News - Haberler
Covid-19’a karşıen etkili sabun hangisi?
Covid-19’a karşı en etkili sabun hangisi? Koronavirüs salgınının önüne geçmek için elleri 20 saniye boyunca ve sıklıkla yıkamak en önemli tedbir olarak öne çıkarken, sık yıkamadan ve dezenfektandan kaynaklı birçok sorun da gündeme gelmeye devam ediyor. Peki, Covid-19’a karşı en etkili sabun hangisi? Ellerde oluşan yıpranmaya, kurumaya ve egzamaya kadar uzananrahatsızlıkların önüne; cilt hücresi dejenerasyonuna karşı korumaya yardımcı olması, kırışıklıkların görünümünü ve yaşlanmayı geciktirmesi özellikleriyle kastil sabunuyla geçmek mümkün. Aromaterapist Derya Acar da A ve E vitaminleri gibi antioksidanlar açısından zengin bir yapıya sahip olan kastil sabunlarının düzenli kullanımda tüm şikayetlere son verdiğinin altını çiziyor.Koronavirüs salgınının ilk aylarında Avustralya'daki New South Wales Üniversitesi'nden, kimya profesörü Pall Thordarson’ın The Guardian gazetesi için yazdığı makalede sabunun gücünü nereden aldığı açıkça ortaya koydu.Thordarson, yazısında virüsü bir arada tutan bağın yağlardan oluştuğunu ve sabunun da yağ zarlarını çözerek virüsün iskambil kağıtlarından yapılmış evler gibi dağıldığını anlattı ve tüm dünya sabunlar ile dezenfektanlara yönünü çevirerek sıklıkla kullanmaya başladı.Sabun ya da dezenfektan kullanmak virüsten korunmak için oldukça etkili bir yol ancak ellerin yağ dengesinin bozulması sonucu kuruması, çatlaması ve hatta egzama gibi hastalıklara maruz kalması gibi sonuçları da var. Bu sorunlardan korunmak için ise Aromaterapist Derya Acar’a göre binlerce yıllık geleneksel yöntemlerle üretilen zeytinyağı sabunları cildi kurutmak ve zarar vermek bir yana cildi nemlendiriyor ve gençleştiriyor ve en güvenli yolu sunuyor.BİNLERCE YILLIK BİR GELENEK: KASTİL SABUNUKastil sabunları geleneksel olarak zeytinyağından üretilen, toksik olmayan, biyolojik olarak parçalanabilen bir sabun. Kastil sabunu hakkında bilgi veren Acar, “Tarihte ilk kez, güzellik ve bakımına gösterdiği titizlikle tanınan Kleopatra’nın emriyle üretildiği düşünülmekte. Önceleri Halep civarında üretilen bu sabun Haçlı Seferleri ile birlikteAvrupa’ya ulaştıktan sonra İspanya’nın Kastilya bölgesinde zeytinyağı ile üretilmeye başlandı ve günümüzde kullanılan adını kazandı” diyor.KASTİL SABUNU NEDEN CİLT DOSTU?Zeytinyağı, tekli doymamış yağ asitleri bakımından oldukça zengin. Bu yüzden de epidermisteki nemin yenilenmesine yardımcı oluyor. Cildin nefes almasını sağlarken ölü deri hücrelerinin doğal olarak atılmasını destekliyor.KUZEY EGE’NİN ZEYTİNLERİNDEN GELEN GÜZELLİKAraştırmalar sonucunda Covid-19 virüsüne karşı etkili sonuçlar verdiği ortaya çıkan; kastil sabunları uçucu yağların doğal kokularını ve şifa gücünü de taşıyor, ıtır ve limon uçucu yağlarıyla güçlendirilmiş olanından, zarif lavantanın sakinleştirici etkisini ve paçulinin antibakteriyel gücünü taşıyan çeşidine kadar uzanan koleksiyonda greyfurt, zencefil ve karanfil uçucu yağlarının şifa etkisini taşıyan kastil sabunu da yer alıyor. cumhuriyet.com.trMehmet Barıner ve Enver Altaylıiçin istenen cezalar belli oldu
Mehmet Barıner ve Enver Altaylı için istenen cezalar belli oldu Eski istihbaratçılar Mehmet Barıner ve Enver Altaylı için istenen cezalar belli oldu. Eski istihbaratçı Mehmet Barıner hakkında "silahlı terör örgütü üyeliği" ile "siyasi ve askeri casusluk" suçlamalarıyla 35 yıla kadar hapis istendi.Eski istihbaratçı Enver Altaylı hakkında ise "FETÖ yöneticiliği" ile "siyasi ve askeri casusluk" suçlamalarıyla 42 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. AADEVA Partisi Kurucular Kuruluüyesi: Babacan’ın bu sözleri kabul edilemez!
DEVA Partisi Kurucular Kurulu üyesi: Babacan’ın bu sözleri kabul edilemez! DEVA Genel Kurucular Kurulu Üyesi Musa Malik Yıldırım, “Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan’ın HDP heyeti ile görüşmesi ve bir televizyon programında Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili sözleri asla kabul edilemez” dedi. Yıldırım, DEVA Partisi'nde kuruluş ilkelerinden uzaklaşıldığı için Babacan'ı 3 kez uyardığını aktardı. /Archive/2021/2/18/132956070-725392b88a2a7328958e0ad16a4c309b.jpgDEVA Partisi Genel Kurucular Kurulu Üyesi Musa Malik Yıldırım, Trabzon’da bir otelde düzenlediği basın toplantısıyla DEVA Partisi lideri Ali Babacan’a ve parti politikalarına yönelik eleştirilerde bulundu. Yıldırım, “Ali Babacan’ın katıldığı bir televizyon programında kullandığı, ‘zemin ve şartlar daha uygun olduğunda Anayasanın ilk 4 maddesi üzerinde konuşulabileceğine’ yönelik ifadeleri oldu. Geçen hafta HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve heyetiyle görüştü. Ben buraya HDP ve benzeri yapıların taleplerine meşruiyet kazandırmak için gelmedim. ‘Demokrasi ve insan hakları’ kılıfı geçirilmiş politikaların milletimize yedirilmesine asla ve asla aracılık etmeyeceğim. Ülkenin birliği ve beraberliği için bugüne kadar verdiğim mücadeleyi vermeye devam edeceğim” dedi.‘BU SÖZLERİ KABUL EDİLEMEZ’Yıldırım, “Sayın Genel Başkan’ın HDP heyeti ile görüşmesi ve bir televizyon programında Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili sözleri asla kabul edilemez. Bugün HDP’nin bile hatta terör örgütü PKK’nın bile dile getirmediği Anayasa’nın ilk dört maddesi zemin ve şartlar oluşursa tartışılabileceğini söylemek, ileride nasıl bir projenin hayata geçirilmek istendiğinin kanıtıdır. Buradan sesleniyorum, ilk 4 maddenin neyinden rahatsızsınız veya tartışılmasından memnun olacaksınız” diye konuştu.‘BABACAN’I 3 KEZ UYARDIM’9 Mart tarihinde partilerinin 1’inci yılını dolduracağını kaydeden Yıldırım, “DEVA Partisi’nde demokrasinin işletilmediği ve kuruluş ilkelerinden uzaklaşıldığı için Genel Başkan Ali Babacan ile Genel Merkez Heyetini 3 kez uyardım. Parti kurulurken ilkelerden sapıldıysa burada sıkıntı var demektir. Sayın Babacan ve ekibini AK Parti’den istifa edip geldikleri zaman ortaya koydukları eleştirileri, AK Parti’de istişarenin, ortak aklın kaybolduğu, demokrasinin işletilmediği şeklinde olmuştu. Sayın Babacan bir televizyon programında şu ifadeyi kullandı, ‘Bu itirazlarımızı parti içerisinde, parti zarar görmesin diye yaptık.’ Kendisine ‘Ben sizin yaptığınız hatayı yapmayacağım, milletimi aydınlatacağım’ dedim. Daha parti 1 yıllık iken bunları yapıyorsanız sıkıntı var demektir” şeklinde konuştu.Gazetecilerin partisinden istifa edip etmeyeceği sorulan Yıldırım, “Şu an böyle bir durum söz konusu değil” yanıtını verdi. (DHA)YÖK "Yüz yüze eğitim" anketini açıkladı
YÖK "Yüz yüze eğitim" anketini açıkladı YÖK'ün yaptığı ankette, öğrencilerin yüzde 27'si üniversitelerde bahar dönemindeki eğitim sürecinin “Yüz yüze” olmasını, yüzde 47'si “Çevrim içi” olmasını istedi. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) yaptığı ankette öğrencilerin yüzde 27'si üniversitelerde bahar dönemindeki eğitim sürecinin “Yüz yüze” olmasını, yüzde 47'si “Çevrim içi” olmasını istedi.YÖK’ün geçen hafta küresel salgın sürecinde yükseköğretim kurumlarında yürütülen çevrimiçi eğitime ilişkin görüşlerine başvurmak amacıyla, öğrenci ve öğretim elemanlarına yönelik düzenlediği anket çalışmasının sonuçları açıklandı. Çevrim içi eğitim süreciyle ilgili değerlendirme, iletişim ve paylaşım gibi konularda farkındalık oluşturmak için yapılan ankete 207 üniversiteden 1 milyon 255 bin öğrenci ile 27 bin 820 öğretim elemanı gönüllü olarak katılmıştı. Ankete katılan öğrencilerin yüzde 55'inin kız, yüzde 45'inin erkek, öğretim elemanlarının ise yüzde 43'ünün kadın, yüzde 57'sinin erkek olduğu görüldü. Ankete katılanların yüzde 74'ü lisans, yüzde 22'si ön lisans ve yüzde 1'i doktora öğrencisiyken, öğretim elemanlarının yüzde 45'i sosyal bilimler ve yüzde 32'si de fen ve mühendislik bilimleri alanlarından yer aldı.YÖK’ÜN YETKİ DEVRİ HAKKINDA OLUMLU GÖRÜŞ BELİRTİLDİYÖK’ten yapılan yazılı açıklamada, küresel salgın sürecinde yükseköğretim kurumlarındaki uzaktan öğretim sürecinin tüm boyutlarıyla analiz edildiği anket çalışmasının, bundan sonraki eğitim-öğretim uygulamalarına ilişkin karar verme süreçlerinde önemli bir yol haritası oluşturacağı belirtildi. Anketteki bahar dönemi ile ilgili kısımların Sağlık Bakanlığı ile de paylaşıldığı belirtilirken, söz konusu anketin YÖK tarafından Türkiye'de yükseköğretime ilişkin “En yüksek katılımlı” ve “Hizmet alımı” yapılmadan gerçekleştirilen anket olduğuna dikkat çekildi. Salgın süreci de dâhil, esnek yönetim anlayışı ile üniversitelere yetki devrinin değerlendirilmesi konusuyla ilgili öğrencilerin yüzde 43'ünün ve öğretim elemanlarının yüzde 72'sinin “YÖK’ün yetki devri” hakkında olumlu görüş belirttiği kaydedildi. Öğrencilerin yüzde 78'inin ve öğretim elemanlarının yüzde 94'ünün salgın sürecinde yüz yüze eğitimin başlatılması için YÖK'ün Sağlık Bakanlığı'ndan görüş almasını doğru bulduğu belirtildi.ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 83’ÜNÜN UZAKTAN EĞİTİM İÇİN CİHAZI VARÖğrencilerin yüzde 83'ü ve öğretim elemanlarının yüzde 97'si uzaktan eğitime erişimi sağlayan elektronik cihazlarının bulunduğunu, öğretim elemanlarının yüzde 89,6'sı ve öğrencilerin ise yüzde 97'si internet erişimlerinin yeterli olduğunu bildirdi. Öğrencilerin yüzde 90'ı çevrim içi eğitimde sunulan ders materyalleri ve ders içeriklerinden yararlanabildiğini ve yüzde 25'i derslerin çevrim içi yapılıyor olmasının öğrenmeye etkisinin olumlu yönde olduğunu kaydetti. Öğrencilerin yüzde 48'i çevrim içi eğitimin, eğitim hayatını olumlu etkilediğini ya da etkisinin belirgin olmadığı ve yüzde 37'si çevrim içi eğitim sürecinde hem kendisine hem de derslere daha fazla zaman ayırdığını belirtti.YÜZDE 47’Sİ "ÇEVRİM İÇİ" EĞİTİMİ TERCİH ETTİÖğrencilerin yüzde 27'si bahar dönemindeki eğitim sürecinin “Yüz yüze” olmasını isterken, yüzde 47'si “Çevrim içi” olmasını ve yüzde 26'sı ise karma bir şekilde yapılmasını tercih etti. Buna karşılık ankete katılan öğrencilerin yüzde 46'sı Covid-19 dönemi sonrasında eğitim sürecinin sınıf içinde yüz yüze olmasını, yüzde 29'u tamamen çevrim içi olmasını ve yüzde 25'i ise karma olmasını istedi. Öğretim elemanlarının yüzde 61'i çevrim içi eğitim sürecinin ders verme dışındaki akademik faaliyetlere etkisinde bir değişiklik olmadığını veya olumlu yönde etkilediğini ve yüzde 64'ü eğitimleri verimli yürütebilmek için ciddi bir güçlük yaşamadığını belirtti.ÖĞRENCİLERİN DERSE KATILIMI VE BAŞARI DURUMU AZALDIÖğretim elemanlarının yüzde 69'u derslere hazırlık çalışmalarına daha fazla zaman harcadığını belirtirken, yüzde 43'ü öğrencilerin hem derse katılımlarının hem de başarı durumlarının azaldığını ifade etti. Öğretim elemanlarının yüzde 74'ü yeni teknolojik ve pedagojik beceriler edindiğini belirttiği ankette yüzde 61'i bahar döneminde eğitimlerin çevrim içi, yüzde 26'sı karma ve yüzde 13'ü yüz yüze olmasını istedi. Öğretim elemanlarının yüzde 44'ü salgın dönemi sonrasında eğitimlerin yüz yüze, yüzde 56'sı ise derslerin çevrim içi veya çevrim içi destekli olmasını tercih etti.Twitter hesabından anket sonuçlarını değerlendiren YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, "Yeni YÖK olarak, geçtiğimiz hafta içerisinde salgın sürecinde yükseköğretim kurumlarımızda yürütülen online eğitime ilişkin görüşlerine başvurmak amacıyla öğrenci ve öğretim elemanlarımıza yönelik yaptığımız anket büyük ilgi gördü. Bu anket çalışmamız yükseköğretimimizde bundan sonraki karar verme süreçlerimizde önemli bir yol haritası oluşturacak" dedi. (DHA)Toplum Bilim KuruluÜyesi Prof. Dr.İlhan'dan marttan itibaren kademeli açılmasıöngörülen restoran ve kafeler içinöneriler
Toplum Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan'dan marttan itibaren kademeli açılması öngörülen restoran ve kafeler için öneriler Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında "yerinde karar" dönemiyle illerde salgının seyrine göre kademeli şekilde faaliyet gösterecek restoran ve kafeler için Sağlık Bakanlığı'nın belirleyeceği kriterler etkili olacak. Toplum Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan ise marttan itibaren kademeli açılması öngörülen restoran ve kafeler için önerilerde bulundu. Sağlık Bakanlığı Toplum Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün toplanan Kabine Toplantısı'nın ardından gündeme gelen restoran ve kafelerin vaka ve hastalık seyrine göz önünde tutularak açılabilmesine yönelik açıklamalar üzerine değerlendirmede bulundu.Covid-19 salgınının dünyada ve Türkiye'de etkisini sürdürdüğünü ancak toplumsal bağışıklamaya yönelik aşılama programlarının katkısıyla yeni vaka sayılarında düşüş görülmeye başladığını vurgulayan İlhan, salgının etkisinin kırılması için küresel bağışıklığının sağlanması gerektiğinin altını çizdi.Sürecin, kontrollü şekilde, maske, mesafe ve hijyen kurallarına bağlı kalınarak hızlı aşılamayla sürdürülmesi gerektiğine dikkati çeken İlhan, salgın öncesi normal yaşama dönülebilmesi için tedbirlere uyulmasının önemine işaret etti.VAKA SAYILARI 7-8 BİN BANDINDAİlhan, vaka sayılarının azalmasıyla "yeni normal" yaşama dönülemeye başlanabileceğini belirterek, Türkiye için günlük yeni vaka sayılarının hala 7 bin-8 bin bandında olduğunu hatırlattı.Yeni vaka ve hastalık seyrinin bölge ve illere göre değişiklik gösterebildiğinin altını çizen İlhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı "yerinde karar" döneminin hayata geçirilmeye başlanmasıyla normalleşme adımlarının atılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirildiğini anlattı.İLLERE GÖRE DEĞİŞEBİLECEKİlhan, "Yerinde karar dönemiyle bundan önce Türkiye geneli için alınan ya da kaldırılan kısıtlama kararları artık illere göre değişebilecek" dedi.İl bazında yapılacak değerlendirmelerde Sağlık Bakanlığınca belirlenen kriterlerin esas olacağını dile getiren İlhan, "İller, vaka sayısı, aşı oranları gibi ölçütlere göre düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli olarak sınıflandırılacak. Bu aşamadan sonra yeni normalleşme takvimini yürütülecek" diye konuştu.İlhan, pazartesi günü il bazında 7 günlük vaka sayılarının ortalamasının kamuoyuyla paylaşıldığını ve bundan sonra da her hafta başında bu bildirimin yapılacağını bildirdi.Bir haftayı kapsayan il bazında vaka sayılarının yer aldığı Türkiye haritasına ilişkin bilgi veren İlhan, "8-14 Şubat'ta Covid-19 vaka sayısı her 100 bin kişide Ankara'da 35,49, İzmir'de 44,39, İstanbul'da 60,19 oldu. Nüfusa göre 100 binde sıralamasında, Trabzon ilk sırada yer aldı ve onu Rize, Ordu, Giresun ve Samsun izledi. Vaka sıralamasında ise ilk sırada İstanbul yer alırken bunu Samsun, Konya, Ankara ve Antalya takip etti. Kilometrekare başına yapılan sıralamada da İstanbul, Kocaeli, Trabzon, Yalova ve Ordu ilk 5 il içinde yer aldı" değerlendirmesini yaptı.Prof. Dr. İlhan, 7 günlük veriler ışığında, hastalığın seyrine göre il hıfzıssıhha kurullarınca bölgesel kararlar alınabileceğine ve belli faaliyetlere aşama aşama geçilebileceğine değindi.Salgın sürecinde özellikle restoran, kafe gibi yeme içme sektörünün hastalık seyrine göre kısmi hizmet verdiğini anımsatan İlhan, bunun kimi dönemlerde belli saat sınırlaması ve paket servis hizmeti şeklinde yapılabildiğini aktardı."HASTALIK SEYRİ VE AŞILAMA ORANLARI GÖZ ÖNÜNDE TUTULARAK AÇILABİLECEK" Salgının seyrine göre il hıfzıssıhha kurullarının alacağı kararlar doğrultusunda restoran, kafe ve lokantaların belli kurallar çerçevesinde kapılarını yeniden açabileceğini aktaran İlhan, "İşletmeler, il bazında hastalık seyri ve aşılama oranları göz önünde tutularak açılabilecek. Bunlar yerinde alınacak kararlar doğrultusunda hayata geçirilecek. Restoran, kafe ve kıraathane gibi yeme içme sektörüne yönelik adımların yol haritası önümüzdeki günlerde belli olacak. Bunun için çalışmalar yürütülüyor, analizler yapılıyor, kriterler belirleniyor." şeklinde konuştu."KAPASİTE SINIRLAMASI GETİRİLEBİLİR"Prof. Dr. İlhan, ekonomik sıkıntı içinde olan yeme içme sektörünün rahatlatılması için atılacak adımlarda aynı zamanda halk sağlığının korunmasının esas olduğunun altını çizdi.Bu doğrultuda istenilecek kriterlerin henüz netlik kazanmadığına işaret eden İlhan, daha önce yaz döneminde işletmelerin açıldığını ancak vatandaşların kurallara uymaması nedeniyle ekim sonunda vaka sayılarının hızla artmaya başladığını söyledi."MUTASYONLU VİRÜSÜN ETKİSİ GÖZ ÖNÜNDE TUTULMALI"Bu tür suistimallerin olmaması gerektiğinin altını çizen İlhan, alınabilecek önlemlere ilişkin şunları kaydetti:"Bu dönemde özellikle bulaşma hızı yüksek olan mutasyonlu virüsün de etkisi göz önünde tutulmalı. Çünkü geçmiş dönemde virüsün bulaş hızı bu derece değildi. O nedenle yeme içme sektörünün il bazında salgın seyri göz önünde tutularak açılması halinde yine Bakanlığımızca belirlenen kurallar uygulanmalı. Sıkı kurallar ve denetlemeler çerçevesinde, yemek yenilen iç mekanlara kapasite sınırlaması getirilebilir. İşletme personeline düzenli olarak Covid-PCR testi yapılabilir. İşletme personeline ilerleyen süreçte aşı yapılabilir. Müşterilerden mekana alınmadan önce HES kodu istenebilir. Girişte, kişilerin ateş ölçümü yapılabilir.Öte yandan, mekanda masalar arasındaki mesafe en az 1,5-2 metre olacak şekilde yerleştirilebilir ve masada çapraz oturma düzeni oluşturulabilir. Maskeler ancak ve ancak yemek yenilirken çıkarılabilir. Müşterilerin mekanda bulunma süresine sınırlama getirilebilir. Bulaşma riskinin önlenebilmesi amacıyla, söz konusu mekanlarda müşterilerin yüksek sesle konuşmasına ve ortamda canlı müzik yapılmasına izin verilmeyebilir." AACHP’li Emir: "Günde 39 sağlıkçalışanıistifa etti"
CHP’li Emir: "Günde 39 sağlık çalışanı istifa etti" CHP Ankara Milletvekili Murat Emir'in sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 8 Haziran - 8 Eylül arasında toplam 3 bin 487 sağlık personelinin istifa ettiğini açıkladı. Emir, sağlık çalışanına iki farklı tarih aralığında istifa yasağı getirildiğini hatırlatarak "Yasağının kalktığı dönemde günde ortalama 39 sağlık çalışanı istifa etmiş. Bu rakamlar, sürecin ne kadar taşınamaz bir yük haline dönüştüğünü ortaya koyuyor" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, CHP’li Murat Emir’in soru önergesine verdiği yanıt ile sağlık çalışanı istifa sayısındaki ayrıntılar ortaya çıktı. Bakan Koca, Emir'in sorusuna şu yanıtı verdi:"8 Haziran 2020-8 Eylül 2020 tarihleri arasında Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarında görev yapan bin 982 hekim, 125 asistan, 99 diş hekimi, 53 eczacı, 701 hemşire, 111 ebe, 334 sağlık memuru ve 82 diğer sağlık hizmetleri sınıfından olmak üzere toplam 3 bin 487 sağlık personeli istifa etmiştir."‘ÇALIŞANLARIN KOŞULLARI DÜZELTİLMELİ’Emir, Koca'nın yanıtına ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:"Pandemi sürecini yönetemeyen, vaka sayılarını halktan gizleyen Bakanlık, bir yandan da bütün yükü sağlık çalışanlarının üzerine yıkıyordu. Aylardır sağlık çalışanlarının sıkıntılarını gündeme getiriyoruz. Bakanlık, sıkıntıları görmek yerine sağlık çalışanlarına istifa yasağı getirdi. Şimdi açıklanan rakamlara baktığımızda yasağın kalkmış olduğu dönemde günde ortalama 39 sağlık çalışanının istifa etmiş olduğunu görüyoruz. Rakamlar, sürecin sağlık çalışanları için ne kadar taşınamaz bir yük haline dönüştüğünü ortaya koyuyor. Sağlık Bakanlığı’nın bundan sonraki dönemde istifaları önlemek adına bir an evvel sağlık çalışanlarının koşullarını düzeltecek önlemler almasını bekliyoruz."İKİ KEZ İSTİFA YASAĞI GELMİŞTİSağlık Bakanlığı, ilk olarak 27 Mart 2020 tarihinde sağlık çalışanlarına istifa yasağı getirmiş, bu yasak 8 Haziran 2020 tarihinde kaldırılmıştı. 27 Ekim 2020 tarihinde de sağlık çalışanına ikinci kez istifa yasağı getirilmiş, bu yasak da bu yılın ocak ayında kaldırılmıştı. Erdem SevgiFinancial Times: Biden'ın Erdoğan'ıneden aramadığınıyazdı
Financial Times: Biden'ın Erdoğan'ı neden aramadığını yazdı İngiliz Financial Times gazetesi, ABD Başkanı Joe Biden’ın Orta Doğu yaklaşımını analiz etti. Türkiye'ye ilişkin detayların da yer aldığı makalede, S-400 gündemine de değinilerek ‘Türkiye’nin bu konuda uzlaşmaya istekli olduğu' belirtildi. David Gardner imzasıyla Financial Times'ta çıkan ve yeni ABD Başkanı Joe Biden’ın Orta Doğu politikasını analiz edildiği bir makalede, “Biden yönetimindeki Beyaz Saray’ın, özellikle otokratik müttefik olarak tanımlanan Orta Doğuyu yeniden şekillendirmek için “sessiz diplomasiye” başvurduğu belirtildi. Analizde, Biden’ın Orta Doğu liderleriyle telefon görüşmesi gerçekleştirmemesi ise “Konuşmamak, alışılmışın dışında bir diplomasi aracı ancak bazı durumlarda kullanılabilir” değerlendirilmesinde bulunuldu.Gardner, Biden’ın 75 yıllık müttefiki Muhammed bin Salman ve NATO müttefiki Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aramadığına dikkat çekerek “Bölgede uzun süredir ABD politikasının merkezinde yer alan bir ülke olan Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi de aranmadı” değerlendirmesinde bulundu.ERDOĞAN DEĞİŞİMİ BEKLEDİMakale’de Erdoğan’ın Washington'daki iktidar değişikliğini bekleyerek bir kez daha pragmatik tarafını gösterdiği belirtildi. Türkiye’nin geçtiğimiz ay, Doğu Akdeniz'de Yunanistan ile gerilimi önlemek için 5 yıl içerisinde ilk kez doğrudan iletişim kurduğu ifade edildi. Financial Times Türkiye ile ABD arasındaki yaşanılan gerginliğe, “Ankara'nın Washington ve diğer NATO müttefikleriyle yaşadığı birçok sorundan birinin, Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın almasıdır” şeklinde değindi. Gardner, “Türkiye uzlaşmaya istekli olduğunun sinyallerini veriyor” dedi. cumhuriyet.com.trMeteoroloji'den 4 il için yoğun kar yağışıuyarısı
Meteoroloji'den 4 il için yoğun kar yağışı uyarısı Meteoroloji, Düzce, Zonguldak, Bartın çevreleri İle Kastamonu'nun kuzey ilçelerinde etkili olması beklenen yoğun kar yağışıyla ilgili vatandaşları uyardı. /Archive/2021/2/18/130655568-ddc.jpgMeteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan uyarı şöyle:"Bu akşam saatlerinde başlayacak kar yağışının Düzce, Zonguldak, Bartın çevreleri ile Kastamonu'nun kuzey ilçelerinde kuvvetli ve yer yer yoğun kar yağışı (10-25 cm) şeklinde olacağı tahmin ediliyor. Yoğun kar yağışı ile birlikte etkili olması beklenen kuvvetli buzlanma ve don olayı nedeniyle meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı (ulaşımda aksamalar vb) dikkatli ve tedbirli olunmalıdır."/Archive/2021/2/18/130431757-gggg.jpg cumhuriyet.com.trTelefonla aradığıkişiyi 400 bin TL dolandıranşüpheli yakalandı
Telefonla aradığı kişiyi 400 bin TL dolandıran şüpheli yakalandı Beşiktaş'ta aradığı kişiyi "Paranız yurtdışına transfer edilecek, bunu engellememiz için paranızı bana teslim edin" diyerek 400 bin lira dolandıran şüpheli yakalandı. Dolandırdığı kişiyi telefonla ararken güvenlik kameralarına yakalanan şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, 9 Şubat'ta Konaklar Mahallesi Şebboy Sokak üzerinde gerçekleşti. İddiaya göre, şüpheli İsa Y.(24), mağdur Y.S.'yi arayarak "Bankanıza yakın zamanda FETÖ operasyonu yapılacak, paranız yurtdışına çıkarılmaya çalışılıyor. Paranızı bize teslim edin, kontrol edip geri verelim" dediği öne sürüldü. Bankasını arayarak parasını hazırlatan vatandaş, ertesi gün şüpheliye 400 bin TL'yi elden teslim etti. Sonraki gün kendisini aramadıklarında dolandırıldığını anlayan Y.S., polis merkezine giderek şikayetçi oldu.ŞÜPHELİNİN BANKA ÇALIŞANI OLDUĞU İDDİA EDİLDİİhbar üzerine çalışma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, güvenlik kameralarından yola çıkarak şüphelinin ilk olarak eşkalini sonrasında kimliğini tespit etti. Yapılan operasyon sonucunda şüpheli, Pendik ilçesinde yaşadığı evde kıskıvrak yakalandı. Şüphelinin, kimin hesabında ne kadar para olduğuna erişebildiği ve banka çalışanı olduğu öne sürüldü. İsa Y., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.ŞÜPHELİ KAMERALARA YANSIDIÖte yandan şüphelinin parayı teslim almadan önce vatandaşı aradığı ve parayı teslim alacağı yerde yaptığı telefon görüşmesi, çevrede bulunan güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. DHACHP'li Başarır: Pazarlık aracıdeğil rant aktarma aracı
CHP'li Başarır: Pazarlık aracı değil rant aktarma aracı CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Kamu İhale Kanunu’nun afet, olağanüstü hal gibi hallerde düzenlene pazarlık usulü ihaleleri ‘rant aktarma aracı’ olarak değerlendirerek, kanunda değişiklik istedi. Başarır, “Çok istisna durumlarda kullanılması gerekirken rekabet ortamını yerle bir edip rant aktarma aracı olarak kullanılmıştır” dedi. Başarır TBMM’ye sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde 21/b maddesinin çok istisna durumlarda kullanılması gerektiğini belirterek değişiklik istediğini şöyle açıkladı:“AKP iktidarında; pazarlık usulü ihale, istisna olmaktan çıkıp yaygın bir kamu alım yöntemi olarak idareye hükümet yanlısı şirketler ile bağımlılık ağlarını güçlendirme imkanı sağlamaktadır. Kamu İhale Kanunu’nun 21/b bendine göre doğal afet, salgın hastalık gibi durumlarda alımı hızlandırmak adına kullanılan pazarlık usulü ihale yöntemi; şeffaflığı, hesap verebilirliği ve adil rekabeti ortadan kaldıran bir alım biçimi olarak varlık dağıtımında kayırmacılığın ayyuka çıktığını gözler önüne sermektedir.‘DEĞİŞİKLİKLER YANDIŞ ÇIKARINI GÖZETMEKTEDİR’ “Sadece 2019 yılında Kamu İhale Kurumu’na sonuç bilgisi gönderilen 4734 sayılı Kanun kapsamında yapılan ihalelerin adet olarak yüzde 70,79’u açık ihale usulü ile, yüzde 29,08’i pazarlık usulü ile, yüzde 0,14’ü ise belli istekliler arasında ihale usulü ile gerçekleştirilmiştir. 2007 yılında tutar bazında gerçekleştirilen kamu alımlarının yüzde 87.14’ünde açık ihale usulü, yüzde 9.76’sında pazarlık ihale usulü ve yüzde 3.10’nunda ise belli istekliler arasındaki ihale usulü uygulanmıştır. Bu maddenin AKP dönemindeki artışını buradaki istatistikten de görebilmekteyiz.Ayrıca AKP iktidarı, Kamu İhale Kanunu’nda 60 kez ‘Kanun Değişikliği Teklifi’ ve 8 kez ‘Kanun Hükmünde Kararname’ ile toplam 198 maddede değişikliğe gitmiştir. Yandaşları için kanunları adeta bir yap-boz tahtasına çevirmiştir. İktidar hemen hemen her kanun değişikliğinde halkın çıkarları yerine yandaşların çıkarlarını gözetmektedir. Bu sebeple ülkemiz kaynakları doğru kullanılmamakla beraber, gelir dağılımındaki adaletsizlikte had safhalara ulaşmıştır.”‘İHALELER ŞEFFAF OLMALI’“Kayırmacılık ve himayecilikle yapılan kamu ihale yolsuzluklarının, eş-dost akraba kayırmacılığı ile verilen ihalelerin karşısında duracağız. İhaleler; şeffaf, rekabete açık ve güvenilir olmalıdır. Bu doğrultuda, halktan toplanan vergilerin halk yararı adına kullanılması adına kanun teklifini, TBMM Başkanlığı’na sundum. Umarım bu kanun teklifimiz de diğer tekliflerimiz gibi komisyonun tozlu raflarında bekletilmez.” ANKAMaradona'nınölümüyle ilgili müthişiddia
Maradona'nın ölümüyle ilgili müthiş iddia Daily Mail’de yer alan haberde, Maradona’nın ölümüne ilişkin devam eden soruşturma kapsamında ortaya çıkan yeni bilgilere yer verildi. Diego Maradona’nın geçirdiği beyin ameliyatı sonrasında tedavisinden sorumlu olan hemşirelerden birisinin Arjantinli efsanenin rahat uyuyabilmesi için içtiği biraya uyku hapı attığı ortaya çıktı. Daily Mail’de yer alan haberde, Maradona’nın ölümüne ilişkin devam eden soruşturma kapsamında ortaya çıkan yeni bilgilere yer verildi. Maradona’nın sekiz yaşındaki oğlu Dieguito Fernando’nun eğitiminden sorumlu psikolog Griselda Morel savcılığa verdiği ifadede Arjantinli efsanenin alkolle olan ilişkisini karmaşık olarak tanımlarken, ‘’ Sabah kalktığında ne zaman bira veya şarap istese veriyorlardı. Bakıcılarından biri elindeki ilaçları ezip birasının içine koyuyordu. Böylece akşamları sorun çıkmıyordu. ‘’ ifadelerini kullandı. AKIL SAĞLIĞINI KAYBETMİŞTİ Arjantin basınında davaya ilişkin yer alan haberlerde Maradona’nın son günlerinde akıl sağlığını tamamen kaybettiği, bakıcılardan birisinin Maradona’nın elinde telefon olmamasına rağmen telefonla konuşuyormuş gibi elini kulağına götürdüğünü gördüğü kaydedildi. Griselda Morel savcılıktaki ifadesinde ayrıca, ‘’ Onu en son gördüğümde banyo konusunda sürekli şikâyet ediyordu. Hemşirelerden birini parasını çaldığı için işten çıkardığını söyledi. ‘’ dedi. Maradona’nın ölümüne ilişkin devam eden soruşturma kapsamında geçtiğimiz hafta şüpheli sayısı beşe çıkmış ve hayatını kaybettiği evdeki kişisel telefonların savcılık tarafından incelenmesine karar verilmişti. Evden alınan telefonların uzmanlar tarafından yarın incelenmeye başlanacağı ifade edildi. cumhuriyet.com.tr