News - Haberler
Apple bilgisayarlarıhedef alan gizemli bir zararlıyazılım bulundu
Apple'ın ürettiği 30 bin civarında Mac bilgisayara gizemli bir zararlı yazılım bulaştığı ortaya çıktı. Silver Sparrow (Gümüş Serçe) adlı yazılım 150'den fazla ülkedeki bilgisayarlarda tespit edildi. Güvenlik şirketi Red Canary'den uzmanların araştırmaları sonucu fark edilen yazılımın amacı henüz çözülemedi.Habere Gitmek için TıklayınMüzik onun hayatı...
Müzik onun hayatı... 15 yaşındaki Zelal Aktaş, dünya çapındaki yarışmalarda aldığı birincilikler sonrası Almanya ve ABD’de konser vermeye davet edildi. Genç piyanist Zelal Aktaş, 13 yaşında başladığı piyano eğitiminde iki yılın ardından geçen ay New York’ta çevrimiçi olarak düzenlenen Golden Classical Music Awards yarışmasında Rachmaninoff - “Elegie” yorumuyla birinci oldu. Bu birinciliğin ardından 2022’de dünyaca ünlü Carnegie Hall’da eserini seslendirmek üzere davet aldı. 15 yaşındaki Aktaş, ekim ayında da Almanya’da düzenlenen Grand Prize Virtuoso International Music yarışmasında da birincilik kazanmıştı. Aktaş’ın ağustos ayında Almanya Bonn Beethoven House’ta düzenlenecek olan gala konserinde sahneye çıkması bekleniyor.Geç başladığı piyanoda iki yıllık eğitimin ardından böyle önemli birincilikler kazanan Aktaş, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, Müzik Hazırlık Lisesi’nde burslu olarak okuyor. İlk öğretmeni Hacıbaba Adiloğlu, şimdi ise Oliver Jia’dan eğitim alıyor. “Müzik, kendimi bildim bileli hayatımdaydı” diyen Aktaş, daha 4-5 yaşlarındayken ablasının piyano derslerine katılıp anlamaya çalıştığını söylüyor. Aktaş, “Küçüklüğümden beri müzik dinlemeyi gerçekten çok seviyorum. O zamanlar müzik, benim için daha çok hobi gibiydi. 12-13 yaşıma geldiğim zaman ilerlemem gereken kariyerin bu olduğunu anladım. Başta, enstrümanım olan piyanoyu tek başıma anlamaya çalışıyordum. İlgim gitgide artınca müzisyen olan babam, annem piyanoya ve müziğe olan ilgimi fark ettiler. En kısa zamanda profesyonel bir eğitim almam için uğraştılar. 13 yaşımda ise profesyonel piyano eğitimime başlamış oldum” diyor.GEÇ BAŞLADI, AMA...Kendisi 13 yaşında piyanoya başlarken yaşıtlarından bazıları en az 10 yıldır piyano eğitimi alıyordu. Halen bunun zorluklarını yaşadığını söylüyor Aktaş: “Küçük yaşlarda başlayan sanatçılara oranla hata yapma ve alışamama şansım çok daha mümkün. Her ne kadar bazı şeyleri tecrübe ederek öğrenmem gerekse de bu yaşlarda bunu tecrübe etmem benim için çok daha zor oluyor.” Ancak kolay adapte olan birisi olduğu için bununla başa çıkabildiğini de dile getiriyor.GÜNDE 8 SAAT ÇALIŞMA Aktaş’ın iki senedir tüm hayatı müzik. Günde toplam 7-8 saatini çalışararak geçiriyor. Aktaş, “Genellikle günde 3-4 saatimi piyano çalışmakla, 1-2 saatimi müzik teorisi ve solfej çalışmakla ve 1-2 saatimi ise beste yapmakla geçiriyorum. Bu saatler dışında da yeni besteciler tanıyıp, yeni eserler keşfetmekle geçiriyorum” diyor.Bütün bu çalışmaların karşılığını birinciliklerle alması büyük bir moral ve motivasyon kaynağı olmuş Aktaş için. Hedefi de dünya çapında ünlü bir besteci ve konser piyanisti olmak.Yeni heyecanı Almanya ve New York’ta vereceği konserler. “Konserlerime şimdiden hazırlanıyorum” diyen genç sanatçı, “Benim gibi birçok sanatçının ülkemizi yurtdışında temsil etmesi beni çok gururlandırıyor. Başarılarımızla kendimizi, sanatımızı, icramızı ve en önemlisi ülkemizi tanıtıyoruz. Bunun bir parçası olmak çok gurur verici” diye konuşuyor.ÖĞRETMENİNİ ÖRNEK ALIYOR15 yaşındaki Zelal Aktaş, “Kendisine kimleri örnek aldığı” sorusuna ise şu yanıtı veriyor: “Öncelikle piyano öğretmenim olan Oliver Jia’yı çok örnek alıyorum. İlerde kendisinin olduğu gibi çok başarılı, harika bir piyanist ve öğretmen olmak istiyorum. Birçok öğretmenim bana çok örnek oluyor ve gerçekten onları örnek almamak mümkün değil. Bestecilerden, en çok Sergei Rachmaninoff’u örnek alıyorum.Türk piyanistlerden; İdil Biret, Gülsin Onay ve Fazıl Say’ı, diğer piyanistlerden; Martha Argerich, Sviatoslav Richter, András Schiff, Glenn Gould, Krystian Zimerman, Daniel Barenboim ve daha birçok piyanisti örnek alıyorum.” Orhun AtmışKadınlara emek ve başarıödülleri
Kadınlara emek ve başarı ödülleri Kadın Yönetmenler Derneği’nin bu yıl üç ayrı tarihte düzenleyeceği 4. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nin emek ve başarı ödülleri açıklandı. Ayrıca festivalin ulusal ve uluslararası jürisi de belli oldu. Sinema yazarlığı kategorisi emek ödülü Türkiye’nin ilk kadın sinema eleştirmeni Sevin Okyay’a verilecek. East Anglia Üniversitesi’nde film, kadın ve medya üzerine çalışmalarda bulunan yönetmen Prof. Eylem Atakav’a akademi kategorisinde başarı ödülü sunulacak. Yönetmen başarı ödülü ise Oscar adaylığı da bulunan “Honeyland” filminin yönetmenlerinden Tamara Kotevska’ya Seferihisar’da 25-30 Haziran tarihlerinde yapılacak ödül töreninde verilecek.JÜRİ BELLİ OLDUTürkiye’den filmlerin 1-7 Mart tarihleri arasında İngiltere ve Kosova genelinde çevrimiçi olarak gösterileceği festivalde yönetmenli soru-cevap ve atölye etkinlikleri yapılacak. Yurtdışı gösterimlerle eşzamanlı olarak Uluslararası Dünya Seçkisi de festivalin internet sayfasında Türkiye’de gösterime açık olacak. Festivalin ulusal yarışma finalistleri, ulusal seçkileri ve Balkan yarışma finalistleri ise 25 Nisan-5 Mayıs tarihleri arasında Türkiye’den çevrimiçi olarak izlenebilecek. Ulusal jüri üyeleri Dr. Öğr.Üyesi Dilaver Bayındır, yönetmen Jale İncekol, yönetmen Sevinç Baloğlu, yönetmen Aysim Türkmen ve sinema yazarı Banu Bozdemir’den oluşan festivalin ödül töreni ise 25-30 Haziran tarihleri arasında Seferihisar’da yapılacak. Balkan yarışma finalistleri festivalin Kısa Film Koordinatörü Doç. Dr. Ragıp Taranç, Uluslararası Koordinatörleri, Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Merve Uygun ve Dr. Ebru Beyazıt ile Balkan Temsilcisi Nena Popovic’ten oluşan jüri tarafından değerlendirilecek. cumhuriyet.com.trBorç501 milyar TL arttı
Borç 501 milyar TL arttı Merkezi yönetim brüt borç stoku, 31 Ocak itibarıyla 1.8 trilyon liraya ulaştı. Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alan borç sorunu, son 1 yılda çarpıcı şekilde arttı. Ekonomi politikalarındaki hatalar, yanlış yatırım tercihlerine bağlı finansman sorunu ve Covid-19 salgını, bu süreci olumsuz etkiledi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre merkezi yönetim brüt borç stoku 31 Ocak itibarıyla 1 trilyon 838 milyar TL’ye çıktı. Bu rakam, Aralık 2020’de 1 trilyon 813 milyar TL, Ocak 2020’de ise 1 trilyon 336 milyar TL idi. Buna göre son bir yılda artış 501.2 milyar TL oldu. Ayrıca rakam, Ekim 2020’de 1.9 trilyon lirayı da aşmıştı. Ocak 2021 itibarıyla borç stokunun 811 milyar TL’lik kısmı TL cinsi, 1 trilyon 27 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluştu.DOLARDA ‘REZERV’ DALGASIÖte yandan mali piyasalar son iki gündür hareketli. Dolar/TL’de ABD tahvillerindeki yükselişlerin etkisi takip edilirken Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu dönemi kapsayan Merkez Bankası rezerv kayıplarına ilişkin tartışmalar da sürüyor. Dolar/TL dün 7.01-7.10 arasında dalgaladı. Borsa İstanbul ise 1515 puana kadar inerken günü yüzde 2.1 düşüşle kapattı. cumhuriyet.com.trAVM’ler içinİngiliz modeli gündemde
AVM’ler için İngiliz modeli gündemde Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile TESK Başkanı Bendevi Palandöken arasında önceki gün yapılan görüşmede, perakende yasa tasarısı da gündeme geldi. TESK, AVM ve zincir marketlerle ilgili yasanın bir an önce çıkarılmasını isterken Elvan’ın bu konuda İngiltere örneğini verdiği öğrenildi. İngiltere’de zincir market ile AVM’lerin saat 10.00-18.00 arasında açık olduğuna dikkat çekildi. Cumartesi günleri saat 13.00’te kapanan bu işletmeler, pazar günü ise tümüyle kapalı. Alınan bilgiye göre Elvan, bu örneğin Türkiye’de olabileceğini, bunun yönetmelikle yapılabileceği belirtti. Mustafa ÇakırMediaMarktİcra Kurulu BaşkanıGökyıldırım, AVM tasarısına‘uzmanlık’gözünden baktı
MediaMarkt İcra Kurulu Başkanı Gökyıldırım, AVM tasarısına ‘uzmanlık’ gözünden baktı MediaMarkt Türkiye İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım, dün online bir basın toplantısı düzenleyerek hem tüketici elektroniği pazarının gündemini hem perakende sektörünün güncel konularını değerlendirdi. Bu kapsamda hazırlıkları ve tartışmaları süren perakende yasa tasarısıyla ilgili görüşünü açıklayan Gökyıldırım, “Herkes uzman olduğu işi yapsın diye düşünüyoruz. Örneğin gıda satan elektronik satmasın. Böylece verdiğimiz hizmetin daha doğru olmasını sağlarız” dedi.Tüketici elektroniği pazarının geçen yıl yüzde 31 büyüyerek 80 milyar liraya ulaştığını da kaydeden Gökyıldırım, bunda fiyattan daha çok adet bazındaki artışların öne çıktığını ifade etti. Gökyıldırım şöyle devam etti:‘ÇOKLU KANAL’ ÖNDE“Örneğin adetler; IT’de iki kat, beyaz eşya ve televizyonda yüzde 35 arttı. Bu oranda büyüme bu yıl da sürüyor. Evden çalışma yenileme ihtiyacını büyütüyor.” Salgının tüketici davranışlarına etkisi hakkında da bilgi veren Gökyıldırım, müşterilerinin 4’te 3’ünün “çoklu kanal”la alışveriş yapar hale geldiğini söyledi. Kategori bazında ise mikser, tost makinesi, saç şekillendirici gibi aletlerde artış oldu. Ayrıca şirketiyle ilgili bilgi veren Gökyıldırım, bu yıl 100 milyon TL’lik yatırımla 4 yeni şehre girip 10 mağaza daha açarak 31 ilde 90 mağaza ve mediamarkt.com.tr ile hizmet vermek istediklerini duyurdu. cumhuriyet.com.tr‘Yamaç’ınıkoklayamadı!
‘Yamaç’ını koklayamadı! Duygu Abacı Arslan, 6 aylık hamileydi. Koronavirüse yenilen Arslan, 1.5 yıllık evliydi. Amasya’da koronavirüs tedavisi gören ve hamileliğinin altıncı ayındaki bebeği sezaryenle alınan Duygu Abacı Arslan (25) yaşamını yitirdi. Yaklaşık bir ay önce koronavirüse yakalanan Arslan, Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. 6 aylık hamile Arslan’ın, durumunun kötüleşmesi üzerine bebeği sezaryenle alındı. Ameliyatla erkek bebeği dünyaya getiren ve Çorum’da bir hastaneye sevk edilen anne, yapılan müdahalelere karşın yaşamını yitirdi. “Yamaç” adı verilen bebeğin yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam ediyor. Genç kadın, gözyaşları arasında dün Memüdede Mezarlığı’nda kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Mehmet MenekşeTTB: Rakamlar normalleşme için fazla
TTB: Rakamlar normalleşme için fazla Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün sosyal medya hesabından 15 - 21 Şubat’a göre her ilde 100 bin kişide görülen koronavirüs vakalarını açıkladı. Paylaşılan haritaya göre her 100 bin kişide vaka sayısı İstanbul’da 60.19’dan 68.23’e yükselirken Ankara’da 8-14 Şubat arasında 100 binde 35.49 olan vaka sayısı geçen hafta 35.39’a düştü. İzmir’de de 44.39 olan vaka sayısı 42.67’ye geriledi. Tabloda Karadeniz Bölgesi’ndeki vaka sayılarının önceki hafta gibi yüksek olması dikkat çekti. AKP kongreleriyle de gündeme gelen şehirlerden Ordu, 100 bin kişide 228.40 vakayla, vaka yoğunluğu en fazla olan il oldu. Bakan Koca, tabloya ilişkin “Haftalık 100 bin nüfusa karşılık gelen vaka sayısında bazı illerimizde belirgin artış var. Normalleşmeyi konuştuğumuz şu günlerde daha hızlı normal hayata dönebilmek için her birimiz tedbirlere daha çok uymalıyız” dedi.HENÜZ ERKENVakalara ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, “Şu anda toplumda bağışıklık sağlanan miktar yüzde 1.5’i bulmuyor. İkinci doz uygulanan kişi sayısı ise 1 milyon civarında ve bu kişilerde 2-3 hafta sonra bağışıklık sağlanmış olacak. Bu durum normalleşme için erken” yorumunu yaptı. PANDEMİ SÜRÜYOR Karadeniz’deki vaka sayılarının yüksek olduğuna dikkat çeken Bulut, “Biz kesinlikle 14-28 günlük tam kapanmanın hâlâ daha uygun olduğunu düşünüyoruz. Toplumda yüzde 70 bağışıklık sağlandığı zaman normalleşmeyi konuşabiliriz. Bu rakamlar 1000’in altına çekilmeden, ölüm oranları düşmeden normalleşme olamaz. Henüz pandemi devam ediyor” diye konuştu. Sarp Sağkal‘Vatandaşsorumluluküstlensin’önerisi
‘Vatandaş sorumluluk üstlensin’ önerisi Deprem Komisyonu’nda, belediyelerin depreme ilişkin hazırlarının sunumları sırasında, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Oktar, riskli bina denetimlerinde belirlenecek bir tarihten önce inşa edilmiş yapıların kontrollerinin, sahiplerince yapılmasının zorunlu tutulmasını önerdi. Oktar, imar barışındaki “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır” uygulamasını anımsattı. Öneriye AKP’li İlyas Şeker destek çıktı. Depremden etkilenen yurttaşların, devlete ya da belediyeye karşı maddi veya manevi tazminat davası açtığını söyleyen Şeker, “Bu gerçekten ciddi bir problem ve altından kalkılması mümkün değil. Vatandaşın full kasko olmaması lazım, yani o sorumluluğu vatandaşın da üstlenmesi lazım devletin de” ifadelerini kullandı. Komisyondaki görüşmeler sırasında da öneriye tepki gösteren CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, konuyu Cumhuriyet’e değerlendirdi. İmar barışındaki “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır” hükmü ile yurttaşa “Binan yıkılırsa beni ilgilendirmez. Canın da gitse malın da gitse ben sorumluluğu üzerime almıyorum” dendiğini belirten Sındır, şimdi de “Depreme dayanıksız yapılardaki yurttaşların yapıyı boşaltmadığı, bunun bir yaptırımının da olmadığı” gerekçeleri ile “Devlet sorumluluğu üstlenmesin, yıkılırsa da kendileri bilsin” önerisi getirildiğini vurguladı. Sındır, “Ağır hasarlı bina ya da depremde yıkılma olasılığı olan bir bina, yıkılabilir demek. ‘Sorumluluk kendilerine ait diyelim, bak nasıl çıkıyorlar.’ Böyle bir şey olamaz. Bu sosyal devlet anlayışına aykırı” dedi. ‘HİÇBİR KANUN ALIKOYAMAZ’Sındır, “Kamu, sorumluluğunu yerine getirmiyorsa mağdur olan vatandaş davasını da açar. Devletin önlem almaması, vatandaşını göz göre göre ölüme mahkûm etmesidir. Bu öneri, ‘Vatandaş ölürse ölsün de, bana gelmesin sorumluluk’ anlayışı” ifadelerini kullandı. Devletin, bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla yurttaşların can ve mal güvenliğinden sorumlu olduğuna dikkat çeken Sındır, “Hiçbir kanun, kural, mevzuat bu sorumluluktan devleti kurtaramaz. Başka amaçlarla farklı fırsatlar yaratılmasını kabul etmeyiz. Rantiyecilere fırsat yaratılmasına izin verilmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. l ANKARA Sefa UyarBakan, personelininİzmir’den Malatya ve Kars’a gönderilmesinde sorun görmedi
Bakan, personelinin İzmir’den Malatya ve Kars’a gönderilmesinde sorun görmedi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, TCDD’de Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) üyelerinin İzmir’den Malatya ve Kars’a gönderilmelerini “mevzuata uygun” buldu. CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, Bakan Karaismailoğlu’na TCDD’de yaşananları sordu. Köksal, önergesinde, “TCDD Genel Müdürlüğü tarafından bir süre önce İzmir’den Malatya’ya sürgün edilen ve idare mahkemesi kararıyla sürgünü iptal edilmiş olan BTS işyeri temsilcisi Ünal Karadağ ve aynı zamanda BTS İzmir Şube Kadın Sekreteri olan eşi Nurhan Kardağ Malatya’ya, aynı sendikanın İzmir Şube Yürütme Kurulu üyesi Muhdi Seyhan ise Kars’a sürgün edilmiştir. Bu sürgünlerin sebebi söz konusu sendikanın temsilcileri veya yönetici sıfatında olmalarından mı kaynaklanmaktadır?” sorusunu yöneltti. Karaismailoğlu yanıtında, “Yapılan işlemler, yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde uygulanmakta olup, personele sürgün ve baskı politikası uygulanması gibi bir durum olmadığı gibi BTS yöneticilerine herhangi bir baskı ve mobbing uygulanması da söz konusu değildir” dedi.‘DOĞRUYU SÖYLEMİYOR’BTS Genel Başkanı Murat Oral, bakanın doğruyu söylemediğini savundu. Ünal Karadağ’ın geçen yıl 11 Şubat’ta 6 aylığına Malatya’ya geçiçi görevlendirildiğini, 3 ay sonra da naklinin çıktığını belirtti. Oral, mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı aldıklarını ancak bu kez de Karadağ’ın Balıkesir’e gönderildiğini kaydetti. Karadağ ve eşi Nurhan Karadağ’ın şu anda Malatya’da “sürgünde” olduklarını dile getiren Oral, “10 ay içinde 4 defa sürgüne çıkarmak mobbing değil de sürgün değil de nedir?” diye sordu. Oral, şunları söyledi: “Bu artık sürgünü geçti, bir sendikanın faaliyetini engellemeye dönüştü. Maddi ve manevi dava açacağız. Suç duyurusunda bulunacağız.” Mustafa ÇakırHükümet, mart sonunda kısaçalışmaödeneğini kaldırmayıplanlıyor
Hükümet, mart sonunda kısa çalışma ödeneğini kaldırmayı planlıyor Hükümet, salgın nedeniyle uygulamaya alınan kısa çalışmayı mart sonunda sonlandırmaya, buna karşın ücretsiz izin uygulamasını devam ettirmeye hazırlanıyor. Bu durum kısa çalışma ödeneği kapsamından çıkacak milyonlarca işçinin ücretsiz izne gönderilmesi anlamına geliyor. Böyle bir durumda işçi, açlık sınırının altında aylık 1431 TL’ye mahkûm edilmiş olacak. Hükümet, geçen yıl salgının başında işten çıkarma yasağı ile birlikte işverenlere işçileri ücretsiz izne çıkarma yetkisi vermişti. Geçen sürede istisnalar nedeniyle işverenler, işçileri işten çıkarmaya devam etti. Özellikle kamuoyunda “Kod 29” olarak bilinen “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” gerekçe gösterilerek birçok işçi işten atıldı. İşten çıkarma yasağı ile ilgili düzenlemede süre 17 Mart’ta doluyor. Son verilere göre 2.4 milyon işçi ücretsiz izinde bulunuyor. Bu işçilere işsizlik sigortası fonundan aylık 1431 TL ödeme yapılıyor. Hükümetin, işten çıkarma yasağı ile ücretsiz izin uygulamasında süreyi birer aylık dönemler halinde uzatmaya devam edeceği öğrenildi. Bu durumda işçi zor durumda kalacak. Çünkü salgın nedeniyle işçi kısa çalışma ödeneği kapsamına alınamayacak. Sıkıntıya giren işverenin önünde tek bir yol kalacak. İşveren kısa çalışma kapsamına alamadığı işçiyi ücretsiz izne gönderecek. Bu da milyonlarca işçinin aylık 1431 TL’ye mahkûm olması anlamına geliyor.Buna karşın kısa çalışma ödeneğinde süre son kez 31 Mart’a kadar uzatıldı. Şu anda 1.3 milyon işçi kısa çalışma ödeneği alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa çalışmada süreyi son kez uzattıklarını açıklamıştı. DİSK, geçen günlerde salgın devam ettiği sürece kısa çalışma ödeneğinin de devam etmesi gerektiğini dile getirmişti. Bu konuda işveren kesiminin tavrı merak ediliyordu. Alınan bilgiye göre işveren tarafı kısa çalışma sona erse bile işyerlerine verilecek desteklerin devam etmesini istiyor. İstihdamı korumak için farklı teşviklerin devreye alınmasını talep ediyor. l ANKARA Mustafa Çakır