidar, esnafın borçlarını 1 yıl değil 6 ay erteledi, üstelik faiz işlemeye devam edecek Kamuoyuna “müjde” diye duyurulan karar, esnafı hüsrana uğrattı. Ödeyemediği kredi taksitlerinin bir yıl faizsiz ertelenmesini talep eden esnaf, yeni kredilerle daha da borçlandırılacak. Esnaf ve sanatkâr, Halk Bankası’na olan kredi borçlarının bir yıl süreyle faizsiz ertelenmesini isterken, hükümet 6 ay süreyle ertelediği borçlara faiz de işletilmesine karar verdi. Borcunu ödeyemeyen esnafın, yeni kredi kullanarak daha da borçlanmasının önü açıldı. TESK Başkanı Bendevi Plandöken, ocak ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a esnafın taleplerini iletmişti. Altı başlık altındaki taleplerden birisi de esnaf ve sanatkârların kredi ve kefalet kooperatifleri aracılığı ile kullandıkları ve ödeyemedikleri kredi taksitlerinin bir yıl süre ile faizsiz ertelenmesi ve kredi kullanamayan esnaf, sanatkârlara en az 1 yıl ödemesiz faizsiz kredi desteği sağlanmasıydı. Erdoğan da bu görüşme sonrasında Halk Bankası tarafından esnaf ve sanatkârlara kullandırılan kredilerin 6 aylık dönemde ödenmesi gereken taksitlerinin erteleneceğini açıkladı. Bu açıklama devletin Anadolu Ajansı tarafından kamuoyuna “müjde” olarak duyuruldu. Ancak “müjde” esnafı hüsrana uğrattı.‘ESNAFI RAHATLATMAZ’Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı kararı dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre:- Salgın nedeniyle işleri veya işletmesi zarar gören esnafın 31 Aralık öncesinde kullandıkları düşük faizli kredilerinden vadesinde ödenmeyen borçları ile 1 Ocak-30 Haziran arasında vadesi dolacak olan borçlar 6 ay ertelenecek. - Taksitlere, bankanın uyguladığı faiz üzerinden faizlendirme yapılacak. - Erteleme dönemi boyunca taksit/ anapara borcu ve tahakkuk edecek faiz, kalan taksitlere eklenecek. - Örneğin esnaf 36 aylık kredi kullandı. Bu kredi borcu 6 ay ertelenecek ancak kredi süresi 6 ay uzamayacak. Borç, mevcut taksitlerin üzerine eklenecek. Esnaf sonrasında ödeyemezse yine icralık olacak. - Bankanın erteleme döneminde uğrayacağı gelir kaybı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bütçeden karşılanacak.Kararı değerlendiren TESK’ten yetkililer, “Esnaf ve sanatkârın ödeyemedikleri kredi taksitlerinin bir yıl süre ile faizsiz ertelenmesini istemiştik. İstediğimiz sıfır faizle bir yıl ertelemeydi. Oysa çıkan karar faizli 6 ay erteleme” değerlendirmesini yaptı. Düzenlemenin çözüm olmayacağına işaret eden TESK temsilcileri, “Örneğin bir kahvehane düşünün. Kredi kullanmış. Borcunu ödeyememiş. Salgın nedeniyle de kapalı. Para kazanamıyor. Ancak borç faizinin üzerine faiz binmeye devam ediyor. Bu düzenleme esnafı rahatlatmaz” diye konuştu. Mustafa ÇakırMutasyon ve aşıdaki sorunlar, beklentileri tersineçevirdi
Mutasyon ve aşıdaki sorunlar, beklentileri tersine çevirdi Yayılan mutasyon nedeniyle getirilen seyahat kısıtlamaları ve aşılamada yaşanan sorunların da etkisiyle 2021 yazı ile ilgili daha önce olumlu yöndeki beklentiler tersine dönmeye başladı. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) Baş Ekonomisti Brian Pearce, yazın hava trafiğinin açılacağına ilişkin umutsuz olduklarını söyledi. 2021 yaz beklentilerini aşağı çekerek revize eden IATA, 2021’deki trafiğin, 2019’daki düzeylerin ancak yüzde 50’sine ulaşılabileceğini tahmin etti.Pearce, bunun nedenlerini şöyle anlattı: “Riski artıran sadece aşıların üretim ve dağıtımındaki zorluklar değil, aynı zamanda yeni mutasyonlara karşı hâlâ etkili olup olmayacakları sorusu. Dünyanın büyük bir bölümünde, en erken 2022’ye kadar, Hindistan ve Rusya’da sürü bağışıklığı beklenmiyor. AB, ABD, Kanada ve İngiltere’de de eylül ayından önce bu yönde bir gelişme beklenmiyor.” cumhuriyet.com.trTürk Telekom 2021 yatırımöngörüsünü7.7 milyar TL olarak belirledi
Türk Telekom 2021 yatırım öngörüsünü 7.7 milyar TL olarak belirledi Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal, pandemiyle internet talebinin Türkiye’nin her yerine dağıldığını, gelen taleplerin yüzde 95’ini karşıladıklarını, ama bazı kırsal yerlerdeki talepleri karşılamakta zorlandıklarını söyledi. Önal, Türk Telekom’un 2020 finansal sonuçlarını Sapanca’da açıkladı. Buna göre şirket, 2020’yi yüzde 20 gelir artışıyla kapattı. Toplam geliri 28.3 milyar TL’ye ulaşan Türk Telekom’un net kârı 3.2 milyar TL oldu. 2020’de 2.6 milyon net abone kazanımıyla toplam abone sayısı 50 milyonu aştı. 2020’de 6.7 milyar TL yatırım yapan şirket, 2021 yatırım öngörüsünü yaklaşık 7.7 milyar TL olarak belirledi.Önal, geçen yıl 9 bin kişiyi, bu yılın ocak ayında da 500 kişiyi işe aldıklarını, toplam çalışan sayılarının 35 bine çıktığını ifade etti. Özel İletişim Vergisi’nin yüzde 7.5’ten yüzde 10’a çıkarılmasıyla ilgili olarak da Önal, bunu operatörlerin kendi içinde yönetmesinin zor olduğunu, bunun için çalışma yaptıklarını, faturalarda yaklaşık yüzde 2 artışa gidilebileceğini aktardı. Şehriban KıraçSon YAŞ’ta terfi ettirilen‘FETÖitirafçısıGeneral Serdar Atasoy’u kim korudu’tartışması
Son YAŞ’ta terfi ettirilen ‘FETÖ itirafçısı General Serdar Atasoy’u kim korudu’ tartışması Tuğgeneral Serdar Atasoy’un FETÖ itirafçısı olması, YAŞ’taki terfilerin belirlenme yöntemini tartışmaya açtı. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, yaşananları “terfi ve tayinlerde AKP teşkilatlarının etkili hale gelmiş olmasının yansıması” olarak değerlendirdi. Son Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısı kararıyla tuğgeneralliğe terfi ettirilen Serdar Atasoy’un FETÖ üyesi olmak iddiasıyla gözaltına alınmasından sonra itirafçı olması, YAŞ’ta terfi ve tayinlerin belirlenme yöntemi ile FETÖ’yle mücadele konusunda tartışma yarattı. Ortaya çıkan tabloyu “terfi ve tayinlerde AKP teşkilatlarının etkili hale gelmiş olmasının yansıması” olarak değerlendiren emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “FETÖ ile mücadele ideolojik boyutta yapılmadığı için gizlenmek isteyenler başka bir tarikat maskesi takabilirler. Dolayısıyla ideolojik berraklığı olmayan bir mücadelenin hata yapması kaçınılmazdır” diye konuştu.YAŞ kararıyla 30 Ağustos 2020 tarihi itibarıyla tuğgeneralliğe terfi ettirilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na atanan, ancak bu göreve başlatılmadan emekliye ayrılan Serdar Atasoy, 27 Ocak’ta FETÖ soruşturmasında gözaltına alınmış, Atasoy’un etkin pişmanlıktan yararlanarak örgütsel geçmişine ilişkin tüm bildiklerini anlattığı ortaya çıkmıştı. Atasoy, ifadesinde 1988’de örgüte girdiğini, 1996 yılında teğmen rütbesini Fethullah Gülen’in taktığını, 2003 yılındaki kurmaylık sınav sorularının kendisine önceden verilerek bu sınavı kazandığını itiraf etmişti.FETÖ üyeliği suçlamasıyla yürütülen soruşturmada itirafçı olan Atasoy’un son YAŞ toplantısında albaylıktan generalliğe terfi ettirilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevine atanmış olması tartışma yarattı. Konuyla ilgili Cumhuriyet’e konuşan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “Bu kişiyi kim atadıysa, kim getirdiyse yanlış yapmış olduğu çok açık. Bu konuda idari bir sürecin işlemesi de beklenmeli tabii, bu önerinin nereden geldiği, kimin empoze ettiğine bakılması gerekiyor” dedi.Son YAŞ toplantısında 700’den fazla albayın emekli edildiğine dikkat çeken Yavuz, “Son YAŞ toplantılarında çok kıymetli subaylar emekli edildi. Bir yandan bu subaylar emekli edilirken diğer taraftan daha üst düzeylere şaibeli isimlerin gelmesi tesadüf müdür, yoksa birileri hâlâ çalışıyor mu, bu soruların yanıtlanması gerekiyor” diye konuştu.Yavuz, YAŞ’ta yapılan atamalardaki karar mekanizmasında iktidarın etkili olduğunu belirterek “AKP, ağırlıklı olarak kendi il-ilçe teşkilatlarından isimler belirleyerek terfileri sağlıyor. Eskiden de önceden bir çalışma yapılırdı, aylarca tartışılırdı, çeşitli anketler düzenlenirdi. Ama şimdi bunları ağırlıklı olarak AKP teşkilatı yapıyor. Türkiye’de asker ve siyaset karşılıklı zeminlerde konuşmaktan ziyade bir tarafın talimatları doğrultusunda yürütülüyor. Asker ve siyaset meselesinde tersine bir vesayet işlemeye başladı. Geçmişte yapılan eleştirilerin şimdi tam tersini yaşıyoruz. Terfi ve tayinlerde AKP teşkilatlarının giderek daha çok etkili hale gelmiş olmasının bu tür yansımalarını göreceğiz” değerlendirmesini yaptı.‘İDEOLOJİK MÜCADELE YOK’FETÖ ile mücadelenin ideolojik boyutta yapılmadığını vurgulayan Yavuz, “FETÖ’yü çökertmek için bir mücadele yapılıyor, fakat bu mücadele ideolojik berraklıkla yapılmıyor. FETÖ’yü devletten atmaya yönelik doğru işler var, fakat ideolojik bir mücadele olmadığı için başka tarikatlara, cemaatlere alan açılıyor. Dolayısıyla dindar görünme bir ön kabul olarak ortaya çıktığı için bu tür maske takanların işi kolaylaşıyor. Çünkü gizlenmek isteyenler kolaylıkla başka bir tarikat maskesi takabilirler. Tarikat zihniyetiyle mücadele diye bir kavram yok ortada” dedi. Ordu, yargı, Emniyet başta olmak üzere devlet memurlarının kendi yasal amiri dışında başka bir merkezden emir alamayacağını belirten Yavuz, “Orduda asker komutanından emir alır, asker de meşru siyasi iradenin emrinde hareket etmek durumundadır. Fakat tarikat mensubu bir kişi dışarıdan emir alır. İdeolojik berraklığı olmayan bir mücadelenin de hata yapması kaçınılmazdır. Bu da bu tür sorunların daha da çok yaşanabileceği ihtimalini ortaya çıkartıyor. Bu durumun sadece bu vakayla sınırlı olduğunu da düşünmüyorum” diye konuştu. Hüseyin Hayatsever