Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Thursday, 08.21.2025, 11:36 PM (GMT)

News - Haberler

Öztrak'tan iktidara zor soru

Öztrak'tan iktidara zor soru Nevşehir'de konuşan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Bankası rezervleri ile ilgili tartışmaya değindi ve '90 milyar dolar rezervimiz var' açıklamasıyla ilgili "Bugün mevduat karşılık oranlarını neden 2 puan birden arttırdınız? Neden bugün ben yüzde 17 ile dünyanın en yüksek 10. faizini ödüyorum?" diye sordu ve ekledi: 'Faiz mi enflasyonu belirler enflasyon mu faizi belirler gibi hangi ilişkinin nasıl olduğu belli olan bir iddia yüzünden 128 milyar dolarımız nereye gitti?' CHP Ekonomi Masası Heyeti Nevşehir'e gelerek esnaf, sanayici ve ticaret örgütlerinin temsilcileri ile bir araya geldi. Nevşehir’de ekonomi dünyasının temsilcilerine bir sunum yapan CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:MİLLETİ KUCAKLAYAN CUMHURBAŞKANI AÇIĞI VAR“Tek adam vesayet rejimi dediğimiz rejim üzerinde durmak istiyorum. 2014 yılında seçimle ilk defa Cumhurbaşkanı işbaşına geldi.Şunu söyledi: Ben sizin alıştığınız gibi bir Cumhurbaşkanı olmayacağım. O günden itibaren yalpalamalar başladı.Özellikle iş aleminden ben bunu çok duydum. ‘Derdimizi kime anlatacağız?’ Dert anlatma seviyesi giderek en üst seviyeye çıktı.Bakana dert anlatıyorsunuz bakan çözemiyor. Eskiden genel müdür çözerdi şimdi Cumhurbaşkanı’na kadar gitmeden meseleler çözülmüyor. Bu ‘tek adam parti devleti’ dediğimiz sistem devreye girdi. İlk seçim yapıldı.Bu seçim yapılmadan şöyle bir vaat vardı: ‘Verin kardeşinize yetkiyi faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.’ Gördük. Bugün Türkiye’nin cari açık sorunu var, bütçe açığı problemi var ama hepsinden önemlisi Türkiye’nin milleti kucaklayan bir Cumhurbaşkanı açığı var.2023 HEDEFLERİNİN YARISINI BİLE TUTTURAMAYACAĞIZ2011 yılında TOBB’un da katılımıyla 2023 hedefleri açıklanmıştı. Güzel de filmler yapılmıştı. O zaman biz de demiştik ki bu hedefler hayal değil. Türkiye’nin potansiyeli bu hedefleri gerçekleştirmeye müsait. Hatta bu hedefler parti olarak bize göre düşük. Ama öyle görünüyor ki bugün gelinen noktada o hedeflerin yarısını bile tutturamayacağız.GELİR ADİL PAYLAŞILMIYORBir başka önemli sorunumuz gelirimiz. Artmıyor, artmadığı gibi adil de paylaşamıyoruz. Türkiye ilk defa açlığı konuşuyor. Dünya diyor zaten: Bu salgın bizim gördüğümüz dünya savaşlarından, şundan bundan, hepsinden kötü diyor. Biz bu salgına yakalanırken bir de bizim elimizde devlet krizimiz ve ekonomik krizimiz vardı. Bizim yaşadığımız hepsinden kötü.Okulları açacağız diyorlar, resmi okullar haftada 2 gün yüz yüze eğitim yapacakmış özel okullar 5 gün. Özel okuldan mezun olacak çocukla devlet okulundan mezun olacak çocuk arasındaki fırsat eşitliği nerde kaldı? Salgını biz çok kötü yönettik ve milleti canıyla cüzdanı arasına sıkıştırdık.128 MİLYAR DOLAR BUHAR OLDUGeçenlerde beni turizmciler ziyaret etmişti. Dediler ki bu sene arı yoktu çiçek vardı bal yapamadık ama önümüzdeki yıllarda arılar olacak, çiçek olmayacak yine bal yapamayacağız. Oraya doğru gidiyoruz.Seyahat acentası yoksa, iş adamı yoksa, esnaf yoksa, çiftçi yoksa biz nasıl üretim yapacağız? Faiz mi enflasyonu belirler enflasyon mu faizi belirler gibi aslında ekonomi literatüründe olmayan hangi ilişkinin nasıl olduğu belli olan bir iddia yüzünden 128 milyar dolarımız buhar oldu gitti.Bu 128 milyar dolar nereye gitti? Herhalde Nevşehirli iş adamlarımıza gitmedi. Nevşehirli esnafımıza da gitmedi, çiftçinin cebine de gitmedi. Har vurduk harman savurduk. Bir kere bu 128 milyar dolar Türkiye’de uygulanan serbest döviz kuru çerçevesinde satılmadı.Kullanılmaması gereken arka kapı yöntemleri kullanıldı. Bundan kim faydalandı bunu görmemiz lazım. Merkez Bankası rezervi eksi 60 milyar olmuş yani Merkez Bankası’na borç verenler ‘şu borcumu ver’ dediğinde bizim Merkez Bankası’nda o borcun tamamını ödeyecek paramız yok.Hani 5 cent’e muhtaç olduk diyorlar ya, işte o durumdayız. 90 milyar rezervimiz varsa bugün mevduat karşılık oranlarını neden 2 puan birden arttırdınız? Neden bugün ben yüzde 17 ile dünyanın en yüksek 10. faizini ödüyorum? Bu kötü yönetim Türkiye’yi faizle değersiz Türk lirası arasına sıkıştırmıştır.YENİ KURALLARA İHTİYAÇ VARBu arada Nevşehirli patates üreticilerine bir müjdemiz var. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Albayrak, buradan 250 ton patates alacağı ile ilgili taahhüdünü sizlere bildirmemizi istedi. Ziraat Odası Başkanıma bildiriyorum.Ben gübre fiyatında böyle bir artış görmedim. Eskiden bizim Zirai Donatım Kurumumuz vardı, gübre ucuz olduğu dönem gübreyi stoklardı ondan sonra çiftçiye aynı fiyattan satardı.Şimdi bıraktık piyasaya, Tarım Kredi Kooperatiflerinin elinde gübre fabrikaları var ama onlar da piyasaya uymuş vaziyette çiftçiye bindirdikçe bindiriyor. Bu gübre fiyatıyla, bu yem fiyatıyla ne hayvancılık olur ne çiftçilik olur. Türkiye’nin içine düştüğü bu buhrandan çıkabilmesi için yeni kurallara, güvene, yeni kurumlara ve yeni kadrolara ihtiyacı var." cumhuriyet.com.tr

Ünlütablodaki gizemli mesajın sırrıçözüldü

Ünlü tablodaki gizemli mesajın sırrı çözüldü Ünlü "Çığlık" tablosunun bir köşesinde bulunan ve kurşun kalemle yazılmış olan yazının sırrı ortaya çıktı. "Scream" - ÇığlıkNorveç Ulusal Müzesi tarafından gerçekleştirilen yeni taramalar, Edvard Munch'ın "The Scream" (Çığlık) adlı tablosundaki gizli mesajın sanatçının kendisi tarafından yazıldığını doğruladı.1893 yılında "Der Schrei der Natur" (The Scream of Nature – Doğanın Çığlığı) adı ile çizilen ve acı içinde gibi gözüken bir adamın çığlığını içeren resim, Dünya'daki en bilinen tablolardan biri. Munch bu resmin ilhamı geldiğinde bir yürüyüşteydi ve havada, muhtemelen Krakatoa'nın patlamasından kaynaklı, canlı kırmızı ışıklar gördü. Ressam, resim hakkına yaptığı bir konuşmada "iki arkadaşımla bir patikada yürüyordum – güneş batıyordu – aniden gökyüzü kan kırmızısına döndü – yorgun hissederek duraksadım ve çite yaslandım – mavi-siyah fjord ve şehrin üzerinde kan ve alevden diller vardı. Arkadaşlarım yürümeye devam etti ve ben orada kaygı ile titreyerek kaldım – ve doğadan sonsuz bir çığlığın geçtiğini hissettim."Resmin sol üst köşesinde, resim bittikten sonra kurşun kalemle yazılmış ufak bir mesaj bulunuyor ve bu mesajda "Sadece çılgın bir adam tarafından çizilebilirdi" yazıyor.Müzede 2022 yılında yapılacak bir gösterim öncesi resim, bu yazıyı kimin bıraktığını belirlemek için kızılötesi teknoloji ile analiz edildi. Daha önce geçen yıllar içerisinde bu yazının bir vandalizim örneği olarak, sanata saygısı olmayan biri tarafından yazıldığı önerilmişti. Sanatçının notları ile yapılan karşılaştırma sonucundaysa, yazıyı yazanın kendisi olduğu doğrulanmış oldu.Ulusal Müze küratörü Mai Britt Guleng'in yaptığı bir açıklamada söylediğine göre yazı şüphesiz bir şekilde Munch'ın kendi yazısı. Hem el yazısının yazılma şekli, hem de Munch'ın Norveç'te resmi ilk defa gösterdiği 1895'te gerçekleşen olaylar aynı yöne işaret ediyor. Müze, bu yazının muhtemelen resmin Kristiania'da (daha sonra Oslo) ilk defa gösterilmesinin ardından yazıldığını düşünüyor. O sergi sırasında insanlar Munch'ın zihin sağlığından şüphe etmeye başlamışlardı ve hatta bir tıp öğrencisi olan Johan Scharffenberg, Munch'ın resimlerinin akıl sağlığının yerinde olmadığının kanıtı olduğunu söylemişti. Bu mesajın, ressam tarafından, kendisi için söylenenlerle dalga geçmek için yazdığı değerlendiriliyor.Kaynak: CHIP Online cumhuriyet.com.tr

UluslararasıİlaçÜreticileri ve Dernekleri Federasyonu açıkladı: Aşısevkiyatında Türkiye kaçıncısırada yer aldı?

Uluslararası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu açıkladı: Aşı sevkiyatında Türkiye kaçıncı sırada yer aldı? Uluslararası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu Başkanı Thomas Cueni tarafından açıklanan verilere göre, ABD'li Pfizer ve Alman Biontech ortaklığında geliştirilen aşı, dünyada en fazla sevkiyatı yapılan aşı olurken dünyada yapılan aşı sevkiyatının ilk 3 sırasında ABD, Çin ve Avrupa Birliği yer aldı. IFPMA tarafından açıklanan verilere göre dünyada aşı sevkiyatı gerçekleştiren ülkelerin sıralaması belli oldu. En fazla aşı sevkiyatının Covid-19'dan en ağır şekilde etkilenen ülkelere yapıldığını belirten Cueni, küresel sevkiyatın yüzde 26'lık bölümünün Amerika Birleşik Devletleri'ne yapıldığını, ABD'yi yüzde 14,7 ile Çin ve yüzde 12,6 ile AB'nin izlediğini kaydetti.Cueni'nin paylaştığı verilere göre ABD, Çin ve AB'yi yüzde 5,8'erlik oranla Endonezya ve İngiltere izledi. Türkiye ise dünyada en fazla doz sevk edilen ülkeler arasında Hindistan ve Brezilya'nın ardından sekizinci sırada yer aldı. Türkiye'nin hemen arkasında ise Rusya, İsrail ve Fas bulunuyor.Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de 23 Şubat 2021 itibarıyla toplam 7 milyon 448 bin 808 kişi aşılandı. 6 milyon 231 bin 134 kişi ilk doz, 1 milyon 217 bin 674 kişi ise ikinci doz aşısını oldu.SİNOVAC KÜRESEL SEVKİYATI YÜZDE 46 ARTIRDIDW Türkçe'nin haberine göre, Türkiye'nin de anlaşmalı olduğu Çin menşeili Sinovac şirketi de geçen hafta küresel sevkiyatı yüzde 46 artırarak 74,4 milyon doza yükseltti. İngiltere-İsveç ortaklığındaki AstraZeneca aşısının sevkiyatı ise aynı zaman diliminde yüzde 22 artırılarak 55 milyon doza ulaştı. ABD'li Moderna şirketinin aşısından ise yüzde 10'luk artışla yaklaşık 50 milyon dozluk sevkiyat yapıldı. Çinli diğer aşı üreticisi Sinopharm'ın sevkiyatı yüzde 286'lık artışla 30 milyon doza yükselirken, Rus Sputnik V aşısının haftalık sevkiyatı 8,3 milyon dozda kaldı.IFPMA Başkanı, düşük ve orta gelirli ülkelerin sevkiyatlarda gerilerde kaldığı düşüncesinin doğruyu yansıtmadığını belirterek Hindistan, Brezilya ve Türkiye, Rusya, İsrail ve Fas'ı örnek gösterdi. cumhuriyet.com.tr

'Kraliçe Elizabeth, Harry ve Meghan'ın yerini kimin alacağına karar verdi'

'Kraliçe Elizabeth, Harry ve Meghan'ın yerini kimin alacağına karar verdi' Kraliçe Elizabeth'in Prens Harry ve Meghan Markle'ın Kraliyet görevlerinden ayrılmasının ardından çiftin boşalan görevlerinin yerine kimleri getireceğine "uzun zaman önce" karar verdiği öne sürüldü. Page Six'in haberine göre 94 yaşındaki Kraliçe'nin yakında Kraliyet ailesinden kimlerin Harry ve Meghan çiftinin bıraktığı boşlukları dolduracağını belirlemesi bekleniyor. Cuma Sussex Dükü ve Düşesi'nin resmen Kraliyet görevlerini bıraktığı açıklanmıştı.Independent Türkçe'nin aktardığına göre, Kraliyet ailesine yakın bir kaynak şu ifadeleri kullandı:Tehlike belirdiğinde, Dük ve Düşes'in geri dönmeye ve ekibin bir parçası olmaya niyetlerinin olmadığı açıktı ve Kraliçe uzun zaman önce boşaltacakları görevler için tercih ettiği adaylara dair kararını verdi.İkinci çocuklarını bekleyen 36 yaşındaki Harry ve 39 yaşındaki Meghan'ın Kraliyet Deniz Piyadeleri'nde, Kraliyet Ulusal Tiyatrosu'nda, İngiliz Milletler Topluluğu Üniversiteleri Birliği'nde, Rugby Futbol Federasyonu'nda bir dizi görevi bulunuyordu. Prenses Anne'in, Harry'nin Kraliyet Deniz Piyadeleri'ndeki başkomutanlık unvanını alması beklenirken Wessex Kontesi Sophie'nin Meghan'ın Kraliyet Ulusal Tiyatrosu'ndaki hamiliğini devralabileceği belirtiliyor. Kısa süre önce Prens William'a yakın kaynaklar Cambridge Dükü'nün, kardeşi Prens Harry'nin büyükannesi Kraliçe Elizabeth'e takındığı "aşağılayıcı ve saygısız" tavır nedeniyle gerçekten "üzüldüğünü ve şoke olduğunu" öne sürmüştü.Kraliçe adına yapılan açıklamada çiftin Kraliyet'ten ayrılmasının ardından "kamu hizmetinin getirdiği sorumluluk ve görevlere devam etmenin mümkün olmadığı" belirtilmişti. Öte yandan Harry ve Meghan çifti yaptıkları açıklamada resmi rollerinden bağımsız olarak Birleşik Krallık'a ve dünyaya hizmet etmeye devam edeceklerini belirtmişti. Çift, "Hepimiz hizmet hayatı yaşayabiliriz, hizmet evrenseldir" demişti. cumhuriyet.com.tr

Oğlunu maganda kurşunu ile kaybeden BülentÇavuş, 6 senedir katilin peşinde

Oğlunu maganda kurşunu ile kaybeden Bülent Çavuş, 6 senedir katilin peşinde Gazeteci Bülent Çavuş, 2015’de maganda kurşunu ile vurulan ve uzun tedavilerin ardından 2017’de yitirdiği oğlu Ahmet Emre Çavuş'un ölümüyle ilgili bir kez daha adalet çağrısı yaptı. "Ülkede ne kadar duyarlı insan varsa her zaman sesimizi duydular. Bir tek devlet bizi duymadı" diyen Çavuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere devlet görevlilerine bu işin üstüne gidilmesi çağrısı yaptı. Gazeteci Bülent Çavuş'un oğlu Ahmet Emre Çavuş, İstanbul'un Sultangazi ilçesindeki Gazi Mahallesi’nde 2 Ağustos 2015 akşamı, arkadaşlarıyla yolda yürüdüğü sırada nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla boynundan yaralandı.KRT'nin haberine göre; omuriliğinin zedelenerek, vücudunun yüzde 99’unun felç kalmasına neden olan olay gerçekleştiğinde, henüz 17 yaşındaydı. Tabancadan çıkan kurşunla vurulmasının ardından ilk 7 ayı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yoğun bakım ünitesinde olmak üzere 2 yıl tedavi gören Çavuş, 13 Ağustos 2017’de de hayatını kaybetti."HERKES DUYDU, DEVLET DUYMADI"“50 kuruşluk kurşunla gencecik evladımız gitti. Çocuğumuzu vuran 5 yıldır bulunamadı. Tek dileğimiz suçlunun bulunması” diyen Çavuş, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü başta olmak üzere devlet görevlilerine bu işin üstüne gidilmesi çağrısı yaptı.Çavuş ailesinin, oğulları Ahmet Emre'yi vurup, önce felç kalmasına sonra da ölümüne neden olan kişi ya da kişilerin kim olduğuna ilişkin sorusu, 5 yıldır yanıt bulamıyor.Baba Bülent Çavuş ‘’Ülkede ne kadar duyarlı insan varsa her zaman sesimizi duydular. Bir tek devlet bizi duymadı. 5 yıldır her yaptığım açıklamada İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’ya sordum; 'Oğlum Ahmet Emre’yi kim vurdu?, Oğlumun katili kim?' dedim Ama bizi duymadı. Bizim tek isteğimiz var. Devlet baba bizi de duysun yeter artık.”"TERÖRLE MÜCADELE EDİYORUZ AMA..."Acılı baba, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Oğlumun mezarına onun neden öldüğünü yazdım. İnsanlar bu çocuk neden ölmüş görsün diye oğlumun kabrine iki tabela koydum. Girenler o yazıyı okuyup, dua edip, ondan sonra yakınlarının mezarına gidiyor. Asker uğurlamaları oluyor mesela. Çok korkuyorum birine bir şey olacak diye. Yoğun bakımlarda aylarca, hastanelerde 2 yıl uğraştık. Oğlum önce felç geçirdi, 2 yıl çekti, sonra da vefat etti. Terörle mücadele ediyoruz ama sokaktaki magandayla edemiyoruz. Bireysel silahlanmanın önüne geçmek şart.”Başka ailelerin de kendilerinin çektiği acıyı yaşamaması adına girişimde bulunan Çavuş ailesi, geçtiğimiz yıl bireysel silahsızlanma için ‘Bireysel Silahlanmaya Hayır Platformu’nu kurdu. Pek çok ismin de desteğiyle özellikle sosyal medyada etkisini göstermeye başlayan platforma ilişkin konuşan Bülent Çavuş, cinayet oranlarının düşürülmesi için silahlanmaya karşı yasa çıkarılmasının şart olduğu görüşünde.“BİREYSEL SİLAHLANMA ÇOK FAZLA ARTTI”Türkiye’deki bireysel silahlanma artışına dikkat çeken Çavuş, “Bayramda plastik silah hediye alınan çocuk, büyüdükçe gerçeğine hevesleniyor. Resmi olmayan rakamlara göre Türkiye’de 21 milyonu aşkın silah var. Her gün cinayet haberleri, kadın cinayetleri... Tüm bunların ana teması, bireysel silahlanma. Böyle devam ederse, cinayet de maganda kurşunu da bitmez!” dedi.UMUTLAR TÜKENMEYE BAŞLADIOğlunu vuran kişinin 5 yıldır bulunamaması karşısında umudunu yitirmeye başladığını belirten Zeynep Çavuş ise evladının acısını bir gün bile akıllarından çıkmadığını anlattı. Acılı anne, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:  “Ben 41 yaşında evlat acısı yaşadım. Vurulduğu günden itibaren 2 yıl evine gelemedi oğlum. Nasıl bir dünyada yaşıyoruz ki, oğlumun katili 5 yıldır bulunamadı? Evladın ölünce her doğum gününde, her mezara gittiğinde aynı şeyi yaşıyorsun. Tek dileğim, oğluma bunu yapanın cezasını çekmesi. Oğlum mezarında rahat uyusun. 19 yaşında toprağın altında yatırıp, sorumlusunu bulamadıkları için bu dünyadaki adalete güvenmiyorum. İlahî adalete sığındım. Sorumlunun yargılanmasını, cezasını çekmesini istiyorum." cumhuriyet.com.tr

Covid-19’u yenen her beşkişiden biri 6 aydan daha uzun süreli saçdökülmesi yaşıyor

Covid-19’u yenen her beş kişiden biri 6 aydan daha uzun süreli saç dökülmesi yaşıyor Yeni tip koronavirüs pandemisi nedeniyle tüm dünyada vaka sayısı 113 milyona yaklaşırken Covid-19’un uzun süreli etkileri ortaya çıkmaya devam ediyor. Çin’de yapılan yeni bir araştırma, Covid-19’u yenen ortalama her 5 kişiden birinin 6 aydan daha uzun süren saç dökülme problemi yaşadığını ortaya koydu. Çin’de yapılan yeni bir araştırma, koronavirüs salgının ortaya çıktığı Wuhan kentinde Covid-19 nedeniyle hastaneye kaldırılan bin 655 kişiye baktı. Bilim insanları bu hastalardan 359’unun (yüzde 22) altı ayın ardından saç dökülmesi problemi yaşamaya devam ettiğini bildirdi. SAÇ DÖKÜLMESİNİN 6 AYDAN FAZLA SÜRMESİ CİDDİ BİR PROBLEME İŞARET EDEBİLİRBulguları The Lancet dergisinde yayımlanan çalışmanın yazarları saç dökülmesinin stres verici olayların ardından çıkan normal bir psikolojik reaksiyon olduğunu ve kısa bir süre sonra ortadan kaybolduğunu belirtti. Ancak, araştırmacılar 6 aydan daha uzun süren saç dökülmesinin endişe verici olabileceğini ve bunun Covid-19’un alopecia (yama şeklinde saçlardaki açıklık) gibi ciddi durumlara neden olduğunun kanıtı olduğunu ifade etti. Çalışma kapsamında, Wuhan’daki Jin Yin-tan hastanesinde 7 Ocak ile 29 Mayıs arasında taburcu edilen Covid-19 hastaları altı ay boyunca takip edildi. Bu süreç içerisinde hastalara yaşadıkları semptomlarla ilgili sorular soruldu, düzenli olarak kan tahlili yapıldı ve çeşitli fiziksel muayeneler gerçekleştirildi.Araştırmacılar, Covid-19’u yenenlerin çoğunlukla yorgunluk, kas zayıflığı, uykuya dalmada güçlük, anksiyete veya depresyon gibi durumlardan muzdarip olduğunu buldu. Ancak, saç dökülmesi de keşfettikleri ana semptomlardan biriydi. Sonuçlarda, incelenen kişilerin yüzde 63’ünün yorgunluk veya kas zayıflığı, yüzde 26’sının uykuya dalmada güçlük, yüzde 23’ünün anksiyete veya depresyon, yüzde 22’sinin ise saç dökülmesi yaşadığı görüldü. Çin Tıbbi Bilimler Akademisi araştırmacıları, “Çalışmamızın amacı, hastaneden taburcu olan Covid-19 hastalarının yaşadığı uzun dönemli sağlık sorunlarını açıklayabilmektir. Bildiğimiz kadarıyla, araştırmamazın şimdiye kadar Covid-19’u yanen  yetişkinliklerle yapılan en geniş zaman aralığına sahip çalışmadır” ifadelerini kullandı. Kaynak: NTV cumhuriyet.com.tr

İçişleri BakanıSoylu'ya hakaret eden kişi, "öfke kontrolü" seminerine katılmaşartıyla serbest bırakıldı

İçişleri Bakanı Soylu'ya hakaret eden kişi, "öfke kontrolü" seminerine katılma şartıyla serbest bırakıldı İçişleri Bakanı Soylu'ya hakaret eden kişi, "öfke kontrolü" seminerine katılma şartıyla serbest bırakıldı. Soylu daha önce, sosyal medya üzerinden annesine hakaret eden şahsın serbest bırakılmasına sosyal medya üzerinden tepki göstermiş, Soylu'nun sözlerine Adalet Bakanı'ndan cevap gelmişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sosyal paylaşım sitesi üzerinden hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan şüpheli, sevk edildiği hakimlikçe "İstanbul Anadolu Adliyesi Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün belirlediği yerde haftada en az bir kez olmak üzere öfke kontrolü semineri ve seanslarına katılma" şartıyla serbest bırakıldı.Alınan bilgiye göre, Facebook üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında hakaret içeren paylaşımlar yaptığı belirlenen şüpheli S.E., gözaltına alındı.Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheli, Anadolu Adalet Sarayı'na sevk edildi.Basın Suçları Soruşturma Bürosunca ifadesi alınan şüpheli, söz konusu paylaşımın yapıldığı hesabın kendisine ait olduğunu belirterek, hakaret içeren paylaşımı yapıp yapmadığını hatırlamadığını savundu.ÖZÜR DİLEDİGeçirdiği rahatsızlık nedeniyle psikiyatrik tedavi gördüğünü ve ilaç kullandığını, bu nedenle de gündelik hayatta öfkesini kontrol edemediğini dile getiren şüpheli S.E., paylaşımı nedeniyle İçişleri Bakanı Soylu'dan özür dilediğini aktardı. Şüpheli S.E., daha sonra "kamu görevlisine alenen hakaret" suçunu işlediği gerekçesiyle hakkında "öfke kontrolü seminer programına katılması" şartını içeren adli kontrol tedbiri uygulanması istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.Anadolu Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın talebini kabul ederek, şüpheli S.E.'nin, "İstanbul Anadolu Adliyesi Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün belirlediği yerde en az haftada bir olmak üzere öfke kontrolü semineri ve seanslarına katılma" ve "konutunu terk etmeme" şartlarını içeren adli kontrol hükümleri kapsamında serbest bırakılmasına karar verdi.DAHA ÖNCE TEPKİ GÖSTERMİŞTİSoylu, sosyal medyada annesi ile olan fotoğrafının altına küfür eden kişinin adli kontrol şartıyla serbest kaldığını belirterek tepki göstermişti. Soylu, "Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest" demişti. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Soylu'nun hemen ardından "Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz." açıklamasında bulundu.  AA

Fenerbahçe’de talihsiz sakatlık

Fenerbahçe’de talihsiz sakatlık Fenerbahçe Beko’dan Afyon Belediyesi’ne kiralanan İsmail Karabilen’in sağ ayak bileğinde kırık oluştu. Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı oyuncusu olan ve 2020-21 sezonunda kiralık olarak ING Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Afyon Belediyesi’nde forma giyen İsmail Karabilen, takım idmanında yaşadığı sakatlık sonucu sağ ayak bileğinde kırık oluştu. Karabilen bugün hastanede sakatlığı ile alakalı operasyon geçirecek. cumhuriyet.com.tr

Mutant virüs görülen Edirne’nin Beyendik ilçesi karantinaya alındı

Mutant virüs görülen Edirne’nin Beyendik ilçesi karantinaya alındı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Beyendik beldesi, mutant virüs vakası görülmesi üzerine karantinaya alındı. Belediye Başkanı Muhammet Örnek, "Bölgeye giriş çıkışlar kontrollü sağlanıyor. Vatandaşlar tedbirlere uygun davranıyor” dedi. Keşan İlçe Hıfzıssıhha Kurulu, şehre 11 kilometre uzaklıkta bulunan 2 bin 699 nüfuslu Beyendik beldesinde mutasyonlu koronavirüs vakalarının görülmesi üzerine karantina kararı aldı.Beldeye giriş-çıkışlar jandarma tarafından kontrollü sağlanırken, çevre köylerle bağlantı yolları setlerle kapatıldı. Belde de bakkal, manav, kasap ve fırınların açık olduğu, riskli vatandaşların ihtiyaçlarının ise vefa sosyal destek gruplarınca karşılandığı bildirildi.‘POZİTİF 20, TEMASLI İSE 70 KİŞİ SAPTANDI’Beyendik Belediye Başkanı Muhammet Örnek, geçen dönem beldede vaka sayısının sıfıra indiğini ancak son 1 haftada mutasyonlu virüsün görülmesiyle vaka sayısında artış kaydedildiğini ifade etti. Örnek, “Birden vaka sayıları yükseldi. Dün itibariyle 20’ye yakın pozitif vaka, 70’e yakın da temaslı vatandaşımız var. Bu temaslı vatandaşlar da birkaç gün sonra pozitife dönüyor. Vatandaşlarımız kısmı karantina kurallarına şu ana kadar uydu” dedi./Archive%5C2021%5C2%5C24%5C124651439-mutant-virus-gorulen-edirnenin-beyendik-ilcesi-karantinaya-alindi-_10.jpg‘KARANTİNANIN SÜRESİ BELLİ DEĞİL’Başkan Örnek, dün itibarıyla süresiz karantina uygulanmaya başlandığını vurgulayarak, “Giriş-çıkışlar kontrollü şekilde sağlanıyor. Mümkün olduğunca beldeye giriş çıkış yapılmamasına gayret ediliyor. Ani gelişen bir olay olduğu için vatandaşlarımız, dün kısa süreli bir mağduriyet yaşadı. Umarım en kısa zamanda normale döneriz. Belediye olarak elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Maske ve sosyal mesafe konusunda anonslarla sık sık uyarıyoruz. Vatandaşlarımız da tedbirli davranıyor. Daha önce böyle bir şeyle karşılaşılmadığı için herkes şaşkın. ‘Kısmı karantina ne zaman kaldırılır?’ Bunu şimdilik kimse bilmiyor” diye konuştu.Öte yandan karantina altında olan evlerdeki vatandaşların ihtiyaçları ise Vefa Sosyal Destek Grupları tarafından karşılanıyor. Beldede jandarma ekipleri denetimlerini arttırırken, Edirne Valiliği ve belediyeye bağlı ekipler, dezenfektan çalışmalarını sürdürüyor. DHA

MustafaŞentop: 33 fezleke Meclis'te

Mustafa Şentop: 33 fezleke Meclis'te TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “33 fezleke geldi, içinde HDP’lilerin fezlekeleri de var” açıklamasında bulundu. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “33 fezleke geldi, içinde HDP’lilerin fezlekeleri de var” açıklamasında bulundu.AYRINTILAR GELİYOR... cumhuriyet.com.tr

İki girişimci, balon balığınıderi sektöründe kullanmaya hazırlanıyor

İki girişimci, balon balığını deri sektöründe kullanmaya hazırlanıyor Antalya'da iki girişimci, hazırladıkları "Alanya Balon Balığı Araştırma ve Geliştirme Projesi" (ABAP) ile balon balığını deri sektöründe kullanmaya hazırlanıyor. /Archive/2021/2/24/124556096-balon-baligi.jpgGirişimci Taner Okan Acar ile Mehmet Özata, zehirli balon balığının derisinin çanta, kemer, ayakkabı sektöründe kullanılmasını sağlayacak ABAP'ı hazırladı.Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsünden yasal izinleri aldıktan sonra temin ettikleri balıkların derisini, bitkisel yöntemlerle tabaklayan iki girişimci, proje kapsamında, denizdeki biyolojik çeşitliliğe ve balıkçıların av malzemelerine zarar veren balon balıklarını ekonomiye kazandıracak.Acar ve Özata, balığın derisinden tasarlattırdıkları ayakkabı, cüzdan ve kemer örnekleriyle Türk Patent ve Marka Kurumundan Tasarım Tescil Belgesi almak için başvuru yaptı."İYİ BİR ENDÜSTRİYEL ÜRÜN HALİNE GELECEK"Girişimcilerden Acar, yaptığı açıklamada, yakaladıkları balon balıklarının derisinin elastik bir özelliğe sahip olduğunu görünce fikrin ortaya çıktığını söyledi.Balığın balıkçılar ve diğer deniz türlerine yaşattığı sıkıntıların artması ve çözüm önerilerinin ortaya çıkması üzerine iş arkadaşı Mehmet Özata ile harekete geçtiklerini aktaran Acar, "Balığın derisini deri sanayinde kullanılabilir hale getirdik. Normal derilerdeki işlemler bu balıklarda kullanılmıyor. Deforme ediyor. Bitkisel oluşturduğumuz formülle tabaklama yaptık." dedi.Mehmet Özata ise balon balığı derisinin sağlam olduğunu dile getirdi. Balığın deri desenin, parmak izi gibi farklı olması nedeniyle egzotik deri sınıfına girdiğini vurgulayan Özata, şunları kaydetti:"Projenin hayata geçirilmesiyle balon balığı, karasal av hayvanlarının yerine geçebilecek iyi bir endüstriyel ürün haline gelecek. İlk denemelerimizde bu deriden ayakkabı üretildi. Ayrıca kemer, cüzdan, çanta, pantolon, ceket olarak da rahatlıkla kullanılabiliyor. İstihdam alanı olarak iyi bir iş kapısı olacak, diye düşünüyoruz. Hem balığın çokluğundan hem de avlanabilir balıkları tükettiğinden, ciddi bir sıkıntı da sona erebilir.""DENİZLERİMİZDEKİ STOKLARININ AZALTILMASINDA BÜYÜK YARAR VAR"Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsü Balıkçılık Teknolojisi Yüksek Mühendisi Merve Karakuş da balon balıklarının, gıda dışı kullanımında katma değer yaratacak bir materyal olarak değerlendirilmesi çalışmalarında büyük bir aşama kaydedildiğini söyledi.Yasal süreçlerin ardından balon balıklarının derileri üzerinde işleme ve geliştirme çalışmalarını yapmak üzere iki girişimciyle iş birliğine gidildiğini aktaran Karakuş, "Çalışmalarda derilerin işlenebilir olduğu sonucuna varılmıştır. Besin olarak asla tüketilmemesi gereken ancak ekosistem üstündeki olumsuz etkisi nedeniyle denizlerimizdeki stoklarının azaltılmasında büyük yarar bulunan balon balıklarının, bu şekilde ekonomiye kazandırılabilecek olması sevindirici bir durum." diye konuştu.Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval ise balon balığını besin olarak tüketen canlı sayısının yok denecek kadar sınırlı olduğunu belirtti.Deval, "Balon balığının derisinin sanayide kullanım fikrinin uygulamaya geçmesi halinde, denizlerimizde bulunan stok miktarlarının öncelikle kontrol altına alınmasını ve ilerleyen süreçte azalmasını sağlayacaktır." ifadesini kullandı. AA

AKP kongresindeki yurttaş: "Erdoğan’ıgörünce kendimden geçiyorum"

AKP kongresindeki yurttaş: "Erdoğan’ı görünce kendimden geçiyorum" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a katıldığı AK Parti İzmir İl Kongresi'nde yüzüğünü öperek sevgisini gösteren Murat Kurt, "Recep Tayyip Erdoğan'ı, vefat eden babamın yerine koydum" diye konuştu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Halkapınar Spor Salonu'nda 22 Şubat Pazartesi günü düzenlenen AK Parti İzmir 7'nci Olağan İl Kongresi'nde vatandaşları selamladığı sırada Murat Kurt sevgisini, yüzüğünü öperek gösterdi. Murat Kurt, o anlarla ilgili DHA’ya açıklamada bulundu. Kurt, “Cumhurbaşkanımız bir önceki İzmir ziyaretinde Bilal Saygılı Cami'nin açılışını yaptı. Cumhurbaşkanını görmek için alana gittim. Karşımda görünce sevgimden ağladım. Bunu fark eden Cumhurbaşkanı, ‘ağlama, ağlama’ dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a o zaman atkı hediye ettim. Kendisi de karşılığında bu yüzüğü hediye etti. Sosyal medyada, yüzüğü öpüp sevgimi gösterdiğim anlar bazı kişiler tarafından çarpıtıldı. Beni ve sevgi gösterimi karaladılar. Zoruma gitti, üzüldüm. ‘Para karşılığı yaptığımı hatta zengin olduğum’ iddia edildi. Oysa asgari ücretle çalışan, 43 yıldır Bayraklı'da gecekonduda yaşayan, vatan, bayrak, ezan sevdalısı bir gariban vatandaşım. Yaşadığım yer belli, isteyen gelip görebilir. Biri epilepsi hastası iki çocuğum var. Annem, babam vefat etti. Bu dünyada hiç kimsemiz yok, bir tek rabbimiz var. Para, pul benim için ikinci planda. Trilyonları verseler, İzmir'in tamamının tapusunu verseler, para için bu şekilde sevgimi göstermem. Recep Tayyip Erdoğan'a 'baba' dedim. Allah onun ayağına taş değdirmesin” diye konuştu./Archive/2021/2/24/124216363-1.png“ERDOĞAN’IN RESMİNİ DÖVME YAPTIRDIM”Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sevgisini koluna yaptırdığı dövme ile gösterdiğini belirten Kurt, “Kendisini, Türkiye'ye hizmetlerinden dolayı çok seviyorum. Onu gördüğüm zaman duygulanıyorum, heyecanlanıyorum. Bu Allah tarafından geliyor. Allah, benim canımı alsın ona versin. İzmir'de manevi evladıyım. Yüzüğü hediye ettiği zaman; mutluluktan gece rüyalarıma girdi. Allah nasip etti, üç kere kendisiyle görüştüm. Beni seviyor, oğlu gibi görüyor. Koluma Recep Tayyip Erdoğan'ın resmini yaptırdım, dövme ile adını yazdırdım. İzmir'de 18 yıldır AK Parti için çalışıyorum" dedi.Aslen Mardinli olduğunu ancak 42 yıldır İzmir’de yaşadığını söyleyen temizlik görevlisi Murat Kurt, evinde Erdoğan'ın fotoğraflarının olduğu bir köşe bulunduğunu da belirtti. (DHA)




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter