News - Haberler
Paris'in Notre-Dame Katedrali yangından sonra ilk defa Noel korosunu ağırladı
Paris'in Notre-Dame Katedrali yangından sonra ilk defa Noel korosunu ağırladı figure > Fransa’nın başkenti Paris’in en çok ziyaret edilen ünlü Notre-Dame Katedrali, büyük yangının yaşandığı 15 Nisan 2019’dan beri ilk defa Noel korosunu ağırladı. /Archive/2020/12/25/132939745-2019-05-10t142128z1000791326rc1c12418d60rtrmadp3france-notredame-pollution.jpgÜnlü katedralde 15 Nisan 2019’da çıkan büyük yangında ağır tahribat yaşanmış ve uzun yıllar sürecek restorasyon çalışmalarına başlanmıştı.Fransa’nın en ünlü yapılarından, ünlü yazarların romanlarına konu olan ve başkent Paris’in en ünlü ve eski yapılarından Notre-Dame Katedrali yangından sonra ilk defa Noel korosunu ağırladı./Archive/2020/12/25/132214077-nd2.jpgÜnlü katedralde 15 Nisan 2019’da çıkan büyük yangında ağır tahribat yaşanmış ve uzun yıllar sürecek restorasyon çalışmalarına başlanmıştı./Archive/2020/12/25/132725371-2019-12-11t180142z942247814rc26td9uzx07rtrmadp3global-poy-stories.jpgFotoğraf: ReutersYangından sonra 2019 yılının Noel’inde kapalı kalan katedral, 2020 Noel’i için vatandaşlara kapılarını açamasa da Noel korosuna açtı.Ünlü kemancı, org ustası ve bir soprano solistin yanı sıra 20 sanatçının da bulunduğu koro, kısmen yeniden inşa edilen yapıda ilahi söyledi.Katedralin vitray pencereleri altında sahne alan koro mensupları inşaat nedeniyle kast takmak zorunda kaldı. Sanatçılar ayrıca, maske takmamak için salgın tedbirine uyarak mesafeyi korudu.Konsere halkın katılmasına izin verilmezken, en az 2024 yılına kadar Notre Dame'in içine ziyaretçi kabul edilmeyeceği öğrenildi.Konserin canlı yayını aşağıdan izlenebilir: İHACHP'den 'aşı' açıklaması:“Birileri zengin mi ediliyor?”
CHP'den 'aşı' açıklaması: “Birileri zengin mi ediliyor?” figure > Sağlık Bakanlığı, Çin’den getirilecek 50 milyon aşının elleçlenmesi (yükleme- taşıma-boşaltma), paket değişikliği ve kare kodlaması için doğrudan temin yoluyla ihale yaptı. CHP Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir ihaleyi kimin aldığının açıklanmasını isteyerek, “Birileri zengin mi ediliyor?” diye sorarken, CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel “Türkiye’de 50 milyon doz aşıyı paketleyecek donanım ve kapasitede bir firma yok” diye konuştu. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün (HSGM), Çin’den getirilecek 50 milyon aşı için doğrudan temin yoluyla Aşı Elleçleme, Paket Değişikliği ve Kare kodlama Hizmet Alımı ihalesine çıktı. İhaleye teklif vermek için son tarih 18 Aralık’tı. İhaleyi kimin aldığı bilinmiyor. İhale şartnamesinde “HSGM’nin pandemi nedeniyle ortaya çıkabilecek durum nedeniyle gerekli görülmesi durumunda yüzde 80’e kadar iş eksiltmesi ve yüzde 20 iş artışı yapılabilecektir” denildi.GÜNLÜK 500 BİN DOZİhale şartnamesine göre ihaleyi alan firma 50 milyon flakonu (cam tüp) için elleçleme, paket değişikliği ve kare kodlama yapacak. Flakonlar 2 cc’lik olacak, flakonların ilk tesliminden sonra her gün en az 500 bin adet flakon teslim edilmesi gerekecek. Paketlerin üzerinde saklama ısısı bulunacak, “Sağlık Bakanlığı’nın malıdır, SATILAMAZ” ibaresi yazılacak. Paketlemenin temini yükleniciye ait olacak.Ürün paketinin her birine mevzuata uygun olarak Kısa Ürün Bilgisi, Hasta Kullanım Talimatı yazılacak. Şu bilgi paketlerde olacak:“Aşı ve Serim uygulamalarında, Genişletilmiş Bağışıklama Programı Genelgesi dikkate alınmalıdır. Bu konuda karşılaşılacak her türlü soru ve problemlerle ilgili olarak, T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Aşı ile Önlenebilir Hastalıklar Daire Başkanlığı veya il sağlık müdürlükleri ile temasa geçilmelidir.”Şartnameye göre her 5 adet paket kutulara konulacak, ‘shrink’ ile bağlanacak. Bu kutuların, "shrink"lerin üzerine, ürünün üretici ve mümessil firma adları ve adresleri, ürünün adı, lot numarası, saklama derecesi, son kullanma tarihi, kutu içerisindeki doz miktarı yazılacak. Paketlerin, kutuların, kolilerin ve paletlerin üzerinde 2D karekod bulunacak.HER KOLİYE DONMA GÖSTERGESİ KONULACAKHer bir koli içerisinde donma göstergesi konulacak. 1000 adet donma göstergesi HSGM tarafından elleçleme öncesi verilecek. Depo veya ekipmanlara verilebilecek her türlü zarar ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndan doğan tüm sorumluluk yükleniciye ait olacak.FİRMA GEÇ TESLİM EDERSE CEZA ALACAKİhaleyi alan firmaya kesilecek cezalar ise şöyle sıralandı:“Flakonların yüklenici veya temsilcisine teslim edilmesinden sonra her gün en az 500 bin adet flakon yukarıdaki şartlara uygun halde teslim edilecektir. Gecikilen her gün için hizmet alımının yüzde 1 kadar ceza kesilecektir. Gecikilen her flakon başına hizmet alımının yüzde 0,1 oranında ceza kesilecektir. İstenen ambalajların kontrolü sonrası eksiklik tespit edilmesi durumunda ek tebligata gerek duyulmadan yüklenici temsilcisinin imzaladığı tutanak tarihi dikkate alınarak 2 (iki) günden az 10 (on) günden fazla olmamak üzere ek süre verilebilecektir.”‘İHALEYİ KİM ALDI?’CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, ihaleyi kimin aldığını açıklanması çağrısında bulunarak, “Bunun neden doğrudan alım ihalesiyle yapıldığını, niye açık ihale yapılmadığını soruyoruz. Çünkü özellikle her birim aşı için ödenecek para son derece önemli. Doğrudan alım yoluyla yapıldığında da birilerinin zengin mi edildiği sorusu gündeme geliyor” dedi.‘İŞ EKSİLTMESİ NEDEN KONULDU?’CHP’li Emir, yaptığı değerlendirmede, Sağlık Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:“Yine bu ihale beyanına baktığımızda ilginç bir maddeyle karşılaşıyoruz. Buraya yüzde 80 iş eksiltme maddesi konulmuş. Bu ihtiyaç nereden kaynaklanmış? Gerçekten eğer 50 milyon doz aşı gelecekse bu iş eksiltme maddesi neden konulmuş? Yoksa Sağlık Bakanlığı, 50 milyon doz aşının gelmeyebileceğini mi düşünüyor veya kendisi de 50 milyon doz aşının gelebileceğine inanmıyor ki böylesine bir iş eksiltme maddesi de koyulmuş. Aynı şekilde buradaki birim fiyatın nasıl oluştuğu, kaç TL'den olacağı son derece önemli. Neden doğrudan alım ihalesi yapıldığı önemli? Aynı şekilde Sağlık Bakanı, günde 2 milyon doz aşı uygulanabileceğini söyledi ama bu ihaleye baktığımızda günde 500 bin dozluk bir anlaşma yapıldığını anlıyoruz. Bu da aslında Sağlık Bakanlığının gösterdiği hedefin altında bir rakam. Sağlık Bakanlığından beklediğimiz süreci açık ve şeffaf yürütmesi ve tarihleri somut bir şekilde gösterdiği bir takvimi açıklaması ve ne kadar para ödenecekse kamuoyu ile bunu mutlaka paylaşmasıdır.”‘BUZ KAPLARINA KONULACAĞI ANLAŞILIYOR’CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel de yaptığı değerlendirmede, aşının Çin’den blok halinde geleceğini ve paketlemesinin Türkiye’de yapılacağının anlaşıldığını aktararak, şu değerlendirmede bulundu:“Bunu nasıl paketleneceği ihale şartnamesinde var. Nakil ve depolama alanlarından iklimlendirme, yani taşıyıcı vasıtaların kendiliğinden soğutma sistemlerinin olması gibi şart konulmamış. Bu anlamda koli içinde buz kaplarına konulacağı anlaşılıyor. Bunun ne kadar sağlıklı olacağı şüpheli. Bu aşılama işinin bugünlerde olacağı belli. Bugüne kadar halledilmiş olması lazımdı. Türkiye’de 50 milyon doz aşıyı paketleyecek donanım ve kapasitede bir firma yok.” cumhuriyet.com.trAkşener'in "evime dönüyorum" yanıtısosyal medyada kampanyaya dönüştü
Akşener'in "evime dönüyorum" yanıtı sosyal medyada kampanyaya dönüştü figure > MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "evine dön" çağrısı üzerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı "Genel Merkez'deki çalışmaları bitirdik, evime dönüyorum" paylaşımı sosyal medyada yankı uyandırdı. İYİ Partili milletvekillerinin ve partililerin yanı sıra birçok yurttaş da "evime dönüyorum" etiketiyle fotoğraf paylaşarak, Akşener'e destek verdi. Bahçeli'nin evine dön çağrısına Akşener'in verdiği "Genel Merkez'deki çalışmaları bitirdik, evime dönüyorum" yanıtı sosyal medya kampanyasına dönüştü. İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları Koray Aydın, Ümit Özlale, Yavuz Ağıralioğlu, Ümit Dikbayır, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, ve partili Mehmet Aslan'ın da aralarında bulunduğu pek çok isim, gece boyunca evlerinden "evime dönüyorum" etiketiyle paylaşım yaptı. Yurttaşlardan da kampanyaya destek geldi. /Archive/2020/12/25/125627985-04e3f928-e9d8-4c0c-96b5-cff4b2362ae1.png/Archive/2020/12/25/125417923-95ff7eae-be34-4d30-a9f1-9f1e988493e7.png/Archive/2020/12/25/125416782-676a0d3c-3c89-4126-8d68-49a42abf3fce.png/Archive/2020/12/25/125415517-651bd2f3-80a3-4957-81fd-3053a854ce70.png/Archive/2020/12/25/125414626-91ef2372-06dd-44f2-aeeb-38b4f26a6afb.png/Archive/2020/12/25/125437860-0ea414d3-c81e-4fc6-8b41-f60413618dfd.png/Archive/2020/12/25/125448079-63c6bbea-a078-494d-84ff-6c762b58075e.png/Archive/2020/12/25/125506704-2331c5cd-c3f8-44de-b6b9-451a364ead08.png/Archive/2020/12/25/125518001-b8fce387-595c-4de8-99f1-6003bfd848de.png ANKAAtilla Taş'ın 'çıplak arama' isyanı: Bir iççamaşırıyla kaldık! Onu da silkelettiler! Az delikanlıolun be!
Atilla Taş'ın 'çıplak arama' isyanı: Bir iç çamaşırıyla kaldık! Onu da silkelettiler! Az delikanlı olun be! figure > Şarkıcı Atilla Taş, cezaevlerinde 'çıplak arama' yapıldığı iddialarını reddedilmesine tepki göstererek "Kardeşim ben Alkatraz da mı yattım hapsi? Bal gibi de çıplak arama yapıldı bana da!" dedi. 'FETÖ'nün medya yapılanması' soruşturması kapsamında hüküm giyip yıllarca cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen şarkıcı Atilla Taş, son dönemde gündemde olan "çıplak arama" tartışmalarına dahil oldu.Twitter hesabından konuyla ilgili paylaşımda bulunan Taş, çıplak arama iddialarının yalan olmadığını vurgulayarak "Kardeşim ben Alkatraz da mı yattım hapsi? Bal gibi de çıplak arama yapıldı bana da! Bir iç çamaşırıyla kaldık! Onuda silkelettiler! Az delikanlı olun be!" ifadelerini kullandı./Archive/2020/12/25/125426470-atilla-tas.jpgTaş, ilk olarak Eylül 2016'da tutuklanmış, Ekim 2017'de Silivri Cezaevi'nden tahliye edilmişti. Mart 2018'de "örgüte üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan üç yıl bir ay 15 gün hapis cezası verilen Taş, cezasının infazı için Kasım 2018'de ikinci kez tutuklanmıştı. Taş, geçtiğimiz yıl Şubat ayında da denetimli serbestlik hükümleri kapsamında tahliye edilmişti. cumhuriyet.com.trNasa'nın yeni Mars aracıve 'yedi dakikalık dehşet'
Nasa'nın yeni Mars aracı ve 'yedi dakikalık dehşet' figure > Nasa, yeni Mars aracı Perseverance'ın 18 Şubat'ta nasıl iniş yapacağını gösteren bir animasyon yayımladı. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, bir ton ağırlığındaki uzay aracı Perseverance'ın, 18 Şubat'ta Mars'a nasıl ineceğini gösteren bir animasyon yayımladı.Jezero adı verilen bir kratere gönderilecek araç, olası geçmiş yaşam kanıtları arayacak. Ancak bunun için aracın önce yumuşak bir iniş yapması gerekiyor.Aracın Mars'a inebilmesi için gereken bir dizi manevraya "yeni dakikalık dehşet" adı veriliyor ve bunda da haksız değiller.Çok kısa bir süre içinde bir sürü şeyin yolunda gitmesi gerekiyor. Aksi takdirde araç, Kızıl Gezegen'de çok büyük ve çok pahalı bir çukur açabilir.Dahası, aracın bütün bunları kendi başına yapması umuluyor.Dünya ve Mars arasındaki 209 milyon kilometrelik mesafe olduğundan, animasyonda görülen her şeyin araçtaki bilgisayarlar tarafından yapılması lazım.İniş manevrası, Perseverance'ın Mars'ın atmosferinin ilk katmanlarına ulaştığı, 100 kilometrelik yükseklikte başlıyor.NASA/JPL-Caltech"Hava vinci" uzay aracını naylon kablolarla indirecek.Bu noktada, koruyucu kapsülünün içindeki araç saatte 20 bin kilometre hızla ilerliyor.400 saniyeden kısa bir sürede, alçalma sistemi bu hızı yüzeyde saniyede 1 metreden aza indirmeli.Bu işin büyük kısmı bir ısı kalkanıyla yapılıyor.Kapsül Mars havasının derinliklerine doğru girerken, sıcaklık 1000 dereceden fazlaya çıkıyor, ancak aynı zamanda sürtünme düşüş hızını büyük ölçüde yavaşlatıyor.Süpersonik paraşüt, kapsülün arka kabuğundan açılırken, hız saatte 1200 kilometreye düşmüş oluyor.Perceverance'ın 21,5 metre genişliğindeki paraşütüyle bir dakikanın biraz üzerinde gidiyor ve giriş hızı biraz daha azalıyor.Ancak, asıl karmaşık kısımlara hala henüz geçmemiş oluyor.NASA/JPL-CaltechBir tonluk teknoloji: Yedi cihaz, 23 kamera, iki mikrofon ve bir delgi makinesi2 kilometre yükseklikte, saniyede 100 metre hızla giderken Perseverance "hava vinciyle" birlikte düşüşe geçiyor.Daha sonra sekiz roket devreye girip, yüzeyin hemen üzerinde süzülmesini sağlıyor. Milyarlarca dolarlık tekerli aracın yüzeye indirilmesi için naylon kablolar kullanılıyor.Ama henüz bitmedi.Perseverance'ın yere temas eder etmez, güvenli bir mesafeye uçup, kendisini imha etmesi öngörülen hava vinciyle beraber sürüklenmemesi için kabloları kopartması gerekli.Tüm bu namevralar, Nasa'nın sekiz yıl önce Mars'a gönderdiği son aracı Curiosity'nin inişinde de kullanılmıştı. Ancak seyrüseffer cihazları, Perseverance'ı Mars'ın belirli bir yerine indirebilecek kadar gelişti.İnişin, Mars saatiyle öğleden sonra, dünya zamanıyla ise TSİ 24.00'ten az önce yapılması planlanıyor.İniş günü, bir radyo sinyalinin Dünya'dan Mars'a kabaca 700 saniyede ulaştığını da hatırlamak önemli.Bu da, Nasa'nın Perseverance'tan Mars atmosrine girme mesajı aldığında, görev birkaç dakika boyunca başarılı ya da başarısız olmuş olacak.Robot, inişini kamera ve mikrofonlarla kaydedecek ve Perseverance başarılı bir şekilde inmiş olursa, kayıtlar daha sonra dünyaya yollanacak. BBC TürkçeAlmanya’da ilk mutasyona uğramışkoronavirüs vakasıtespit edildi
Almanya’da ilk mutasyona uğramış koronavirüs vakası tespit edildi figure > Hollonda ve Singapur’un ardından Almanya da mutasyona uğramış koronavirüse rastlandığını açıkladı. Vakaya test yapıldığını açıklayan Almanya, temaslılarının da karantinaya alındığını duyurdu. İngiltere'de tespit edilen yeni tip koronavirüsün daha hızlı yayılan türüne Almanya'da da rastlandığı bildirildi.Baden Württemberg Eyaleti Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Covid-19'un mutasyona uğramış türünün 20 Aralık'ta İngiltere'den gelen bir kadında tespit edildiği ve bunun Almanya'da bilinen ilk vaka olduğu ifade edildi.Açıklamada söz konusu kişiye ülkeye girişinde ve ertesi gün testler yapıldığı ve şu anda akrabalarının yanında karantinada bulunduğu aktarıldı.YÜZDE 70 BULAŞICI OLDUĞU AÇIKLANMIŞTIMutasyonu ilk tespit eden İngiltere, virüsün yüzde 70’e kadar daha fazla bulaşıcı olabileceğini açıklamıştı. BioNTech firmasının kurucularından Prof. Dr. Uğur Şahin ‘aşıların mutasyonlar üzerinde etkili olacağını’ belirtmişti. AAMahkemeden emsal karar: 13 buçuk milyon emekliye sendika yolu açıldı
Mahkemeden emsal karar: 13 buçuk milyon emekliye sendika yolu açıldı figure > Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi, emeklilerin sendikal örgütlenmeye gidememesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Bu emsal kararla, 13 buçuk milyon emeklinin sendika kurmasının önü açıldı. Tüm Emekliler Sendikası’nın kuruluşundan bu yana sürdürdüğü “emeklilerin sendika kurabilmesi” mücadelesi başarıya ulaştı.Birgün'den Merve Atıcı'nın haberine göre; konuya ilişkin emsal bir karara imza atan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi, çalışan kavramının sadece aktif çalışanlar değil aynı zamanda çalışmaya dayalı hakları kullanan kişileri de kapsadığını ve emeklilerin sendikal örgütlenmeye gidememesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Böylece 13 buçuk milyon emeklinin sendikal faaliyette bulunabilmesinin önü de açılmış oldu.Kararla birlikte, bugün itibariyle tüm emekliler sendikalı olabilecek ve sendikalı olmanın getirdiği her türlü hak ve olanaktan da yararlanabilecek.DAVA SÜRECİ NASIL İŞLEDİ?Tüm Emekliler Sendikası, sendika olma yoluna çıktığında Ankara Valiliği tarafından izne tabi oldukları iddiasıyla kurulmalarına izin verilmemiş ancak Ankara İdare Mahkemesi’nde açılan dava sonucu, İdare Mahkemesi “Herkes izin almaksızın bildirim yapmak suretiyle sendika kurabilir” gerekçesi ile Ankara Valiliği’nin izin arama gerekçesini ortadan kaldırmıştı.Ankara Valiliği bunun üzerine sendikaya hangi işkolunda faaliyet gösterdiğini bildirmesi, iş koluna ilişkin bilgi ve belgeleri isteyen bir yazıyla sendikadan bilgi talebinde bulunarak, sendika kurma girişimini engellemeye devam etmişti.Sendika Valiliğe, ‘kendilerinin bir çalışan iş kolu olmayıp iş kolundaki faaliyetleri tamamlandığı için yeni bir sosyal ve hukuki statüye geçtiklerini bunun da emeklilik olduğunu’ bildirmişti.‘YASAL MEVZUAT’ BAHANE EDİLDİ, MAHKEME KAPATMA KARARI VERDİYaşanan durumun ardından Ankara Valiliği, Ankara 34. İş Mahkemesi’nde bir dava açtı, Tüm Emekliler Sendikası’nda örgütlü emeklilerin herhangi işkoluna dahil olmamalarını gerekçe göstererek kapatılmasını talep etti.Yapılan ilk duruşmada mahkeme “emeklilerin örgütlenebileceği, en doğru örgütlenme biçiminin sendika olduğunu ancak yasal mevzuatın buna izin vermediğini” kabul ederek sendikanın kapatılmasına karar verdi.İSTİNAF MAHKEMESİ’NEN EMSAL KARAR: SENDİKA HUKUKİ VE MEŞRUDURKararın ardından Tüm Emekliler Sendikası İstinaf Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi verdiği kararda, Birleşmiş Milletler Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı gibi Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmeleri esas aldı.Görülen dava sonucunda mahkeme, Anayasa’nın 17. maddesindeki “herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” maddesini esas alarak, tüm emeklilerin sendikalı olabileceğini kabul ederek, sendikanın hukuki ve meşru olduğuna hükmetti.AVUKAT GÜRLER: SENDİKAL HAREKETE YENİ BİR BAKIŞ KAZANDIRDIKararı BirGün’e değerlendiren Avukat Cemalettin Gürler de, kararın sadece ulusal değil uluslararası anlamda da sendikal harekete yeni bir bakış ve büyüme kazandırdığını kaydetti.Gürler, şöyle konuştu:“1995 yılında Türkiye’deki emeklilerin sendikalaşma mücadelesi başladığında hukuki tanımından yoksun iken emekli hareketi bugün itibari ile yasal ve meşru hale gelmiştir. 2017 yılı başlarında kurulan Tüm Emekliler Sendikası geçmişten gelen bilgi, birikim, mücadele ve deneyimlerini harmanlayarak başlattıkları sendikal mücadelede tüm hukuki ve fiili engelleri aşarak başarıya ulaşmıştır. Bugün itibari ile Türkiye’de sendikal hareket yepyeni bir ivme kazandı.” cumhuriyet.com.trKoronavirüs aşısı: Hangiülkede kaçkişi aşıoldu?
Koronavirüs aşısı: Hangi ülkede kaç kişi aşı oldu? figure > Koronavirüs pandemisini sonlandırma potansiyeli taşıyan Covid-19 aşısı Aralık 2020'de bazı ülkelerde uygulanmaya başlandı. Bu ülkelerin hangileri olduğu ve yaptıkları aşı miktarı incelendi. ReutersKoronavirüs pandemisini sonlandırma potansiyeli taşıyan Covid-19 aşısı Aralık 2020'de bazı ülkelerde uygulanmaya başlandı.25 Aralık itibarıyla bu ülkeler ABD, Çin, Birleşik Krallık, Rusya, İsrail, Bahreyn ve Kanada oldu.Tamamı kuzey yarımkürede bulunan bu ülkeler arasında en fazla aşıyı ABD ve Çin uyguladı.Nüfusa oranla aşıda ise Bahreyn ilk sırada.Çinli Sinovac şirketinin geliştirdiği Coronavac aşısının 27 Aralık gecesi Türkiye'ye ulaşacağı açıklanmıştı.Aşılama faaliyetinin ne zaman başlayacağı ilan edilmese de Türkiye'nin çok yakında bu ülkelere katılma potansiyeli bulunuyor.Sağlık Bakanı Koca, Türkiye'nin günde 2 milyon kişiye aşı yapma kapasitesinin bulunduğunu söylemişti.Fakat başlangıçta o kadar aşı edinilemeyeceği için bu kapasitenin tamamı kullanılmayacak.Ülkelere göre uygulanan aşılar ise şöyle: BBC TürkçeYeniŞafak yazarıKaplan: Gelen dalga hepimizi süpürebilir
Yeni Şafak yazarı Kaplan: Gelen dalga hepimizi süpürebilir figure > Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, "İslam hayatın her alanına müdahale eder" ve "İslâm hayatın her alanında görünür olduğu zaman, bir yer İslâm yurdu olarak adlandırılır" diyerek laikliği hedef aldı. Deizmin "çığ gibi yayıldığını" öne süren Kaplan, "Gelen dalga hepimizi silip süpürebilir" dedi. Sık sık "dinin elden gitmekte olduğu" önünde uyarılar yapıp daha fazla dinselleşme çağrısında bulunan yazılarıyla bilinen Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, bu kez "deizm dalgası"na dikkat çekti.İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Şeb-i Arus ayininde Türkçe Kuran okunmasını köşesine taşıyan Kaplan, uygulamayı "cinayet", "tecavüz" ve "skandal" diye nitelerken “acaba CHP, bu tür olaylar çıkararak, toplumun fay hatlarını patlatmaya mı çalışıyor?” şeklinde bir soru işaretinin oluşmasına yol açtı" dedi.Cumhuriyet'in ilkelerinden biri olan laikliği de bir kez daha karşısına alan Yusuf Kaplan, "Bu ülkede büyük bir cinayet işlendi: İslâm, kamusal alandan uzaklaştırıldı. Sonra da İslâm’ı her alanda, özellikle de siyasette görünür kılma girişimleri, “İslâm’ı siyasete alet etmek” olarak sunuldu ve kınandı!" diye yazdı.Kaplan, "Türkiye’nin laik kesimleri şunu iyi bilmeliler: İslam hayatın her alanına müdahale eder. Bir dünya tasavvuru, bir sanat, düşünce, estetik, iktisat, ahlâk tasavvuru olarak İslâm hayatın her alanında görünür olduğu zaman, bir yer İslâm yurdu, orada yaşayanlar da Müslüman olarak adlandırılır." ifadelerini kullandı."Çok ürpertici gelebilir ama açıkça gördüğüm şey, toplumda deizmin çığ gibi yayıldığı, insanların İslâm’ı, İslâmî duyarlıkları hızla terkettikleri yakıcı gerçeğidir" diyen islamcı yazar, yazısında "uyarıda bulunduğunu" belirterek şöyle yazdı:"Böyle giderse, fazla değil 10 sene içinde, İslâm protestanlaştırılır, Müslüman insanların hayatlarından da hızla çekilir, camiler, vakit namazlarında bomboş kalır ya da sadece ölümünü bekleyen ihtiyarların son gidecekleri yere, ölüm mekânına dönüşür ve sadece “cuma âyinleri” yapılan kiliselerin derekesine düşebilir!Gelen dalga hepimizi silip süpürebilir... Hız, haz ve ayartıya dayalı dromokratik kültür, postmodern popüler teknopagan kültür, toplumun genç kuşaklarının mankurtlaşması, metamorfoz yemesi, İslâmî köklerini, dolayıyla İslâm’ı terketmesine yol açabilir." cumhuriyet.com.trMısraÖz’den Bakan'ın o sözlerine sert tepki
Mısra Öz’den Bakan'ın o sözlerine sert tepki figure > Çorlu’da 25 kişinin yaşamını yitirdiği tren katliamında oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz, ‘Edirne’deyiz diye paylaşım yapan Ulaştırma Bakanı Adil Karaismaisoğlu’na çok sert tepki gösterdi. “Her ilçesi ayrı güzel, toprağında atalarımızın ayak izi bulunan ‘Paşa Sancağı’ Edirnemizdeyiz!” diyen Karaismailoğlu’na Öz, “Kalbiniz dayanabilirse 25 kişinin katledildiği 13’ü Uzunköprü’de olan kişinin mezarlarını da ziyaret ediniz. Belki o zaman sorumluluğunuzun ne olduğunu hatırlarsınız” dedi. Çorlu’da 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği tren katliamında oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz’e sosyal medya hesabı Twitter üzerinden Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun paylaşımını alıntılarayarak Karaismailoğlu’na çok sert tepki gösterdi. Karaismailoğlu, paylaşımında Edirne’de olduğunu belirterek şöyle dedi: “Keşan, Uzunköprü, İpsala, Havsa, Meriç, Enez, Süloğlu, Lalapaşa... Her ilçesi ayrı güzel, toprağında atalarımızın ayak izi bulunan ‘Paşa Sancağı’ Edirnemizdeyiz!”‘BELKİ O ZAMAN SORUMLULUĞUNUZU HATIRLARSINIZ’Mısra Öz, Karaismailoğlu’na sert tepki gösterdi: “Kalbiniz dayanabilirse 25 kişinin katledildiği 13’ü Uzunköprü’de olan kişinin mezarlarını da ziyaret ediniz. Belki o zaman sorumluluğunuzun ne olduğunu hatırlarsınız.”/Archive/2020/12/25/124218211-screenshot3.jpg cumhuriyet.com.trYüzde 85 engelli! 'Bakımevinde istismara uğradı'
Yüzde 85 engelli! 'Bakımevinde istismara uğradı' figure > Çocuk yaşta annesinden gördüğü şiddet sonrası bir gözünü tamamen kaybeden, diğer gözü ise yüzde 40 görebilen, 14 yaşındayken erkek kardeşinin, daha sonra da yardım istediği 60 yaşındaki bir kişinin tecavüzüne uğrayan yüzde 85 engelli raporlu 20 yaşındaki S.A, iddiaya göre kaldığı özel bakımevinde de kurum çalışanı K.Ş'nin cinsel istismarına uğradı. Olay günü yaşadıklarını kurum yetkilisi sosyal hizmet uzmanına anlatan S.A, “Sen neleri atlattın, bunu da atlatırsın” cevabını aldı. Avukatı Aydın Mantar ise müvekkili S.A’nın sesini duyurmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. İstanbul Küçükçekmece'de özel bir bakıevinde cinsel istismara uğradığını iddia eden yüzde 85 engelli raporu bulunan S.A, olay günü yaşadıklarını nöbetçi hemşire ve sosyal hizmetler uzmanına anlattığını söyledi. Olayı aktardıkları bakımevi müdürünün de “Yarım saat içinde eşyalarını toplayıp gidiyor, onu burada tutamayız’ diye kendisini rahatlatmaya çalıştığını ifade eden S.A, “Ama, akşam oldu, vardiyada çalıştığını gördüm. ‘Niye hala burada çalışıyor?’ diye sordum.‘Personel eksikliğinden dolayı çalıştırmak zorundayım’ dedi. Sonra polisi aradım, gelip onu karakola götürdüler. Sonra da beni de başka kuruma yerleştirdiler” dedi.S.A’nın şikayeti üzerine hasta bakıcı K.Ş. tutuklandı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 4 Aralık günü görülen duruşmada sanığın tutukluluğunun devamına karar verildi."GEÇMİŞ TARİHLİ TUTANAK DÜZENLEMEYE BAŞLADILAR"Avukat Aydın Mantar, müvekkili S.A’nın cinsel saldırıya uğradığı gece nöbetçi hemşire olan M.C'ye, ertesi sabah da Sorumlu Sosyal Hizmet Uzmanı Y.H ve Kurum Müdürü H.D'ye durumu anlatmasına rağmen kâle alınmadığını, taciz mesajlarını göstermesine rağmen kendisine itibar edilmediğinin altını çizerek, şunları söyledi:“Müvekkilim S.A. yüzde 85 engelli 20 yaşında genç bir kadın. Henüz 8 yaşında ailesinden gördüğü şiddet sonucu bir gözünün tamamını, diğer gözünün ise yüzde 60’ını kaybetmiştir. Bunun neticesinde sosyal hizmetler tarafından aileden alınmış, 18 yaşında kadar çocuk bakımevlerinde kalmış, ardından da engelli bakımevlerine nakledilmiştir. Büyükçekmece'de özel bik bakımevinde personel olan K.Ş. tarafından cinsel saldırıya maruz bırakılmıştır. Şikayetçi olmuş, bunun neticesinde K.Ş'nin tutuklu olarak yargılanmasına devam edilmektedir.Durum adli mercilere bildirilmemiş. Adli mercilere bildirmemenin ve görevi ihmalin suçunun farkında olan bu kişiler sonradan geçmiş tarihli olduğunu düşündüğümüz tutanaklar düzenlemeye başladılar. Adı geçen bu üç kişi hakkında suç duyurusunda bulunduk. S.A’ya Sosyal Hzimetler Uzmana Y.S. tarafından 'Sen neleri atlattın, bunu da atlatırsın' diye bir cümle kurulmuş, bu cümle nedeniyle S.A daha da cesaretlenerek bu süreci başlattı.” 12 YAŞINDA ERKEK KARDEŞİNİN TACİZİNE UĞRADIBabası o 5 yaşındayken cezaevine giren, annesinin şiddetine maruz kalan S.A, 2014 yılında erkek kardeşi tarafından tacize uğradığını ifade ediyor. S.A’nın avukatı Aydın Mantar, “14 yaşında ikiz kardeşi tarafından cinsel istismara maruz bırakılmış. Şikayetçi olmuş ancak annesinden korktuğu için şikayetini geri çekmiş. Ancak, bize yeniden şikayetçi olmak istediğini söyledi. Davanın, Yargıtay’da incelenmesi devam etmektedir” dedi.BİR EVE KAPATILARAK CİNSEL SALDIRIYA MARUZ KALDIS.A’nın maruz kaldığı bir diğer cinsel istismar saldırı ise 2016 yılında yurttan kaçıp ailesinin yanına gitmek istediği sırada meydana geldi. İddiaya göre, ailesinin yanına gitmek üzere kurumdan kaçıp dolmuş parası için bir markete giren S.A, o sırada markete bulunan 60 yaşındaki K.Y tarafından yardım edilme vaadi ile arabaya bindirildi. Kemal Yıldırım, S.A’yı bir eve götürerek birden fazla gün istismarda bulundu. Olaya ilişkin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin yapmış olduğu ihbar üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. İstismar bulgusunun bulunmaması gerekçesiyle mahkeme K.Y. hakkında beraat kararı verdi. Ancak, Yargıtay’ın kararı bozmasının ardından hukuki süreç tekrar başlatıldı. Dava, 28 Aralık tarihinde Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülecek.S.A’nın avukatı Aydın Mantar, söz konusu istismar olayına ilişkin şu bilgileri verdi:“S.A. 16 yaşında Tepekent ÇODEM’de (Çocuk Destek Merkezleri) kalırken ailesinin yanına gitmek üzere kurumdan kaçıp bir dolmuş parası için bir markete girmiş. Markette bulunan K.Y. adlı 60 yaşındaki şahıs kendisine yardımcı olabileceğini söyleyerek arabasına bindirmiş ve bir eve götürmüş, birden fazla gün cinsel istismarda bulunmuş."S.A'NIN SESİNİ DUYURMAYA İHTİYACI VAR"Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin yapmış olduğu ihbar üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatıyor. K.Y'nin ifadesi alınıyor, istismar etmediğini söylüyor. Bir buçuk iki sene sonra mahkemede sanık olarak dinlenen K.Y, S.A’yı hiç görmediğini söylüyor. Çelişkili ifadesi sorulduğunda o gün doğru hatırlayamadığını söylüyor. Ancak, S.A soruşturmanın daha ilk gününde şüpheli K.Y'yi 6 kişi içinde teşhis etmiş. Buna rağmen mahkeme K.Y. hakkında beraat kararı vermiş.Beraat kararının gerekçelerinden biri ise istismar bulgusunun, bir erkeklik sıvısının bulunamaması. Ancak, S.A’nın başından geçen süreç, yurda geri dönmesi, 3 gün kriz odasında kalması, oradan hastaneye sevki, bu süreç 10-12 gün sürdüğü için adli muayene sırasında zaten bu izlerin bulunması mümkün değil. Bir iz kalması hukuken değil fiziken mümkün değil. Buna rağmen beraat kararı veriliyor.Hukuken fecaat olan bu karar Yargıtay tarafından bozuluyor. Mahkeme Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülecek. İlk duruşması 28 Aralık’ta. Biz bu davayı takip etmekle birlikte, buna benzer davalarda mağdur olan, sesini duyurmakta zorlanan kadınların sesinin duyurulması için bir kamuoyu oluşturulması gerektiğinin farkında olduğumuz için hepinizin desteklerini bekliyoruz. S.A’nın sesini duyurmak için birilerine ihtiyacı var.” ANKA