Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Monday, 08.18.2025, 05:47 AM (GMT)

News - Haberler

ABD’de yayınlanan Türkiye raporunda‘içsiyasete müdahale’tavsiyesi

ABD’de yayınlanan Türkiye raporunda ‘iç siyasete müdahale’ tavsiyesi ABD'li düşünce kuruluşu Brooking Enstitüsü tarafından yayınlanan “Yeni Türkiye için yeni ABD politikaları” başlıklı raporda, Türkiye’de gerçekleşebilecek olası bir iktidar değişikliğinden, dış politikaya kadar birçok konu masaya yatırıldı. ABD’nin önemli dış politika enstitülerinden Brooking tarafından hazırlanan raporda, Türkiye iç politikasına yönelik mesajlar dikkat çekti. Raporda, seçilecek yeni hükümetin, Batı ile bağları yeniden tesis edebileceğinin altı çizilirken, Washington yönetimine de bunu görünür kılmak için Türkiye iç siyasetine yönelik baskıyı sürdürmesi gerektiği tavsiye edildi. Marmara Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Prof. Dr. Barış Doster, raporu, Sputnik’ten Turan Salcı’ya yorumladı. Prof. Dr. Doster’in rapora ilişkin değerlendirmesi şu şekilde oldu: “ABD’de, Dışişleri Bakanlığı veya Savunma Bakanlığı doğrudan devreye gireceği gibi, bu tarz düşünce kuruluşları da muhatap veya hasım devleti etkilemek, biraz korku salmak, onlar üzerindeki nüfuzu baskıyı arttırmak isterler. ABD’de önemli bir düşünce kuruluşu olan Brooking Enstitüsü’nün de bu son raporunu böyle yorumluyorum. Türkiye’nin bunlara karşı deneyim kazanmış olması beklenir. Aynı zamanda iç cepheyi kuvvetlendirmesi, iktisadi, bilimsel, teknolojik, endüstriyel alanda altyapısını kuvvetlendirmesi gerekir.” ‘MUHALEFETE DÜŞEN BU RAPORU REDDETMEKTİR’ ABD Başkanı Joe Biden’ın da ‘Türkiye’deki muhalefetin desteklenmesi’ yönündeki açıklamalarını hatırlatan Doster, “Türkiye’deki muhalefet bir an evvel buna en gerekli, en tutarlı, en yürekli ve en açık tonda itirazını dillendirilmelidir. Türkiye’de muhalefet, demokratik yollarla halkı ikna ederek ve seçimle iktidara gelmelidir. Bağımsız bir devlete, egemen bir devlete, onurlu bir devlete yakışan da budur. Eğer Batı emperyalizminin, ABD’nin veya AB’nin desteği ile bir iktidar arayışı söz konusu olursa bunu kimse kabul etmez. O yüzden muhalefete düşen bu raporu reddetmektir” dedi. ‘NATO, ABD EMPERYALİZMİNİN İŞGAL VE SALDIRI AYGITIDIR’ Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise “NATO’nun yapısı işi zorlaştıracak olsa da üye ülkeler, Ankara’nın veto gücünü kötüye kullanmasını önleyecek mekanizmalar hakkında ciddi düşünmeye başlamalı” ifadeleri oldu. Peki, bu, Türkiye’nin NATO’daki veto hakkının kaldırılması anlamına mı geliyor. Doster’in değerlendirmeleri şöyle: “Türkiye’ye gözdağı veriliyor. Ben, Türkiye’nin NATO üyeliğine de AB üyeliğine de karşıyım. Çünkü NATO’nun bir ittifak örgütü olduğuna inanmam. NATO, ABD emperyalizminin işgal ve saldırı aygıtıdır. NATO, sadece ABD’nin hasmı olan ülkelerde değil ABD’nin müttefiki olan NATO üyesi ülkelerde iktidarlara hizaya sokmak için üzerlerindeki ABD nüfuzunu pekiştirmek için kurulmuş ve yapılandırılmış bir örgüttür. NATO, Türkiye’nin hiçbir meselesinde yanında değildir. Bilakis PKK/YPG ve FETÖ terör örgütlerini desteklemektedir. Bu aşamadan sonra NATO’da bir kural olan ‘kararlar oy birliği ile alınır’ kuralının değişmesi çok zor. Ama bu tarz açıklamalar üzerinden Türkiye’ye yönelik bir endişe, bir korku, bir kaygı iklimi yaratmak, Türkiye’ye belli konulardaki hassasiyetini törpülemesi, geri adım atması için bir baskı kurma mekanizması olarak zaten bu raporlar yazılmış.” ‘TÜRKİYE, DOĞU AKDENİZ’DE YALNIZLAŞMIŞ DURUMDA’ Raporda, Doğu Akdeniz’den bahsedilmesinin ardından kullanılan "Washington, Türkiye’nin yeni dış politikasından endişe duyan artan sayıda ülkeyle daha etkin çalışabilir" ifadelerinin de üzerinde durulması gerekiyor. Doster, “Türkiye, Doğu Akdeniz’de yalnızlaşmış durumda” diye başladığı sözlerine şöyle devam etti: “Doğu Akdeniz’de, Türkiye’ye karşı geniş, kalabalık bir hasım cephe var. Türkiye karşıtı bu cephe zaten ABD ile ilişkileri iyi olan ve Türkiye’ye karşı birlikte hareket eden ülkeler. ABD’nin Doğu Akdeniz’deki varlığını daha da artırması, Doğu Akdeniz’de zaten fazlasıyla müdahil olduğu meselelere daha fazla müdahil olması, bu ülkelere daha fazla destek vereceğini açıklaması da Türkiye’nin üzerindeki baskıyı çoğaltmak, derinleştirmek, kurumsallaştırmak, çeşitlendirmek ve Türkiye’nin yalnızlığından daha fazla istifade edip Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de geri adım attırma amacına yönelik.” ‘TÜRKİYE, S-400 KONUSUNDA GERİ ADIM ATMAMALIDIR’ Raporda ayrıca Biden’a, “S-400'lerin devre dışı bırakılması karşılığında CAATSA yaptırımlarının kaldırılması” önerisi de yapılıyor. Doster bu konuda, “Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi almasını doğru buluyorum. Türkiye, bu tercihinden vazgeçmemelidir. Eğer CAATSA yaptırımlarına ilişkin ABD tehdidi ve şantajı Türkiye’ye geri adım attırırsa bu, Türkiye’nin saygınlığına, itibarına, caydırıcılığına çok büyük gölge düşürür. Türkiye, CAATSA yaptırımlarından çekinip S-400 konusunda geri adım atmamalıdır, taviz vermemelidir” yorumunda bulundu. Türkiye’nin ABD’nin bu baskılarına karşın bölge merkezli bir dış politikaya yönelerek Irak, Suriye ve İran gibi ülkelerle ilişkilerini kuvvetlendirmesi gerektiğini ifade eden Doster, “Türkiye, emperyalizm ile arasına mesafe koymalıdır” diye de ekledi. cumhuriyet.com.tr

CHP'li Bulut: Muhtarların masasıvatandaşa gelen icra evraklarıyla doldu taştı

CHP'li Bulut: Muhtarların masası vatandaşa gelen icra evraklarıyla doldu taştı CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Seyhan’da muhtarları ziyaret ederek, “Yoksulluğu inkar eden, halkın sorunlarını görmezden gelen iktidar mensupları sadece mahalle muhtarlarımızı ziyaret etse, vatandaşın nasıl büyük bir borç yükü altında olduğunu görür. Muhtarların masası vatandaşa gelen icra evraklarıyla doldu taştı” dedi. /Archive/2021/2/18/125856651-0726ed8b-9a83-4d5c-882c-7e883dca8735-w.jpgCHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Seyhan Onur Mahallesi Muhtarı Fatih Rüştü Tekin’i, Ova Mahallesi Muhtarı Alaattin Barış’ı, Demetevler Mahalle Muhtarı Mahmut Köksal’ı ziyaret etti.Muhtarların hizmetin ilk durağı olduğunu belirten Bulut, muhtarların özlük hakları konusunda sıkıntı yaşadığını ve SGK primlerini kendileri ödediğini söyledi. Bulut, “Yoksulluğu inkar eden, halkın sorunlarını görmezden gelen iktidar mensupları sadece mahalle muhtarlarımızı ziyaret etse, vatandaşın nasıl büyük bir borç yükü altında olduğunu, evine ekmek götüremediğini, telefon, elektrik, doğalgaz faturalarını dahi ödeyemediğini görür. Her gün muhtarlıklara onlarca icra evrakı geliyor. Muhtarların masası vatandaşa gelen icra evraklarıyla doldu taştı. Muhtarlarımız icra tebligatlarını dağıtmaktan yoruldu” dedi. ANKA

Vermedikleri suyun parasınıistediler:Çiftçiye‘sorma ver’faturası

Vermedikleri suyun parasını istediler: Çiftçiye ‘sorma ver’ faturası Eskişehir’de Sulama Birliklerinin çiftçilere hizmet almadıkları su kuyularından ‘su bedeli’ adı altında fatura göndermesi çiftçileri isyan ettirdi. Tepebaşı ilçesine bağlı Muttalip Mahallesi’nde bir araya gelen çitçiler, mağduriyetlerini CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’e anlatırken, “Sulama Birliği her birimize en az 2 bin lira olan faturalar gönderdi. Hem de kullanmadığımız su için. Ödeme yapmazsak hububat desteklerimizden kesinti yapılıyor. Hiçbir yetkili sesimizi duymuyor. Zaten borç içindeyiz, biz bu faturaları nasıl ödeyeceğiz? ” dedi. Çiftçileri dinleyen CHP’li Çakırözer, yaşanan mağduriyeti Meclis gündemine taşıyarak, “2018 yılında tüm itirazlarımıza rağmen Meclis’te DSİ kanununda düzenleme yapıldı. Sulama Birliklerine kayyum atanmasının önü açıldı. O zaman bu düzenleme çiftçiyi mağdur eder dedik, dinlemediler. Şimdi DSİ'nin kayyumları, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçilere hiçbir kontrol yapmaksızın, otomatik su faturaları gönderiyor. İktidarın savurganlığının bedelini çiftçinin sırtına yüklenemez” diye konuştu."ÇİFTÇİYE SORMA VER FATURASI"Sulama Birliklerinin Eskişehir’in ilçelerinde çiftçilere hizmet almadığı su kuyularından ‘su bedeli’ adı altında fatura gönderdiği ortaya çıktı. Eskişehir’in Alpu, Sarıcakaya, Tepebaşı, Odunpazarı ilçelerinde hizmet almadıkları halde kendilerine gönderilen faturalara isyan eden çiftçiler, Muttalip Mahallesi’nde bir araya gelerek yaşadıkları mağduriyetin sonlandırmasını istedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in de katıldığı buluşmada çiftçiler, sadece çiftçi kayıt sisteminde kaydı bulundukları için kendilerine dekar başına 15 lira su faturası gönderildiğini söyledi. Çakırözer, çiftçilerden ‘sorma ver’ parası istendiğini söylerken, yaşanan mağduriyeti Meclis gündemine taşıdı."2018’DE UYARMIŞTIK!"Çiftçileri dinleyen Çakırözer, muhalefetin tüm itirazlarına rağmen 2018 yılında Meclis’ten geçen DSİ kanunu düzenlemesini hatırlattı. Çakırözer, “2018 yılında bizlerin tüm itirazlarına rağmen AKP Meclis’ten bir düzenleme geçirdi. DSİ kanununda düzenleme yapılarak sulama kooperatifleri ve sulama birliklerinin yönetimlerinin ataması ve denetiminin DSİ’nin alt birimi tarafından yapılmasının önü açıldı. O zaman atanan kişinin hükümetin siyasi politikalarından etkilenebileceği ve ona göre kararlar alabilme ihtimalini gündeme getirerek bizler düzenlemeye karşı çıktık. Bu düzenleme çiftçilerimizi mağdur eder dedik, ama dinlemediler. Şimdi bu sulama birlikleri çiftçilerimize su kuyularından kullanmadıkları suyun faturasını gönderiyor. Bu vicdansızlıktır. İktidarın savurganlığının bedeli çiftçinin üzerine yıkılamaz” dedi.“DEKARI 15 LİRADAN FATURA GÖNDERDİLER”Emirler Mahallesi’nde çiftçilik yapan Süleyman Uyarer, yaşadıkları mağduriyeti şu şekilde anlattı: “Eskişehir Sulama Birliğini’nin mücavir alanı dışarısında olan sahalardan dönümü 15 liradan su bedeli adı altında bedel ödenmesi için çiftçilere evrak gönderdiler. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) üzerinden. Biz buna itiraz ettik. Yetkililere bildirdik ama bize kanun çıktığını ve bu paraları alacaklarını söylediler. Şimdi de çiftçilerimiz kendilerine yatırılan hububat desteklerinden bu paraların kesildiğini söylüyor. Hiçbir başvurumuzdan sonuç alamadık. Sorunumuzun çözülmesi için yetkililerden yardım istiyoruz.”“SULAYAN DA VAR, SULAMAYAN DA”Çiftçi Hasan Süleyman, çiftçi başına 2 bin lira olan faturalar gönderildiğine dikkat çekti. Süleyman, “Normalde DSİ personelini gönderir, kuyulardan su kullanılıp kullanılmadığı kontrol edilir ve ona göre fatura çıkarılırdı. Şimdi arazisini sulayandan da sulamayandan da para istiyorlar. Tapular üzerinden bize fatura gönderdiler. Buradan yetkililere sesleniyorum, sorunumuza çare bulun” dedi.“KULLANMADIĞIM SUYA 4 BİN LİRA İSTİYORLAR”Kendisine kullanmadığı su için 4 bin lira fatura gönderildiğini söyleyen çiftçi Teyfik Kara ise, “Benim normalde DSİ kanallarından kullandığım sular için ödediğim faturam var. En son 6 bin lira ödedim. Kaç yıldır bu faturamı ödüyorum ama şimdi hizmet almadığım su kuyuları için de bana toplam 4 bin liralık iki ayrı fatura gönderdiler. Bizden 2020 yılı çiftçi kayıt belgemizi teslim etmemizi istediler. Bunlara bakarak bize fatura gönderdiler. Ben hiçbir şekilde tarlalarım için beyan belgesi imzalamadım. Beyan alınmadan ÇKS üzerinden fatura gönderdiler” dedi.“İKTİDARIN SAVURGANLIĞININ BEDELİNİ ÇİFTÇİ ÖDEMEYECEK”Çakırözer, çiftçilerle gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaşanan mağduriyeti Meclis gündemine taşıyarak, çiftçinin yaşadığı mağduriyetin giderilmesini istedi.Çakırözer, TBMM’de yaptığı konuşmasında, şöyle konuştu:“Eskişehir'imizde Emirler, Koyunlar, Orta, Fevziçakmak, Muttalip, Cumhuriye, Osmaniye, Karahüyük Mahallelerimizde çiftçilerimiz büyük sıkıntı yaşıyor. Devlet Su İşleri’nden hiçbir hizmet almadıkları kuyuları için su faturaları gönderilmiş. Dekar başına 15 lira. Her çiftçiye en az 2 bin lira yeni fatura çıkarılmış. 2018 yılında AKP iktidarı sulama birliklerini kapatmak istediklerinde uyarmıştık ‘Sulama birliklerine el koyuyorsunuz ama bundan sonunda çiftçimiz zarar görecek’ demiştik. İşte, dediğimiz çıktı. DSİ'nin kayyumları, Türkiye'nin dört bir yanında çiftçi kayıt sistemine kayıtlı tüm çiftçilere hiçbir kontrol yapmaksızın, otomatik su faturaları göndermekte. Bunun adı ‘sorma ver parası’dır. Bu kanun çıkmadan önce yıllarca hiç alınmamış böyle bir paranın şimdi isteniyor olması Eskişehir ve Türkiye'de on binlerce çiftçimize yapılan haksızlıktır. Çiftçinin zaten omzunda elektrik faturası var, gübre, tohum, mazot yükü var. Hesapsız kitapsız savurganlığınızın bedelini eli nasırlı çiftçinin sırtına yüklemekten artık vazgeçin. Çiftçilere yapılan bu büyük adaletsizlikten derhâl dönülmelidir. ” cumhuriyet.com.tr

Metabolizmanızıhızlandıran 8 etkiliöneri!

Metabolizmanızı hızlandıran 8 etkili öneri! Diyet yapmanıza rağmen kilo alıyor veya vermekte güçlük çekiyorsanız, dikkate almanız gereken unsurların başında metabolizma hızınız geliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, metabolizmayı hızlandırmanın 8 püf noktasını anlattı. Protein şart, üstelik günde 2 kez: Protein tükettiğinizde kalori almanızın yanı sıra yaktığınız kaloriler de artıyor. Ayrıca proteinler uzun süre tokluk da sağladıkları için beslenme planınızda düzenli olarak mutlaka bulunmalı. Yumurta, yoğurt, et ürünleri ve bakliyatlar gibi protein grubunda yer alan besinleri kahvaltıda ve diğer öğünlerden birinde mutlaka tercih etmelisiniz.Öğün atlamayın: Zayıflamak uğruna siz siz olun, aç kalmayın! Çünkü aç kaldığınızda metabolizmanız da bu yiyecek kıtlığına ayak uydurabilmek için hızını yavaşlatıyor. Dolayısıyla uzun süre aç kalıyorsanız metabolizma hızınız yavaşlayacağı için bir süre sonra kilo vermeniz zorlaşacaktır.Çok düşük kalorili diyetler yapmayın: Çok düşük kalorili diyetler uyguladığınızda bedeniniz asgari düzeyde alması gereken besin ögelerinden mahrum kalmış oluyor, bunun sonucunda kas kayıpları oluşuyor. Kas kaybı da metabolizma hızının yavaşlamasıyla sonuçlanıyor.Su tüketin, hem de bolca: Yapılan bazı çalışmalara göre; 500 ml su içmek metabolizma hızını yüzde 30’a kadar arttırabiliyor. Günde 2-2.5 litre su tüketerek hem metabolizma hızınızı arttırabilir hem de vücudunuzda susuzluktan kaynaklanabilecek problemleri yaşama riskini düşürmüş olursunuz./Archive/2021/2/18/124656080-16121623874.jpgEgzersizi hayatınıza mutlaka dahil edin: Egzersiz, bazal metabolik hız, bir başka deyişle kişilerin tam dinlenme halinde iken yaşamsal fonksiyonları için kullanılan enerjiyi artırıyor. Dolayısıyla haftada 150-300 dakika kadar, orta yoğunlukta bir egzersizi hayatınıza mutlaka dahil etmelisiniz. Yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi alternatiflerden herhangi birini uygulayabilirsiniz.  İyotlu tuz kullanın: İyot tiroit hormonlarının sentezlenmesi için gerekli bir besin öğesi. Ülkemizde su ve toprakta iyodun yetersiz olması nedeniyle besinlerden aldığımız yetersiz iyoda bağlı olarak hipotiroid hastalığı gelişebiliyor. Bu hastalıkta metabolizma hızı oldukça yavaşlar. Bu nedenle satın aldığınız tuzların iyot takviyeli olduğundan emin olun.Kafein hızlandırıyor, ancak: Çay, kahve ve çikolata gibi yiyecek ve içeceklerde bulunan kafein de metabolizma hızının artmasına yardımcı oluyor. Ancak diüretik etki, çarpıntı ve uykusuzluk gibi olumsuz etkiler de yapabildikleri için kafein içeren ürünleri abartmadan tüketmenizde fayda var.Yeşil çay için: Yeşil çay fiziksel aktivite, yeterli protein ve enerji alımı gibi diğer olumlu faktörlerle bir araya geldiğinde anlamlı bir etki yaratabiliyor. Günlük güvenli kafein sınırlarında kalarak yeşil çay tüketebilirsiniz. Yaklaşık 1 su bardağı yeşil çay 30-50 mg kafein içeriyor. cumhuriyet.com.tr

ABD'lişarkıcıDemi Lovato, aşırıdoz uyuşturucu kullanmaktan 3 kez felçve kalp krizi geçirdiğini açıkladı

ABD'li şarkıcı Demi Lovato, aşırı doz uyuşturucu kullanmaktan 3 kez felç ve kalp krizi geçirdiğini açıkladı Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı Demi Lovato, 2018'de aşırı doz uyuşturucu kullanımı nedeniyle kalp krizi ve felç geçirdiğini anlattı. BBC'de yer alan habere göre, 28 yaşındaki Lovato "Demi Lovato: Dancing With The Devil" (Demi Lovato: Şeytanla Dans) belgeselinde 2018'de aşırı doz uyuşturucu kullandığı için hastaneye kaldırılmasıyla ilgili ilk kez açıklamalarda bulundu.Bilinci kapalı bir şekilde Los Angeles'taki evinde bulunduktan sonra hastaneye kaldırıldığını ifade eden Lovato, doktorlarının ölüme çok yaklaştığını söylediğini aktardı.Aşırı doz uyuşturucu alması nedeniyle üç kez felç ve kalp krizi geçirdiğini belirten Lovato, "Beyin hasarı aldım ve bugün hala bunun etkileriyle uğraşıyorum." ifadesini kullandı."Dancing With The Devil" belgeselinin 23 Mart'ta Youtube'da yayınlanması bekleniyor.Lovato, çocuk oyuncu olarak ilk kez "Barney and Friends" dizisinde yer aldı. Lovato şimdiye kadar 6 stüdyo albümü çıkardı. Şarkıcının ilk stüdyo albümü "Don't Forget" Eylül 2008'de yayımlandı. İlk haftasında 89 bin kopya satan albüm, Billboard 200 listesine iki numaradan giriş yaptı. AA

Faruk Bildrici, "İzleyici bilmeli" dedi, açıkladı: Konuklarücret alıyor mu?

Faruk Bildrici, "İzleyici bilmeli" dedi, açıkladı: Konuklar ücret alıyor mu? Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, "Tartışma programlarının düzenli konuklarına ücret ödeniyor ama açıklanmıyor. Oysa yorumcularla TV arasında maddi ilişki olduğunu izleyici bilmeli" diyerek hazırladığı analizi açıkladı. Faruk Bildirici, izlediği 8 kanala çağrılan konuklara ilişkin bir analiz paylaştı. Bildirici analizinde NTV, CNN Türk, Habertürk, Haber Global ve A Haber’deki tartışma programlarına katılan 56 politikacıdan da 31’i AKP yanlısı isimler olduğunu belirtti.Halk TV, KRT ve Tele 1'e çıkan konukların sadece CHP’li, kalanları ise İyi Parti, Saadet Partisi, DEVA, Gelecek Partisi’nden olduğunu aktaran Bildirici, sunucu kadınların çok, konukların ise az olduğunu vurguladı."KAVGA EDEN KAFALAR"Analizinde, "Ekranlar kavga eden kafalar ile kaplandı" diyen Faruk Bildrici, "Birbirini anlamaya çalışmayan, hakaret dilini kullanmaktan kaçınmayan insanların yer yer kavgaya varan üslup kullandıkları gürültülü ortamlara dönüştü bu programlar. Pandemi nedeniyle bazı konukların stüdyoya gelememesinin de etkisiyle konukların görüntüsünün ekrana yansıtılması, ekranların “konuşan kafalar” ile dolmasına yol açtı" yorumunda bulundu.ÜCRET ALIYORLAR MI?Düzenli konuklara ücret ödendiğini aktaran Bildrici, "Ayrıca bu programların konukları ikiye ayrılıyor; arada bir çağrılanlar ve “düzenli konuklar”. Arada bir davet edilenler değilse de “düzenli konuklar”ın çoğu, televizyon kanallarından ücret alıyor. Düzenli davet edilen bu konuklar bazen “Güvenlik Danışmanı” gibi unvan verilerek kanalın kadrolu elemanı haline getiriliyor. Ama genellikle anlaşmalar sözlü ve kayıt dışı oluyor, ödeme de “telif” biçimde yapılıyor. Her ay belirli bir miktar ödeme yapılan kişilerin diğer kanallardaki programlara da çıkmamaları isteniyor" değerlendirmesinde bulundu.SADECE PROGRAMDA DEĞİLFaruk Bildrici, "Televizyonlardaki bu programlarda sık görünmenin siyasi partilerin etkinliklerinde ve belediyelerde ücretli konuşmalar yapmak gibi ekstra işler getirmesi de ayrı bir araştırma konusu" olduğunu da vurguladı. cumhuriyet.com.tr

Adana'da DEAŞoperasyonu: 9 gözaltıkararı

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Adana'da DEAŞ operasyonu: 9 gözaltı kararı Adana'da DEAŞ terör örgütüne yönelik şafak vakti operasyon düzenlendi. 9 kişi hakkında gözaltı kararının bulunduğu operasyonda çok sayıda şüpheli yakalandı. Terör örgütü DEAŞ'ın deşifresine yönelik çalışmalarını sürdüren İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, örgütüne mensup oldukları, Suriye'de örgüt adına faaliyet yürüttükleri, daha önce yakalanan teröristlerle bağlantılı oldukları öne sürülen 9 kişiyi tespit etti. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın şüpheliler hakkında gözaltı kararı çıkartması sonrası TEM ekipleri, 9 adrese şafak vakti eş zamanlı operasyon düzenledi. Özel Harekat ve TEM ekiplerinin koç başları ile demir kapıları kırarak girdikleri evlerde arama yapan polisler, haklarında gözaltı kararı bulunan çok sayıda şüpheliyi yakaladı. Gözaltına alınan şüpheliler, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. DHA

İzmir’deözlük haklarıyla ilgili açıklama yapanlara sosyal mesafe cezasıkesildi

İzmir’de özlük haklarıyla ilgili açıklama yapanlara sosyal mesafe cezası kesildi Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, İzmir’de yaptıkları bir basın açıklaması nedeniyle sosyal mesafe cezası aldıklarını söyledi. AKP’nin yaptığı “tıklım tıklım” kongrelere dikkat çeken Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, İzmir’de yaptıkları bir basın açıklaması nedeniyle sosyal mesafe cezası aldıklarını söyledi. Bacaksız, “Kanunlar bizim için mi işliyor? Onların işine geldiğinde kanun var, işine gelmediğinde kanundan muaflar” dedi.‘ONLARA HER ŞEY SERBEST’Aldığı cezaya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan Genel Sağlık-İş Başkanı Bacaksız, “İzmir 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde, sağlık çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili bir tepki vardı. Biz de oraya açıklama yapmaya gitmiştik. Bana sosyal mesafeden ceza vermişler. Balçova Kaymakamlığı da bu cezayı işleme koymuş” dedi. Konuyla ilgili kendisine savunma hakkı verilmediğini söyleyen Bacaksız, “Cezanın hukuki altyapısı sağlıklı işletilmemiş. Bu ceza verilirken benim savunmama başvurulmadan, kamera kayıtları gibi unsurlara bakılarak bir ceza verilmiş. Yine ‘ben yaptım oldu’ mantığı var. Buna İzmir Sulh Ceza Hakimliği’nde itiraz ettik ve cezayı yargıya taşıdık. Şimdi sonucunu bekliyoruz” dedi. İktidarın çelişkili uygulamalarına dikkat çeken Bacaksız, “Yasalar herkese eşit uygulanmalıdır. Kim olduğunuz fark etmez. Bizleri böyle yapay sorunlarla uğraştırıyorlar. Biz bir basın açıklaması yapacaksak arkadaşlarımızın pandemi tedbirlerine uymasına çok dikkat ediyoruz. Bu konuda en hassas bizken kendileri tıklım tıklım” ifadelerini kullandı. AKP kongrelerindeki kalabalıkları anımsatan Bacaksız, “Kendi parti mitinglerini yapıyorlar. Esnaf kan ağlıyor ama kendilerine her şey serbest. Böyle bir hukuk devleti olur mu? Başkalarına karşı bir beklenti içine girdiklerinde ‘kanuna göre’ diyorlar ama kendileri hiçbirine uymuyorlar. Kanunlar bizim için mi işliyor? Onların işine geldiğinde kanun var, işine gelmediğinde kanundan muaflar” diye konuştu. Sarp Sağkal

Trabzon Tabip OdasıBaşkanıKibar Yaşar Güven, koronavirüs vakalarının Karadeniz’de artmasının nedenlerini yorumladı

Trabzon Tabip Odası Başkanı Kibar Yaşar Güven, koronavirüs vakalarının Karadeniz’de artmasının nedenlerini yorumladı Trabzon Tabip Odası Başkanı Kibar Yaşar Güven, Karadeniz'de vaka sayılarının artmasının nedenini köyden kentte gelişler olarak yorumlarken, AKP kongrelerinin de vaka artışında etkili olabileceğinden endişe duyduğunu dile getirdi. Koronavirüs vakalarının Karadeniz’de artmasının nedenlerini yorumlayan Trabzon Tabip Odası Başkanı Güven, köylerden şehre gidiş gelişlerin fazla olabileceğini söyledi. Güven, AKP kongrelerinin vakaları daha da artıracağından endişeli.KÖYDEN ŞEHRE GELİŞLER ETKİLEMİŞ OLABİLİRSağlık Bakanlığı’nın iller bazında yüz bin kişiye düşen vaka sayısını haftalık olarak yayımlamasıyla birlikte, Karadeniz Bölgesi’nde çok sayıda vaka olduğu görüldü. Trabzon’da geçen hafta yüz bin kişi başına 228 vaka düştüğü belirtildi. Karadeniz’deki bu vaka artışını Cumhuriyet’e değerlendiren Trabzon Tabip Odası Başkanı Kibar Yaşar Güven, “Bütün Türkiye’de alınmış tüm önlemler bizde de aynı şekilde devam ediyor. Ama Karadeniz Bölgesi’nin böyle yoğun olmasının nedeni bence maskeye, mesafeye uymamasıyla ya da sokakların doluluğuyla ilgili değil. Bizde halkın bir ayağı köylerde. Köyden kırsala geçiş çok oluyor. Hafta sonu da sokağa çıkma yasağı olduğu için insanlar köylerine gidiyor. Orada 3-4 aile beraber yaşıyor. Burada çok fazla maske ve mesafeye de dikkat edilmiyor. Sonra insanlar pazartesi şehre dönüyor. Yani temas da artmış oluyor” dedi.‘SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUM’CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, Türkiye çapında en çok koronavirüs vakasının görüldüğü ilk üç il olan Trabzon, Rize ve Ordu’da AKP kongreleri yapılmasını eleştirdi ve bunun bir suç olduğunu savundu. Adıgüzel, “Sağlık Bakanı Ordu’da yüzde 100 vaka artışı var diyor. Ama AKP ardı ardına bu illerde kongreler yapıyor. Hem de Erdoğan’n tabiriyle lebalep yani ağzına kadar dolu salonlarda. Bu bir marifet değil, garabettir. Burada açıkça bir suç vardır. Savcıları göreve davet ediyorum” çağrısını yaptı. Sarp Sağkal

CHP’nin hazırladığırapor, pandemi koşullarındaçocukların uğradığıhak gasplarınıgözönüne seriyor

CHP’nin hazırladığı rapor, pandemi koşullarında çocukların uğradığı hak gasplarını göz önüne seriyor CHP İnsan Hakları Genel Başkan Yardımcılığı tarafından hazırlanan “Pandemi ve Çocuk” kitabına göre, 2019’dan 2020 Eylül ayına gelene kadar görüştüğümüz haneler içerisindeki çocuk işgücü oranı yüzde 10 artmış durumda. Geçen yıldan bu yana yüzde 10 daha fazla çocuk günde 10-12 saat ortalama 60 ila 70 lira yevmiye için tarlalarda çalışmaya başladı. CHP İnsan Hakları Genel Başkan Yardımcılığı tarafından hazırlanan “Pandemi ve Çocuk” kitabına göre, salgın süresince çocukların üstün yararı gözetilmedi, hakları gasp edildi. Çocuk işçiliği arttı, çocukların karşı karşıya kaldığı riskler çoğaldı, beslenme yetersizliği çeken çocuk sayısında da artış oldu.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kitabın önsözünde yer alan sunuş yazısında, “Çocukların biz yetişkinler tarafından yaratılan krizlerin mağdurları olmasını istemiyoruz. Kuşaklar arası sorumluluk bilinciyle yaşanabilir bir dünyada, yetişkinlerin tahakkümüyle örselenmiş çocuklar yerine mutlu, özgür, güçlenmişgüçlendirilmiş, sağlıklı çocuklar ve bu çocukların yer aldığı eşit bir toplum hayal ediyoruz’’ dedi.Kitapta yer alan bazı tespitler ve öneriler şöyle:- Çocuklar haklarının öznesi olarak görülmediği için hakları ilk olarak gasp edilen grup olmuştur. Bu hak gaspı “çocukları koruyoruz” mitine dayanmaktadır. Pandemi sürecinde devletin gözettiği çocuk politikası derhal değiştirilmelidir. - Genelgelerle nüfusun 1/3’ünden fazlasını oluşturan 18 yaş altı bireylerin temel hak ve özgürlükleri kısıtlanmıştır.BİN ÇOCUK KAYIP- 10 bine yakın çocuğun evden kaçtığı söyleniyor. 9 bini geri döndürülüyor. Bine yakın çocuğun şu anda ne yaptığı belli değil. Yani kayıp. - Pandemi dönemi içerisinde gerek velayet gerek tedbir kararları en az 5-6 aylık gibi bir süre ertelenmek zorunda kaldı. Bir çocuğun bu süreç içerisinde anne ve babasından mahrum kalıyor olması duygusal anlamda bir yıkım anlamına geliyor. - Aile içinde şiddet varsa çocuğun kendini ifade ettiği ya da bu olumsuzluğun en çok izlenebildiği yer okullar. Okula devam edemeyen çocuk, nereye ulaşabileceğini bilemedi, kendini açığa çıkarmaları zorlaştı. Evlerde ve okullarda risk altındaki çocukların gözlemlenmesi pandemide engellendi. - ALO 183’ün bu dönemde aslında bir müdahale sistemi değil de daha çok bir danışma hattı olduğunu gördük. Pandemiden sonra 183’e ne kadar ihbar geldi? Veri paylaşılmadığı için sayıları bilmiyoruz. Altyapılar yetersiz kaldı ve görüşmelerin çoğu kesildi. - Çocukların uzaktan eğitimle ilgili görüşleri alınmadı. Bunun için de tüm illerde Çocuk Meclisleri’nin kurulması gerekiyor. - Çocukların kağıt toplamaya gittiğini biliyoruz. Kesinlikle eğitime erişemediler. Bırakın interneti, bırakın bilgisayarı ya da akıllı telefonu, birçok evde ‘tüplü’ dediğimiz televizyonlar var ve hiçbir işe yaramadılar. Yani bu çocukların neredeyse yüzde 80’i maalesef eğitimden yararlanamadı ve bu çocukların neredeyse yüzde 80’i okulu terk edecek. - Beslenme yetersizliği çeken çocuklar var yoksul mahallelerde.ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ARTTI- 2019’dan 2020 Eylül ayına gelene kadar görüştüğümüz haneler içerisindeki çocuk işgücü oranı yüzde 10 artmış durumda. Geçen yıldan bu yana yüzde 10 daha fazla çocuk günde 10- 12 saat ortalama 60 ila 70 lira bir yevmiye için tarlalarda çalışmaya başladı. Çocuklar sadece tarlada çalışmıyor. Bu çocuklar, Urfa’ya, Diyarbakır’a, Adıyaman’a döndükleri zaman bu sefer de kentsel alanlarda, sokakta, hizmet sektöründe çalışmaya başlayacaklar.BEZ YERİNE POŞET- Bazı evlere bir koli girdi. Ama bu koliler, genellikle tek tipti. Yani o evde yaşayan bir çocuk var mı? O evde bir bebek var mı? O bebeğin beze ihtiyacı var mı? O evde bir yatalak var mı? Ya da otistik bir çocuk var mı? Bunu maalesef ne devlet ne yerel yönetimler göz önüne almadı. Bebek bezi alamadığı için poşet bağlayan anneler, mama olmadığı için sadece şekerli suyla beslenen bebekler var. Figen Atalay

Çorum Valisi MustafaÇiftçiİskilipli anmasına sahipçıktı

Çorum Valisi Mustafa Çiftçi İskilipli anmasına sahip çıktı Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Kuvayı Milliye’ye düşmanlık yapan Teali İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf’ın anmasına katılmasını “Serçeden korkan darı ekmez” mesajı ile savunurken, anmayı haberleştiren gazetecileri de sosyal medya hesabından engelledi. Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Milli Mücadele döneminde İngilizlerin desteği ile Kuvayı Milliye’ye düşmanlık yapan Teali İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf’ın anmasına katılmasını eleştirenlere, “Serçeden korkan darı ekmez” yanıtını verdi. Çiftçi’nin, anma etkinliklerine katılmasını haberleştiren gazetecileri sosyal medya hesabından engellediği görüldü.Vali Çiftçi, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, İskilipli Atıf’ı anma etkiliğinin milletin nezdinde bir karşılık ve kabul gördüğünü öne sürerek, “Aziz milletimiz sağduyu ve engin ferasetiyle her şeyi gayet güzel değerlendiriyor, ölçüp-biçiyor, herkese hakkını tastamam teslim ediyor” dedi. Çiftçi, anmaya katıldığı için gelen eleştirilere ise “ Bunları normal karşıladığımı da baştan söylemeliyim. ‘Serçeden korkan darı ekmez’ demiş büyüklerimiz” yanıtını verdi.İskilipli Atıf’ın milletin vicdanında suçsuz olduğunu, Atıf’ın hain ve Kuvayı Milliye’ye karşı olmadığını ileri süren Çiftçi, İskilipli Atıf’ın İstiklal Savaşı’na katılanları fisebilillah mücahit olarak nitelendirdiğini, Anadolu hareketi aleyhine bildiri hazırlayıp imzalamadığını ve İngilizlilerle ya da Yunanlılarla birlikte olmadığını ileri sürdü. Seyfettin Mete

YÖK’tenüniversitelileri ilgilendiren hibrit eğitim yazısı

YÖK’ten üniversitelileri ilgilendiren hibrit eğitim yazısı Bakanlığın önerisiyle üniversiteler, bahar döneminde yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitimin birlikte yürütüldüğü hibrit (karma) eğitim yapacak. Binlerce öğrencinin kent değiştirmesi gerekecek. Sağlık Bakanlığı’nın önerisi doğrultusunda Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bahar döneminde yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitimin birlikte yürütüldüğü hibrit (karma) eğitim yapılabileceğini duyurdu. Ancak, bu durumda binlerce öğrenci üniversiteye gitmek için il değiştirecek. Bu öğrencilerin bir kısmı da kaldığı yurtlarda, evlerde ya da kütüphanelerde bir araya gelecek. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, varyant virüse de işaret ederek, “Öğrenciler bakımından sıkıntılı bir süreç başlatabilir” uyarısında bulundu.Dün gerçekleştirilen Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında bahar dönemine ilişkin alınan kararların, üniversitelere resmi yazı ile bildirildiği kaydedildi. Buna göre, uygulamalı eğitimler “azami dikkatin gösterilmesi ve sıkı tedbirlerin alınması” şartıyla öğrenciler seyreltilerek, gruplara ayrılarak yüz yüze yapılabilecek. Teorik eğitimler ise Sağlık Bakanlığı’nın görüşleri ile programlarda kazandırılması gereken asgari yeterlikler dikkate alınarak mümkün olduğunca çevrimiçi yapılacak. Salgın endişesi veya barınma dolayısıyla eğitimlere devam etmek istemeyen öğrenciler kayıt dondurma haklarından yararlandırılacak. Bu kapsamda, üniversiteler bahar dönemi için hibrit eğitime geçtiklerini duyurmaya başladı.Türkiye’de sadece lisansta 4.5 milyon öğrenci bulunuyor. 773 KYK yurdunda yaklaşık 700 bin öğrenci kalıyor. Bu, özel yurtlarda kalan ya da ev arkadaşı olan öğrenciler de göz önüne alındığında çok sayıda öğrencinin bir araya geleceği anlamına geliyor.Prof. Şenol, Türkiye’nin salgın grafiğine işaret ederek, birçok bölgenin, en üst düzey kapanmaların gerektiği kırmızı çizgiye çok yakın olduğunu; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerin de turuncu sınırlar içinde olduğunu belirtti. Şenol, “Bu anlamda düşük görünen iller ile yüksek görünen iller arasındaki geçiş ve varyant tehdidi bakımından kampusler ne kadar önlem alırsa alsın öğrenciler bakımından sıkıntılı bir süreç başlatabilir. Lise ve üniversitelerin açılması için koşul uygun değil” dedi.YAYILIM UYARISIÜniversite öğrencilerinin iller arası değişimi gibi uygulamaların “küçük kitle hareketi” olarak adlandırıldığını aktaran Şenol, küçük kitle hareketlerinin salgın eğrisine etkisinin hemen görülmesinin mümkün olmadığını söyledi. Şenol, “Oluşan kümeler ve yayılımları, 3-4 hafta sonra ağır vaka olarak görmeye başlıyorsunuz. Daha önce de toplu sınavlarda itirazlarımızı söylemiştik. O sınavlardan sonra ‘bakın hiçbir şey olmadı’ denilmişti ama 2 ay sonra korkunç bir ağır vaka patlaması gördük” diye konuştu. Toplumda salgının harekette olduğunu, ağır vaka patlamasının sadece öğrencilerin üniversitelere dönmesinden kaynaklı olmayacağını da vurgulayan Şenol, “Lokal salgınlara yani öğrenciler arasında salgına sebep olur, bulaşma yaş seviyesini düşürür” ifadelerini kullandı. Sefa Uyar




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter