News - Haberler
TEDMEM’den TIMSS 2019 değerlendirme raporu
TEDMEM’den TIMSS 2019 değerlendirme raporu Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından "Türkiye’nin TIMSS 2019 Performansı Üzerine Değerlendirme ve Öneriler’’ raporu hazırlandı. Türkiye’de, matematik ve fen bilimleri başarıları coğrafi bölgelerde genel bir iyileşme gösterse de bölgeler arası başarı farkları keskin bir biçimde devam ediyor. Hem matematik hem de fen bilimlerinde her iki sınıf düzeyinde de en başarılı öğrencilerin olduğu bölge Doğu Marmara, en düşük ortalamaya sahip olanlar ise Güneydoğu Anadolu bölgesindeki öğrenciler. Bu iki bölgedeki öğrenciler arasındaki başarı farkı en çok 4. sınıfta belirginleşiyor. Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından "Türkiye’nin TIMSS 2019 Performansı Üzerine Değerlendirme ve Öneriler’’ raporu hazırlandı. Raporda, TIMSS 2019 bulguları Türkiye açısından incelendi, Türkiye’nin matematik ve fen bilimleri performansı, farklı yeterlik düzeyleri, öğrenme alanları ve bilişsel alanlardaki başarı durumu, uluslararası ortalamayla kıyaslanarak değerlendirildi. Raporda incelenen öğrenme çıktıları ile ilgili değişkenler arasında öğrenmeyi destekleyen ev-aile ortamı, öğrencilerin ailelerinin ekonomik durumları, okul kaynakları, okul disiplini ve güvenliği, öğretmenlerin mesleki deneyimleri, mesleki gelişim süreçleri, iş doyumları, öğretme ve öğrenme sürecinde süre, konu, kapsam ve sorunlar, öğrencilerin derslere yönelik tutumları ve öğrenci başarısı bulunuyor. Raporda yer alan tespitler ve öneriler şöyle: - Matematik ve fen bilimlerinde ileri yeterlik düzeyine ulaşan öğrenci oranı, Türkiye’de uluslararası ortancadan daha yüksektir. Ancak alt düzeye dahi ulaşamayan öğrenci oranı da uluslararası ortancadan daha yüksektir. Türkiye’de ortaokul yıllarında matematik başarısı düşüş göstermekte ve alt düzeyin altında kalan öğrenci oranı artmaktadır.- Türkiye’de matematiği çok seven öğrenci oranı uluslararası ortalamaya kıyasla daha yüksektir, ancak 4. sınıftan 8. sınıfa gelindiğinde matematiği çok seven öğrenci oranlarında önemli ölçüde düşüş görülmektedir. Dördüncü sınıfta matematiği çok seven öğrenci oranı yüzde 66 iken 8. sınıfa gelindiğinde bu oran yüzde 29’a düşmektedir. - Benzer bir şekilde derslerde kendilerine çok güvenen öğrenci oranları da 4. sınıftan (yüzde 34) 8. sınıfa gelindiğinde (yüzde 15) azalmaktadır. OLUMSUZ DEĞİŞİM - Türkiye’de özellikle 8. sınıftaki öğrencilerin matematik başarısı, öğrencilerin kendilerine güvenme durumlarına göre önemli ölçüde farklılaşmaktadır. Matematikte kendine çok güvenen ve kendine güvenmeyen 8. sınıf öğrencileri arasındaki başarı farkı 147 puandır. Bu durum, özellikle matematik dersinde 4. sınıftan 8. sınıfa gelindiğinde öğrencilerin dersle ilgili tutumlarında olumsuz bir değişime işaret etmektedir. Bu değişimin hangi sebeplerden kaynaklandığının araştırılması, öğrencileri matematikten uzaklaştıran ve öğrenmede duyuşsal açıdan bir kopuş yaşanmasına neden olan süreçlerin incelenmesi ortaokul süresince matematik başarısı açısından önem taşımaktadır.- TIMSS 2019 verileri Türkiye’deki öğretmenlerin mesleki gelişim etkinliklerine katılma oranlarının, uluslararası ortalamaya kıyasla daha düşük olduğunu göstermektedir. Öğretmenlerin mesleki gelişim ihtiyaçları da bu doğrultuda uluslararası ortalamaya kıyasla daha yüksektirTürkiye’deki yaygın söylemin aksine 8. sınıf öğrencilerinin bilme alanındaki başarısı, akıl yürütme alanındaki başarısından daha yüksek değildir.DİSİPLİN SORUNU Türkiye’de 4. sınıf öğrencileri daha fazla orta ve ileri düzeyde disiplin sorunu yaşamaktadır. - Öğrencilerin zorbalığa maruz kalması, olumlu okul iklimi oluşturmanın önünde bir engeldir.- Türkiye’de okulun akademik başarıya önem verme derecesi arttıkça öğrenci başarısı da artış göstermektedir.- Türkiye’de okul kaynaklarındaki kısıtlılıklardan etkilenen öğrenci oranı uluslararası ortalamaya kıyasla daha fazladır.- Evdeki öğrenme kaynaklarının miktarı, Türkiye’deki öğrenciler açısından en büyük başarı farkının oluştuğu değişkendir. Figen AtalayRakibiyleçarpışıp hastaneye kaldırılan F.Bahçeli Pelkas, kendine gelince skoruöğrenmek istemiş
Rakibiyle çarpışıp hastaneye kaldırılan F.Bahçeli Pelkas, kendine gelince skoru öğrenmek istemiş Fenerbahçe Konya’dan net bir skorla döndü ancak Pelkas’ın sakatlığı hepimizi tedirgin etti. Yunan futbolcu, maçın 80. dakikasında Skubiç ile çarpışmış, bir süre yerde kalmış sonrasında hastaneye kaldırılmıştı. MR ve tomografisi çekilen oyuncuyla ilgili takım doktoru Burak Kunduracıoğlu, sıcağı sıcağına “Pelkas göğsüne çok ciddi bir darbe alıyor, aldığı darbeyle şuurunu kaybetmişti, dilini ısırmıştı. Hafif bir kanaması vardı. Şuuru geldikten sonra göğsünde ağrıları oldu, bir an önce ambulansa aldık, damar yolunu açtık, hastaneye getirdik. Beyin, boyun ve akciğer tomogrofisini çektik. Herhangi patolojik bir şey görünmüyor” açıklamasında bulunmuştu. Karşılaşma biter bitmez soluğu hastanede alan yönetici Selahattin Baki futbolcuyla yaşadığı diyaloğu anlattı. Baki, “Pelkas, ilk olarak bana ‘Maç, kaç kaç bitti’ dedi. ‘3-0’ dedik. ‘Kim attı’ dedi. Serdar’ı söyledik. ‘Kart gördü mü’ diye sordu. ‘Görmedi’ dedik. Şaşırdı çocuk. Ne desin ki, herhalde böyle bir ortam görmedi. Buradaki ortamı hayal etmek de güç” ifadelerini kullandı. ‘HER ŞEY YOLUNDA’ Pelkas ise sosyal medya hesabından iyi olduğunu duyurdu. 27 yaşındaki orta saha oyuncusu, kız arkadaşı Kivs Marda’nın “Sağlıklı, güçlü ve mutlu” mesajını alıntıladı ve taraftarlara her şeyin yolunda gittiği iletti. Pelkas’ın Konyaspor maçında yaşadığı sakatlık, ülke basınında da geniş yer buldu. Yunanistan’da Pelkas için ‘Şok eden sakatlık, Pelkas çok korkuttu’ başlıkları atıldı. ‘BÜYÜK RÜYAYA 12 MAÇ KALDI’F.Bahçe’nin başarılı savunma oyuncusu Attila Szalai, Macar televizyonu M1’e yaptığı açıklamada, Fenerbahçe’ye çok çabuk alıştığını, bu süre zarfında hem kulübün hem de takım arkadaşlarının kendisine çok yardımcı olduğunu kaydetti. Fenerbahçe’nin Türkiye’nin en köklü kulüplerinden birisi olduğuna dikkati çeken 23 yaşındaki futbolcu, “Büyük rüyamızın gerçekleşmesine, şampiyon olmamıza 12 maç kaldı” dedi. Hilmi TürkayUsta oyuncu RasimÖztekin bugün son yolculuğuna uğurlanacak
Usta oyuncu Rasim Öztekin bugün son yolculuğuna uğurlanacak Usta oyuncu Rasim Öztekin bugün saat 15.00’te Zincirlikuyu Camii’nden son yolculuğuna uğurlanacak. Sevenlerinden ona dair paylaşımları. Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun en önemli simgelerinden olan ‘Kavuk’, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda düzenlenen törenle Rasim Öztekin’den Şevket Çoruh’a devredildi. Tarih 22 Eylül 2020. Son kez sahnede o akşam gördük ustayı. “Doktorum bana ‘Sahneye çıkma, ölürsün’ dediği günden bu yana çıkmıyorum; sahneyi özlemişim” demiş ve seyircilerin arasında oturan doktoruna “Bak sahnedeyim ve ölmedim!” diye espri yapmıştı. Bugün tüm Türkiye hüzünlü... Usta ansızın, hep şikâyet ettiği kalbine yenildi. Sahneden bir replik daha kaydı. /Archive/2021/3/10/034635548-10rasimkuly30renk.jpgO gün konuşmasında “Ustalar benim konservatuvarlarımdır. Müjdat Gezen konservatuvarı, Haldun Hocamın konservatuvarı, Mustafa Alabora’nın konservatuvarı: Hepsi benim konservatuarlarım. Bana birebir sahnede emeği geçen konservatuvarlarım var. Onların çoğu şimdi beni yukarıdan seyrediyor. Erol Günaydın şuradan seyrediyor, Tuncel Kurtiz şuradan seyrediyor, Savaş Dinçel oradan bakıyor, Münir ağabey de oradan bakıyor” diyen Öztekin çok sevdiği ustalarının yanına çok erken gitti. Öztekin çarşamba günü saat 15.00’te Zincirlikuyu Mezarlığı’nda kılınacak ikindi namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlanacak. /Archive/2021/3/10/034635111-10rasim3kulen30renk.jpgDün sabah telefonla ulaştığımız Şevket Çoruh “çok üzgünüm” diyerek şunları ekledi: “Meslek hayatı boyunca bir- çok role sıcacık yorumuyla ruh üfleyen büyük usta Rasim Öztekin’in erken kaybı hepimizi derinden sarstı. Ustasından aldığı eli bizlere uzatarak yalnız olmadığımızı hissettirdi. Daha yapacağı çok şey vardı. Her zaman güvendiği ve desteklediği gençlere onun bıraktığı yerden devam etmek düşüyor. Hem Ortaoyuncular’la hem de kişisel sinema kariyeriyle koca bir geçmiş emanet etti bize. Emaneti emanetimizdir. Ona layık olmaya çalışacağız.”‘HEP GÜZEL GÜLEN ÇOCUK GÖZLERİ...’Kadriye Kenter (Yönetmen,Oyuncu)Hüzünlüyüm, tiyatro büyük bir yüreği kaybetti. Oyunculuğu saygıdeğer bir incelik, içtenlikli bir alçakgönullülük, üstlendiği sorumluluğu misyonuyla, sabır ve onurla sonuna kadar sürdürmeyi başaran bir güzel yürek. Özellikle de Kavuk’tan büyük bir öngörüyle zamanında kurtulmayı bilen yürekli ve kocaman bir oyuncu. Umarım sevgi ve güvenle el verdiği çocukları değerli mirasının kıymetini bilip sürdürmeyi başarırlar.. Hep güzel gülen çocuk gözlerini akıllarımızda, yüreklerimizde mühürleyeceğiz. Tiyatromuz asil duruşunun ve büyük emeğininin önünde saygıyla eğilecek hatırladıkça. Yüreklerimizde yaşadıkça Rasim Öztekin ölmeyecek. Bu erken veda için sevgili ailesine başsağlığı ve dayanma gücü diliyorum.Tiyatro dünyamızın, tüm sevenlerinin, hepimizin başı sağolsun. Nurlar içinde huzurla uyuşun.Mehmet Ergen (İBB ŞEHİR TİYATROLARI GENEL SANAT YÖNETMENİ)Rasim Abi, ilkgençlik yıllarımda, geçen yıl müze yapılmak adına yıkılan ve Muhsin Ertuğrul’un da gözbebeği olan Küçük Sahne’de, Ortaoyuncular ekibinin vazgeçilmez oyuncularından biri olarak çıktı karşıma. Tiyatrocu olmak için verdiğim kararı perçinleyen bir ilham olmuştu oynadığı oyunlar. Yıllar sonra “Yıldızların Altında” adlı müzikali yönetirken kendisiyle çalışma fırsatı buldum. Her daim dinç ve neşeli bir oyuncuydu. En son kavuk töreninde yine o güçlü duruşuyla, son kez sahne alışına tanık oldum, son kez olduğuna hiç inanmayarak. Bize çok neşeli anlar yaşattı, huzur içinde uyuduğundan eminim.Goncagül Sunar (OYUNCU)Çok erken bir ölüm. Kendisiyle yıllar önce bir TRT dizisi olan “Güzel Günler”de çalışma fırsatı bulmuştum. Hem çok iyi kalpli, hem çok hoş sohbet biriydi. Çok özgün, yumuşak bir oyuncuydu. Sevenlerine sabır diliyorum.Dilek Türker (YÖNETMEN, OYUNCU)Sanatçı kişiliğine hayranlık duyduğum bir oyuncuyu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Yaptığı değerli işler için minnettarım.Bennu Yıldırımlar(OYUNCU)Usta bir ağabeyimizi kaybetmekten dolayı çok üzgünüm. Başımız sağ olsun...Levent Üzümcü (OYUNCU)Biz oyuncular saksıda yetişmiyoruz, pek çok insanın yapamayacağı bir sanatı yetenek haline getirip, geliştirip, tiyatro sahnelerine, kamera önüne çıkıp rol yapıyor, diyalog ve tiratlar oynuyoruz, hem de ağzımızdan çıkan sözlerin amatör hafiyelerle takip edildiği bir coğrafyada. Yine pek çoğumuz bu ortam içerisinde kendimizi abartmadan, doğal olmaya, hazmetmeye ve en önemlisi şöhret sarhoşluğuna kapılmadan insan kalmaya çabalıyoruz. Mesleğimizin en büyük getirisi -zannedilenin aksine- para değil, işte bu insan kalabilme ve tanınır olma servetidir. Bu servetin en büyük sahiplerinden birini kaybettik, hep birlikte. Sevenlerine sabır diliyorum.‘GELENEKSEL OLANI GÜNÜMÜZLE BAĞDAŞTIRDI...’Özen Yula(DRAMATURG,YAZAR)Rasim Öztekin insan olma hasletlerini bırakmayan ve çalıştığı insanlar tarafından da halk tarafından da sevilen bir oyuncu. Geleneksel olanı günümüzle bağdaştıran samimi, sıcak oyunculuğu ve enerjisi hatırlanacak hep. Ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun.Altan Erkekli(OYUNCU)Kocaman yürekli sevgi dolu arkadaşım severek, sevilerek yaşadı, erken veda etti, ışıklarda uyusun, çok özleyeceğiz çok...Emre Kınay (YÖNETMEN, OYUNCU)Türk televizyonunun ve tiyatrosunun saygıdeğer, kendi halinde renkli oyuncusunu kaybettik. Çok erken bir kayıp oldu. Çok üzgünüm gerçekten...Nesrin Kazankaya (YÖNETMEN, YAZAR, OYUNCU)Çocuksu, neşe saçan kimliğinin ardında yüksek donanımlı bir geçmişi olan, gerçek bir aydındı Rasim Öztekin. Belki de bu ikisini bir arada yaşama becerisi, onu sahnede usta bir oyuncu yapmıştı. Sahnede onu izlemek, yaşama sevinci veren büyük bir keyifti. Tiyatromuz için büyük bir kayıp, çok üzgünüm. ‘SANATA VE SANATÇIYA YAŞARKEN SAHİP ÇIKALIM’IŞIL YÜCESOY(OYUNCU)Toplum olarak bir soru sormamız gerekir kendimize: Biz sanata ve sanatçıya yaşarken ne kadar sahip çıkıyoruz? Biz ona yaşarken daha çok üretmesine, bizlere daha dünyanın gerçek yüzünü göstermesine ve öğretmesine ne kadar destek oluyoruz? Nice sanatçımız hayatlarının sonunu huzurevlerinde bir dost sesine muhtaç geçiriyor. Ne bir iş garantisi, ne bir hayat garantisi, ne de sevgi garantisi var ve bir gün aramızdan ayrılıyor toplumda ahlar, vahlar... Ne iyi bir sanatçı, ah onu ne kadar çok özleyeceğiz... Bir sürü hamasi laf... Sevgili Rasim şükür ki evladının, ailesinin sevgisiyle, toplumun saygısıyla ayrıldı aramızdan. Ama bu yaşanan olumsuzuklar sosyal güvence eksikliğini yok edemez. Her bir kaybettiğimiz arkadaşımız bu gerçekleri kafamıza birbir vuruyor. Sanatçı toplumun aynasıdır, o aynanın tuz buz olmasına izin vermemek gerek. Sevgili Rasim Öztekin’i kaybettik, acımız büyük, acımızı yaşayalım ama devlet olarak, toplum olarak sanatı yaşatmanın ve ileriye taşımanın yolunu bulalım. GENÇ KUŞAKLARA ÖRNEK OLDUMehmet Ali Kaptanlar(OYUNCU)1980’lerde “Şahları da Vururlar” oyununda izlemiştim ilk kez. Etkili bir oyuncuydu; sonrasında gelen oyunlarını da zevkle takip ettiğim Rasim Öztekin birçok projede yer almış değerli bir oyuncuydu. Bu ani, erken gidişi hepimizi çok üzdü. 40 yılı aşkın bir süre bu kentin ve ülkenin belleğinde yer almış, insanlığı, aydınlık düşünceleriyle genç kuşaklara örnekti. Huzur içinde uyusun.çok üzgünüz.BEYTİ ENGİN(OYUNCU)2004 senesinde konservatuvarın son sınıfındaydım, normalde okul dışında iş yapmak yasak olduğu halde özel izinle “Yıldızların Altında” isimli bir müzikalin provalarına başladık. Rasim Ağabeyi ilk orada tanıdım, sevecen ve cana yakındı. Profesyonel hayata geçişimin ilk projesi olan bu işte hem Rasim Abi, hem de ekibin kalanıyla birlikte çalışıyor olmak muhteşem bir deneyimdi. Rasim abi her zaman hoş sohbetiyle anlatan, eğlenmeyi seven biriydi. ‘Eğlenmediğim işi niye yapayım’ diyordu ve çok da haklıydı. O günden sonra ben de ne zaman eğlenmediğim bir işin içinde olsam ortada yanlış bir şeyler var diye düşünmeye başlarım. Nur içinde yatsın, hem büyük bir aktör, hem de çok iyi bir insanı kaybettik. Geride kalan ailesine sabır diliyorum...Mert Turak(OYUNCU)Bu değerlerin yerine bizler, duruşumuzla, tiyatro aşkımızla, ilkelerimizle onların küllerinden doğamazsak. Bize yazıklar olsun!Zeliha Berksoy (YÖNETMEN, OYUNCU)Rasim’i kaybetmek beni çok üzdü. 1980’li yıllarda Küçük Sahne’de gencecik bir tiyatro ve Ferhan âşığı olarak, her gece sahnenin kenarında bir koltukta otururken geliyor gözümün önüne. Biz sahnede oynarken Rasim, Ferhan’la yıllarca sahnede omuz omuza çalıştı.. Çok iyi ve değerli bir oyuncu. Sinema ve unutulmaz Seksenler dizisindeki unutulmayacak oyunu ile.Nurlar içinde uyu, Rasimciğim. Öznur Oğraş ÇolakKılınçer’den yeni albümün ilkşarkısı
Kılınçer’den yeni albümün ilk şarkısı Gökçe Kılınçer'ın “Zor Yollar Benim” isimli şarkısı müzik severlerle buluştu. Geçen yıllarda yayımladığı iki adet 45’liğin ardından albüm çalışması için stüdyoya kapanan retro-pop müziğin öncüsü Gökçe Kılınçer, müzikseverleri yeni albümünün ismini taşıyan “Zor Yollar Benim” şarkısı ile buluşturdu. 12 şarkılık bir albüm çalışmasına imza atan Kılınçer’in yeni albümü, 5 Mart tarihinde 33’lük plak ile birlikte ön siparişe açıldı. Söz ve müzikleri sanatçının kendisine ait olan albümün hem prodüktörlüğünü hem de şarkıların aranjelerini Bobina üstleniyor. Kayıt ve miksleri Hicaz Stüdyosu’nda yapılan albümün mastering çalışması Pete Maher imzası taşıyor.Albüm 30 Nisan tarihinde Hicazplaks etiketiyle tüm dijital platformlarda yayında olacak. cumhuriyet.com.trCihat Aşkın ve HakanŞensoy’dan‘Alla Turca’
Cihat Aşkın ve Hakan Şensoy’dan ‘Alla Turca’ Şef Hakan Şensoy’un yönetimindeki Milli Reasürans Oda Orkestrası’nın yeni konseri İş Sanat’ın programında yerini aldı. Topluluk, mart ayındaki konserinde keman sanatçısı Cihat Aşkın’ı ağırlıyor. Sanatçı, aynı zamanda İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenecek 49. İstanbul Müzik Festivali’nde Onur Ödülü’nü almaya hazırlanıyor. Şef Hakan Şensoy’un da Cihat Aşkın ile birlikte iki eserde solist olarak yer alacağı konserde, Antonio Vivaldi’nin iki keman konçertosunun yanı sıra Cem Küçümen’in iki keman ve yaylı orkestra için bestelediği “Alla Turca” eseri seslendirilecek. İş Kuleleri Salonu’nda seyircisiz kaydedilen konserin repertuvarında Gioacchino Rossini ve Felix Mendelsohn-Bartholdy’nin eserleri de yer alıyor. Etkinlik, ilk gösteriminin yapılacağı yarın saat 20.30’dan itibaren sezon sonuna kadar İş Sanat’ın YouTube kanalından ve internet sitesinden izlenebilecek. cumhuriyet.com.trÖney ve Tanrıdağlı’dan düet
Öney ve Tanrıdağlı’dan düet Feryal Öney ve Güldiyar Tanrıdağlı’nın son tekli çalışması “Çiçekçi Seyhan” tüm dijital platformlarda yayımlandı. BGST Records etiketiyle yayımlanan şarkının sözleri Öney’e, beste ve düzenlemesi Güldiyar Tanrıdağlı’na ait. Öney, şarkıyla ilgili şunları söyledi: “Bu şarkıyı Güldiyar’la birlikte, tarihe küçük bir not düşmek için yaptık: ‘Kadınlar yaşasın!’ demek için.” cumhuriyet.com.trMeghan Markle ve Prens Harry’nin oğlu Archie’ye neden prens unvanıverilmedi?
Sussex Düşesi Meghan Markle oğlu Archie'ye kraliyet unvanı verilmesinin önemli olduğunu düşünüyor. Peki unvanlarla ilgili Kraliyet düzenlemeleri neler? Gelenek ve protokoller ne söylüyor?Habere Gitmek için TıklayınSamuel Paty: Fransızöğrencininöldürülenöğretmen hakkında yalan söylediği ortayaçıktı
Fransa'da bir öğrenci, geçen yıl öldürülmeden önce öğretmen Samuel Paty hakkında doğru olmayan iddiaları yaydığını itiraf etti.Habere Gitmek için TıklayınIKBY’den Papa için‘Sözde Kürdistan’haritalıpul
IKBY’den Papa için ‘Sözde Kürdistan’ haritalı pul Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Papa Francis’in ziyareti dolayısıyla bastırdığı anı pulunda Türkiye’nin doğu bölgesinin de dahil edildiği sözde ‘Kürdistan’ haritası yer aldı. AKP MYK toplantısının ardından bu durumun sorulması üzerine konuşan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “O bahsettiğiniz pul ve haritayla ilgili izlenimlere baktık. Bunu çeşitli yerlerde çeşitli kesimler yapıyor. Bunlar yalan yanlış işler. Geçmişte Fransa’da böyle bir harita çıkmıştı, Ermenistan zaman zaman yapıyor. Bazı odakların yaptığı işler” dedi. Papa Francis’in tarihte ilk kez Irak’ı ziyaret etmesinin yankıları sürüyor. Bağdat’ta Başbakan Mustafa Kazımi ve Cumhurbaşkanı Behrem Salih ile görüşen Papa Francis, Irak temaslarının ikinci gününde Necef’te Şii dini lider Ayetullah Sistani ile görüşmüştü. Papa, daha sonra temaslarına Erbil’de devam etmiş ve eski IKBY Başkanı ve KDP lideri Mesut Barzani ile görüşmüştü. Papa Francis’in Irak’a gerçekleştirdiği ziyaretin anısına IKBY Ulaştırma ve İletişim Bakanlığı anı pulları bastırdı. IKBY’ye yakın Rudaw’da IKBY Ulaştırma ve İletişim Bakanlığı’nın bastırdığı pullara ilişkin görüntüler yayımlandı. Anı pullarından birinde Papa Francis’in siluetinin arkasında sözde ‘Kürdistan’ haritasına yer verilmesi dikkat çekti. Bu haritada Sivas’tan başlayıp Kars’a uzanan ve Hatay’a kadar Türkiye’nin birçok ili ‘Kürdistan’ sınırları içinde gösteriliyor. Sözde ‘Kürdistan’ haritasında Suriye, İran ve Irak topraklarından bölümler bulunuyor. Türkiye topraklarının bir bölümünün de sözde ‘Kürdistan’ haritasında gösterildiği anı pulunun basıldığına dair haberin ardından Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, konuyla ilgili soruları yanıtsız bıraktı. Öte yandan konu AKP MYK’si sonrasında parti sözcüsü Ömer Çelik’e soruldu. Çelik konuya ilişkin, “Irak’la ilgili her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Papa’nın ziyaretini de yakından takip ettik. O bahsettiğiniz pul ve haritayla ilgili izlenimlere baktık. Bunu çeşitli yerlerde çeşitli kesimler yapıyor. Bunlar yalan yanlış işler. Geçmişte Fransa’da böyle bir harita çıkmıştı, Ermenistan zaman zaman yapıyor. Bazı odakların yaptığı işler. Dolayısıyla bu ziyaret bağlamının dışında belli bir odağın Türkiye’ye karşı bir husumet üretmek için ürettiği bir şey olarak değerlendiriyoruz” dedi./Archive/2021/3/10/022210972-say1-papa1.jpegBOP HARİTASIYLA AYNIAnı pulunda yer alan bölgenin aynısı daha önce Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında ABD tarafından gündeme getirilen harita ile benzer özellikler taşıdığı görüldü. ABD’nin Irak’ı işgal ettiği yıllarda gündeme gelen harita Türkiye’de büyük tartışmalara yol açmıştı. IKBY’nin hemen hemen aynı olan harita üzerine Papa için bastırdığı anı pulunda yer vermesi dikkat çekti. Türkiye daha önce benzer haritalara ciddi tepki göstermişti. cumhuriyet.com.trİştençıkarma yasağıve nakdiücret desteği mayısa kadar uzatıldı
İşten çıkarma yasağı ve nakdi ücret desteği mayısa kadar uzatıldı İktidar, beklenildiği gibi ücretsiz izinde süreyi 17 Mayıs’a kadar uzattı. Eğer 30 Mart’ta sona erecek olan kısa çalışma ödeneğinde süre uzatılmazsa binlerce işçi ücretsiz izne gönderilme tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. Bu da işçilerin açlık sınırının altındaki aylık bin 431 TL’ye mahkûm edilmeleri anlamına geliyor. Cumhurbaşkanı, 17 Mart’ta sona erecek olan işten atma yasağı ile ücretsiz izin uygulamasında süreyi 2 ay daha uzattı. Hükümetin süreyi haziran sonuna kadar uzatılabileceğine dikkat çekiliyor. Karara göre şu anda işten atma yasağı var. Ancak uygulamada işverenler kamuoyunda “Kod 29” olarak da bilinen “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” gerekçesini göstererek işçileri işten atmaya devam ediyor. Öte yandan kısa çalışma ödeneğinde ise belirsizlik sürüyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kısa çalışmada süreyi “son kez” mart ayı sonuna kadar uzattıklarını açıklamıştı. Bu kapsamda da süre 30 Mart’a kadar uzatıldı. Başta Türk-İş ve DİSK olmak üzere işçi konfederasyonları kısa çalışmanın uygulamada yaşanan sorunlar düzeltilerek yeniden uzatılmasını istiyor. İşveren örgütleri de kısa çalışmada sürenin en azından bir süre daha uzatılmasından yana. Bu talepler hükümete de iletildi. Ancak hükümetten henüz bir yanıt gelmedi. EMEKLİLİĞE DARBESon verilere göre, 1.3 milyon işçi kısa çalışma ödeneği alıyor. Nisan 2020 – Ocak 2021 döneminde ücretsiz izne çıkarılan işçi sayısı ise 2.4 milyona ulaştı. Kısa çalışma ödeneğinde de ücretsiz izinde de işçinin emeklilik prim ödemeleri donduruluyor. Bu nedenle yaklaşık bir yıldır bu kapsamdaki işçilerin emeklilik primleri yatırılmıyor. Büyük olasılıkla ileride geriye dönük borçlanma hakkı verilerek ödenmeyen bu primler işçiye yüklenecek. Kısa çalışma ödeneğinde ücretin yüzde 60’ı ödeniyor. Bu tutar İşsizlik Fonu’ndan karşılanıyor. Birçok işverenin kısa çalışma ödeneğini amacı dışında kullandığı, işçiyi aynı şekilde çalıştırmaya devam ettiği biliniyor. Buna karşın iktidarın ücretsiz izinde süreyi uzatırken, kısa çalışmayı 30 Mart’ta bitirmesi halinde birçok işverenin, kısa çalışma bittiği için işçileri ücretsiz izne çıkaracağına dikkat çekiliyor. İşçi kısa çalışmada ücretinin yüzde 60’ını alabilecekken, ücretsiz izinde bin 431 TL ile bir ay geçinmeye çalışacak. Mustafa Çakır‘ÖğretimÜyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı
‘Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle, yönetmeliğin “genel şartları” düzenleyen maddesine “İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara yer verilemez” cümlesi eklendi. Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Vahdet Özkoçak, kararı olumlu karşıladıklarını ancak geç kalındığını dile getirdi. Son zamanlarda üniversitelerin başarı derecesinin düştüğüne, kayırmacılığın arttığına ve kişiye özel ilanların göze battığı için bu yola gidilmek durumunda kalındığına vurgu yapan Özkoçak, “Geçmişte üniversiteler, FETÖ’nün sınav sorularını çalarak özel oluşturduğu jürilerle, kişiye özel ilan verdiği akademisyenlerle doldurulmuştu. Bu adımın darbe girişiminin hemen ardından atılması gerekirdi. Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedi.‘ALTI DOLDURULMALI’Özkoçak, YÖK’ün aldığı bu kararın altını doldurması gerektiğine dikkat çekerek “Herhangi bir makale yazmış olmak, bir AB projesinde çalışmış olmak gibi durumlar tekrar ilanlarda kullanılabilecek mi? Bir öğretim üyesinin dosyası 3 ya da 5 jüriye gönderiliyor, bu jüriler özel kurulmamalı. Hak edene hakkı verilmeli. Eğer bunları engelleyemezsek alınan karar etkisiz olur” diye konuştu. Akademisyenlerin siyasi görüşlerinden dolayı da kadrolara yerleşmekte sıkıntı çektiğini kaydeden Özkoçak, profesörlük unvanını almaya hak kazanmış ama doçentlik kadrosuna yerleşememiş birçok akademisyen olduğuna dikkat çekti. Özkoçak, genç akademisyenlerin de umutsuz olduğunu belirtti. Çağatan Akyol