News - Haberler
Pervin Buldan'dan Süleyman Soylu'ya: Salıgünüdaha fazlasınıaçıklayacağım
Pervin Buldan'dan Süleyman Soylu'ya: Salı günü daha fazlasını açıklayacağım HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Bakan Soylu'nun açıklamalarının ardından verdiği yanıtta, "Ben Salı günü grup toplantımızda daha fazlasını açıklayacağım." dedi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya Twitter üzerinden yanıt veri.Buldan, "İçişleri Bakanının dün akşam katıldığı programda gösterdiği resimlerin tamamı çözüm sürecinde Erdoğan’ın bilgisi ve onayı ile gittiğimiz Kandil fotograflarıdır. Ben Salı günü grup toplantımızda daha fazlasını açıklayacağım." ifadelerini kullandı.İçişleri Bakanının dün akşam katıldığı programda gösterdiği resimlerin tamamı çözüm sürecinde Erdoğan’ın bilgisi ve onayı ile gittiğimiz Kandil fotograflarıdır. Ben Salı günü grup toplantımızda daha fazlasını açıklayacağım.— Pervin BULDAN (@PervinBuldan) February 21, 2021Dün akşam bir TV kanalına konuk olan Soylu, Gara'da 13 kişinin şehit edilmesine ilişkin açıklamalarda bulunmuş, "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Gara’dan Mahmur’a gidileceği söyleniyor. Gara’dan birisiyle birlikte arabaya biniyorlar. Yanındaki diyor ki 'bunu tanıdın mı?', 'Hayır tanımadım' deyince bu Dilan Dirayet Taşdemir, HDP Ağrı milletvekili diyor" demişti. cumhuriyet.com.trYaşmeyve ve sebze ihracatında yeni pazar arayışı
Yaş meyve ve sebze ihracatında yeni pazar arayışı Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nejdat Sin, geçen yıl yaş meyve ve sebze ihracatında önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. /Archive/2021/2/21/112026115-meyve-sebze.jpg Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2021'in Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı ilan edilmesinin ardından yeni pazarlara odaklanan ihracatçılar, ülke ekonomisine daha fazla katkıda bulunmayı hedefliyor. Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nejdat Sin, geçen yıl yaş meyve ve sebze ihracatında önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınına rağmen sektörün 2020 yılında 2 milyar 730 milyon dolar ihracat yaptığını anımsatan Sin, "Devletimizin aldığı tedbirler kapsamında Kovid-19 sürecinde tarım işçileri tarlaya, bahçeye gitti. Üretimde bir sıkıntı olmadı. Bu salgına rağmen ülkemize önemli döviz girdisi sağladık." diye konuştu.Sin, çalışmalarının hız kesmeden devam ettiğini belirterek, Türkiye'nin dünyanın 7. büyük tarım ekonomisine sahip olduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin ürettiği yaş meyve sebzenin kaliteli olduğunu vurgulayan Sin, şunları kaydetti:"Ülkemiz sebze üretiminde dünyada 4'üncü, meyvede ise 5'inci durumda. Ülkemiz bu ürünlerin korunmasında da iyi durumda. Güzel soğuk hava depolarına sahibiz. Bu yıl Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı ilan edildi. Bu yılı iyi bir şekilde değerlendireceğiz. Ülkemiz bunu yapacak güçte. Yeni başarı hikayeleri yazmak için bunları yapmamız lazım. Ayrıca mevcut pazarlarımızı koruyup, alternatif pazarlara ulaşmamız gerekiyor."Ülke olarak yeni pazarlara hazır olduklarını belirten Sin, "Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı kapsamında paydaşlarımızla, üreticilerle ve gerekli kişilerle görüşme halindeyiz. Bu işi daha verimli hale getirmek için uğraş içerisindeyiz. Bu tema kapsamında yeni pazarlar arayışı içerisinde olacağız." ifadelerini kullandı."BU TEMAYI EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMEK İSTİYORUZ"Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz da yaş meyve sebze sektöründe turunçgilin en önemli alt grubu oluşturduğunu belirtti.Bu yılın, BM tarafından Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı ilan edilmesini sevinçle karşıladıklarını aktaran Kaçmaz, "Ürettiğimiz ürünlerin kalitesiyle bu temayı en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Pazar yelpazemizi genişletip, ülke ekonomisine katkımızı artırma hedefindeyiz." dedi. AADoktorlarıbileşaşırtan başağrısıve tansiyonun nedeni ortayaçıktı: Milyonda bir görülüyor
Doktorları bile şaşırtan baş ağrısı ve tansiyonun nedeni ortaya çıktı: Milyonda bir görülüyor İstanbul'da yaşayan 31 yaşındaki Gülden Çörekçioğlu, 4,5 ay önce bir bebek dünyaya getirdi. Doğum sonrası tansiyonu 25'e kadar çıkan ve şiddetli baş ağrısı sonucu sürekli ataklar geçiren kadın, hipertansiyon ilaçları kullanmaya başladı. Yaklaşık 5 ay şikayetleri sona ermeyen Çörekçioğlu'nun böbrek üstü bezinde milyonda bir görülen feokromasitoma adlı bir tümör tespit edildi. Çörekçioğlu, gerçekleştirilen kapalı ameliyat sonrası sağlığına kavuştu. /Archive/2021/2/21/121614834-doktorlari-bile-sasirtan-bas-agrisi-ve-tansiyonun-nedeni-milyonda-bir-gorulen-tumor-cikti_1.jpgİstanbul'da yaşayan Gülden Çörekçioğlu, sağlıklı bir hamilelik sonrası 4,5 ay önce bir bebek dünyaya getirdi. Genç kadın, ilk çocuğunu kucağına almanın mutluluğunu yaşayamadan sağlık sorunları nedeniyle sık sık acile kaldırıldı.Tansiyonu 25'e kadar çıkan ve şiddetli baş ağrıları nedeniyle kafasını dahi kaldıramayan Çörekçioğlu, genç yaşına rağmen yüksek tansiyon ilaçları kullanmaya başladı. İlaçlar nedeniyle bebeğini emziremeyen Çörekçioğlu, yapılan tetkikler sonrası şaşkına uğradı.Çekilen karın tomografisinde genç kadının sağ böbrek üstü bezinde 3.5 santimetrelik bir tümör tespit edildi. Operasyonu gerçekleştirilen Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Kurt, feokromasitoma adı verilen bu tümörün milyonda 1 ila 8 kişide görüldüğüne dikkat çekerek, ameliyatın önemine değindi. Aylar sonra sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Gülden Çörekçioğlu ise “Yaşadığım sağlık sorunları nedeniyle bebeğimin mutluluğunu yaşayamadım. İnşallah bundan sonra her şey çok güzel olacak" dedi./Archive/2021/2/21/122558953-tumor.jpg'TÜMÖR OLDUĞUNU ÖĞRENDİĞİMDE ÇOK KORKTUM'Şikayetlerinin doğum sonrası başladığını anlatan Gülden Çörekçioğlu, yaşadığı şiddetli baş ağrısı ve yüksek tansiyonun kendisini çok yıprattığını, bu süreçte bebeğiyle dahi ilgilenemediğini belirtti.Evde duramadığını, sık sık acil servislere gittiğini söyleyen Çörekçioğlu, "Emzirdiğim için doktorum durumuma göre bir ilaç verdi. Ama o ilaçlar fayda etmeyince farklı bir ilaca geçtik ve bebeğimi emziremez oldum. Acil ataklarım oluyordu, bu nedenle çoğu kez acillik oldum. Tansiyonum birden çıktığı gibi hastaneye gelene kadar düşebiliyordu. Tansiyonum 25'lere kadar çıktı. Günde 2-3 kez atak geçiriyordum. Böbrek üstü bezimde tümör olduğunu duyduğumda çok korktum, şaşırdım. Doğumu nasıl sağlıklı bir şekilde atlattığımı düşündüm. Ama şükür ki kurtuldum, sağlığıma kavuştum. Bebeğim 4,5 aylık, yaşadığım bu sağlık sorunları nedeniyle onun mutluluğunu yaşayamadım. İnşallah bundan sonra her şey çok güzel olacak. Bence bu tür şikayetleri kimse geçiştirmesin. Eşim bu sorunun üzerinde durdu, araştırılması için çok üsteledi. Üzerinde durduğumuz için bunu çözüme ulaştırdık" diye konuştu./Archive/2021/2/21/122522563-doktorlari-bile-sasirtan-bas-agrisi-ve-tansiyonun-nedeni-milyonda-bir-gorulen-tumor-cikti.jpgEşinin bu süreçte yanında olan Özhan Çörekçioğlu ise yaşadıkları zorlu süreç hakkında, "Tümör olduğunu duyduğumuzda ailecek çok üzüldük. Çünkü zor bir ameliyattı, ölümcül sonuçları vardı. Bu süreçte yaklaşık 2 ay boyunca çok strese girdik. Düşünceler, tedavi yöntemleri, çekilen filmler, üst üste yaptığımız araştırmalar bizi yordu. Sonrasında sağ olsun hocalarımız net bulguya vardıktan sonra da ameliyat istediler. Hızlıca karar alıp hocalarımız sayesinde ameliyatı sağ salim atlattık" dedi.'ÇOK NADİR GÖRÜLEN BİR TÜMÖR'Kapalı yöntemle ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Yavuz Kurt, "Böbrek üstü tümörünün çok çok nadir görülen feokromasitoma adını verdiğimiz yani aşırı adrenalin salgısı yapan milyonda bir, çok nadir görülen bir hastalık olduğunu belirledik. Önce bir ilaç tedavisiyle başladık. Bu ilaç tedavisi sonrası hastamızı kapalı yöntemle ameliyat ettik. Böbrek üstü bezindeki bu tümörü operasyonla çıkardık. Akabinde hastanın tansiyonu düştü. Bugün de kısmetse taburcu edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.'TEDAVİ EDİLMEZSE ÖLÜMCÜL OLABİLİYOR'Sinir sistemi dokularından kaynaklı bir tümör olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz Kurt, tümörle ilgili şu bilgileri verdi:“Bu hastalık nöral krest dediğimiz sinir sisteminin geliştiği dokudan kaynaklı böbrek üstü bezi tümör çeşidi. Genellikle baş ağrısı, çarpıntı, terleme şikayetleriyle hastalar acillere başvururlar. Çok nadir görüldüğünden böbrek üstü tümörünün akla gelmesi ve bu yönde bir araştırma yapılması gerekir. 30-50 yaş civarında ortaya çıkar. Tedavi edilmezse ölümcüldür. Yüzde 30-40'lara varan bir ölüm oranı mevcut. Ama erken teşhis edilip ameliyatla kitle çıkarıldığında hastamız kalan ömrünü sağlıklı bir şekilde geçirir. Baş ağrısı, terleme, çarpıntı 3'lüsü ile hastalar genellikle acil servislere başvururlar. Ancak bu ataklar 15-20 dakika sürer ve geçer. Bu belirtiler birçok farklı hastalıkta da olabilir. Akla böbrek üstü bezindeki bir tümörden kaynaklandığı düşünülürse bir ultrason, batın tomografisi, MR'ı ile kolaylıkla tespit edilebilir. Tespit sonrası ameliyata hazırlık süreci başlar. Hastalığın tedavisi cerrahidir."Prof. Dr. Kurt son olarak, “Buradan bu şekilde şikayetleriyle acillere giden, yani şiddetli baş ağrısı, çarpıntı ve terleme ataklarıyla arkasından yüzde kızarıklık gibi şikayetlerle acillerde gezen kişileri de uyarıyoruz. Lütfen aklınızda böbrek üstü bezinizde bir hastalık olabileceği gelsin” uyarısında bulundu. DHAAşıolabilmek için yaşlıkılığına girdiler
Aşı olabilmek için yaşlı kılığına girdiler ABD'nin Florida eyaletindeki iki kadın, erken koronavirüs aşısı olmak için hastaneye yaşlı kılığında girdi. Sağlık ekipleri tarafından fark edilen iki kadına polisin soruşturma başlattığı belirtildi. Amerika Birleşik Devletleri'nde şaşırttan bir olay yaşandı. Florida eyaletinde erken koronavirüs aşısı olmak isteyen Olga Monroy Ramirez ve Martha Monroy adlı iki kadın yaşlı kılığında hastaneye girdi. Ramirez ve Monroy bone, eldiven ve sahte gözlük takarak kendilerine yaşlı süsü verdiği ifade edidi.Hastane görevlilerinin dikkati sayesinde fark edilen kadınların ikinci doz aşıyı yaptırmak için böyle bir girişimde bulunduğu açıklandıSORUŞTURMA BAŞLATILDIOda TV'de yer alan habere göre, Orange County Şerif Ofisi, iki kadının erken aşı olmak için yaptığı girişime şaşırdıklarını ifade ederek, yaşlı kılığına giren Olga Monroy Ramirez ve Martha Monroy'nin gerçek yaşlarının 3 yaşlarında olduğunu açıkladı. Orange County Şerif Ofisi,olayla ilgli soruşturma başlatıldığını ifade ederken, Olga Monroy-Ramirez ve Martha Monroy'ın ikinci aşıyı alıp almadıklarının araştırıldığını belirtti. cumhuriyet.com.trPandemi döneminde kullanımıarttı: Astımda artışa 'oda spreyi' uyarısı...
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Pandemi döneminde kullanımı arttı: Astımda artışa 'oda spreyi' uyarısı... Ev ve arabalarda kullanılan, kış aylarında daha fazla maruz kalınan oda kokularının tehlikelerine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Kışın ortasında olmamıza rağmen astım vakalarında artış gördük. Bunun en önemli nedeni kapalı alanlarda kullanılan oda kokuları" dedi. Akkoyunlu, evlerin temizlenmesi ve havalandırılmasının çok daha önemli olduğu uyarısında bulundu. Kış aylarına rağmen astım vakalarında artış yaşandığına dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, bu dönemde görülen vakaların en önemli nedeninin kapalı alanlarda kullanılan oda kokuları olduğunu hatırlattı. Deterjan ve dezenfektanların aşırı kullanımının da bu sorunun başlıca nedenlerinden olduğunu anlatan Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Açıkçası şunu bilmek gerekir; doğal olmayan bütün kimyasalların içerisinde insan vücudunun karşı reaksiyon vereceği alerjenler var. Bunun insan vücuduna ekstra bir yükü var. Hasta astım değilse alerjinin tetiklemesine bağlı astım tablosu ortaya çıkıyor. Eğer kişi astımsa, hastalığının alevlenmesine bağlı olarak KOAH tablosu görülüyor" diye konuştu./Archive%5C2021%5C2%5C20%5C184641516-pandemi-doneminde-kullanimi-artti-astimda-artista-oda-spreyi-uyarisi..._3.jpg"ODA KOKULARI EVİN TEMİZ OLDUĞU ANLAMINA GELMİYOR"Bu dönemde evlerin temizliğinin öneminin altını çizen Prof. Dr. Akkoyunlu, "Gereksiz parfümlerin, deterjanların fazla kullanımına dikkat etmeliyiz. Çünkü bu oda kokuları aslında evin temiz olduğu anlamına gelmiyor. Sadece temiz bir koku yayarak kötü kokular sizi rahatsız etmiyor. Bu nedenle evlerin temizlenmesi ve havalandırılması bizler için çok daha önemli. Bir de şunu bilmek gerekir ki yoğun deterjan kullanımı aynen oda parfümleri gibi ciddi risk oluşturur. Evde var olan patojenler yani bakterilerin, mantarların büyük bir kısmı bizim beraber yaşadığımız genel itibariyle sağlığımızı bozmayan şeyler. Bunların çok ağır deterjanlar, dezenfektanlar ve oda kokuları ile engellenmesine gerek yok. Basit temizlik malzemeleri ve hafif sabunla, sirkeyle beraber kolay bir şekilde temizlenebilir. Yoğun şekilde bu tür kimyasalların kullanılmasını önermiyoruz" ifadelerini kullandı./Archive%5C2021%5C2%5C20%5C184641376-pandemi-doneminde-kullanimi-artti-astimda-artista-oda-spreyi-uyarisi..._2.jpg"ARABALARDA DA AYNI TEHLİKE VAR"Evler kadar araçlarda da aynı sorunların yaşandığını belirten Prof. Dr. Akkoyunlu, "Evlerden çok daha fazla ve yoğun bir şekilde ayrıca çok daha dar bir alanda bu ürünleri kullanıyoruz. Belki de evlerden daha riskli alanlar buralardır. Bu alanlarda da dikkatli olmak gerekiyor. Genelde şikayetlerin başlaması şöyledir; araba ya da ev gibi kapalı bir ortama girdiğinizde bazen öksürük başlar bazen de kişi hırıltı şeklinde nefes alır. Göğüste sıkışma hissi de yaşanabilir. Bu kişilerin o maddeye karşı alerjisi olduğunu gösterir ya da kişinin astımı tetiklenmiş olabilir. Bu sorunlar devam ediyorsa doktora başvurulmalıdır" tavsiyesinde bulundu. Çocukluk çağında maruziyete de dikkat çeken Akkoyunlu, "Biz buna hijyen teorisi diyoruz. Bu tür dezenfektanların aşırı kullanımına bağlı özellikle şehir yaşamındaki çocuklarda astımın ortaya çıkma nedeni bu tür kimyasalların aşırı kullanımı" değerlendirmesinde bulundu. DHAApple'dan, 6G girişimi: Yeni mühendisler arıyor
Apple'dan, 6G girişimi: Yeni mühendisler arıyor ABD merkezli teknoloji üreticisi Apple, kendi 6G teknolojisini hayata geçirmek için yeni mühendisler arıyor. San Diego ve Silikon Vadisi'ndeki pozisyonlar için verilen iş ilanları, şirketin 6G konusunda vites artırdığını gösteriyor. Kaliforniya, Cupertino merkezli teknoloji devi Apple, geleceğin iPhone'larında yer alacak teknolojiler için hız kesmeden çalışmaya devam ediyor. Bu kapsamda son olarak 6G teknolojisine yoğunlaşan şirket, 6G'yi hayata geçirebilmek için yeni mühendisler arıyor.ABD'li üretici, 5G teknolojisine ilk kez birkaç ay önce piyasaya sürülen 2020 model iPhone 12 serisinde yer vermişti. Bu anlamda Android rakiplerinin bir hayli gerisinde kalan şirket, görünüşe göre 6G teknolojisinde hızlı davranmak istiyor.Bloomberg tarafından yayınlanan bir rapora göre Apple, 6G'yi geliştirmek için Silikon Vadisi ve San Diego'da çalışacak mühendisler arıyor. Söz konusu iş ilanında, "Gelecekteki Apple ürünleri üzerinde derin bir etkisi olacak yeni nesil kablosuz teknolojiyi üretmek için benzersiz ve ödüllendirici bir fırsata sahip olacaksınız. Bu görevde, önümüzdeki on yıl içinde ezber bozan yeni nesil radyo erişim teknolojileri yaratmaktan sorumlu, son teknoloji bir araştırma grubunun merkezinde olacaksınız" ifadelerine yer verildi. Apple, Qualcomm'a olan bağımlılığını daha da azaltmak için kendi 5G modemlerini kendi bünyesinde geliştirmeye başlamıştı. Bu yolda şirketin 5G teknolojisinden 100 kat daha hızlı olacağı söylenen 6G geliştirmelerine başlaması, üçüncü taraf şirketlere olan bağlılığı en aza indirme planının bir sonraki aşaması olarak görülüyor.Kaynak: Webtekno.com cumhuriyet.com.trSaatlerde kuartzın kullanılıyor olmasının sebebi nedir?
Saatlerde kuartzın kullanılıyor olmasının sebebi nedir? Kuartz, kum ve oksijenden oluşan doğal bir mineral. Beyaza yakın, temiz bir görüntüsü olan bu mineralin saatlerde kullanıldığını sıkça duyarız. Peki, bunun sebebi nedir? Seramik ve kuartz kristalleri gibi bazı materyaller, mekanik aksamlarda kullanıldıklarında elektrik üretme gücüne sahipler. Basınçsal elektrik denilen bir yöntemle voltajı mekanik gerilime çevirebiliyorlar. Tabii bunun tam tersi de mümkün. Kuartz kristalleri, tam bir kesinlikle frekans standardını koruyabilir. Bu da, saatin hareketlerini kontrol ederken hiç yanılmadığı, hassas bir ölçümle, zamanı her zaman doğru gösterebildiği anlamına geliyor. Kuartz sadece saatlerde değil, radyolar, mikroişlemciler ve daha birçok teknolojik uygulama alanlarında tercih edilen bir mineral. Ama elektronik aletlerde kullanılan kuartz, genelde laboratuarda üretilmiş olup aslının frekansı değiştirilmiş olan sentetik bir kopyasından ibaret.Kaynak: popsci.com cumhuriyet.com.trCHP’li Emir: Pandemiyle vekâleten mücadele
CHP’li Emir: Pandemiyle vekâleten mücadele Salgınla mücadele eden Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nde salgınla ilgili 6 daire başkanlığından 5’i vekâletle yönetiliyor. Bunlar arasında Aşı Dairesi de bulunuyor. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nde salgınla ilgili 6 daire başkanlığından 5’inin vekâletle yönetildiğini belirterek “Pandemiye karşı en önemli silah aşı. Aşı Dairesi ve birçok birim vekâleten yönetiliyor” dedi.Sağlık Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi veren Emir, “Aşı İle Önlenebilir Hastalıklar Daire Başkanlığı’na Tütün ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele Dairesi Başkanı, Tüberküloz Dairesi Başkanlığı’na da Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Daire Başkanı vekâlet etmektedir. Atama yapılmayan Mikrobiyoloji Referans ve Biyolojik Ürünler Dairesi Başkanı’nın yerine Tüketici Güvenliği ve Halk Sağlığı Laboratuvar Daire Başkanı bakmakta. Bulaşıcı Hastalıklar Dairesi Başkanlığı görevi de Genel Müdür Yardımcısı Muhammet Çömçe tarafından yürütülmekte. Sağlık Tehditleri Erken Uyarı ve Cevap Dairesi Başkanlığı da vekâleten yönetiliyor” dedi. Erdem Sevgi‘ABD, Türkiye sınırına yeni birüs kuruyor’iddiasınıuzmanlara sorduk
‘ABD, Türkiye sınırına yeni bir üs kuruyor’ iddiasını uzmanlara sorduk ABD öncülüğündeki IŞİD’le mücadele koalisyonunun, Suriye-Türkiye-Irak sınır üçgenindeki üs planı, “Türkiye’ye mesaj” olarak yorumlandı. Bölgede IŞİD olmadığını belirten emekli Tuğgeneral Er, üssü YPG’ye kalkan olarak değerlendirdi. Emekli büyükelçi Özülker, “Sorunlar yumağına yenisi ekleniyor” dedi. Londra merkezli Asharq al-Awsat gazetesi, bu hafta içinde yayımladığı ve muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne dayandırdığı haberde ABD öncülüğündeki IŞİD’le mücadele koalisyonunun, Suriye’nin Haseke iline bağlı Ayn Divar bölgesine büyük bir askeri üs kurmayı planladığını ve koalisyona ait 50 TIR’la Irak’tan Suriye’ye bu bölgeye askeri sevkıyat yapıldığını yazdı. Ayn Divar bölgesi, Suriye’nin en kuzeydoğusunda Türkiye ve Irak sınırlarının da kesiştiği bölgede, Şırnak’ın Cizre ilçesine birkaç yüz metre uzaklıkta bulunuyor. Ayn Divar civarında Rus askerlerinin de bulunduğu biliniyor.ALİ ER: PROVOKATİF BİR ADIMCumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan emekli Tuğgeneral Ali Er, “Buraya kurulması planlanan üs bir sınır güvenlik üssü mü, eğitim üssü mü, istihbarat üssü mü bilemiyoruz. Fakat art arda olanları gördükçe bu son adımı ABD’nin, Türkiye’ye yönelik bir provokatif adımı olarak değerlendirebiliriz. Sanki ABD, etki odaklı harekât yaklaşımıyla Türkiye’yi köşeye sıkıştırma odaklı hareket ediyor” dedi. Bölgedeki üs planlamasının arkasında ABD’nin Suriye’deki kuvvetlerinden sorumlu Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) olduğunu belirten Er, “Biden yönetiminin göreve başlar başlamaz Ortadoğu’da bu ölçüde taktik seviyede adımlar atmaya dönük kararlar aldığını düşünmüyorum. Bu, Trump döneminde alınıp bugüne kadar belki askıda tutulan kararın bu geçiş sürecinde oldubittiye getirilmesi gibi duruyor. Çünkü bu kararın alınması için şu an bir askeri gerekçe göremiyorum, bu adım siyasi bir adımdır. Bu kararın arkasında politikacılardan çok CENTCOM ve Pentagon’un olduğunu düşünüyorum, çünkü bu normal bir şey değil” diye konuştu.Ayn Divar bölgesine kurulacak üssün IŞİD’le mücadele gibi bir gerekçesinin olamayacağını, bölgede IŞİD varlığı bulunmadığını da söyleyen Er, “Bu bölge, Irak-Suriye bağlantısını sağlayan yola çok yakın bir bölgedir. Buraya kurulacak bir üs, ABD’nin Türkiye’ye ‘Bu bölgede YPG’ye yönelik bir şeyler yapmayı planlıyorsan bunu yapma’ mesajı olur. Dolayısıyla böyle bir üs askeri olmaktan çok siyasi bir mesaj içerir. Türkiye sınırının dibine kalıcı bir üs kurulmasının askeri tek amacı, Türkiye’yi bu bölgede yapılabilecek olası bir harekâttan caydırmak olabilir” değerlendirmesini yaptı.ABD’nin bu adımlarının NATO müttefikliği hukuku uyarınca da “kabul edilebilir” olmadığını, NATO anlaşmasının, müttefiklerin “işbirliği ve eşgüdüm” içinde hareket etmesini öngördüğünü anlatan Er, “ABD, Ortadoğu’da NATO şapkasıyla değil, ABD’nin müstakil emperyalist yaşam alanı gözüyle hareket ediyor. ABD, YPG’yi Rusya’nın Suriye’de Esad’la almış olduğu durum üstünlüğünü dengelemek için bir araç olarak kullanıyor, bunu kendileri söylüyorlar. Ancak bu durum, Türkiye’nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturmaktadır. Burada çıkarlar çatışıyor. ABD’nin PKK/YPG terör örgütüne yönelik tutumunu Türkiye’nin kabul etmesi mümkün değil. Şu anda bu adımları boksörlerin maçta birbirlerini yoklama yumrukları gibi görüyorum. Biden’ın iç politikadaki stratejik adımlarını planladıktan sonra sıra Ortadoğu’ya gelince Türkiye’yle de tüm bu meseleler müzakere edilecektir” dedi.‘KARŞI ÇIKILMALIYDI’Er, bu hafta yapılan NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda, NATO’nun Irak’taki varlığını artırma kararı aldığına dikkat çekerek “NATO’nun Irak’taki gücünü artırma kararı aldığı ve bu karara Türkiye’nin karşı çıkmadığı bir konjonktürde ABD sınıra da üs koyar, YPG’yi de destekler. Türkiye’nin PKK ile mücadelesi sürerken Irak’taki NATO güçlerinin 4-5 bine çıkmasına karşı çıkması gerekirdi. Türkiye, maalesef stratejik bir oyun planı kurmadan müstakil olaylara müstakil cevaplar vererek dar bir alana sıkıştırılıyor” ifadelerini kullandı.ÖZÜLKER: RUSLAR DA KURACAKEmekli Büyükelçi Uluç Özülker konuyla ilgili Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede Ayn Divar bölgesinde hem ABD’nin hem de Rusya’nın üs kurma planlarının olduğu yönündeki haberlere dikkat çekerek “Rusların da ABD ile anlaştığı ve o bölgede Rusların da üs kurmaya hazırlandığı yönünde haberler geliyor. Sadece ABD değil, Rusların da o bölgeye yönelik adımlar planladığı yönünde teyide muhtaç bilgiler var” dedi.Türkiye ile ABD arasında Suriye’de YPG’ye verilen destek, S-400 ve F-35’ler meselesi, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in iadesi, Doğu Akdeniz’de Yunanistan’a artan destek, Halkbank davası gibi maddeleri olan “sorunlar yumağı” bulunduğunu belirten Özülker, “Türkiye ile ABD arasında bütün bu sorunlar varken oraya bir üs kurulması, tüm bu sorunlar yumağına bir yenisinin eklenmesi olacak. Orada bir üs kurmanın ne anlamı olduğu, nasıl bir işe yarayacağı da belli değildir. Bu adım, ABD’nin, Türkiye’nin hassasiyetlerini anlama noktasında olmadığını gösteriyor” diye konuştu.Özülker, Türkiye-ABD ve Türkiye-AB arasında sorunların çözümü için çeşitli seviyelerde görüşmelerin süreceğini belirterek “Türkiye’ye karşı mart ayında yapılacak toplantıda AB’nin yeni açılımlarda bulunabileceğine dair bazı işaretler var. ABD tarafında henüz böyle bir işaret göremiyoruz. Fakat sorunların aşılması için çözüm arayışları olacaktır. Türkiye’nin geri adım atamayacağı birçok mesele var, fakat bazı sorunların çözümü için arayışlar da mevcut. Akar’ın ‘Girit formülü’nü ortaya atması da bu kapsamda düşünülebilir. Sorunların çözümü için ABD’nin de belli noktalarda geri adım atması gerekiyor. Fakat bu tabloda bu üs ne işe yarayacak, ne anlamı var soruları ortada durmaktadır” ifadelerini kullandı.SURİYE’DEKİ ABD ÜSLERİABD’nin Suriye’de terör örgütü PKK’nin Suriye kolu YPG’nin de içinde yer aldığı SDG kontrolündeki Rakka, Deyrizor ve Haseke illerinde birçok askeri nokta ve üssü bulunuyor. Türkiye’nin Tel Abyad ve Resulayn bölgesinde YPG hedeflerine yönelik Ekim 2019’da düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı esnasında ABD, bir kısmı Türkiye sınırına yakın noktada bulunan 16 üs ve askeri noktasından çekilmiş, harekâtın ardından bu üslerin bir kısmına geri dönmüştü. Halen Suriye’de çoğunluğu Deyrizor’daki petrol sahalarına yakın bölgede olmak üzere 11 ayrı noktada sayıları 600 civarında olduğu tahmin edilen ABD askerleri bulunuyor. Kurulması durumunda Ayn Divar bölgesindeki üs, Türkiye sınırına en yakın konumdaki üs olacak.RUSYA: S-400’DE ARA YOKRus devlet silah ihracat şirketi Rosoboronexport’un Başkanı Aleksandr Miheyev, “S-400 sevkıyatına ilişkin görüşmelere ara verilmesi gibi bir durum yok” açıklamasını yaptı. Sputnik’in haberine göre, Rusya Federal Askeri ve Teknik İşbirliği Servisi (FSVTS) Başkanı Dmitriy Şugayev, Türkiye’ye ek S-400 sevkiyatı konusundaki görüşmelerde ileri bir safhada olduklarını ancak henüz anlaşma imzalamadıklarını belirtmişti. Hüseyin HayatseverKatar ile Türkiye arasında yapılan anlaşmanın ayrıntılarıhâlâaçıklanmadı
Katar ile Türkiye arasında yapılan anlaşmanın ayrıntıları hâlâ açıklanmadı Katar sermayesi tarafından Türkiye’ye yapılan ve tartışma yaratan yatırımların ardından Türkiye’nin yüzünü Katar’a döndüğü ortaya çıktı. 26 Kasım’da Ankara’da 2014 yılında tesis edilen “Yüksek Stratejik Komite (YSK) mekanizması”nın altıncı görüşmesi yapılmış Borsa İstanbul’un yüzde 10’unun, İstinyePark ve Antalya Liman İşletmeleri’nin Katar’a devredilmesi gibi 10 farklı anlaşmanın imzalandığı belirtilmişti.CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, TBMM Başkanlığı’na verdiği önerge ile anlaşmaların içeriğine dair ayrıntıları sordu. Ticaret Bakanlığı tarafından “Söz konusu mutabakat zaptı kapsamında, iki ülke serbest bölgelerinin tanıtımı amacıyla birlikte etkinlikler düzenlenmesi ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilmesi planlandığı” ifade edilen yanıtta bu sayede iki ülke ve ülke firmalarının ticari faaliyetlerinin geliştirilmesinin amaçlandığı anlatıldı. Yanıtta “Katarlı firmaların ülkemizdeki serbest bölgelere yapacağı muhtemel yatırımlar, ülkemize yabancı sermaye girişinin artışını sağlayacaktır” denildi.BAKANLIĞA DA SORDUYanıtta deklarasyon ile de iki ülkenin kurumları, teşebbüsleri ve ekonomik operatörleri arasında doğrudan temasların geliştirilmesine yönelik işbirliği sağlanmasının hedeflendiği kaydedildi. Bakanlık anlaşmanın ayrıntıları içinse alanın özelleştirme kapsamında bir alan olması nedeniyle bilgilerin Hazine ve Maliye Bakanlığı’na sorulmasını istedi. Karaca ilgili bakanlığa da soru önergesi verdi.KARACA: GÖRMEZDEN GELDİLERGazetemize konuşan Karaca “Kamuoyunda daha önce bilinenler dışında hiçbir ciddi ve ayrıntılı talebimize yanıt vermiyorlar. Verilen yanıtlara baktığımızda da bundan sonraki sosyal, ekonomik ve toplumsal her türlü işbirliğini Katar’la yapacağız gibi bir sonuç çıkıyor. İşbirliği, ortaklıklar kurulacak. Kurullar oluşturulacak. Bu kurullara kimlerin ve hangi kritere göre görevlendirileceğine ilişkin sorularıma hiç yanıt vermediler. Görmezden geldiler” dedi. Hazal OcakTTB’nin raporuna göre randevu sistemi aşılamayıgeciktiriyor
TTB’nin raporuna göre randevu sistemi aşılamayı geciktiriyor Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) salgının 11. ayı raporunda, randevu sisteminin aşılamayı yavaşlattığı belirtildi. Neden olarak da 60 yaş üstü yurttaşların internet kullanamaması, telefonların meşgul olması, teknik aksaklıklar ve coğrafi koşullar gösterildi. Rapora göre acil en az 110 milyon dozluk aşı gerekiyor. Türk Tabipleri Birliği’nin 11. ay değerlendirme raporunda, “randevu sisteminin aşılamayı hem yavaşlattığı hem de geciktirdiği” vurgulandı. Türkiye’nin toplum bağışıklığı için 110 milyon dozluk aşı gereksiniminin karşılanması gerektiği vurgulanan raporda, “Aşıla” adlı mobil uygulamada da yaşanan teknik sorunlar nedeniyle bu sistemin “bazen aşıların yapılamamasına neden olduğu” kaydedildi.- Toplumun önemli bir kısmı kamu hastanelerinden randevu alamadığı ve bulaş korkusuyla gitmek istemediği için aile sağlığı merkezlerine rağbet etmekte. Aylık rutin 170 aşılaması olan ASM’lerde personel eksikliğinin giderilmediği birimlerde rutin hizmetlere ek Covid-19 aşılamasının yapılması olanaksız. - İklim koşullarının zorlu olduğu Hakkâri gibi illerde ve merkezlere uzak ASM’lerde aşıya ulaşım daha zor oldu. - Randevu sistemi, aşılamayı hem yavaşlattı hem geciktirdi. Aşı randevusunu telefondan almak isteyen hastaların hat meşguliyeti ile karşılaşması, MHRS’nin bazı bölgelerde işlevli olmaması, 60 yaş üstünün internet kullanımında zorlanması gibi sorunlar nedeniyle aile hekimlerinin özel telefonlarından randevuya zorlandığı belirtildi. cumhuriyet.com.tr