News - Haberler
Avrupa Ligi’nde Anadolu Efes ve F.Bahçe Beko ilk sekize girip gurur kaynağımız oldu
Avrupa Ligi’nde Anadolu Efes ve F.Bahçe Beko ilk sekize girip gurur kaynağımız oldu Euroleague’deki temsilcilerimiz Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko ilk sekize girerek gurur kaynağımız oldular. Şimdi sırada Final-Four var. 100 gün kadar önce dibe vuran iki takımımızın, bugün geldiği nokta tek kelimeyle rüya diyebiliriz. Anadolu Efes’in evinde AX Armani Milano’ya kaybettiği, Fenerbahçe Beko’nun Zalgiris Kaunas deplasmanında 37 sayı farkla mağlup olduğu 17 Aralık akşamı, karalar bağladığımız bir geceydi. O gece sonunda Anadolu Efes 7 galibiyet, 8 yenilgi ve -16 averajla 10, Fenerbahçe Beko ise 5 galibiyet, 10 yenilgi ve -120 averajla 15. sıradaydı. Bugün Anadolu Efes, 14 galibiyet, 3 mağlubiyet ve +257 averajla 3, Fenerbahçe ise 15 galibiyet, 2 yenilgi ve +17 averajla 5. sırada. Zoru başaran, olmazı gerçekleştiren iki takımı candan kutluyorum. ÖNEMLİ HAMLEFenerbahçe Beko, Sırp koç Obradovic’le alışkanlık haline getirdiği Play-Off’ları bu kez Kokoskov’la geleneğe dönüştürmek için önemli bir hamle yaptı. Kokoskov’u çok eleştirmiştim başlarda. Koçun, takımın geri dönüşünde bir o kadar emeği olduğunu söyleyelim. Sarı-Lacivertliler AX Armani Milano ile kalan iki haftada 4. sıra için amansız bir mücadele verecek. Eğer Fenerbahçe Beko, Barcelona ve Real Madrid’le oynayacağı iki maçı da kazanırsa bu hedefe ulaşabilir. Tabii Armani’nin son hafta evinde Anadolu Efes’le oynayacağı maç da bu açıdan büyük önem taşıyor.EFES DAHA AVANTAJLI Anadolu Efes, Real Madrid deplasmanında 25 sayı farkla kazanırken, sezonu ilk 4 sıra içinde bitirmek adına avantaj elde etti. Efes dörtlü final için Fenerbahçe’ye göre daha şanslı durumda. Kadroları üst seviyede. Fenerbahçe’de bir iki oyuncu yeri geliyor 40 dakikaya yakın oynuyor. Gönlüm iki takımın Final-Four’a kalmasından yana. Yalnız iki takımımızın Play-Off’ta eşleşme ihtimali var. Umarım birbirleriyle eşleşmezler. Dörtlü final Almanya’nın Köln kentinde oynanacak. Minimum seyirci olabilir. Böyle olması halinde vatandaşlarımız maçlara ilgi göstereceklerdir. Efesimiz ve Fenerbahçemiz burada final yaparsa tadına doyum olmaz. Hilmi TürkayOlcay Büyüktaş’aÇocuğunİnsan HaklarıÖdülü
Olcay Büyüktaş’a Çocuğun İnsan Hakları Ödülü Cumhuriyet’in Sorumlu Yazıişleri Müdürü Olcay Büyüktaş, Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Vakfı’nın “Çocuğun İnsan Hakları Ödülü”ne değer görüldü. Büyüktaş, ödüle, koronavirüs pandemisinin çocuk işçiliğinde artışa yol açtığını anlattığı “Okula Değil İşe” ve “Yalnız Gençler Değil Gelecek de Risk Altında” başlıklı haberleri ile değer görüldü. Evrensel gazetesinden Halil Sancar da “Binlerce Çocuğun Hayatı Çalınıyor” başlıklı haberi ile aynı ödülü aldı. Ödül töreni, pandemi koşullarına uygun olarak Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlendi. Tören, vakfın kurucusu Prof. Dr. Gürhan Fişek’in anısına doğum gününde yapıldı. Törende vakfın çocuk işçiliğine karşı düzenlediği öykü yarışmasının kazananları da ödüllerini aldı. Yarışmaya başvuran 425 öykü ile hazırlanan bir seçkinin 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nde bir kitap olarak yayımlanacağı açıklandı. cumhuriyet.com.trYönetmen Ferit Karahan, "Bizim gerçeğimiz onlar için distopya"
Yönetmen Ferit Karahan, "Bizim gerçeğimiz onlar için distopya" Berlin Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü alan “Okul Tıraşı” adlı filmin yönetmeni Ferit Karahan ile filmin yapım sürecini ve festival macerasını konuştuk. Bu yıl pandemi koşullarıyla uyum halinde düzenlenen Berlin Film Festivali’nde Panorama seçkisinde yarışan “Okul Tıraşı” uluslararası basının beğenisini kazandı ve eleştirmenlerin verdiği FIPRESCI Ödülü’nü aldı. Doğu Anadolu’daki bir yatılı okulda geçen film, hasta bir öğrencinin başına gelenler üzerinden kurguladığı hikâyesini bürokrasi, otorite ve hiyerarşi gibi kavramların damgaladığı toplumsal ilişkilere yönelik eleştirel bir bakışa dönüştürüyor. Filmin yönetmeni Ferit Karahan ile mail üzerinden bir söyleşi yaptık.BENDEN KÜÇÜK PARÇALAR VAR- Okul Tıraşı’nın hikâyesiyle başlayalım mı? Kişisel tarihinizde nasıl bir yeri var bu filmin? Burada anlatılan çocukluğu yaşadınız mı siz de?1993-2000 arası ben de yatılı okulda okudum. O zaman sınav kazanmanız gerekiyordu. Sınavı kazandığımda, biraz da karate filmlerinin etkisinde kalarak karşılaşacağım okulun daha çok bir tapınağa, öğretmenlerin de kung-fu hocalarına benzeyeceğini düşünüyordum. Sizin de gördüğünüz gibi maalesef okul bir tapınağa benzemiyor. Büyük hayal kırıklığına uğramıştım. Sonrasında iki ayrı yatılı okulda altı yıl geçirdim. Yatılı okul bildiğim bir alan ve oraya dair bir film yapmak istemem 2009’a dayanıyor. Küçük parçalar olsa da bu film tamamen kurmaca. İNSANIN SİSTEMLERİ KUSURLU- Filmde hasta olan çocuğun (Memo) başına neler geldiğini bir bilmeceyi çözer gibi çözüyorsunuz. Hatta en sonda jenerikte de bir yapboz mantığını kullanmışsınız. Bir yandan da ortada bir suç ya da kabahat varsa bile onu aslında sistemin içindeki herkese mal ediyorsunuz. Bu anlamda sistemin düzgün işlemesi mümkün mü? İnsanın oluşturduğu bütün sistemler kusurludur. Fakat bu kusuru olabildiğince küçültüp katlanılabilir bir hale getirmek bizim elimizde. Eğer ortada bir kabahat varsa, küçük de olsa, bunda hepimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Jeneriği de öyle tasarladım. Fakat filme konu olan sorunlar biraz da bizim kültürümüzde ve bize ait olan temel sorunlar. Bir eğitim kurumunda bu tür sorunlarla karşılaşıyorsak eğer yaşamın diğer alanlarında daha büyük ve yıkıcı sorunlarla karşılaşırız. Bizim, toplum olarak halletmemiz gereken problem budur. /Archive/2021/4/1/032501904-ferit2-y15-ark.jpgKarahan: Çekim için kar yağmasını beklemek çok sabır istiyor. Aylar sonra bile kâbuslarıma girdi.İTAAT ETMEK VE ETMEMEK- Filmin merkezindeki karakter Yusuf nasıl bir süreçten geçiyor, bu yaşadıklarından çıkardığı hikâye ne onun? Nasıl bir gelecek bekliyor onu?Kısa vadede annesinin dediğini, yani arkadaşlarını boş verip kafasını daha ciddi şeylere verebileceğini ama biraz zaman geçtiğinde onda iz bırakan bir deneyime dönüşeceğini düşünüyorum. Fakat yeterince “itaat” ederse eğer - ki bu deneyim ona fazlasıyla öğretti - bir yerlere de gelebileceğini, etmezse köyünde çoban ya da çiftçi olacağını öngörüyorum. - Filminiz Berlin’de FIPRESCI ödülü aldı. Onun ötesinde size gelen tepkiler nasıldı?İyi tepkiler alıyoruz ve bu beni biraz şaşırtıyor. Filmdeki bize özgü olan bütün olguları anlamaları beklemediğim bir durumdu. Sanırım öykünün yalınlığının bunda etkisi var. Bazıları ise filmin ilk yarım saatini distopya niyetine seyrediyor. Bizim gerçeğimiz onlar için distopya...İZLETEBİLMEK DAHA ZOR- Sizin de dahil olduğunuz Festivaller İstanbul’da programı, sinemacılar açısından nasıl bir işlev görüyor? En büyük zorluğumuz film yapmak değil, onu insanlara izletebilmek. Festivallere de binlerce film başvuru yapılıyor. Onlar bile filmin ilk beş dakikasını izleyip bırakıyor. En büyük sorunumuz uluslararası iletişim. “Okul Tıraşı”nda Festivaller İstanbul’da ile çalıştık. Filmi önce Venedik ve San Sebastian film festivallerine izlettiler. İkisinde de kısa listeye kalınca Berlinale’ye izlettiler. Sonrasında Berlinale’de olalım istedik, çünkü marketi daha büyük. Bu yüzden Festivaller İstanbul’da çok büyük katkı sağladı. Emrah Kolukısaİmamoğlu, "İsvan’ın yolunda yürümekten gurur duyuyoruz"
İmamoğlu, "İsvan’ın yolunda yürümekten gurur duyuyoruz" Ahmet İsvan’ın kişisel hayatına dair de izler taşıyan sergide; fotoğraflar, karikatürler, yazışmalar, raporlar, kitaplar, videolar ve bazı objeler yer alıyor. İstanbul’un en yüksek oy oranıyla seçilen eski belediye başkanı Ahmet İsvan anısını yaşatan sergi, dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla açıldı. Kılıçdaroğlu, “Üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul’a hizmet etmek, farklı bir şeydir. Bir metropolü yönetmek, devasa sorunları kucaklamak demektir” dedi. İstanbul’a İsvan gibi kalıcı eserler bırakmak istediklerini belirten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Onun yolunda yürümekten gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı. İmamoğlu’nun ev sahipliğinde Saraçhane’deki İBB binasında gerçekleşen açılış törenine eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, milletvekilleri ile siyasi parti yöneticileri katıldı. 1 Mayıs 2017’de yaşamını yitiren İsvan’ın konuşmasının dinletilmesiyle başlayan törende konuşan İsvan’ın kızı Nurhan İsvan, “Bugün Ekrem İmamoğlu’na olduğu gibi, o zamanlar da 3 büyükşehrin belediyesi, muhalefet partilerindeydi. Onun için, merkezle herhangi bir anlaşmazlık bütün kaynakların kesilmesine sebep olabiliyordu. Şimdi de aynı şey yaşanıyor. Babam buna, belediyeyi kendine yeterli, doğru dürüst yönetilen bir yer haline getirebilmek için itiraz etti. Şimdi bayrağı devretmiş olduğunu çok büyük bir gururla görüyoruz. Sayın İmamoğlu da aynı bayrağı taşıyor” dedi.‘ÖRNEK BELEDİYECİLİK’İmamoğlu da İsvan’ın “halkçı belediye başkanı” gibi çok anlamlı ve değerli bir tanımlamayı sonuna kadar hak eden, halka hizmeti daima ön planda tutan bir belediye başkanı olduğunu söyledi. İmamoğlu, “Kimseyi ayırt etmeden gecekondu bölgelerine hizmet götürerek, şehri çocuk parklarıyla donatarak, sahilleri halka açarak, halkın arsalarını halka geri verme mücadelesi ederek büyük bir ‘halkçı belediyecilik’ örneği sunuyor. İstanbulluların ucuz ve besleyici gıdaya, sağlıklı ve güvenilir suya ulaşabilmesi için bugünün iki önemli kurumu olan Halk Ekmek ve Hamidiye Su gibi şirketleri, Sayın Ahmet İsvan’ın döneminde kazanıyor İstanbul. Yine öğrenci ve araştırmacılara zengin kaynaklarla hizmet veren Atatürk Kitaplığı gibi bir değer de kendisinin eseri” dedi. ‘SAYGI İLE ANACAĞIZ’Törenin son konuşmasını yapan Kemal Kılıçdaroğlu ise özetle şunları söyledi: “Bir kente hizmet eden insanları anmak, onları unutturmamak ve gelecek kuşaklara o değerleri aktarmak için, o insanların yaptıklarını aktarmak için bu tür çabalar büyük bir fırsat. Cumhuriyet tarihimizi yeteri kadar çocuklarımıza anlatabildik mi? İstanbul’un tarihini, Cumhuriyet döneminde İstanbul’a yapılanları yeteri kadar çocuklarımıza aktarabildik mi? Bu tür çabalar, geçmişte yaşananların gelecek kuşaklara aktarılması için önemli bir fırsat. Bu kente hizmet eden bütün belediye başkanlarını şükranla anmamız gerekiyor. Onların hizmetleri unutulmamalı, gelecek kuşaklara aktarılmalı. Belediye Başkanımız Sayın İmamoğlu da bu çerçevede elinden gelen bütün çabayı gösteriyor. Onu her zaman her yerde her ortamda saygı ile anacağız.”Tören, pandemi önlemleri gereği, Kılıçdaroğlu ve beraberindeki sınırlı sayıda davetlinin sergi salonunu gezmesi ile tamamlandı. cumhuriyet.com.trKansere karşı‘Hayat Güzeldir’sergisi
Kansere karşı ‘Hayat Güzeldir’ sergisi Bahçelievler Memorial ve Bahariye Sanat İstanbul işbirliği ile Bahçelievler Memorial Sanat Galerisi’nde 20 sanatçının katılımıyla “Hayat Güzeldir” karma sergisi düzenleniyor. Serginin 1-7 Nisan Kanser Haftası’na ve kansere değil, hayata şans vermeyi vurgulamak adına yapıldığı belirtiliyor. Sergi, 1 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Bahçelievler Memorial Sergi Salonu’nda ve eşzamanlı olarak www.bahariyesanat.com adresinden izlenebiliyor. cumhuriyet.com.trİşSanat’ta nisan Saygun ile başlıyor
İş Sanat’ta nisan Saygun ile başlıyor İş Sanat’ın çevrimiçi nisan programı, ayın ilk günü yayımlanacak Camerata Saygun konseriyle başlıyor. İlk Türk operası “Özsoy”un bestecisi Prof. A. Adnan Saygun’un adını taşıyan klasik müzik topluluğu Camerata Saygun, keman sanatçısı Prof. Nuri İyicil tarafından 2005 yılında kuruldu. Kendi yetiştirdiği öğrencilerle Camerata Saygun’u kuran İyicil, Adnan Saygun Oda Konçertosu’nun seslendirilişini yönettiği ilk konserden kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Başkemancılığını Mehmet Yasemin’in üstlendiği topluluk, Edward Grieg, Antonín Dvorák, Edward Elgar ve Alexander Borodin’in eserlerinden oluşan romantik dönem repertuvarıyla İş Sanat’a ilk kez konuk olacak.Konser, ilk gösteriminin yapılacağı 1 Nisan saat 20.30’dan itibaren sezon sonuna kadar İş Sanat’ın YouTube kanalından ve internet sitesinden izlenebilecek. cumhuriyet.com.trİlk kadın illüstrator...
İlk kadın illüstrator... Sanatçı Gülsün Karamustafa’nın, Çalışma Grupları kapsamındaki “İllüstrasyon pentürün düşmanı mı?” atölyesine sahaf, editör ve danışman Emin Nedret İşli ile iletişim tasarımcısı, akademisyen ve araştırmacı Ömer Durmaz konuk oluyor. Program, 1 Nisan Perşembe saat 19.30’da SALT Online YouTube kanalında yayımlanacak. Programda, ressam Sabiha Rüştü Bozcalı’nın (1904-1998) ilan, takvim, etiket ve afiş gibi grafik ürünler için yaptığı illüstrasyonlar ile editoryal illüstrasyon alanındaki üretimleri incelenecek. cumhuriyet.com.trBayraktar’ın filmine ikiödül birden
Bayraktar’ın filmine iki ödül birden “Ezel”, “Karadayı”, “İçerde” ve “Babil” gibi dizilerle adını duyuran Uluç Bayraktar’ın ilk sinema filmi “9,75” Snowdance Film Festivali’nden en iyi film ve en iyi senaryo ödülleriyle döndü. “9,75”, festival yolculuğuna dünya galasını yaptığı Sao Paulo Uluslararası Film Festivali’nde başlamıştı. Geçen ay Bangladeş’te Dhaka Uluslararası Film Festivali’nde yarışan filmin başrol oyuncusu Nejat İşler “En İyi Oyuncu” ödülüne değer görülmüştü.Mehmet Eroğlu’nun “9,75 Santimetrekare” adlı romanından uyarlanan “9,75”in oyuncu kadrosunda Nejat İşler, Funda Eryiğit, Berkay Ateş, Menderes Samancılar gibi isimler yer alıyor. “9,75”, geçmişi Kemalettin Tuğcu kitaplarına benzeyen yazar Ahmet’in Türkiye’nin doğusu ve batısı arasında kalmış hikâyesini anlatıyor. cumhuriyet.com.trCHP’li Budak, kanun teklifiyle yerel yönetimlerin devre dışıbırakılmayaçalışıldığınısöyledi
CHP’li Budak, kanun teklifiyle yerel yönetimlerin devre dışı bırakılmaya çalışıldığını söyledi CHP’li Budak, “Konaklamadan plaj işletmecisine, deniz turizmi yapana kadar herkese bakanlıktan işletme belgesi alma zorunluluğu getiriliyor, belediye belgeli işletmeler ortadan kaldırılıyor” dedi. CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, sahillerin denetlenmeyen MUÇEV’e devredilmesinin ardından TBMM’ye sunulan Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile yerel yönetimlerin devre dışı bırakılmaya çalışıldığına dikkat çekti. Budak, Meclis’e sunulan teklifin, turizm sektörünü zapturapt altına almaya ve tek adam rejimine uydurmaya çalışan bir düzenlemeyi amaçladığını kaydederek, “Memleketin en değerli sahillerini MUÇEV adı verilen, denetlenmeyen bir vakfa devreden iktidar, şimdi turizm bölgelerinde CHP’li yerel yönetimler nedeniyle yapamadıklarını Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle yapmaya çalışıyorlar. MUÇEV yetmedi, bakanlık devreye girecek. Konaklamadan, plaj işletmecisine, deniz turizmi yapana kadar herkese bakanlıktan işletme belgesi alma zorunluluğu getiriliyor, belediye belgeli işletmeler ortadan kaldırılıyor. Turizmi de tek adam rejimine uydurmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.‘CEZALANDIRILIYORLAR’Konaklama sektörünün artık belediyelerden işletme belgesi alarak faaliyette bulunamayacağını vurgulayan Budak, “Muhalif belediyeler, bu alandaki yetkileri ellerinden alınarak cezalandırılıyor. Artık teşviklerden ve diğer muafiyetlerden yararlanmak isteyen tüm sektör temsilcilerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan turizm yatırımı belgesi veya turizm işletmesi belgesi alınması zorunlu hale getiriliyor. Kruvaziyer liman, yat limanı, rıhtım ve iskele gibi deniz turizm işletmelerinin de turizm işletme belgesi alması zorunlu olacak. Yerel yönetimler devre dışı bırakılmak isteniyor” diye konuştu.Budak, “Teklifle turizm işletmesi belgeli işletmelerde yabancı işçi çalıştırmaya izin veriyorlar. Bu demektir ki ucuz emek olsun, ucuz işgücü olsun, ancak bu ülkenin yetişmiş turizm emekçileri kaderine terk edilsin” dedi. ‘BEŞLİ ÇETE ŞİMDİ DE ANTALYA’YA UZANDI’CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Antalya Şehir Hastanesi ihalesinin dünyanın kamuda en çok ihale alan on firmasından biri olan Kolin İnşaat’ın ortak olduğu Nesma Yapı’ya verildiğini belirterek “Pazarlık usulüyle kapalı kapılar ardında, şeffaflıktan uzak yapılan bu ihaleler, kamu vicdanını yaralamanın ötesine geçti. Beşli çete şimdi de Antalya’ya uzandı” dedi.‘NEDEN 21-B?’Budak, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği önergede “İhalenin 21-b usulü ile yapıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise gerekçesi nedir" diye sordu. cumhuriyet.com.trCovid-19 salgınında doğum sırasında anne ve bebekölümleriüçkatınaçıktı
Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 17 ülkede yapılan bir araştırmaya göre Covid-19 salgını, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki doğum sırasında anne ve bebek ölümlerinin üç katına çıkmasına yol açtı.Habere Gitmek için Tıklayınİngiltere'de hükümetin hazırladığıırkçılık raporu tepkilere yol açtı
İngiltere'de ırkçılık tartışmaları üzerine hükümetin öncülük ettiği bir rapor hazırlandı. Raporda "Birleşik Krallık sistemi artık etnik azınlıklara yönelik ayrımcılık üzerine kurulu değil" sonucuna ulaşıldığının duyurulması üzerine, bazı insan hakları grupları tepki gösterdi.Habere Gitmek için Tıklayın